Arkadaşlar dün bir sergi vardı Ankarada. Çanakkale 1915 Seddülbahir Müzesi Ahmet Usluya ait. Sergilenen ve birbirine çarparak iç içe girmiş mermi çekirdekleri savaşın ne kadar yoğun geçtiğinin bir kanıtıydı.
Bunların arasında bir afiş dikkatimi çekti. Gözlerim doldu Peygamber (SAV) Efendimiz ve Kuran-ı Kerim hakkında şu sıralar konuştuklarımızı hatırladım birden ve yüreğim sıkıştı çok kötü hissettim kendimi. Oradan hemen uzaklaştım. Nereye gidiyoruz , bu insanlık ne yapmaya çalışıyor. Allahım Yardım etdiyebildim... Bunu sizinle paylaşmak istiyorum.
Afişte aynen şunlar yazılıydı.
11 Temmuz 1915 günü kervizdere de saldıran fıransızlara gün biterken büyük kayıp verdirildi.Fransız ölüleri siperlerimizin önünü doldurmuştu
17. Alay Komutanı Yarbay Hasan Bey yerde yatan Fransız ölüleri arasında bir kıpırdanma gördü. Eğildi ve yaralı askeri omzundan tutarak çevirdi. Yaralı fıransız ani bir hareketle elindeki süngüyü Yarbay Hasan beyin göğsüne sapladı
Alay komutanı gafil avlanmıştı
Yere yıkıldı
Göğsü kan içindeydi
Allah Şahidim ki fıransıza yardım edecektim diyebildi.
Alay imamı başında Kuran okumaya başladı
Yarbay Hasan Bey İmam efendi La Havle vela Kuvvete illa Billahil Aliyyil Azim duasını 33 kere okuyunuz dedi
Kendisi de okudu
Sonra beni ayağa kaldırınız dedi
Tabur komutanları koltuklarından tutarak ayağa kaldırdılar Yarbay Hasan beyi
Birden!!!
LA İLAHE İLLALLAH MUHAMMEDE'R RESULALLAH dedi.
Gözlerini ileriye dikmişti
Yüzünde bir tebessüm belirdi
Ve yüksek sesle :
NİÇİN ZAHMET BUYURDUNUZ YA RESULALLAH dedi.
RUHUNU TESLİM EDEREK ŞEHİT OLDU
''
Es Selam
NİÇİN ZAHMET BUYURDUNUZ YA RESULALLAH
- katre-iNur
- Saygın Üye
- Mesajlar: 272
- Kayıt: 13 Ağu 2007, 02:00
NİÇİN ZAHMET BUYURDUNUZ YA RESULALLAH
[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/katreimza.jpg[/img]
- kulihvani
- Site Admin
- Mesajlar: 12889
- Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00
- katre-iNur
- Saygın Üye
- Mesajlar: 272
- Kayıt: 13 Ağu 2007, 02:00
- halimkok
- Özel Üye
- Mesajlar: 3843
- Kayıt: 09 Ağu 2007, 02:00
Bismillâhirrahmanirrahim.
(ENBİYÂ suresi 107. ayet)
وَمَا أَرْسَلْنَاكَ إِلَّا رَحْمَةً لِّلْعَالَمِينَ
Ve ma erselnake illa rahmetel lil alemin
(Ey Muhammed!) Seni ancak âlemlere rahmet olarak gönderdik.
Âlemlere rahmet olarak gönderilenden dolayı O'nu yüreğinde taşıyanlar
yaralı düşman askerine merhamet gösterir... canı pahasına da olsa...
Ve O Şanlı Resul... Rahmetiyle merhamet edenleri EBEDİ'yetin kapısında hazır ve nazır olarak karşılar... şüphesiz ki O VEFAlıdır...
Allah CC.; Daraltan ve Genişletendir...
Sıkışan yüreğini genişletecek olan da O'dur Nurullah CANım...
İnşirah Suresi 1.Ayet
أَلَمْ نَشْرَحْ لَكَ صَدْرَكَ
Elem neşrah leke sadrek
(Ey Muhammed!) Senin göğsünü açıp genişletmedik mi?
Senin Muhammedî yüreğine de genişlik versin Rabbim... ve senden razı olsun inşallah...
(ENBİYÂ suresi 107. ayet)
وَمَا أَرْسَلْنَاكَ إِلَّا رَحْمَةً لِّلْعَالَمِينَ
Ve ma erselnake illa rahmetel lil alemin
(Ey Muhammed!) Seni ancak âlemlere rahmet olarak gönderdik.
Âlemlere rahmet olarak gönderilenden dolayı O'nu yüreğinde taşıyanlar
yaralı düşman askerine merhamet gösterir... canı pahasına da olsa...
Ve O Şanlı Resul... Rahmetiyle merhamet edenleri EBEDİ'yetin kapısında hazır ve nazır olarak karşılar... şüphesiz ki O VEFAlıdır...
Allah CC.; Daraltan ve Genişletendir...
Sıkışan yüreğini genişletecek olan da O'dur Nurullah CANım...
İnşirah Suresi 1.Ayet
أَلَمْ نَشْرَحْ لَكَ صَدْرَكَ
Elem neşrah leke sadrek
(Ey Muhammed!) Senin göğsünü açıp genişletmedik mi?
Senin Muhammedî yüreğine de genişlik versin Rabbim... ve senden razı olsun inşallah...
[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/muhammedinurimza.jpg[/img]
- katre-iNur
- Saygın Üye
- Mesajlar: 272
- Kayıt: 13 Ağu 2007, 02:00
- Gariban
- Moderatör
- Mesajlar: 2834
- Kayıt: 25 Tem 2007, 02:00
Nurullah Kardeşim,
Gectigimiz sene içinde sitemizde cephede bir toplu namaz resmi verilmişti, o resmi görünce göz yaşlarımı tutamamış, odamın kapısını kapatıp namaz vakti geldiğinde kendimi de şehitlerin arasına koymuş öyle namaz kılmıştım. Sanki hepsi oda içindeydiler. Bana bunu hatırlattın can dost. Allah yureğini daima temiz ve pak kılsın.
Selam ve sevgiyle
Gariban
Gectigimiz sene içinde sitemizde cephede bir toplu namaz resmi verilmişti, o resmi görünce göz yaşlarımı tutamamış, odamın kapısını kapatıp namaz vakti geldiğinde kendimi de şehitlerin arasına koymuş öyle namaz kılmıştım. Sanki hepsi oda içindeydiler. Bana bunu hatırlattın can dost. Allah yureğini daima temiz ve pak kılsın.
Selam ve sevgiyle
Gariban
- halimkok
- Özel Üye
- Mesajlar: 3843
- Kayıt: 09 Ağu 2007, 02:00
Bak Nurullah Can... diğer yazıdaki mesajında ne demişsin...
Ben geçen sohbette biraz bahsetmiştim ya sana...
Sen ileride inşallah bunu da soracaksın...
Ben inanmaktayım ve yüreğimde duymaktayım ki...
Bismillâhirrahmanirrahim
(ALAK suresi 19. ayet)
كَلَّا لَا تُطِعْهُ وَاسْجُدْ وَاقْتَرِبْ
Kella la tüti'hü vescüd vakterib
Sakın onu dinleme de secde et ve yaklaş
Bu ayeti yüreğinde okuyacak ve gözyaşları içinde Gönül Hocamın deyimiyle Halimce bırakıvereceksin...
Baraj aşırı dolduğunda kontrollü olarak SU bırakırlar...
Ama öyle anlar olur ki kontrole fırsat kalmaz da SU kapakları patlayıverir.
Görelim Mevlâm neyler... neylerse güzel eyler...
Şüphesiz ki O en doğrusunu bilendir...
ES SELÂM...
İnşirah Suresi'ne dair söylediğine SEN'den sana cevap yine SEN'den gelmiş...kul yazdı:Can dostum Halim Can;
Bu sitede soruyu kim nerede sorarsa sorsun Rabbim cevabı geciktirmeden verdiriyor. Yazanda marifet yoktur. YAZDIran RABBİM'dir.
İnşaAllahu Rahman hepimizden Razı olsun.
Es Selam
Ben geçen sohbette biraz bahsetmiştim ya sana...
Sen ileride inşallah bunu da soracaksın...
Ben inanmaktayım ve yüreğimde duymaktayım ki...
Bismillâhirrahmanirrahim
(ALAK suresi 19. ayet)
كَلَّا لَا تُطِعْهُ وَاسْجُدْ وَاقْتَرِبْ
Kella la tüti'hü vescüd vakterib
Sakın onu dinleme de secde et ve yaklaş
Bu ayeti yüreğinde okuyacak ve gözyaşları içinde Gönül Hocamın deyimiyle Halimce bırakıvereceksin...
Baraj aşırı dolduğunda kontrollü olarak SU bırakırlar...
Ama öyle anlar olur ki kontrole fırsat kalmaz da SU kapakları patlayıverir.
Görelim Mevlâm neyler... neylerse güzel eyler...
Şüphesiz ki O en doğrusunu bilendir...
ES SELÂM...
[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/muhammedinurimza.jpg[/img]
- katre-iNur
- Saygın Üye
- Mesajlar: 272
- Kayıt: 13 Ağu 2007, 02:00
BİZlik denizinde BİR OLan CANDOSTlarım Gariban ve Halim yüreğinizdeki o güzel titreyişleri hissettik. İyi ki varsınız. İyi ki bu sitede buluşmak nasib oldu. Sebebe katkısı olanlardan Rabbim Razı olsun.
Emanetimiz Allah CC ya olsun.
Es Selam
Emanetimiz Allah CC ya olsun.
Es Selam
[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/katreimza.jpg[/img]
- MINA
- Özel Üye
- Mesajlar: 2740
- Kayıt: 25 Eki 2008, 02:00
Belhin meşhur velisi Hatim-i Asam, (852 -H.237) hacca gidiyordu. Hanımına teklifte bulundu:
- Hanım, ne kadar nafaka bırakayım sana, ben gelinceye kadar? Tevekkül ve teslimiyet timsali hanımın cevabı ibretliydi: -Ne kadar yaşayacaksam o kadar!
- Hanım senin ne kadar yaşayacağını ben ne bileyim?..
- Öyle ise dedi, benim nafakamı ne kadar yaşayacağımı bilene bırak. O beni şimdiye kadar hiç nafakasız bırakmadı, şimdiden sonra da bırakmaz. Sen harçlığını yanında tut, gurbette sana lazım olabilir.
Hatim-i Asam yola çıktıktan sonra mahalle hanımları ziyarete geldiler.
- ALLAH kavuştursun beyiniz hacca gitti, dediler. Hemen arkasından da mahalli dille sormadan edemediler:
- Beyin sana ne kadar rızık bıraktı gelinceye kadar?..
- Benim beyim dedi, rızık veren değil rızık yiyendir. Rızık yiyen, rızık veremez. Ben rızkımı hep rızık verenden beklemişim şimdiye kadar. O beni hiç rızıksız bırakmamış, yine de bırakmayacağına inanıyorum.
Hanımlar bu cevaptan pek memnun olmadılar, dudaklarını büküp aleyhte konuşarak gittiler...
Aradan çok geçmedi Hatimin evinin kapısında at kişnemeleri duyuldu. Dışarıya çıkan hanım, bir atlı kafilesiyle karşılaştı. Hacıları uğurlamaktan dönen Bağdat halifesi susamış, su içmek için uğramış buraya. Hanım hemen bir testi su ile bir bardak uzattı.
Soğuk suyu kana kana içen halife yanındaki vezirine emir verdi:
- İçtiğimiz suyun bedelini bize yakışan şekilde öde!..
Toprak çanağın içini altınla dolduran vezir, bardağı kapının yanına bırakırken söylendi:
- ALLAHa emanet olun bacım, soğuk suyunu içtik, hakkını helal et... Kafile uzaklaşırken Hatimin hanımı bardağın içinde beyi hacdan dönünceye kadar yetip de artacak miktarda para bırakıldığını gördü. Her zaman yaptığı gibi yine seccadesine yönelip şükür secdesine kapandı:
- Rabbim dedi, çocukken anam babamın eliyle gönderiyordun rızkımı. Evlenince beyim Hatimle göndermeye başladın rızkımı...
Şimdi ise beyim hacca gitti, bu defa da halifeyle gönderiyorsun rızkımı. Beni hayatım boyunca hiç rızıksız bırakmadın.
Zaten ben de seni hep böyle bildim. Bu yüzden tevekkül ve teslimiyetim hiç azalmadı, hep arttı. Ancak çevremdekiler aynı değiller. Onlar tevekkülsüz ve teslimiyetsizler...
Hemen hücuma geçiyor, tevekkülsüzlük telkin ediyorlar bizlere...
Sen tevekkül ve teslimiyet duyguları nasip eyle bu aile bireylerine de, asıl rızkı verenin sen olduğunu onlar da anlasınlar, senin kimseyi rızıksız bırakmayacağını idrakte onlar da gaflete düşmesinler, huzurlu yaşasınlar...
alıntı...
- Hanım, ne kadar nafaka bırakayım sana, ben gelinceye kadar? Tevekkül ve teslimiyet timsali hanımın cevabı ibretliydi: -Ne kadar yaşayacaksam o kadar!
- Hanım senin ne kadar yaşayacağını ben ne bileyim?..
- Öyle ise dedi, benim nafakamı ne kadar yaşayacağımı bilene bırak. O beni şimdiye kadar hiç nafakasız bırakmadı, şimdiden sonra da bırakmaz. Sen harçlığını yanında tut, gurbette sana lazım olabilir.
Hatim-i Asam yola çıktıktan sonra mahalle hanımları ziyarete geldiler.
- ALLAH kavuştursun beyiniz hacca gitti, dediler. Hemen arkasından da mahalli dille sormadan edemediler:
- Beyin sana ne kadar rızık bıraktı gelinceye kadar?..
- Benim beyim dedi, rızık veren değil rızık yiyendir. Rızık yiyen, rızık veremez. Ben rızkımı hep rızık verenden beklemişim şimdiye kadar. O beni hiç rızıksız bırakmamış, yine de bırakmayacağına inanıyorum.
Hanımlar bu cevaptan pek memnun olmadılar, dudaklarını büküp aleyhte konuşarak gittiler...
Aradan çok geçmedi Hatimin evinin kapısında at kişnemeleri duyuldu. Dışarıya çıkan hanım, bir atlı kafilesiyle karşılaştı. Hacıları uğurlamaktan dönen Bağdat halifesi susamış, su içmek için uğramış buraya. Hanım hemen bir testi su ile bir bardak uzattı.
Soğuk suyu kana kana içen halife yanındaki vezirine emir verdi:
- İçtiğimiz suyun bedelini bize yakışan şekilde öde!..
Toprak çanağın içini altınla dolduran vezir, bardağı kapının yanına bırakırken söylendi:
- ALLAHa emanet olun bacım, soğuk suyunu içtik, hakkını helal et... Kafile uzaklaşırken Hatimin hanımı bardağın içinde beyi hacdan dönünceye kadar yetip de artacak miktarda para bırakıldığını gördü. Her zaman yaptığı gibi yine seccadesine yönelip şükür secdesine kapandı:
- Rabbim dedi, çocukken anam babamın eliyle gönderiyordun rızkımı. Evlenince beyim Hatimle göndermeye başladın rızkımı...
Şimdi ise beyim hacca gitti, bu defa da halifeyle gönderiyorsun rızkımı. Beni hayatım boyunca hiç rızıksız bırakmadın.
Zaten ben de seni hep böyle bildim. Bu yüzden tevekkül ve teslimiyetim hiç azalmadı, hep arttı. Ancak çevremdekiler aynı değiller. Onlar tevekkülsüz ve teslimiyetsizler...
Hemen hücuma geçiyor, tevekkülsüzlük telkin ediyorlar bizlere...
Sen tevekkül ve teslimiyet duyguları nasip eyle bu aile bireylerine de, asıl rızkı verenin sen olduğunu onlar da anlasınlar, senin kimseyi rızıksız bırakmayacağını idrakte onlar da gaflete düşmesinler, huzurlu yaşasınlar...
alıntı...
''Ve Allah'a Sımsıkı Sarılın...''
Hacc / 78
Hacc / 78