Çorak araziler, susuz topraklar Onunla suya kanar...
Bir beldede, bir toplulukta başı dumanlı bir Aşık varsa, orada Muhabbet, orada Feyiz, orada Rahmet, orada Bereket vardır!...
Mekke çölünü hayat membaına dönüştüren bulut
Muhammed'imin bulutuydu...
Meclisleri, Dergahları, Toplulukları, Sohbet ortamlarını Beşeriyet Hararetinden Aşığın gönlüdür koruyan!..
Yanmayı göze almıştır Aşık...
Hem de öyle bir göze alış ki; Cebrail'e (Aklına)
"SEN ÇEKİL ARADAN"
demiş ve atlamıştır ateşe...İzleyenlerin korku dolu bakışları arasında
ATEŞ SERİN VE SELAMET
"olur Aşığa.
Aşık;
"HASBUNALLAH"
demiştir...
VE NİMEL VEKİL, VE NİMENNASIYR
Sırrını görmüştür...
Ve Alemlerin Rabbi;
"EY ATEŞ (EY BENLİK-EY BEŞERİ BOYUT) İBRAHİM'E (Rabbine Teslim Olan Aşığa) SERİN VE SELAMET OL! "
demiştir...
Her Aşığın başında bir bulut gezer!...
Muhammed'in bulutunu herkes görüyordu ama fark eden çok azdı.
Manasını sadece Süt Anne Halime, Rahip Bahira ve Hadice-i Kübra fark etti!...
Aşıkta; bulut görmeye Göz gerek!...Aşıkta; Rahmet sezmeye Öz gerek!...
***
Aşık; bulutun şimşekler saldığını, yıldırımlar boşalttığını çok geç fark etmiştir&
Ve aşık; yıldırımın can aldığını, Azrail''nin buluttan gülümseyeceğini çok geç anlar!..
Anladığında aşık hiçliğe kanat açarken, aşk; yeni arazileri sulamak, taze fidanları yakmak üzere beka yoluna devam edecektir
Aşkın Beka sırrı olduğunu aşıka dost olan bilir
Onun için Ebubekir şöyle demiştir Muhammedimiz irtihal ettiğinde:
Muhammede tapan varsa bilsin ki O ölmüştür!...Ama Allah Bakidir!..
Aşık; Ölür, Aşk; Bakidir!
Selam olsun aşk sırrına talip olanlara!...
Selam olsun Muhammedi Muhabbetten koku alanlara!..
Dua, bereketi çağırır ..
Bereket duayı bollaştırır.
Her ikisinin yokluğu, başka yoklukları ve başka boşlukları davet eder.
Neden boş olmasın ki günler bir gaye olmayınca?..
Bugün okuduğum kitapta çok beğendiğim bir cümle vardı:
"Siz kendi güneşini perdeleyen bulutsunuz" diyordu..
Ne kadar da doğru.
Güneş sızamıyorsa ördüğümüz bulutların arasından,
suçu güneşte değil dönüp bir de kendimizde aramalıyız..
Güneşsiz günlere ah-u vah etmek sisleri dağıtmıyor.
Esefler hiçbir kalbi mutlu etmiyor, mutmain etmiyor.
Eseften uzaklaşmak diliyorum tüm kalplere..
Ümit ediyorum
Ümitle, güzellikleri istiyor
ve bekliyorum...
_DÜZENLENMİŞTİR_
Derviş na murad olacak.
Allah vesilelerle kendisine yaklaştırır.
Na murad olacak..
Bildiğini terk edecek.
Ey affetmeyi seven Rabbim, sil göz yaşlarımı..
Sen teselli et beni, serinlik sun şu bağrıma...
Vardır bunda da bir hayır..
Hayırlı kederlerimi sen sevdir bana!..
Tıpkı geceye saçılan yıldızlar gibi, ömrüme ışık olsun, sıkıntı anlarımda ettiğim dualar..
Hüzünlerde olgunlaştır beni..
Cahilim çok cahilim..
Sen yolum ol!
Sen sonum ol!
Sen tut elimden, sana giden yollarda nurum ol!
Dağlar kadar günahlarıma, bir avuç tövbe kırıntısı getirdim...
Sen derman ol şu volkanlarıma...
Sensiz bir yürek ne kadar boş!..
Affeyle Ya Rabbel alemin...
Amin....
Derviş na murad olacak.
Allah vesilelerle kendisine yaklaştırır.
Na murad olacak..
Bildiğini terk edecek.
Efendimiz Hz. Muhammed (sav) ve âline salat eyle ve
kazâna gönül hoşluğuyla razı olmamı sağla;
hükmünün gerçekleştiği hususlarda göğsümü aç;
benden esirgediklerin için sana şükrümü,
bana verdiklerin için olan şükrümden bol eyle.
Yoksul biri için aşağılık, servet sahibi biri için de
üstünlük düşünmekten beni koru.
Çünkü gerçek şeref sahibi, sana itaat edişi sebebiyle şereflenen;
gerçek izzet sahibi ise sana ibadet edişi sebebiyle
izzet bulan kimsedir.
Derviş na murad olacak.
Allah vesilelerle kendisine yaklaştırır.
Na murad olacak..
Bildiğini terk edecek.
''Bismillah tükenmez bir kuvvet bitmez bir berekettir. Bütün başarılar derin inanç ile çekilmiş bir Besmele ile olur. Hiç kimse hiçbir işini Besmelesiz bırakmasın...''
Say ki öncesiz bir çocuktum
Evvel zaman içinde
Derindeydim,derinliksizdim
Kınanmış bir hikayede
Süstüm,esriktim Yardan âzade sızılarım Sınandım
Karardayım.
.
Boynuma geçirdiğin urgan
Alnıma sürdüğün kutsal kan
Diz çöktüğüm toprak
Şahit Kaygılardayım,kaygılardayım
nur zelal
Derviş na murad olacak.
Allah vesilelerle kendisine yaklaştırır.
Na murad olacak..
Bildiğini terk edecek.
Manen elinizden tutacak olan maddi vücudu giymiş mecnun iseniz leylanızı, leyla iseniz mecnunuzu...Bekliyor musunuz...
Beklediğiniz var mı?..
Mecnunun leylası olmayı, leylanın mecnunu olmayı özlediğiniz merakını duyduğunuz beklemekler sardı mı her yanınızı....
Her gün gıpta ile baktığınız iki kişinin ellerinden tutmuş yürümeye çalışan çocuğun boyun kokusunu içinizde hisseder gibi... Hayalinizi kurduğunuz yavrunuz... Yavrularınız... Acaba benim yavrum nasıl olacak dediğiniz...
Bekliyor musunuz...
Nereden çıkacak acaba...
Ummadığınız, elinizin yetişmediği yerden tam vakt-i münasibde (uygun vakitte) ihtiyac-ı fıtrinize (fıtratınızın ihtiyacı olan) binaen kalbinize mukabilinizi...
Bekliyor musunuz...
Bir asker gibi gün sayıyor musunuz beklediğinize dair...
Rüyalarınızda gördüğünüzü, ama alem-i şehadette gör(e)mediğinizi...
Bekliyor musunuz...
Dilinizden beklemeye dair mısralar mı dökülüyor... Yoksa beklemenin içinde bir kudsiyet mi arıyorsunuz...
Ne hasta bekler sabahı
Ne taze ölüyü mezar
Ne de şeytan bigünahı
Seni beklediğim kadar...
Mısralarını söylemek istediğiniz o insanı...
Hala bekliyor musunuz...
Yoksa yine bir kaç mısra mı dökülüyor...
Pek çok giden memnun ki yerinden
Çok seneler geçti dönen yok seferinden mi diyorsunuz...
El sallayarak...
Güle güle diyerek...
Gidenleri bekliyormusunuz...
Ya da... Ya da daha gelmeyeni...
Besmelenin kudsiyetine nisbeten (oranla) belki milyarda bir olan beklemenin kudsiyetini... Sabr ile... Rahman'a ve o merhametli Rahim'e olan ümit ile... Umud ile... Sabr ile...
Besmele ile bekliyor musunuz...
Beklemekteki en kuvvetli arkadaşımız olan sabrı, onun kuvvetini sağa sola değil... Şu ana sarfedip bekliyor musunuz... Yoksa... Yoksa ahu eninler edip neden hala gelmedi, olmadı, diyerek şekvaya (şikayete) mı başlıyorsunuz...
Bir yüzüm Laylâ bir yüzüm Mecnun
CAM gibi CANım arada hasret
Sırtsırta beklemekteyim
İçimde gurbet
Demekteyim
Ağlıyorsun-ağlıyorum biliyorum
Kimse görmese diyorum
Gelemeni bekliyorum!..
*
Çocukken köy odalarında ASLI-KEREM okurdum
Çocukluk ya!.. Kendimi Kerem yerine kordum
Dizime yatınca ASLImın emin
Otuz iki dişi çekilirdi çenemin
Hiç Kerem olamadım
ASLım gelmedi hiç..
Ben onu seviyorum
Bekliyorum..
*
Yer göğe kapansa yüreğimde fırtına var
Kapkaranlıkda yalnızlık
Yürüse üstüme dört duvar
Sessizlikle ıssızlık
Camlarda çılgın ıslık
Kırbaçlarken aklımı kara sevdâ
Bir gelse
Hâlden bilse diliyorum
Bekliyorum
*
Göz ucumunda bir damla ÇİĞ dondu
Zemheri kesti ZEVKlerim
Bu acı bu çile ne ilk ne de sondu
Çektirenle çektiklerim
İliklerimde beklerim
Birazcık sevgi-Isı
Canımın yarısı
Ilıktan Ilık
Bir bakışlık Işık
Şu bir damlacık ERİse
Yüzümü YAKsa YÜRüse
Bitse ayrılık
Ben seviyorum
Gelecek-miyecek biliyorum
SEVgim çok- Çarem yok
Bekliyorum!..
Bekliyorum!..
Burası mabedim burası dünyam
Bırakıp gidemem burada leylam
Ahh bir garip mecnunum yücedir sevdam
Beklemek ibadet gitmek ölümdür
Ahh bir garip mecnunum yücedir sevdam
Beklemek ibadet gitmek ölümdür
Ne ettiyse bana kaderim etti
Kurduğum hayaller zamansız bitti
Ahhh ruhum başka canda toprağa gitti
Beklemek ibadet kalmak zulümdür
Aşk benim dert benim hasret benimdir
Al toprak al Leyla senindir
Ahhh birgün buluşuruz mevlam kerimdir
Beklemek ibadet kalmak zulumdür
Beklemek ibadet gitmek ölümdür
Reftim bâkiyerâ bekâ bâd [Biz geçtik, kalanlar sağ olsun]
Biz gittik kalanlar sağ olsun
Doğan önünde sonunda ölür.
Gök kubbede oturanlar iyi bilir
Damdan bir taş atıldı mı düşer
Hırsı bırak kendini boş yere harcama
Şu toprak altında çırak ta bir ustada
Hiç naz etme a güzel,
bu mezarda ne şirinler var ne şirinler
Ferhat gibi yok olup gittiler . . .
Âh ile çıkıp yola, sanki son vapurla giden sevgiliye el sallar gibi
Ve ne güzel gideceği son vapuru kaçırmakder gibi
Bir heyecanla dinledik gelip geçen ömürden izleri
Kalbimizin meyvalarını toplamaya çeyrek kala
Mevlayı seversen söyletme ne olur,
neler olur bize andıkça neler olur
Döner döner savrulur,
Yanar yanar kavrulur,
Aşkın ile kul olur
Allah der dururuz,El-Medet Nolur Vakitleri aşk ile doldur, Âh ile illa Huuu
Her hattı tevhid kaleminden bir satır
O yüz ki göz değince Allahı hatırlatır
Gel özün saf eyle sûfî merd olup meydane gel Derd-i aşkı nûş edip bî-hûş olup mestane gel
Zâhid-i bî-marifet pendini isgâ etme sen
Varlığını terk ile terk eyleyip merdâne gel