Hz. ALİ kv.
- canan
- Aktif Üye
- Mesajlar: 145
- Kayıt: 28 Eki 2008, 02:00
Hz. ALİ kv.
Hz ALİ (kv)
Salman-ı Farisi şöyle rivayet etmektedir:
Hz. Resulullah sallallahu aleyhi ve alihi ve sellemin huzurunda oturmuştuk. Derken bir Arap gelerek ilk önce bize selam verdi ve biz cevabını verdikten sonra sordu: Hanginiz karanlık gecelerin ışığı ve parlayan ay, yani yüce ve kudretli Allahın elçisi Muhammedsiniz (sallallahu aleyhi ve alihi ve sellem)? Acaba, Bu (sallallahu aleyhi ve alihi ve sellem) çehresi nurlu ve güzel olan mı? Hazret (sallallahu aleyhi ve alihi ve sellem) evet, Benim (sallallahu aleyhi ve alihi ve sellem) gel otur, diye cevap verdi. Arap arz etti: Ey Muhammed sallallahu aleyhi ve alih! Ben, Seni (sallallahu aleyhi ve alihi ve sellem) görmeden iman getirip Seni (sallallahu aleyhi ve alihi ve sellem) tasdik ettim. Ancak yanınıza varmadan yeni bir şey daha duydum.
Hazret (sallallahu aleyhi ve alihi ve sellem): Duyduğun şey nedir?
Arap: Bizi Allahtan başka ilah olmadığına davet ettin, icabet ettik; namaz kılın dediniz, kıldık; mallarınızın zekâtını verin dediniz, verdik; oruç tutup hacca gitmemizi ve cihata katılmamızı emrettiniz, kabul ettik. Bütün bunlar yetmemiş gibi bir de amcanız oğlu Hz. Ali aleyhisselamın Velayetine inanmaya ve Onu (aleyhisselam) sevmeye davet ediyormuşsun. Bunu kendinden mi, yoksa gökten gelen bir emirle mi söylüyorsun?
Hz. Resulullah sallallahu aleyhi ve alihi ve selem: Belki Allah-u Teâla Onun (aleyhisselam) muhabbet ve velayetini bütün gökyüzü ve yeryüzü ehline vacip kılmıştır.
Arap: Resulullahın (sallallahu aleyhi ve alihi ve sellem) kelamını duyunca, işittim ve itaat edeceğim.
Hazret (sallallahu aleyhi ve alihi ve sellem): Ey Arap kardeş! Hz. Aliye (aleyhisselam) Rabbimden beş şey eta olunmuştur ki, onların her biri bütün dünyadan daha hayırlıdır. Onlardan birini sana söylememi ister misin?
Arap: Elbette ki, ey Allahın Resulü (sallallahu aleyhi ve alihi ve sellem)!
Buyurdular: Ey Arap kardeş! Bedir günü savaş bittikten sonra Ben (sallallahu aleyhi ve alihi ve sellem), oturmuştum. Cebrail gelerek Bana (sallallahu aleyhi ve alihi ve sellem) arz etti: Allah-u Teâla Sana (sallallahu aleyhi ve alihi ve sellem) selam ediyor ve buyuruyor ki: Ey Muhammed (sallallahu aleyhi ve alihi ve sellem)! Ben ahdettim ve ant içtim ki, sevdiğim herkese Hz. Alinin (aleyhisselam) sevgisini ilham edeceğim. Her kim Beni sever ise ona ilham yoluyla Hz. Alinin (aleyhisselam) de sevgisini inayet edeceğim ve düşman olduğum kimsenin kalbine Hz. Alinin (aleyhisselam) düşmanlığını koyacağım. Hazret (sallallahu aleyhi ve alihi ve sellem) devamında buyurdular: Ey Arap kardeş! Hz. Aliye (aleyhisselam) olan ikinci inayeti söylememi ister misin?
Arap: Evet, Ey Allahın Resulü (sallallahu aleyhi ve alihi ve sellem)!
Hz. Resulullah sallallahu aleyhi ve alih: Amcam Hamzanın cenaze işlerini bitirdikten sonra Cebrail inerek Bana (sallallahu aleyhi ve alihi ve sellem) dedi ki: Ey Muhammed (sallallahu aleyhi ve alihi ve sellem)! Rabbin Sana (sallallahu aleyhi ve alihi ve sellem) selam ediyor ve buyuruyor: Ben namazı farz kıldım, ancak onu nifas yahut hayız halindeki kadınlardan, delilerden ve çocuklardan sakıt kıldım. Orucu farz kıldım ve onu, yolcu kimseye farz koşmadım. Haccı farz kıldım; ama gücü yetmeyen kimselerden kaldırdım. Zekâtı farz kıldım ve onu malı olmayanlardan kaldırdım.
Hz. Alinin (aleyhisselam) velayet ve sevgisini ise bütün gök ve yeryüzü ehline farz kıldım ve Onda asla hiçbir mazeret veya sebebi kabul etmeyeceğim.
Buyurdular: Allah-u Teâla bütün mahlûkatı yarattıktan sonra onlardan her bir gruba önder ve liderler karar kıldı. Kuşlar arasında akbabayı, dört ayaklılar arasında ineği, vahşi hayvanlar arasında aslanı, günler arasında Cumayı, aylar arasında Ramazanı, peygamberler arasında Beni (sallallahu aleyhi ve alihi ve sellem) ve vasiler arasında Aliyi (aleyhisselam) önder ve büyük olarak karar kılmıştır.
Daha sonra Hazret (sallallahu aleyhi ve alihi ve sellem) şöyle buyurdular: Dördüncü inayetten haber vermemi ister misin?
Arap arz etti: Ey benim Mevlam (sallallahu aleyhi ve alihi ve sellem)! Evet.
Hazret (sallallahu aleyhi ve alihi ve sellem): Ali Bin Ebu Talibin (aleyhisselam) muhabbeti bir ağaçtır Onun aslı cennette, dalları ise dünyadadır. Her kim dünyada O dallardan birine tutunursa, o şahsı cennete çeker. Ve Ali Bin Ebu Talibin (aleyhisselam) düşmanlığı bir ağaçtır ve onun kökü cehennemde, dalları ise dünyadadır. Her kim o dallardan birine tutunursa, onu cehenneme çeker.
Resulullah (sallallahu aleyhi ve alihi ve sellem): Rabbimin Hz. Aliye (aleyhisselam) inayet ettiği beşinci şeyi de bilmek ister misin?
Arap: Evet, ey Allahın Resulü (sallallahu aleyhi ve alihi ve sellem)!
Hazret (sallallahu aleyhi ve alihi ve sellem) buyurdular: Kıyamet günü Benim (sallallahu aleyhi ve alihi ve sellem) için arşın sağ tarafında, Hz. İbrahime yine arşın sağında bir minber karar kılınacaktır. Sonra keramet tahtı diye maruf olan yüksek ve nurlu bir minber Benimle (sallallahu aleyhi ve alihi ve sellem) İbrahim arasına kurulacak. Ben (sallallahu aleyhi ve alihi ve sellem) ve İbrahim kendi minberimizde amcam oğlu Ali (aleyhisselam) ise keramet minberine oturacaktır. Bir dostun iki yar arasında olması ne güzeldir. Öyle ki, ondan daha güzelini hiçbir göz görmemiştir.
Daha sonra Hz. Resulullah (sallallahu aleyhi ve alihi ve sellem) buyurdular: Ey Arap! Aliyi (aleyhisselam) sev, zira Onun (aleyhisselam) sevgisi hak ve sabittir. Allah Onu (aleyhisselam) seveni sever. Ali (aleyhisselam) Benimle (sallallahu aleyhi ve alihi ve sellem) aynı sarayın içinde olacaktır.
Bu sırada Arap şöyle dedi: Ben, Allaha, Onun Resulüne (sallallahu aleyhi ve alihi ve sellem) ve amcan oğlu Aliye (aleyhisselam) itaat edeceğim.
Kaynak: El- fezail; s. 147/ Bihar-ul Envar; c. 40, s. 46/ Medinet-ul Meaciz; c. 2, s. 363.
[img]http://www.muhammedinur.com/resimler/cicekler/sg_1.jpg[/img]
- hasancan
- Üye
- Mesajlar: 37
- Kayıt: 27 Mar 2007, 02:00
- canan
- Aktif Üye
- Mesajlar: 145
- Kayıt: 28 Eki 2008, 02:00
- nur_umim
- Özel Üye
- Mesajlar: 1118
- Kayıt: 19 Ağu 2007, 02:00
canan kardeşimize candan teşekkürler...
Muhammedi Muhabbetle..
Sözün en güzelini buyuran Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) de buyurmuş:
---- Abbâs bin Abdillah (radiyallahu anhu) Alî bin Tâlib (radiyallahu anhu)nun: Ben ALLAHın kuluyum, Onun Resûlünün kardeşiyim. Sıddık-ı Ekber de benim. Benden sonra kezzab (çok yalancı) adamdan başka hiç kimse bunu (Sıddık-ı Ekber olduğunu), söyleyemez. İnsanlardan 7 yıl önce namaz kıldım. buyurmuştur.
(İbni Mâce, Mukaddime isnad sahih raviler sika Hâkim, Müstedrekinde bu hadisi El Minhalden rivâyetle Buhârî ve Müslim şartları üzere sahihtirdemiştir. Nesâî, Fezail-i Alî de)
---- Zirr İbnu Hubeyş (radiyallahu anhu) anlatıyor: Hazreti Alî (keremullahi veche)den şöyle söylediğini işittim: Daneyi açan, canlar yaratan Zât-ı Zülcelâle yeminle söylüyorum: Ümmî Peygamberin Aleyhis-salâtı ves- selâm, bana şu hususu garantiledi: Beni mümin olan sevecek, münâfık olan da bana buğz edecek. buyurmuştur.
(Müslim, Îmân 131, (78); Tirmizî, Menakib (3737); Nesâî, Îmân 20 (8,117))
---- Sâd bin Ebi Vakkas (radiyallahu anhu)dan: Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) Tebük savaşına çıktı ve Alî (keremullahi veche)yi (Medinede) vekil bıraktı. Bunun üzerine Alî (keremullahi veche) Yâ Resûlullah! Beni çocuklar ve kadınlar arasında vekil mi bırakıyorsun? dedi. Resûl-i Ekrem (sallallahu aleyhi ve sellem)de: Yâ Alî! Bana nisbeten sen, Musaya nisbeten Hârun mevkiinde olmaya razı olmaz mısın? Şu farkla ki benden sonra peygamber yoktur. buyurmuştur.
(Buhârî, Megazi 78; Mülim, Fezâilül-Ashab 31-2404; Tirmizî, Menakib-3731; İbni Mâce, Mukaddime 115)
---- Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem): Alî, benden, ben ondanım. Alîden başka hiç kimse (yapmak durumunda olduğum şeyi) benim yerime edâ edemez. buyurmuştur.
(Hubşiy bin Cenâde (ra) dan; İbni Mâce, Mukaddime 119)
---- Abdurrahmân İbn-i Sâbit (radiyallahu anhu), Sâd Ebi Vakkas (radiyallahu anhu)dan nakleder ki: Hac seferlerinden birisinde Muaviye (Şam Meliki) gelince, Sâd (ra) onun yanına vardı. Bir ara Alî (kv) dan bahsettiler. Muaviye, Alî (kv) nin aleyhine konuştu. Sâd (ra) buna öfkelenip: Sen! (nasıl) bu sözü öyle bir kimse için söylüyorsun? Ki ounun hakkında Resûlullah (sav)den şöyle buyurduğunu (bizzât) işittim: Ben kimin Mevlâsı (Efendisi, Sahibi) isem, Alî de onun Mevlâsıdır. (Resûlullah (sav)in şöyle buyurduğunu da işittim: (Yâ Alî!) Harun (as)ın Musaya bağlılık derecesi (menzilesi) nde Sen Bendensin. Ancak şüphesiz Benden sonra nebî yoktur Resûlullah (sav) dan şunu da işittim: Bugün sancağı öyle bir adama vereceğim ki ALLAHı ve Onun Resûlünü sever. buyurmuştur.
(İbni Mâce-Mukaddime 121)
---- Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem): Ben kimin mevlâsı (dostu) isem, Alî de onun dostudur. buyurmuştur.
(Zeyd ibn Erkam (radiyallahu anhu)dan; Tirmizî, Menâkib 3714)
---- Zeyd bin Erkam (radiyallahu anhu): Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem): Alî, Fâtime, Hasan ve Hüseyin (as)e hitâben:Ena silmün limen sâlemtüm, ve harbun limen harab tüm.: sizin barış (silm, sulh) hâlinde olduğunuz kimse ile ben de barış hâlinde olurum ve sizin harb hâlinde olduğunuz kimse ile ben de harb hâlinde olurum. buyurmuştur.
(İbni Mâce, Mukaddime 145)
---- Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem): Şüphesiz ALLAH (cc) dört kişiyi fazla sevmemi emretti ve şüphesiz onları çok sevdiğini bana haber verdi. buyurmuştur. Ashab tarafından: Yâ Resûlullah! Onlar kimlerdir? denildi. Resûlullah (sav): Alî onlardandır! Alî onlardandır! Alî onlardandır! Bunu üç kere söyledi ve Ebu Zer (-i Caferî), Selmân (-ı Farisi) ve Mikdad (bin Esved) dir buyurmuştur.
(İbni Mâce, Mukaddime 149 ve Ebu Hureyre (ra) dan; Tirmizî)
Muhammedi Muhabbetle..
Sözün en güzelini buyuran Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) de buyurmuş:
---- Abbâs bin Abdillah (radiyallahu anhu) Alî bin Tâlib (radiyallahu anhu)nun: Ben ALLAHın kuluyum, Onun Resûlünün kardeşiyim. Sıddık-ı Ekber de benim. Benden sonra kezzab (çok yalancı) adamdan başka hiç kimse bunu (Sıddık-ı Ekber olduğunu), söyleyemez. İnsanlardan 7 yıl önce namaz kıldım. buyurmuştur.
(İbni Mâce, Mukaddime isnad sahih raviler sika Hâkim, Müstedrekinde bu hadisi El Minhalden rivâyetle Buhârî ve Müslim şartları üzere sahihtirdemiştir. Nesâî, Fezail-i Alî de)
---- Zirr İbnu Hubeyş (radiyallahu anhu) anlatıyor: Hazreti Alî (keremullahi veche)den şöyle söylediğini işittim: Daneyi açan, canlar yaratan Zât-ı Zülcelâle yeminle söylüyorum: Ümmî Peygamberin Aleyhis-salâtı ves- selâm, bana şu hususu garantiledi: Beni mümin olan sevecek, münâfık olan da bana buğz edecek. buyurmuştur.
(Müslim, Îmân 131, (78); Tirmizî, Menakib (3737); Nesâî, Îmân 20 (8,117))
---- Sâd bin Ebi Vakkas (radiyallahu anhu)dan: Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) Tebük savaşına çıktı ve Alî (keremullahi veche)yi (Medinede) vekil bıraktı. Bunun üzerine Alî (keremullahi veche) Yâ Resûlullah! Beni çocuklar ve kadınlar arasında vekil mi bırakıyorsun? dedi. Resûl-i Ekrem (sallallahu aleyhi ve sellem)de: Yâ Alî! Bana nisbeten sen, Musaya nisbeten Hârun mevkiinde olmaya razı olmaz mısın? Şu farkla ki benden sonra peygamber yoktur. buyurmuştur.
(Buhârî, Megazi 78; Mülim, Fezâilül-Ashab 31-2404; Tirmizî, Menakib-3731; İbni Mâce, Mukaddime 115)
---- Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem): Alî, benden, ben ondanım. Alîden başka hiç kimse (yapmak durumunda olduğum şeyi) benim yerime edâ edemez. buyurmuştur.
(Hubşiy bin Cenâde (ra) dan; İbni Mâce, Mukaddime 119)
---- Abdurrahmân İbn-i Sâbit (radiyallahu anhu), Sâd Ebi Vakkas (radiyallahu anhu)dan nakleder ki: Hac seferlerinden birisinde Muaviye (Şam Meliki) gelince, Sâd (ra) onun yanına vardı. Bir ara Alî (kv) dan bahsettiler. Muaviye, Alî (kv) nin aleyhine konuştu. Sâd (ra) buna öfkelenip: Sen! (nasıl) bu sözü öyle bir kimse için söylüyorsun? Ki ounun hakkında Resûlullah (sav)den şöyle buyurduğunu (bizzât) işittim: Ben kimin Mevlâsı (Efendisi, Sahibi) isem, Alî de onun Mevlâsıdır. (Resûlullah (sav)in şöyle buyurduğunu da işittim: (Yâ Alî!) Harun (as)ın Musaya bağlılık derecesi (menzilesi) nde Sen Bendensin. Ancak şüphesiz Benden sonra nebî yoktur Resûlullah (sav) dan şunu da işittim: Bugün sancağı öyle bir adama vereceğim ki ALLAHı ve Onun Resûlünü sever. buyurmuştur.
(İbni Mâce-Mukaddime 121)
---- Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem): Ben kimin mevlâsı (dostu) isem, Alî de onun dostudur. buyurmuştur.
(Zeyd ibn Erkam (radiyallahu anhu)dan; Tirmizî, Menâkib 3714)
---- Zeyd bin Erkam (radiyallahu anhu): Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem): Alî, Fâtime, Hasan ve Hüseyin (as)e hitâben:Ena silmün limen sâlemtüm, ve harbun limen harab tüm.: sizin barış (silm, sulh) hâlinde olduğunuz kimse ile ben de barış hâlinde olurum ve sizin harb hâlinde olduğunuz kimse ile ben de harb hâlinde olurum. buyurmuştur.
(İbni Mâce, Mukaddime 145)
---- Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem): Şüphesiz ALLAH (cc) dört kişiyi fazla sevmemi emretti ve şüphesiz onları çok sevdiğini bana haber verdi. buyurmuştur. Ashab tarafından: Yâ Resûlullah! Onlar kimlerdir? denildi. Resûlullah (sav): Alî onlardandır! Alî onlardandır! Alî onlardandır! Bunu üç kere söyledi ve Ebu Zer (-i Caferî), Selmân (-ı Farisi) ve Mikdad (bin Esved) dir buyurmuştur.
(İbni Mâce, Mukaddime 149 ve Ebu Hureyre (ra) dan; Tirmizî)
- nur-ye
- Özel Üye
- Mesajlar: 9091
- Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00
EUZU Bİ-KELİMATİLLAHİ'T-TAMMATİ MİN ŞERRİ MA HALAK
(Yarattıklarının şerrinden ALLAH'ın tam KELİMElerine SIĞINIRIM)
BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
*''Ey Ehl-i Beyt ALLAH günahlarınızı(kulluk kirlerinizi) giderip tertemiz yapmak istiyor'' AHZAP:33/33
*Resulullah (sav); "Allah(cc)'yu kendi Ni'metleriyle sizi beslediği için seviniz.
Beni ALLAH'a olan muhabbetinizle seviniz.
Ehl-i Beyt'imi de bana olan muhabbetiniz sebebiyle seviniz'' buyuruyor. (Tirmizi)
İLAHİ, FITRİ, KEVNİ VE MUHAMMEDİ SEVGİ ZİNCİRİne
SALATÜ SELAM OLSUN....
*Güzel ahlak SUyun kiri yok ettiği gibi kusuru yok eder.
Hz.Ali(kv)
**En büyük servet akıldır.
Hz. Ali(kv)
***Akıl kemal bulunca boş sözler zeval(yok) olur.
Hz.Ali(kv)
****Allah korkusuyla dökülen gözyaşları Ariflerin ibadetidir.
Hz.Ali(kv)
*****Alim ölsede yaşar, cahil yaşarken ölüdür.
Hz.Ali(kv)
HAYY ALLAH c.c razı olsun canan CANım
- nur-ye
- Özel Üye
- Mesajlar: 9091
- Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00
İLMİN KAPISI İMAM ALİ (KERREMULLAH-İ VECHEH)'DEN :
EFENDİMİZ( S.A.V)'DEN RİVAYET EDİLEN BİR HADİS-İ ŞERİF'TE ŞÖYLE BUYURMUŞTUR.
* ÜMMETİMDEN BİR TAKIM ZÜMRELER TÜREYECEKTİR.
ONLAR KUR'ÂN'I ÖYLE OKURLAR Kİ; SİZİN OKUYUŞUNUZ ONLARINKİNİN YANINDA HİÇ KALIR.
NAMAZINIZ DA NAMAZLARINA GÖRE BİR HİÇ KALIR.
ORUCUNUZ DA ORUÇLARININ YANINDA BİR HİÇ KALIR.
KUR'ÂN'I OKURLAR, ONU LEHLERİNE ZANN EDERLER.
HALBUKİ O ALEYHLERİNE OLACAKTIR.
NAMAZLARI KÖPRÜCÜK KEMİĞİNDEN ÖTEYE GEÇMEZ.
ÇÜNKİ ONLAR OKUN YAYDAN ÇIKTIĞI GİBİ İSLAM'DAN HEMEN ÇIKACAKLAR.
ONLARLA HARB EDEN ORDUNUN ASKERLERİ EFENDİMİZ (S.A.V)'İNİN DİLİNDEN KENDİLERİNE NE (KADAR)LER TAKDİR EDİLMİŞ OLDUĞUNU BİLSELERDİ (BAŞKACA) ÇALIŞMAKTAN MUTLAKA VAZGEÇERLERDİ!''.
HAZRET-İ ALİ (K.V) BU HADİS-İ ŞERİF'İ RİVAYET ETTİĞİ ZAMAN UBEYDE ES-SELMAN (R.A) : "EY MÜMİNLERİN EMİRİ! KENDİSİNDEN BAŞKA İLÂH OLMAYAN ALLAH AŞKINA SÖYLE! SEN BU HADİS-İ RESULULLAH (S.A.V)DEN BİZZAT İŞİTTİNMİ?" --DİYE SORDU.
O DA : "KENDİSİNDEN BAŞKA İLAH OLMAYAN ALLAH'A YEMİN EDERİM Kİ EVET!'' DEDİ.
UBEYDE (R.A) ONA ÜÇ SEFER YEMİN VERDİ, O DA ÜÇ SEFER YEMİN ETTİ
(MÜSLİM:1066)
HAZRETİ ALİ (K.V) BU HADİS-İ RİVAYET ETTİĞİ ZAMAN ASHAB DAHİ ŞÜPHEYE DÜŞTÜ.
BU SORUYU SORMAK LÜZUMUNU HİSSETTİLER.
* RESULULLAH (S.A.V) EFENDİMİZ EBU SAİD VE ENES (R.A)DAN RİVAYET EDİLEN BİR HADİSİ ŞERİF'LERİNİN BİR NOKTASINDA ŞÖYLE BUYURUYORLAR :
"ONLAR İNSANLARI KİTABULLAH'A ÇAĞIRIRLAR, FAKAT KİTAP'TAN ZERRE KADAR NASİPLERİ YOKTUR!''
(EBU DAVUD:4765)
* * * * ZEVK 2198 * *
YÂ RABBANA! SALAT-Ü SELAM ET HABİBİN MUHAMMEDÜ'L MUSTAFÂ'YA
FATİMATÜ'Z-ZEHRA ANAM'A, AŞK'IN ''ASL''I EHL-İ BEYT-Ü AL-İ ABÂ'YA
KERREMULLAHİ VECHE'YE, ALİYYÜ'L-HAYDARÜ'L-MURTAZÂ'YA
AHSENÜ'L-HÜLÜK HASAN'A, HÜSEYNİ ŞEHİDÜ'L- ŞAH-I KERBELÂ'YA.
EFENDİMİZ( S.A.V)'DEN RİVAYET EDİLEN BİR HADİS-İ ŞERİF'TE ŞÖYLE BUYURMUŞTUR.
* ÜMMETİMDEN BİR TAKIM ZÜMRELER TÜREYECEKTİR.
ONLAR KUR'ÂN'I ÖYLE OKURLAR Kİ; SİZİN OKUYUŞUNUZ ONLARINKİNİN YANINDA HİÇ KALIR.
NAMAZINIZ DA NAMAZLARINA GÖRE BİR HİÇ KALIR.
ORUCUNUZ DA ORUÇLARININ YANINDA BİR HİÇ KALIR.
KUR'ÂN'I OKURLAR, ONU LEHLERİNE ZANN EDERLER.
HALBUKİ O ALEYHLERİNE OLACAKTIR.
NAMAZLARI KÖPRÜCÜK KEMİĞİNDEN ÖTEYE GEÇMEZ.
ÇÜNKİ ONLAR OKUN YAYDAN ÇIKTIĞI GİBİ İSLAM'DAN HEMEN ÇIKACAKLAR.
ONLARLA HARB EDEN ORDUNUN ASKERLERİ EFENDİMİZ (S.A.V)'İNİN DİLİNDEN KENDİLERİNE NE (KADAR)LER TAKDİR EDİLMİŞ OLDUĞUNU BİLSELERDİ (BAŞKACA) ÇALIŞMAKTAN MUTLAKA VAZGEÇERLERDİ!''.
HAZRET-İ ALİ (K.V) BU HADİS-İ ŞERİF'İ RİVAYET ETTİĞİ ZAMAN UBEYDE ES-SELMAN (R.A) : "EY MÜMİNLERİN EMİRİ! KENDİSİNDEN BAŞKA İLÂH OLMAYAN ALLAH AŞKINA SÖYLE! SEN BU HADİS-İ RESULULLAH (S.A.V)DEN BİZZAT İŞİTTİNMİ?" --DİYE SORDU.
O DA : "KENDİSİNDEN BAŞKA İLAH OLMAYAN ALLAH'A YEMİN EDERİM Kİ EVET!'' DEDİ.
UBEYDE (R.A) ONA ÜÇ SEFER YEMİN VERDİ, O DA ÜÇ SEFER YEMİN ETTİ
(MÜSLİM:1066)
HAZRETİ ALİ (K.V) BU HADİS-İ RİVAYET ETTİĞİ ZAMAN ASHAB DAHİ ŞÜPHEYE DÜŞTÜ.
BU SORUYU SORMAK LÜZUMUNU HİSSETTİLER.
* RESULULLAH (S.A.V) EFENDİMİZ EBU SAİD VE ENES (R.A)DAN RİVAYET EDİLEN BİR HADİSİ ŞERİF'LERİNİN BİR NOKTASINDA ŞÖYLE BUYURUYORLAR :
"ONLAR İNSANLARI KİTABULLAH'A ÇAĞIRIRLAR, FAKAT KİTAP'TAN ZERRE KADAR NASİPLERİ YOKTUR!''
(EBU DAVUD:4765)
* * * * ZEVK 2198 * *
YÂ RABBANA! SALAT-Ü SELAM ET HABİBİN MUHAMMEDÜ'L MUSTAFÂ'YA
FATİMATÜ'Z-ZEHRA ANAM'A, AŞK'IN ''ASL''I EHL-İ BEYT-Ü AL-İ ABÂ'YA
KERREMULLAHİ VECHE'YE, ALİYYÜ'L-HAYDARÜ'L-MURTAZÂ'YA
AHSENÜ'L-HÜLÜK HASAN'A, HÜSEYNİ ŞEHİDÜ'L- ŞAH-I KERBELÂ'YA.