sÖZo ki; EBDÂL: en bedel olan. EBRÂR: en iyi olan. AHRÂR: en hürolan. AHYÂR: en hayırlı olan. HAYDÂR: en diri olan. HAYyÂR: en yâr olan. HAYzÂR: en zâr-ü zâr olan…
EBDal: (Bedil veya Bedel. C.) Evliyâdan, ziyâde nuraniyyet kazanmış olanlar. Evliyâ zümresinden bir cemaat. Mâsivâ alâkasından mücerret ve Cenab-ı Hakk'ın muhabbetinde fâni ve müstağrak olan zâtlar. EBRaR: (Berr. C.) Özü sözü doğru olanlar, hamiyetliler. Sâdıklar. İyiler. AHYâR: Hayırlılar. Dostlar. İyilik sevenler. (Eşrar'ın zıddı) AHRâR: (Hür. C.) Hürler. Esir veya köle olmayan kimseler. Silsilesinde esir veya köle bulunmayanlar. Hürriyetçiler. HaYDâr: Yiğit, cesur, kahraman. Arslan, gazanfer. Hep diri.. HAYyÂR: En güvenilir YâR olan-YâR EDen. HAYzÂR: Kanı dinmeyen Ehl-i Beyt aleyhumu's-selâm-i ZâR olan..
Hamm Akıl sahibi olarak doğan Âdemoğlunun Nefs ve AKIL Kemâlatı sonucunda;
Kimisi; halkı halk olarak seyrederken AVAM adını alır.
Kimisi; halkın (eşyânın) hakikatini (Hakku'l-HAKK'ı) Mutlak Vücûd-i AHAD'ı, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem'in gözleriyle seyreder HABİBÎ'lerden olur...
Kimisi; nisbetler, izâfetler ve kesretler giyinip meydana gelen halkı (mevcûdu) tek ve gerçek olan "VÜCÛD"dan bilip; tecellî tezgâhının, tezgâhtarını küllî seyreden EHLuLLAH ve EVLiYâuLLAH olur...
Kimisi; halkı görmeksizin HAKK'ı görür sükran (sarhoş) yaşar, AHRÂR (hürler) olur.
Kimisi; halk içinde HAKK'la hayrân yaşar AHYÂR (Yârin yâri) olur.
Kimisi; halk içinde Ebeden DİRilir Diriltici Hasbî Hizmetçi HaYDâr (dârda hayy kılar) olur.
Kimisi; halk içinde habli’l- VERîdde AKRABa HAYyÂR (YâRle hep DİRİ) olur.
Kimisi; halk içinde cÂN Bedeli KAN öder ZÂR-üZÂRinde DİRİlir HAYzÂR (ZÂRi hep DİRİ) olur.
Kimisi; HAKK'ta-HAKK'tan-HAKK'a- HAKK'la yürüyüşte halkın hasbî hizmetçisi ve MuhaMMedî EBDÂL'leri olup halden hale tebdil eder, gezer ve çocukla çocuk, deli ile deli, velî ile velî ve herşeyle o şeyce olur...
Olur da olur ve's Selâm...
DEmem O ki; FÂiL: İşi yapan. Fiili işleyen. gr: Masdarın mânasını meydana getirene denir. KÂiL:Söyleyen. Anlatan. Nakleden. Söz sahibi. İnanmış. Boyun eğmiş. Rıza göstermiş, razı olmuş.. ÂL:Sülâle, soy, hânedan. Akrabâ ve taallukat.. ÜMMet-i MuhaMMed aleyhi's-selâm.. HAYydâr:DİRilme NOKtası.. Yiğit, cesur, kahraman. İmam Ali kerremullahi veche'nin bir nâmı.. Arslan, gazanfer. İNtiZÂR: (Nazar. dan) Gözlemek. Ümidederek beklemek. Can adamak.. ISTAR: YÖRÜKlerin dokuma TEZgÂHı.. Çile eğirir çile dokur çile OKUrLardı bir zamanlar Hayy Dost!.. HALI:Yedi rengin Hayat hikâyesidir yüreğimde her seher bir halı IYIlır ve ve KESilir.. ŞâYet:f. ("lâyık, yaraşır, şâyân" mânâsına gelen "şâyesten" mastarından) şart veya ihtimal gösterir: "eğer, belki, olur ki" gibi.
“ÖLme-den >ÖL!”: ---Resûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem:“Mûtû kable en temûtu: Ölmeden önce ölünüz!... ''buyurmaktadır. (Keşfu’l-Hâfâ II-291-2669)
HaKkın SÖZü “Rameyte” Huu!:
Fâil-i Mutlaksın el HAKK ALLAH celle celâluhusun..
فَلَمْ تَقْتُلُوهُمْ وَلَكِنَّ اللّهَ قَتَلَهُمْ وَمَا رَمَيْتَ إِذْ رَمَيْتَ وَلَكِنَّ اللّهَ رَمَى وَلِيُبْلِيَ الْمُؤْمِنِينَ مِنْهُ بَلاء حَسَناً إِنَّ اللّهَ سَمِيعٌ عَلِيمٌ ---“Fe lem taktulûhum ve lâkinnallâhe katelehum, ve mâ rameyte iz rameyte ve lâkinnallâhe ramâ, ve li yubliyel mu’minîne minhu belâen hasenâ(hasenen), innallâhe semîun alîm: Onları siz öldürmediniz (Bedir’de o kâfirleri kendi kuvvetinizle öldürmediniz), ama onları Allah öldürdü; (Ey Rasûlüm, bir avuç toprak) attığın zaman sen atmadın, ama ALLAH ATTI. Mü'minleri kendinden güzel bir imtihanla imtihan etmek için (yaptı.) Şüphesiz Allah, işitendir, bilendir.” (Enfâl 8/17)
TÜRKÇESİ:Lebbeyke Allahümme Rabbiye ve sâ’deyke Salâvâtu’llahi’l-Berri’r-Rahîm Ve’l-melâiketi’l-mukarrebîn Ve’n- nebîyyine ve’s-sıddıkîne ve’ş-şühedâi ve’s-sâlihîn Vemâ sebbiha leke min şey’in yâ Rabbe’l-âlemîne Alâ seyyidinâ ve Mevlânâ Muhammedin ibni Abdillahi hâtemi’n- nebîyyîne Ve Seyyidi’l-mürselîne ve imâmi’l-mûttâkîne Ve Resûli Rabbü’l-âlemîne’ş-şâhidi’l-beşiri’d- dâi ileyke bi iznike es sirâce’l-münir Ve aleyhi’s- salâtü ve’s- selâmû ve rahmetullahi ve berâkâtuhu.
MÂNÂSI:“Emret(buyur)ALLAH’ım! Ve başim-gözüm üstüne(emret, saâdetle Senden mutluluk istiyorum),RABB’im, ALLAH’ım! İyilik ve merhamet dolu Salâvâtullahı, gözde(yakîn)meleklerin salâvâtı, peygamberlerin, sıddıkların, şehîdlerin, sâlihlerin; Ey âlemlerin RABBi Seni tesbih(ve tenzih)eden herşeyin salâvâtı, Efendimiz Abdullah oğlu Muhammed(sallallahu aleyhi ve sellem)’e,Hatemü’l-Enbiyâya(peygamberlerin sonuncusuna),peygamberlerin Efendisine, müttakîlerin (günâhlardan korunup ALLAH'a sığınanların)imâmına; âlemlerin RABBinin, şâhid ve müjdeci Resûlüne, Senin izninde Sana dâvet eden ve aydınlatan kandile(sayısız- sonsuz)selâm(sıla, salâvât, rahmet, istiğfâr, dua, ulaşım)olsun!”
Yâ HAYyu’L- HUu AZîZ ALLAH
DUYmaya DOst>KELÂMuLLAH
=>Itreti ==>EHL-i BEYti HAYy
UYmaya DOst =>KELÂMuLLAH!.
ZEVK 8606
bEN bedENi =>NÛR-u MahMûd =>EHL-i BEYtin KANı =>AHMED
NÜBÜVVet DERc=>VELÂyete=>RÛH-u RAHMÂN CANı =>AHMED
ÖMRünün ÖZü ->HAYyu’L- HAKk
ÖZünün SÖZ-ü ->HAYyu’L- HAKk
ŞEFÂat Şİfâ GÖZü HAYyu’L- HAKk
=>E Z E L î ŞEHÂDet Ş E R e f i==>E B E D î İ M A N ı =>AHMED!. celle celâlihu..
aleyhumusselâm..
…Cabir b. Abdullah radiyallahu anhu dedi ki: “Rasûlullah’ı aleyhisselâm Hacta Arefe günü Kasvâ isimli devesine binmiş hutbe verirken gördüm: “Ey İnsanlar! Size iki şey bırakıyorum onlara uyarsanız asla sapıtmazsınız, Allah’ın kitabı ve Itretim Ehl-i Beytim.” buyuruyordu.
Tirmizî: Bu konuda Ebu Zerr, Ebu Said, Zeyd b. Erkam, Huzeyfe ve ibni Esid’den de hadis rivâyet edilmiştir. Bu hadis bu şekliyle hasen garibtir. (Tirmizî, Sünen, Menâkıb, hadis 3786)
Aynı hadisi diğer ehl-i sünnet muhaddisi Taberanî de rivâyet etmiştir. (Taberanî, Mucem el-Kebir, 3/66, hadis 2680)
…Ebu Said el-Hudri ve Zeyd b. Erkam'dan dediler ki: “Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: “Ben size bir şey bırakacağım ki buna sarıldığınızda benden sonra asla sapıklığa düşmezsiniz bu şeylerin ikisini de birbirinden büyüktür. Gökten yere uzanan bir ip gibi olan İlahî Nizam olan ALLAH’ın kitabı ve Itretim Ehl-i Beytim. Bu iki şey kıyamet günü havuz başında bana gelinceye kadar asla birbirinden ayrılmayacaklardır. Bu iki şey hakkında bana nasıl uyacağınıza dikkat ediniz.” buyurmuştur.
قَالَ هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ غَرِيبٌ
bu hadis hasen garibtir. (Tirmizî, Sünen, Menâkıb, hadis 3788)
Tirmizînin kitabını tahkik eden İmam el-Elbanî hadisten sonra diyor ki:
صحيح
sahih..
Itret: Zürriyet. Nesil. Ehl-i beyt..
حدثنا عبيد بن غنام ثنا أبو بكر بن أبي شيبة ثنا عمر بن سعد أبو داود الحفري ثنا شريك عن الركين بن الربيع عن القاسم بن حسان عن زيد بن ثابت قال قال رسول الله صلى الله عليه وسلم إني تارك فيكم الثقلين من بعدي كتاب الله عزوجل وعترتي أهل بيتي وإنهما لن يتفرقا حتى يردا علي الحوض
…Zeyd b. Sabitden dedi ki: “Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: “Size iki emânet bırakıyorum ALLAH azze ve celle’nin kitabı ve Itretim Ehl-i Beytim. bu ikisi Havz başında bana kavuşuncaya kadar asla birbirinden ayrılmayacaklardır.” buyurdu. (Taberanî, Mucem el-Kebir, 5/154, hadis 4923)
حدثنا علي بن عبد العزيز ثنا عمرو بن عون الواسطي ثنا خالد بن عبد الله عن الحسن بن عبيد الله عن أبي الضحى عن زيد بن أرقم قال قال رسول الله صلى الله عليه وسلم إني تارك فيكم الثقلين كتاب الله وعترتي أهل بيتي وإنهما لن يتفرقا حتى يردا علي الحوض
…Zeyd b. Erkamdan dedi ki: Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem buyurdu ki: “size iki emânet bırakıyorum Allah azze ve cellenin kitabı ve Itretim Ehli Beytim. bu ikisi Havz başında bana kavuşuncaya kadar asla birbirinden ayrılmayacaklardır.”
(Taberanî, Mucem el-Kebir, 5/169-170, hadis 4979-4980)
حدثنا أبو بكر محمد بن الحسين بن مصلح الفقيه بالري ثنا محمد بن أيوب ثنا يحيى بن المغيرة السعدي ثنا جرير بن عبد الحميد عن الحسن بن عبد الله النخعي عن مسلم بن صبيح عن زيد بن أرقم رضي الله عنه قال : قال رسول الله صلى الله عليه و سلم إني تارك فيكم الثقلين كتاب الله و أهل بيتي و إنهما لن يتفرقا حتى يردا علي الحوض
…Zeyd b. Erkamdan dedi ki: “Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: “size iki emânet bırakıyorum ALLAH azze ve celle’nin kitabı ve Itretim Ehl-i Beytim. bu ikisi Havz başında bana kavuşuncaya kadar asla birbirinden ayrılmayacaklardır.” buyurdu.
Hadisten sonra Hâkim en-Nişaburî ve kitabın tahkik eden ez-Zehebî diyor ki:
هذا حديث صحيح الإسناد على شرط الشيخين و لم يخرجاه
تعليق الذهبي قي التلخيص : على شرط البخاري ومسلم
Hâkim: “Bu hadisin isnadı Şeyheynin şartına göre sahihtir fakat rivâyet etmemiştirler.”
Zehebî: Buharî ve Müslim şartlarına göre sahih.
(Hâkim en-Nişaburî, “el-Müstedrek”, 3/160, hadis 4711)
Ehl-i Sünnetin büyük tefsir, tarih ve hadis âlimi hafız İbni Kesirin “Tefsir el- Kurani’l- azîm” adlı kitabıdır. işaretlenmiş yerde şu ifâdeler var:
في الصحيح : أن رسول الله – صلى الله عليه وسلم – قال في خطبته بغدير خم : إني تارك فيكم الثقلين : كتاب الله وعترتي ، وإنهما لم يفترقا حتى يردا علي الحوض
Şu husus sahihtir ki, Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem Gadiri Hum’da: “Size iki emânet bırakıyorum: ALLAH’ın kitabı ve Itretim Ehl-i Beytim. Ve onlar Havz başında bana kavuşuncaya kadar ayrılmayacaklardır” buyurmuştur. (İbni Kesir, “Tefsir el-Kuranil Azim”, 7/201)
يا أيها الناس ! إني قد تركت فيكم ما إن أخذتم به لن تضلوا , كتاب الله و عترتي أهل بيتي
“Ey insanlar! size iki emânet bırakıyorum ki, onlara tutundukca asla sapıklığa düşmezsiniz: “ALLAHın kitabı ve Itretim Ehl-i Beytim.” (el-Elbanî, “Silsileti ahadis es-Sahiha”, 4/355, hadis 1761)