DOĞRU'sunu SÖYLEMEK GEREKİRSE...
- halimkok
- Özel Üye
- Mesajlar: 3843
- Kayıt: 09 Ağu 2007, 02:00
Re: DOĞRU'sunu SÖYLEMEK GEREKİRSE...
Değerli Devout Kardeşim,
Benim verdiğim cevaptan gönlünüzün hüzünlendiğini hissettim.
Öyle hüzünlenmeyin hemen. Ben sizin heyecanınızı, şevkinizi anlıyorum.
Ve bu halet-i ruhiye ile yönelmiş olduğunuz arayışa elbette hürmetim vardır.
Böyle olduğu içindir ki teferruatla uğraşmak yerine ASIL' a yönelmenizi arzuladığım için öyle bir cevap verdim.
Mucize ve mucizeler arıyorsunuz. Kendi deyiminizle İLİM ADAMLARI' na göstermek için;
Onlar Hakikâten "İLİM ADAMI" ise bakınız Hakk Dostu Münir Derman Hocamız ne buyurmakta;
Meşhur İtalyan tarihçisi Bellini vardır.
Birde musiki şinas Bellini vardır.
Sonra İngiliz Karrari vardır.Tarihçi, Dinsiz bir herif.
Bu derki:Ekselans Rasûl! der.
Peygamber efendimize Ekselans Hazret demek, Fıransızcası ekselans. Hazreti Rasülun der. Ne getirdiği Kurân-ı Kerim, ne Şakkul mucizesi, ne şu, ne bu. Bunlara lüzum yok der. Peygamber olduğunu ispata şu kâfidir der. Bu harb esnasında her şeyi mahvolmuş gidiyor. O ellerini kaldırmış: Ya Rabbi bunlar ne yaptığını bilmiyorlar. Sen bunları affet bunu insan söyleyemez diyor. İşte peygamber adam budur! diyor.
http://www.muhammedinur.com/forum/viewt ... 7&start=30
Hakikâten İLİM ADAMI olan AKIL SAHİBİ olan kimseler için öyle çok fazla mucize gerekmez.
Gerektiği kadarını da Allah cc. Resulü Muhammed Mustafamızın yüreğinden dilinden ulaştırmıştır ZAT-EN.
Allah (cc) tan daha güzel örnek verebilen kim vardır!
Buyrunuz;
بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحٖيمِ
(ÂLİ IMRÂN suresi 190. ayet) (Resmi: 3/İniş:94/Alfabetik:7)
اِنَّ فٖى خَلْقِ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِ وَاخْتِلَافِ الَّيْلِ وَالنَّهَارِ لَاٰيَاتٍ لِاُولِى الْاَلْبَابِ
Okunuş
İnne fi halkis semavati vel ardi vahtilafil leyli ven nehari le ayatil li ulil elbâb.
Diyanet
Göklerin ve yerin yaratılışında, gece ile gündüzün birbiri ardınca gelip gidişinde selim akıl sahipleri için elbette ibretler vardır.
Elmalılı Orj.
Elbette o göklerin ve yerin yaradılışında ve gece ile gündüzün ard arda gelişinde şüphesiz âyetler var (vicdanları temiz) ülül'elbab için
(MÂİDE suresi 100. ayet) (Resmi: 5/İniş:110/Alfabetik:60)
قُلْ لَا يَسْتَوِى الْخَبٖيثُ وَالطَّيِّبُ وَلَوْ اَعْجَبَكَ كَثْرَةُ الْخَبٖيثِ فَاتَّقُوا اللّٰهَ يَا اُولِى الْاَلْبَابِ لَعَلَّكُمْ تُفْلِحُونَ
Okunuş
Kul la yestevil habisu vet tayyibu ve lev a'cebeke kesratul habis, fettekullahe ya ulil elbabi leallekum tuflihûn.
Diyanet
(Ey Muhammed!) De ki: Pis ile temiz bir olmaz. Pisin çokluğu hoşuna gitse bile. Ey akıl sahipleri! Allaha karşı gelmekten sakının ki kurtuluşa eresiniz.
Elmalılı Orj.
De ki: Murdarla temiz bir olmaz: Murdarın çokluğu tuhafına da gitse o halde ey temiz özü, düşünür beyni olanlar, Allaha korunun ki felâha iresiniz
(YÛSUF suresi 111. ayet) (Resmi: 12/İniş:53/Alfabetik:110)
لَقَدْ كَانَ فٖى قَصَصِهِمْ عِبْرَةٌ لِاُولِى الْاَلْبَابِ مَا كَانَ حَدٖيثًا يُفْتَرٰى وَلٰـكِنْ تَصْدٖيقَ الَّذٖى بَيْنَ يَدَيْهِ وَتَفْصٖيلَ كُلِّ شَیْءٍ وَهُدًى وَرَحْمَةً لِقَوْمٍ يُؤْمِنُونَ
Okunuş
Le kad kane fi kasasihim ibratul li ulil elbab, ma kane hadisey yuftera ve lakin tasdikallezi beyne yedeyhi ve tefsile kulli şey'iv ve hudev ve rahmetel li kavmiy yu'minûn.
Diyanet
Andolsun ki, onların kıssalarında akıl sahipleri için ibret vardır. Kuran, uydurulabilecek bir söz değildir. Fakat kendinden öncekileri tasdik eden, her şeyi ayrı ayrı açıklayan ve inanan bir toplum için de bir yol gösterici ve bir rahmettir. /color]
Elmalılı Orj.
Hakikat onların kıssalarında ülül'elbab için bir ıbret vardır, bu uydurulur bir söz değil ve lâkin önündekinin tasdiki ve her şeyin tafsıli ve iyman edecek bir kavm için bir hidayet bir rahmettir
(SÂD suresi 43. ayet) (Resmi: 38/İniş:38/Alfabetik:88)
وَوَهَبْنَا لَهُ اَهْلَهُ وَمِثْلَهُمْ مَعَهُمْ رَحْمَةً مِنَّا وَذِكْرٰى لِاُولِى الْاَلْبَابِ
Okunuş
Ve vehebna lehu ehlehu ve mislehum meahum rahmetem minna ve zikra li ulil elbâb.
Diyanet
Biz ona tarafımızdan bir rahmet ve akıl sahiplerine bir öğüt olmak üzere ailesini ve onlarla birlikte bir o kadarını bahşettik.
Elmalılı Orj.
ve ona bütün ehlini ve beraberlerinde daha bir mislini bahşettik tarafımızdan bir rahmet olarak hem de bir dersi ıbret temiz akıllar için
(ZÜMER suresi 21. ayet) (Resmi: 39/İniş:59/Alfabetik:114)
اَلَمْ تَرَ اَنَّ اللّٰهَ اَنْزَلَ مِنَ السَّمَاءِ مَاءً فَسَلَكَهُ يَنَابٖيعَ فِى الْاَرْضِ ثُمَّ يُخْرِجُ بِهٖ زَرْعًا مُخْتَلِفًا اَلْوَانُهُ ثُمَّ يَهٖيجُ فَتَرٰیهُ مُصْفَرًّا ثُمَّ يَجْعَلُهُ حُطَامًا اِنَّ فٖى ذٰلِكَ لَذِكْرٰى لِاُولِى الْاَلْبَابِ
Okunuş
E lem tera ennellahe enzele mines semai maen fe selekehu yenabia fil erdi summe yuhricu bihi zer'am muhtelifen elvanuhu summe yehicu fe terahu musferran summe yec'aluhu hutama, inne fi zalike le zikra li ulil elbâb.
Diyanet
Görmedin mi, Allah gökten su indirdi de onu yeryüzündeki kaynaklara ulaştırdı. Sonra onunla renkleri çeşit çeşit ekinler çıkarıyor. Sonra ekinler kuruyor da onları sapsarı kesilmiş görüyorsun. Sonra da Allah onları kurumuş çer çöp hâline getirir. Şüphesiz ki bunda akıl sahipleri için bir öğüt vardır.
Elmalılı Orj.
Görmedin mi Allahın Semadan bir su indirip de onu bir yoliyle Arzda menbalara koyduğunu? Sonra onunla bir ekin çıkarır, türlü renklerle, sonra o heyecana gelir, bir de görürsün onu sararmış, sonra da onu bir çöpe çevirir, elbette bunda bir ıhtar var temiz akılları olanlar için.
(MÜ'MİN suresi 54. ayet) (Resmi: 40/İniş:60/Alfabetik:69)
هُدًى وَذِكْرٰى لِاُولِى الْاَلْبَابِ
Okunuş
Hudev ve zikra li ulil elbâb.
Diyanet
(53-54) Andolsun, biz Mûsâ'ya hidayet verdik. İsrailoğulları'na da, akıl sahipleri için bir öğüt ve doğruluk rehberi olarak o kitabı (Tevrat'ı) miras bıraktık.
Elmalılı Orj.
ki aklı selîm sahiblerine bir irşad ve bir ıhtar olmak için
(TALÂK suresi 10. ayet) (Resmi: 65/İniş:100/Alfabetik:98)
اَعَدَّ اللّٰهُ لَهُمْ عَذَابًا شَدٖيدًا فَاتَّقُوا اللّٰهَ يَا اُولِى الْاَلْبَابِ اَلَّذٖينَ اٰمَنُوا قَدْ اَنْزَلَ اللّٰهُ اِلَيْكُمْ ذِكْرًا
Okunuş
E'addallahu lehum 'azaben şediden fettekullahe ya ulil'elbab, ellezine amenu, kad enzelallahu ileykum zikra.
Diyanet
Allah, ahirette onlara şiddetli bir azap hazırlamıştır. O hâlde, ey iman etmiş olan akıl sahipleri, Allah'a karşı gelmekten sakının! Allah, size bir zikir (Kuran) indirdi.
Elmalılı Orj.
Allah öyleler için şehid bir azâb hazırlamıştır, ondan dolayı Allahtan korkun da korunun ey halis özü, temiz aklı olanlar, iyman edenler! İşte Allah size bir zikr indirdi
Dediğimiz gibi Hakikâten AKIL SAHİBİ olan kimseler bu ayetler üzerinde düşünür ve tüm kâinatın bir mucize eseri olduğunu görür zaten.
Yok eğer onlar sözde ilim adamı ise o zaman kendinizi boşuna yormayınız. İnanmazlar.
Mucize dediğimiz şey insan aklını aciz bırakan bir oluştur. Aklın bilgisi bu oluşu anlamakta ve izahta aciz kalır.
Böyle olunca olunca aklına tapan kimseler her türlü mucizeye sırt döner; Sihirdir der... Büyüdür der...
Kuran-ı Kerim ve yaşanılanlar bunun örnekleri ile doludur.
Değerli Kardeşim, umarım beni doğru anlarsınız.
Muhammedi Muhabbetlerimle...
Benim verdiğim cevaptan gönlünüzün hüzünlendiğini hissettim.
Öyle hüzünlenmeyin hemen. Ben sizin heyecanınızı, şevkinizi anlıyorum.
Ve bu halet-i ruhiye ile yönelmiş olduğunuz arayışa elbette hürmetim vardır.
Böyle olduğu içindir ki teferruatla uğraşmak yerine ASIL' a yönelmenizi arzuladığım için öyle bir cevap verdim.
Mucize ve mucizeler arıyorsunuz. Kendi deyiminizle İLİM ADAMLARI' na göstermek için;
Onlar Hakikâten "İLİM ADAMI" ise bakınız Hakk Dostu Münir Derman Hocamız ne buyurmakta;
Meşhur İtalyan tarihçisi Bellini vardır.
Birde musiki şinas Bellini vardır.
Sonra İngiliz Karrari vardır.Tarihçi, Dinsiz bir herif.
Bu derki:Ekselans Rasûl! der.
Peygamber efendimize Ekselans Hazret demek, Fıransızcası ekselans. Hazreti Rasülun der. Ne getirdiği Kurân-ı Kerim, ne Şakkul mucizesi, ne şu, ne bu. Bunlara lüzum yok der. Peygamber olduğunu ispata şu kâfidir der. Bu harb esnasında her şeyi mahvolmuş gidiyor. O ellerini kaldırmış: Ya Rabbi bunlar ne yaptığını bilmiyorlar. Sen bunları affet bunu insan söyleyemez diyor. İşte peygamber adam budur! diyor.
http://www.muhammedinur.com/forum/viewt ... 7&start=30
Hakikâten İLİM ADAMI olan AKIL SAHİBİ olan kimseler için öyle çok fazla mucize gerekmez.
Gerektiği kadarını da Allah cc. Resulü Muhammed Mustafamızın yüreğinden dilinden ulaştırmıştır ZAT-EN.
Allah (cc) tan daha güzel örnek verebilen kim vardır!
Buyrunuz;
بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحٖيمِ
(ÂLİ IMRÂN suresi 190. ayet) (Resmi: 3/İniş:94/Alfabetik:7)
اِنَّ فٖى خَلْقِ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِ وَاخْتِلَافِ الَّيْلِ وَالنَّهَارِ لَاٰيَاتٍ لِاُولِى الْاَلْبَابِ
Okunuş
İnne fi halkis semavati vel ardi vahtilafil leyli ven nehari le ayatil li ulil elbâb.
Diyanet
Göklerin ve yerin yaratılışında, gece ile gündüzün birbiri ardınca gelip gidişinde selim akıl sahipleri için elbette ibretler vardır.
Elmalılı Orj.
Elbette o göklerin ve yerin yaradılışında ve gece ile gündüzün ard arda gelişinde şüphesiz âyetler var (vicdanları temiz) ülül'elbab için
(MÂİDE suresi 100. ayet) (Resmi: 5/İniş:110/Alfabetik:60)
قُلْ لَا يَسْتَوِى الْخَبٖيثُ وَالطَّيِّبُ وَلَوْ اَعْجَبَكَ كَثْرَةُ الْخَبٖيثِ فَاتَّقُوا اللّٰهَ يَا اُولِى الْاَلْبَابِ لَعَلَّكُمْ تُفْلِحُونَ
Okunuş
Kul la yestevil habisu vet tayyibu ve lev a'cebeke kesratul habis, fettekullahe ya ulil elbabi leallekum tuflihûn.
Diyanet
(Ey Muhammed!) De ki: Pis ile temiz bir olmaz. Pisin çokluğu hoşuna gitse bile. Ey akıl sahipleri! Allaha karşı gelmekten sakının ki kurtuluşa eresiniz.
Elmalılı Orj.
De ki: Murdarla temiz bir olmaz: Murdarın çokluğu tuhafına da gitse o halde ey temiz özü, düşünür beyni olanlar, Allaha korunun ki felâha iresiniz
(YÛSUF suresi 111. ayet) (Resmi: 12/İniş:53/Alfabetik:110)
لَقَدْ كَانَ فٖى قَصَصِهِمْ عِبْرَةٌ لِاُولِى الْاَلْبَابِ مَا كَانَ حَدٖيثًا يُفْتَرٰى وَلٰـكِنْ تَصْدٖيقَ الَّذٖى بَيْنَ يَدَيْهِ وَتَفْصٖيلَ كُلِّ شَیْءٍ وَهُدًى وَرَحْمَةً لِقَوْمٍ يُؤْمِنُونَ
Okunuş
Le kad kane fi kasasihim ibratul li ulil elbab, ma kane hadisey yuftera ve lakin tasdikallezi beyne yedeyhi ve tefsile kulli şey'iv ve hudev ve rahmetel li kavmiy yu'minûn.
Diyanet
Andolsun ki, onların kıssalarında akıl sahipleri için ibret vardır. Kuran, uydurulabilecek bir söz değildir. Fakat kendinden öncekileri tasdik eden, her şeyi ayrı ayrı açıklayan ve inanan bir toplum için de bir yol gösterici ve bir rahmettir. /color]
Elmalılı Orj.
Hakikat onların kıssalarında ülül'elbab için bir ıbret vardır, bu uydurulur bir söz değil ve lâkin önündekinin tasdiki ve her şeyin tafsıli ve iyman edecek bir kavm için bir hidayet bir rahmettir
(SÂD suresi 43. ayet) (Resmi: 38/İniş:38/Alfabetik:88)
وَوَهَبْنَا لَهُ اَهْلَهُ وَمِثْلَهُمْ مَعَهُمْ رَحْمَةً مِنَّا وَذِكْرٰى لِاُولِى الْاَلْبَابِ
Okunuş
Ve vehebna lehu ehlehu ve mislehum meahum rahmetem minna ve zikra li ulil elbâb.
Diyanet
Biz ona tarafımızdan bir rahmet ve akıl sahiplerine bir öğüt olmak üzere ailesini ve onlarla birlikte bir o kadarını bahşettik.
Elmalılı Orj.
ve ona bütün ehlini ve beraberlerinde daha bir mislini bahşettik tarafımızdan bir rahmet olarak hem de bir dersi ıbret temiz akıllar için
(ZÜMER suresi 21. ayet) (Resmi: 39/İniş:59/Alfabetik:114)
اَلَمْ تَرَ اَنَّ اللّٰهَ اَنْزَلَ مِنَ السَّمَاءِ مَاءً فَسَلَكَهُ يَنَابٖيعَ فِى الْاَرْضِ ثُمَّ يُخْرِجُ بِهٖ زَرْعًا مُخْتَلِفًا اَلْوَانُهُ ثُمَّ يَهٖيجُ فَتَرٰیهُ مُصْفَرًّا ثُمَّ يَجْعَلُهُ حُطَامًا اِنَّ فٖى ذٰلِكَ لَذِكْرٰى لِاُولِى الْاَلْبَابِ
Okunuş
E lem tera ennellahe enzele mines semai maen fe selekehu yenabia fil erdi summe yuhricu bihi zer'am muhtelifen elvanuhu summe yehicu fe terahu musferran summe yec'aluhu hutama, inne fi zalike le zikra li ulil elbâb.
Diyanet
Görmedin mi, Allah gökten su indirdi de onu yeryüzündeki kaynaklara ulaştırdı. Sonra onunla renkleri çeşit çeşit ekinler çıkarıyor. Sonra ekinler kuruyor da onları sapsarı kesilmiş görüyorsun. Sonra da Allah onları kurumuş çer çöp hâline getirir. Şüphesiz ki bunda akıl sahipleri için bir öğüt vardır.
Elmalılı Orj.
Görmedin mi Allahın Semadan bir su indirip de onu bir yoliyle Arzda menbalara koyduğunu? Sonra onunla bir ekin çıkarır, türlü renklerle, sonra o heyecana gelir, bir de görürsün onu sararmış, sonra da onu bir çöpe çevirir, elbette bunda bir ıhtar var temiz akılları olanlar için.
(MÜ'MİN suresi 54. ayet) (Resmi: 40/İniş:60/Alfabetik:69)
هُدًى وَذِكْرٰى لِاُولِى الْاَلْبَابِ
Okunuş
Hudev ve zikra li ulil elbâb.
Diyanet
(53-54) Andolsun, biz Mûsâ'ya hidayet verdik. İsrailoğulları'na da, akıl sahipleri için bir öğüt ve doğruluk rehberi olarak o kitabı (Tevrat'ı) miras bıraktık.
Elmalılı Orj.
ki aklı selîm sahiblerine bir irşad ve bir ıhtar olmak için
(TALÂK suresi 10. ayet) (Resmi: 65/İniş:100/Alfabetik:98)
اَعَدَّ اللّٰهُ لَهُمْ عَذَابًا شَدٖيدًا فَاتَّقُوا اللّٰهَ يَا اُولِى الْاَلْبَابِ اَلَّذٖينَ اٰمَنُوا قَدْ اَنْزَلَ اللّٰهُ اِلَيْكُمْ ذِكْرًا
Okunuş
E'addallahu lehum 'azaben şediden fettekullahe ya ulil'elbab, ellezine amenu, kad enzelallahu ileykum zikra.
Diyanet
Allah, ahirette onlara şiddetli bir azap hazırlamıştır. O hâlde, ey iman etmiş olan akıl sahipleri, Allah'a karşı gelmekten sakının! Allah, size bir zikir (Kuran) indirdi.
Elmalılı Orj.
Allah öyleler için şehid bir azâb hazırlamıştır, ondan dolayı Allahtan korkun da korunun ey halis özü, temiz aklı olanlar, iyman edenler! İşte Allah size bir zikr indirdi
Dediğimiz gibi Hakikâten AKIL SAHİBİ olan kimseler bu ayetler üzerinde düşünür ve tüm kâinatın bir mucize eseri olduğunu görür zaten.
Yok eğer onlar sözde ilim adamı ise o zaman kendinizi boşuna yormayınız. İnanmazlar.
Mucize dediğimiz şey insan aklını aciz bırakan bir oluştur. Aklın bilgisi bu oluşu anlamakta ve izahta aciz kalır.
Böyle olunca olunca aklına tapan kimseler her türlü mucizeye sırt döner; Sihirdir der... Büyüdür der...
Kuran-ı Kerim ve yaşanılanlar bunun örnekleri ile doludur.
Değerli Kardeşim, umarım beni doğru anlarsınız.
Muhammedi Muhabbetlerimle...
[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/muhammedinurimza.jpg[/img]
- devout
- Yeni Üye
- Mesajlar: 6
- Kayıt: 17 May 2011, 09:56
Re: DOĞRU'sunu SÖYLEMEK GEREKİRSE...
halimkok yazdı:Değerli Devout Kardeşim,
Benim verdiğim cevaptan gönlünüzün hüzünlendiğini hissettim.
Öyle hüzünlenmeyin hemen. Ben sizin heyecanınızı, şevkinizi anlıyorum.
Ve bu halet-i ruhiye ile yönelmiş olduğunuz arayışa elbette hürmetim vardır.
Böyle olduğu içindir ki teferruatla uğraşmak yerine ASIL' a yönelmenizi arzuladığım için öyle bir cevap verdim.
Mucize ve mucizeler arıyorsunuz. Kendi deyiminizle İLİM ADAMLARI' na göstermek için;
Onlar Hakikâten "İLİM ADAMI" ise bakınız Hakk Dostu Münir Derman Hocamız ne buyurmakta;
Meşhur İtalyan tarihçisi Bellini vardır.
Birde musiki şinas Bellini vardır.
Sonra İngiliz Karrari vardır.Tarihçi, Dinsiz bir herif.
Bu derki:Ekselans Rasûl! der.
Peygamber efendimize Ekselans Hazret demek, Fıransızcası ekselans. Hazreti Rasülun der. Ne getirdiği Kurân-ı Kerim, ne Şakkul mucizesi, ne şu, ne bu. Bunlara lüzum yok der. Peygamber olduğunu ispata şu kâfidir der. Bu harb esnasında her şeyi mahvolmuş gidiyor. O ellerini kaldırmış: Ya Rabbi bunlar ne yaptığını bilmiyorlar. Sen bunları affet bunu insan söyleyemez diyor. İşte peygamber adam budur! diyor.
http://www.muhammedinur.com/forum/viewt ... 7&start=30
Hakikâten İLİM ADAMI olan AKIL SAHİBİ olan kimseler için öyle çok fazla mucize gerekmez.
Gerektiği kadarını da Allah cc. Resulü Muhammed Mustafamızın yüreğinden dilinden ulaştırmıştır ZAT-EN.
Allah (cc) tan daha güzel örnek verebilen kim vardır!
Buyrunuz;
بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحٖيمِ
(ÂLİ IMRÂN suresi 190. ayet) (Resmi: 3/İniş:94/Alfabetik:7)
اِنَّ فٖى خَلْقِ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِ وَاخْتِلَافِ الَّيْلِ وَالنَّهَارِ لَاٰيَاتٍ لِاُولِى الْاَلْبَابِ
Okunuş
İnne fi halkis semavati vel ardi vahtilafil leyli ven nehari le ayatil li ulil elbâb.
Diyanet
Göklerin ve yerin yaratılışında, gece ile gündüzün birbiri ardınca gelip gidişinde selim akıl sahipleri için elbette ibretler vardır.
Elmalılı Orj.
Elbette o göklerin ve yerin yaradılışında ve gece ile gündüzün ard arda gelişinde şüphesiz âyetler var (vicdanları temiz) ülül'elbab için
(MÂİDE suresi 100. ayet) (Resmi: 5/İniş:110/Alfabetik:60)
قُلْ لَا يَسْتَوِى الْخَبٖيثُ وَالطَّيِّبُ وَلَوْ اَعْجَبَكَ كَثْرَةُ الْخَبٖيثِ فَاتَّقُوا اللّٰهَ يَا اُولِى الْاَلْبَابِ لَعَلَّكُمْ تُفْلِحُونَ
Okunuş
Kul la yestevil habisu vet tayyibu ve lev a'cebeke kesratul habis, fettekullahe ya ulil elbabi leallekum tuflihûn.
Diyanet
(Ey Muhammed!) De ki: Pis ile temiz bir olmaz. Pisin çokluğu hoşuna gitse bile. Ey akıl sahipleri! Allaha karşı gelmekten sakının ki kurtuluşa eresiniz.
Elmalılı Orj.
De ki: Murdarla temiz bir olmaz: Murdarın çokluğu tuhafına da gitse o halde ey temiz özü, düşünür beyni olanlar, Allaha korunun ki felâha iresiniz
(YÛSUF suresi 111. ayet) (Resmi: 12/İniş:53/Alfabetik:110)
لَقَدْ كَانَ فٖى قَصَصِهِمْ عِبْرَةٌ لِاُولِى الْاَلْبَابِ مَا كَانَ حَدٖيثًا يُفْتَرٰى وَلٰـكِنْ تَصْدٖيقَ الَّذٖى بَيْنَ يَدَيْهِ وَتَفْصٖيلَ كُلِّ شَیْءٍ وَهُدًى وَرَحْمَةً لِقَوْمٍ يُؤْمِنُونَ
Okunuş
Le kad kane fi kasasihim ibratul li ulil elbab, ma kane hadisey yuftera ve lakin tasdikallezi beyne yedeyhi ve tefsile kulli şey'iv ve hudev ve rahmetel li kavmiy yu'minûn.
Diyanet
Andolsun ki, onların kıssalarında akıl sahipleri için ibret vardır. Kuran, uydurulabilecek bir söz değildir. Fakat kendinden öncekileri tasdik eden, her şeyi ayrı ayrı açıklayan ve inanan bir toplum için de bir yol gösterici ve bir rahmettir. /color]
Elmalılı Orj.
Hakikat onların kıssalarında ülül'elbab için bir ıbret vardır, bu uydurulur bir söz değil ve lâkin önündekinin tasdiki ve her şeyin tafsıli ve iyman edecek bir kavm için bir hidayet bir rahmettir
(SÂD suresi 43. ayet) (Resmi: 38/İniş:38/Alfabetik:88)
وَوَهَبْنَا لَهُ اَهْلَهُ وَمِثْلَهُمْ مَعَهُمْ رَحْمَةً مِنَّا وَذِكْرٰى لِاُولِى الْاَلْبَابِ
Okunuş
Ve vehebna lehu ehlehu ve mislehum meahum rahmetem minna ve zikra li ulil elbâb.
Diyanet
Biz ona tarafımızdan bir rahmet ve akıl sahiplerine bir öğüt olmak üzere ailesini ve onlarla birlikte bir o kadarını bahşettik.
Elmalılı Orj.
ve ona bütün ehlini ve beraberlerinde daha bir mislini bahşettik tarafımızdan bir rahmet olarak hem de bir dersi ıbret temiz akıllar için
(ZÜMER suresi 21. ayet) (Resmi: 39/İniş:59/Alfabetik:114)
اَلَمْ تَرَ اَنَّ اللّٰهَ اَنْزَلَ مِنَ السَّمَاءِ مَاءً فَسَلَكَهُ يَنَابٖيعَ فِى الْاَرْضِ ثُمَّ يُخْرِجُ بِهٖ زَرْعًا مُخْتَلِفًا اَلْوَانُهُ ثُمَّ يَهٖيجُ فَتَرٰیهُ مُصْفَرًّا ثُمَّ يَجْعَلُهُ حُطَامًا اِنَّ فٖى ذٰلِكَ لَذِكْرٰى لِاُولِى الْاَلْبَابِ
Okunuş
E lem tera ennellahe enzele mines semai maen fe selekehu yenabia fil erdi summe yuhricu bihi zer'am muhtelifen elvanuhu summe yehicu fe terahu musferran summe yec'aluhu hutama, inne fi zalike le zikra li ulil elbâb.
Diyanet
Görmedin mi, Allah gökten su indirdi de onu yeryüzündeki kaynaklara ulaştırdı. Sonra onunla renkleri çeşit çeşit ekinler çıkarıyor. Sonra ekinler kuruyor da onları sapsarı kesilmiş görüyorsun. Sonra da Allah onları kurumuş çer çöp hâline getirir. Şüphesiz ki bunda akıl sahipleri için bir öğüt vardır.
Elmalılı Orj.
Görmedin mi Allahın Semadan bir su indirip de onu bir yoliyle Arzda menbalara koyduğunu? Sonra onunla bir ekin çıkarır, türlü renklerle, sonra o heyecana gelir, bir de görürsün onu sararmış, sonra da onu bir çöpe çevirir, elbette bunda bir ıhtar var temiz akılları olanlar için.
(MÜ'MİN suresi 54. ayet) (Resmi: 40/İniş:60/Alfabetik:69)
هُدًى وَذِكْرٰى لِاُولِى الْاَلْبَابِ
Okunuş
Hudev ve zikra li ulil elbâb.
Diyanet
(53-54) Andolsun, biz Mûsâ'ya hidayet verdik. İsrailoğulları'na da, akıl sahipleri için bir öğüt ve doğruluk rehberi olarak o kitabı (Tevrat'ı) miras bıraktık.
Elmalılı Orj.
ki aklı selîm sahiblerine bir irşad ve bir ıhtar olmak için
(TALÂK suresi 10. ayet) (Resmi: 65/İniş:100/Alfabetik:98)
اَعَدَّ اللّٰهُ لَهُمْ عَذَابًا شَدٖيدًا فَاتَّقُوا اللّٰهَ يَا اُولِى الْاَلْبَابِ اَلَّذٖينَ اٰمَنُوا قَدْ اَنْزَلَ اللّٰهُ اِلَيْكُمْ ذِكْرًا
Okunuş
E'addallahu lehum 'azaben şediden fettekullahe ya ulil'elbab, ellezine amenu, kad enzelallahu ileykum zikra.
Diyanet
Allah, ahirette onlara şiddetli bir azap hazırlamıştır. O hâlde, ey iman etmiş olan akıl sahipleri, Allah'a karşı gelmekten sakının! Allah, size bir zikir (Kuran) indirdi.
Elmalılı Orj.
Allah öyleler için şehid bir azâb hazırlamıştır, ondan dolayı Allahtan korkun da korunun ey halis özü, temiz aklı olanlar, iyman edenler! İşte Allah size bir zikr indirdi
Dediğimiz gibi Hakikâten AKIL SAHİBİ olan kimseler bu ayetler üzerinde düşünür ve tüm kâinatın bir mucize eseri olduğunu görür zaten.
Yok eğer onlar sözde ilim adamı ise o zaman kendinizi boşuna yormayınız. İnanmazlar.
Mucize dediğimiz şey insan aklını aciz bırakan bir oluştur. Aklın bilgisi bu oluşu anlamakta ve izahta aciz kalır.
Böyle olunca olunca aklına tapan kimseler her türlü mucizeye sırt döner; Sihirdir der... Büyüdür der...
Kuran-ı Kerim ve yaşanılanlar bunun örnekleri ile doludur.
Değerli Kardeşim, umarım beni doğru anlarsınız.
Muhammedi Muhabbetlerimle...
halimkok kardeşim çok teşekkür ederim. Allah sizi hayır bulanlardan eylesin.
- halimkok
- Özel Üye
- Mesajlar: 3843
- Kayıt: 09 Ağu 2007, 02:00
Re: DOĞRU'sunu SÖYLEMEK GEREKİRSE...
http://www.youtube.com/watch?v=0qswPacT ... re=related
Videoyu izlerken aklıma Devout kardeşim geldi. İlgisini çekeceğini düşündüm.
Yabancı bir ilim adamının ağzından "Kûn Fe Ye-Kûn" un bilimsel tespiti
Ve aslına bakılırsa bilim adamlarının katıldıkları söyledikleri bir terminoloji eğer varsa, o da;
Fiziksel dünyanın esas yapısı süreksizliktir.
Süreksizlik bir şeylerin var olup yok olması anlamındadır ve en temel seviyede eğer basitleştirmek isterseniz;
Varsayılan fotonların var olup yok olduğu elektromanyetik alan diyeiblirsiniz.
Bu nedenle şeyleri duyu organlarının yapay olgusuyla değil;
Eğer gerçekten oldukları gibi görebilseydiniz, bir var olup bir yok olan muazzam bir elektromanyetik fırtına görürdünüz.
Fakat duyu organlarımız bilgiyi o hızda işlemden geçiremez, bu nedenle devamlılığı deneyimleriz.
"Rabbim, bana eşyanın Hakikâtini göster" Hz. Muhammed (Sav)
Her nefeste dünya yinelenir. Fakat biz, dünyayi öylece durur gördügümüzden bu yenilenmeden haberdar degiliz. Ömür su gibi yeniden yeniye akip gider. Fakat cesette bir daimilik gösterir.
Mevlâna Celâleddinî Rûmî
Videoyu izlerken aklıma Devout kardeşim geldi. İlgisini çekeceğini düşündüm.
Yabancı bir ilim adamının ağzından "Kûn Fe Ye-Kûn" un bilimsel tespiti
Ve aslına bakılırsa bilim adamlarının katıldıkları söyledikleri bir terminoloji eğer varsa, o da;
Fiziksel dünyanın esas yapısı süreksizliktir.
Süreksizlik bir şeylerin var olup yok olması anlamındadır ve en temel seviyede eğer basitleştirmek isterseniz;
Varsayılan fotonların var olup yok olduğu elektromanyetik alan diyeiblirsiniz.
Bu nedenle şeyleri duyu organlarının yapay olgusuyla değil;
Eğer gerçekten oldukları gibi görebilseydiniz, bir var olup bir yok olan muazzam bir elektromanyetik fırtına görürdünüz.
Fakat duyu organlarımız bilgiyi o hızda işlemden geçiremez, bu nedenle devamlılığı deneyimleriz.
"Rabbim, bana eşyanın Hakikâtini göster" Hz. Muhammed (Sav)
Her nefeste dünya yinelenir. Fakat biz, dünyayi öylece durur gördügümüzden bu yenilenmeden haberdar degiliz. Ömür su gibi yeniden yeniye akip gider. Fakat cesette bir daimilik gösterir.
Mevlâna Celâleddinî Rûmî
[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/muhammedinurimza.jpg[/img]
- gullale
- Özel Üye
- Mesajlar: 1362
- Kayıt: 16 Oca 2008, 02:00
Re: DOĞRU'sunu SÖYLEMEK GEREKİRSE...
Değerli Halimkök kardeşim videoyu izledim, teşekkürler bilgiyi paylaştığınız için... İZleyince şu şarkı dilime düştü...gullale yazdı:
YUTULMUŞUM...
İÇİMİ DOLDURMUŞ, DIŞIMI SARMALAMIŞ BİR BOŞLUK KALMAMIŞ, YUTULMUŞUM
BEN DİYE GEZMİŞİM, O DİYE YANMIŞIM, BİZ-BİR MİŞİZ YÂR İLE YUTULMUŞUM
AĞLAYIP- GÜLDÜĞÜM, YALNIZIM DİYE ÜZÜLDÜĞÜM SÎNİMMİŞ YUTULMUŞUM
SORMUŞ ARAMIŞIM, GEZMİŞ BAKINMIŞIM, ALTI CİHETTEN MEĞER YUTULMUŞUM
ÂHIM ÂHI, HASRETİM HASRETİYMİŞ, UZAK YAKIN BİR İMİŞ YUTULMUŞUM
ARADIĞIM MEKÂNSIZLIKTA, BİR ADIM ÖTE DEĞİL CANDAYMIŞ YUTULMUŞUM
AYNA İLE ASL AYNI VE BİR, NE ARDI VAR NE ÖNÜ İŞ SIRRDAYMIŞ YUTULMUŞUM
ALDIĞIM VERDİĞİM NEFES, ALAN-VEREN-ALINAN BİR DEMMİŞ YUTULMUŞUM
29.10.2009
Ben gurbette değilim Gurbet benim İÇimde...
Burada verilmeye çalışılan bilgilerden BANA en yakın cümle " dünya bizim İÇimizde, Bedenimiz İÇimizde..."
Bunu düşünmüş ve inanmışımdır, Benim DIŞım yok Ben İÇteyim... Benimle birlikte olan, algıladığım ne varsa İÇte, YUTULMUŞUM...

- halimkok
- Özel Üye
- Mesajlar: 3843
- Kayıt: 09 Ağu 2007, 02:00
Re: DOĞRU'sunu SÖYLEMEK GEREKİRSE...
1001 <<< Bu NeDiR?
Binbir’ dir…
DoĞRu SU; BİN , “BİR” dir…
Binbir’ dir…
DoĞRu SU; BİN , “BİR” dir…
[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/muhammedinurimza.jpg[/img]
- MINA
- Özel Üye
- Mesajlar: 2740
- Kayıt: 25 Eki 2008, 02:00
Re: DOĞRU'sunu SÖYLEMEK GEREKİRSE...
BİR BAKışta resim gibi GELdi...halimCan yazdı:1001 <<< Bu NeDiR?
Binbir’ dir…
DoĞRu SU; BİN , “BİR” dir…
Kabrin resmi...
Başta ki ve sondaki 1'ler, kabrin başına ve sonuna yerleştirlen tahtalar veya mermer taşlara benziyor..Ortasındaki 0'lar da görüldüğü gibi işte, HİÇÇ...
BİN yıl yaşasada insan, BİR'e dir dönüş..
İnnâ lillâhi ve innâ ileyhi Raciûn
Biz Allah'a âidiz ve vakti geldiğinde elbette O'na döneceğiz..
''Ve Allah'a Sımsıkı Sarılın...''
Hacc / 78
Hacc / 78
- halimkok
- Özel Üye
- Mesajlar: 3843
- Kayıt: 09 Ağu 2007, 02:00
Re: DOĞRU'sunu SÖYLEMEK GEREKİRSE...
MINA diye BİRisi yazdı:
BİN yıl yaşasada insan, BİR'e dir dönüş..
İnnâ lillâhi ve innâ ileyhi Raciûn
Biz Allah'a âidiz ve vakti geldiğinde elbette O'na döneceğiz..
بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحٖيمِ
وَلَقَدْ صَرَّفْنَا لِلنَّاسِ ف۪ى هٰذَا الْقُرْاٰنِ مِنْ كُلِّ مَثَلٍۘ فَاَبٰٓى اَكْثَرُ النَّاسِ اِلاَّ كُفُورًا
Ve le kad sarrafna lin nasi fi hazel kur'ani min kulli meselin fe eba ekserun nasi illa kufura.
Andolsun, biz bu Kur’an’da insanlara her türlü misali değişik şekillerde açıkladık. Yine de insanların çoğu ancak inkârda direttiler İSRÂ suresi 89. ayet
1001 GeCe MiSâLLeRi
اِنَّا نَحْنُ نَرِثُ اْلاَرْضَ وَمَنْ عَلَيْهَا وَاِلَيْنَا يُرْجَعُونَ۟
İnna nahnu nerisul erda ve men aleyha ve ileyna yurceûn.
Şüphesiz yeryüzüne ve onun üzerindekilere biz varis olacağız, biz! Ancak bize döndürülecekler.
MERYEM suresi 40. ayet
[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/muhammedinurimza.jpg[/img]
- halimkok
- Özel Üye
- Mesajlar: 3843
- Kayıt: 09 Ağu 2007, 02:00
Re: DOĞRU'sunu SÖYLEMEK GEREKİRSE...
"Sen olmasaydın Âlemleri yaratmazdım" demek;
Her ŞeY' i MeRHaMeT' imden YaRaTTıM... demektir.
Çünkü O Âlemlere RaHMeT' tir
MeRHaMeT; MeRHeM' dir YâR YâR-ANA SürER-SÎN...
Her ŞeY' i MeRHaMeT' imden YaRaTTıM... demektir.
Çünkü O Âlemlere RaHMeT' tir
MeRHaMeT; MeRHeM' dir YâR YâR-ANA SürER-SÎN...
[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/muhammedinurimza.jpg[/img]
- halimkok
- Özel Üye
- Mesajlar: 3843
- Kayıt: 09 Ağu 2007, 02:00
Re: DOĞRU'sunu SÖYLEMEK GEREKİRSE...
"ÇıKMaZ SoKaK" derler...
Biz çıkamadıksa SoKaK' ın suçu ne ki ÇıKMaZ SoKaK olsun...
Alışmışız kabahati kendimizden başkasına yüklemeye.
Hem SoKaK' a girebiliyorsak, AYN-ı YOL' dan da çıkabiliriz...
Neden çıkmaz olsun...
Biz çıkamadıksa SoKaK' ın suçu ne ki ÇıKMaZ SoKaK olsun...
Alışmışız kabahati kendimizden başkasına yüklemeye.
Hem SoKaK' a girebiliyorsak, AYN-ı YOL' dan da çıkabiliriz...
Neden çıkmaz olsun...
[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/muhammedinurimza.jpg[/img]
- mim ile nun
- Üye
- Mesajlar: 48
- Kayıt: 08 Kas 2012, 18:22
Re: DOĞRU'sunu SÖYLEMEK GEREKİRSE...
Ne zaman, dersen bil ki, O nun varlığı zamandan evveldir
Önce, dersen bil ki, (önce) O ndan sonradır
O hüve, dersen bil ki, " O " ( he ve vav ) harfini O yaratmıştır
Nasıl, dersen bil ki, zatı gizlidir, keyfiyetle nitelenemez
Nerede, dersen bil ki, O nun mevcudiyeti mekandan öncedir
Önce, dersen bil ki, (önce) O ndan sonradır
O hüve, dersen bil ki, " O " ( he ve vav ) harfini O yaratmıştır
Nasıl, dersen bil ki, zatı gizlidir, keyfiyetle nitelenemez
Nerede, dersen bil ki, O nun mevcudiyeti mekandan öncedir
Muhabbet benliğin en mühim merhemidir ⊙
- aksiseda
- Özel Üye
- Mesajlar: 1171
- Kayıt: 11 Haz 2012, 10:01
Re: DOĞRU'sunu SÖYLEMEK GEREKİRSE...
Sensin bize bizden yakın görünmezsin hicâb nedür
Çün aybı yok görklü yüzün üzerinde nikâb nedür
Sen eyitdün iy pâdişâh yedhillâhu limen yeşâ
Şerikün yok senin i şâh suçlu kimdir azâb nedür
Levh üzere kimdür yazan azduran kimdir yâ azan
Bu işleri kimdür düzen bu suâle cevâb nedür
Rahîm durur senün adun Rahîm'lığun bize didün
Mürşidlerün muştıladı lâ taknetu hitâb nedür
Bu işleri sen bilürsin sen virürsin sen alursın
Ne kim dilersen kılursın yâ bu soru hisâb nedür
Biz umaruz mürvetünden cümle iş senün katundan
Senün o rahmetünden bu bir avuç türâb nedür
Kün'i bir kezin söyledün her nesneyi var eyledün
Yine âhir bir söz ile anı kılmak harâb nedür
Kanı bu mülkün sultânı pes ten isen kanı cânı
Bu göz görmek diler anı bu merci ü meâb nedür
Yûnus bu göz anı görmez görenler hod haber virmez
Bu menzile akıl irmez bu koduğun serâb nedür
Yunus Emre
Hicâb: perde.
Çün: mademki.
Nikâb: yüz örtüsü, peçe.
Eyitdün: söyledin.
Yedhillâhu limen yeşâ: "Allah dilediğini doğru yola eriştirir" anlamına gelen ayet.
Şerik: ortak.
Levh: Levh-i mahfuz. Düzen: düzenleyen.
Rahimdurur: Rahim’dir.
Mürşid: irşad, eden, aydınlatan, yol gösteren.
Muştıladı: müjdeledi.
Lâ-taknetu: "Ümit kesmeyiniz" (39/53).
Hisâb: hesap.
Mürvet: iyilikseverlik, cömertlik.
Türâb: toprak.
Kün: Allah’ın "Ol!" emri.
Kanı: hani, nerede.
Pes: öyle ise,
imdi.
Merci: dönülecek yer.
Meâb: sığınılacak yer.
Hod: kendi.
Çün aybı yok görklü yüzün üzerinde nikâb nedür
Sen eyitdün iy pâdişâh yedhillâhu limen yeşâ
Şerikün yok senin i şâh suçlu kimdir azâb nedür
Levh üzere kimdür yazan azduran kimdir yâ azan
Bu işleri kimdür düzen bu suâle cevâb nedür
Rahîm durur senün adun Rahîm'lığun bize didün
Mürşidlerün muştıladı lâ taknetu hitâb nedür
Bu işleri sen bilürsin sen virürsin sen alursın
Ne kim dilersen kılursın yâ bu soru hisâb nedür
Biz umaruz mürvetünden cümle iş senün katundan
Senün o rahmetünden bu bir avuç türâb nedür
Kün'i bir kezin söyledün her nesneyi var eyledün
Yine âhir bir söz ile anı kılmak harâb nedür
Kanı bu mülkün sultânı pes ten isen kanı cânı
Bu göz görmek diler anı bu merci ü meâb nedür
Yûnus bu göz anı görmez görenler hod haber virmez
Bu menzile akıl irmez bu koduğun serâb nedür
Yunus Emre
Hicâb: perde.
Çün: mademki.
Nikâb: yüz örtüsü, peçe.
Eyitdün: söyledin.
Yedhillâhu limen yeşâ: "Allah dilediğini doğru yola eriştirir" anlamına gelen ayet.
Şerik: ortak.
Levh: Levh-i mahfuz. Düzen: düzenleyen.
Rahimdurur: Rahim’dir.
Mürşid: irşad, eden, aydınlatan, yol gösteren.
Muştıladı: müjdeledi.
Lâ-taknetu: "Ümit kesmeyiniz" (39/53).
Hisâb: hesap.
Mürvet: iyilikseverlik, cömertlik.
Türâb: toprak.
Kün: Allah’ın "Ol!" emri.
Kanı: hani, nerede.
Pes: öyle ise,
imdi.
Merci: dönülecek yer.
Meâb: sığınılacak yer.
Hod: kendi.

- der-ya
- Özel Üye
- Mesajlar: 853
- Kayıt: 29 Eki 2011, 07:01
Re: DOĞRU'sunu SÖYLEMEK GEREKİRSE...

Eğer göğün yedi kat üstüne çıkmaksa niyetin, Aşktan güzel merdiven bulamazsın.
Eğer aşkı bulmaksa niyetin, Aramadan duramazsın. -
Yunus Emre.k.s
Eğer aşkı bulmaksa niyetin, Aramadan duramazsın. -
Yunus Emre.k.s
- der-ya
- Özel Üye
- Mesajlar: 853
- Kayıt: 29 Eki 2011, 07:01
Re:
...halimkok yazdı:
"Çalışmak ibadettir..."
Allah cc. içinse... öyledir...
Yalnız çalışmak değil... yaşamak ibadettir...
Değilse;
Bir vadi dolusu altınına bir vadi dolusu daha katmak içinse,
Delâlettir...
Helalin fazlasına gelince, bil ki, mubah olan şeylerde kulların halleri birkaç kısma ayrılır:
1- Bazıları mubah olan yiyecek, giyecek veya eşyaları övünmek, kenarda yığıp biriktirmek ve insanlara gösteriş yapmak için elde eder. Onun bu davranışı, zahirdeki işine göre kınanmayı, kalbindeki niyete göre ise azabı gerektirir; çünkü onun bundan maksadı günahtır. Günaha niyetlenen kimseye azap tehdidi gelmiştir.
2- Bazıları, helâl şeyleri sadece nefsinin arzularını tatmin için yer içer; bu onun ilâhî huzurda durdurulup hesaba çekilmesini gerektirir.
3- Bazıları da helal yiyeceklerden zaruret anında, kendisine Allahu Teâiâ'nın ibadetinde kuvvet ve destek olacak miktarda yer ve bu kadarıyla yetinir. Bu davranış onun iyiliği ve güzel edebidir; ona yediklerinden ve içtiklerinden bir hesap ve kınama yoktur; bilakis bu davranışı ona sevap kazandırır ve hak katında övülmesine sebep olur.
Allahu Teâlâ en iyisini bilir
İmam Gazali Hazretleri
Eğer göğün yedi kat üstüne çıkmaksa niyetin, Aşktan güzel merdiven bulamazsın.
Eğer aşkı bulmaksa niyetin, Aramadan duramazsın. -
Yunus Emre.k.s
Eğer aşkı bulmaksa niyetin, Aramadan duramazsın. -
Yunus Emre.k.s
- aksiseda
- Özel Üye
- Mesajlar: 1171
- Kayıt: 11 Haz 2012, 10:01
Re: DOĞRU'sunu SÖYLEMEK GEREKİRSE...
Bakarsan bağ (SâLL) olur...
... Bakmazsan dağ (eNe) olur...
"Cümle yerde Hak nazır, göz gerektir göresi" (Yunus Emre)
... Bakmazsan dağ (eNe) olur...
"Cümle yerde Hak nazır, göz gerektir göresi" (Yunus Emre)

- aksiseda
- Özel Üye
- Mesajlar: 1171
- Kayıt: 11 Haz 2012, 10:01
Re: DOĞRU'sunu SÖYLEMEK GEREKİRSE...
"Paranın değeri düşüyor" diyorlar...
İnsanın değeri düşüyor aslında...
ve;
iNSaN'ın DeĞeR' i DüŞ' ü YoR aSL' ında
İnsanın değeri düşüyor aslında...
ve;
iNSaN'ın DeĞeR' i DüŞ' ü YoR aSL' ında

- aksiseda
- Özel Üye
- Mesajlar: 1171
- Kayıt: 11 Haz 2012, 10:01
Re: DOĞRU'sunu SÖYLEMEK GEREKİRSE...

Demekle, yazmakla olaydı bu halde olur muydu alt fotoğraftaki bu araba !!!!.
Önde "Maşallah" yazıyor... Üstte "ALLAH Korusun"!..
Belli ki bildiği bütün tedbirleri almış arabanın sahibi...
Ama öyle midir !!!!
Sen söyle, ALLAH yapsın öyle mi!
ALLAH celle celâlihu Kullarının eliyle yapar yapacağını...
"ALLAH Korusun!." diyorsan =>ALLAH'ın koruması için gerekeni yapacaksın...
Orman yangınlarını söndürmek için Tekbir tedbirini kurtuluş gören Cübbeli' ye sormak lâzım...
Neden acaba;
Hz. İbrahim aleyhisselâm' in ateşe atıldığını gören karınca ağzıyla su taşımak yerine tekbirler getirmeyi denemedi!!!!.
Üstelik;
"Sen mi söndüreceksin bu yangını?." diyenlere aldırış etmeden...
"Evet! Ben de biliyorum bu yangını söndüremeyeceğimi... Lâkin SAFIM BELLİ olsun!.." dedi...
BİZ' im de safımız belli olsun ki... BELLİ'dir ZâT-eN...
MuHaMMeDî SaF'tayız... ALLAH'a şükür!..


- aksiseda
- Özel Üye
- Mesajlar: 1171
- Kayıt: 11 Haz 2012, 10:01
Re: DOĞRU'sunu SÖYLEMEK GEREKİRSE...
SİRİUS değil... >>> SIRR-I US YILDIZI
Sirius yıldızı bahar ayında kuzey yarım küreden görülebilmektedir.
Astrolojiye göre sirius yıldızıyla güneş yılda bir kez kavuşmaktadır.
Nadir bir olay olmasından dolayı sirius ve güneş kavuşmasının ne zaman olduğu merak konusudur.
Sirius yıldızı 72 yılda bir ilerleme gerçekleştirmektedir.
Sirius ve güneş kavuşması temmuz ayında gerçekleşmektedir.
Hatta bu kavuşma günü de Sirian denmektedir. >>> SIRR- I AN (HâLimce)
Sirius ilk bakışta tek bir yıldız gibi görünmektedir. (Adem sırrı)
Oysaki Sirius yıldızı Sirius A ve Sirius B olarak isimlendirilen iki yıldızın birleşimidir.
(Merkez’ den Muhit’ e iKi NoKTa’nın BiRLeŞiMi… Yani BiR DaiRe’ nin YaR-i ÇaP’ ı)
Efsanelere göre yaradılışın gizeminin Sirius yıldızında saklı olduğu söylenmektedir.
>>> Allah’ ın yarattığı ilk şey ne idi diye soranlara Rasulullah SaV Efendimiz buyuruyor ki;
Allah’ ın ilk yarattığı şey aKıL’ dır… KâLeM’ dir… Senin peygamberinin NuR’ udur…
Bunun nedeni ise Kuranı Kerim'de Sirius yıldızının geçtiği tüm ayetlerde yaradılıştan da bahsediliyor olmasıdır.
Sirius yıldızı bahar ayında kuzey yarım küreden görülebilmektedir.
Astrolojiye göre sirius yıldızıyla güneş yılda bir kez kavuşmaktadır.
Nadir bir olay olmasından dolayı sirius ve güneş kavuşmasının ne zaman olduğu merak konusudur.
Sirius yıldızı 72 yılda bir ilerleme gerçekleştirmektedir.
Sirius ve güneş kavuşması temmuz ayında gerçekleşmektedir.
Hatta bu kavuşma günü de Sirian denmektedir. >>> SIRR- I AN (HâLimce)
Sirius ilk bakışta tek bir yıldız gibi görünmektedir. (Adem sırrı)
Oysaki Sirius yıldızı Sirius A ve Sirius B olarak isimlendirilen iki yıldızın birleşimidir.
(Merkez’ den Muhit’ e iKi NoKTa’nın BiRLeŞiMi… Yani BiR DaiRe’ nin YaR-i ÇaP’ ı)
Efsanelere göre yaradılışın gizeminin Sirius yıldızında saklı olduğu söylenmektedir.
>>> Allah’ ın yarattığı ilk şey ne idi diye soranlara Rasulullah SaV Efendimiz buyuruyor ki;
Allah’ ın ilk yarattığı şey aKıL’ dır… KâLeM’ dir… Senin peygamberinin NuR’ udur…
Bunun nedeni ise Kuranı Kerim'de Sirius yıldızının geçtiği tüm ayetlerde yaradılıştan da bahsediliyor olmasıdır.

- aksiseda
- Özel Üye
- Mesajlar: 1171
- Kayıt: 11 Haz 2012, 10:01
- aksiseda
- Özel Üye
- Mesajlar: 1171
- Kayıt: 11 Haz 2012, 10:01
Re: DOĞRU'sunu SÖYLEMEK GEREKİRSE...
DüŞüNMeMe ÖZgürlüğün VaR ise;
Düşünce özgürlüğün vardır!
Yoksa;
Düşünmeye MeCBuRsun demektir!
Mecbur olan nasıl özgür olabilir!
Düşünce özgürlüğün vardır!
Yoksa;
Düşünmeye MeCBuRsun demektir!
Mecbur olan nasıl özgür olabilir!

- aksiseda
- Özel Üye
- Mesajlar: 1171
- Kayıt: 11 Haz 2012, 10:01
Re: DOĞRU'sunu SÖYLEMEK GEREKİRSE...
NeFS, kendisine tanıdığı üstünlük/imtiyazdan tavize razı olamadığı gibi
bunun nedeninin sorgulanmasına dahi izin vermek istemiyor.
Böylelikle tam bir tahakkümle hüküm sürüyor Mülkün Meliki gibi.
"Gördün mü o hevasını ilâh edineni!" (25/43)
bunun nedeninin sorgulanmasına dahi izin vermek istemiyor.
Böylelikle tam bir tahakkümle hüküm sürüyor Mülkün Meliki gibi.
"Gördün mü o hevasını ilâh edineni!" (25/43)
