MUHAMMEDÎ MELÂMet ZEVKLerimiz

Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12884
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Re: MUHAMMEDÎ MELÂMet ZEVKLerimiz

Mesaj gönderen kulihvani »

Resim
kudu Boğası..

ŞEHVEtten=>ŞEHÂDEt SEVki,
ŞEHVEtin===>ŞUHUDî ŞEVki,
=>LÂ İLÂHe===>İLLÂ ALLAH,
CİHÂNda==>ZITLARın ZEVki!.

ZITLaRın=>ZEVki=>MELÂMEt,
SEVDÂ’ya=>SEVki=>MELÂMEt,
=>CİHÂNdaki==->CÂN BÂZÂRı,
EHL-i BEYt=>ŞEVki->MELÂMEt!.


ZEVK 10.421

MELÂMEt=>MîM SIRR-ı SIFIR=>AĞIZda DEMiR LEBLEBi,
YAŞAndıkça YEŞEReN SIR=>Son-UÇta=>AŞKkın SEBEBi,
YER DEMiRdir-GÖKLeR BAKIR=>MELÂMEt LEDÜNNî İLİM,
=>MELÂMEt=> KERBELâ ÇÖLü=>EHL-i BEYt EREN EDEBi!.


17.07.2022.. 07:18
brsbrsm...tktktrstkkmizdsıfırseyrânımızzz..


KUL İHVÂNim MESt MELÂMî,
RABBî<=>RASÛLî==>KELÂMî,
HÂLis-MUHLis=>SIDDık-ÂDiL,
=>SIRR-ı SIFIR=>SIRf SELÂMî!.


M.M.M. MuhaBBetLerimLe...

Resim

Resim
Resim
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12884
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Re: MUHAMMEDÎ MELÂMet ZEVKLerimiz

Mesaj gönderen kulihvani »

Resim
kıtmir..

AKLa-KARA=->HAYat FİLMi,
HERkes ROLünü OYNuYOR!.
BiR ÖMüR TEKk NEFes GiBi,
=->MASKEsini SOYuNuYOR!.

=>İkİ UCu=>TEKk NOKTA’da,
CİHÂN’ı GEZiŞş=->MELÂMEt!.
AŞk KALEMi NÛN HOKkA’da!.
=>SESiNi SEZiŞş=>MELÂMEt!.


ZEVK 10.422

==>HERKESs=>KADERin YAŞıYOR=->TERCİHi İSe=>SINIRSIZ,
==>KİMi>NÛRLu.. KİMi>NÛRsuz… KİMi>HIRLı.. KİMi>HIRSIZ,
TEKk NEFEsin==>İkİ UCU’nda,
MİR’ÂC=>RÜCÛ’=>URÛCU’nda,
HEVÂ<->HEVEs YOLu=>ÇOKkLuk!.=>MELÂMEt YOLu IPISSIZ!.


18.07.2022.. 15:09
brsbrsm...maksem sağlıkocğı5.inci covıd-19aşımız..


KUL İHVÂNim MESt MELÂMî,
RABBî<=>RASÛLî==>KELÂMî,
HÂLis-MUHLis=>SIDDık-ÂDiL,
=>SIRR-ı SIFIR=>SIRf SELÂMî!.


M.M.M. MuhaBBetLerimLe...


Resim İHVÂNİmResim

M.M.M. MuhaBBetLerimLe...

Resim

Resim
Resim
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12884
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Re: MUHAMMEDÎ MELÂMet ZEVKLerimiz

Mesaj gönderen kulihvani »

Resim

SESsiZ>DEVRÂNELiKk MELÂMEt,
DOSt’u>SEYRÂNELiKk MELÂMEt,
ISsIZ=->CEVLÂNELiKk MELÂMEt,
YALNIZ>HAYRÂNELiKk MELÂMEt!.

HASAN DAĞdan=>BEY DAĞLaRım,
==>KIç Attı==->ÇİLLe ÇAĞLaRım,
==>TEK’e TEKk TERas TEKKEMde,
=>ULU DAĞ’da==>GÜL BAĞLaRım!.


ZEVK 10.436

ZEYTiN ÇEKiRDEği==>VAHDEt.. TEK’e=>TEK’i EKLE!.mektir,
İNCİR KESREtinde==>TOHuM.. ÇOKLukunu->TEKLE!.mektir,
=>ISsIZLıKk ADı===>MELÂMEt,
=>YALNIZLıKk TADı=>MELÂMEt,
TEK’e TEKk TERas TEKKEMde.. TEKk BAŞıma BEKLE!.mektir!.


02.08.2022.. 05:12
brsbrsm...tktktrstkmdehayrânımızzz..


MELÂMEtte==>İkİ YOKktur,
KÜLLî ŞEYy TEKktir ÂLEMde!.
BİR-LeRin KÜME-si ÇOKktur,
TEKkLik GERÇEKktir ÂLEMde!.


KUL İHVÂNim MESt MELÂMî,
RABBî<=>RASÛLî==>KELÂMî,
HÂLis-MUHLis=>SIDDık-ÂDiL,
=>SIRR-ı SIFIR=>SIRf SELÂMî!.


M.M.M. MuhaBBetLerimLe...


Resim İHVÂNİmResim

M.M.M. MuhaBBetLerimLe...

Resim

Resim

ZEYTiN ÇEKiRDEği==>VAHDEt.. TEK’e=>TEK’i EKLE!.mektir,
İNCİR KESREtinde==>TOHuM.. ÇOKLukunu->TEKLE!.mektir,.:


وَالتِّينِ وَالزَّيْتُونِ
Resim---"Ve’t- tîni ve’z- zeytuni.: İncire ve zeytine andolsun.” (Tîn 95/1)

وَطُورِ سِينِينَ
Resim---"Ve tûri sînîn (sînîne).: Sina Dağı'na andolsun.” (Tîn 95/2)

وَهَذَا الْبَلَدِ الْأَمِينِ
Resim---"Ve hâzâl beledil emîn(emîni).: Ve bu emin beldeye (Mekke Şehri’ne) (andolsun).” (Tîn 95/3)

لَقَدْ خَلَقْنَا الْإِنسَانَ فِي أَحْسَنِ تَقْوِيمٍ
Resim---"Lekad halaknâl insâne fî ahseni takvîm(takvîmin).: Andolsun ki Biz, insanı (nefsini), ahseni takvim içinde (nefs tezkiyesi ve tasfiyesi yaparak en güzele ulaşabilecek özellikte-kıvamda) yarattık.” (Tîn 95/4)

ثُمَّ رَدَدْنَاهُ أَسْفَلَ سَافِلِينَ
Resim---" Summe radednâhu esfele sâfilîn(sâfilîne).: Sonra onu, esfeli safiline (en sefil hale, nefsinin karanlıklarına) iade ettik (çevirdik).” (Tîn 95/5)

إِلَّا الَّذِينَ آمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ فَلَهُمْ أَجْرٌ غَيْرُ مَمْنُونٍ
Resim---"İllâllezîne âmenû ve amilûs sâlihâti fe lehum ecrun gayru memnûn(memnûnin).: Ancak iman edib salih ameller işliyenler başka; onlar için kesilib tükenmez bir mükâfat vardır.” (Tîn 95/6)

فَمَا يُكَذِّبُكَ بَعْدُ بِالدِّينِ
Resim---Fe mâ yukezzibuke ba’du bi’d- dîn (dîni).: (Ey insan!) Öyleyse bundan sonra sana dîni tekzip ettiren (yalanlatan) nedir?” (Tîn 95/7)

أَلَيْسَ اللَّهُ بِأَحْكَمِ الْحَاكِمِينَ
Resim---"E leysallâhu bi ahkemi’l- hâkimîn (hâkimîne).: Allah, hakimlerin en güzel hüküm vereni değil mi?” (Tîn 95/8)

DeNİZ en büyük canlı gibidir ki, ben öyle derim: “Kâinâtın en büyük canlısı DeNİZ!.” Derim.. bir saniye bile sabit tutamazsın.. kıpırdar durur.. muazzam bir şeydir..
Çünkü her ÂN yeniden YARATIŞ YÜZüşü-ndedir KüLlî Şeyyle DeNİZler de..

“YuSEBBihu!. SEMÂ’Sı”-nda:
SeBBeHa.. TeSBih!. feSEBBih!.:


يُسَبِّحُ لِلَّهِ مَا فِي السَّمَاوَاتِ وَمَا فِي الْأَرْضِ الْمَلِكِ الْقُدُّوسِ الْعَزِيزِ الْحَكِيمِ
Resim---"YUSEBBİHU lillâhi mâ fîs semâvâti ve mâ fîl ardıl melikil kuddûsil azîzil hakîm(hakîmi).: Göklerde ne var, yerde ne varsa (HEPSİ) O mülk-ü melekûtun eşsiz hükümrânı, noksaanı mucib herşeyden pâk ve münezzeh, gaalib-i mutlak, yegâne hukûm ve hikmet saahibi ALLÂHI TESBÎH (VE TENZÎH) ETMEKDEDİR." (Cumâ 62/1)

Yusebbihu: tesbih eder.
Sebbaha: yüzmek..

Yerdeki göklerdeki ZeRReler yani ATOMlar vede Kürreler-Galaksiler,
NeşRlerinden HaŞRlerine kadar döndüler, dönmekteler ve dönecekler.
Bu SeBBaHa yüzüş RAKSı hep sürecek her AN yeniden Yaratılan ŞE'ENULLAHta..
Ve ne zamAN AKILLarımız DEVR-ÂNı ANLarsa ve DEVRe İştirak ederse Yusebbuhu Zikr-i Dâimindeyiz
inşae ALLAH..
İşte her ZeRReye bahşedilen bu Rüşd Raksı, Yeniden Yartış Hareketi Merkezin DENGE için ÇEKimine karşı Merkezkaç DÜZEN Kuvvetini doğurup VARlığı oluşturmaktadır her ÂN ŞeÂNullahta…

DENiz TEK CANLı gibidir.. Yeryüzünün ¾ deki tek zikredeni gibidir sanki..
“Hışır hışır hışır!.” hep kendine mahsus bir hoşluğu vardır geceler boyunca deli gönlüm gibi inler dururdu..
Hiç bir şey denizin yerini dolduramaz.. güzellik, ses ritmi.. devamlı vurur durur sahillere.. hele ki, eğer sahilde yatıyorsanız ve denize yakınsanız, sizi önce rahatsız eder gibi olur.. ama sonra alışırsınız.. hep aynı sesi verir çünkü.. ve bir “esmâ”ya döner sesi genellikle HUu!.. HAYy!.” Demeye döner.. Yâni denizin vuruşuna göre esmâlaşırdı akıl-fikir dünyamla..
sistem sebbahada.. atom dönmesine devam ediyor, dünya dönüyor dönmeyen ne var değil mi?.



وَالتِّينِ وَالزَّيْتُونِ
Resim---"Ve’t- tîni ve’z- zeytuni.: İncire ve zeytine andolsun.” (Tîn 95/1)

et tîn, incirdir.. incir, kesretin işâretidir.. aslında torbasında tek gözükür ama içinde binlerce tohum taşır.. yâni çokluk taşır, ama tek gözükür.. fakat içindeki her tohum tek başına tektir.. bin tohumun binini bin yere götürür bin tane ağaç elde edesiniz ve hepsi birbirinden farklıdır.. bunu demek istiyorum.. KESRETte VAHDET böyledir.. çok gözüken TEKe TEKtir.. Zâten bu ÂLeMde, hiç bir kordinatta iki şey-NOKTa aynı anda BİR YERde olamaz.. bir zeRRe dahi olsa TEKe TEKtir.. ALLAH celle celâlihu TEKtir TEK yaratır ve ASla İKİ yoktur.. AKLın farazi İKİliği-İKİ ŞEYliği ŞEY-t-ÂN-lığıdır..
İki, senin çuvala doldurduğun iki tane ve farklı “BİR”lerdir.. sen konuşurken: “Bu odada İKİ adam var” diyorsun.. onun adına iki adam diyorsun.. iki adam ne demek?. Sen, “iki adam” demekle, "Barbaros ile Hâlim var” diyorsun.. “kim var?.” Diyorum.. “iki kişi var” diyorsun ki “iki kişi” derken BİR kişi BİR kişi daha var” diyorsun..

et tîn.. TÎN.. bildiğimiz kadarıyla “te” dâima “sen”liktir, sendeki zâhirdeki senin kullandığın nurdur.. et tîn.. “ALLAHu nuru’s- semâvatı ve’l- ard” buyurulan; elim, ayağım, şuram,, buram dediğin şey neticede olarak ALLAH'ın NÛRu'dur.. ALLAHtır, yerin göğün NÛRu.. başkasının değil.. bu, mal EŞYÂ da olsa O’nun, ESMÂ da olsa O’nun, SIFAT da olsa O’nun, ZÂT ise ZÂTuLLAHtır..
TEK-BİR ALLAHu zü’L- CeLÂL var bir başkası asla gerçekte yok.. mesele o değil çünkü, bize VAHDET yanlış anlatılıyor TEVHİD yanlış anlatılıyor.. insanlar başka başka bir şeyin peşine koşturuyulor.. aynen dünyadaki gibi olsun isteniyor.. halbuki sistem çalışıyor şu ÂNda..
et tîn.. daha ilerde bu “tin tun ten” lerin ne anlama geldikleri daha kendiliğinden çıkacak ortaya.. ancak “et tîn”de siz tıpkı bir Hâlim Can, incir gibisiniz.. Hâlim özelliklerini bir yazıyorsun ki, bin beşyüz tane on bin tane.. uuuuff hepsini dolduruyorsun torbanın içine.. üzerine de “işte bu Hâlim Kök” yazıyorsun.. işte “et tîn” budur.. sen eğer ALLAHu zü’L- CeLÂL “et tîn”i bilirsen ve sana seni bildiren ve sendekini bildirendi.. sen seni bildin ya.. “Ve’t- tîni ve’z- zeytuni” de BİLdin.. eğer sendekini sana bildirmek için, MuhaMMedî bir Edebci ve ErkÂNcı olursa, anan baban gibi demek istiyorum.. o zaman, sendeki “zeytun”u bulduk işte.. onu demek istiyorum.. bakın içerde bir “tun” var, “tin” gibi aynen.. ancak içerdeki NÛRu "vav"la gösterir Hâlim Can..
“RaBBımı RaBBımla gördüm” buyuruyor Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem..


Resim---Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem.: RABBımı RABBımla tanıdım. Eğer RABBımın yardımı olmasaydı O'nu tanıyamazdım! (bulamazdım.)'' buyurmuştur.
(Gürüzânfer, Ehadis-i Mesnevi shf. 2)

İçerdeki “tun”a dikkat et.. ve hemen yanındaki “ye” onu, yaşayışa çekiyorsa ve eğer sen de buna şâhid olduysan anlarsın ki, TEVHİD ayân beyanmış ki, zeytun çekirdeği gibi çıkıverir ortaya.. yâni “men arefe nefsehu fekat arefe RaBBehu”yu buluverirsin..


Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.:“Men arefe nefsehû fe kad ‘arefe rabbehû: Nefsini tanıyan RABBini tanır” buyurmuştur.
(Nevevî, Riyâzu’s-sâlihîn; Aclunî, Keşfü’l-Hâfâ II/343 (2532)

“Ve’t- tîni” çokluğa yemin olsun.. “ve’z- zeytuni” tekliğe yemin olsun.. İncire yemin olsun zeytine yemin olsun.. ÇOKa ve TEKe yemin olsun.. “yok” nerde?. “yokluk” yok ki zâten.. kim diyor “yok” diye.. yok diye bir şey yok!. “yokluk” diye bir şey yok zâten!. nerde “yokluk” var sadece ham akıllarda farazî..

Efendim zeytinin ve incirin kendilerine “mahsus”lukları var biliyorsunuz.. çok ilginçtir.. ağaç yapıları ilginçtir, yaşama yerler ilginçtir.. meselâ incirin sadece kendine hass döllenme özelliği vardır.. çiçek açmaz hemen meyveler doğrudan çıkar, hemen meyveye dönüşür çiçek açmadan.. çiçek açmadığı için de arlıar tarafından ya da, diğer sinekler tarafından çâzib-çekici değildir.. ancak “incir sineği” diye bir sinek vardır.. incir sineği, yaşayabilmek için hem dişil hem eril incir çağlalarının belli bir yerindeki “leke”lerinden yemek zorundadır.. yaşayabilmesi için, kendinin ürüyebilmesi için onu yiyip öbürünü yerkenbde dölleme yapar..
Resim
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12884
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Re: MUHAMMEDÎ MELÂMet ZEVKLerimiz

Mesaj gönderen kulihvani »

Resim

MELÂMEt=->ÂB-ı HAYAt’tır,
AŞKkta->ŞARÂB-ı HAYAt’tır,
=>GİRiŞe<>ÇIKışa=>KÖPRü,
MELÂMEt=>BÂB-ı HAYAt’tır!.


ZEVK 10.442

Fe yeKÛN KORKUsu HAYyat=>ÜSTÜnde ÖLüM ÖRTüSü,
MELÂMEt COŞKUsu HAYyat ==>GERiSi ÖMüR TÖRPüSü,
HAYyat TARZıdır MELÂMEt,
HAYyat FARZıdır MELÂMEt,
AKAR ÂB-ı HAYyat NEHRi=>BEKLeR EŞEKLeR KÖPRüSü!.


06.08.2022.. 17
brsbrsm...tktktrstekkmdecumâcemimizzz..



KUL İHVÂNim MESt MELÂMî,
RABBî<=>RASÛLî==>KELÂMî,
HÂLis-MUHLis=>SIDDık-ÂDiL,
=>SIRR-ı SIFIR=>SIRf SELÂMî!.


M.M.M. MuhaBBetLerimLe...


Resim İHVÂNİmResim

M.M.M. MuhaBBetLerimLe...

Resim

Resim

Resim ÂB-ı HAYAt =>HAYAt SUYU..

HAYy NEFESi==>ÂB-ı HAYAt,
==>NEBî SESi==>ÂB-ı HAYAt,
BİZ BİR-İZ’de NAHNU NEHRi,
AŞKk NEŞESi==>ÂB-ı HAYAt!.


ÂB-ı HAYAt.: Kan. Ebedî Hayata sebep olan HAYAT SUyu (diye tâbir edilen) bu kelime, edebiyatta. : "Çok güzel ifâde, Lâtif söz, Parlaklık, Letâfet" mânalarında geçer. * Tas.: Aşk-ı Hakiki, Aşk-ı İlâhî, İlm-i Ledünn, Mârifetullah'tan kinâyedir. Âb-ı Hızır, Âb-ı Hayvân, Âb-ı Bekâ gibi isimlerle de söylenir..

Başka kaynaklara göre =>ÂB-ı HAYAt =>CeNNetteki Irmaklardan birinin adıdır. Dünyada iyi ameller işleyip haramdan uzak kalanlar bu SU’yu içecek ve CeNNette sonSUza kadar YAŞAyacaktır..

İslâm-Türk Tasavvuf kaynaklarında ve Edebî mahsullerinde;
=>Aynü’l-Hayât, Nehrü’l-Hayât, Âb-ı Câvidânî, Âb-ı Zindegî, Hayat Kaynağı, Hayat Çeşmesi, Bengi Su, Dirilik Suyu, Âb-ı Hızır gibi çeşitli isimlerle anılan bu EFSANEVÎ SUdur..

Âb-ı Hayât =>Kur’ân-ı Kerîm’de Mûsâ aleyhisselâm ve Hızır aleyhisselâm Kıssası anlatılırken (el-Kehf 18/60-82), dolaylı olarak temas edilmiştir. Âyet metinlerinde anlatılanlar özetlenecek olursa karşımıza şöyle bir tablo çıkmaktadır.:
İsrâiloğulları’nın Peygamberi Mûsâ aleyhisselâm bir gün genç arkadaşıyla birlikte, kendisiyle buluşması emredilen şahsiyetle görüşmek üzere yola çıkar. Buluşma mevkii =>“İki denizin birleştiği yer/ mecmau’l-Bahreyn”dir. Mûsâ aleyhisselâm burasını tanıyabilmek için yanına azık olarak aldığı pişmiş/ölü-tuzlu BALIğın canlanıp denize atlaması buluşma yerini belirleyen bir işâret olacaktır. Deniz Sahilinde rastladıkları bir kayanın yanındaki HAYAt Pınarı’nın SUyu tuzlu balığa temas edince balığın canlanıp denize atlaması, buluşma yerini belirleyen bir işârettir. Ancak Mûsâ aleyhisselâm’ın genç arkadaşı/AKıL, Deniz Sahilinde uğradıkları kayanın yanında balığın canlanarak denize atladığını ona haber vermeyi unutmuştur. Yolda yemek için konakladıklarında ise durumu kendisine anlatır. Bunun üzerine Mûsâ aleyhisselâm tekrar o yere Kasasa Kasas/İZi Üzere döner ve gerçekten aradığı kişinin orada bulunduğunu görür. Kendisine ALLAH celle celâlihu tarafından “Rahmet” ve “İLM-i Ledünn/Gizli İlim” verilen bu kulun Hızır aleyhisselâm adını taşıdığı, başta Buhârî ve Müslim olmak üzere, Ebû Dâvûd, Tirmizî ve el-Müstedrek’te yer alan bazı hadislerde bildirilmiştir..

Buhârî'deki bir rivâyette, buluşma yeri olan Mecmau'l-Bahreyn'den maksadın HAYAT PINARI olduğu ifâde edilir. Bu hadîse göre; "Hızır'la buluşacakları KAYAnın dibinde bir Kaynak/AYN vardı ki buna =>Hayat Kaynağı/Aynü'l-Hayât,/Âb-ı Hayât deniyordu. Bu suyun temas edip de diriltmediği hiçbir şey yoktu. İşte balığa bu sudan sıçramış" (Buhârî Tefsîr, Suretü'l-Kehf, 18/4).

Âb-ı Hayât =>MuhaMMedî Tasavvufta Cenâb-ı HAKk'ın "el-HAYy celle celâlihu" İsmi'nin gerçeğinden ibârettir. Bu İsmin Sırrı’na erenler Âb-ı Hayât’tan İÇmiş OLurLar.
Dinî, Tasavvufi Edebiyat Türlerinde bu anlamı BULmak mümkündür.:


YÛNUS EMRE kaddesallahu sırrahu.:
Resim HAYyat SUyu
Resim

Mânisiz kişiden hiç nesne gelmez
Kovası yok, kuyudan su çekilmez..


bu ÂEMde Maddeperest ve MÂNÂdan habersiz, sığır gibi gelip geçen kişiden hiçbir hayrlı sonuç bekleme!.
Bu ÂLEM Kuyusundan ÂB-ı HAYAT SUyu çekmek isteyen dervişin NEFsine ZiKrULLah Kovası gerektir mutlaka..


Resim

Yûnus Emre bu dünyada, iki kişi kalır derler
Meğer Hızır İlyâs ola, Âb-ı Hayat içmış gibi..


eYy Yûnus Emre Babam kaddesallahu sırrahu =>“Bu Dünyâ kimselere kalmaz da sadece iki kişi kalacak!” derler.
Meğer ki Kur'ÂN-ı Kerîmin buyurduğu-DUYurduğu Hızır ve İlyâs aleyhumusselâm kalalar ki, onlarda HaYyat SUyu İçmişler gibi..


Resim

Şol Hızır'la, şol İlyâs, Âb-ı Hayat içtiler
Bir kaç yıllar içinde, bunlar ölesi değil..


Kur'ÂN-ı Kerîmde bildirilen Hızır aleyhisselâm ile İlyâs aleyhisselâm Âb-ı Hayat/DİRİLik SUyu içtiler,
Bizlerin bilebileceği yıllar içinde öleceklerini sakın sakın sanmayasın!.


Resim

Yüzbin Ferhat külüngünü alıp, kazar dağlar bünyâdını.
Kayalar kesip yol eder, Âb-ı Hayat akıtmağa..


HAKk ÂŞıkLar ŞİRİN’e SEVdâLı FERHAt gibi AŞKk Külüngünü/taşçı kazmasıyla SEVgiLisine AŞKuLLAH SUyunu akıtmak için engel Dağlarının bağrını deler gece-gündüz demeden kayalar oyup YOL eder HAYyat SUyu AKITmağa..

Resim

Âb-ı Hayatın çeşmesi, âşıkların visalidir
Kadehi dolu yürütür, susamışları yakmağa..


HAYyat SUyu OLan AŞKuLLAH’ın Çeşmesi HAKk ÂŞıkLar YÂRine kavuşma Ânıdır ki, SEVDÂ SÂKİsi OLur GÖZ YAŞı DOLu Kadehleri Sunar AŞKa SUsamışları DENiZ SUyu gibi İçtikçe YAKmağa..


Resim

ÜMMî SİNÂN kaddesallahu sırrahu.:

Resim

Yandı ciger oldı kebâb
Dilerem ola feth-i bâb
Nûş itmege âb-ı hayât
Mestâne gelmişem saña


İmkÂNla KULLUk İmtihÂNına geldiğim şu DERD DiYârı Dünyada cevr-i cihan çark-ı çile ocağında ciğerim ateş kebâbı oldu,
Bu can cehenneminden çıkş kapısı miftahım-ANAhtarım SEN'sin ve Hakk’a Hayra açılan kapımın fethini dilemekteyim,
BÂBında-Kapında Âb-ı Hayât-ebedî DİRİlik “SU”yumu içmeğe KıtMÎRce Mestâne, yani sıRR-ı SıFır sarhoşça gelmişem kapına-Sana PÎRiMm!..


Resim

İçerler âşıklar âb-ı hayâtı
Hayy olur kalbinde cümle memâtı
Visâliñ dalınıñ kand-ı nebâtı
Balıñda bir dahı hîç var mı yâ Rab!.


Bu Sırat-ı Mustakim YOLUnda Hakk MuhaMMedî ÂŞIKLarın İlahî AŞK Şarabı olan HaYYat Suyunu İçerler de Kalbleri ve onunla cÜMMle ÖLÜLer, el HAYY ALLAH celle celâluhu Esmasında Kalben DiRiLir..
Kalbimin HAKk'a Kavuşma Bitkisinin BeLÂ DALInın, BİZ BİR-İZ BALından bencileyin İçen Hak Âşık benden başka hiç bir kimse dahi var mıdır yâ RABB?.


Resim

NIYAZİ MISRİ kaddesallahu sırrahu.:


An-ı dâimdir hakîkat güneşi
Ol an’ım ben gitmezem ben gelmezem..


GEÇmiş-GELecekten münezzeh olan ALLAHu Zü’L- CeLÂL’in; Şimdi, şu ÂNda Şe’ÂNuLLAHta SüNNetuLLAH üzere; Dâima-Sürekli-Yeniden KÛN feyeKÛN OLÂN “ÂN”ı dır MuhaMMedî Hakîkat Güneşi
İşte ben de MERKEZde o, OLÂN “ÂN”ım ki; MUHİTe Gitmek-Gelmek nedir BİLmezem!.

“ÂN” ->LİMİtteki en kısa ZamÂN DİLimi ki; ALınıp da VERilemeyen, ya da VERilip de ALınmayn NEFES ARAsı-ARAFı.. TEK-BİR OLan “MuhaMMedî Hakîkat ÂN”ı, ÂN-ı DÂİMdir ve asla BÖLünemez!. KudretuLLAHta TeCELLî TEKtir.. Vâcibu’L- VüCÛD OLan ALLAHu Zü’L- CeLÂL, her ÂN -> “KÛN-OL!.” Buyurur ve NÛRuLLAH’tan -> feyeKÛN/NÛR-u MuhaMMedden KîNÂTını MevCÛD kılar!.
Resûlullah sallallahu aleyhi vesellemi DUYan-UYan-UYANık MuhaMMedî Hak ÂŞıK için, ÂB-ı HAYAT AŞKuLLAH HAYat ÇEŞmesinden her ÂN her DAMLası yepyeni SU Akar..
UYUyan Ahmaklar ise, hep AYNI SU AKmakta ZANNeder DURur..


Resim

Oldum çü mahv-ı mahz-ı zât buldum vücûdumdan necât
Ben içmişim âb-ı hayat irmez bana hergiz memât


Ben, kendimin ve diğer yaratılmışların Vücûd derdinden kurtuldum ve Mevcûdun, küllü şey’in fâni olduğunu anladım.
Kesret gözükenleri Vahdette yok edip ortadan kaldırdım,
Muhammedî Mârifet Mektebinde Katıksız Zâtullah bilgisine kavuştum.
Fenâda Bekâ bulup ebedî dirilik ilmi olan Hayat Suyu içmişim ki artık bundan sonra bana asla ölüm ulaşamaz..


Resim

Ravza-yı Hadra'yı bilmez Hızra yoldaş olmayan
Âb-ı Hayvanı bu zılmı görmeyenler sandı mâ


Ravza-yı hadra'yı, İkram Kevserini, Nûr-u Mim Kaynağını bilemez ve bulamaz, kendisini götürecek İlm-i Ledün sahibi Hızır aleyhi’s-selâm ı bulmayan velev ki Musa aleyhi’s-selâm olsa da..
Huzuru, Hazırı ve Hızır’ı bilmeyenler bu sırrın altındaki Dirilik Suyunu sıradan bir SU sandılar..
Her şeyin anası ve Nûrullah esmasının eşya yansıması olan Nûr-u Mim’ siz canlar ölüdür ki,
Dirilmek için Ab-ı Hayat gerek..
Onu bilen ise Hızır..
Hızır ise Habibullah sallallahu aleyhi ve sellem'in huzurunu bulana hazırdır..

Bu da biline!..

Resim

Leblerin feyzine mutad eyledin çün ağzımı
Dilemez kim eyleye şol âb-ı hayvan ile bahs


Ey nazlı Yâr! Benim ağzımı, LEBlerin-Bilelik Lutfu dudaklarıyın can ceryanı muhabbet ve rahmet bolluğu-bereketine öylesine alıştırdın ki,
Bundan sonra ağyârın Hayat Suyun Çeşmesinden bile bahsetmek istemez oldu..
Muradullaha âşinâlığım, Emrullahla Oluşan imkanla İmtihan sorularımı Çözüverdiğinden ÂB-ı HAYATı-hayat veren suyu değil de SUyu yaratanıBİLmek-BULmak-OLmak ve bizZÂT Şâhidince YAŞAmak dilemekteyim…


Resim

Mâye-i zât denilen feyz-i necât denilen
Âb-ı hayat denilen nefsidürür kâmilin..


Bu ÂLemde AKLın ALgıladığı Kur'ÂN-ı Kerîmdeki “ALLAH ve NÛRundan” ibâretttir ki, NÛRuLLAH’ın mayâsı-ASLı ZÂTuLLAHtır ki bunu ANLAyış KULLuk Kemendinden kurtuluş NÛRunun fışkırmasıdır.
El HAYy ALLAH celle celâlihuda HAYyat SUyu ASLın fASLı denilen de NEFSidir MuhaMMedi i Kâmilin..


Resim

Mâye-i zât denilen feyz-i necât denilen
Âb-ı hayat denilen nefsidürür kâmilin..


Bu ÂLemde AKLın ALgıladığı Kur'ÂN-ı Kerîmdeki “ALLAH ve NÛRundan” ibâretttir ki, NÛRuLLAH’ın mayâsı-ASLı ZÂTuLLAHtır ki bunu ANLAyış KULLuk Kemendinden kurtuluş NÛRunun fışkırmasıdır.
El HAYy ALLAH celle celâlihuda HAYyat SUyu ASLın fASLı denilen de NEFSidir MuhaMMedi i Kâmilin..


Resim SUN'ULLAH GAYBÎ kaddesallahu sırrahu.:

Mârifettir çeşme-i âb-ı hayât
Mârifetsiz âdemîdir ke'l-memât


ResimEğer serçeşme-i Âb-ı Hayâta ermek istersen
Zamânın Hızrının bâbına başın eyle yer bir bir


Âb-ı Hayâta ERmek istersen!. HaMM AKLın ilk-son SORusu “NASIL?” diyeceksin!?
Çağla-Çiğ ve de Câhil AKLını MuhaMMedî İlim-Edeb-İrfan-Erkan Tâlim-Öğretim ve Terbiye-Eğitimi VERmekle Her ÇAĞda GÖRevli Ehl-i Beyt aleyhumusselâm EL-i Hakk Dostu ERENlerin BAŞı-GAVSı- Baş ÇEŞMEsini İnancını BİLmeli-Amelini BULmalı- Ahlâkında OLmalı- Hâllerinin Şehâdetini YAŞAmalısın ki Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem ve ALLAH celle celâluhuya yalancı ŞÂHİD Olmayasın!

O zaman Zamanın HIZIRını ARAma!
Sen LÂYIK Olmaya MuhaMMedî Gayret et Gelmesi LÂZIM Olduğu ÂNda Huzurda Hazırdır.
İstemeden VERecektir SORmadan Söyeleyecektir!..
Ve sakın Kelle-Kafa Başını VURacak Tahta-Demir Kapı ARAma!
Bâb-ı Hızır Kâmilin KALBidir!..
Hakk teâlâ’ya giden YOL KâMiL-lerin KALBinden geçer BİR BİR..!


ElhamdulillahiRABBi’l-ÂLeMîN!..

Resim
Nice bir mürde gezersin cehl ile âlemde zen
Kesb-i rûh et nutk-u Gaybîden içüp âb-ı hayât


Sen nasıl olur da henüz ER olmadan kendine câhilce, kadın kılıfında ölü olarak gezerdurursun!
Gaybî Babanın SıRR SÖZlerinden RuH bulmaya çalış-çabala da Hayat SUyu içip Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellemin;


Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem!: Mûtû kable en temûtû: ÖLmeden önce ÖLünüz!
(Aclunî, Keşfu’l-Hâfâ II-291-2669)
DUYurduğun ve DUYurduğunu Uygula da DİRil in şâe ALLAH!.


Resim EŞREFOĞLU RUMÎ kaddesallahu sırrahu.:

Resim

Ol taş olmuş gönüllere uram aşkın külüngünü
Âb-ı Hayatı akıtam gönlünde pınar eyleyem..


Öyle ki, granit gibi sertleşip-taşlaşan gönüllere AŞKuLLAH Külüngünü vurayım Ferhat gibi,
ŞİRİN’im için HaYyat Suları akıtayım kendi Gönül Dağından SEvd PINARLarı eyleyem..


Resim

Gidersen sen vücûdun zulmetini
Bulup âb-ı hayat içip kanasın..


Eğer ki sen şu KULLUK İmtihÂNı garaç-gerci olan mevCÛDLuk beden karanlığından UYANsan,
İşte oz aman Ebedî Hayat SUyu içimiş olur da, her ÂN yeniden DİRİLirsin!.


Resim

Hubb-i Hakk'ı edin kim diri tuta kalbi
Hubb-i Hak âb-ı hayattır kalb-i mevte vere can..


Sen bu gelgeç dünyasında, her şeyden önce El HAKk TeÂLÂ AŞKını baş tâcı edin ki, kalbini dâimâ diri tutsun..
Çünkü El HAKk TeÂLÂ AŞKı, Hayat Suyudur, ölü kalbleri diriltir ve CÂN VERir..



Resim
MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN RUMÎ kaddesallahu sırrahu,
Dîvân-ı Kebîr’de =>ŞEMS-i TEBRİZî kaddesallahu sırrahu için.:

"Hızır, Tanrı keremiyle ÂB-ı HAYAt’a kavuştu"
"Sen ya baştan başa cansın, yahut zamanın Hızır'ı, yahut ÂB-ı HAYAt; onun için halktan gizlenmektesin"
"Sana nasıl Hızır demeyeyim ki ÂB-ı HAYAt içtin, sen ÂB-ı HAYAtsın; SUla, kandır BİZi"
(Dîvân-ı Kebîr, trc. Abdülbâkî Gölpınarlı, İstanbul 1957, I, 92, 166, 352, II, 62, 355-434).


Resim

Be==>BAŞ-sıZ,
AyN=>YAŞ-sıZ,
SîN=->TAŞ-sıZ,
==->TeLâŞ-sıZ!..


Resim
ZEVK 4472

=>ŞeMS-i ÜŞÜ-ttü YıLDıZlar!... =>YeDİ YER-den BIÇAK-landı!
YeDi DaMLa “Ah!.”ı DÜŞ-tü!. =>YeDi ReNK SOL-du AK-landı!
SIĞmadı YeDi KaT GöĞe!.. =->YeDi yÖNden “YÂR” ÇAĞ-ırdı!
=>UÇ-tu GİT-ti “SON-SU”-zluğa!..=->SıRR-ı SıFıR-a SAKlandı!..


15.05.11 03:23
şmsnşhdtnd..


Resim.:DİNle!..kenDİNle!..

“Şimdi DAlgıç Mevlânâ'dır; Cevahir Tüccarı da Ben (Şemseddin-i Tebrizî) İNCİ de İKİmizin ARAsındadır.
Diyorlar ki: İNCİye giden YOL sizin ARA-nızdadır. Biz ona YOL BUL-alım!”
“Evet!” DEdim,
“Fakat YOL budur! Ben sana bir şey ver demiyorum, ben.: ALLAH YOLU-na GEL!” diyorum!”
Niyâz Yoluyla ve Hal Diliyle biri sordu: ALLAH YOLU hangisidir? Söyler misin?”
Ben: ALLAH YOLU BUdur!” diyorum.
Elbette AKSARAY'a gidilirken bir KÖPRÜden GEÇiLecektir!”
(MaKaLaT-ı ŞeMS)



Resim

Hazret’i HIZIR’ı yaşatan =>SU nedir?
=>Kevser Havzu’dur. =>Âb-ı Hayat.. =>O'ndan İÇmiş...


Hazret’i HIZIR’ı yaşatan =>SU nedir?
=>Kevser Havzu’dur. =>Âb-ı Hayat.. =>O'ndan İÇmiş...


HIZIR Derler. Vardır. Kimdir?.
MÛSÂ peygambere Ledünn =>yâni var olan akla zorlanmadan sokulamayan Kudret Âleminin =>Sırlarının İlmi...
İlim var olan bir şeyin künhüdür, esasıdır, vardır demektir.
Hakiki İnanç Âlemine kavuşanlar bilirler, sezerler, inkâr edemez, etmezler.

“İmkân Âleminde bunalanlara yardıma koşan mübârek bir Zât-ı Şerîf var mıdır yok mudur?” sözleri inanmayanların veya inanamayanların sözleridir bunlar...
Halk gönlünde yaşıyor ya!.. İnanıyorlar ya, bu inanana da inanmayana da yeter!.
HIZIR =>ÂH-ı HAYAt SU-yu içmiştir.” derler.
Devamlı olduğunun güzel inancının delilidir bu...
Bizce HIZIR aleyhisselâm vardır.
Bunaldığımızda yardıma HAKk nâsib etsin diye DUÂ ederiz.
Bir de İLYAS vardır.
Onun hakkında denizlerde HIZIR, karalarda İLYAS..
Âlemin her yerinde HAKk’ın Kullarına yardımının mümessilleri...

“Senede bir defa buluşurlarmış!” sözü halk arasında yaşar.
Bu gönülleri hürmete bürümenin timsalidir.
“HIZIR*İLYAS GüNü” diye anarlar, dilekler yaparlar.
Gün doğmadan bu diyârda HIZIR'a rastlamak ümidi vardır.
Bir kul rastlamış HIZIR'a konuşmuş.
Ondan dinledim ben de naklediyorum güzel bir mülâkat...
İster “evet!” ister “hayır!” de!.
Efsâne, hurafe, menkıbe olamaz, inananla inanmayanların saldırışlarından çıkar menkıbe, efsâne, hurafe...
Biz redd ederiz bu lafları. Efsâneyi hurafeyi araştırın aslına varın.
Hikâye diyelim bunlara.
Güzellikleri insana hitab eder o kâfi değil midir.
Rüyâda gördüğünü inkâr edebilir misin?.
“Bu ne demektir?..” diye sorar durursun.
Rüyâda, Kudret Âlemine ait olan RÛHla İmkân Âleminde dolaşmaktır.. Rüyâ bu..

Meçhullerin içinden çıkan rivâyetlerden bir hakikat olarak kabul edilen inanışlar vardır.
Peygamlerlerin bazıları bu inanışları teyid etmişlerdir. Bazıları bunlardan bahsetmemişlerdir. Birçok Velîler de öyle söylemişlerdir.
HIZIR ve İLYAS bunların başında gelir. HIZIR ve İLYAS ne zamandan beri vardır bilinmez.
HIZIR'a, MÛSÂ Peygamber zamanında HIZIR'dan bazı şeyler öğrendiği bilinenler arasında tesadüf ediyoruz. İLYAS hakkında ise mâlumat yok...
MÛSÂ’dan evvel Peygamberler arasında da bahsedilmemiştir. Her ikisinden de bahis yok...
İsâ Peygamber zamanında da yok. Resûlullah Efendimiz zamanında da yok. Resûlullah'tan sonra rivâyetler çoğalmış,
HIZIR ve İLYAS'ın var olduğu kabul ve inanma hâline gelmiştir.
Muhiddin-i Arabî HIZIR'a rast geldiğini ve HIZIR'ın bulut üzerinde namaz kıldığını gördüğünü bahseder.
HIZIR karada, İLYAS SUlarda hakiki bunalmış olan insanlara İzn-i İLâhî ile yardım yaparlar.
Her ikisi de hayattadırlar. ÂB-ı HAYAT SUyu içmişlerdir, ömürleri uzundur. Lokman Hekim de bu rivâyetlerdendir.
Üçler, Dörtler, Yediler, Kırklarr Resûlü Ekrem'den sonra Nübüvvet =>Velâyet Hâline İzn-i İLâhî ile tahavvül ettiğinden bunlar o zaman ortaya çıkmıştır. Bugün bunların adetleri de azalmıştır..
Resim
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12884
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Re: MUHAMMEDÎ MELÂMet ZEVKLerimiz

Mesaj gönderen kulihvani »

Resim

YÛNUS EMREm..
kaddesallahu sırrahu..


YÂR YOLU’da=>SESsİZ-ISsIZ,
YERde ÇINAR>Gökte YILdIZ,
=>YOLDAŞInı KOMaZ YALnIZ,
=>KITMÎR EYyLeR TAZI’mızı!.

YÛNUS EMREm->MEst MELÂMî,
KuL İHVÂNİm===>SIRf KELÂMî,
=>EHL-i BEYt-i=>RESÛLULLAH,
=>DÂRü’s- SELÂM=>Es SELÂMî!.

=>MELÂMEt==>SEVDÂ MENZiLi,
=>MELÂMEt=->AŞKk-SEVgi DiLi,
SEVEN<=>SEViLEN===>SEVGiLi,
=>MELÂMEt=->MUHABBEt MiLi!.


ZEVK 10.425

HASBî HİZMEt YOLU’n YüRüR===>SEFER TASı YÛNUS EMREm!
BİZ BİR-İZ BÜRGÜsün BüRüR==>HASLAR HASı YÛNUS EMREm!
BiR BEN VaR=>bEN’den İÇERü,
=>GERisi ->“BEN”Likten BERü,
=>İZ BIRAkıR=>POStun SüRüR=->AŞKk USTASı YÛNUS EMREm!.


21.07.2022.. 03:49
brsbrsm...tktktrstkmdeseherr-allpr-entela-hasn-teyimiz…


=>MELÂMEtin PÎRi=->EMREm,
EZEL<=>EBED DİRi=->EMREm,
EL=>EL’e=>EL=>YEDULLAH’a,
İHVÂNİ’m KITMîRi==>EMREm!.


Resim

YÛNUS EMREm..
kaddesallahu sırrahu..


YÛNUS EMREm=>TEPe-DİBi,
===->GÜNEŞin<=>IŞIğı GiBi,
SEVeN<=>SEViLeN=->SEViLi,
NAHNU EYyLeR "ÖZ"-müZü!.

Resim

ARAmaz hİÇ=>NOKSAN-KuSuR,
=>AŞKksız OLAN->EBTER-KıSıR,
KIZGıN SAC’da->PATLAKk MıSıR,
=>EKSİKk Etmez=>“kÖZ”müZü!.

Resim

YÛNUS’um==>GÖNüL SÜRÛRu,
=>NÛR-u MUHAMMEd->ONÛRu,
=>KÜLLî ŞEYy=>ALLAHın NÛRu,
=>HAYRa YORaR=>“sÖZ”müzü!.

Resim

feyeKÛN SEYREdeR==>KÛNda,
=>KÛN feyeKÛN=->OYUNUnda,
ÂLEMde==->KURt-KOYUNUnda,
EL HAKk EYyLeR “KOZ”umuzu!.

Resim

GÖTÜRüR=->HeR HÂL HACı’na,
=>SÂHiB KILaR==->SERTACı’na,
===>ÇIKaRıR==>AŞKk AGACına,
DER===>NE YERsin KOZumuzu!.

Resim

HAk MuHABBEt>Bu Mu? EYyLeR,
>MîM MuHAMMEd MuMu EYyLeR,
=>KÂR-ü-BELÂ=->KuMu EYyLeR,
=>FENÂFİLLAH==->“TOZ”muzu!.

Resim

AŞKk DENeN=>DEMiR LEBLEBi,
==>AĞIZda===>KEMÂL SEBEBi,
=>EHL-i BEYt==>ERDEM EDEBi,
=>ÂŞIKk EYyLeR=>“YOZ”muzu!.

Resim

=>ÇARk-ı ÇİLLEmiz=>ÇELdiRiR,
GÖZ YAŞın=>MERMER DELdiRiR,
=>YOLSUzu YOLa==->YELdiRiR,
==>OĞLU-muZu===>“KIZ”mızı!.

Resim

=>DERÛNî BENde’dir=->ŞÂH’a,
>EHL-i BEYt-ü-RESÛLULLAH’a,
=>EL=EL’e=>EL=>YEDULLAH’a,
=>SİLeR=>SÎNE===>“SIZı”mızı!.

Resim

HAKkta HAKkLa HAKka YÜRüR,
=->ERİtiR->POSAm SÜZDÜRüR,
=->BİZe==>DERİmiz YÜZDÜRüR,
EYyLeR=>KEFEN==>“BEZi”mizi!.

Resim

NEYZEN ALLAH CÂNLaR NEYyLer,
HERKESi===>EL HAYy’a HEYyLer,
SoN NEFES=>TEk TEVHiD EYyLer,
=>MİLYARLARca===->“KEZ”imizi!.

Resim

=>“E LEStü”=>DİLİnde=->BESte,
=>“OKU!.”-r=->ÂHESte ÂHESte,
HeR YeR-HeR HâL-HeR NEFESte
HeR ÂN=>TEVHiD=->“TEZi”mizi!.

Resim

==>YÜREĞi====>ANADOLU’su,
=>ARTViN=>EDİRNE=>BOLU’su,
YÛNUS’um->TÜRKMEN ULU’su,
HeR OBA’da=>AYAKk==->“İZ”i!.

Resim

==>ADıM ADıM===>ANADOLU,
TEKk-BİR EYyLer->SAğı-SOLU,
===>SIRÂt-ı MUSTAKîm YOLU,
SAÇaR>GEZeR=>“BİZ BİR-İZ”i!.

Resim

==>bENi=>sENi=>oNu==>BİLmez,
BİZ BİR-İZ” der=>SÖZün SİLmez,
=>HAKk’tan gAYRIsına=>EĞİLmez,
YEDi İKLİMde==>SÖYLeR=>“BİZ”i!.

Resim

YALANsız<->HARAMsız=>HAYyat,
==>HASBUNALLAH’ta==>KÂİNat,
=>HeR SÖZü=>SIRR-ı SIRF SANat,
==>SEYRÂN SEYRi====>DİZi DİZi!.

Resim

=>KANDIRmadan==>İNANDIRıR,
SERHOŞa==>RABB-ın=>ANDIRıR,
=>ZOM UYKU’dAN=->UYANDIRıR,
=>“TEKk CÂN” EYyLer HEPİMİZi!.

Resim

=>SIRR-ı SUBHÂN=->SELÂMi’dir,
KUR'ÂN’ın=>KÛN!.=>KELÂMi’dir,
==>HÂLiS-MUHLiS=->MELÂMi’dir,
==>ÇOKk’a SAYaR====->AZIMIZı!.

Resim

=>AŞKk ATEŞİn==->YELLENDiRiR,
=>HAM AKILLaR==>DELLENDiRiR,
=>KARGALaRı====>DİLLENDiRiR,
=>BÜLBÜL EYyLer===->KAZIMIZı!.

Resim

AŞKk OLsun=>ARŞ DAĞIn AŞaR,
AKIL=>SIĞMaZ=>KABIn=>TAŞaR,
=>BİZ BİR-İZ’in=>BİZLe=>YAŞaR,
=>ÇEKeR=->NiYAZ<==>NAZIMIZı!.

Resim

=>DİLLENiR=>KANLı KAFESLeR,
RAHMÂM NEFHÂSı=>NEFESLeR,
=>SEHER YELLERiyLE=>SESLeR,
=>SÎNE’de====>SIRR SAZIMIZı!.

Resim

YÛNUS’um=>RÜCÛ<=>URUÇ’ta,
===>KUL İHVÂNİm==>İKİ UÇ’ta,
NİYYet=>SABıR. SÖZ=>ORUC’ta,
=>AŞKk=>KADER==>İKİ AVUC’ta,
==>OKuR======>ALIN YAZIMIZı!.


Resim

NAHNU.: BİZz..
SÜRÛR.: Sevinç. Neş'eli olmak..
SERTAC.: f. Baş tacı olan. Çok sevilen. Hürmet edilen. En ileri.
EBTER.: Sonunda oğlu ve kızı kalmayan insan. * Ölümünden sonra adı hatırlanıp anılacak hayrı ve ihsânı kalmayan kişi. * Eksik, tamamlanmamış..
KıSıR.: Çocuğu olmaz, doğurmaz. * Münbit olmayan ve mahsul alınamayan verimsiz toprak..
KOZ.: Ceviz..
KOZ.: iskambil oyunlarında öteki kâğıtları alabilen, onlara üstün tutulan, belirli renk ve imdeki kâğıt.. HAYat KÛN feyeKÛN OYUNUnda EN Kudret Sâhibi OLAN..
YOZ.: (Toprak, tarla için) el değmemiş, işlenmemiş ya da verimsiz olan..
YOZ.: (Hayvan için) doğaya başıboş bırakılmış ve bu yüzden evcillikte edindiği özellikleri yitirmiş olan..
KÂR-ü-BELÂ/KERBELÂ.: Irakta Seyyidü’ş- Şühedâ İmam-ı Hüseyin Efendimiz aleyhisselâmın Meşhed-i Mübârekleri olan yer..

CibriL Var Haber Ver Sultân-ı Enbiyâ’ya.
Düşdü Hüseyin Atından Sahra-yı KerbeLâ’ya!.
ÂşıKk Kâzım..


FENÂFİLLAH.: Fenâ fillâh.. Tas: Abdin zât ve sıfatının, HAKk'ın Zât ve Sıfatında fâni olması. Başka bir ifâde ile.: Dünya alâkalarını külliyen kat' ve Ehadiyet Dergâhı’na tam bir teveccühle istiğrak hâletidir. Sufî, bu maksada erebilmek için her şeyi terk eder..
ERDEM.: Ahlâkın övdüğü ve ahlâklı olmanın gerektirdiği doğruluk, yardımseverlik, yiğitlik, bilgelik, alçakgönüllülük, iyi yüreklilik, ölçülülük gibi niteliklerin ortak adı. rûhsal yetkinlik..
YELdiRmek/YELdüRmek.: Koşturmak.
BENde.: f. Bağlanmış olan. MuhaMMedî Hasbî Hizmetçi. Hizmetkâr. Kul..
DERÛNî.: f. Gönülden, içten..
ŞÂH.: Pâdişâh.Hâkim olan Zât. Sâhib..
ŞÂH-ı RİSÂLEt.: Risâletin Şâhı Muhammed aleyhisselâm..
ŞÂH-ı MERDÂN.: Merdlerin ŞÂHı İmâm ALi kerremallahu vechehu'in bir nâmı..
BESte.: f. Bağlanmış, bitiştirilmiş, bağlı. * Kapalı. Tutucu. Donmuş. Müzikte: Şarkının makam ve âhengi..
ÂHESte.: f. Yavaş, ağır..
TEVHiD TEZi/SAVı.: Araştırma, yazma, akıl yürütme, rapor.Bilimsel yöntemde belli ön bilgilere dayanılarak, henüz kanıtlanmamış fakat mevcud bilgilerle =>NAKiLle-AkKıLla-Mantıkla çelişmeyen, bilimsel araştırma sürecinde doğrulanmaya çalışılan düşüncelerdir.
Bu kökten türeyen "SAVcı" kelimesi ise =>ÖN BİLgiye dayanarak, kanıtlanabilir bir düşünceyi ortaya koyan kişiyi ifâde eder.
YEDULLAH.: ALLAHu zü’L-CELÂL’in Kudret/Yardım ELi..



Resim

KÛN feyeKÛN.:


إِنَّمَا أَمْرُهُ إِذَا أَرَادَ شَيْئًا أَنْ يَقُولَ لَهُ كُنْ فَيَكُونُ
Resim---“İnnemâ emruhû izâ erâde şey’en en yekûle lehu KUN fe yeKÛN (yekûnu).: O (ALLAH), bir şey irade ettiği (dilediği) zaman O'nun emri, sadece ona: "OL!." demektir. O, hemen OLur.// Bir şey isteyince, bir planı icrâya karar verince, kurduğu Aslî Düzenin gereği O’nun emri.: “OL!.” demekten ibârettir. Hemen istediği şey OLuverir.” (YâSîn 36/82)

Resim

BEZM-i ELEST.:
ALLAHu zü’L-CELÂL ile =>Yarattığı AKıL SÂiBi KILdığı İnsÂNlar arasındaki AHD/And/Yemin/Misâkın yapıldığı

Farsça’da “Sohbet Meclisi” anlamına gelen “Bezm” kelimesiyle Arapça’da “E Lestü.: Ben değil miyim?” mânasında çekimli bir fiil olan “elestü”den oluşan Bezm-İ Elest Terkibi =>“BEN sizin RABBiniz değil miyim?” olum soru hitabının yapıldığı ve “RÛH”ların da => evet ya da hayır demeyip=> "Bilâkis RABBimizsin” diye cevâb verdikleri Meclis anlamını ifâde eder. Bu tâbirdeki “e lestu” kelimesi Kur'ÂN-ı Kerîmde.:


وَإِذْ أَخَذَ رَبُّكَ مِن بَنِي آدَمَ مِن ظُهُورِهِمْ ذُرِّيَّتَهُمْ وَأَشْهَدَهُمْ عَلَى أَنفُسِهِمْ أَلَسْتَ بِرَبِّكُمْ قَالُواْ بَلَى شَهِدْنَا أَن تَقُولُواْ يَوْمَ الْقِيَامَةِ إِنَّا كُنَّا عَنْ هَذَا غَافِلِينَ
Resim---“Ve iz ehaze RABBuke min benî âdeme min zuhûrihim zurriyyetehum ve eşhedehum alâ enfusihim, E LESTU BİRABBİKU=> KÂLÛ=>BELÂ, şehidnâ, en tekûlû yevme’l- kıyâmeti innâ kunnâ an hâzâ gâfilîn (gâfilîne).: Ve Kıyâmet Günü.: “Gerçekten biz bundan gâfildik (gâfilleriz)!” dersiniz diye (dememeniz için), senin RABBin, Âdemoğulları’nın sırtlarından onların zürriyetlerini aldığı zaman onları, nefsleri üzerine şâhid tuttu. (ALLAHû TeALÂ şöyle buyurdu): “BEN, sizin RABBiniz değil miyim?” Dediler ki.: “Evet, (Bilâkis=>Evet SEN, bizim RABBimizsin), biz şâhid olduk.”// RABBinin, gelecek nesillerinin dinî, ahlâkî ve insanî eğitimi ile ilgili, sorumluluklarını da sırtlarına yükleyerek Âdemoğulları’ndan, kendisini tanıma, imân, kulluk, ibâdet ve mükellefiyet taahhüdü aldığını ve onları kendilerine, birbirlerine şâhid göstererek.:”BEN sizin RABBiniz değil miyim?” dediğinde.: “Elbette RABBimizsin, SENi RABB tanıdığımıza, imân ettiğimize, sözleşmemizdeki ortak taahhüdümüze, =>ALLAH’a imân, kulluk, ibâdet ve sorumluluk BİLincimize biz de şâhidiz!” dediklerini insanlara hatırlat!. Bunlar Kıyâme Günü.: “Biz bundan habersizdik!.” diyerek i’tiraz edememeniz içindir.” (A‘râf 7/172)

ALLAHu zü’L-CELÂL ile İNSÂN-lar/RÛH-lar arasında vukû’ bulan bu sözleşmeye “Mîsâk”, “Kâlû Belâ”, “Ahid”, “Belâ Ahdi”, “Rûz-i Elest”, “Bezm-i CÂN” “Bezm-i Ezel” Ve “Bezm-i Elest” gibi çeşitli adlar verilmiştir. Bunlardan en çok kullanılanı, özellikle Osmanlı Dinî-Tasavvufî Edebiyatında meşhur olanı “Bezm-i Elest” terkibidir..

Resim

DÂRü’s- SELÂM.: MuhaMMedî Mü’minlerin içinde ebedî/sonsuza kadar kalacakları esenlik ve barış yurdu olan CeNNetin ikinci katı..
DÂRü’s- SELÂM.: Şimdi=>şU ÂNda ŞE’ÂNuLLAHta=>CÂNda YAŞANaN NAHNU-BİZ BİR-İZ=>CÂNÂN CeNNetimİZzz..
DÂR.: Yer, yurt, mekan, mahal..
SELÂM.: Ayıplardan, âfetten sâlim oluş. Selâmet, emniyet. Sulh/barış, ESENLik. Asâyiş. Bütün korktuklarından EMÎN OLma YURdumuz.. =>ALLAH celle celâlihu ve Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem’e TESLİMîYyet..

Resim

DÂRü’s- SELÂM.: Adını Kur’ÂN-ı Kerîm’de CeNNet için kullanılan “Huzur YURdu” anlamındaki “Dârü’s-Selâm” terkibinden alır..


لَهُمْ دَارُ السَّلاَمِ عِندَ رَبِّهِمْ وَهُوَ وَلِيُّهُمْ بِمَا كَانُواْ يَعْمَلُونَ
Resim---“Lehum DÂRU’s- SELÂMi inde rabbihim ve huve veliyyuhum bimâ kânû ya’melûn(ya’melûne).: RABB'lerinin Katı’nda onlar için SELÂM YURDU (TeSLiM YuRDu) vardır. Yapmış olduklarından dolayı, O (ALLAH), onların DOSTudur.// Onlar için kuralları RABBleri tarafından konulmuş, hukukun üstün, hakkın ve adâletin belirleyici güç ve barışın hâkim olduğu güvenli bir Dünya Düzeni; RABBleri Katında da SELÂMET YURDU, CeNNet vardır. İşlemeye devam ettikleri amaçla örtüşen niyete dayalı, bilinçli ameller dolayısıyle ALLAH onların VELÎsi, Koruyucusu, Dostudur.” (En‘âm 6/127)

وَاللّهُ يَدْعُو إِلَى دَارِ السَّلاَمِ وَيَهْدِي مَن يَشَاء إِلَى صِرَاطٍ مُّسْتَقِيمٍ
Resim---“VALLÂHu yed'û ilâ DÂRİ’s- SELÂM (selâmi), ve yehdî men yeşâu ilâ SIRÂTİN MUSTEKÎM (mustekîmin).: ALLAH, =>SELÂMET YURDU’na çağırıyor ve dilediğini de doğru yola hidâyet ediyor.// ALLAH =>SELÂM YURDU’na (ZÂHİRdeki Bedensel Sınırlamalar ötesindeki=>Hakikat-i MuhaMMedîyyemize bahşedilmiş =>BÂTıN Kuvvelerle YAŞAm Boyutuna) çağırır ve dilediğini SIRAT-ı MÜSTAKîM’e hidâyet eder.” (YÛNUS 10/25)

Resim

RAHMÂM NEFHÂSı==->NEFESLeR.:


وَالَّتِي أَحْصَنَتْ فَرْجَهَا فَنَفَخْنَا فِيهَا مِن رُّوحِنَا وَجَعَلْنَاهَا وَابْنَهَا آيَةً لِّلْعَالَمِينَ
Resim---“Velletî ahsanet fercehâ fe nefâhnâ fîhâ min rûhinâ ve cealnâhâ vebnehâ âyeten li’l- âlemin (âlemîne).: Ve o (Hz. Meryem), ırzını korudu. O zaman BİZ, RûHumuz’dan onun içine üfledik. Onu ve Oğlunu, âlemlere âyet (ibret) kıldık.// Namusunu koruyan, beline sâhib olan Meryem’i an. Rahmetimizle var ettiğimiz düzenin bir bölümü olan RûHumuz dan nûrânî dalgalar halinde Îsâ’nın bütün hücrelerine RûH yayarak hayat verdik, onu bilinçlendirdik. Meryem’i ve Oğlunu âlemlere, insanlara, cinlere ve meleklere Kudretimizi gösteren bir mûcize olarak ortaya koyduk.” (Enbiyâ 21/91)

وَيَسْأَلُونَكَ عَنِ الرُّوحِ قُلِ الرُّوحُ مِنْ أَمْرِ رَبِّي وَمَا أُوتِيتُم مِّن الْعِلْمِ إِلاَّ قَلِيلاً
Resim---“Ve yes’elûneke ani’r- RûH (rûhı), kuli’r- RûH u min emri RABBî ve mâ ûtîtum mine’l- ilmi illâ kalîlâ (kalîlen).: Ve sana RûH tan sorarlar. De ki: “RûH, RABBimin Emri’ndendir.” Ve size, (RûH’a ait) ilimden sadece az bir şey verildi.// (Ey Rasûlüm) bir de sana RûH’dan, (RûH’un hakîkatından) soruyorlar. De ki; RûH RABBimin bildiği bir İŞtir ve size ilimden ancak az bir şey verilmiştir.” (İsrâ, 17/85)

فَاتَّخَذَتْ مِن دُونِهِمْ حِجَابًا فَأَرْسَلْنَا إِلَيْهَا رُوحَنَا فَتَمَثَّلَ لَهَا بَشَرًا سَوِيًّا
Resim---“Fettehazet min dûnihim hicâben fe erselnâ ileyhâ RÛHanâ fe temessele lehâ beşeren seviyyâ (seviyyen).: Sonra onlardan yana (kendini gizleyen) bir perde çekmişti. Böylece ona RûHumuzu göndermiştik, o da, düzgün bir beşer kılığında görünmüştü.// Meryem, onlarla kendi arasına bir perde çekmişti. Derken, biz ona RûHumuzu gönderdik de o, kendisine tastamam bir insan şeklinde göründü.” (Meryem 19/17)

قَالَ كَذَلِكِ قَالَ رَبُّكِ هُوَ عَلَيَّ هَيِّنٌ وَلِنَجْعَلَهُ آيَةً لِلنَّاسِ وَرَحْمَةً مِّنَّا وَكَانَ أَمْرًا مَّقْضِيًّا
Resim---“Kâle kezâlik (kezâliki), kâle RABBuki huve aleyye heyyin (heyyinun), ve li nec’alehû âyeten li’n- nâsi ve rahmeten minnâ, ve kâne emren makdıyyâ (makdıyyen).: "İşte böyle" dedi. "RABBin, dedi ki: “Bu BENim için kolaydır. O’nu insanlara bir âyet ve BİZden bir Rahmet kılmak için (bu çocuk olacaktır)." Ve İŞ de olup bitmişti.// (RûH) dedi.: (Evet) öyledir. (Fakat) RABBin buyurdu ki.: “O, BANA göre pek kolay. Çünkü BİZ o’nu insanlara bir Âyet ve bizden bir Rahmet kılacağız. Zâten İŞ olub bitmişdir.” (Meryem 19/21)

يَا أَهْلَ الْكِتَابِ لاَ تَغْلُواْ فِي دِينِكُمْ وَلاَ تَقُولُواْ عَلَى اللّهِ إِلاَّ الْحَقِّ إِنَّمَا الْمَسِيحُ عِيسَى ابْنُ مَرْيَمَ رَسُولُ اللّهِ وَكَلِمَتُهُ أَلْقَاهَا إِلَى مَرْيَمَ وَرُوحٌ مِّنْهُ فَآمِنُواْ بِاللّهِ وَرُسُلِهِ وَلاَ تَقُولُواْ ثَلاَثَةٌ انتَهُواْ خَيْرًا لَّكُمْ إِنَّمَا اللّهُ إِلَهٌ وَاحِدٌ سُبْحَانَهُ أَن يَكُونَ لَهُ وَلَدٌ لَّهُ مَا فِي السَّمَاوَات وَمَا فِي الأَرْضِ وَكَفَى بِاللّهِ وَكِيلاً
Resim---“Yâ ehle’l- kitâbi lâ taglû fî dînikum ve lâ tekûlû alâllâhi illâ’l- hakk (hakka). İnnemâl mesîhu Îsâbnu Meryeme Resûlullâhi ve Kelimetuhu. Elkâhâ ilâ meryeme ve rûhun minhu, fe âminû billâhi ve rusulihî, ve lâ tekûlû selâseh (selâsetun). İntehû hayran lekum. İnnemâllâhu ilâhun vâhid (vâhidun). Subhânehû en yekûne lehu veled (veledun), lehu mâ fî’s- semâvâti ve mâ fî’l- ard (ardı). Ve kefâ billâhi vekîlâ (vekîlen).: Ey kitab ehli! Dîniniz hakkında haddi aşmayın! ALLAH'a karşı haktan (doğrudan, gerçekten) başka bir şey söylemeyin. Mesih İsâ, Meryem'in Oğludur ve sadece ALLAH'ın Resûlü ve O'nun Kelimesidir. (RûHu’l- Kudüs) O’nu Meryem'e ilkâ’ etti ve o, kendisinden (RûHu’l- Kudüs'den) bir RûHtur. Öyleyse ALLAH'a ve O'nun Resûllerine îmân edin! Ve "Üçtür." demeyin (baba ALLAH, OğuL ALLAH ve RûHu’l- Kudüs diye üç ALLAH vardır demeyin), vazgeçin, sizin için hayırlıdır. ALLAH sadece TEK İLÂHtır. O'nu, “çocuk sahibi olmaktan” tenzih edin. Göklerde ve yeryüzünde olanlar (herşey) O'nundur. Ve VEKÎL olarak ALLAH yeter.// Ey geçmiş kitapları sâhiblenenler, içinizdeki yahudiler gibi Meryem’e zinâ isnad ederek Îsâ’nın Peygamberliğini tanımayarak; Hristiyanlar gibi Îsâ’nın ilâhlığını iddiâ ederek, haddi aşıp sorumluluk ve cezânızı artırmayın. ALLAH hakkında da =>baba olma, oğul edinme, bedenlere girme, değişme ve birleşme iddiâlarında da bulunmayın. Yalnızca hakkı ve doğruları söyleyin. Mesih, Meryem oğlu Îsâ, ALLAH’ın RASÛLüdür, O ALLAH’ın Meryem’e ilettiği “OL!” Emrinin eseridir, mûcizesidir, ilâhî lütufla yaratılmış, temiz, ALLAH’ın Rahmetini müjdeleyen onun tarafından dinî, sosyal, siyasî, ekonomik ve idarî hayatı ihyâ etmek için görevlendirilen bir Elçidir. ALLAH’a ve Rasûllerine imân edin. “Tanrı üçtür!” demeyin. Kendi hayrınıza bundan vazgeçin. BİR TEK İLÂH vardır, ALLAH’tır ALLAH. O, Oğul Sâhibi olmaktan uzak ve münezzehtir. Göklerdeki ve yerdeki varlıkların ve imkânların hepsi ALLAH’ındır, ALLAH’ın tasarrufundadır. Hâmi ve Güvence olarak ALLAH hepsine yeter.” (Nisâ 4/171)
Resim
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12884
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Re: MUHAMMEDÎ MELÂMet ZEVKLerimiz

Mesaj gönderen kulihvani »

Resim

MELÂMEt=->SEVgi ÖZELLiği,
MELÂMEt=->AŞKk GÜZELLiği,
SEVeN<->SEViLeN=>SEVgiLi,
MELÂMEt===>SIRR EZELLiği!.


ZEVK 10.450

MELÂMEt=>HAKk’ı DUYuştur=>MELÂMEt =>DERVİŞ İŞİdir,
==>RASÛLULLAH’a UYuştur=>MELÂMî=>CÂN=>ER KİŞİdir,
NEFSin=>HEVÂ<>HEVESi’ndEN->KİBİR KİMLiğin SOYuştur!.
HAKk’a İBÂDEt HALka HİZMEt=>NÛRULLAH HAYy BİLİŞİdir!.


14.08.2022.. 03:19
brsbrsm...tktktrstekkmdcevlânımızzz..


İHVÂNi’m=->MESt-i MELÂMî,
YEDULLAH=>DESt-i MELÂMî,
==>DİL-i HABîBî==->KELÂMî,
EHL-i BEYt=->SIRRSELÂMî!.

Resim
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12884
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Re: MUHAMMEDÎ MELÂMet ZEVKLerimiz

Mesaj gönderen kulihvani »

Resim

TOPRAktan TOPRAğa İNSÂN,
->BİNBiR ÇİLLe ÇAğa İNSÂN,
KaDER-NÂSiB-KISMet ÇEKER,
->KONaR=>ULU DAğa İNSÂN!.

KÛN feyeKÛN->KEŞiŞ DAĞım,
TEKe TEKk’te==>SIĞINAĞım,
==>HABîBuLLAH ELi===>DİLi,
HASBî HİZMEt SIR SANCAĞım!.


ZEVK 10.413

==>İNKÂR<=>İKRÂR==>ÂLEMİ’nde====>ZITLaR ZEVki MELÂMEti,
YOKkLuKk<>ÇOKkLuKku=>TEKLeyen=>YAŞAR SONsuz SELÂMEti,
ZANNLaRından==>UYANıNca,
CÂNı==>CÂNÂN’da=>YANıNca,
==>KÛN feyeKÛN=>YAKÎN OLuR===>KOPAR=>KULLuKk KIYÂMEti!.


12.07.2022.. 07:12
brsbrsm...tktktrstkkmdeTEY-3.kurbÂNbayramseyrimizzz..


KUL İHVÂNim MESt MELÂMî,
RABBî<=>RASÛLî==>KELÂMî,
HÂLis-MUHLis=>SIDDık-ÂDiL,
=>SIRR-ı SIFIR=>SIRf SELÂMî!.


M.M.M. MuhaBBetLerimLe...

Resim
Resim
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12884
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Re: MUHAMMEDÎ MELÂMet ZEVKLerimiz

Mesaj gönderen kulihvani »

Resim

=>MELÂMEt>CeNNet NEHiRi,
=>HeR ZEHiRin=>PANZEHiRi,
MuHaMMeDî ŞE’ÂN=>NAHNU,
=>Şu ÂN==>ŞEHÂDEt ŞEHiRi!.

HeR CÂNın YOLu=->SELÂMEt,
GÖK KUŞAĞIn=>GİYeR YILAN,
=>ÂN’a>ŞEHÂDEt=>MELÂMEt,
YAŞAnmayAN=->YALAN OLAN!.

ÖZ’ün=>RASÛLuLLAH BULmak,
MURAd=>MURAduLLAH OLmak,
==>EHL-i BEYt İZi==>MELÂMEt,
ÖMRÜNe=>NÛRuLLAH DOLmak!.


ZEVK 10.456

İHVÂNİm MELÂMEt MESti=>MELÂMEt=->İP’in KIRMAKktır,
DESte DESte DOStun DESt'i==>SIRTINdakin SIYIRMAKktır,
MELÂMEt=>RESÛL BİZLiği->BAGsız BAGLa->YÂR’e BAGLı,
DIŞta-İÇte AŞKk ÂB-DESti!..=>AKIL BAĞI’nı==>IRMAKktır!.


21.08.2022.. 02:24
brsbrsm...tktktrstekkmdcevlânımızzz..


->MERHAMEtteki=>SADAKAt,
->MuHABBEtte->SAMiMîYyet,
HAKkta<ve>HAYRda=>SABıR,
=>MELÂMEtteki=>SELÂMEttt!.

KuL İHVÂNim HÂLde>HALLar,
==>SAff İNCİLer=>SEDEFİnde!.
YEdi KAtt GÖKkte KARTALLar,
==>MELÂMEt’in=>HEDEFİnde!.


KUL İHVÂNim MESt MELÂMî,
RABBî<=>RASÛLî==>KELÂMî,
HÂLis-MUHLis=>SIDDık-ÂDiL,
=>SIRR-ı SIFIR=>SIRf SELÂMî!.


celle celâlihu..
aleyhumusselâm..


Dest (f).: El, yed..
Irmak (t).: Bir yerden tamamen ayırmak..
Irılmak (t).: Bir yerden tamamen ayrılmak..


M.M.M. MuhaBBetLerimLe...

Resim
Resim
Cevapla

“Divanında Muhammedi Tasavvuf” sayfasına dön