KÜTÜB-i SİTTE HADİSLERinde DUÂ

Kullanıcı avatarı
çilekeş
Aktif Üye
Aktif Üye
Mesajlar: 154
Kayıt: 04 Ağu 2011, 18:34

Re: KÜTÜB-i SİTTE HADİSLERinde DUÂ

Mesaj gönderen çilekeş »

Resim

KÜTÜB-i SİTTE.:
Buhârî ve Müslim’in el-Câmiʿu’s-sahîh’leri ile,
Ebû Dâvûd, Tirmizî, İbn Mâce ve Nesâî’nin es-Sünen’leri..


Resim MESCİDE GİRİŞ-ÇlKlŞ DUÂLARı.:

1830-)
Resim--- Fâtıma Bintu'l-Hüseyin İbni Ali, büyükannesi Fâtımatu'l-Kübrâ radıyallahu anhâ'dan naklen anlatıyor.: “Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem,mescide girdiği zaman Muhammed (aleyhisselâm)'e salât (DUÂ) okur, sonra da: RABB’im! Günahımı affet, rahmet kapılarını bana aç” derdi, Çıkarken de yine Muhammed (aleyhisselâm)'e salât (DUÂ) okur, sonra da: RABB’im! Günahımı affet, lütuf kapılarını benim için aç” derdi.
(Tirmizî, Salât 234, (314.

Resim HİLALİ GÖRÜNCE OKUNACAK DUÂLARı.:

1831-)
Resim---Talha İbnu Ubeydillah radıyallahu anh anlatıyor.: “Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem hilâli görünce şu DUÂyı okurdu: ALLAHım, Ay'ın hilâl devresini bize bereketli, imânlı, selâmetli ve İslâm üzere geçir. (Ey hilâl) benim de SEN’in de RABBin ALLAH'tır.” derdi.
(Tirmizî, Daavât 52, (3447).)

Resim
1832-)
Resim---Katâde (rahîmehullah)'ye ulaştığına göre, Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem hilâli görünce şu DUÂ'yı okurmuş.: “Hayırlı ve istikametli bir ihtilal (devresi diliyorum.)” bunu üç kere söyledikten sonra.: SENi yaratan ALLAH'a inandım.”
Bunu da üç kere tekrar ettikten sonra.: “. . Ayını çıkarıp... Ayını getiren ALLAH'a hamdolsun” dermiş.”

(Ebu Davûd, Edeb 111 (5092)

Ebu Davûd'un yine Katâde'den kaydettiği bir diğer rivâyetinde:
Resûlullah (aleyhisselâm), hilâli görünce yüzünü ondan çevirirdi” denmektedir.


Resim GÖK GÜRLEYİNCE, RÜZGÂR ESİNCE, BULUT ÇlKlNCA DUÂLARı.:

1833-)
Resim--- İbnu Ömer radıyallahu anhüma anlatıyor.: “Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem gök gürleyip, şimşek çakınca şu DUÂyı okurdu:
ALLAH'ım bizi gadabınla öldürme, azâbınla da helâk etme, bu (azâbı)ndan önce bize afiyet (içinde ölüm) ver.”

(Tirmizî, Daavât 51, (3446).)

Resim
1834-)
Resim---Âişe radıyallahu anhâ anlatıyor.: “Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem ufuk-ı semâda bir bulut belirtisi gördü mü işi terkeder, namazda idiyse kısa keser ve şu DUÂyı okurdu.: ALLAH'ım, SEN’den bunun hayrını ve bunda olan (menfaatların da) hayrını ve bunun gönderiliş maksadındaki hayrı da istiyorum. Bunun şerrinden, bunda olanın şerrinden, burcunla gönderilen şeyin şerrinden de SANA sığınıyorum.”
derdi.”

(Ebu Davûd, Edeb,113, (5099); İbnu Mâce, DUÂ 21, (3889)

Resim
1835-)
Resim---Âişe radıyallahu anhâ anlatıyor.: “Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem rüzgâr estiği zaman şu DUÂyı okurdu: ALLAH'ım, SEN’den bunun hayrını ve bunda olan (menfaatların da) hayrını ve bunun gönderiliş maksadındaki hayrı da istiyorum. Bunun şerrinden, bunda olanın şerrinden, burcunla gönderilen şeyin şerrinden de SANA sığınıyorum.”
(Buhâri, Bed'ül-Halk 5, Tefsir, Ahkâf 2, Edeb, 68; Müslim, İstiskâ 14, (899); Tirmizî, Daavât 50, (3445))

Resim
1836-)
Resim---Yine Tirmizî'de Übey İbnu Ka'b radıyallahu anh anlatıyor.: “Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: “Rüzgâra küfretmeyin. Hoşunuza gitmeyen bir rüzgar görünce.: ALLAH'ım, SEN’den bunun hayrını taleb ediyorum!.” deyin.
(Tirmizî, Fiten 64, (2253))
Kullanıcı avatarı
çilekeş
Aktif Üye
Aktif Üye
Mesajlar: 154
Kayıt: 04 Ağu 2011, 18:34

Re: KÜTÜB-i SİTTE HADİSLERinde DUÂ

Mesaj gönderen çilekeş »

Resim

KÜTÜB-i SİTTE.:
Buhârî ve Müslim’in el-Câmiʿu’s-sahîh’leri ile,
Ebû Dâvûd, Tirmizî, İbn Mâce ve Nesâî’nin es-Sünen’leri..


Resim AREFE GÜNÜ VE KADİR GECESİ DUÂsı.:

1837-)
Resim--- Amr İbnu Şuayb an Ebihi an Ceddihi anlatıyor.: “Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: DUÂların en faziletlisi arefe günü yapılan DUÂdır. Ben ve benden önceki peygamberlerin söyledikleri en faziletli söz.: "Lâ ilâhe illallahu vahdehu lâ şerike leh lehü'l-mülkü ve lehü'l-hamdü ve hüve alâ külli şey'in kadir.: ALLAH'tan başka ilâh yoktur, O tektir, O'nun ortağı yoktur, mülk O'nundur, hamd O'na aittir. O, herşeye kâdirdir." sözüdür.” buyurdu.
(Muvatta, Kur’ÂN 32, (1, 214, 215); Tirmizî, Da'avât 133, (3579)

1838-)
Resim---Aişe radıyallahu anhâ anlatıyor.: Yâ Resûlullah!. Şâyet Kadir Gecesine tevâfuk edersem nasıl DUÂ edeyim?” dedi. Şu DUÂyı okumamı söyledi.: “ALLAHümme inneke afuvvun, tuhibbu'l-afve fa'fu anni.: ALLAHım! SEN affeedicisin, affı seversin, beni affet.”
(Tirmizî, Da'avât 89, (3508).)


Resim HAPŞlRANlN DUÂsı.:

1839-)
Resim---Âmir İbnu Rebia radıyallahu anh anlatıyor.: "Resûlullah sallallahu aleyhi vesellemin arkasında namaz kılan birisi, namazda hapşırdı ve şu DUÂyı okudu: “Mübarek (heyrı bol), ihlaslı ve çok hamdle ALLAH'a hamdederiz, tâ RABB’imiz razı oluncaya kadar; dünya ve âhiret işindeki rızasından sonra da (hamdimize devâm ederiz).” Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem namazdan çıktıktan sonra: “Namazda DUÂ okuyan kimdi?” diye sordu. Ancak okuyan kişi süküt etti. Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem tekrar sordu.: DUÂyı kim okudu? Zirâ fenâ bir şey söylemedi.” Bunun üzerine adam: “Bendim, bu DUÂ ile sâdece hayır murad ettim” dedi. Efendimiz.: “(DUÂnız) RAHMÂN'ın Arşına kadar yükseldi." buyurdu.” dedi.
(Ebu Davûd, Salât 121, (770, 774); Tirmizî, Salât 296, (404); Buhâri, Ezan 115, (muhtasaran); Muvatta, Kur’ÂN 25, (1, 212); Nesâi, İftitah 112 (2,196.)

Resim
1840-)
Resim---Ebu Hüreyre radıyallahu anh anlatıyor.: "Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: “Sizden biri hapşırınca.: “Elhamdülillah alâ külli hâl..: Her hal için elhamdülillah." desin. Kardeşi de yahut arkadaşı da ona.: “Yerhamükâllah” diye cevap versin. (Kardeşi bunu) kendisi için söyleyince, hapşıran da.: "Yehdikümullah ve yuslih baleküm.: ALLAH size de hidâyet versin ve işinizi düzeltsin." desin.” buyurdu.” dedi.
((Buhâri, Edeb 126, Ebu Davûd, Edeb 99, (5033)
Kullanıcı avatarı
çilekeş
Aktif Üye
Aktif Üye
Mesajlar: 154
Kayıt: 04 Ağu 2011, 18:34

Re: KÜTÜB-i SİTTE HADİSLERinde DUÂ

Mesaj gönderen çilekeş »

Resim

KÜTÜB-i SİTTE.:
Buhârî ve Müslim’in el-Câmiʿu’s-sahîh’leri ile,
Ebû Dâvûd, Tirmizî, İbn Mâce ve Nesâî’nin es-Sünen’leri..


Resim DAVÛD aleyhisselâm'ın DUÂsı.:

1841 -)
Resim---Ebu'd-Derdâ radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: “Davûd (aleyhisselâm)'un DUÂları arasında şu da vardır: “ALLAHım! SEN’den sevgini ve SENi sevenlerin sevgisini ve SEN’in sevgine beni ulaştıracak ameli taleb ediyorum. ALLAH'ım! SEN’in sevgini nefsimden, âilemden, malımdan, soğuk sudan daha sevgili kıl.”
Ebu'd-Derdâ der ki: “Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem Davûd'u zikredince, onu “insÂNların en âbidi (yani çok ve en ihlaslı ibâdet yapanı)” olarak tavsif ederdi.”
(Tirmizî, Da'avât 74, (3485).

Resim YÛNUS aleyhisselâm’ın KAVMİNİN DUÂsı.:

1842 -)
Resim---Ebu Hüreyre radıyallahu anh Resülullah'a ref’ ederek demiştir ki: “Yûnus kavminin DUÂları arasında şu da vardı: “Ey diri olan, ey (mahlükata) kıyam veren, ey hiçbir hayat sâhibinin olmadığı zamanda hayat sâhibi olan, ey hayat veren, ey ölüm veren, ey celâl ve ikrâm sâhibi!”
Rezin ilavesidir.

Resim DAVÛD aleyhisselâm'ın DUÂsı.:

1843 -)
Resim---Ömer ve Ebu Hüreyre radıyallahu anhümâ anlatıyorlar: “Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: “Kim bir belâya uğrayanı görünce şu DUÂyı okursa: “SENi imtihan ettiği şeyde bana âfiyet veren ve birçok yarattığından beni üstün kılan ALLAH'a hamdolsun!” Artık yaşadığı müddetçe, bu belâ ne olursa olsun ona mâruz kalmaktan muaf kılınır.”
(Tirmizî, Da'avât 38, (3427, 3428); İbnu Mâce, DUÂ 22, (3892).
Ebu Hüreyre radıyallahu anh'nin bir rivâyetinde sâdece.: “..Bu belâ ona isâbet etmez” denmiştir.

Resim SEBEBE VE VAKTE BAĞLl OLMAYAN DUÂsı.:

1844 -)
Resim---
Ebu Hüreyre radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem DUÂ ederken şunu söylerdi.: “ALLAHım, dinimi doğru kıl, o benim işlerimin ismetidir. Dünyamı da doğru kıl, hayatım onda geçmektedir. Âhiretimi de doğru kıl, dönüşüm orayadır. Hayatı benim için her hayırda artma (vesilesi) kıl. Ölümü de her çeşit şerden (kurtularak) rahat(a kavuşma) kıl.”
(Müslim, Zikr 71, (2720).

1845 -)
Resim---
Enes radıyallahu anh anlatıyor: “Resülullah'ın DUÂsının çoğu.: “ALLAHümme âtina fi'd-dünya haSENeten ve fi'l âhireti haSENeten ve kınâ azâbe'n-nâr.: ALLAHım bize dünyada da bir hayır, âhirette de bir hayır ver, bizi cehennem azâbından koru” idi.”
(Buhâri, Daavât 55, Tefsir, Bakara 36; Müslim, Zikr 26, (2690; Ebu Davûd, Salât 381, (1.519).

1846 -)
Resim---Yine Enes radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: “Kim cenneti üç kere isterse, cennet: “ALLAH'ım onu cennete koy” der. Kim ALLAH'tan üç sefer ateşe karşı koruma taleb ederse, cehennem: “ALLAH'ım onu ateşten koru” der.”
(Tirmizî, Cennet 27, (2575); Nesâi, İsti'âze 56, (8, 279); İbnu Mâce, Zühd 39, (4340).

1847 -)
Resim---Ali radıyallahu anh'nin anlattığına göre, “Bir mükâteb ona gelerek: “Kitâbet borcumu ödemekten âciz kaldım, bana yardım et” dedi. Ona şu cevabı verdi: “SANA, Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ın bana öğretmiş bulunduğu bir DUÂyı öğreteyim. (Onu okuduğun takdirde) Sıyr dağı kadar borcun da olsa, ALLAH onu SANA bedel öder. Şöyle diyeceksin: “ALLAH'ım, yeterince helâlinden vererek beni haramından koru. Lütfunla ver, başkasına muhtaç etme.”
(Tirmizî, Daavât 121, (3558).

Resim ALLAHu zü’L- CELÂL’e SlĞlNMA DUÂLARl/İSTİÂZE.:.:

1848 -)
Resim---Enes radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem şöyle istiâze ederlerdi.: ALLAH'ım! Aczden, tembellikten, korkaklıktan, düşkünlük derecesine varan ihtiyarlıktan, cimrilikten SANA sığınırım. Keza, kabir azâbından SANA sığınırım. Haya ve ölüm fitınesinden SANA sığınırım.”
(Buhâri, Daavât 38, 40, 42, Cihâd 25; Müslim, Zikr 52, (2706); Tirmizî, Daavât 71, (3480, 3481); Ebu Davûd, Salât 367, (1540, 1541); Hurüf 1, (3972); Nesâi, İstiâze 6, (8, 257, 258).


1849 -)
Resim---Yine Enes radıyallahu anh anlatıyor:“Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem şu DUÂyı okurlardı.: ALLAH'ım! Cüzzamdan, barastan (alaten), delilikten ve hastalıkların kötüsünden SANA sığınırım.”
(Ebu Davûd, Salât 367, (1554); Nesâi, İstiâze 36, (8, 271).


1850 -)
Resim---
Abdullah İbnu Amr İbni'l-As radıyallahu anhümâ anlatıyor:
“Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem şu DUÂyı okurlardı.: ALLAH'ım, huşü duymaz bir kalbten SANA sığınırım, dinlenmeyen bir DUÂdan SANA sığınırım, doymak bilmeyen bir nefisten, faydası olmayan bir ilimden, bu dört şeyden SANA sığınırım.”
(Tirmizî, Daavât 69, (3478); Nesâi, İstiâze 2, (8, 255).


1851 -)
Resim---Ebu Hüreyre radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: “Belânın ezmesinden, helâkın gelmesinden, kötü kazadan, düşmanların şamatasından [color=#0000BF]ALLAH'a istiâze edin.”
(Buhâri, Kader 13, Daavât 28; Müslim, Zikr 53, (2707); Nesâi, İstiâze 34, (8, 269, 270).


1852 -)
Resim---Yine Ebu Hüreyre radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem şöyle DUÂ ederdi.: “ALLAHım, şikak ve nifâktan ve kötü ahlâktan SANA sığınırım.”
(Ebu Davûd, Salât 367, (1546); Nesâi, İstiâze 21, (8, 264).
Bir rivâyette şöyle denmiştir: “ALLAHım! Açlıktan SANA sığınırım, çünkü o pek fena yatak arkadaşıdır. Hıyânetten de SANA sığınırım, çünkü o ne kötü huydur.”


1853 -)
Resim---Yine Ebu Hüreyre radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: “Mirac Gecesi cinlerden bir ifrit gördüm. Elinde ateşten bir şüle olduğu halde beni tâkip ediyordu. Nazarımı her atışımda onu görüyordum. Cibril aleyhisselâm bana: “İstersen SANA bir [COLOR=#FF0000]DUÂ öğreteyim, onu okursan, şülesi söner ve ağzının üstüne düşer” dedi.” Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: “Pekâla!” dedi. Cibril aleyhisselâm da.: “Şunu oku!” buyurdu.: “ALLAH'ın kerim olan rızası için, eksiksiz, mükemmel kelimâtullah hakkı için -ki hiç kimse muttaki olsun, fâcir olsun onu aşıp daha güzelini söyleyemez- (belâ olarak) semâdan inen, semâya yükselen, (ve ceza gerektiren) şerlerden, yeryüzünde yarattığı şerden, yer(in altın)dan çıkan şerden, gece ve gündüz fitnelerinden, gece ve gündüz gelen musibetlerden ALLAH'a sığınırım. Ey Rahman, hayır getiren hâdiseler hâriç.”

(Muvatta, Şi'r 10, (2, 950, 951).


Resim İSTİĞFÂR, TESBİH, TEHLİL, TEKBİR, TAHMİD VE HAVKALE..:

İSTİĞFÂR.: (Gufran. dan) Afv dilemek. Cenab-ı HAKk'tan kusurlarının affedilmesini, günahlarının bağışlanmasını dilemek. Tevbe etmek. Yalvarmak. “Estağfirullâh” demek
TESBİH.: Sübhânallah demek. Cenab-ı HAKk''ı ( şânına lâyık ifâdelerle yâdetmek.
TEHLİL.: İslâmiyetin tevhid akidesini hülâsa eden, ancak bir İlâh bulunduğunu, Onun da ancak ve ancak ALLAH celle celâlihu olduğunu ifâde eden “Lâilâhe illâllâh” sözünü tekrar etmek.
TEKBİR.: “ALLAHü ekber” demek. ALLAH'ın her hususta en yüksek ve en büyük olduğu ifâde etmek..
TAHMİD.: (Hamd. den) Hamdetmek. * Medhetmek, övmek. * "Elhamdülillâh” kelâmının mânasını ifâde etmek..
HAVKALE.: zâhirde Kuvvetin Bâtında HAVLin Ancak ALLAHu zü’L- CELÂL’e mahsustur.: “Lâ HaVLe ve Lâ KuVVete İLLâ BiLLâH” demek..


1854 -)
Resim---Abdullah İbnu Amr İbni'l-Âs radıyallahu anhümâ anlatıyor.: “Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: “İki haslet veya iki hallet -vardır ki onları Müslüman bir kimse (devâm üzere) söyleyecek olursa mutlaka cennete girer. Bu iki şey kolaydır. Kim onlarla amel ederse, azdır da... Her (farz) namazdan sonra on kere tesbih (sübhânallah), on kere tahmid (elhamdülillah), on kere tekbir (ALLAHu ekber) söylemekten ibarettir.”
(Abdullah der ki:) “Ben Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem’in bunları söylerken parmaklarıyla saydığını gördüm. Resülullah devâmla buyurdular: “Bunlar beş vakit itibariyle toplam olarak dilde yüzellidir. Mizanda bin beş yüzdür. “İkinci haslet” ise yatağa girince ALLAH'a yüz kere tesbih, tekbir ue tahmid'de bulunmanızdır. Bu da lisanda yüzdür, mizanda bindir. (Her ikisi toplam iki bin beş yüz eder.)”
Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem sözlerine şöyle bir soru ile devâm etti:
“Hanginiz bir günde, gece ve gündüz iki bin beş yüz günah işler?”
“Bunları niye söylemiyelim Yâ Resûlullah?” dediler. Şu cevabı verdi:
“Şeytan, namazda iken her birinize gelir: “Şunu şunu hatırla” der, ve namazdan çıkıncaya kadar devâm eder. (Bu hatırlatmaların neticesi olarak) kişi bu tesbihatı terk bile eder. Kişi yatağına girince de şeytan ona gelir, (zikir yapmasına imkân vermeden) uyutmaya çalışır ve uyutur da.”
(Tirmizî Daavât 25, (3407); Ebu Davûd, Edeb 209, (5065); Nesâi, Sehv 90, (3, 74).


1855 -)
Resim---İbnu Ebi Evfa radıyallahu anhümâ anlatıyor.: “Bir adam gelerek.:“Yâ Resûlullah! dedi, ben Kur’ÂN'dan bir parça seçip alamıyorum. Bana kifâyet edecek bir şeyi siz bana öğretseniz!”
“Öyleyse, buyurdu, Sübhânallah velhamdülillah, ve lâilâhe illallah, vallahu ekber, velâ havle velâ kuvvete illâ billâh..: ALLAHım SENi tenzih ederim, hamdler SANA mahsustur. ALLAH'tan başka ilâh yoktur, ALLAH en büyüktür, güç kuvvet ALLAH'tandır." de.”
“Yâ Resûlullah! dedi, bu zikir ALLAH içindir. (O'nu senâdır), kendim için DUÂ olarak ne söyleyeyim?”
“Şöyle DUÂ et: ALLAHım bana merhamet et, afiyet ver, hidâyet ver, rızık ver!”
Adam (dinleyip, kalkınca) ellerini sıkıp göstererek.: “Şöyle (sımsıkı belledim!)” dedi. Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem, bunun üzerine.: “İşte bu adam iki elini de hayırla doldurdu!..” buyurdu.”
(Ebu Davûd, Salât 139, (832); Nesâi, İftitâh 32, (2, 143); Hadis Ebu Davûd'da tam olarak, Nesâi'de kısmi olarak rivâyet edilmiştir.)


1856 -)
Resim---
Âişe radıyallahu anhâ anlatıyor.:
“Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem ölümünden önce şu DUÂları çok tekrar ederdi.: “Sübhânallahi ve bihamdihi, estağfirullahe ve etübu ileyh.: ALLAHım SENi hamdinle tesbih ederim, mağfiretini diler, günahlarıma Tevbe ederim.” Ben kendisinden bunun sebebini sordum.
Şu açıklamayı yaptı.: RABBim bana bildirdi ki, ben ümmetim hakkında bir alamet göreceğim. Ben onu görünce Sübhânallahi ve bihamdihi, estağfirullahe ve etübu ileyh zikrini artırdım. Bu gördüğüm, İzâ câe nasrullahi ve'l-fethu.. sûresidir."
(Buhâri, Tefsir, Nasr, Ezân 123,139; Megâzi 50; Müslim, Salât 220, (484).


1857 -)
Resim---Ebu Hüreyre radıyallahu anh anlatıyor.: “Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.:Sübhânallahi, velhamdu lillahi, velâ ilâhe illallahu vallahu ekber.: ALLAH'ı tesbih ederim, hamdler ALLAH'adır, ALLAH'tan, başka İLâH yoktur. ALLAH en büyüktür." demem, bana, üzerine güneşin doğduğu şeyden (dünyadan) daha sevgilidir.”
(Müslim, Zikr 32, (2695); Tirmizî, Daavât 139, (3591).

1858 -)
Resim---İbnu Mes'ud radıyallahu anh anlatıyor.: "Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: “Miraç Sırasında İbrahîm aleyhisselâm ile karşılaştım. Bana.: “Ey MuhaMMed, ÜMMetine benden selâm söyle. Ve haber ver ki: Cennetin toprağı temiz, suyu tatlıdır. Burası (suyu tutacak şekilde) düz ve boştur. Oraya atılacak tohum da sübhânallah, velhamdülillah, ve lâilâhe illallah, vallahu ekber cümlesidir.”
(Tirmizî, Daavât 60, (3458).


1859 -)
Resim---Ebu Bekri's-Sıddikin âzadlısı Yüseyre radıyallahu anhümâ -ki ilk muhâcirlerden idi- anlatıyor.: "Resûlullah (aleyhisselâm) bize dedi ki: “Size tesbih, tehlil, takdis, tekbir çekmenizi tavsiye ederim. Bunları parmaklarla sayın. Zirâ parmaklar (Kıyamet günü nelerde kullanıldıklarından) suale maruz kalacaklar ve konuşturulacaklardır.”
(Tirmizî, Daavât 131, (3577); Ebu Davûd, Salât 359, (1501).


1860 -)
Resim---Ebu Bekri's-Sıddik (radıyallahu anh) anlatıyor.: "Resûlullah aleyhisselâm.: “İstiğfar eden kimse günde yetmiş kere de Tevbesinden dönse günahta musır sayılmaz.”
(Tirmizî, Daavât 119, (3554); Ebu Davûd, Salât 361, (1514).


1861 -)
Resim---el-Eğarru'l-Müzeni radıyallahu anh anlatıyor.: "Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: “Şurası muhakkak ki, bazan kalbime gaflet çöker. Ancak ben ALLAH'a günde yüz sefer istiğfar eder (affımı dilerim).”
(Müslim, Zikr 41, (2702); Ebu Davûd, Salât 361, (1515).


1862 -)
Resim---Yine Eğarru'l-Müzeni, Müslim'in bir rivâyetinde Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem’in şöyle dediğini nakletmiştir.: “Ey insÂNlar! RABBinize Tevbe edin. ALLAH kasem olsun ben RABB’im Tebârek ve TeÂLÂ hazretlerine günde yüz kere Tevbe ederim.”
(Müslim, Zikr 42, (2702).


1863 -)
Resim---Buhâri ve Tirmizî'de gelen bir rivâyette Hz.Ebu Hüreyre radıyallahu anh diyor ki.: “Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem’i işittim, demişti ki: ALLAH'a kasem olsun, ben günde ALLAH'a yetmiş kere istiğfar ediyorum Tevbede bulunuyorum.”
(Buhâri, Daavât 3; Tirmizî, Tefsir, Muhammed, (3255).


1864 -)
Resim---Esmâ İbnu'l-Hakem el-Fezâri radıyallahu anh anlatıyor.: "Hazreti Ali'yi dinledim, şöyle demişti: “Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem'den bir hadis dinledim mi, ALLAH Tealâ hazretlerinin faydalanmamı dilediği kadar ondan istifâde ediyordum. Şayet bir adam O'ndan hadis rivâyet edecek olsa (gerçekten duydun mu diye) yemin ettiriyordum. Yemin edince onu tasdik edip rivâyetini kabül ediyordum.”
Ebu Bekri's-Sıddik radıyallahu anh bana şu hadisi rivâyet etti ve bu rivâyetinde Ebu Bekir doğru söyledi: “Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem’i dinledim, demişti ki: “Günah işleyip arkasından kalkıp abdest alarak iki rekat namaz kılan sonra da ALLAH Teâla hazretlerine Tevbe eden her insÂN mutlaka mağfiret olunur.” Sonra da şu ayeti okudu. (Meâlen): “Onlar fena bir şey yaptıklarında veya kendilerine zulmettiklerinde ALLAH'ı zikrederler, günahlarının bağışlanmasını dilerler. Günahları ALLAH'tan başka bağışlayan kim vardır?" (Al-i İmrân 135).
(Tirmizî, Tefsir Al-i İmran, (3009); Ebu Davûd, Salât 361, (1521) İbnu Mâce İkâmetu's-Salât 193, (1395).


1865 -)
Resim---Ebu Hüreyre radıyallahu anh anlatıyor.: "Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: “Kim: “Lâ ilâhe illallahu vahdehu la-şerike leh, lehu'l mülkü ve lehu'l-hamdü ve hüve alâ külli şey'in kadir” DUÂsını bir günde yüz kere söylerse, kendisine on köle âzad etmiş gibi sevab verilir, ayrıca lehine yüz sevab yazılır ve yüz günahı da silinir. Bu, ayrıca üç gün akşama kadar onu şeytana karşı muhafaza eder. Bundan
daha fazlasını okumayan hiçbir kimse, o adamınkinden daha efdal bir amel de getiremez. Kim de bir günde yüz kere “Sübhânallahi ve bihamdihi” derse hataları dökülür, hatta denizin köpüğü kadar (çok) olsa bile.”

(Buhâri, Daavât 54, Bed'ü'l-Halk 11; Müslim, Zikr 28, (2691); Muvatta, Kur’ÂN 20, (1, 209); Timizi, Daavât 61, (3464).


1866 -)
Resim---Ömer radıyallahu anh anlatıyor.: “Resülullah aleyhissalâtu vesselâm.: “Kim çarşıya girince Lâ ilâhe illallahu vahdehu lâ şerike leh, lehü'l-mülkü ve lehü'l-hamdü yuhyi ve yümitü ve hüve hayyün lâ yemütü bi-yedihi'l-hayr ve hüve ala külli şey'in kadir.: ALLAH'tan başka ilah yoktur, tekdir, ortağı yoktur, mülk ve hamd ona aittir. Hayatı o verir, ölümü de o verir. Kendisi hayattârdır, ölümsüzdür. Hayırlar O'nun elindedir. O her şeye kâdirdir) DUÂsını okursa ALLAH ona bir milyon sevab yazar, bir milyon da günah affeder ve mertebesini bir milyon derece yüceltir.”
Bir rivâyette, üçüncü mükâfaata bedel, “Onun için cennette bir köşk yapar” denmiştir.”
(Tirmizî, Daavât 36, (3424).


1867 -)
Resim---Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ın zevcelerinden Cüveyriyye radıyallahu anhâ'nin anlattığına göre.: "Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem Efendimiz bir gün sabah namazını kılınca, daha kendisi namazgâhında iken, erkenden yanından çıkmış, gitmiş, kuşluktan sonra Cüveyriyye (aynı yerinde zikrederek) otururken geri gelmiş ve: “Bırakıp gittiğim halde duruyorsun (hiç yerinden kımıldamadın galiba?)” diye sormuştur. “Evet” cevabı üzerine şunu söylemiştir: “Ben SEN’den ayrıldıktan sonra dört kelime(lik bir DUÂ)yı üç kere okudum. Eğer bunlardan hâsıl olan sevab tartılacak olsa, SEN’in burada sabahtan beri okuduğun DUÂların sevabının ağırlığına denk olur. O DUÂ şudur: “Sübhânallahi ve bihamdihi adede halkıhi ve rıdâ nefsihi ve zinete arşihi ve midâde kelimâtihi.: ALLAH'ı mahlukatı sayısınca, nefsinin rızasınca, arşının ağırlığınca, kelimelerinin adedince tesbih (noksanlıklardan tenzih) ederim.”
(Müslim, Zikr 79, (2726); Tirmizî, Daavât 117, (3550); Ebu Davûd, Salât 359, (1503); Nesâi, Sehv, 93, (4, 77).


1868 -)
Resim---Ebu Hüreyre radıyallahu anh anlatıyor.: “Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: “İki kelime vardır, bunlar dile hafif, terazide ağır, Rahmân'ada sevgilidirler: Sübhânallahi ve bihamdihi, Sübhânallahi'l-azîm. (ALLAHım SENi hamdinle tesbih ederim, yüce ALLAHım SENi tenzih ederim) kelimeleridir.”
(Buhâri, Daavât 65, Eymân 19, Tevhid 58; Müslim, Zikr 31, (2694); Tirmizî, Daavât 61, (3463).


1869 -)
Resim---Yine Ebu Hüreyre hazretleri radıyallahu anh anlatıyor.:“Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: “Lâ havle ve lâ kuvvete illa billah.: Güç de kuvuet de ancak ALLAH'tandır." sözünü çok tekrar edin.”
Mekhül dedi ki: “Kim bunu der ve sonra da.: “ALLAH (ın gazâbın) dan ancak O (nun rahmeti)'na iltica etmekle kurtuluşa erilebilir” derse, ALLAH ondan yetmiş çeşit zararı kaldırır ki bunların en hafifi fakirliktir.”
(Tirmizî, Daavât 141, (3596).
Kullanıcı avatarı
çilekeş
Aktif Üye
Aktif Üye
Mesajlar: 154
Kayıt: 04 Ağu 2011, 18:34

Re: KÜTÜB-i SİTTE HADİSLERinde DUÂ

Mesaj gönderen çilekeş »

Resim

KÜTÜB-i SİTTE.:
Buhârî ve Müslim’in el-Câmiʿu’s-sahîh’leri ile,
Ebû Dâvûd, Tirmizî, İbn Mâce ve Nesâî’nin es-Sünen’leri..


Resim PEYGAMBERimiz RESÛLULLAH sallallahu aleyhi vesellem'e SALAVÂT.:

1870 -)
Resim---Ebu Mes'ud el Bedri radıyallahu anh anlatıyor.: “Biz Sa'd İbnu Ubâde'nin meclisinde otururken Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem yanımıza geldi. Kendisine, Beşir İbnu Sa'd: “Yâ Resûlullah! Bize ALLAH Teâla Hazretleri, SANA salât okumamızı emretti. SANA nasıl salât okuyabiliriz?” diye sordu. Efendimiz şu cevabı verdi.: “Şöyle söyleyin: “ALLAHümme salli ala Muhammedin ve alâ âl-i Muhammed, kema salleyte ala İbrahîme ve barik alâ Muhammedin ve alâ âl-i Muhammedin kemâ bârekte ala al-i İbrahîme inneke hamidun mecid.: ALLAH'ım! Muhammed'e ve Muhammed'in âline rahmet kıl, tıpkı İbrahîm'e rahmet kıldığın gibi. Muhammed'i ve Muhammed'in âlini mübârek kıl. Tıpkı İbrahîm'in âlini mübârek kıldığın gibi. (Resûlullah ilâveten şunu söyledi): “Selâm da bildiğiniz gibi olacak.”
(Müslim,Salât 65, (405), Kasru's-Salât 67,(1,165,166); Tirmizî,Tefsir, Ahzâb,(3218); Ebu Dâvut, Salât 183, (980,981); Nesâi, Sehv 49, (3, 45, 46).

Tirmizî dışındaki Kütüb-i Sitte kitaplarında, Ebu Humeyd es-Sâidi radıyallahu anh'den gelen bir rivâyet şöyle:
“Ashab sordu.: Yâ Resûlullah SANA nasıl salât okuyalım?” Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: "Şöyle söyleyin, dedi: “ALLAHümme salli alâ Muhammedin ve alâ ezvâcihi ve zürriyyetihi kema salleyte alâ İbrâhime ve barik alâ Muhammedin ve alaezvâcihi ve zürriyyetihi kemâ bârekte alâ İbrâhime inneke hamidun mecid.: ALLAHım! Muhammed‚ zevcelerine ve zürriyetine rahmet kıl, tıpkı İbrahîm'e rahmet kıldığın gibi. Muhammed'i, zevcelerini ve zürriyetini mübârek kıl, tıpkı İbrahîm'i mübârek kıldığın gibi. SEN övülmeye lâyıksın, Şerefi yücesin).
(Buhâri, Daavât 33, Enbiya 8; Müslim, Salât 69, (407); Muvatta, Kasru's-Salât 66, (1,165); Ebu Dâvut, Salât,183, (979); Nesâi, Sehv 54, (3, 49).

Ka'b İbnu Ucre'den gelen bir rivâyet de şöyle.: “Resûlullah aleyhissalatu vesselâm yanımıza gelmişti: “Yâ Resûlullah, SANA nasıl selâm vereceğimizi öğrendik. Ama, SANA nasıl salât okuyacağız (bilmiyoruz)?" dedik, “Şöyle söyleyin dedi: “ALLAHümme salli ala Muhammed'in ve alâ âl-i Muhammedin kema salleyte ala İbrahîme inneke hamidun mecid. ALLAHümme barik alâ Muhammedin ve ala âl-i Muhammed, kemâ bârekte ala âli İbrahîme inneke hamidun mecid.”
(Buhâri, Daavât 33: Müslim, Salât 66, (406); Ebu Davûd, Salât 183, (976);Nesâi, Sehv 51, (3, 47); Tirmizî Vitr,20, (483).

1871 -)
Resim---Enes radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: “Kim bana (bir kere) salât okursa ALLAH da ona on salât okur ve on günahını affeder, (mertebesini) on derece yükseltir.”
(Nesâi, Sehv 55, (3, 50).

Yine Nesâide Ebu Talha radıyallahu anh'dan gelen bir rivâyet şöyle:. “Bir gün Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem, yüzünde bir sevinç olduğu halde geldi. Kendisine.: “Yüzünüzde bir sevinç görüyoruz!” dedik.
“Bana melek geldi ve şu müjdeyi verdi: “Ey Muhammed! RABBin diyor ki: “SANA salavat okuyan herkese benim on rahmette bulunmam, selâm okuyan herkese de benim on selâm okumam SANA (ikram olarak) yetmez mi?”
(Nesâi, Sehv 55, (3, 50).

1872 -)
Resim---İbnu Mes'ud radıyallahu anh anlatıyor.: "Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: “Kıyamet günü bana insÂNların en yakını, bana en çok salavât okuyandır.”
(Tirmizî, Salât 357, (484).

Yine Tirmizî'de Ali kerremallahu vechehu'den kaydedilen bir rivâyette şöyle denir: “Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: “Gerçek cimri, yanında zikrim geçtiği halde bana salavât okumayandır.”
(Tirmizî, Daavât 110, (3540).

1873 -)
Resim---İbnu Mes'ud radıyallahu anh anlatıyor.: “Resülullah (aleyhissâlatu vessalâm).: “Yeryüzünde ALLAH'ın seyyâh melekleri vardır. Onlar ümmetimin selâmını (ânında) bana tebliğ ederler.”
(Nesâi, Sehv 46. (3, 43).
Kullanıcı avatarı
çilekeş
Aktif Üye
Aktif Üye
Mesajlar: 154
Kayıt: 04 Ağu 2011, 18:34

Re: KÜTÜB-i SİTTE HADİSLERinde DUÂ

Mesaj gönderen çilekeş »

Resim

KÜTÜB-i SİTTE.:
Buhârî ve Müslim’in el-Câmiʿu’s-sahîh’leri ile,
Ebû Dâvûd, Tirmizî, İbn Mâce ve Nesâî’nin es-Sünen’leri..


Resim TEVHİD’in=>LÂ İLÂHE İLLÂ ALLAH'ın FAZİLETİ.:

Resim
7090 -)
Resim---Su'dâ'l-Mürriyye radıyallahu anhâ anlatıyor.: Resülullah aleyhissalâtu vesselâm'ın vefâtından sonra Ömer, (bir gün kocam) Talha'ya uğradı. (Onu üzgün bularak.:.) “Neyin var, niye üzgünsün? Amca oğlun (Ebu Bekr'in) halife oluşu mu SENi üzdü?” dedi. Talha.: “Hayır!. Lâkin ben Resülullah aleyhissalâtu vesselâm'ın.: “Ben bir kelime biliyorum, her kim ölümü anında onu söylerse mutlaka amel defteri için bir nur olur ve onun cesedi ve ruhu, ölüm anında o kelime sebebiyle bir rıza, bir rahmet bulacaktır” buyurduğunu işittim” dedi. Ben bu kelimenin ne olduğunu o ölünceye kadar sormadım. (İşte bunun için üzgünüm)” dedi. Bunun üzerine Ömer.: “Ben o kelimeyi biliyorum. O, Resülullah aleyhissaltu vesselâm'ın amcası (Ebu Tâlib)e vefâtı anında teklif ettiği Kelime-i Tevhiddir. Eğer Resûlullah aleyhi’s-salâtu ve’s-selâm, amcası için, Kelime-i Tevhid’den daha kurtarıcı bir şey bilseydi onu (söylemesini) emrederdi” dedi.”
(Kütüb-i Sitte)

7091 -)

Resim---Muâz İbnu Cebel radıyallahu anh anlatıyor.: “Resülullah aleyhissalâtu vesselâm.: “Ölen bir nefis (ölüm anında) ALLAH'ın BİR ve benim ALLAH ELçisi olduğuma şehâdet eder, kalbi de bunu tasdik ederse, ALLAH mutlaka ona mağfiret kılar.” buyurdu.
(Kütüb-i Sitte)

7092 -)

Resim---Ümmü Hâni radıyallahu anh anlatıyor.: “Resülullah aleyhissalâtu vesselâm.: “LÂ İLÂHE İLLÂ ALLAH.: ALLAHtan başka ilâh yoktur.” kelimesini fazilette hiçbir amel geçemez ve bu kelime hiçbir günahı bırakmaz, (affettirir).”buyurdu.
(Kütüb-i Sitte)

7093 -)

Resim---
Ebu Sa'îd radıyallahu anh anlatıyor.:
“Resülullah aleyhissalâtu vesselâm.: “Kim, Sabah Namazı’nın peşinden.: “LÂ İLÂHE İLLÂ ALLAHu vahdehu la şerîke leh, lehü'l-mülkü ve lehü'l-hamdü bi-yedihi'l-hayr ve hüve alâ külli şey'in kadîr.: ALLAH'tan başka ilâh yoktur. O birdir, ortağı yoktur mülk O’na aittir, hamdler de O’na lâyıktır, her çeşit hayır O'nun elindedir. O her şeye kadirdir” derse kendisine, İsmâil Evladlarından bir köleyi âzâd etmiş gibi sevâb yazılır.”buyurdu.
(Kütüb-i Sitte)

7094 -)

Resim---Kudame İbnu İbrahîm el-Cümahî radıyallahu anh'ın anlattığına göre: “Kendisi, Abdullah İbnu Ömer İbni'l-Hattab radıyallahu anhüma'ya gidip geliyordu. Bu uğramaları esnasında yaşça delikanlı ve üzerinde kırmızıya boyanmış iki parça giyecek vardı. Kudâme devâmla der ki.: “Abdullah İbnu Ömer bize Resülullah aleyhissalâtu vesselâm'ın kendilerine şunu anlattığını söyledi.: “ALLAH'ın kullarından bir kul dedi ki.: “Ey RABB’im! SEN’in Zâtının CeLâLi’ne ve SEN’in Hâkimiyetinin Azametine lâyık şekilde SANA hamd olsun!.”
Bu hamd, kulun amelini yazmakla muvazzaf iki Meleği âciz bıraktı. Onlar (bunun sevâbını) nasıl yazacaklarını bilemediler. Bunun üzerine Melekler göğe çıktılar ve.: “Ey RABB’imiz! SEN’in kulun öyle bir Kelâm söyledi ki, nasıl yazacağımızı bilemiyoruz!” dediler. ALLAHu TeÂLA Hazretleri, -kulun söylediği sözü en iyi bilen olduğu halde-.: “Benim kulum ne söyledi?” diye sordu. Melekler.: “Ey RABB’imiz! O kul.: “Ya RABBi lekel-hamdu kemâ yenbaği li-CeLâLi vechike ve azîmi sultânike” söyledi” dediler. Bunun üzerine ALLAH TeÂLA Hazretleri o iki meleğe buyurdu ki.: “Kulum BANA kavuşup da BEN onu söylediği söze (hamde) karşılık mükâfaatlandırıncaya kadar siz o sözü kulumun söylediği gibi yazınız” buyurdu.”
buyurdu.
(Kütüb-i Sitte)

7095 -)

Resim---Aişe radıyallahu anhâ anlatıyor.: “Resülullah aleyhissalâtu vesselâm sevdiği bir şeyi görünce.: “Hamd o ALLAH'a mahsustur ki sâlih şeyler sadece O’nun lütuf ve ni’metiyle tamamlanır” derdi. Hoşlanmadığı bir şey görünce de.: “Her durum üzerine ALLAH'a hamd olsun!.” derdi.”
buyurdu.
(Kütüb-i Sitte)

7096 -)

Resim---Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor.: “Resülullah aleyhissalâtu vesselâm şöyle derlerdi.: “Elhamdulillah alâ külli hail. RABBi eüzu bike, min hâli ehli'n-nâr.: Her hal için ALLAH'a hamdolsun. Ey RABB’im Cehennem Ehli’nin halinden SANA sığınırım!.”buyurdu.
(Kütüb-i Sitte)

7097 -)

Resim---Enes radıyallahu anh anlatıyor.: “Resülullah aleyhissalâtu vesselâm.: “ALLAH kuluna bir ni’met verdiği zaman kul “Elhamdülillah” derse, kulun verdiği (yani hamd demek sûretiyle ödediği, kendine sağlayacağı menfaatçe) aldığından efdal (üstün) olur.” buyurdu.
(Kütüb-i Sitte)

7098 -)

Resim---Ebu Hureyre radıyallahu anh'ın anlattığına göre.: “Kendisi ağaç dikerken yanına Resülullah aleyhissalâtu vesselâm uğrar ve.: “Ey Ebu Hureyre! Şu diktiğin nedir?” der. “Kendim için bir fidan dikiyorum!” cevabını verir. Aleyhissalâtu vesselâm.: “SANA, SEN’in için daha hayırlı bir dikilecek fidan göstereyim mi?” buyurur. Ebu Hureyre.: “Göster! Yâ Resûlullah!” der. Bunun üzerine Aleyhissalâtu vesselâm.: “Sübhanallahi velhamdülillahi ve lâ ilâhe illallahu vallahu ekber.: ALLAH bütün noksan sıfatlardan münezzehtir, bütün hamdler ona mahsustur. ALLAH'tan başka ilâh yoktur, ALLAH en büyüktür!” de!. Bunu söylersen her bir kelimesi için SANA CeNNette bir ağaç dikilir.” buyurdu.
(Kütüb-i Sitte)

7099 -)

Resim---Nu'man İbnu Beşîr radıyallahu anh anlatıyor.: “Resülullah aleyhissalâtu vesselâm.: “ALLAH'ın CeLâLinden zikrettiğiniz;
TESBİH =>SUBHÂNALLAH,
TEHLİL =>Lâ İLÂHE İLLâ ALLAH ve,
TAHMİD =>El HAMDÜLİLLAH
Cümleleri ARŞ'ın etrafında dönüp dururlar. Onlar tıpkı arı oğulu uğultusu gibi uğultu çıkararak, Sâhiblerini andırırlar. Sizden biri, Arş'ın Civârı’nda kendisini andırtan birisinin olmasından hoşlanmaz mı?”
buyurdu.
(Kütüb-i Sitte)

7100 -)

Resim---Ümmü Hani radıyallahu anhâ anlatıyor.: “Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm'a geldim ve.: “Yâ Resûlullah! Bana (kolay ve sevâbı büyük) bir amel gösterin. Zirâ artık ben yaşlandım, zaafa ugradım ve şişmanladım!” dedim. Aleyhissalâtu vesselâm derhal şu cevabı verdiler.: “Yüz kere “ALLAHu EKBER!” de! Yüz kere “El HAMDÜLİLLAH!” de, yüz kere “SUBHÂNALLAH!” de. (Bunu yapman SEN’in için) ALLAH YoLunda eğerlenip gemlenmiş yüz attan daha hayırlıdır. (Kurban edilmiş) yüz deveden daha hayırlıdır. Yüz köle azad etmekten daha hayırlıdır.” buyurdu.
(Kütüb-i Sitte)

7101 -)

Resim---Ebu'd-Derdâ radıyallahu anh anlatıyor.: “Resülullah aleyhissalâtu vesselâm bana dedi ki.: “SANA SUBHÂNALLAHi ve’l- HAMDÜLİLLAHi ve LÂ İLÂHE İLLÂ ALLAHu vALLAHu EKBER!” demeyi tavsiye ederim. Zirâ bu kelimeler, günahları döker, tıpkı ağacın yapraklarını dökmesi gibi.” buyurdu.
(Kütüb-i Sitte)
Kullanıcı avatarı
çilekeş
Aktif Üye
Aktif Üye
Mesajlar: 154
Kayıt: 04 Ağu 2011, 18:34

Re: KÜTÜB-i SİTTE HADİSLERinde DUÂ

Mesaj gönderen çilekeş »

Resim

KÜTÜB-i SİTTE.:
Buhârî ve Müslim’in el-Câmiʿu’s-sahîh’leri ile,
Ebû Dâvûd, Tirmizî, İbn Mâce ve Nesâî’nin es-Sünen’leri..


ResimİSTİĞFÂR.:

7102-)
Resim---Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor.: “Resülullah aleyhissalâtu vesselâm: “Ben günde yüz sefer ALLAH'a istiğfârda bulunurum.”buyurdu.
(Kütüb-i Sitte)


7103-)
Resim---Ebu Musa radıyallahu anh anlatıyor.: “Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm.: “Ben günde yetmiş kere ALLAH'a Tevbe ve istiğfârda bulunurum.” buyurdu.
(Kütüb-i Sitte)


7104-)
Resim---Huzeyfe radıyallahu anh anlatıyor: “Benim dilimde, âile efradıma karşı bir ölçüsüzlük vardı. Fakat bu başkalarına olmazdı. Bu hâlimi Aleyhissalâtu vesselâm'a söyledim. Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm.: istiğfârr bakımından ne haldesin? (Bu kusurunun bağışlanması için günde yetmiş kere istiğfar et!” buyurdu.
(Kütüb-i Sitte)


7105-)
Resim---Abdullah İbnu Busr radıyallahu anh anlatıyor.: “Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm: “Amel defterinde çok istiğfâr bulunana ne mutlu!” buyurdu.
(Kütüb-i Sitte)

7106-)
Resim---Aişe radıyallahu anha anlatıyor.: “Resülullah aleyhisselâtu vesselâm şöyle DUÂ ederdi: “Ey ALLAHım! Beni, güzel amel işledikleri zaman(bunun mükâfaatıyla) müjdelenen ve hata işlediği zaman da istiğfâr edenlerden eyle!” buyurdu.
(Kütüb-i Sitte)


ResimLÂ HAVLE VELÂ KUVVETE İLLA BİLLAH .:

7107-)
Resim---
Ebu Zerr radıyallahu anh anlatıyor.:
Resülullah aleyhissalâtu vesselâm bana: “SANA cennet hazinelerinden bir hazineyi haber vereyim mi?” buyurdu.
“Evet! Yâ Resülullah!” dedim.
Lâ havle velâ kuvvete illa billah.: Gerek ibâdet için gerek dünyevî işlerim için muhtaç olduğum) bütün güç kuvvet ALLAH'tandır” de!” buyurdu.
(Kütüb-i Sitte)


7108-)
Resim---Hâzım İbnu Harmele radıyallahu anh anlatıyor.: “Resülullah aleyhissalâtu vesselâm'a uğramıştım. Bana: “Ey Hâzım! Lâ havle velâ kuvvete illa billah” de! Çünkü bu cümle cennet hazinelerinden biridir”buyurdu.
(Kütüb-i Sitte)

RESÛLULLAH sallallahu aleyhi vesellem’in DUÂSl.:


7109-)
Resim---Enes İbnu Mâlik radıyallahu anh anlatıyor.:Resülullah şu DUÂyı çok yapardı: “ALLAHümme sebbit kalbî alâ dînike.: ALLAHım kalbimi dinin üzere sabit kıl.” Bir adam: “Yâ Resûlullah! Biz SANA imân ettiğimiz ve SEN’in getirdiklerini tasdik ettiğimiz halde bizim (âkibetimiz) için korkuyor musun?” dedi. Aleyhissalâtu vesselâm adama şu cevabı verdi: “Kalbler, muhakkak ki Rahman'ın parmaklarından iki parmağı arasındadır, onu (dilediği şekilde) döndürür.” buyurdu.
Ravi der ki : “A'meş iki parmağını gösterdi “
buyurdu.
(Kütüb-i Sitte)

ResimRESÛLULLAH sallallahu aleyhi vesellem’in SlĞlNMA TALEB ETTİĞİ ŞEYLER .:

7110-)
Resim---İbnu Abbâs radıyallahu anh anlatıyor.: “Resülullah aleyhissalâtu vesselâm, Kur’ÂN'dan bir sûre öğretir gibi şu DUÂyı bize öğretmişti: “ALLAHım! Cehennem azâbından, kabir azâbından, Mesih Deccâl'in fitnesinden, hayat ve ölüm fitnesinden SANA sığınırım.” buyurdu.
(Kütüb-i Sitte)


7111-)
Resim---Câbir radıyallahu anh anlatıyor.: “Resülullah aleyhissalâtu vesselâm.: “ALLAH'tan faydalı ilim dileyin, faydasız ilimden ALLAH'a sığının”
buyurdu.
(Kütüb-i Sitte)


7112-)
Resim---Aişe radıyallahu anhâ'nın anlattığına göre.: “Resülullah aleyhissalâtu vesselâm kendisine şu DUÂyı öğretmiştir: “ALLAHım ben SEN’den hayrın her çeşidini isterim; yakın olsun, uzak olsun; bildiğim olsun, bilmediğim olsun; bütün şerlerden de SANA sığınırım; yakın olsun, uzak olsun; bildiğim şer olsun, bilmediğim şer olsun. ALLAHım! Kulun ve peygamberin Muhammed'in SEN’den istediği şeyleri SEN’den ben de istiyorum. Kulun ve peygamberin hangi şerlerden SANA sığınmışsa ben de o şerlerden SANA sığınıyorum. ALLAHım! Ben SEN’den-, cenneti ve cennete götüren söz ve amel(de beni muvaffak kılman)ı istiyorum. Ateşten ve ateşe götüren söz ve fiillerden de SANA sığınıyorum. Ve dahi benim hakkımda hükmettiğin her kaza ve kaderi hayırlı kılmanı SEN’den diliyorum.”buyurdu.
(Kütüb-i Sitte)


7113-)
Resim---Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor.: “Resülullah aleyhissalâtu vesselâm bir adama: “Namazda ne diyorsun?” diye sordu. Adam: “Teşehhüdü (Ettahiyyatu, ALLAHümme salli, ALLAHümme barik...) okuyorum. Sonra ALLAH'tan cennet diliyor ve cehennem ateşinden O'na sığınıyorum. Ama vallahi ben, ne SEN’in okuduğunu ne de Muaz'ın okuduğunu bilmiyorum” dedi. Resülullah aleyhissalâtu vesselâm (adama): “Biz de SEN’in okuduğun şeyler çerçevesinde okuyoruz”buyurdu.
(Kütüb-i Sitte)


7114-)
Resim---Evs İbnu İsmail el-Beceli radıyallahu anh'ın anlattığına göre.: Resülullah aleyhissalâtu vesselâm vefat ettiği zaman, Ebu Bekr'in şöyle söylediğini işitmiştir:
“Resülullah aleyhissalâtu vesselâm benim şu makamımda ilk yıl, ayağa kalktı -böyle söyleyince Ebu Bekr gözlerinin yaşını tutamayıp ağladı- sonra dedi ki: “Size doğru olmanızı sıdkı, tavsiye ederim. Çünkü sıdk birr (denen ALLAH'ın rızasına götüren en iyi amelle beraberdir) ikisi de cennettedir. Yalandan sakının. Çünkü o, fücürla beraberdir ve ikisi de cehennemdedir. ALLAH'tan afiyet dileyin. Çünkü, kimseye Çünkü, kimseye yakinden sonra afiyetten daha hayırlı bir şey verilmemiştir. Birbirinizle hasedleşmeyin. Birbirinizle aranızdaki iyi münasebetleri kesişmeyin. Birbirinize sırt çevirmeyin. Ey ALLAH'ın kulları kardeşler olun!” buyurdu.


7115-)
Resim---Ebu Hüreyre radıyallahu anh anlatıyor.: “Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm.: “Kişinin yaptığı DUÂlar içerisinde en hayırlısı şudur: ALLAHümme innî es'eluke'l-mu'âfâte fid-dünya ve'l-âhireti.: Ey ALLAH'ım! SEN’den dünya ve âhirette afiyet istiyorum)”
buyurdu.
(Kütüb-i Sitte)

ResimDUÂYA KENDİNLE BAŞLA .:


7116-)
Resim---İbnu Abbâs radıyallahu anhüma anlatıyor.: “Resülullah aleyhissalâtu vesselâm.: “ALLAH bize ve Âd'ın kardeşine rahmet eylesin.”
buyurdu.
(Kütüb-i Sitte)
Kullanıcı avatarı
çilekeş
Aktif Üye
Aktif Üye
Mesajlar: 154
Kayıt: 04 Ağu 2011, 18:34

Re: KÜTÜB-i SİTTE HADİSLERinde DUÂ

Mesaj gönderen çilekeş »

Resim

KÜTÜB-i SİTTE.:
Buhârî ve Müslim’in el-Câmiʿu’s-sahîh’leri ile,
Ebû Dâvûd, Tirmizî, İbn Mâce ve Nesâî’nin es-Sünen’leri..


ResimİSM-İ AZAM.:

7117-)
Resim---el-Kâsım (İbnu Abdirrahman) radıyallahu anh demiştir ki: “ALLAH'ın, DUÂda şefaat kılındığı taktirde, o DUÂyı kabul ettiği ism-i âzamı şu üç sûrededir.: Bakara, Âl-i İmran ve Tâ-Hâ."
Ebu Ümâme radıyallahu anh'tan yapılan bir rivâyette, bunun benzeri Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm'dan merfu’ olarak gelmiştir.

7118-)
Resim---Aişe radıyallahu anha anlatıyor: “Resülullah aleyhissalâtu vesselâm şöyle yalvardılar: “ALLAHım! Ben, SEN’in pak, güzel, mübârek ve yüce nezdinde en sevimli olan, onunla DUÂ edildiği taktirde hemen icâbet ettiğin, onunla SEN’den istenince hemen verdiğin, onunla rahmetin taleb edilince rahmetini esirgemediğin, onunla kurtuluş taleb edilince kurtuluş verdiğin isminle SEN’den istiyorum.” buyurdu.
Aişe'nin belirttiğine göre, bir başka gün Aleyhissalâtu vesselâm'ın, kendisine.: “Ey Aişe! Kendisiyle DUÂ edildiği taktirde icâbet ettiği ismi, ALLAH'ın bana gösterdiğini SEN biliyor musun?” diye sormuştu. Aişe der ki: “Ben: “Yâ Resûlullah! Annem babam SANA feda olsun, onu bana da öğret!” dedim. “Ey Aişe onu SANA öğretmem uygun düşmez!” buyurdu. Bu cevap üzerine ben de oradan uzaklaşıp bir müddet tek başıma oturdum. Sonra kalkıp, başını öptüm ve: “Yâ Resûlullah! Onu bana öğret” diye ricada bulundum. O yine: “Onu SANA öğretmem uygun olmaz, ey Aişe! Onunla SEN’in dünyevî bir şey taleb etmen uygunsuz olur” buyurdu.”
Aişe devâmla der ki: “Ben de kalkıp abdest aldım, sonra iki rekât namaz kıldım, sonra: “ALLAHım! SANA ALLAH isminle DUÂ ediyorum. SANA Rahmân İsminle DUÂ ediyorum. SANA Birru'r-rahîm İsminle DUÂ ediyorum. SANA bildiğim ve bilmediğim Güzel İsimlerinin hepsiyle DUÂ ediyorum. Bana mağfiret et, rahmet eyle” diye DUÂ ettim.”
Aişe devâmla der ki: “Bu DUÂm üzerine Resülullah aleyhissalâtu vesselâm güldü ve: “İsm-i âzam, SEN’in yaptığın şu DUÂnın içinde geçti” buyurdu.”

7119-)
Resim---Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: “Resülullah aleyhissalâtu vesselâm: ALLAH TeALÂ'ın 99 İsmi vardır, yüzden bir eksik. O, TEKtir, TEKi sever. Kim bu İsimleri ezberlerse CeNNet'e girer. Onlar şunlardır.:
ALLAH, el-Vâhid, es-Samed, el-Evvel, el-Âhir, ez-Zâhir, el-Bâtın, el-Hâlık, el-Bâri, el-Musavvir, el-Melik, el-Hakk, es-Selâm, el-Mü'min, el-Müheymin, el-Azîz, el-Cebbâr, el-Mütekebbir, er-Rahmân, er-Rahîm, el-Latif, el-Habîr, es-Semî', el-Basir, el-Alîm, el-Azîm, el-Bârr, el-Müte'âl, el-Celîl, el-Cemîl, el-Hayy, el-Kayyüm, el-Kâdir, el-Kâhir, el-Aliyyu, el-Hakîm, el-Karîb, el-Mucîb, el-Ganiyyu, el-Vehhab, el-Vedüd, eş-Şekür, el-Mâcid, el-Vacid, el-Vâli, er-Râşid, el-Afuvvu, el-Ğafür, el-Halîm, el-Kerîm, et-Tevvâb, er-RABB, el-Mecîd, el-Velîyyu, eş-Şehîd, el-Mübîn, el-Bürhân, er-Ra'üf, er-Rahîm, el-Mübdiu, el-Mu'îd, el-Bâis, el-Vâris, el-Kaviyyu, eş-Şedîdu, ed-Dârru, en-Nâfi'u, el-Bâki, el-Vâkî, el-Hâfıd, er-Râfi', el-Kâbıd, el-Bâsıt, el-Mu'ızzu, el-Müzillü, el-Muksıt, er-Rezzâk, Zü'l-Kuvve, el-Metîn, el-Kâim, ed-Dâim, el-Hâfız, el-Vekîl, el-Fâtır, es-Sâmi', el-Mu'tî, el-Muhyî, el-Mümît, el-Mâni', el-Câmi', el-Hâdî, el-Kâfı, el-Ebed, el-Âlim, es-Sâdık, en-Nûr, el-Münîr, et-Tâmm, el-Kadîm, el-Vitru, el-Ahadu, es-Samedu, ellezi lem yelid velem yüled ve lem yekün lehu küfüven ahad.” buyurdu.

Zûhrî der ki: “Bana birçok ilim ehlinden ulaştığına göre, bu Esmâu Hüsna'nın okunmasına “Lâ ilâhe illallahu vahdehu lâ şerike leh. Lehü'l Mülkü ve Lehü'l-Hamdu bi-yedihi'l-Hayr ve huve ala külli şeyin kadîr, lâ ilâhe illâllahu, lehül-Esmâu'l-Hüsnâ” diye başlanmalıdır.”

ResimBABANlN DUÂSl.:

7120-)
Resim---Ümmü Hâkim Bintü Vedda'el-Huzâ'iyye radıyallahu anha anlatıyor.: “Resülullah aleyhissalâtu vesselâm şöyle buyurdular.: “Babanın DUÂsı perdeyi deler (kabul makamına ulaşır).” buyurdu.

ResimSABAH VE AKŞAM YAPlLACAK DUÂLAR.:

7121-)
Resim---Resülullah aleyhissalâtu vesselâm'ın hâdimi Ebu Selâm anlatıyor.: “Resülullah aleyhissalâtu vesselâm şöyle buyurdu.: “Akşam ve Sabaha erdiği vakit.: “Radîtu billahi RABBen ve bi'l-İslâmi Dînen ve bi-Muhammedin Nebîyyen.: RABB olarak ALLAH'tan, Dîn olarak İslâm'dan, Peygamber olarak MuhaMMed'den razıyım” diyen bir müslüman veya insÂN veya köle yoktur ki, o kimseyi Kıyamet Günü razı ve memnun etmek ALLAH üzerine bir hak olmasın!.” buyurdu.

ResimYATAĞA GİRİNCE YAPlLACAK DUÂ.:

7122-)
Resim---Abdullah İbnu Mes'ud radıyallahu anh anlatıyor.: “Resülullah aleyhissalâtu vesselâm, yatağına girince, sağ elini yanağının altına koyar sonra şu DUÂyı okurdu:
ALLAHümme, kınî azâbeke yevme teb'asu -ev tecme'u- ibâdeke.: ALLAHım! Kullarını yeniden dirilttiğin veya topladığın- gün beni azâbından koru!.” buyurdu.

ResimEVDEN ÇlKlNCA YAPlLACAK DUÂ.:

7123-)
Resim--- Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: “Resülullah aleyhissalâtu vesselâm, evinden çıktığı vakit şu DUÂyı okurdu: “Bismillahi lâ havle velâ kuvvete illa billah, et-tüklânî alallah.: ALLAHın İsmiyle. Dünya ve Ukbâ işlerine güç kuvvet ALLAH'tandır. Dayanağım ALLAH'dır!.” buyurdu.

7124-)
Resim---Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor.: “Resülullah aleyhissalâtu vesselâm.: “Kişi evinin -veya apartmanın- kapısından çıkınca, adama müekkel (nezâretçi) iki meleği vardır. Adam.: “Bismillah” deyince onlar.: “Doğruya irşad edildin!” derler. “Lâ havle velâ kuvvete illâ billâh.” deyince, melekler.: “Korundun!” derler. Adam.: “Tevekkeltü alâllah” deyince onlar: “İşin (SANA bedel) görüldü!” derler.
(Resülullah aleyhissalâtu vesselâm devâmla) dedi ki.: “Sonra adamın iki karîni (yani onu günaha sürüklemek isteyen insî ve cinnî iki şeytânı) onu karşılarlar. Melekler (o şeytanlara).: [color=#FF40FF]“Hidâyete erdirilen, işi (ALLAH tarafından) görülen ve muhafaza altına alınan bir kimseden ne istiyorsunuz?.”
derler.


Resim

Ebû Zer radiyallahu anhu’n rivâyet ettiği Hadis-i Kudsî’de;

Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: ALLAHu zü’L- CeLÂL.:
Ey kullarım! BENim hidâyet verdiğimden başka hepiniz dalâlettesiniz. O halde BENden hidâyet dileyiniz ki, size hidâyet vereyim!.
Ey kullarım! BENim doyurduklarımdan başka hepiniz açsınız. Binaenâleyh, BENden rızık isteyiniz ki, sizi doyurayım!.
Ey kullarım! BENim giydirdiklerimden başka hepiniz üryânsınız. BENden giyecek isteyiniz ki, sizi giydireyim!.
Ey kullarım! Gece ve gündüz günah işlemektesiniz. BEN ise günahların tamamını bağışlamaktayım. O halde BENden mağfiret isteyiniz ki, sizi bağışlayayım!.
Ey kullarım! Eğer siz evvelinizden sonuncunuza, insanınızdan cinninize, sizden en fazla muttaki bir adamın kalbi ve düşüncesi üzerine olsanız, BENim mülküm zerre kadar artmaz. Şayet siz evvelinizden sonuncunuza, insanınızdan cinninize sizden en günahkâr bir kimsenin kalbi ve niyeti üzere toplansanız, BENim mülküm zerre kadar eksilmez!.
Ey kullarım! Yaptıklarınız ancak sizin kendi amellerinizdir ki, onları sizin için muhafaza eder, sonra onları yine eksiksiz size öderim. O halde, kim hayır bulursa Allah’a hamdetsin. Kim de hayırdan başkasını bulursa kendi nefsinden başkasını kınamasın!.
”buyurdu.”
buyurmuştur.
(Riyazu's- Sâlihîn, 111.)

İmam Müslim’in rivâyet ettiği bir Kudsî Hadiste;

Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: ALLAHu zü’L- CeLÂL .:
Ey kullarım! BEN zulmetmeyi kendime haram kıldığım gibi, onu sizin aranızda da haram kıldım. Öyle ise birbirinize zulmetmeyiniz!.
Ey kullarım! BENim doğru yola ilettiklerimden başka, hepiniz doğru yolu şaşırmış kimselersiniz. Öyle ise BENden hidâyet isteyiniz ki, sizi doğru yola hidâyet edeyim!.
Ey kullarım! BENim doyurduklarımdan başka, hepiniz açsınız. Öyle ise BENden yiyecek isteyiniz ki, sizi doyurayım!.
Ey kullarım! BENim donattıklarımdan başka, hepiniz çıplaksınız. Öyle ise giydirmemi isteyiniz ki, sizi giydireyim!.
Ey kullarım! Gece gündüz günah işliyorsunuz. BEN de bütün günahları bağışlıyorum. Öyle ise bana istiğfar ediniz (bağışlanmasını BENden isteyiniz) ki, sizi mağfiret edeyim!.
Ey kullarım! Bana zarar vermek elinizden gelmez ki, bana zarar veresiniz. Hem bana menfaat vermek de elinizden gelmez ki, bana faydanız dokunabilsin!.
Ey kullarım! Sizden evvelkiler ve sonrakiler, bütün insanlarınız ve cinleriniz, içinizden en iyi ve en muttakî bir insanın kalbine (duygu ve düşüncesine) sahip olsalar, bu BENim mülkümde en küçük bir şeyi bile artırmaz!.(BENim sizin ibâdet ve itâatinize hiç mi hiç ihtiyâcım yok.)
Ey kullarım! Sizden evvelkiler ve sonrakiler, bütün insanlarınız ve cinleriniz, içinizden en kötü ve en günahkâr bir insanın kalbine (duygu ve düşüncesine) sahip olsalar; bu BENim mülkümde en küçük bir şeyi bile eksiltmez!.
Ey kullarım! Sizden evvelkiler ve sonrakiler, bütün insanlarınız ve cinleriniz, bir yerde toplanıp BENden bir şeyler isteseler, BEN de herkesin isteğini yerine getirsem; bu BENim hazinemden ancak iğne denize daldırıldığında onun denizden eksilttiği kadar eksiltir. (Yani hiçbir şey eksiltmez.)
Ey kullarım! Ancak sizin amellerinizdir ki, onları sizin için saklar, sonra da onların karşılığını eksiksiz olarak size veririm. Şu halde kim bir hayra ve iyiliğe nâil olursa, o kimse (o hayrı, iyiliği ve bereketi ALLAH’tan bilsin ve) ALLAH’a hamd etsin. Kim de hayırdan başka bir şey bulur ve karşılaşırsa, (başına gelen o şerlerden, zararlardan ve kötülüklerden dolayı başkasını değil de) sadece kendisini kınasın!.” buyurdu.”
buyurmuştur.
Müslim’in bu hadîsi kendisinden rivâyet ettiği Saîd b. Abdülaziz diyor ki.: “Ebû İdrîs, bu kudsî hadîsi rivâyet ederken (hadisin içerdiği İlâhî Hitablar, Rabbânî Azametler ve Rahmânî İltifatlar karşısında iki büklüm olurdu da) diz çökerdi.”
(Müslim, Birr, 55)
Cevapla

“Dua Köşesi” sayfasına dön