Bir ANım:
Aziz Kardeşim,
7 yıl evveldi benim için zor bir yıldı, iş arıyordum, çok yere öz geçmiş göndermiştim hiç bir yerden cevap gelmiyordu. Sonunda İstanbul'da bir yerden cevap geldi, gittim oraya işe başladım , bir masa verdiler, karın çok yağdığı bir dönemdi, âilem için çabalıyordum, ara ara da sitemizde yazmaya çalışıyordum. Büyük meşakkatlerle iş yerine çok vesâit ile yolculuk ediyordum her sabah ve akşamda eve dönerken yine çok uzun bir süreçte eve varıyordum. Derman Hocam'ın İngilizce çevirilerine de ara vermiştim ama hep yolda giderken gelirken ve boş zamanlarımda düşünür bazı sözlerini anlamaya çalışırdım. Bazı hayat sınavlarından geçiyordum, halka kırgın kızgındım, yer yer üzülüyordum. Böyle anlarımda Hakk Dostları'nın başından geçenler gelir hep uzaklara dalarım. Hocam.: "nasılsın" diye sorduğunda.: "Derman Hocamın Sohbetlerinde dediği gibi.: "HAKk'a ok atan adam gibiyim Hocam!." diyordum. 2008 senesinden beri Muhammedinur Sitemiz'de Hasbî Hizmet etmekteyim, çocukluğumdan beri Hakk Dostları'na muhabbet duydum. Bu yüzden en sıkıntılı anlarımda hep içimde ALLAH celle celâlihu, Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem ve HAkk Dostlarını hissederim. En sıkıntılı anlarımda yardım edileceğimi bilirim ve bu bir dayanma gücü verir bana..
İşe başladıktan bir kaç hafta sonra içimin daraldığı bir anda bu iş yerimde, bana verilen masanın çekmecesini açtım, içinde ne var diye baktım, elime birden bir kitap geldi, baktım ki üstünde "Dr. Münir Derman" yazıyor. Muhyiddin İbn Arabi (k.s)'nin nasihatlerini çevirdiği kitap. Derman Hocamı İstanbul'da kim bilir ki, ayrıca bu kitap o kadar eski ve nâdir bir basım ki bulması mesele. On binlerce iş yerinin içinde İstanbul'da bir yerde sana verilen bir masanın çekmecesinden bu kitap çıkacak. O kadar masa içinden değil sana verilen masadan çıkacak. Münir Derman Hocamın Adnan Menderes ile ilgili bir yazısı vardı hani, kendi sözleriyle diyordu ya.: "Uçak düşecek, İngiltere'de bir Kasabaya düşecek, arkasında bir delik açılacak, oradan bir tek Başvekil kurtulacak, bu düştüğü yerde bir hemşire kadın bulunacak, onda ilaç olacak v.s." şimdi bende o anda bunları düşünüyordum. Bu kitap sitemizde yayınlandı daha önce, maksad kitabın önemini anlatmak değil, Hocamız Kulihvani'nin sitede "YOL-YOLCU-YOLDAŞ" sözleri vardır, zevk ve şiirlerde geçer okursanız, maksad yolda yalnız olmadığımız "BİZ BİR-İZ" olduğumuzu kavramamız, bu alemde herkes TEK, yalnız ama halleşeceğimiz Dostlarımız daima vardır. İÇimizi soğukta ısıtan bir ateş olur bu yolda. Musâ aleyhisselâm'ın görüp gittiği gibi. En büyük zenginliğimiz ALLAH celle celâlihu ve Resûlü Salllallahu Aleyhi Ve Sellem. ÖZümüzü kör etmediysek kalb lambamız gecemizi aydınlatacaktır. İki mahkum pencereden dışarı bakıyordu, biri gökteki yıldızlara bakıyor diğeri yerdeki çamuru seyrediyordu. Böyle durumları hepimiz yaşıyoruz, çamura battığımızı hissettiğimiz ÂN'da bunu hatırlayalım ve gözümüz kâinâtın sonsuzluğuna çevrilsin. "â RABBî!. Sen bunları boşuna yaratmadın!." diyelim biz de Resûlullah Sallallahu Aleyhi Ve Sellem gibi, ve gökyüzünün nâmütenâhiliğinde ALLAH celle celâlihu'nun el-Vasî esmâsını düşünelim. İnsan mânen, ruhen bu âlemden büyük cismânî olarak ise 3alemden küçük ve onun bir cüz'ü gibidir. Bizde çamurdan topraktanız bu âlemde ama ÖZ değerlerimizi kaybetmeyelim, değerli bir emânet taşıyoruz , HAKk'a tevekkülden vaz geçmeyelim. Yol ZOR fakat Zorlukla Beraber Kolaylık Vardır. İnsan korku ve ümit ayağıyla yürür. ALLAH'tan umudunu fâsıklar keser. ÂŞIKların ise göz yaşı umuttur.
Es Selâm ve Sevgiyle..
garibAN
M. DERMAN FİKRÎ DERLEMELER ve İNCELEMELER
- Gariban
- Moderatör
- Mesajlar: 2840
- Kayıt: 25 Tem 2007, 02:00
- Gariban
- Moderatör
- Mesajlar: 2840
- Kayıt: 25 Tem 2007, 02:00
Re: M. DERMAN FİKRÎ DERLEMELER ve İNCELEMELER
Es Selâm Azîz Kardeşim,
Şu âyet-i kerimeleri okuyordum. ALLAH celle celâlihu buyuruyor :
قُل لِّعِبَادِيَ الَّذِينَ آمَنُواْ يُقِيمُواْ الصَّلاَةَ وَيُنفِقُواْ مِمَّا رَزَقْنَاهُمْ سِرًّا وَعَلانِيَةً مِّن قَبْلِ أَن يَأْتِيَ يَوْمٌ لاَّ بَيْعٌ فِيهِ وَلاَ خِلاَلٌ
Kul li ibâdiyellezîne âmenû yukîmu's- salâte ve yunfikû mimmâ razaknâhum sirren ve alâniyeten min kabli en ye’tiye yevmun lâ bey’un fîhi ve lâ hilâl (hilâlun).:
Söyle: o iyman etmiş olan kullarıma: namazı kılsınlar ve kendilerini merzuk kıldığımız şeylerden gizli ve açık infâk etsinler, öyle bir gün gelmeden evvel ki onda ne alım satım var, ne dostluk [İbrahîm 14/31]
اللَّهُ يَتَوَفَّى الْأَنفُسَ حِينَ مَوْتِهَا وَالَّتِي لَمْ تَمُتْ فِي مَنَامِهَا فَيُمْسِكُ الَّتِي قَضَى عَلَيْهَا الْمَوْتَ وَيُرْسِلُ الْأُخْرَى إِلَى أَجَلٍ مُسَمًّى إِنَّ فِي ذَلِكَ لَآيَاتٍ لِّقَوْمٍ يَتَفَكَّرُونَ
Allâhu yeteveffe'l- enfuse hîne mevtihâ velletî lem temut fî menâmihâ, fe yumsikulletî kadâ aleyhe'l- mevte ve yursilu'l- uhrâ ilâ ecelin musemmâ (musemmen), inne fî zâlike le âyâtin li kavmin yetefekkerûn (yetefekkerûne).:
ALLAH alır o canları öldükleri zaman, ölmiyenleri de uyuduklarında, sonra üzerlerine ölüm hukmü verdiklerini alıkor da diğerlerini salıverir bir müsemmâ ecele kadar, şübhesiz ki bunda düşünecek bir kavm için âyetler var [Zümer 39/42]
Münir Derman Hocam da şöyle diyordu.:
"Biliyor musun?. Uykuda; ilim, akıl, şuur, evlât, mal her şey gider… Bahr-ı Umman-ı Ahadîyyet'e atılır… Hiç kimsenin malı, ilmi, aklı diğerine karışmaz… Birinin ilmi, diğerinin cehliyle, diğerinin cehli ötekinin ilmi ile karışmaz… İyi düşün her uykuya daldığın zaman, vakit vâkit bunlar alınıyor… Bir günde bu (Alış veriş) verişsiz kalacak ona ecel deniliyor… Dikkat et… Hepsi yüzüstü kalır… ALLAH yüz açıklığı versin!."
Azîz kardeşim;
Bu âyetlerden buraya geçtim çünkü Münir Derman Hocam'ın hafızama kazınan iki kelimesi (Alış-Veriş) AKıL denilen İPimdeki düğümlerden birini bu âyetlere bakarken beni düşündürdü ve çözdü. "Uyku ölümün kardeşidir!" denilmiştir ecel geldi mi alış veriş bitiyor bedene can gelmedi mi beden yoluyla bu zâhir âlem ile alış veriş kapanıyor. ALLAH celle celâlihu ruhu bedene iâde etmezse ne olacak? İbrahîm Sûresi 31. âyette ALLAH celle celâlihu.: "Kendilerini merzuk kıldığımız şeylerden infak etsinler öyle bir gün gelmeden ki onda ne alım satım var, ne dostluk!" diye buyuruyor. Alış-veriş yok Alış-Veriş!...Zaten ALLAH'tayız zâhiren bâtınen her dem. ALLAH'ın, ruhu bedene iâdesi alması ALLAH celle celâlihu =>ZAT'ından =>ZAT'ına Tecellîsiyle hulâsa kendiyle alış verişte. Biz anafordayız. Biz ortaya çıkınca bu ruh, kalb, nefis, beden derken bunun bir rücû'su var elbet. KûN feyeKûN'da bir alış-veriş, KûN'dan =>KûN'a ama garib olan şey tecellîyatta iki defa aynı şey yok yani ŞE'N-de tekrar aynı şey yok her şey yeni ve Rabbu'l- Âlemîn ile kul arasında ise , O'nun tarafından hep vermek gibi..
"Bedeni kaybetmeden yani verişsiz kalmadan evvel rızıklandırıldıklarınızdan infâk edin" buyruluyor . Nedir bu rızıklandırıldıklarımız? Neyi infâk edeceğiz ? Rızık denilince hep akla.: "Malım var, param var onların zekatını vereceğim, fakirlere sadaka vereceğim, kurban kesip fakire fukaraya et dağıtacağım!" bunlar geliyor. İnsana sade para ve mal mı veriliyor? Akıl, beden, sıhhat, ilim, zaman (ömür) v.b. rızklar ne olacak? Ameli nasıl işliyoruz? Bedenin, nefsin, kalbin abdesti olur da =>zekatı olmaz mı.? Tefekkür edelim İnşâe ALLAH..
garibAN
Şu âyet-i kerimeleri okuyordum. ALLAH celle celâlihu buyuruyor :
قُل لِّعِبَادِيَ الَّذِينَ آمَنُواْ يُقِيمُواْ الصَّلاَةَ وَيُنفِقُواْ مِمَّا رَزَقْنَاهُمْ سِرًّا وَعَلانِيَةً مِّن قَبْلِ أَن يَأْتِيَ يَوْمٌ لاَّ بَيْعٌ فِيهِ وَلاَ خِلاَلٌ
Kul li ibâdiyellezîne âmenû yukîmu's- salâte ve yunfikû mimmâ razaknâhum sirren ve alâniyeten min kabli en ye’tiye yevmun lâ bey’un fîhi ve lâ hilâl (hilâlun).:
Söyle: o iyman etmiş olan kullarıma: namazı kılsınlar ve kendilerini merzuk kıldığımız şeylerden gizli ve açık infâk etsinler, öyle bir gün gelmeden evvel ki onda ne alım satım var, ne dostluk [İbrahîm 14/31]
اللَّهُ يَتَوَفَّى الْأَنفُسَ حِينَ مَوْتِهَا وَالَّتِي لَمْ تَمُتْ فِي مَنَامِهَا فَيُمْسِكُ الَّتِي قَضَى عَلَيْهَا الْمَوْتَ وَيُرْسِلُ الْأُخْرَى إِلَى أَجَلٍ مُسَمًّى إِنَّ فِي ذَلِكَ لَآيَاتٍ لِّقَوْمٍ يَتَفَكَّرُونَ
Allâhu yeteveffe'l- enfuse hîne mevtihâ velletî lem temut fî menâmihâ, fe yumsikulletî kadâ aleyhe'l- mevte ve yursilu'l- uhrâ ilâ ecelin musemmâ (musemmen), inne fî zâlike le âyâtin li kavmin yetefekkerûn (yetefekkerûne).:
ALLAH alır o canları öldükleri zaman, ölmiyenleri de uyuduklarında, sonra üzerlerine ölüm hukmü verdiklerini alıkor da diğerlerini salıverir bir müsemmâ ecele kadar, şübhesiz ki bunda düşünecek bir kavm için âyetler var [Zümer 39/42]
Münir Derman Hocam da şöyle diyordu.:
"Biliyor musun?. Uykuda; ilim, akıl, şuur, evlât, mal her şey gider… Bahr-ı Umman-ı Ahadîyyet'e atılır… Hiç kimsenin malı, ilmi, aklı diğerine karışmaz… Birinin ilmi, diğerinin cehliyle, diğerinin cehli ötekinin ilmi ile karışmaz… İyi düşün her uykuya daldığın zaman, vakit vâkit bunlar alınıyor… Bir günde bu (Alış veriş) verişsiz kalacak ona ecel deniliyor… Dikkat et… Hepsi yüzüstü kalır… ALLAH yüz açıklığı versin!."
Azîz kardeşim;
Bu âyetlerden buraya geçtim çünkü Münir Derman Hocam'ın hafızama kazınan iki kelimesi (Alış-Veriş) AKıL denilen İPimdeki düğümlerden birini bu âyetlere bakarken beni düşündürdü ve çözdü. "Uyku ölümün kardeşidir!" denilmiştir ecel geldi mi alış veriş bitiyor bedene can gelmedi mi beden yoluyla bu zâhir âlem ile alış veriş kapanıyor. ALLAH celle celâlihu ruhu bedene iâde etmezse ne olacak? İbrahîm Sûresi 31. âyette ALLAH celle celâlihu.: "Kendilerini merzuk kıldığımız şeylerden infak etsinler öyle bir gün gelmeden ki onda ne alım satım var, ne dostluk!" diye buyuruyor. Alış-veriş yok Alış-Veriş!...Zaten ALLAH'tayız zâhiren bâtınen her dem. ALLAH'ın, ruhu bedene iâdesi alması ALLAH celle celâlihu =>ZAT'ından =>ZAT'ına Tecellîsiyle hulâsa kendiyle alış verişte. Biz anafordayız. Biz ortaya çıkınca bu ruh, kalb, nefis, beden derken bunun bir rücû'su var elbet. KûN feyeKûN'da bir alış-veriş, KûN'dan =>KûN'a ama garib olan şey tecellîyatta iki defa aynı şey yok yani ŞE'N-de tekrar aynı şey yok her şey yeni ve Rabbu'l- Âlemîn ile kul arasında ise , O'nun tarafından hep vermek gibi..
"Bedeni kaybetmeden yani verişsiz kalmadan evvel rızıklandırıldıklarınızdan infâk edin" buyruluyor . Nedir bu rızıklandırıldıklarımız? Neyi infâk edeceğiz ? Rızık denilince hep akla.: "Malım var, param var onların zekatını vereceğim, fakirlere sadaka vereceğim, kurban kesip fakire fukaraya et dağıtacağım!" bunlar geliyor. İnsana sade para ve mal mı veriliyor? Akıl, beden, sıhhat, ilim, zaman (ömür) v.b. rızklar ne olacak? Ameli nasıl işliyoruz? Bedenin, nefsin, kalbin abdesti olur da =>zekatı olmaz mı.? Tefekkür edelim İnşâe ALLAH..
garibAN