Gariban yazdı:
İNSÂN OL!.Mak!.
KİM-LiğimİZ,
KİŞİ-LiğimİZ,
bEN-sEN-O=>KimİZ?!.
KADERimİZ==>OKu-YORuz,
=>ALNımıza=>YAZILaNdAN!.
İLMek İLMek=>dOKu-YORuz,
ÖMRÜmüz’ü==>ÇİZİLeNdEN!.
KıLıç Gibi ZâLim OLma=> İpek Gibi Halîm OL,
KıLıç İpeği KESmez =>Fikret Sen de ÂLim OL,
Kendi Kozanı İpekLe ÖR,
Sonra DeL İpeğin Kendin GÖR,
OLACAKsan KıLıç =>İLLâ =>AdaLette TâLim OL!.
garibAN
31.01.2020..
İpek Arapça "Harir" demektir.
Münir Derman Kaddesallahu sırrahu Hocam derki, İpek böceğinin dişisi erkeği olmazmış.
İpek böceği başını binlerce kez çevirerek ürettiği iplik telleriyle kozasını örer ve vakti gelince kozasını deler ve kelebek olarak çıkar hayata.
Tırtıl haldeyken dut v.b. yaprakları yiyerek beslenen ipek böceğinin ürettiği bu yumuşak teller uyuz hastalığına iyi geliyor ki uyuz hastası olan birisine bir hadisi şerifte ipek gömlek giymesine Resulullah salallahu aleyhi ve sellem izin vermiştir..
عن أنس tقال : رَخَّصَ رسُولُ الله r، للزُّبَيرِ وَعَبْدِ الرَّحْمنِ بنِ عَوْفٍ رضي اللهُ عَنْهُما في لُبْسِ الحَرِير لحكَّةٍ بهِمَا.
Enes radiyallahu anhu şöyle demiştir.: Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem Zübeyr ve Abdurrahman ibni Avf Radiyallanhuhüma’ya yakalandıkları uyuz hastalığı sebebiyle ipek elbise giymelerine müsaade etti..
(Buharî, Libâs 29, Müslim, Libâs 24)
İpek böceğinin emekleyerek yürüyüp kendi kozasından kelebek olarak çıkışı manevî olarak insanın tekrar dirilmesine, aklın olgunlukla hür kalışına, yahut yaşamda insanın bir evreden diğerine geçişine işâret olarak görülmüştür.
Dr. Münir Derman Kaddesallahu sırrahu Hocam bir yazısında.:
"Ruhun tapınağı cesettir.
Onun içindesin onu daima temiz tut.
İpek çok kıymetli bir nesnedir.
İpek böceği gibi ol!
Kıymetli kozanı ör! İçine gizlen!.
Ne olsa bir gün ya öldürülür yahut kanatlanıp kozayı deler çıkarsın!." demektedir.
İpeğin yumuşak olması onun güzelliği ve bu yumuşacık güzel bir telin üretilmesi insan aklı için de kendi kozasını örerken güzellik ve iyiliklerle onu örmesi (Hak ve Hayr'da aklını kullanarak, bu âlemde bâtıl ve şerr'den kaçıp salih ameller işlemesi) durumunda, bu hayat kozasından bir şekilde çıktığında kelebek gibi hür olması ve manevî âleme kanat açmasını sağlayacaktır. İpek, akıl için yaptığı eser, geride bıraktığı güzelliklerdir. Ruhun tapınağı olan cesedin temizliği ve onun temiz tutulması , Kulihvani Hocamız'ın 4'lü sisteminde;
Beden =>Terbiye edilir,
Nefs =>Tezkiye edilir,
Kalb =>Tasfiye edilir,
Rûh =>Tecliye edilir,
Dediği dörtlünün birinci basamağıdır..
Beden, Nefs, Kalb ve Ruh için; Beden en dıştan içeri girildikçe yapılan işlemlerin birinci basamağıdır ki, amel bedenle işlenir. Terbiye edilmeyen Beden günaha meyillidir. Bedeni, MuhaMMedî Terbiyeye Tâlim ettiğinizde aslında Nefsinizide tezkiyeye başlamışsınız ve Kalbinizdeki kötü sıfatlarıda tasfiye etmeye başlamışsınız demektir. Bu nedenledir ki İslam'da Şeriat, meyvenin kabuğu gibi görünse de, biz ÖZün kabukla ilişkisinde meyve kabuğuyla olgunlaşır ANLAyışını düstur BİLiriz..
Kılıç insandaki öfke yahut celâlîyet özelliğidir. Celâlîyet adaletle kullanıldığında başarılıdır.
Hz. Ömer radiyallahu anhu'daki gibi. Nefsi olarak, benlik için kullanılırsa kişilere ve kendisine zarar verir.
Hilmîyet insandaki ipeklik, yumuşaklık özelliğidir. ALLAH El-HaLîm'dir, kullarına karşı şefkatli, onların hatalarına karşı sabırlı (çabuk cezâ vermeyen, mühlet veren)dir.
Her özellik dengeyle kullanıldığında insan doğru yolda yürür. Kılıç keskin olduğu halde ipek yumuşaklığıyla onun kesme özelliğini örter (kötülüğü iyilikle bertaraf etmek v.b.).
Ateş yakıcı su ise söndürücüdür. Halîm olmak acizlikten dolayı oluşan yumuşaklık değildir, âcizlikten oluşan yumuşaklık halîm olmanın dengesiz kullanımı sonucu oluşur. Su gibi olmalıdır. Su yumuşaktır ama sertçe vurursan sana o sertliği geri yansıtır. Bir damla su, kayanın kovuğunda donsa kayayı çatlatır. Su yumuşaktır ama güçlüdür, sıkıştırılamayan bir elementtir!.
Rüzgar kuru dalı kırar, çimene bir şey yapmaz, çimen baş eğer. Kılıç ipeği kesmez: Burada ince bir nokta vardır. Yönetim sisteminde hükümdarın verdiği emir kılıç gibidir, emir demiri keserken ipeği kesmez. Emre itaat eden sertlik yapar da baş kaldırırsa demir olursa emir demiri keser. Ama kılıç gibi emir ipek gibi itaatkâr bir insana bir şey yapmaz, uyumlu olduğu için. Bu cümle HAKk’ın emirlerine itaat eden kullar için söylenen manevî bir cümledir. ALLAH en doğrusunu BİLir..
Es SeLâm ve SEVgiyle..
garibAN
KİM-LiğimİZ,
KİŞİ-LiğimİZ,
bEN-sEN-O=>KimİZ?!.
KADERimİZ==>OKu-YORuz,
=>ALNımıza=>YAZILaNdAN!.
İLMek İLMek=>dOKu-YORuz,
ÖMRÜmüz’ü==>ÇİZİLeNdEN!.
=>EZEL’in>EBED EVRE-si,
->NEFS-i LETÂiF DEVRE-si,
-TOHUM<->TARLA,
-HASAD<->HARMAN,
MERKEZin>MUHİt ÇEVRE-si!.
DÂRu’L- ULÂ DÂRu’L- SILÂ,
DÂRu’L- BELÂ DÂRu’L- VeLÂ,
ANA RAHMi==>MeZÂR TAŞI,
YARIM NEFES>DÂRu’s- SELÂ!.
KÛN feyeKUN=->DÂRu’L- KELÂM,
OLur!. OLmaz!.=>DÂRu’L- MELÂM!.
=>AŞKk KÂBEm==>SEkİZ KÖŞEsi,
CÂN’da->CÂNÂN=>DÂRu’s- SELÂM!.
ZEVK 9555
CELÂL’in =>KEMÂL ÇİLEsi=>CEM’de=>CEMÂL ÂŞIĞI’nda
=>EZEL<->EBED EŞİĞİ’nde=>NÛR-u MiM’in=>IŞIĞI’nda
RÛHum=->BEDEN KUYUsunda,
“HAKk’ı DUYup=>UY!.”usunda,
“EL HAYy HAYyat UYKUsu”nda=>TIRTIL KOZA BEŞİĞİ’nde!.
04.02.2020=>19:59
brsbrsm... tktktrstkkmdcvLÂNnn..
MİR’ÂCın=>URÛC-RÜCÛ’su,
ESFELîN-den=->İLLîYyîN-e!.
HeR SEBEBin=>SONUCu-su,
BAŞa SARAR->SONu=>YiNe!.
MESt-i MECNÛN MASALLARım,
LEYyLÂ YANGINı=>HALLARım!.
KUL İHVÂNi =>MELÂMîYyEmm,
=>TIRTIL BEŞİĞİm SALLARım!.
EL HaMdu LiLLâHi RABBi’L- ÂLEMîN!.
DİNGİN Bir BEDENLe =>ZİKRet ve ÜZMe!.
SİNGİN Bir NEFSLe =>FİKRet ve ÜZÜLMe!.
YUNGUN Bir GÖNÜLLe =>ŞÜKRet ve SEVv!.
YANGIN Bir RÛHLa=>Sabret==>ve SEVİL!..
MuhaMMedî MuhaBBetLerimLe...
KUL İHVÂNi