SIRLARIN KEŞFİ - ABDULKADİR GEYLANİ (K.S)

Abdulkadir Geylani (k.s.) hazretlerinin hayatı ve eserleri.
Cevapla
Kullanıcı avatarı
fedai
Aktif Üye
Aktif Üye
Mesajlar: 142
Kayıt: 19 Kas 2007, 02:00

SIRLARIN KEŞFİ - ABDULKADİR GEYLANİ (K.S)

Mesaj gönderen fedai »

Ey Allah'ın kulları;

Şayet kurtuluşa ermek istiyorsanız doğruluktan ayrılmayın. doğruluktan ayrılmayan kendi nefsine, hevasına ve şeytanına müracaat etmez. Bu Allah'ı bir'leyen hakiki muvahhid'in sıfatıdır. Allah'ı gerçekte seven ve bu sevgisinde samimi olan, hiç kimsenin ayıplamasına kulak asmaz.

Allahın, peygamberin ve salih kuların sevgisinde samimi olan, ikiyüzlü ve gazaba uğramış olanların sözüne uyarak, bulunduğu caddeyi terketmez!

Samimi olan, doğru olan kendisi gibi olanı derhal tanır. Yalancı da yalancıyı tanır. Sadık olan'ın gökte himmet ve kıymeti yüksektir. Kınayanın ve eleştirenin sözü ona hiçbir zarar vermez. Allah'ın her şeye gücü yeter. Seni bir iş için seçmişse, seni o işe yatkın hale getirir. İşini kolaylaştırır.

EY Genç!

Akıllı ol. Fakat senin bir tür delilik içinde olduğunu görüyorum. Hak olmayan bir batıldasın. Özü ve çekirdeği olmaya bir kabuksun. Halin aşikar olup bir sırra sahip değilsin.

Ey genç" Bana günahlar henüz sırtındayken gel. Günahlar sırtından kalbine inip orayı bürümeden ve küfre düşmeden gel bana. İşe sahip çık, az ile çoğu koru. İpin ucu elinde iken harekete geç, pişman ol. Hz. Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurmuştur :
"Günahtan tevbe edenin durumu hiç günah işlemeyenin durumu gibidir.Velev ki günde yetmiş defa tevbesinden dönmüş olsun"

Hz.Peygamber (s.a.v.)'in sözlerine uyup onlarla amel ettikten ve onun güzide sahabilerine tabi olduktan sonra kalbini Rabbin azze ve ceele'ye yönelt. Kalbine O'nun sözünü dinlet.

Allah'a kul olup O'na ibadet eden, O'nun sözünü de tutar. Allah'ın selamı ona olsun, Hz.Musa kavmine içinde emir ve yasaklar bulunan Tevrat ile gelince kavmi ona:
"Allah'ı görmedikçe getirdiklerini kabul etmeyeceğiz" dediler. Musa (a.s) onlara dedi ki:
"Allah, bana yüzünü göstermemişken size nasıl gösterir?" Bu defa kavmi ona dedi ki:
"ŞAyet bize ALllah'ı gösteremiyorsan bari sesini işittir" Allahu Teala'da Hz.Musa'ya şöyle vahyetti:
"Eğer onlar benim sözümü işitmek istiyorlarsa üç gün oruç tutsunlar. Dördüncü gün temizlensinler ve temiz elbiseler giysinler. sonra onları al bana getir.l Sözümü işitsinler."
Hz.Musa bunu kavmine haber verince onlar söylenenleri aynen tatbik ettiler ve sonra Hz.Musa ile Tur'a, Allah'ın Hz.Musa'ya hitap ettiği yere tırmandılar.Tur'a gidenler yetmiş kişiydiler ve kavmin alim zahidlerinden oluşuyor idiler. Allah onlara orada hitap etti. Hepsi düşüp bayıldılar. Ayakta yalnız Hz.Musa kaldı. Musa dedi ki;
"Ey Rabbim ümmetimin en seçkinlerini öldürdün" ve Hz.Musa ağlamaya başladı. Allah, Hz.Musa'nın ağlamasına acıdı ve onları diriltti. Ayağa kalktılar ve şöyle dediler .
"Ey Musa, biz Allah'ın sözünü dinlemeye takat getiremiyoruz. Sen, bizimle onun arasında vastı ol"
Bunun üzerin Allah(cc), Hz.Musa ile konuştu. Hz. Musa 'da Allah'ın sözlerini onlara iletti.

Hz.Musa, imanının gücü sayesinde Allah(cc) ile konuşmaya, O'nun sözlerini işitmeye güc yetiştirmişti. Yine imanının gücü sayesinde Allah'a itaat ve kulluk etmişti. Hz.Musa'nın yanındaki yetmiş kişi ise imalarını zayıflığından Allah'ı dinlemeye güç yetiremediler. Şayet Hz.Musa kendilerine getirdiği Tevrat'ı tatbik etseler ve edep sahibi olsalardı Allah'ı görüp, O'nunla konuşma isteğine cüret etmezlerdi. ŞAyet itaatkar ve edepli olsalardı Allahı'ın sözünü işitmeye güç yetirebilirlerd
i
.
[img]http://www.muhammedinur.com/resimler/cicekler/sirin_1.jpg[/img]
Kullanıcı avatarı
fedai
Aktif Üye
Aktif Üye
Mesajlar: 142
Kayıt: 19 Kas 2007, 02:00

Mesaj gönderen fedai »

Ey Genç,

Bütün gücünle Rabbine itaate çalış. Seni mahrum edene sen ikram et. Akraba bağlarını koparıp senden uzaklaşanı sen ziyaret et. Sana zulmedeni bağışla. Niyetin ile kullarla, kalbin ile kulların Rabbi ile olmaya çalış. Yalandan sakın. Samimi ve dürüst ol. İkiyüzlülükten uzak dur.

Lokman Hekim şöyle demiştir: "Ey oğulcuğum, kalbin günahlara dalmışken insanlara Allah'tan korktuğunu göstermeye asla kalkışma!'
İki yüzlü ve iki dilli olma, falan ve filanca gibi iki farklı fiilin içerisinde bulunma. Ben, Allah tarafından her ikiyüzlü, yalancı ve deccale mussallat kılındım. Bu yalancı, iki yüzlü deccallerin en büyüğü İblis, en küçüğü ise fasık olan kimsedir. Ben, her sapan ve saptıran ile mücadele için varım. Onlar, batıla çağırırlar. Bu husustaki yardımcım ise gücün ve kuvvetin sahibi büyük ALLAH'tır.

Ey ALLAH'ım, bize razı olacağın sözleri söylemeyi, razı olacağın fiileri işlemeyi nasip et. Bize hem dünyada, hem ahirette iyilik ver. Bizi ateşin azabında koru.
[img]http://www.muhammedinur.com/resimler/cicekler/sirin_1.jpg[/img]
Kullanıcı avatarı
fedai
Aktif Üye
Aktif Üye
Mesajlar: 142
Kayıt: 19 Kas 2007, 02:00

Mesaj gönderen fedai »

1.SOHBET

Yazıklar olsun sana, nifak ve ikiyüzlülük kalbinde yeşermiş bulunuyor. Senin muhtaç olduğun şey İslam'dır. Hemen tevbe et ve küfür kuşağını belinden çıkar. Akıllı ol, tozlar çekilince altındakinin at mı yoksa merkep mi olduğunu göreceksin. Yakında bunun haberini alacaksın. Her kim sözümü dinleyip samimi olarak amel ederse Allah'a yakın olanlardan olacaktır. Çünkü sözlerim Hak sözlerdir. Bu sözlerde kabukluk(sertlik) yoktur.

Yazıklar olsun size, Allah'ı sevdiğinizi iddia ediyorsunuz, fakat kalplerinizle O'ndan başkasına yöneliyorsunuz. Mecnun Leyla'sına olan aşkında samimi olmuş, ondan başkasını kalbinden çıkarmıştır. Mecnun bir gün bir kavme uğramıştı. Ona dediler ki; " Nereden geliyorsun?" "Leyla" dedi. Ona "Peki nereye gidiyorsun?" dediler. Bu defa Mecnun yine "Leyla" dedi.

Kalp, Allah sevgisi iddiasında bulunduğu zaman Musa'nın kalbi gibi olmalıdır. Allahü Teala onun hakkında şöyle demiştir. "Biz daha önce ona, süt verenlerin(in sütünü emmeyi) haram etmiştik.

Yalan söyleme! Senin iki kalbin yoktur. Bilakis senin bir kalbin vardır. Bu kalp ne ile doldu? Ne ile dolmuşsa artık ona başka bir şey koyamazsın. Allahu Teâlâ şöyle buyurmuştur:
"ALLAH bir adamın göğsünde iki kalp yaratmadı"

Bir kalp hem yaratanı, hem de yaratılmışları bir anda sevemez. Bir kalpte hem dünya, hem de ahiret bulunamaz. Allah'ı bilmeyen gösterişte bulunur ve iki yüzlülük eder. Onu bilen ise bunlardan kaçınır. Ahmak olan Allah'a isyan eder. Akıllı olan ise O'na itiat eder. Buğz eden O'na isyan eder, seven Allaha itiat eder. Dünyalık peşinde koşan, gösteriş yapar, ikiyüzlülükte bulunur. Kısa emel sahibi ola ise bunları asla yapmaz.

Ölümü unutan gösteriş yapar. Ölümü hatırında tutan gösteriş yapmaz. Allah'ın bakışlarının ve gözetiminin üzerinde olduğunu unutan gösteriş yapar. Unutmayan ise gösteriş yapmaz. Gafil olan gösteriş yapar. Uyanık olan ise yapmaz.

Allah dostlarının uyarıcıları vardır, onları uyarırlar, öğreticileri vardır, onları öğretirler. Allah, onlar için öğretme sebepleri hazırlar. Hz.Peygamber (s.a.v) şöyle buyurmuşlardır:
"Mümin, bir dağ başında bile bulunsa Allah ona öğreten bir alim gönderir.
"
[img]http://www.muhammedinur.com/resimler/cicekler/sirin_1.jpg[/img]
Kullanıcı avatarı
fedai
Aktif Üye
Aktif Üye
Mesajlar: 142
Kayıt: 19 Kas 2007, 02:00

Mesaj gönderen fedai »

Ey Genç!

Salihlerin sözlerini kendi sözlerinmiş gibi kullanma. Çıplaklık gizli değildir. Çıplağın malından değil, kendi malından giyin. Pamuğu kedi elinle dik, sula ve ou kendi azminle yetiştir. Sonra onu doku, elbise yap ve giy. Başkasının malı ve elbisesi ile övünüp sevinme. Şayet başkalarının sözünü alıp da kendine mâl edersen salihlerin kalbini kırmış olursun. Eğer fiil senin değilse, söz de senin değildir. İşin dış kısmı (zahiri) amel ile (amel) ile ilişkilidir. Allah azze ve celle şöyle buyurmuştur :
"Yaptığınız amellerden ötürü girin cennete"

Mümin olan, boş söz sarfedip kendini ilgilendirmeyen konularda konuşarak yazıcı melekleri yorup usandırmaz. Müminin kalbi Hak azze ve celle'den korkar. Müminin bütün organları O'ndan korkar aslında. Müminin kalp ve ağız dili lâl olup kalbi ve organları Allah'ın heybetinden susmuştur. Böylelikle melekler de rahata ermiştir.

Ey Genç!

Günahların öylesine üstüste birikmiş ki, sonunun ne olacağı belli değildir. İşte bu senin çözüme kavuşmamış sorunundur. Sonuçta ya lehine ya da aleyhine bir durum doğacaktır.

Ölüme dikkat et. Kendi ölümünden asla kaçamayacaksın. Kendini ilgilendirmeyen işlerle meşgul olma, dedikoduyu terket. Uzun emellerini kısa tut. Belki de şu sohbet meclisinde ecelin seni yakalayacak. Halbuki buraya kendi ayaklarınla geldin. Belki az sonra evine cenazen taşınacak.

Mümin olan nefsine bir eziyet geldğinde ona şöyle hitap eder: "Sana nasihat ettim, ama beni dinlemedin. Seni bu eziyete karşı uyarmıştım ey cahil, ey kafir, ey Allah'ın düşmanı"

Nefsini hesaba çekmeyenlerin kurtuluşa ermesi mümkün değildir. Hz.Peygamber (sav) şöyle buyurmuşlardır :
"Kişi, nasihat ve öğüdü kendi içinden almadıkça dışarıdan gelen vaiizin vaazı ve öğüdü ona bir fayda vermez"

Her kim kurtuluşa ermek isterse nefsine öğüt versin, onu yola getirsin. Zühd, haramları terketmektir. Sonra haram mı, helal mı olduğu belli olmayan şüpheli şeylerin terki gelir. Sonra mübahların terki gelir. Sonra da mutlaka helal olanların terki gelir ki bütün hallerde terkedilmeyen bir şey kalmasın.
[img]http://www.muhammedinur.com/resimler/cicekler/sirin_1.jpg[/img]
Kullanıcı avatarı
fedai
Aktif Üye
Aktif Üye
Mesajlar: 142
Kayıt: 19 Kas 2007, 02:00

Mesaj gönderen fedai »

Gerçek zühd, dünya ve ahiretin terkedilmesidir. Şehvet ve lezzetlerin uzağında durmaktır. Maddeden vazgeçip hal, derece, keramet ve makamlara talip olmaktır. Zühd, Rabbin dışında her şeyin terkedilmesidir ta ki ondan başka talep edilen bir şey kalmasın. Dönüş Allah'a dır. O, arzu ve emellerin sonudur. Bütün işler O'na döndürülür.

Konuşanların bir kısmı kalbiden, bir kısmı sır perdesinden bir kısmı da nefsinden, hevasından ve şeytanından aldığı fısıltı ile konuşur.

Mümin önce düşünür sonra konuşur. Münafık ise önce konuşur, sonra düşünür. Müminin dili, kalbi vie aklının ardındadır. Münafığın dili ise kalbi ve aklının önündedir.

EY ALLAH'IM !

Bizi müminlerden eyle, münafıklardan yapma. Dünya ve ahirette bize iyilik ihsan et. Bizi ateşin azabından koru. AMİN
[img]http://www.muhammedinur.com/resimler/cicekler/sirin_1.jpg[/img]
Cevapla

“►Abdulkadir Geylani◄” sayfasına dön