KeLÂMuLLAH-ta ve RESÛLuLLAH-ta RÜYÂ..

Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12868
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

KeLÂMuLLAH-ta ve RESÛLuLLAH-ta RÜYÂ..

Mesaj gönderen kulihvani »

Resim

KEMuLLAH’ta ve RELULLAH’ta RÜYÂ..
sallallahualeyhi vesellem..



ZERRe-KÜRRe de->TEKe TEKk
AYN-ı NOKTA=>BAŞı<->SONu
AKLın>KÛN RÜYÂGERÇEKk!.
=>HAYyat=>feyeKÛN OYUNu!.



RÜYÂ;
İçinde YAŞAmakta ve KULLuk İmtihÂNı OLmakta Olduğumuz Şu DÜNYÂ ÂLeMînde İnsÂNın DIŞ ve İÇ Yapısının FITRî SüNNetULLAH gereği Bedensel ve Zihnî YORgunLukları sonUÇunda, AKLın BİLinçLi Beden KULLanmadan Fizikî Hareketlerle BirLikte Zihnînde GÖRdükLeridir..

RÜYÂ;
ALLAHu zü’L- CeLÂL ’in TüMM ESMÂLarını EMÂNet OLarak YÜKLeyip HALİFEsi KILdığı İnsÂSNoğLu, UYKUsunda; AKLEN, ÂLeM-i MİSÂLe ki, GAYB ÂLeMine AÇıLan Kapıdan GÖRdükLerine RÜYÂ denir..

İsLâm DİNinde RÜYÂLar =>RahmÂNî, ŞeytÂNî ya da ŞÛuRaLtı BirikintiLeridir..
PEYGAMBER aleyhumusselâm RÜYÂLarı Vahyî ve Sahihtir..


ResimRÜYÂ..

Sözlükte “GÖRmek” anlamındaki “RÜ’YET” kökünden türeyen “RÜ’Y” KeLimesi, uyku sırasında zihinde beliren GÖRüntülerin bütününü ifâde eder. Türkçe’de buna “DÜŞ” denmektedir..

RÜYÂ YORumunu =>Kur'ÂN-ı Kerîm ve Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem’in Rüyâ BUYrukLarından HaberLi Kimselerin Yapması gerekir. Bilgisizler elinde kalırsa İLahî Müjde Ni’meti OL Rüyâ =>Nefsi Nikmete/Şiddetli cezaya sebeb OLur ve Sırat-ı Mustakîmden Saptırır..


Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem, gördüğü rüyâları anlatır ve sahabenin gördüğü rüyâları da yorumlardı.

Resim---Ümmü Seleme radiyallahu anha.: “Bir gece Nebiyy-i Ekrem aleyhisselâm Efendimiz uyandı ve.: “Sübhânallâh, bu gece ne fitneler nâzil oldu, ne hâzineler açıldı! Hücre sâhiblerini (yâni ezvâc-ı tâhirâtı) uyandırınız!. Dünyâda nice giyinik kadınlar vardır ki âhirette çıplaktırlar.” buyurdu.” dedi..
(Buhârî, İlim, 40.)

RÜYÂ YORUMUnda..
1-) İfrat Yorumu.: Gereğinden fazla abartmak..
2-) Tefrit Yorumu.: Değerinden aşağıya düşürmek..
3-) İ’tidâl Yorumu.: Değerinin hakkını teslim etmektir ki Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem’in SüNNet-i SENîYye YOLUdur..

Kur'ÂN-ı Kerîmde;
1-) Yoruma ve tâbire ihtiyaç göstermeyecek kadar açık seçik OLan RÜYÂLar, İbrahîm aleyhisselâm'ın Rüyâsı gibi..
2-) Kısmen yoruma, ihtiyaç gösteren RüyâLar.. Yûsuf'un aleyhisselâm'ın Rüyâsı gibi..
3-) Tamamen yoruma ihtiyaç gösteren RüyâLar. Mısır Hükümdarı’nın gördüğü Rüyâsı gibi..

Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem RüyâLarımızın üç çeşit Olacağını BİLdirip BUYURmuştur.:

1-) Rahmânî Rüyâ.: Sâdık-SâLih-İLâHî MÜJDE OLan Rüyâ..
2-) Şeytânî Rüyâ.: Kişinin UşakLık Ettiği Şeytândan sokuşturma Rüyâ..
3-) Nefsânî Rüyâ.: Hayat Meşguliyyeti içindeki umut, korku, hayal ve kuruntuları, uyku esnasındaki dış etkilerden görülen Rüyâ..
Nefsânî Rüyâ; Kişinin hâl ve hayâline bağlı olarak rüyâsına akseden manzaralardır. Meselâ çok tuzlu yemiş olan bir kimsenin rüyâda bolca su içmesi veyahut da zihnini fazlaca meşgûl eden bir meselenin rüyâsına girmesi gibi. Bunların da yorumu da yoktur. Esassızdır.
Adğâs adı verilen karmakarışık ve hiç bir anlam taşımayan rüyâlardır..


Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.:“Sâlih Rüyâ -bir rivayete göre güzel rüyâ- ALLAH’tandır. Fenâ rüyâ da şeytandandır. Kim hoşuna gitmeyen bir rüyâ görürse, sol tarafına üç defa üflesin ve şeytandan Allah’a sığınsın. O takdirde o rüyâ kendisine zarar vermez.” buyurmuştur..
(Buhârî, Ta’bîr 4; Müslim, Rü’yâ 1.)

Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: “…Rüyâ üç çeşittir; Sâlih Rüyâ ki bu, ALLAH’tan KULuna bir MÜJDEdir. Şeytanın üzüntü vermesi şeklindeki Kâbuslu Rüyâ ve İnsanın günlük yaşantısında Zihnini meşgul eden şeylerden kaynaklanan Rüyâdır.” buyurmuştur..
(Buhârî, Tabîr, 3; Müslim, Rüyâ, 1.)

Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: “Rüyâ ALLAH’tan, Hulm ise Şeytandandır.” buyurmuştur..
(Buhârî, Tabîr, 3; Müslim, Rüyâ, 2; Tirmizî, Rüyâ, 5.)

Hulm.: Hülya. İhtilâm olmak.
İhtiLam.: Uyurken cenâbet olmak, düşte azmak.

Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: “Sizden biriniz hoşuna giden bir rüyâ görünce, o ALLAH TeÂLÂ’dandır. Bu sebeple ALLAH’a hamdetsin ve o rüyâsını anlatsın.
O rüyâyı sadece sevdiğine söylesin. Hoşlanmadığı bir rüyâ görürse o şeytandandır. Onun şerrinden ALLAH’a sığınsın ve onu hiç kimseye söylemesin. O zaman o rüyâ kendisine zarar vermez!.”
buyurmuştur..

(Buhârî, Ta’bîr 3, 46; Müslim, Rü’yâ 3.)

Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: “Sizden biriniz hoşlanmadığı bir rüyâ görürse kalksın, sol tarafına tükürsün (üç kez) ve o rüyâyı insanlara anlatmasın. Kalksın abdest alsın ve iki rekât namaz kılsın. Rüyâda ayaklara vurulan zinciri severim; boyunlara geçirilen zincirden ise hoşlanmam.” buyurmuştur..
(Buhârî, Tabîr, 3; Müslim, Rüyâ, 1.)

Ayaklara Vurulan Zincir.: Dinde sebat/ kararlı olmak, sözünde durmak, ahde vefâ etmek.
Boyunlara Geçirilen Zincir.: Şeytanın aldatmacalarıdır..

Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: “Sizden biriniz hoşlanmadığı bir rüyâ görünce, sol tarafına üç defa tükürsün; şeytanın şerrinden de üç defa Allah’a sığınsın; yattığı tarafından da öbür yanına dönsün!.” buyurmuştur..
(Müslim, Rü’yâ 5.)

Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem, ÜMMetini Şeytânî ve Nefsânî rüyâların Tesiri altında kalmamaları hususnda UYARmıştır.:

Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: “Rüyânı kimselere anlatma! Şeytanın, rüyâ yoluyla seninle eğlenmesine de fırsat verme!” buyurmuştur..
(Müslim, Rüyâ, 12.)

RAHMÂNî RÜYÂ hususunda RESÛLULLAH sallallahu aleyhi vesellem.:

Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: “Sâlih Rüyâyı, Sâlih kişi görür veya ona gösterilir.” buyurmuştur..
(Muvatta, Rüyâ, 3.)

Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: “En Sâdık Rüyâ, seher vakitlerinde görülen rüyâdır.” buyurmuştur..
(Tirmizî, Rüyâ, 3.)

Rahmânî Rüyâ =>Nübüvvetin bir Parçası =>ALLAHu zü’L- CELÂL’in bir İkram-ı İlahîyyesidir.:

Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: “Mü’minin rüyâsı, peygamberliğin kırk altı cüz’ünden bir cüzdür. Peygamberlikten cüz’ olan şey yalan olamaz.”
buyurmuştur..

(Buharî, Tabîr, 26; Müslim, Rüyâ, 8.)

Rahmânî Rüyâ =>ALLAHu zü’L- CELÂL’in bir RABBANî MÜJDEsidir.:

Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: “Benden sonra, peygamberlikten sâdece mübeşşirât kalacaktır!” buyuruca yanındakiler sordu.: “Yâ Resûlullah!.Mübeşşirât da nedir?.”
Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: “Sâlih Rüyâdır!”
buyurdu..

(Buharî, Tâbir, 5; Muvatta, Rüyâ, 3; Ebû Davud, Edeb, 96.)

Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: “Nübüvvetten geriye sadece mübeşşirât kalmıştır.” buyurunca ashâb-ı kirâm merakla:
“Mübeşşirât nedir, yâ Resûlâllah?” diye sordular.
Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.:“Sâdık rüyâdır.”
buyurmuştur..

(Buhârî, Tâbir, 5; Müslim, Salât, 207-208.)

Rahmânî Rüyâ, ALLAHu zü’L- CELÂL’in bir İkâz-ı RAHMÂNîyesi => Kıyamet’e yaklaştıkça, MuhaMMedî MÜ’MİNin Teselli Kaynağıdır.:

Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: “Kıyamet yaklaşınca (âhir zamanda) mü’minin rüyâsı yalan çıkmaz!.” buyurmuştur..
(İbn Mâce, Rüyâ, 9.)

RÜYÂNIN ANLAtma ve YORUMLama Dikkat Edilecek HususLar.:

RÜYÂLar, dosdoğru anlatılmalı, aşırılıktan kaçınmalı, zihinde ne kalmışsa, onunla yetinilmelidir. Ve YORumLayanlar da i’tidâl içinde OLmalıdır.

Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: “Sizin en doğru rüyâ görenleriniz, en doğru söyleyenlerinizdir.” buyurmuştur..
(Müslim, Rüyâ, 6.)

Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: “En büyük iftiralardan birisi görmediği bir rüyâyı görmüş gibi anlatan insanın iftirasıdır.” buyurmuştur..
(Buhari, Menâkıb, 5.)

Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: “Yalandan rüyâ gördüğünü söyleyen kimse kıyamet günü iki arpa tanesini birbirine bağlamakla mükellef olacak fakat asla onları birbirine bağlayamayacaktır.” buyurmuştur..
(Buhârî, Tabîr, 45.)

Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem, Sahabe-yi Güzîne.: “Bu gece nasıl sabahladınız. Rüyâ göreniniz var mı?” diye sorardı.

Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: “…Yarısı güzel, yarısı çirkin yaratılışlı olan adamlara gelince, bunlar iyi amellerle kötü amelleri birbirine karıştırıp her ikisini de yapan kimselerdir. Allah onları affetmiştir.” buyurmuştur..
(Buharî, Tâbir, 48, Ezân,156; Müslim, Rüyâ, 23; Tirmizî, Rüyâ, 10.)

Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: “Bu gece rüyâmda buluta benzer bir şey gördüm, ondan yağ ve bal yağıyordu. İnsanlar da ellerini açıp bu yağan şeylerden almaya çalışıyorlardı. Azıcık alan da vardı, çokça alabilen de. Derken arzdan semâya kadar uzanan bir ip gördüm…” buyurmuştur..
(Buharî, Tabîr, 11, 47; Müslim, Rü’ya, 17; Tirmizî, Rü’ya, 10.)

Resim---Hz. Abbas’ın hanımı Ümmü’l-Fadl bir rüyâ görmüştü. Rüyâsı o kadar dehşetliydi ki sabah olur olmaz Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem’in huzuruna koşmuş: “Yâ Resûlullah! Öyle bir rüyâ gördüm ki şu an bile etkisindeyim, korkudan tir tir titriyorum!” demişti. Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem, Ümmü’l-Fadl’ı rahatlatmış: “Yavaş ol! Ey Ümmü’l-Fadl! Anlat bakalım ne gördün!” demişti. Ümmü’l-Fadl.: “Çok korkunç bir rüyâ gördüm Yâ Resûlullah!” diyerek, o anki ruh halini ortaya koymuştu. Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: “ALLAH hayra çevirsin anlat bakalım ne gördün?” demişti. Ümmü’l-Fadl başından terler boşalarak başlamıştı anlatmaya.: “Yâ Resûlullah! Rüyâmda senin bedeninden bir parçanın koptuğunu ve gelip bizim eve düştüğünü gördüm!.” Bunu söylerken Ümmü’l-Fadl ağlıyordu. Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem o anda gülmeye başladı. Ümmü’l-Fadl, Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem’in güldüğünü görünce şaşırdı. Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: “Ey Ümmü’l-Fadl! Sen hayır görmüşsün. İnşallah yakın bir zamanda Fatıma’nın bir çocuğu olacak. O çocuğa sütannesi sen olacaksın. Kusem’in sütünden ona da vereceksin!” buyurdu..
(İbn Sa’d, Tabakât, X, 301; Ahmed b. Hanbel, el-Müsned, VI, 339)

Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: “Her Peygamber’in nesli kendindendir, benim neslim ise Fatıma’dandır.” buyurmuştur..
(Taberânî, el-Mü‘cemü’l-Kebîr, 2630.)

Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: “ALLAH’ım! Ben onları SEViyorum, senin de onları SEVmeni ve onları SEVenleri de SEVmeni niyaz ediyorum!.” buyurmuştur..
(Buhârî, Fezâilü’l-Ashâb, 22; Müslim, Fezâilü’s-Sahâbe, 59.)

Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: “ “Bunlar BENim reyhanlarım, ÇİÇEKLerim, GÜLLerimdir. BEN onları SEVİyorum, sizde onları SEVin!.” buyurmuştur..
(Ahmed b. Hanbel, el-Müsned, II, 288; İbn Hacer, el-İsâbe, I, 379.)

Resim---Ebû Hureyre naklediyor: “Bir gün Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem ve bir grup sahâbî ile Kaynukaoğulları Çarşına doğru yürüyorduk. Bir müddet sonra Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem yolunu değiştirdi ve Fatıma’nın evine doğru yürüdü. Fatıma da o gün çocuklarını yıkamış, güzel elbiseler giydirmişti. Evin yakınlarına geldiğimizde Hüseyin’i kapıda gördük. Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem hemen sarıldı, Hüseyin’i öpmeye, koklamaya başladı. Sonra gözleri Hasan’ı aradı. Hasan’ı bulamayınca eve doğru seslendi ve dedi ki.: “Küçük adam orda mı?. Benim oğlum orada mı?” Hasan’ın işi daha bitmediği için biraz geç geldi. Biz onları beklerken Hasan geldi ve o anda Hüseyin ile oyun oynamaya başladılar. Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem onları yaşlı gözlerle biraz seyretti, sonra ikisine de sarılarak.: “ALLAH’ım! Ben onları SEViyorum, senin de onları SEVmeni ve onları SEVenleri de SEVmeni niyaz ediyorum!.” buyurdu..
(Buhârî, Libâs, 60; Müslim.)

Resim---Üsâme b. Zeyd radiyallahu anhu.: “Bir gün Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem beni bir dizine, Hasan’ı hemen benim önüme, diğer bir dizine Hüseyin’i oturttu sonra bize şöyle dua etti.: “Ey ALLAH’ım!. Onlara merhamet etmeni niyaz ediyorum, çünkü ben onlara merhamet ediyorum!.” buyurdu..
(Buhârî, Menâkıb, 27; Müslim, Fezâilü’s-Sahâbe, 17.)


ResimM.M.M. MuhaBBetLerimLe...

KUL İHVÂNİm..
Resim
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12868
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Re: KeLÂMuLLAH-ta ve RESÛLuLLAH-ta RÜYÂ..

Mesaj gönderen kulihvani »

Resim

Kur'ÂN-ı KerîmdeRÜYÂKeLimesi geçen Âyat-i CeLîLer;

Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem’in, İbrahîm aleyhisselâm ve Yûsuf aleyhisselâm’ın RÜYÂ; ları ve sonuçlarını OKUmaktayız..
PEYGAMBERLerine aleyhumusselâm RÜYÂLarın tâbirini öğreten ALLAH celle celâlihudur..


YÛSUF aleyhisselâm’ın RÜYÂsı.:

إِذْ قَالَ يُوسُفُ لِأَبِيهِ يَا أَبتِ إِنِّي رَأَيْتُ أَحَدَ عَشَرَ كَوْكَبًا وَالشَّمْسَ وَالْقَمَرَ رَأَيْتُهُمْ لِي سَاجِدِينَ
Resim---“İz kâle yûsufu li ebîhi yâ ebeti innî re eytu ehade aşere kevkeben veş şemse ve’l- kamere re eytuhum lî sâcidîn (sâcidîne).: Yusuf (aleyhisselâm ), babasına şöyle demişti: “Babacığım, gerçekten ben on bir yıldız, güneş ve ay gördüm. Onları bana secde eder (vaziyette, durumda) gördüm.” (Yûsuf 12/4)

قَالَ يَا بُنَيَّ لاَ تَقْصُصْ رُؤْيَاكَ عَلَى إِخْوَتِكَ فَيَكِيدُواْ لَكَ كَيْدًا إِنَّ الشَّيْطَانَ لِلإِنسَانِ عَدُوٌّ مُّبِينٌ
Resim---“Kâle yâ buneyye lâ taksus ru’yâke alâ ihvetike fe yekîdû leke keydâ (keyden), inne’ş- şeytâne li’l- insâni aduvvun mubîn(mubînun).: (Babası) şöyle dedi: “Ey oğulcuğum, rüyânı kardeşlerine anlatma! O zaman (anlattığın taktirde) sana tuzak kurarlar. Muhakkak ki; şeytan, insana apaçık düşmandır.” (Yûsuf 12/5)

وَكَذَلِكَ يَجْتَبِيكَ رَبُّكَ وَيُعَلِّمُكَ مِن تَأْوِيلِ الأَحَادِيثِ وَيُتِمُّ نِعْمَتَهُ عَلَيْكَ وَعَلَى آلِ يَعْقُوبَ كَمَا أَتَمَّهَا عَلَى أَبَوَيْكَ مِن قَبْلُ إِبْرَاهِيمَ وَإِسْحَقَ إِنَّ رَبَّكَ عَلِيمٌ حَكِيمٌ
Resim---“Ve kezâlike yectebîke RABBuke ve yu allimuke min te’vîli’l- ehâdîsi, ve yutimmu ni’metehu aleyke ve alâ âli ya’kûbe kemâ etemmehâ alâ ebeveyke min kablu ibrâhîme ve ishâk (ishâke), inne RABBeke alîmun hakîm (hakîmun).: Ve işte böylece, RABBin seni seçecek ve sözlerin (olayların) tevîlini (yorumunu) sana öğretecek. Sana ve Yakûb (aleyhisselâm )'ın ailesine de, (tıpkı) daha önce ataların İbrâhîm (aleyhisselâm ) ve İshak (aleyhisselâm )'a (ni'metini) tamamladığı gibi, ni'metini tamamlayacak. Muhakkak ki senin RABBin, ALÎM (en iyi bilen)dir, HAKÎM (hüküm veren hikmet sahibi)dir.” (Yûsuf 12/6)

وَقَالَ الَّذِي اشْتَرَاهُ مِن مِّصْرَ لاِمْرَأَتِهِ أَكْرِمِي مَثْوَاهُ عَسَى أَن يَنفَعَنَا أَوْ نَتَّخِذَهُ وَلَدًا وَكَذَلِكَ مَكَّنِّا لِيُوسُفَ فِي الأَرْضِ وَلِنُعَلِّمَهُ مِن تَأْوِيلِ الأَحَادِيثِ وَاللّهُ غَالِبٌ عَلَى أَمْرِهِ وَلَكِنَّ أَكْثَرَ النَّاسِ لاَ يَعْلَمُونَ
Resim---“Ve kâlellezîşterâhu min mısra limre’etihî ekrimî mesvâhu asâ en yenfeanâ ev nettehizehu veledâ (veleden), ve kezâlike mekkennâ li yûsufe fî’l- ardı ve li nuallimehu min te’vîli’l- ehâdîs (ehâdîsi), vallâhu gâlibun alâ emrihî ve lâkinne eksere’n- nâsi lâ ya’lemun (ya’lemune).: Mısır'da onu satın alan kişi, hanımına şöyle dedi: “Onun yerleşeceği yeri, özenle hazırla (ona karşı kerim ol). Belki bize faydası olur veya (belki de) onu evlât ediniriz.” Ve işte böylece ona hadîslerin (olayların, sözlerin) tevîlini (yorumunu) öğretelim diye Yûsuf'u yeryüzünde yerleştirdik. Ve ALLAH, emrinde GÂLİB olandır. Ve lâkin insanların çoğu bilmezler.” (Yûsuf 12/21)

وَدَخَلَ مَعَهُ السِّجْنَ فَتَيَانَ قَالَ أَحَدُهُمَآ إِنِّي أَرَانِي أَعْصِرُ خَمْرًا وَقَالَ الآخَرُ إِنِّي أَرَانِي أَحْمِلُ فَوْقَ رَأْسِي خُبْزًا تَأْكُلُ الطَّيْرُ مِنْهُ نَبِّئْنَا بِتَأْوِيلِهِ إِنَّا نَرَاكَ مِنَ الْمُحْسِنِينَ
Resim---“Ve dehale meahu’s- sicne feteyân (feteyâni), kâle ehaduhumâ innî erânî a’sıru hamrâ (hamren), ve kâle’l- âharu innî erânî ahmilu fevka re’sî hubzen te’kulut tayru minh(minhu), nebbi’nâ bi te’vîlih (te’vîlihî), innâ nerâke mine’l- muhsinîn (muhsinîne).: Ve onunla beraber iki genç erkek (de) zindana girdi. İkisinden biri şöyle dedi: “Muhakkak ki; ben kendimi (rüyâmda) üzüm sıkarken görüyorum.” Ve diğeri (de) şöyle dedi: “Gerçekten ben (de) kendimi başımın üstünde ekmek taşırken görüyorum. Kuşlar ondan yiyorlar. Bize onun (onların) tevîlini (yorumunu) haber ver (anlat). Muhakkak ki; biz seni muhsinlerden görüyoruz." (Yûsuf 12/36)

وَقَالَ الْمَلِكُ إِنِّي أَرَى سَبْعَ بَقَرَاتٍ سِمَانٍ يَأْكُلُهُنَّ سَبْعٌ عِجَافٌ وَسَبْعَ سُنبُلاَتٍ خُضْرٍ وَأُخَرَ يَابِسَاتٍ يَا أَيُّهَا الْمَلأُ أَفْتُونِي فِي رُؤْيَايَ إِن كُنتُمْ لِلرُّؤْيَا تَعْبُرُونَ
Resim---“Ve kâle’l- meliku innî erâ seb’a bakarâtin simânin ye’kuluhunne seb’un icâfun ve seb’a sunbulâtin hudrin ve uhara yâbisât (yâbisâtin), yâ eyyuhe’l- meleu eftûnî fî ru’yâye in kuntum lir ru’yâ ta’burûn (ta’burûne).: Ve Melik şöyle dedi: “Gerçekten ben, yedi (adet) zayıf ineğin, yedi (adet) semiz ineği yediğini görüyorum. Ve yedi yeşil başak ve diğerlerini de kurumuş görüyorum. Ey (kavmin) ileri gelenleri! Şâyet siz (rüyâ) tabir edenlerseniz, bana rüyâmı yorumlayın." (Yûsuf 12/43)

قَالُواْ أَضْغَاثُ أَحْلاَمٍ وَمَا نَحْنُ بِتَأْوِيلِ الأَحْلاَمِ بِعَالِمِينَ
Resim---“Kâlû adgâsu ahlâm (ahlâmin), ve mâ nahnu bi te’vîli’l- ahlâmi bi âlimîn(âlimîne).: “Karmakarışık rüyâlar, biz böyle rüyâların yorumunu bilenler değiliz.” dediler.” (Yûsuf 12/44)

وَقَالَ الَّذِي نَجَا مِنْهُمَا وَادَّكَرَ بَعْدَ أُمَّةٍ أَنَاْ أُنَبِّئُكُم بِتَأْوِيلِهِ فَأَرْسِلُونِ
Resim---“Ve kâlellezî necâ minhumâ veddekere ba’de ummetin ene unebbiukum bi te’vîlihî fe ersilûn (ersilûni).: O ikisinden kurtulmuş olanı (unuttuğunu) hatırladı ve (şöyle) dedi: "Ben, size bir süre sonra onun tevîlini (yorumunu) haber vereceğim. Hemen beni gönderin." (Yûsuf 12/45)

يُوسُفُ أَيُّهَا الصِّدِّيقُ أَفْتِنَا فِي سَبْعِ بَقَرَاتٍ سِمَانٍ يَأْكُلُهُنَّ سَبْعٌ عِجَافٌ وَسَبْعِ سُنبُلاَتٍ خُضْرٍ وَأُخَرَ يَابِسَاتٍ لَّعَلِّي أَرْجِعُ إِلَى النَّاسِ لَعَلَّهُمْ يَعْلَمُونَ
Resim---“Yûsufu eyyuhe’es- sıddîku eftinâ fî seb’ı bakarâtin simânin ye’kuluhunne seb’un icâfun ve seb’ı sunbulâtin hudrin ve uhare yâbisâtin, leallî erciu ilen nâsi leallehum ya’lemûn (ya’lemûne).: Yusuf, ey sıddîk! Yedi (adet) semiz inek, onları yiyen yedi (adet) zayıf (inek) ve yedi (adet) yeşil sümbül (başak) ve kurumuş olan diğerleri hakkında bize yorum yap. Belki (umarım) ben insanlara dönerim. Böylece (seni ve rüyânın anlamını) onlar öğrenirler.” (Yûsuf 12/46)

قَالَ تَزْرَعُونَ سَبْعَ سِنِينَ دَأَبًا فَمَا حَصَدتُّمْ فَذَرُوهُ فِي سُنبُلِهِ إِلاَّ قَلِيلاً مِّمَّا تَأْكُلُونَ
Resim---“Kâle tezreûne seb’a sinîne de’ebâ (de’eben), fe mâ hasadtum fe zerûhu fî sunbulihî illâ kalîlen mimmâ te’kulûn (te’kulûne).: “Yedi yıl eskisi gibi ekin ekin. Böylece (bunlardan) yediğiniz az bir kısmı hariç, hasat ettiklerinizi başağında bırakın.” dedi.” (Yûsuf 12/47)

ثُمَّ يَأْتِي مِن بَعْدِ ذَلِكَ سَبْعٌ شِدَادٌ يَأْكُلْنَ مَا قَدَّمْتُمْ لَهُنَّ إِلاَّ قَلِيلاً مِّمَّا تُحْصِنُونَ
Resim---“Summe ye’tî min ba’di zâlike seb’un şidâdun ye’kulne mâ kaddemtum lehunne illâ kalîlen mimmâ tuhsinûn (tuhsinûne).: Bir süre sonra, bunun arkasından zor 7 (kıtlık yılı) gelecek. Biriktirdiklerinizden az bir kısmı hariç daha önce onlar için sakladıklarınızı yiyecekler.” (Yûsuf 12/48)

ثُمَّ يَأْتِي مِن بَعْدِ ذَلِكَ عَامٌ فِيهِ يُغَاثُ النَّاسُ وَفِيهِ يَعْصِرُونَ
Resim---“Summe ye’tî min ba’di zâlike âmun fîhi yugâsu’n- nâsu ve fîhi ya’sırûn (ya’sırûne).: Bundan sonra içinde insanlara bol mahsûl olan bir yıl gelecek ve o yıl da meyvelerin suyunu sıkacaklar.” (Yûsuf 12/49)

وَرَفَعَ أَبَوَيْهِ عَلَى الْعَرْشِ وَخَرُّواْ لَهُ سُجَّدًا وَقَالَ يَا أَبَتِ هَذَا تَأْوِيلُ رُؤْيَايَ مِن قَبْلُ قَدْ جَعَلَهَا رَبِّي حَقًّا وَقَدْ أَحْسَنَ بَي إِذْ أَخْرَجَنِي مِنَ السِّجْنِ وَجَاء بِكُم مِّنَ الْبَدْوِ مِن بَعْدِ أَن نَّزغَ الشَّيْطَانُ بَيْنِي وَبَيْنَ إِخْوَتِي إِنَّ رَبِّي لَطِيفٌ لِّمَا يَشَاء إِنَّهُ هُوَ الْعَلِيمُ الْحَكِيمُ
Resim---“Ve refea ebeveyhi ale’l- arşı ve harrû lehu succedâ (succeden), ve kâle yâ ebeti hâzâ te’vîlu ru’yâye min kablu kad cealehâ RABBî hakkâ (hakkan), ve kad ahsene bî iz ahrecenî mines sicni ve câe bikum mine’l- bedvi min ba’di en nezega’ş- şeytânu beynî ve beyne ıhvetî, inne RABBî latîfun limâ yeşâ’ (yeşâu) innehu huve’l- ALÎMu’l- HAKÎM (hakîmu).: Ana ve babasını tahtının üstüne çıkartıp oturttu ve hepsi onun için (ona kavuştukları için) secdeye kapandılar. (Yusuf) dedi ki: “Ey babacığım! İşte bu, daha önce (gördüğüm) rüyânın yorumudur. RABBim onu gerçekleştirdi. Doğrusu RABBim bana (çok şey) lütfetti. Çünkü beni zindandan çıkardı ve şeytan benimle kardeşlerimin arasını bozduktan sonra sizi çölden getirdi. Şüphesiz ki RABBim dilediğine lütfedicidir. Kuşkusuz O çok iyi bilendir, hikmet sahibidir.” (Yûsuf 12/100)

رَبِّ قَدْ آتَيْتَنِي مِنَ الْمُلْكِ وَعَلَّمْتَنِي مِن تَأْوِيلِ الأَحَادِيثِ فَاطِرَ السَّمَاوَاتِ وَالأَرْضِ أَنتَ وَلِيِّي فِي الدُّنُيَا وَالآخِرَةِ تَوَفَّنِي مُسْلِمًا وَأَلْحِقْنِي بِالصَّالِحِينَ
Resim---“RABBi kad âteytenî mine’l- mulki ve allemtenî min te’vîli’l- ehâdîs(ehâdîsi), fâtıra’s- semâvâti ve’l- ardı ente veliyyî fî’d- dunyâ Ve’l- âhıreh (âhıreti), teveffenî muslimen ve elhıknî bi’s- sâlihîn (sâlihîne).: “RABBim bana mülk verdin. Ve olayların (sözlerin, rüyâların) tevîlini (yorumunu) bana öğrettin. Semaları ve yeryüzünü yaratan, Sen benim dünyada ve ahirette velîmsin (dostumsun). Beni müslüman (Allah'a teslim-i küllî ile teslim olan) olarak vefat ettir ve beni salihler arasına kat.” (Yûsuf 12/101)

İBRAHÎM aleyhisselâm’ın RÜYÂsı.:

فَلَمَّا بَلَغَ مَعَهُ السَّعْيَ قَالَ يَا بُنَيَّ إِنِّي أَرَى فِي الْمَنَامِ أَنِّي أَذْبَحُكَ فَانظُرْ مَاذَا تَرَى قَالَ يَا أَبَتِ افْعَلْ مَا تُؤْمَرُ سَتَجِدُنِي إِن شَاء اللَّهُ مِنَ الصَّابِرِينَ
Resim---“Fe lemmâ belega meahu’s- sa’ye kâle yâ buneyye innî erâ fî’l- menâmi ennî ezbehuke fanzur mâzâ terâ, kâle yâ ebetif’a’l- mâ tû’meru setecidunî inşâallâhu mines sâbirîn (sâbirîne).: Böylece onunla beraber çalışma çağına eriştiği zaman dedi ki: "Ey oğulcuğum! Gerçekten ben, uykuda seni boğazladığımı gördüm. Haydi bak (bir düşün). Bu konudaki görüşün nedir?" (İsmail aleyhisselâm ): "Ey babacığım! Emrolunduğun şeyi yap. İnşaallah beni sabredenlerden bulacaksın" dedi.” (Sâffât 37/102)

فَلَمَّا أَسْلَمَا وَتَلَّهُ لِلْجَبِينِ
Resim---“Fe lemmâ eslemâ ve tellehu li’l- cebîn (cebîni).: Böylece ikisi de (Allah'a) teslim olunca, (İbrâhîm aleyhisselâm ) onu alnı üzerine yatırdı.” (Sâffât 37/103)

وَنَادَيْنَاهُ أَنْ يَا إِبْرَاهِيمُ
Resim---“Ve nâdeynâhu en yâ ibrâhîm (ibrâhîmu).: Ve ona "Ey İbrâhîm!" diye nida ettik (seslendik).” Sâffât 37/104)

قَدْ صَدَّقْتَ الرُّؤْيَا إِنَّا كَذَلِكَ نَجْزِي الْمُحْسِنِينَ
Resim---“Kad saddakter ru’yâ, innâ kezâlike neczî’l- muhsinîn (muhsinîne).: Sen rüyâya sadık kaldın (yerine getirdin). Muhakkak ki Biz, muhsinleri işte böyle mükâfatlandırırız.” (Sâffât 37/105)

إِنَّ هَذَا لَهُوَ الْبَلَاء الْمُبِينُ
Resim---“İnne hâzâ le huve’l- belâu’l- mubîn (mubînu).: Muhakkak ki bu, kesin olarak apaçık bir imtihandır.” (Sâffât 37/106)

RESÛLULLAH sallallahu aleyhi vesellem’in RÜYÂsı.:

رَبِّ قَدْ آتَيْتَنِي مِنَ الْمُلْكِ وَعَلَّمْتَنِي مِن تَأْوِيلِ الأَحَادِيثِ فَاطِرَ السَّمَاوَاتِ وَالأَرْضِ أَنتَ وَلِيِّي فِي الدُّنُيَا وَالآخِرَةِ تَوَفَّنِي مُسْلِمًا وَأَلْحِقْنِي بِالصَّالِحِينَ
Resim---“RABBi kad âteytenî mine’l- mulki ve allemtenî min te’vîli’l- ehâdîs (ehâdîsi), fâtıra’s- semâvâti ve’l- ardı ente veliyyî fîd dunyâ Ve’l- âhıreh (âhıreti), teveffenî muslimen ve elhıknî bis sâlihîn (sâlihîne).: (Yâ ResûLüm) RABBinin, insanları muhakkak (geçmiş ve gelecek bütün insanları, insanların hayatlarını, davranışlarını rahmeti ve ilmiyle) ihata ettiğini (kapladığını) sana söylemiştik. Sana () gösterdiğimiz o rüyeti(Mirac gecesi çıplak gözle sana gösterdiğimiz rüyâ gibi görüntüleri) ve Kur'ân-ı Kerim'deki lânetlenmiş ağacı (rahmetten uzak kılınan zakkum ağacı), insanlara sadece fitne (imtihan) kıldık. Ve Biz, onları korkutuyoruz. Fakat (bu) onların büyük azgınlıklarından (büyük günahlarından) başka bir şeyi arttırmıyor.” (İsrâ 17/60)

لَقَدْ صَدَقَ اللَّهُ رَسُولَهُ الرُّؤْيَا بِالْحَقِّ لَتَدْخُلُنَّ الْمَسْجِدَ الْحَرَامَ إِن شَاء اللَّهُ آمِنِينَ مُحَلِّقِينَ رُؤُوسَكُمْ وَمُقَصِّرِينَ لَا تَخَافُونَ فَعَلِمَ مَا لَمْ تَعْلَمُوا فَجَعَلَ مِن دُونِ ذَلِكَ فَتْحًا قَرِيبًا
Resim---“Lekad sadakallâhu resûlehu’r- ru’yâ bi’l- hakk(hakkı), le tedhulunne’l- mescide’l- harâme inşâallâhu âminîne muhallikîne ruûsekum ve mukassırîne lâ tehâfûn (tehâfûne), fe alime mâ lem ta’lemû fe ceale min dûni zâlike fethan karîbâ (karîben).: Andolsun ki, ALLAH Resûl'ünün rüyâ(sının), hak olduğunu tasdik etti. Ve Allah dilerse, siz mutlaka Mescid-i Haram'a emin olarak, başlarınız tıraş edilmiş ve (saçlarınız) kısaltılmış olarak korkusuzca gireceksiniz. Fakat ALLAH, sizin bilmediğiniz şeyleri bildiği için, bundan başka (daha önce) (size) yakın bir fetih nâsib etti.” (Fetih 48/27)

KARIŞIK RÜYÂLar.:

بَلْ قَالُواْ أَضْغَاثُ أَحْلاَمٍ بَلِ افْتَرَاهُ بَلْ هُوَ شَاعِرٌ فَلْيَأْتِنَا بِآيَةٍ كَمَا أُرْسِلَ الأَوَّلُونَ
Resim---“Bel kâlû adgâsu ahlâmin belifterâhu bel huve şâır (şâırun), fe’l- ye’tinâ bi âyetin kemâ ursile’l- evvelûn (evvelûne).: “Hayır, karışık rüyâlardır. Hayır, belki onu uydurdu. Hayır, belki de o bir şâirdir. Öyleyse evvelkilere gönderildiği gibi bize (de) âyet (mucize) getirsin.” dediler.” (Enbiyâ 21/15)

Adgâsu.: karışık, içinden çıkılmayan
ahlâmin (hulmun).: rüyâlar (rüyâ)..


ResimM.M.M. MuhaBBetLerimLe...

KUL İHVÂNİm..
Resim
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12868
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Re: KeLÂMuLLAH-ta ve RESÛLuLLAH-ta RÜYÂ..

Mesaj gönderen kulihvani »

Resim

RELULLAH’ta RÜYÂ..
sallallahualeyhi vesellem..


AKL-ı SİLM Sâhibi Her MuhaMmedî Mü’min İçin GünLük Hayatı İÇinde nice yorgunluktan sonra başını yastığa koyduğunda başka başka RÜYÂ ÂLEMLerinde YAŞAr.. MÜJDe veya İKÂZ diye yorumlar..
SÂHİBimiz ve RIZAuLLAH REHBERimiz RESÛLULLAH sallallahu aleyhi vesellem Hadis-i ŞerîfLerinde RÜYÂ..


Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: Güzel rüyâ ALLAH'tan bir müjdedir. (Bir çeşit) rüyâ şeytandan (kaynaklanan) bir hüzünlendirmedir. (Diğer bir çeşit) rüyâ ise insanın (şuur altından) kendisini anlattığı şeylerden (kaynaklanır). Binaenâleyh, biriniz hoşlanmadığı (bir rüyâ) gördüğünde onu anlatmasın ve kalkıp namaz kılsın!” buyurmuştur.
(Darimî, Rü’yâ, 6)

Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: “Güzel rüyâ müjdedir.” buyurmuştur.
(İbni Cerir)

Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: “Sâlih rüyâ rahmani, karışık rüyâ şeytanidir.” buyurmuştur.
(Buharî)

Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: “En doğru rüyâ seher vakti görülendir.” buyurmuştur.
(Beyhekî)

Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: “Kıyamet yaklaştığında, Müslümanın rüyâsı ekseriya yalan çıkmaz.” buyurmuştur.
(Müslim)


Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: “Sözü doğru olanın, sadık kimselerin rüyâsı da doğru çıkar.” buyurmuştur.
(Buharî)

Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: “Gündüz görülen rüyâlar doğru çıkar.” buyurmuştur.
(Hâkim)

Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: “Peygamberlik müjdelerinden sâlih (iyi) rüyâdan başka kalmadı. Mü’min rüyâyı, ya kendi görür veya başkaları onun için görür.” buyurmuştur.
(Müslim)

Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: “Sâlih rüyâ, Peygamberliğin 46’da biridir.” buyurmuştur.
(Beyhekî)

Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: “Rüyâda kadın görmek hayra, deve korkuya, süt dine, yeşil Cennete, gemi kurtuluşa, hurma rızka delalet eder.” buyurmuştur.
(Ebu Ya’lâ)


Resim
M.M.M. MuhaBBetLerimLe...

KUL İHVÂNİm..
Resim
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12868
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Re: KeLÂMuLLAH-ta ve RESÛLuLLAH-ta RÜYÂ..

Mesaj gönderen kulihvani »

Resim

RÜYÂ TÂBİRİ-YORUMu.:

Rüyâ Tâbiri-Yorumu, DİNî İLiM İŞİdir. Herkes tâbir edemez. Hele günümüzde bu ilmi bilen yok gibidir. Rüyâlarımızı, anlatacaksak, bilhassa kötü olmayan ve güzel olan rüyâları Sâlih Güvenilir Kimselere anlatmalıdır. Çünkü Sâlih Kimseler, Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem’e UYar ve Hayra YORarLar..

Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: “Kötü rüyâ gören kimseye söylemesin, şeytandan da ALLAHu TeÂLÂya sığınsın!.” buyurmuştur.
(Müslim)

Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: “Kötü rüyâ gören uyanınca sol tarafına üç defa tükürüp, şeytanın şerrinden ALLAHu TeÂLÂya sığınsın. Bu takdirde rüyâ, ona zarar vermez.” buyurmuştur.
(Müslim)

Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: “Güzel rüyâ gören, hemen ALLAHu TeÂLÂya hamd ve şükretsin! Kötü rüyâ gören, ALLAHu TeÂLÂya sığınsın, rüyâsını kimseye anlatmasın! O zaman rüyânın ona zararı olmaz.” buyurmuştur.
(Dâre Kutnî)

Resim---“Rüyâda başım kesildi, tâbiri nedir?.” diye sorana, Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: “Bu şeytanidir. Kötü rüyâyı, anlatmayın! Şeytandan ALLAHu TeÂLÂya sığının!.” buyurmuştur.
(Müslim)

Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: “Rüyâsında hoşa gidici güzel şeyler gören, görüşü isabetli sâlih birine anlatsın! O da hayra yorsun!.” buyurmuştur.
(Beyhekî)

Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: “Rüyâ, tâbir ilmini bilen bir dosta veya akıllı bir zâta anlatılmalıdır!.” buyurmuştur.
(İ. Ahmed, Müsned)

Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: “Rüyâ nasıl tâbir edilirse, öyle çıkar. Bunun için rüyânızı nâsih veya âlime anlatın!.” buyurmuştur.
(Hâkim)

Nâsih.: İnsanlara iyilik tavsiye eden, kötülükten sakındıran, nasihat eden kimsedir..

Bir kadın, gördüğü rüyâyı Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem’e anlatır. Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: “Yanında olmayan birine (kocana) kavuşursun.” buyurur. Kocasına kavuşur. Başka bir zaman aynı rüyâyı görür. Başkalarına tâbir ettirir. Onlar da.: “Kocan ölecek!.” derler. Dedikleri gibi olur.

Onun için rüyâyı hayra yormalıdır!
Rüyâ iyi ise.:
“Hayırdır inşâe ALLAH!.” Demeli.
Rüyâ kötü ise.:
“ALLAHu TeÂLÂ bu rüyânın şerrinden seni muhafaza etsin!.” demelidir!.

(Bostan)

Görmediği rüyâyı gördüm demek çok kötüdür. Çünkü hadis-i şerifte;

Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: “En büyük yalan, görmediği halde.: “Rüyâmda şöyle gördüm!.” Demektir.” buyurmuştur.
(Buharî)
Resim
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12868
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Re: KeLÂMuLLAH-ta ve RESÛLuLLAH-ta RÜYÂ..

Mesaj gönderen kulihvani »

Resim

RÜYÂda RESÛLULLAH sallallahu aleyhi vesellem’i GÖRmek.:

RÜYÂda Peygamberimiz Muhammed aleyhisselam’ı hakiki şekliyle gören, muhakkak O’nu görmüş olur. Çünkü şeytan O’nun şekline giremez. Fakat şeytan başka her şekle girip görünebilir. Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem’i tanımayan kimsenin, bunu ayırması kolay olmaz.

Bazı âlimler de.: “Peygamber efendimizi değişik şekilde görmek, yine O'nu görmek olur. Fakat bu, o kişinin dindeki noksanlığına alâmettir.
Peygamber efendimizi RÜYÂda gerçek şekliyle gören ve mü’min olarak ölen herkes Cennete gider.” buyurmuşlardır..


Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: “Beni RÜYÂda gören, uyanıkken görmüş gibidir.” buyurmuştur.
(İbni Mâce)

Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: “Beni RÜYÂda gören, gerçekten beni görmüştür. Ben her sûrette görünürüm.” buyurmuştur.” buyurmuştur.
(Deylemî)

Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: “Beni RÜYÂda gören, gerçekten beni görmüştür. Çünkü şeytan benim şeklime giremez.” buyurmuştur.
(Hâtib)

Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: “Beni RÜYÂda gören, Cehenneme girmez.” buyurmuştur. ” buyurmuştur.
(İbni Asakir)

Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: “Ey insanlar! Peygamberliğin belirtilerinden yalnız güzeL RÜYÂ kaldı. O RÜYÂyı müslüman kişi görür veya onun için başkası tarafından görülür” buyurmuştur.
(İbn Hacer el-Askalanî, Fethül-Barî Şerhu Sahihil-Buharî Kitabül-Ta'bîr)

Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: "RÜYÂ gören onu hiç kimseye söylemediği sürece o, bir kuşun ayağına bağlıdır (zuhur etmez); söylerse zuhur eder. Böyle olunca RÜYÂnızı yalnız akıllı, sizi seven veya size öğüt verecek durumda olan kimselere söyleyin” buyurmuştur.
(Tirmizî)

Resim---Hz. Ebu Hureyre (radiyallahu anhu) anlatıyor: “Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem şöyle demişti.: “Benden sonra ümmete, nübüvvetten sadece mübeşşirât (müjdeciler) kalacaktır!” buyurunca, yanındakiler sordu.: “Mübeşşirât nedir?” Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.:“Sâlih RÜYÂdır.” buyurmuştur.
(Buharî, Müslim, Ebu Davûd, Tirmizî, Nesaî, İbni Mâce)

Resim---Ebu Hureyre (radiyallahu anhu) anlatıyor: Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem buyurdular ki.: “Zaman yaklaşınca mü’minin RÜYÂsı neredeyse yalan söylemeyecek. Esâsen mü’minin RÜYÂsı, nübüvvetin kırk altı cüzünden bir cüzdür.” buyurdu.
Buharî’nin rivayetinde şu ziyade var: “Nübüvvetten cüz olan şey yalan olamaz.”
buyurdu.

(Buharî, Tâbir 26)

Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: “ “İstişâre eden yanılmaz; istihare eden pişman olmaz.” buyurmuştur.
(Buharî)

Resim---Sahabeden Cübeyr oğlu Abdullah radiyallahu anhu.: “Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem, bize bütün işlerde istihâre duâsını Kur’ân’dan bir sûre öğretir gibi öğretirdi…” demiştir.
(Tirmizî)

Hadis kaynaklarına bakılırsa görülecektir ki Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem, pek çok RÜYÂ görmüş ve bunların çoğunu ashabı ile paylaşmıştır. Ve bu sâdık RÜYÂlarla yapacağı işlerde yön belirlemiş ve gördüğü RÜYÂya göre hareket etmiştir.

Bu konuda örnek çoktur; meselâ bir RÜYÂsı şöyledir.:

Resim---Urve (radiyallahu anhu) Hz. Aişe’den (radiyallahu anha) şunu nakletmiştir.: Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem bana.: “RÜYÂmda sen bana üç gece gösterildin. Melek seni bana bir ipek parçası içerisinde getirdi ve.: "Bu senin zevcendir, aç onu!" dedi. Ben de açtım, içindeki sendin. Ben.: "Bu RÜYÂ ALLAH katından ise onu gerçekleştirecektir." dedim.” demiştir.
(Buharî, Nikâh 9)

Aziz Hocam MuhaMmed Sıddık Hekim kaddesallahu sırrahu da, sohbetlerine başlamadan önce.: "RÜYÂ gören var mıdır?” der ve kısaca yorumlardı..
Resim
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12868
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Re: KeLÂMuLLAH-ta ve RESÛLuLLAH-ta RÜYÂ..

Mesaj gönderen kulihvani »

ResimDÜŞÜMde..

Resim---Hz. Enes radıyallahu anh anlatıyor.: “Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem’in şöyle söylediğini işittim.: “Ben bu gece, RÜYÂmda, kendimi Ukbe İbnu Rafi'in evinde imişim gördüm. Orada bana İbnu Tab denen cinsten taze hurma getirildi. Ben bu rüyâyı şöyle te'vil ettim..: “Yükselme dünyada bizimdir, âhirette de hayırlı âkibet bizimdir, dinimiz de tamamlanmıştır.”
(Müslim, Rü’yâ 18, (2270); Ebu Davûd, Edeb 96, (5026))

Resim---İbnu Ömer radıyallahu anhüma anlatıyor.: “Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: “Ben (rüyâmda), saçları karma karışık siyah bir kadının Medine'den çıkıp Mehyea'ya indiğini gördüm. Burası Cuhfe'dir. Ben bunu, Medine' deki vebânın oraya nakledilmesine yordum.” buyurdu.
(Buharî, Tâbir 41, 42, 43; Tirmizî, Rü’yâ 10, (2291)

Resim---İbnu Ömer radıyallahu anhüma anlatıyor.: “Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem zamanında kişi, bir rüyâ görecek olsa onu aleyhissalatu vesselam efendimize anlatırdı. O sıralarda ben genç, bekar bir delikanlıydım, mescidde yatıp kalkıyordum. Bir gün RÜYÂmda, iki meleğin beni yakalayıp cehennemin kenarına kadar getirdiklerini gördüm. Cehennem kuyu çemberi gibi çemberlenmişti. Kezâ (kova takılan) kuyu direği gibi iki de direği vardı. Cehennemde bazı insanlar vardı ki onları tanıdım. Hemen istiâzeye başlayıp üç kere.: “Ateşten ALLAH'a sığınırım!.” dedim. Derken beni getiren iki meleği üçüncü bir melek karşılayıp, bana.: “Niye korkuyorsun? (korkma)” dedi. Ben bu rüyâyı kız kardeşim Hafsa radıyallahu anha'ya anlattım. Hafsa da Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem'e anlatmış. Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: “Abdullah ne iyi insan, keşke bir de gece namazı kılsa!.” buyurmuş.
Sâlim der ki.: “Abdullah bundan sonra geceleri pek az uyur oldu!”

(Buharî, Ta'bir, 35, 36, Salat 58, Teheccüd 2, Fedâilul-Ashab 19; Müslim, Fedâilus-Sahabe 140, (2479)

Resim---Abdullah İbnu Ömer radıyallahu anhüma bir başka rivâyette şöyle demektedir.: “[/color] "RÜYÂmda, avucumda seraka denen iyi cins ipekten bir parça gördüm, cennette, her nereyi arzu etsem beni oraya uçuruyordu. Bu rüyâmı Hafsa radıyallahu anha'ya anlattım. O da Resûlullah'a anlatmış. Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: “Kardeşin sâlih bir kimse” diye yormuş.”
(Buharî, Ta'bir 25; Müslim, Fedâilu's-Sahabe 139, (2478) .

Resim---Ebu Bekre radıyallahu anh anlatıyor.: “Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem bir gün.: “Sizden bir RÜYÂ gören var mı?” diye sual buyurdular. Cemaatten bir adam.: “ Evet ben (şöyle bir rüyâ gördüm).: Sanki gökten inmiş bir terazi vardı. Siz ve Ebu Bekir tartıldınız. Sen, Ebu Bekir'den ağır geldin. Ebu Bekir'le Ömer de tartıldılar. Ebu Bekir ağır geldi. Sonra Ömer'le Osman tartıldılar. Ömer ağır bastı. Sonra terazi kaldırıldı” dedi. (Adam sözünü bitirince) Resûlullah aleyhissalatu vesselamın mübarek yüzlerinde memnuniyetsizlik gördük!.”
(Ebu Davûd, Sünnet 9, (4634), Tirmizî, Rüyâ 10, (2288))

Resim---İbnu Abbas radıyallahu anhüma anlatıyor.: “Bir adam Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem'a gelerek şu RÜYÂyı anlattı.: “Bu gece RÜYÂmda buluta benzer bir şey gördüm, ondan yağ ve bal yağıyordu. İnsanlar da ellerini açıp bu yağmurdan almaya çalışıyorlardı. Azıcık alan da vardı, çokça alabilen de. Derken arzdan semâya kadar uzanan bir ip gördüm. Siz o ipe yapışıp çıktınız. Sizden sonra birisi ona tutunup o da çıktı. Sonra bir diğeri yükseldi, sonra bir diğeri daha ipe tutundu, ama ip koptu. Ancak onun için ipi eklediler, o da yükseldi.”
Hz. Ebu Bekir radıyallahu anh atılarak.: “ Yâ Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem, Annem babam sana kurban olsun, müsaade buyursanız ben yorayım!” dedi. Resûlullah da.: “ Pekalâ, yor!” buyurdu. Hz. Ebu Bekir şunları söyledi.: “-O bulutumsu gölgelik, İslâm bulutudur. Ondan yağan bal ve yağ Kur’ÂNdır. Kur’ÂN'ın (bal gibi) halâveti ve (yağ gibi) yumuşaklığıdır. İnsanların bundan avuç avuç almaları Kur’ÂN'dan kiminin çok, kiminin az miktarda istifâdeleridir. Arzdan semâya inen ip ise, senin getirdiğin hakikattir. Sen buna yapışmışsın, ALLAH o sebeple seni yüceltecektir. Senden sonra bir adam daha ona yapışacak ve onunla yücelecek, ondan sonra biri daha ona yapışıp o da yücelecek. Ondan sonra biri daha yapışır, fakat ip kopar, ancak onun için ip ulanır o da yapışıp yükselir. Yâ Resûlullah, annem babam sana fedâ olsun, doğru te'vil edip etmediğimi haber ver!”
Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem şu cevabı verdi.: “ Bazı te'vilinde isabet ettin, bazı te'vilinde de hata ettin.”
“Öyleyse, ALLAH'a kasem olsun, hatalarımı söyleyeceksin!”
Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: “Hayır, yemin verme!”
buyurdu.

(Buharî, Ta'bir 11, 47; Müslim, Rü’yâ 17, (2269); Tirmizî, Rü’yâ 10, (2294); Ebu Davûd, Sünnet 9, (4632); İbnu Mâce, Rü’yâ 10, (3918)

Resim---Aişe radıyallahu anha anlatıyor.: "RÜYÂmda hücreme üç ayın düştüğünü gördüm. RÜYÂı babam Ebu Bekir radıyallahu anh'e anlattım. Süküt etti, cevap vermedi. Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem vefât edip de odama defnedilince Ebu Bekir.: “İşte (rüyânda gördüğün) üç aydan biri ve en hayırlısı!” dedi.”
(Muvatta, Cenâiz 10, (1, 232)

Resim---Aişe radıyallahu anha anlatıyor.: “Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam)'e Varaka İbnu Nevfel hakkında soruldu. Hz. Hatice radıyallahu anha.: “O seni tasdik etti ve sen peygamberliğini izhar etmeden önce vefât etti” dedi. Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem şu cevabı verdi.: “O bana RÜYÂda gösterildi. Üzerinde beyaz bir elbise vardı. Şâyet cehennemlik olsaydı, beyaz renkli olmayan bir elbise içerisinde olması gerekirdi.” buyurdu.
(Tirmizî, Rü’yâ 10, 2289)

Resim---Câbir radıyallahu anh anlatıyor.: “Bir bedevi Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam)'e gelip.: “ RÜYÂmda başımın kesildiğini, kendimin de onun peşine düştüğünü gördüm” dedi. Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem adamı azarlayıp.: “Sakın ha! Şeytanın, rûyanda seninle eğlenmesini kimseye anlatma!.” buyurdu.
(Müslim, Rü’ya 12, (2268)

Resim---Ümmü'l-Al el-Ensariyye radıyallahu anha anlatıyor.: “Muharcirler geldiği zaman (kur'a çekildi), bize Osman İbnu Maz'un'un ağırlanması çıktı. (Onu evimize yerleştirdik.) Hemen hastalandı. Tedâvisi ile meşgul olduk. (Şifâ bulamadı), vefât etti. Osman radıyallahu anh'ı RÜYÂmda gördüm, akan bir çeşmesi vardı. Düşümü Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam)'e anlattım. Bana.: “Bu onun amelidir, onun için akıyor” buyurdu.
(Buharî, Tâbir 13, 37, Cenâiz 3, Şahadat 30, Menâkıbu'l-Ensar 46.)
Resim
Kullanıcı avatarı
nurunnehar
Aktif Üye
Aktif Üye
Mesajlar: 159
Kayıt: 18 Oca 2007, 02:00

Re: KeLÂMuLLAH-ta ve RESÛLuLLAH-ta RÜYÂ..

Mesaj gönderen nurunnehar »

Resim

****RÜYÂ İLe İLGİLİ KIRk HADİS-i ŞERîF:

Resim


Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem, RÜYÂlara çok önem verir, ashabından rüyâ görenlere rüyâlarını anlattırırdı. Sabahları ashabına.: “Sizden bu gece RÜYÂ güren var mı?” diye sorar ve rüyâlarını yorumlardı.
(Ebu Davûd, Edeb 88.)


1-) HADİS-i ŞERîF.:

Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem..: “Zaman yaklaşınca, mü'minin RÜYÂsı, neredeyse yalan söylemeyecek. Esasen mü'minin RÜYÂsı, peygamberliğin kırk altı cüzünden bir cüzdür.” Buharî'nin rivâyetinde şu ziyade var.: “Peygamberlikten cüz olan şey yalan olamaz.” buyurdu.
(Ebu Hüreyre radıyallahu anh’dan; Buharî, Ta'bir 26; Müslim, Rüyâ 8, (2263); Tirmizî,Rüyâ 1, (2271); Ebu Dâvud, Edeb 96, (5019)


Resim
Kullanıcı avatarı
nurunnehar
Aktif Üye
Aktif Üye
Mesajlar: 159
Kayıt: 18 Oca 2007, 02:00

Re: KeLÂMuLLAH-ta ve RESÛLuLLAH-ta RÜYÂ..

Mesaj gönderen nurunnehar »

Resim

2-) HADİS-i ŞERîF.:

Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem..:RÜYÂ ALLAH'tandır. Hulm (sıkıntılı rüyâ) şeytandandır. Öyle ise, sizden biri, hoşuna gitmeyen kötü bir rüyâ (hulm) görecek olursa sol tarafına tükürsün ve ondan ALLAH'a istiâze etsin (sığınsın). (Böyle yaparsa şeytan) kendisine asla zarar edemeyecektir." buyurdu.
(Ebu Katâde radıyallahu anh’dan; Buharî, Tıbb 39, Bed'ü'l-Halk 11, Ta'bir 3, 4, 10,14, 46; Müslim, Rüyâ 5, (2262); Muvatta 1, (2, 957); Tirmizî, Rüyâ 4, (2288); Ebu Dâvud, Edeb 96, (5021))


Resim
Kullanıcı avatarı
nurunnehar
Aktif Üye
Aktif Üye
Mesajlar: 159
Kayıt: 18 Oca 2007, 02:00

Re: KeLÂMuLLAH-ta ve RESÛLuLLAH-ta RÜYÂ..

Mesaj gönderen nurunnehar »

Resim

3-) HADİS-i ŞERîF.:

Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem..:
"Beni RÜYÂda gören, gerçekten beni görmüştür, çünkü şeytan benim sûretime giremez." buyurmuştur.
(Buharî, Tâbir 2, 10; Müslim, Rüyâ 10; (2266); Muvatta, Rüyâ 1, (2, 956))


Resim
Kullanıcı avatarı
nurunnehar
Aktif Üye
Aktif Üye
Mesajlar: 159
Kayıt: 18 Oca 2007, 02:00

Re: KeLÂMuLLAH-ta ve RESÛLuLLAH-ta RÜYÂ..

Mesaj gönderen nurunnehar »

Resim

4-) HADİS-i ŞERîF.:

Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem..:
"Mü'minin RÜYÂsı, nübüvvetin kırk cüzünden bir cüzdür. Bu RÜYÂ, anlatılmadığı müddetçe bir kuşun ayağında (takılı vaziyette) durur. Anlatılacak olursa hemen düşer" buyurdu.
(Ebu Rezîn el-Ukeylî Lakît İbnu Amir İbni Sabire radıyallahu anh’dan; Tirmizî, Rü’yâ 6, (2279, 2280); Ebu Dâvud, Edeb 96, (5020)


Resim
Kullanıcı avatarı
nurunnehar
Aktif Üye
Aktif Üye
Mesajlar: 159
Kayıt: 18 Oca 2007, 02:00

Re: KeLÂMuLLAH-ta ve RESÛLuLLAH-ta RÜYÂ..

Mesaj gönderen nurunnehar »

Resim

5-) HADİS-i ŞERîF.:

Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem..:
"Mü'minin RÜYÂsı, Mü'minin rüyâsı, nübüvvetin kırk altı cüzünden bir cüzdür.." buyurdu.
(Ebu Saîd radıyallahu anh’dan; Buharî, Ta'bir 4, Muvaatta 1, (2, 956))


Resim
Kullanıcı avatarı
nurunnehar
Aktif Üye
Aktif Üye
Mesajlar: 159
Kayıt: 18 Oca 2007, 02:00

Re: KeLÂMuLLAH-ta ve RESÛLuLLAH-ta RÜYÂ..

Mesaj gönderen nurunnehar »

Resim

6-) HADİS-i ŞERîF.:

Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem..:
"En sâdık rüyâ seher vakitlerinde görülen RÜYÂdır.." buyurdu.
(Ebu Saîd radıyallahu anh’dan; Tirmizî, Rü’yâ 3, (2275))


Resim
Kullanıcı avatarı
nurunnehar
Aktif Üye
Aktif Üye
Mesajlar: 159
Kayıt: 18 Oca 2007, 02:00

Re: KeLÂMuLLAH-ta ve RESÛLuLLAH-ta RÜYÂ..

Mesaj gönderen nurunnehar »

Resim

7-) HADİS-i ŞERîF.:

Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem..:
"BENden sonra, Peygamberlikten sâdece mübeşşirât (müjdeciler, RÜYÂLar) kaLacaktır.." buyurdu.
(Ebu Hüreyre radıyallahu anh’dan; Buharî, Tâbir, 5; Muvatta, Rüyâ 3, (2, 957); Ebu Davûd, Edeb 96,(5017) )


Resim
Kullanıcı avatarı
nurunnehar
Aktif Üye
Aktif Üye
Mesajlar: 159
Kayıt: 18 Oca 2007, 02:00

Re: KeLÂMuLLAH-ta ve RESÛLuLLAH-ta RÜYÂ..

Mesaj gönderen nurunnehar »

Resim

8-.) HADİS-i ŞERîF.:

Resim---Semüre İbnu Cündeb radıyallahu anhu..:
"Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem sık sık..: “Sizden bir RÜYÂgören yok mu?” diye sorardı. Görenler de, O'na ALLAH'ın dilediği kadar anlatırlardı. Bir sabah bize yine sordu..: “Sizden bir RÜYÂ gören yok mu?” Kendisine.: “Bizden kimse bir şey görmedi!” dediler. Bunun üzerine..: “Ama ben gördüm” buyurdu ve anlattı..: “Bu gece bana iki kişi geldi. Beni alıp haydi yürü! dediler. Yürüdüm. Yatan bir adamın yanına geldik. Yanında biri, elinde bir kaya olduğu halde başucunda duruyordu. Bazan bu kayayı başına indirip onunla başını yarıyordu, taş da sağa sola yuvarlanıp gidiyordu. Adam taşı takip ediyor ve tekrar alıyordu. Ama, başı eskisi gibi iyileşinceye kadar vurmuyordu. İyileştikten sonra tekrar indiriyor, önceki yaptıklarını aynen yeniliyordu. Beni getirenlere.: "SübhânALLAH! nedir bu?" dedim. Dinlemeyip.: "Yürü! Yürü!." dediler. Yürüdük, sırtüstü uzanmış birinin yanına geldik. Bunun da yanında, elinde demir kancalar bulunan biri duruyordu. Adamın bir yüzüne gelip, çengeli takıp yüzünün yarısını ensesine kadar soyuyordu. Burnu, gözü enseye kadar soyuluyordu. Sonra öbür tarafına geçip, aynı şekilde diğer yüzünün derisini de ensesine kadar soyuyordu. Bu da, yüz derileri iyileşip eskisi gibi sıhhate kavuşuncaya kadar bekliyor, sonra tekrar önce yaptıklarını yapmaya başlıyordu. Ben burada da.: "SübhanALLAH, nedir bu?" dedim. Cevap vermeyip.: "Yürü! Yürü!." dediler. Beraberce yürüdük. Fırın gibi bir yere geldik. İçinden birtakım gürültüler, sesler geliyordu. Gördük ki, içinde bir kısım çıplak kadınlar ve erkekler var. Aşağı taraflarından bir alev yükselip onları yalıyordu. Bu alev onlara ulaşınca çığlık koparıyorlardı. Ben yine dayanamayıp.: "Bunlar kimdir?" diye sordum. Bana cevap vermeyip.: "Yürü! Yürü!." dediler. Beraberce yürüdük. Kan gibi kırmızı bir nehir kenarına geldik. Nehirde yüzen bir adam vardı. Nehir kenarında da yanında bir çok taş bulunan bir adam duruyordu. Adam bir müddet yüzüp kıyıya doğru yanaşınca yanında taşlar bulunan kıyıdaki adam geliyor, öbürü ağzını açıyor bu da ona bir taş atıp kovalıyordu. Adam bir müddet yüzdükten sonra geri dönüp adama doğru yine yaklaşıyordu. Her dönüşünde ağzını açıyor, kıyıdaki de ona bir taş atıyordu. Ben yine dayanamayıp.: "Bu nedir?" diye sordum. Cevap vermeyip yine.: "Yürü! Yürü!." dediler. Beraberce yürüdük. Çok çirkin görünüşlü bir adamın yanına geldik. Böylesi çirkin kimseyi görmemişsindir. Bunun yanında bir ateş vardı. Adam ateşi tutuşturup etrafında dönüyordu. Ben yine.: "Bu nedir?" diye sordum. Cevap vermeyip.: "Yürü! Yürü!." dediler. Beraberce yürüdük. İri iri ağaçları olan bir bahçeye geldik. İçerisinde her çeşit bahar çiçekleri vardı. Bu bahçenin içinde çok uzun boylu bir adam vardı. Semâya yükselen başını neredeyse göremiyordum. Etrafında çok sayıda çocuklar vardı. Ben yine.: "Bunlar kimdir?" dedim. Cevap vermeyip.: "Yürü! Yürü!." dediler. Beraberce yürüdük. Ulu bir ağacın yanına geldik. Ne bundan daha büyük, ne de daha güzel bir ağaç hiç görmedim. Arkadaşlarım.: "Ağaca çık!." dediler. Beraberce çıkmaya başladık. Altun ve gümüş tuğlalarla yapılmış bir şehre doğru yükselmeye başladık. Derken şehrin kapısına geldik. Kapıyı çalıp açmalarını istedik. Açtılar ve beraberce girdik. Bizi bir kısım insanlar karşıladı. Bunlar yaratılışça bir yarısı çok güzel, diğer yarısı da çok çirkin kimselerdir. Sanki böylesine güzellik, böylesine çirkinlik görmemişsindir. Arkadaşlarım onlara.: "Gidin şu nehire banın!." dediler. Meğerse orada açıkta bir nehir varmış. Suyu sanki sâfi süttü, bembeyaz... Gidip içine banıp çıktılar. Çirkinlikleri tamamen gitmiş olarak geri geldiler. İki tarafları da en güzel şekli almıştı. Beni dolaştıran arkadaşlarım açıkladılar.: "Bu gördüğün, Adn cennetidir. Şu da senin makamındır." Gözümü çevirip baktım. Bu bir saraydı, tıpkı beyaz bir bulut gibi. "Beni gezdirin, içine bir gireyim!." dedim. "Şimdilik hayır! Amma mutlaka gireceksin!." dediler. Ben.: "Geceden beri acaip şeyler gördüm, neydi bunlar?" diye sordum. "Sana anlatacağız!." dediler ve anlattılar.: "Taşla başı yarılan, o ilk gördüğün adam, Kur'ÂN'ı atıp reddeden, farz namazlarda uyuyup kılmayan kimsedir. Ensesine kadar yüzünün derileri, burnu, gözü soyulan adam, evinden çıkıp yalanlar uydurup, etrafa yalan saçan kimsedir. Fırın gibi bir binânın içinde gördüğün kadınlı erkekli çıplak kimseler, zinâ yapan erkek ve kadınlardır. Kan nehrinde yüzüp ağzına taş atılan adam fâiz yiyen adamdır. Ateşin yanında durup onu yakan ve etrafında dönen pis manzaralı adam, cehennemin, ateşin bekçisidir. Bahçede gördüğün uzun boylu adam İbrahîm sallallahu aleyhi vesellem'di. Onun etrafındaki çocuklar ise, fıtrat üzere (büluğa ermeden) ölen çocuklardır.” Cemaatten biri hemen atılarak.: “Yâ Resûlullah! Müşrik çocukları da mı?” diye sordu. Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: “Evet, müşrik çocukları da.” dedi ve anlatmaya devam etti.: “Yarısı güzel yarısı çirkin yaratılışlı olan adamlara gelince, bunlar iyi amellerle kötü amelleri birbirine karıştırıp her ikisini de yapan kimselerdir. ALLAH onları affetmiştir.” buyurdu.
(Buharî, Ta'bir 48, Ezân (Sıfatu's-Salât) 156, Teheccüd 12, Cenâiz 93, Büyü 2. Cihâd 4, Bed'ü'l-Halk 6, Enbiya 8, Tefsir, Berâet 15, Edeb 69; Müslim 23, (2275); Tirmizî, Rü’yâ 10, (2295)


Resim
Kullanıcı avatarı
nurunnehar
Aktif Üye
Aktif Üye
Mesajlar: 159
Kayıt: 18 Oca 2007, 02:00

Re: KeLÂMuLLAH-ta ve RESÛLuLLAH-ta RÜYÂ..

Mesaj gönderen nurunnehar »

Resim

9-) HADİS-i ŞERîF.:

Resim---Ebu Hüreyre radıyallahu anhu.: “Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem..: “Biz öne geçen sonuncularız. Ben uyurken bana arzın hazineleri getirildi. Elime altından iki bilezik kondu. Bunlar benim nazarımda büyüdüler ve beni kederlendirdiler. Bana.: “Bunlara üfle” diye vahyedildi. Ben de üfledim, derken uçup gittiler. Ben bunları, çıkacak olan ve aralarında bulunduğum iki yalancı olarak te'vil ettim.: Birisi San'a'nın Lideri, diğeri de Yemâme'nin Lideridir.” buyurdu.
(Ebu Hüreyre radıyallahu anh’dan; Buharî, Ta'bir 40, 70; Müslim, Rüyâ,22, (2274), Tirmizî, 10, (2293))


Resim
Kullanıcı avatarı
nurunnehar
Aktif Üye
Aktif Üye
Mesajlar: 159
Kayıt: 18 Oca 2007, 02:00

Re: KeLÂMuLLAH-ta ve RESÛLuLLAH-ta RÜYÂ..

Mesaj gönderen nurunnehar »

Resim

10-) HADİS-i ŞERîF.:

Resim---Ebu Musa radıyallahu.: “Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem..:Rüyâmda kendimi Mekke'den, hurma ağaçları bulunan bir beldeye hicret ediyorum gördüm. Ben bunu, hicretimin Yemâme'ye veya Hacer'e olacağı şeklinde tahmin etmiştim, meğer Yesrib şehrine imiş. Bu rüyâmda kendimi bir kılıncı sallıyor gördüm, kılıncın başı kopmuştu. Bu, Uhud Savaşı'nda mü'minlerin maruz kaldıkları musibete delâlet ediyormuş. Sonra kılıncımı tekrar salladım. Bu sefer, eskisinden daha iyi bir hal aldı. Bu da, Cenab-ı HAKk'ın fetih ve Müslümanların biraraya gelmeleri nev'inden lutfettiği nimetlerine delâlet etti. O aynı rüyâmda sığırlar ve ALLAH'ın (verdiği başka) hayrını gördüm. Sığırlar Uhud gününde mü'minlerden bir cemaate çıktı, (gördüğüm başka) hayır da ALLAH'ın Bedir'den sonra (nasib ettiği fetihlerin) hayrı ve bize RABBimizin lutfettiği (Bedru'l-Mev'id) sıdkının sevabı olarak çıktı.” buyurdu.
(Ebu Musa radıyallahu anh’dan; Buharî, Ta'bir 39, 44, Menâkıb 25, Meğazî 9, 26, Menâkıbu'l-Ensâr 45; Müslim, Rü’yâ 20, (2272))

BEDRÜ’l-MEV‘İD.:
Uhud Gazvesi sonunda Ebû Süfyân savaş meydanından ayrılmadan önce müslümanlarla bir yıl sonra Bedir’de tekrar karşılaşmak istediklerini tehditkâr bir ifade ile söylemiş, Hz. Peygamber de bu teklifi kabul ettiğini Ömer’in gür sesiyle Ebû Süfyân’a duyurmuştu. Hicretin 4. yılında bu savaşa hazırlanma vakti geldiği halde Ebû Süfyân, şiddetli kuraklık sebebiyle yiyecek kıtlığını bahane ederek savaşa gitmek istemedi ve o sırada Mekke’ye gelmiş olan Nuaym b. Mes‘ûd el-Eşcaî’ye müslümanları Bedir’e gitmekten vazgeçirmesi halinde yirmi deve vereceğini vaad etti. Bunun üzerine derhal Medine’ye dönen Nuaym müslümanları bu seferden vazgeçirmek için Kureyşliler’in yoğun savaş hazırlıkları içinde olduklarını mübalağalı bir şekilde anlatmaya başladı. Münafıklar tarafından da desteklenen Nuaym b. Mes‘ûd’un propagandası önceleri etkili oldu. Ebû Bekir ile Ömer Hz. Peygamber’le konuşarak Bedir’e gidilmesi gerektiğini ifade ettiler. Hz. Peygamber’in ashabı toplayıp hiç kimse katılmasa bile tek başına Bedir’e gideceğini söylemesi üzerine sahâbîler derhal savaş hazırlığına başladılar. Medine’de Abdullah b. Revâha’yı (veya Abdullah b. Abdullah b. Übey) vekil bırakan Hz. Peygamber sancağı Ali’ye verdi; on süvari ve 1500 piyade ile 1 Zilkade’de (4 Nisan 626) Bedir’e vardı. Söz verip de gitmemeyi gururlarına yediremeyen Kureyşliler de Ebû Süfyân kumandasında elli süvari ve 2000 piyade ile Mekke’den ayrıldılar. Ancak Ebû Süfyân yolda Nuaym b. Mes‘ûd’un başarılı olamadığını ve müslümanların Bedir’e ulaştıklarını öğrenince yiyeceklerinin azlığını bahane ederek Usfân’dan geri döndü. Bunun üzerine Mekke’de kalmış olan Kureyşliler onlarla alay ederek yiyecek endişesiyle geri döndükleri için kendilerine “ceyşü’s-sevîk” (kavut ordusu) adını taktılar. Kureyş ordusunun Bedir’e gelmemesi üzerine Hz. Peygamber, yanlarında getirdikleri ticaret mallarını satmaları için müslümanlara izin verdi ve on altı gün sonra Medine’ye döndü..


Resim
En son nurunnehar tarafından 08 Ağu 2020, 22:19 tarihinde düzenlendi, toplamda 1 kere düzenlendi.
Kullanıcı avatarı
nurunnehar
Aktif Üye
Aktif Üye
Mesajlar: 159
Kayıt: 18 Oca 2007, 02:00

Re: KeLÂMuLLAH-ta ve RESÛLuLLAH-ta RÜYÂ..

Mesaj gönderen nurunnehar »

Resim

11-) HADİS-i ŞERîF.:

Resim---Ebu Hüreyre radıyallahu anhu.: “Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem..:
“Ben bu gece, rüyâmda, kendimi Ukbe İbnu Râfi'in evinde imişim gördüm. Orada bana İbnu Tâb denen cinsten taze hurma getirildi. Ben bu rüyâyı şöyle te'vil ettim.: “Yükselme dünyada bizimdir, âhirette de hayırlı âkibet bizimdir, dinimiz de tamamlanmıştır..” buyurdu.
(Enes radıyallahu anh’dan; Müslim, Rü’yâ 18, (2270); Ebu Dâvud, Edeb 96, (5026))


Resim
En son nurunnehar tarafından 08 Ağu 2020, 22:18 tarihinde düzenlendi, toplamda 1 kere düzenlendi.
Kullanıcı avatarı
nurunnehar
Aktif Üye
Aktif Üye
Mesajlar: 159
Kayıt: 18 Oca 2007, 02:00

Re: KeLÂMuLLAH-ta ve RESÛLuLLAH-ta RÜYÂ..

Mesaj gönderen nurunnehar »

Resim

12-) HADİS-i ŞERîF.:

Resim---“Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem..:
“Ben (rüyâmda), saçları karma karışık siyah bir kadının Medine'den çıkıp Mehyea'ya indiğini gördüm. Burası Cuhfe'dir. Ben bunu, Medine'deki vebânın oraya nakledilmesine yordum..” buyurdu.
(İbnu Ömer radıyallahu anhümâ’dan; Buharî, Ta'bir 41, 42, 43; Tirmizî, Rü’yâ 10, (2291))


Resim
En son nurunnehar tarafından 08 Ağu 2020, 22:17 tarihinde düzenlendi, toplamda 1 kere düzenlendi.
Kullanıcı avatarı
nurunnehar
Aktif Üye
Aktif Üye
Mesajlar: 159
Kayıt: 18 Oca 2007, 02:00

Re: KeLÂMuLLAH-ta ve RESÛLuLLAH-ta RÜYÂ..

Mesaj gönderen nurunnehar »

Resim

13-) HADİS-i ŞERîF.:

Resim---“İbnu Ömer radıyallahu anhümâ.: "Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem..: “Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem zamanında kişi, bir rüyâ görecek olsa onu aleyhissalâtu vesselâm efendimize anlatırdı. O sıralarda ben genç, bekâr bir delikanlıydım, mescidde yatıp kalkıyordum. Bir gün rüyâmda, iki meleğin beni yakalayıp cehennemin kenarına kadar getirdiklerini gördüm. Cehennem kuyu çemberi gibi çemberlenmişti. Kezâ (kova takılan) kuyu direği gibi iki de direği vardı. Cehennemde bazı insanlar vardı ki onları tanıdım. Hemen istiâzeye başlayıp üç kere.: “Ateşten ALLAH'a sığınırım” dedim. Derken beni getiren iki meleği üçüncü bir melek karşılayıp, bana.: “Niye korkuyorsun? (korkma)” dedi. Ben bu rüyâyı kızkardeşim Hafsa (radıyallahu anhâ)'ya anlattım. Hafsa da Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem'a anlatmış. Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: “- Abdullah ne iyi insan, keşke bir de gece namazı kılsa!” demiş. Sâlim der ki.: “Abdullah bundan sonra geceleri pek az uyur oldu..” buyurdu.
(İbnu Ömer radıyallahu anhümâ’dan; Buhârî, Ta'bir, 35, 36, Salât 58, Teheccüd 2, Fedâilu'l-Ashâb 19; Müslim, Fedâilu's-Sahâbe 140, (2479))


Resim
Kullanıcı avatarı
nurunnehar
Aktif Üye
Aktif Üye
Mesajlar: 159
Kayıt: 18 Oca 2007, 02:00

Re: KeLÂMuLLAH-ta ve RESÛLuLLAH-ta RÜYÂ..

Mesaj gönderen nurunnehar »

Resim

14-) HADİS-i ŞERîF.:

Resim---“Yahya b. Said radıyallahu anhu.: "Halid b. Velid radiyallahu anhu, Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem’e..: Rüyâda korkuyorum.” dedi.
Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem de.: “Şunları oku.:

"Eûzu bi kelimâtillâhi’t-tâmmeti min gazabihi ve ikâbihi ve şerri ibâdihi ve min hemezâti’ş-şeyâtîni ve en yahzurûn.: ALLAH'ın gazabından, azâbından, kullarının kötülüklerinden, şeytanların vesvesesinden ve benimle beraber bulunup bana zarar vermelerinden ALLAH'ın noksanlıktan uzak, tam ve üstün kelimelerine sığınırım." buyurdu.
(İmâm Mâlik, Muvatta, Şa’r, 9)


Resim
Kullanıcı avatarı
nurunnehar
Aktif Üye
Aktif Üye
Mesajlar: 159
Kayıt: 18 Oca 2007, 02:00

Re: KeLÂMuLLAH-ta ve RESÛLuLLAH-ta RÜYÂ..

Mesaj gönderen nurunnehar »

Resim

15-) HADİS-i ŞERîF.:

Resim---“Ebu Bekre radıyallahu anhu.: "Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem bir gün.: "Sizden bir Rüyâ gören var mı?” diye sual buyurdu. Cemaatten bir adam.:”-Evet ben (şöyle bir Rüyâ gördüm).: Sanki gökten inmiş bir terazi vardı. Siz ve Ebu Bekir tartıldınız. Sen, Ebu Bekir'den ağır geldin. Ebu Bekir'le Ömer de tartıldılar. Ebu Bekir ağır geldi. Sonra Ömer'le Osman tartıldılar. Ömer ağır bastı. Sonra terazi kaldırıldı” dedi. (Adam sözünü bitirince) Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem'ın mübârek yüzlerinde memnuniyetsizlik gördük.” buyurdu.
(Ebu Bekre radıyallahu anh’dan; Ebu Dâvud, Sünnet 9, (4634), Tirmizî, Rüyâ 10, (2288))


Resim
Kullanıcı avatarı
nurunnehar
Aktif Üye
Aktif Üye
Mesajlar: 159
Kayıt: 18 Oca 2007, 02:00

Re: KeLÂMuLLAH-ta ve RESÛLuLLAH-ta RÜYÂ..

Mesaj gönderen nurunnehar »

Resim

16-) HADİS-i ŞERîF.:

Resim---“İbnu Abbas radıyallahu anhümâ..:“Bir adam Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem'a gelerek şu RÜYÂ yı anlattı.: “Bu gece RÜYÂ da buluta benzer bir şey gördüm, ondan YAĞ ve BAL yağıyordu. İnsanlar da ellerini açıp bu yağmurdan almaya çalışıyorlardı. Azıcık alan da vardı, çokça alabilen de. Derken arzdan semâya kadar uzanan bir İP gördüm. Siz o İPe yapışıp çıktınız. Sizden sonra birisi ona tutunup o da çıktı. Sonra bir diğeri yükseldi, sonra bir diğeri daha İPe tutundu, ama İP koptu. Ancak onun için İPi eklediler, o da yükseldi.”
Ebu Bekir radıyallahu anh atılarak.: “Yâ Resûlullah, Annem babam sana kurban olsun, müsâade buyursanız ben yorayım!” dedi.
Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: “Pekala, yor!.” buyurdu.
Ebu Bekir radıyallahu anh şunları söyledi.:
“O bulutumsu gölgelik, İslâm Bulutudur. Ondan yağan BAL ve YAĞ KUR'ÂNdır. KUR'ÂN'ın (bal gibi) halâveti ve (yağ gibi) yumuşaklığıdır. İnsanların bundan avuç avuç almaları KUR'ÂN'dan kiminin çok, kiminin az miktarda istifâdeleridir. Arzdan semâya inen İP ise, senin getirdiğin “(MuhaMMedî) Hakikat”tir. Sen buna yapışmışsın, ALLAH o sebeple seni yüceltecektir. Senden sonra bir adam daha ona yapışacak ve onunla yücelecek, ondan sonra biri daha ona yapışıp o da yücelecek. Ondan sonra biri daha yapışır, fakat İP kopar, ancak onun için İP ulanır o da yapışıp yükselir. Yâ Resûlullah, annem babam sana fedâ olsun, doğru te'vil edip etmediğimi haber ver!.” dedi.
Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: “Bazı te'vilinde isabet ettin, bazı te'vilinde de hata ettin!.” buyurdu.
Ebu Bekir radıyallahu anh .: “Öyleyse, ALLAH'a kasem olsun, hatalarımı söyleyeceksin!” dedi.
Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: “Hayır, yemin verme!.”
buyurdu.
(Buharî, Ta'bir 11,47; Müslim, Rü’yâ 17, (2269); Tirmizî, Rü’yâ 10, (2294); Ebu Dâvud, Sünnet 9, (4632); İbnu Mâce, Rü’yâ 10, (3918)
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12868
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Re: KeLÂMuLLAH-ta ve RESÛLuLLAH-ta RÜYÂ..

Mesaj gönderen kulihvani »

Resim

17-) HADİS-i ŞERîF.:

Resim---“Aişe radıyallahu anhâ..:..:RÜYÂmda hücreme üç AY'ın düştüğünü gördüm. RÜYÂmı babam Ebu Bekir radıyallahu anh'e anlattım. Sükût etti, cevap vermedi. Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem vefât edip de odama defnedilince Ebu Bekir.: "İşte (RÜYÂnda gördüğün) üç AY'dan biri ve en hayırlısı!.” dedi.” dedi.
((Muvatta, Cenâiz 10, (1, 232)
Resim
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12868
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Re: KeLÂMuLLAH-ta ve RESÛLuLLAH-ta RÜYÂ..

Mesaj gönderen kulihvani »

Resim

18-) HADİS-i ŞERîF.:

Resim---“Aişe radıyallahu anhâ..: “Hz. Peygamber sallallahu aleyhi vesellem'e Varaka İbnu Nevfel hakkında soruldu. Hz. Hatice radıyallahu anhâ.: “O seni tasdik etti ve sen peygamberliğini izhâr etmeden önce vefât etti” dedi. Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem şu cevâbı verdi.: “O bana RÜYÂda gösterildi. Üzerinde beyaz bir elbise vardı. Şâyet cehennemlik olsaydı, beyaz renkli olmayan bir elbise içerisinde olması gerekirdi.” buyurdu.
(Tirmizî, Rü’yâ 10, (2289))
Resim
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12868
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Re: KeLÂMuLLAH-ta ve RESÛLuLLAH-ta RÜYÂ..

Mesaj gönderen kulihvani »

Resim

19-) HADİS-i ŞERîF.:

Resim---“Câbir radıyallahu anhu.:“Bir bedevî Hz. Peygamber sallallahu aleyhi vesellem'e gelip.: "Rüyâmda başımın kesildiğini, kendimin de onun peşine düştüğünü gördüm” dedi. Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem adamı azarlayıp.: “Sakın ha! Şeytanın, rüyânda seninle eğlenmesini kimseye anlatma!” buyurdu.
(Müslim, Rü’yâ 12, (2268))
Resim
Cevapla

“Divanında Muhammedi Tasavvuf” sayfasına dön