KuL İhvÂNi NASR Sûresi Sohbeti

Cevapla
Kullanıcı avatarı
nur_umim
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 1113
Kayıt: 19 Ağu 2007, 02:00

KuL İhvÂNi NASR Sûresi Sohbeti

Mesaj gönderen nur_umim »

Resim


إِذَا جَاء نَصْرُ اللَّهِ وَالْفَتْحُ
Resim---İzâ câe nasrullâhi ve’l- fethu..: Allah’ın yardımı ve fetih geldiği zaman.” (Nasr 110/1)

وَرَأَيْتَ النَّاسَ يَدْخُلُونَ فِي دِينِ اللَّهِ أَفْوَاجًا
Resim---Ve raeyten nâse yedhulûne fî dînillâhi efvâcâ (efvâcen)..: Ve insanların Allah'ın dinine dalga dalga girdiklerini gördüğünde,” (Nasr 110/2)

فَسَبِّحْ بِحَمْدِ رَبِّكَ وَاسْتَغْفِرْهُ إِنَّهُ كَانَ تَوَّابًا
Resim---Fe sebbih bi hamdi rabbike vestagfirhu, innehu kâne tevvâbâ (tevvâben)..: O zaman Rabbini hamd ile tespih et. Ve O’ndan mağfiret dile. Muhakkak ki O, tövbeleri kabul edendir.” (Nasr 110/3)

En Nasîru:
Resim

El Fettâhu:
Resim

Nasrullah. Fethullah..
İzâ câe nasrullâhi.. Nasrullah geldiğinde ne olur.. Raziyeten olur..
İzâ câe fethullâhi.. Fethullah geldiğinde ne olur.. Merziyeten olur..
Sonra..
Ve raeyten nâse yedhulûne fî dînillâhi efvâcâ..
Ve insanların Allah'ın dinine dalga dalga girdiklerini görürsün..
Ki bu hal, Mutmâinne nefsin RABBına DÖNüşüdür..


يَا أَيَّتُهَا النَّفْسُ الْمُطْمَئِنَّةُ
Resim---“Yâ eyyetuhân nefsu'l- mutmainnetu: Ey mutmain (tatmin bulmuş) nefis,” (Fecr 89/27)

ارْجِعِي إِلَى رَبِّكِ رَاضِيَةً مَّرْضِيَّةً
Resim---“İrciî ilâ rabbiki râdıyeten mardıyyeten: Razı olmuş ve kendisinden razı olunmuş bir halde Rabbine dön.” (Fecr 89/28)

فَادْخُلِي فِي عِبَادِي
Resim---“Fedhulî fî ibâdî: Gir kullarımın içine!” (Fecr 89/29)

وَادْخُلِي جَنَّتِي
Resim---“Vedhulî cennetî: Ve cennetime gir!” (Fecr 89/30)

Bu Muhteşem MuhaMMedî Mahşeri yaşadığında;
Fe sebbih bi hamdi rabbike vestagfirhu, innehu kâne tevvâbâ..

Fe sebbih.. Şimdi artık sebbih et bakayım hadi.. Sebbaha et.. sebbehâ arapçada "yüzmek" demektir..

SEBBeha, Kur'ÂN-ı Kerîm gibi çeşitli fiil kiplerinde 5 sûrenin 1. Âyetiyle birlikte 7 âyettedir..


YuSEBBihu.:

يُسَبِّحُ لِلَّهِ مَا فِي السَّمَاوَاتِ وَمَا فِي الْأَرْضِ الْمَلِكِ الْقُدُّوسِ الْعَزِيزِ الْحَكِيمِ
Resim ---Yusebbihu lillâhi mâ fî's-semâvâti ve mâ fî'l-ardı'l-meliki'l-kuddûsi'l-azîzi'l-hakîm(hakîmi) : Göklerde ve yerde olanların hepsi, mülkün sâhibi, eksiklikten münezzeh, azîz ve hakîm olan ALLAH'ı tesbih eder.(Cumâ 62/1)

SeBBeHa: tesbih eder. Yüzer. Döner durur. AKL-ı SiLm BİLir ki, ATOM yaratıldığı günden beri durmadan dönmektedir ve kıyâmete kadar da dönecektir. Enerjiyi nerden almakta ve alacak sorusunun cevâbının “KÛN feye KÛN-hER ÂN ŞE’ÂNULLAHta yENiden Yaratış” olduğunu materyalist fizikçiler çok geç anlayacaktır sanırım..

Sebbaha, şiddetle dönmektir.. atomun dönmesi gibidir, boşlukta yüzmektir Hâlim can, senin gözün sağlam biliyorum bak kâinâtta dönmeyen bir şey göremeyeceksin ki, atom dâhil dönmeyen bir zerre göremezsin ki her ÂN dönmemiş olsun.. biliyorsun sebbahadadır tümü.. ve ben farkında değilim farkında değilsin ama bu dünya 1600 km/saat hızla dönüyor yani yol alıyor..

Resim ---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: "İza cae nasrullahi ve'l-feth" süresi Kur’ÂN-ı Kerim'in dörtte birine denktir" buyurmuştur.
(Enes radiyallahu anhu’dan; Tirmizî, Sevâbu'l- Kur’ÂN 10, (2897)

Resim ---İbnu Abbas radiyallahu anhu: “Hz. Ömer (radiyallahu anhu) beni Bedir şeyhleri ile birlikte (sohbet ve istişâre meclislerine) alıyordu. Bu hal, sanki, birilerinin ağırına gitmişti: "Bunu niye bizimle birlikte cemaate alıyorsun, bizim onun kadar oğlanlarımız var?" diye Hz. Ömer'e tarizde bulundu. Hz. Ömer kendilerine: "Onun kimlerden olduğunu biliyorsunuz" diye cevap ver(ip geçiştir)di. Bir gün beni çağırıp yine onlarla birlikte meclise aldı. Bu sefer, sırf beni(m liyâkatımı) onlara göstermek için beni çağırdığını anlamıştım. Hz. Ömer (ra): "Cenab-ı Hakk'ın “İzâ câe nasrullâhi ve’l- fethu (Nasr 110/1) kavl-i şerifi hakkında ne dersiniz?" diye sordu. Cemaatten bazıları: "Yardıma ve fethe mazhar olduğumuz zaman Allah'a hamdetmek ve istiğfarda bulunmakla emrolunduk" diye cevap verdi. Bazıları hiçbir şey söylemedi. Hz. Ömer (ra) bana yönelerek: "Ey İbnu Abbas, sen de mi böyle söylüyorsun?" dedi. Ben: "Hayır" dedim ve sustum. Hz. Ömer: "Öyleyse söyle, sen ne diyorsun?" diye bana söz verdi. Ben şu açıklamayı yaptım: "Bu sûre Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem'in ecelidir, kendisine bu sûre ile haber verilmiştir. Bu sârede Cenâb-ı Hakk (Resûlüne şöyle demiştir): "Allah'ın nusreti ve fethi geldiği zaman, bil ki bu senin ecelinin artık yakınlığına alâmettir. öyle ise hamdederek Rabbini tesbih et ve ona istiğfarda bulun. O tövbeleri kabul edicidir." Bu yorumun üzerine Hz. Ömer: "Bundan ben de senin söylediğini anlıyorum" dedi.
(İbnu Abbas radiyallahu anhu’dan; Buharî, Tesfir 4, Menakıb 25, Meğazi 50, 85; Tirmizî, Tefsir, Feth (Nasr) 3359)

Resim ---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: “Ensâr’ı ancak mü’min olan sever hiç şüphesiz onlara münafık olan da buğz eder ve düşmanlık eder kim ki Ensâr’ı severse Allah da onu sever. Her kim de Ensâra buğz ve düşmanlık eder, Allah da ona düşmanlık eder.” buyurmuştur.
(Buharî, VIII,3551)

Resim ---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: “Allahım sen Ensâra, Ensârın oğullarına, oğullarının oğullarına mağfiret eyle!” buyurmuştur.
(Buharî, 1750)

Resim ---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: “Eğer hicret, dinî bir emir ve ibâdet olmasaydı muhakkak ben kendimi Ensârdan bir kişi saymış olurdum.” buyurmuştur.
(Ahmed bin Hanbel, II/315; Müslim, Zekât 139)

Resim ---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: "Benim kendisine sığındığım sırdaşım ehl-i Beyt'imdir, dayanağım da Ensar'dır. Öyleyse onların (Ehl-i Beyt ve Ensâr'ın) kusurlularını affedin, faziletli olanlarına da sarılın." buyurmuştur.
(Ebu Said radıyallahu anh’dan; Buharî, Menakıbu'l- Ensar 2, Temenni 9)

Resim ---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: "Allah'a ve ahirete iman eden kimse Ensâr'a buğzetmesin." buyurmuştur.
(İbnu Abbas radıyallahu anhüma’dan; Tirmizî, Menakib, (3900)

Resim ---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: "Ensâr iç gömlek, insanlar da dış gömlek (mesabesinde)dirler.” buyurmuştur.
(Sehl İbnu Sa'd radıyallahu anhdan, Kütüb-i sitte 5993)

Resim ---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: "Allah, Ensarı, Ensarın oğullarını, Ensarın oğullarının oğullarını rahmetine bandırsın" buyurmuştur.
(Amr İbnu Avf radıyallahu anhdan, Kütüb-i sitte 5994)

Resim ---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: “Benim kendisine sığındığım sırdaşım ehl-i Beyt’imdir, dayanağım da Ensar’dır. Öyleyse onların (Ehl-i Beyt ve Ensâr’ın) kusurlularını affedin, faziletli olanlarına da sarılın.” buyurmuştur.
(Ebu Said radıyallahu anh’dan; Tirmizî, Menakıb, (3900)
Resim
Cevapla

“Kuran-ı Kerim Sohbetleri” sayfasına dön