SAHİH-İ BUHARİ`DEN 1001 HADİS

Peygamber Efendimizin (sav) mübarek sözleri ve Kudsi Hadisler.
Cevapla
Kullanıcı avatarı
ahmet
Saygın Üye
Saygın Üye
Mesajlar: 285
Kayıt: 26 Şub 2007, 02:00

SAHİH-İ BUHARİ`DEN 1001 HADİS

Mesaj gönderen ahmet »

Resim

SAHÎH-i BUHÂRî'den SEÇME 1001 HADİS

Naim Erdoğan
Şişli Camii Baş İmamı..


Resim MUKADDİME

Resim

Hamd, âlemlerin RABBi olan ALLAH'a mahsustur.
Salât-ü Selâm, Kâinatın Efendisi, İmamü'l-Enbiyâ Hazreti Muhammed Mustafa sallallahu teâlâ aleyhi ve sellem, onun âl ve ashabının üzerine olsun...
itikad, İbadet ve Muamelât bahislerinde, mü'min kardeşlerime ışık tutacak ve onlara yön verecek bir eserin hazırlanmasını uzun yıllardır arzulardım. Fakat fırsat bulup bir türlü böyle bir eseri yazmaya elim varmazdı. Nihâyet karar verdim ve bu eserin, ALLAH kitabından sonra en sahih bir kitab olduğuna hemen hemen bütün âlimlerin ittifakı bulunan Sahih-i Buhari'den istifade edilerek hazırlanmasını arzuladım.
Sahih-i Buhari'den tam 1001 (binbir) hadis seçtim; tercüme ettim ve bazı dip notlar ilâvesiyle bu kitabı Lehul-Hamd vücuda getirdim...
Peygamberimizin sözlerini ve yaşayışlarını tüm kâinata aksettiren böyle bir eseri hazırlamaya beni muvaffak kılan ulu Mevlâya sonsuz şükürler olsun!
Bu kitabı okuyacak olan mü'min kardeşlerimin, kitabda bazı hadîslerjn tekrar olarak serd edildiğini gördükleri zaman, beni yadırgamamalarını, bilhassa bu babta beni mazur görmelerini istirham edeceğim. Çünkü ayni hadîsler bazen çeşitli konuları ihtiva etmektedirler. O konuların yeri geldiği zaman, o hadîsleri zikretmek zorunluğu hasıl olmuştur.
Bazan da —Peygamberimizin mucizelerini ihtiva eden hadislere rastlanmıştır— sırf konuyu daha belirgin bir tarzda isbat etmek ve ona güç kazandırmak maksadiyle bu hadisler tekrarlanmıştır. Bu itibarla saygı değer okurlarımızın beni mazur göreceklerini umuyorum…
Bu eser, 1257 tarihinde, Darut-Tibâatü'l-Amire'de basılan sekiz ciltlik Sahih-i Buhari'ye göre hazırlanmıştır..
Gâye İslâma hizmet etmektir.
Bütün insanlığın bilhassa mü'min kardeşlerimin bu eserden azami derecede faydalanmalarını Cenâb-ı HAKk'tan dilerim.
Çalışmak bizden, Tevfik ALLAH celle celâlihu'dan...

Naim ERDOĞAN
9. 5. 1975 Şişli - İst.



ResimİMAN ve İSLÂM

Resim---İbni Ömer radiyallahu anhu’dan.: "Resûlallah sallallahu aleyhi ve sellem.: «İslâm beş (esas) üzerine kurulmuştur; ALLAH'tan başka İLâH olmadığına, MuhaMMed’in Resûlü olduğuna şehadet getirmek, namaz kılmak, zekât vermek, hacca gitmek ve Ramazan orucunu tutmak.» buyurmuştur.

Resim Bu hadîs-i şerifte, İslâmm beş ana temeli belirtiliyor, Yani İslâm Dininin bu beş ana esas üzerine kurulduğunu, bu beşten biri bulunmadığı zaman, kişinin Mü'min-i kâmil olamayacağını beyân eden pek açık ve seçik ifâdeler vardır, bu hadiste.

Resim =>2-)
Resim---Abdullah Amr radiyallahu anhu’dan.: Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem.: «Müslüman o kimsedir ki, (diğer) Müslümanlar onun hem dilinden ve hem de elinden salim olur (eziyet ve işkence görmez). buyurdu.

Resim Bu hadis-i şerifte ise, gerçek müslümanların kimler olduğu anlatılmaktadır.

Resim =>3-)
Resim---Ebü Burde, Ebû Musa radiyallahu anhum'ın şöyle dediğini rivâyet ediyor.: «Yâ Resûlallah!. Hangi İslâm efdâldır?» diye sordular.
Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.:
««(Diğer) Müslümanların, hem dilinden, hem elinden kurtulduğu kişininki!» cevabını verdi..


(3) Resim «Yâ Resûlallah!. Hangi İslâm efdâldır?» demek, yâni "Bir mü'minin, İslâmi davranışlarından hangisi daha iyidir?" demektir. Yoksa İslâm Dininin çeşidi olmaz. O, tek ve hak dindir. Bu benzeri hadislerde, İslâmın üstün ahlâkı anlatılmaktadır. Durup dururken bir müslümanın diğer bir müslümana sataşması ve onunla gerek imâ ve gerekse açık açık alay etmesi, hafife alıp rencide etmesi, İslâmın üstün ahlâk anlayısıyla ve ulvî esasları ile asla bağdaşmaz.

Resim =>4-)
Resim---Abdullah b. Amr radiyallahu anhu’dan: "Bir adam Peygamber sallallahu aleyhi ve selleme sordu: «Hangj İslâm hayırlıdır?»
Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.:
«Yemek yedirirsin, tanıdığına da tanımadığına da selâm verirsin./(İşte bu en iyi bir İslâmî Davranıştır.)» cevabını verdi..


Resim Yemek yedirmenin ve selâm vermenin fazileti pek büyüktür, İşte bu hadis-i şerifte buna Işâret buyurulmuştur. Bazı kişiler vardır ki, azıcık kırıldığı insana selâm vermekten imtina ederler. Oysa bu doğru bir hareket değildir. Zirâ kişinin tanımadığı kimselere bile selâm vermesinin üstün bir davranış olduğunu açıklayan Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: "Hiçbir zaman müminlerin birbirleriyle küs durmasına, selâm ve alâkayı kesmesine razı olmaz.." buyuruyor.

Resim =>5-)
Resim---Enes radiyallahu anhu’dan.: “Resûlallah sallallahu aleyhi ve sellem.: «Sizden biriniz ,kendi nefsi için sevdiğini, kardeşi için sevmedikçe (tam) iman etmiş sayılmaz!.» buyurdu.

Resim Bu hadis, İslâmın ulvî esaslarından biri ve pek önemlisi olan bir düsturu açıklamaktadır.: Kişi, kendi nefsi için arzuladığını diğer müslüman kardeşleri için arzulamazsa, onların ahlâkî, ictimâî ve malî - iktisadî hallerine aldırmazsa, *Bana ne? Her, kes kendinden sorumludur, ben kendi rahatıma ve konforuma bakayım» derse, işte İslâmın kendisinden istediği gerçek ve tam imandan yoksun olur. Onun için İslâm Peygamberi ümmetini, bu hususta çok dikkatli olmaları için uyarmışlardır..
Kullanıcı avatarı
ahmet
Saygın Üye
Saygın Üye
Mesajlar: 285
Kayıt: 26 Şub 2007, 02:00

Re: SAHİH-İ BUHARİ`DEN 1001 HADİS

Mesaj gönderen ahmet »


Resim =>6-)
Resim---Enes radiyallahu anhu’dan.: “Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem.: “Sizden biriniz, ben kendisine, babasından, evlâdından ve bütün insanlardan daha sevimli olmadıkça (tam) imân etmiş olmaz.” buyurdu.

Resim Bir müslüman, peygamberliğine inanmış olduğu Hz. MuhaMMed'i (aleyhisselâm) anasından, babasından, çocuklarından ve hattâ tüm insanlardan çok sevmelidir. Onu hepsinden ileri ve üstün tutmalıdır. Şâyet annesi veya babasının verdiği emirler O'nun verdiği emir ve talimâtlara aykırı düşüyorsa; onları değil, Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem’i dinlemelidir. Aksi halde Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem darıltmış ve onun ruhaniyetini rencide etmiş olur..

Resim =>7-)
Resim---Enes radiyallahu anhu’dan.: “Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem.: “Üç (haslet) vardır ki, onlar her kimde bulunursa imânın tadını bulur; ALLAH ve RESÛLÜ, kendisine, başkalarından daha sevimli olmak, kişiyi (başka bir gâye ile değil) yalnız ALLAH için sevmesi, küfre döneği, ateşe atılması gibi kerih görmesi (hoşlanmaması) ...” buyurdu.

Resim Bu hadis-i şeriften anlaşılıyor ki: Menfaat üzerine kurulan dostluklar, bir gün yıkılmaya mahkûmdur., Çünkü karşılıklı menfaat, herhangi bir sebeple yok olduğu zaman. sevgiyi de beraberinde alıp götürür. Onun için kişi sevdiğini ALLAH için sevmeli; sevmediğini de ALLAH için sevmemelidir..

Resim =>8-.)
Resim---Aişe radiyallahu anha’dan.: “Resûlallah sallallahu aleyhi ve sellem onlara emrettiklerinde, amellerden takat getirebildiklerini emrederlerdi.
Dediler ki.: “Yâ Resûlallah!. Nizler senin gibi değiliz; ALLAH senin geçmiş - gelecek (bütün) günâhını bağışlamıştır...” Bunun üzerine öfkelenir ve öfkelendiği (mübarek) yüzlerinden belli olurdu da şöyle buyururlardı.:
“Şüphesiz en korkanınız ve ALLAH’ı en iyi bileniniz benim!.” buyurdu.

Resim =>9-)
Resim---İbni Ömer radiyallahu anhu’dan.: “Resûlallah sallallahu aleyhi ve sellem.: “ALLAH'tan başka ilâh olmadığına ve MuhaMMed’in de ALLAH'ın RESÛLÜ olduğuna şehâdet getirmelerine kadar, namaz kılıp zekât vermelerine kadar, insanlarla savaşma emrini aldım. Eğer onlar bunu yaparlarsa, benden kanlarını ve mallarını hıfz etmiş olurlar. (Kısas ve sâir Hadler gibi) İslâm hakkı için olursa başka! (Bu takdirde) onların hesabları ALLAH'a kalmıştır.” buyurdu.

Resim =>10-)
Resim---Ebu Hüreyre radiyallahu anhu’dan.: “Resûlallah sallallahu aleyhi ve sellem’e.: “Hangi amel efdaldir?” diye sordular. Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: “ALLAH'a ve RESÛLÜne imân etmek!” buyurdu. “Sonra hangisi?” dediler. Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: “ALLAH Yolu’nda cihâd etmek.” buyurdu. “Sonra hangisi?” diye sordular. Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: “Mebrûr (makbul olan) Hac!.” buyurdu.

Resim Bu mübârek hadiste, en iyi amelin, ALLAH ve RESÛLÜne imân etmek olduğu anlatılmaktadır. Çünkü imân bir asıldır. Kişide bu asıl olmayınca ameli kabul edilmez: yorgunluktan başka yanında hiçbir şey kalmaz, Sonra şırasıyla ALLAH Yolu’nda savaşmanın ve halisâne hac farizasını ifâ etmenin faziletinden bahsedilmiştir...

Resim =>11-)
Resim---Ebu Hüreyre radiyallahu anhu’dan.: “Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem.: “Münâfık'ın alâmeti üçtür: Konuştuğu zaman, yalan söyler, söz verdiği zaman. sözünde durmaz, kendisine bir şey emanet edildiği zaman hiyânette bulunur..» buyurdu.

Resim =>12-)
Resim---Abdullah b. Amr radiyallahu anhu’dan.: “Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem.: "Dört (haslet) vardır ki, onları kendinde bulunduran kişi hâlis münâfık olur; onlardan yalnız bir haslet kendinde olursa, onu terk edinceye kadar nifâktan bir haslet bulunmuş olur.
(kendinde).: Kendisine bir şey emânet edildiğinde hiyânette bulunur, konuştuğu zaman yalan söyler, andlaşma yaptığı zaman, andlaşmasını bozar, muhasemede bulunduğunda, fâcirlik eder..”
buyurdu.
Cevapla

“►Hadis-i Şerifeler◄” sayfasına dön