HAYDİ YİĞİDİM YETİŞ!..
Gönderilme zamanı: 03 May 2009, 18:40
HAYDİ YİĞİDİM YETİŞ!..
Cihanın yükünü sırtında taşımaya azmetmiş yiğitler
Yiğidim kalk uykudan kalk ki yükü beraber taşıyalım sırtımızda, bütün taşıyanlarla beraber
Belki sırtımız nasır bağlayacak ama başkaları Muhammedi huzur ve mutluluğa kavuşacak
Kâinat ve insanlık senin kalkacağın anı beklemekte
Bu ZOR YOL da ağır yükü sırtına alacağın ve sırtını nasırlaştıracağın anı beklemekte
Sen de bir Zeynül Âbidin ol!..
Zeynül Âbidini anlatmak mı marifet?..
Zeynül Âbidin olma marifettir
Hele bir sirkil de kendine gel!..
Bu sözler seni Muhammedi hizmetçi Zeynül Âbidin olmaya çağırıyor!..
Bugün olmaz deme sakın yiğidim
Her an olanlar var!..
Öğrenerek öğreterek sebeb olmalıyız, NUR gibi IŞIK gibi!.. diyen de kim?..
Kim miş; Damla damla bir araya gelip el ele, kan kana ve can cana Muhammedî Deryada buluşma tercihini ve tekemmülünü "BİZ BİLELİĞİ"nde yaşayalım!.. diyen?..
Cenneti, Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) in kalbindeki Rıza Havuzu bilen, her zerresini eritip çile çöllerinden akıtıp geçirerek Ona kavuşturmayı amaçlayan, garib dervişlerinden ve âşıklarından birisiyim!.. diyen,
Bir de: ERİMEK - AKMAK - YÜKSELMEK - RAHMET OLUP AŞK BAĞLARINA YAĞMAK... diyorsa...
Bu ne derin bir ruh!..
Bu ne derin bir şuur!..
Bu ne muhteşem bir atmosferdir ki, insanlığın başında bir Rahmet bulutu gibi dolaşmakta!..
Bu bulutlar gezip durdukça susuzlar hep huzur ve itminan içinde olacaktır
Bugün senin için o huzur yok mu?..
Çünkü bugün sen mi yoksun?..
O bulut eğer olacaksa senin akan göz yaşlarından buharlaşıp meydana gelmeli!..
Bana DENİZden buharlaşan bulutlardan bahset birde!..
Sende DENİZdemisin?..
Bana gönülleri ıslatacak Rahmet bulutlarından bahset!..
Bahset ki yaralıyım!..
Derdime derman ararım!..
Ağla kardeşim, gel beraber ağlayalım!..
Göz yaşlarımız ırmaklar olsun da Denizlere karışsın!..
Ve buharlaşsın!..
Bulutlar Arşa ulaşsın!..
Arşı sarsalım da Allahü zül Celal sorsun bu bulut ne istiyor diye!..
O ses BİZe ulaşırsa başımızı kalbimize doğru eğelim ve diyelim ki:
Ümmet-i Muhammedin derdiyle ağlayan BİZim göz yaşlarımızdan meydana gelen Rahmet bulutların yüce Rabbimiz!..
Ey Subhan, yüce Sultan!..
Rahmeten lil âlemin Rasulullah s.a.v. hürmetine Onun ümmetine Rahmet et!..
Onun(s.a.v.) ümmetini ıslah et!..
Onun(s.a.v.) ümmetini felaha kavuştur!..
Onun(s.a.v.) ümmetine kötü durumlarından çıkış yolu göster et!..
Onun(s.a.v.) ümmetine Sırat-ı Müstakim yolunu göster!..
Biz aciz kullarını da Hasbi ve Habibi hizmetçi kıl ve istediğin gibi kullan bu yolda!..
En büyük hizmetçin Muhammed A.S. ın yolunda gitmeyi nasib eyle!..
Ve Dosdlarından eyle BİZi ki Hakk Dosdların gibi bizde Hizmetçilik edelim yolunda!..
İnsanlık bu hıçkırıklara, inlemelere muhtaç!..
Bu nefeslere, bu soluklara muhtaç!..
Bu heyecana muhtaç!..
Rabbimizin inayeti ve Rasulullah s.a.v. Efendimizin keremiyle yeni bir diriliş beklenmekte!..
Dava sahibi Allahü zül Celalimizin Rasulünün Davetine Dua ile icabet gerek!..
Bu büyük Davanın Hakikatli Davetçisine yol alan ve altında Dua olan şanlı süvariler!..
Bırak sağa sola bakmayı muhattab sensin!..
Ben ne yapabilirim ki deme!..
Hele bir niyet ki gör neler yapıyorsun!..
Ammaaaa!..
Ne yaptıysan unut gitsin!..
Rasulullah s.a.v. Efendimizin adına, hesabına ve yüce şerefine gitsin!..
Bir gün olur hatırlanır kafanı yorma!..
Peki sen ey insanoğlu!..
Ey eşref-i Mahluk!..
Ne zaman yapacaksınız?..
Dipnotlarının arasına mı aldın yine?..
Müminlerden -özür sahibi olanlar dışında- oturanlarla malları ve canlarıyle Allah yolunda cihad edenler bir olmaz. Allah, malları ve canları ile cihad edenleri, derece bakımından oturanlardan üstün kıldı. Gerçi Allah hepsine de güzellik (cennet) vadetmiştir; ama mücahidleri, oturanlardan çok büyük bir ecirle üstün kılmıştır. (Nisa-95)
DUYdun mu?..
Uydun mu?..
Gel el ele verelim, elimizin üstünde Rasulullah s.a.v. Efendimizin ve Allahın eli olsun!..
Gel Rasul Dosdu ve Hakk Dosdu olalım!..
Şeytanın dosdu olacak değiliz ya!..
İnsanlığın imdadına koşalım!..
İtfaiye memurları gibi
Yiğidim!
Bir gönül Eri şöyle diyordu:
Tulumbanı al yetiş imdada yangın var. Dünyada yangın var, semada yangın var, arzda yangın var. Dedim zahirde mi aşık, dedi ikbâda yangın var. Sefine kalbime yağlı paçavra attılar, sefine kalbimde yangın var. Her yanda yangın var
İtfaiye memuru gibi koşacak, dünyayı yakan bu yangını BİZ söndüreceğiz...
Muhammedi Mürüvvetle BİZ söndüreceğiz..
Muhammedi Merhamet ve Şefkatle BİZ söndüreceğiz
Muhammedi Muhabbetle BİZ söndüreceğiz...
Muhammedi Hizmetle BİZ söndüreceğiz
Kaynayıp taşan ve köpüren hizmetçiliğinle sen söndüreceksin...
Sen, ben, o
BİZ!..
BİZ BİR Muhammediyiz
Can muhabbetiyle...
Cihanın yükünü sırtında taşımaya azmetmiş yiğitler
Yiğidim kalk uykudan kalk ki yükü beraber taşıyalım sırtımızda, bütün taşıyanlarla beraber
Belki sırtımız nasır bağlayacak ama başkaları Muhammedi huzur ve mutluluğa kavuşacak
Kâinat ve insanlık senin kalkacağın anı beklemekte
Bu ZOR YOL da ağır yükü sırtına alacağın ve sırtını nasırlaştıracağın anı beklemekte
Sen de bir Zeynül Âbidin ol!..
Zeynül Âbidini anlatmak mı marifet?..
Zeynül Âbidin olma marifettir
Hele bir sirkil de kendine gel!..
Bu sözler seni Muhammedi hizmetçi Zeynül Âbidin olmaya çağırıyor!..
Bugün olmaz deme sakın yiğidim
Her an olanlar var!..
Öğrenerek öğreterek sebeb olmalıyız, NUR gibi IŞIK gibi!.. diyen de kim?..
Kim miş; Damla damla bir araya gelip el ele, kan kana ve can cana Muhammedî Deryada buluşma tercihini ve tekemmülünü "BİZ BİLELİĞİ"nde yaşayalım!.. diyen?..
Cenneti, Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) in kalbindeki Rıza Havuzu bilen, her zerresini eritip çile çöllerinden akıtıp geçirerek Ona kavuşturmayı amaçlayan, garib dervişlerinden ve âşıklarından birisiyim!.. diyen,
Bir de: ERİMEK - AKMAK - YÜKSELMEK - RAHMET OLUP AŞK BAĞLARINA YAĞMAK... diyorsa...
Bu ne derin bir ruh!..
Bu ne derin bir şuur!..
Bu ne muhteşem bir atmosferdir ki, insanlığın başında bir Rahmet bulutu gibi dolaşmakta!..
Bu bulutlar gezip durdukça susuzlar hep huzur ve itminan içinde olacaktır
Bugün senin için o huzur yok mu?..
Çünkü bugün sen mi yoksun?..
O bulut eğer olacaksa senin akan göz yaşlarından buharlaşıp meydana gelmeli!..
Bana DENİZden buharlaşan bulutlardan bahset birde!..
Sende DENİZdemisin?..
Bana gönülleri ıslatacak Rahmet bulutlarından bahset!..
Bahset ki yaralıyım!..
Derdime derman ararım!..
Ağla kardeşim, gel beraber ağlayalım!..
Göz yaşlarımız ırmaklar olsun da Denizlere karışsın!..
Ve buharlaşsın!..
Bulutlar Arşa ulaşsın!..
Arşı sarsalım da Allahü zül Celal sorsun bu bulut ne istiyor diye!..
O ses BİZe ulaşırsa başımızı kalbimize doğru eğelim ve diyelim ki:
Ümmet-i Muhammedin derdiyle ağlayan BİZim göz yaşlarımızdan meydana gelen Rahmet bulutların yüce Rabbimiz!..
Ey Subhan, yüce Sultan!..
Rahmeten lil âlemin Rasulullah s.a.v. hürmetine Onun ümmetine Rahmet et!..
Onun(s.a.v.) ümmetini ıslah et!..
Onun(s.a.v.) ümmetini felaha kavuştur!..
Onun(s.a.v.) ümmetine kötü durumlarından çıkış yolu göster et!..
Onun(s.a.v.) ümmetine Sırat-ı Müstakim yolunu göster!..
Biz aciz kullarını da Hasbi ve Habibi hizmetçi kıl ve istediğin gibi kullan bu yolda!..
En büyük hizmetçin Muhammed A.S. ın yolunda gitmeyi nasib eyle!..
Ve Dosdlarından eyle BİZi ki Hakk Dosdların gibi bizde Hizmetçilik edelim yolunda!..
İnsanlık bu hıçkırıklara, inlemelere muhtaç!..
Bu nefeslere, bu soluklara muhtaç!..
Bu heyecana muhtaç!..
Rabbimizin inayeti ve Rasulullah s.a.v. Efendimizin keremiyle yeni bir diriliş beklenmekte!..
Dava sahibi Allahü zül Celalimizin Rasulünün Davetine Dua ile icabet gerek!..
Bu büyük Davanın Hakikatli Davetçisine yol alan ve altında Dua olan şanlı süvariler!..
Bırak sağa sola bakmayı muhattab sensin!..
Ben ne yapabilirim ki deme!..
Hele bir niyet ki gör neler yapıyorsun!..
Ammaaaa!..
Ne yaptıysan unut gitsin!..
Rasulullah s.a.v. Efendimizin adına, hesabına ve yüce şerefine gitsin!..
Bir gün olur hatırlanır kafanı yorma!..
Peki sen ey insanoğlu!..
Ey eşref-i Mahluk!..
Ne zaman yapacaksınız?..
Dipnotlarının arasına mı aldın yine?..
Müminlerden -özür sahibi olanlar dışında- oturanlarla malları ve canlarıyle Allah yolunda cihad edenler bir olmaz. Allah, malları ve canları ile cihad edenleri, derece bakımından oturanlardan üstün kıldı. Gerçi Allah hepsine de güzellik (cennet) vadetmiştir; ama mücahidleri, oturanlardan çok büyük bir ecirle üstün kılmıştır. (Nisa-95)
DUYdun mu?..
Uydun mu?..
Gel el ele verelim, elimizin üstünde Rasulullah s.a.v. Efendimizin ve Allahın eli olsun!..
Gel Rasul Dosdu ve Hakk Dosdu olalım!..
Şeytanın dosdu olacak değiliz ya!..
İnsanlığın imdadına koşalım!..
İtfaiye memurları gibi
Yiğidim!
Bir gönül Eri şöyle diyordu:
Tulumbanı al yetiş imdada yangın var. Dünyada yangın var, semada yangın var, arzda yangın var. Dedim zahirde mi aşık, dedi ikbâda yangın var. Sefine kalbime yağlı paçavra attılar, sefine kalbimde yangın var. Her yanda yangın var
İtfaiye memuru gibi koşacak, dünyayı yakan bu yangını BİZ söndüreceğiz...
Muhammedi Mürüvvetle BİZ söndüreceğiz..
Muhammedi Merhamet ve Şefkatle BİZ söndüreceğiz
Muhammedi Muhabbetle BİZ söndüreceğiz...
Muhammedi Hizmetle BİZ söndüreceğiz
Kaynayıp taşan ve köpüren hizmetçiliğinle sen söndüreceksin...
Sen, ben, o
BİZ!..
BİZ BİR Muhammediyiz
Can muhabbetiyle...