Fȃni ol ki kendinden, Bȃki olan görünsün,
Hicȃb kalksın gözünden, sadece Hakk görünsün...
Mehmet Emin BAY..
(Dost Emin)
Kemaliye’li bir âilenin çocuğu olarak 1947 yılbaşı günü Malatya’da doğdu. Gaziantep Lisesini bitirene kadar babasının işi gereği Elâzığ ve Batman’da da bulundu. 1964 de üniversite tahsili için Trabzon’a gitti ve beş yıl sonra mezun olup Ankara’ya yerleşti. Kentsel altyapı planlamasında serbest proje mühendisi olarak çalıştı. 2002 de mühendisler için bir el kitabı hazırlayıp emekli oldu. Bu kitap dışında “Dostu Bildik” ve “Gönül Gözü” isimli tasavvufî temalı kitapları mevcuttur..
ÖNSÖZ.:
Cümle güzelliklerin sâhibi, cemȃliyle, celȃliyle mümin kullarına kemȃlȃt veren, rahmetiyle istediğine hidâyeti nâsib eden, muhabbetiyle aşkının ateşini kalblere atan, nuruyla gönülleri aydınlatan, ȃlemlerin Hȃlık’ı ve Rabb’i olan, sonsuz esmȃsıyla, sıfatıyla, evvel, âhir yegȃne var olan, Cenȃb-ı Mevlâ’mız, ulu padişahımız, sâhibimiz, Maşukumuz, Allah Teȃlȃ (celle celâlihu)’ya sonsuz hamd-ü senȃlar olsun...
Peygamberim, rehberim, hatem-i enbiyâ, Resûl-ü Kibriyâ, hem Nûru’l- Hudâ, Hazreti Fahr-i Ȃlem Muhammed Mustafa (sallallahu aleyhi vesellem) Efendimize salȃt-ü selȃm olsun... Ehl-i beyt-i Mustafa’ya ve Şehîd-i Kerbelâ’ya dahi selâm olsun, Rahmet olsun, aşk olsun...
Rüya gördüm düşümde; şehirdeyim, kırdayım, dahası bir dağdayım ama hep ayaktayım, yürüyorum... Trafiğin ortasında ışıksız caddelerden, karanlık sokaklardan geçtim de kırlara gittim... Bağ bahçe içlerinden bir dağa tırmanmaya başladım ki daracık bir patika, bir yanında uçurum... Aman dikkat diyorum aman ayak kaymasın... Adım adım ilerledim hedefe, aydınlık bir tepeye... Uyandım da bu nedir diye sordum, akibet hayra yordum... Kalemi aldım, bir şeyler yazdım, bakalım kalem neler dedi, bu rüyayı bildi mi?.
En kolayı bir Anka ile uçmaktır ama bazıları yalnız gider Kaf Dağı’na, doğru yönü takip eder çıkarlar doruğuna...
Engeller seni durdurmasın, yürü...
Zorluklar seni yıldırmasın, yürü...
İnsanlar yolun şaşırtmasın, yürü...
Dikkatin sakın dağılmasın, yürü...
Doğru yoldan ayrılma, adımla her koşulda, yükseleceksin inan, rehberin Yüce Mevlâ...
Kendine çektiyse seni, engebeler vız gelir, dağ yolları düz gelir, ulaşırsın doruğa...
Gücü verendir O, yolu açandır sana, yürü sen yukarıya, yürürken sakın yılma...
Çıkacağın dorukta “hakikat” seni bekler, “hakikat” nedir dersen, târifsizdir târifler... İşte belki şöyle denebilir;
Kalbini temizlersen, mȃsiva denen kirden, pasparıldak bir ayna olur, parlar senin içinden. Bu ayna neye yarar? Yansıtır “hakikati”..
Özetle bütün varlık bir “TEK” dir. Varlığın birliğini (Vahdet-i Vücȗd ) anladıysan şaşmazsın artık. Tek olan burada çokluk gibi görünüyor, (Vahdet, Kesret oluyor...) sakın ola aldanma, bu birlikte kendini ayrı bir varlık sanma...
Şimdi başa dönelim. Yokuşu çıkacaksın, çıktıkça Kaf Dağı’na biraz ferahlayacaksın. Yaklaştıkça gerçeğe sen de nurlanacaksın, ayna olacak kalbin O’ndan yansıyacaksın...
Çıkmaya devam et sen, O’nda yok olacaksın, işte o anda dostum gerçek var olacaksın... Gönül gözün açılıp neleri göreceksin, kulak olup her yerin, neleri duyacaksın... “ALLAH” adıyla coşup “DOST”unu bulacaksın...
Dost Eminim diyor ki; Yaratan O, tek O var.
Yaratılan her şeyde görünendir tek O var.
Ayrı yoktur gayrı yok başkalık yok tek O var.
Gelen döner kendine Zȃhir, Bȃtın tek O var...
Tasavvufta, yakîn (hakikat bilgisi) mertebelerinin önemli yeri vardır. Kısaca, bilmek, bulmak ve olmak şeklinde özetlenebilecek, ilme’l-yakîn, ayne’l-yakîn, hakka’l-yakîn mertebeleri.
2002 Yılından bu yana çekti beni Ulu Yaratan ve bir ummana daldım ki uçsuz bucaksız...
2006 Yılında yayınlanan “Dostu Bildik “ isimli kitapta ilk düzey bilgilere dayalı şiirler yer alıyordu. Bu kitapta ise kitabın adına “Dostu Bulduk” diyerek (biraz iddialı) ayne’l-yakîn seviyesini çağrıştıran bir isim seçtik. Haddi aştıysak affola...
Dostu bildik bulduk derken,
O’nu bulduk içimizde..
Biz dışarda arar iken,
O taht kurmuş kalbimizde..
O’ndan gayrı yokmuş bildik,
Mȃsivayı gözden sildik,
Her cemȃlde O’nu gördük,
Dostu bulduk gönlümüzde..
Kitap içeriğinde 2006 yılından bu yana içe doğuş (ilham) şeklinde gelen Tasavvufî Şiirler tarih sırasına göre verilmektedir.
Bu âciz kuluna en büyük ödülü yani aşkını veren Allah’a nasıl şükretmeliyim bilemiyorum...
Yaradansın yaşatansın,
Biz sadece şükür deriz..
Hem verensin hem alansın,
Biz sadece şükür deriz..
Gerçekleri bilen sensin,
Her olanı gören sensin,
Semî’ sensin, Basîr sensin
Biz sadece şükür deriz..
Bizler kuluz bilemeyiz,
Göstermezsen göremeyiz,
Hikmetine eremeyiz,
Biz sadece şükür deriz..
Senden gelir tüm güzellik,
Mülk senindir sensin Mâlik,
Bȃki sensin hem mutlak ilk,
Biz sadece şükür deriz..
Her ni’mete şükür deriz,
Her hikmete şükür deriz,
Hakk’a dâim şükür deriz,
Biz sadece şükür deriz..
Dost Emin der şükrederiz,
Boyun eğer hamd ederiz,
Hakk’tan gelir kaderimiz,
Biz sadece şükür deriz..
Okumaya başlamadan dilimizle, kalbimizle “Allah!” diye zikredelim ve fiili, sıfatı, vücȗdu Hakk’a verelim, yani zikrederken fikredelim ki, manevî iklimin esintileri gönül telimizi şöyle bir titretsin de tevhide girelim, inşâeallah...
Her nefeste yeniden gelip dünyaya,
Nice güzellikleri görür gözümüz..
Hamd-ü senȃ eyleyip Yüce Mevlâ’ya,
Yâ Rabb şükür demeye yetmez sözümüz..
Gördüğün her kişiyi insan mı sanıyorsun,
İnsan diyerek ona belki aldanıyorsun..
Aldanma sen şekline gördüklerin beşerdir,
İnsanı sorar isen mahlȗkata şereftir..
İnsanı bulursan sen kȃmil insanı ara,
Bendesi ol sen onun erersin hakikata..
Dost Eminim inşallah sen de kȃmil olursun,
Yaradanı içinde ta kalbinde bulursun..
GEL..
Bahçe bizde gül bizdedir, mȃsivayı bırak gel,
Görünmeyiz biz zȃhirde sen bȃtına koş da gel..
Hakk bizimle beraberdir eksik kalma sen de gel,
HAKk’ın eli, hem koluyuz, mȃnȃ eri ol da gel..
Misler kokan gülşendeyiz, bir goncasın aç da gel,
Durma haydi bekliyoruz kucak açtık uç da gel..
Zȃhir, bȃtın hepsi birdir tevhidi bil sen de gel,
Dost Eminim ayrı kalma HAKk yoluna koş da gel..
HİKMET..
Hikmet nerde diye sorsan hikmet biçim içindedir,
Biçimine aldanma sen hikmet hikmet içindedir,
Bir hikmet yok bin hikmet var gönül gözü içindedir,
Biçimine aldanma sen hikmet hikmet içindedir..
Hikmetleri görmek için gönül gözü açılmalı,
Tefekkürle Hakkı anıp mȃsivadan kaçılmalı,
Hikmeti çok Yaradan’ın esrarına ulaşmalı,
Biçimine aldanma sen hikmet hikmet içindedir..
Mahlȗkatın işlevi ne, görevi ne, sıfatı ne,
Hȃlık bilir hikmetini enfüste ne, ȃfȃkta ne,
Hikmet vardır her ef’alde, O’dur bilen hikmeti ne,
Biçimine aldanma sen hikmet hikmet içindedir..
Hikmet nedir diye sorma onu ancak MEVLÂ bilir,
Her oluşta hikmet vardır hikmetini ALLAH bilir,
Lütuf eder sır verirse bir de kȃmil insan bilir,
Biçimine aldanma sen hikmet hikmet içindedir..
Hikmetinden sual olmaz hikmet bin bir biçimdedir,
Neden böyle denilemez hikmet hikmet içindedir,
Her işte bir hikmet vardır hepsi başka biçimdedir,
Dost Eminim aldanma sen hikmet hikmet içindedir..
Sabah akşam demeden yaşıyorum SENinle,
Çok şükür ki ALLAH’ım yaşıyorum SENinle,
Aşk ateşim sönmeden yaşıyorum SENinle,
Çok şükür ki ALLAH’ım yaşıyorum SENinle..
Başka şey düşünmeden mȃsivâyı bilmeden,
Bu dünyayı görmeden yaban ses işitmeden,
Gayrısını sevmeden karşılık düşünmeden,
Çok şükür ki ALLAH’ım yaşıyorum SENinle..
En büyük zevki verdin el açıp istemeden,
Aşka düştüm eridim aşk neymiş bilemeden,
Özleminle titrerim kimseye diyemeden,
Çok şükür ki ALLAH’ım yaşıyorum SENinle..
Verdin bana her şeyi şükür SANA ALLAH’ım,
Yetersizdir kulluğum affet beni ALLAH’ım,
Dost Eminim ne desin hamd SANAdır ALLAH’ım,
Çok şükür ki ALLAH’ım yaşıyorum SENinle!. DostEmin..
Şimşek çakar gök ışıldar yağmur yağar rahmet olur,
Benzeri yok bir duygudur aşk gelince akıl durur..
Aşka düşen zevkten erir târifsiz bir huzur bulur,
Benzeri yok bir duygudur aşk gelince akıl durur..
Bir ceryana kapılırsın istesen de kaçamazsın,
Çok güzellik yaşasan da kimselere açamazsın,
Yaradanın bir lütfudur satılmaz o alamazsın,
Benzeri yok bir duygudur aşk gelince akıl durur..
Her âşığın aşkı başka târifleri bir başkadır, Ȃşıkmâşuk bir tanedir aceb neden his başkadır,
Hikmeti çok Yaradan’ın yaratılan hep başkadır,
Benzeri yok bir duygudur aşk gelince akıl durur..
DostEmin’im bu ne haldir, aşk gelince akıl durur,
Anlatılmaz bir duygudur zȃhir ilim orda durur,
O İlâhî bir duygudur lügat biter sözler durur,
Benzeri yok bir duygudur aşk gelince akıl durur!.
Evvel SEN’in âhir SEN’in an SEN’in,
Cümle âlem her şey SEN’in eserin,
Zȃhir SEN’in bȃtın SEN’in ŞE’N SEN’in,
Cümle âlem her şey SEN’in eserin..
Bu yer SEN’in şu gök SEN’in arş SEN’in,
Canlı SEN’in cansız SEN’in mülk SEN’in,
Ef’âl SEN’in sıfat SEN’in zȃt SEN’in,
Cümle âlem her şey SEN’in eserin..
Hiçbir zerre SEN’den ayrı değil ki,
Kaplamışsın her bir yeri illâ ki, SEN’den gayrı başka varlık yoktur ki,
Cümle âlem her şey SEN’in eserin..
DostEmin der cümle ȃlem hep SEN’in,
Ezel Ebed SEN’in olan hep SEN’in, SEN’ mâşuksun ȃşık SEN’in aşk SEN’in,
Cümle âlem her şey SEN’in eserin..
03/01/2007.. DostEmin..
Ef’âl.: (Fiil. c.) Fiiller, işler, ameller.
ŞE’N.: İş, yeni olan hal. * Şan. her ÂN Yeniden yaratış..