“ALLAH! ALLAH!” DEyu DEyu!.. ŞeRHi Kul İhvani

Cevapla
Kullanıcı avatarı
nur-ye
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 9089
Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00

“ALLAH! ALLAH!” DEyu DEyu!.. ŞeRHi Kul İhvani

Mesaj gönderen nur-ye »

Resim

ALLAH! ALLAH! DEyu DEyu!..

Resim

Şol CeNNetin Irmakları
AKar ALLAH! DEyu DEyu!..
ÇIKmış İslam BüL-BüLLeri
Öter ALLAH! DEyu DEyu!..

YûNuS EMRe kaddesallahu sırrahu..


Kul ihvÂNi KıtmiR DE:

Tecrî Min Tahtihâl Enhâr!
AKar ALLAH! DEyu DEyu!..
Fe Salli li Rabbike Ve’nhar!
BAKar ALLAH! DEyu DEyu!..

*

MuhaMMedî Melekleri
İlham EYler Gerçekleri
Şuûr
-ŞuHÛD Şimşekleri
ÇAKar
ALLAH! DEyu DEyu!..

*

İlk SÖZümüz Son SÖZümüz
gAYRısın GÖRmez gÖZÜmüz
HAKK
ın Yanar Dağı, Özümüz
YAKar
ALLAH! DEyu DEyu!..

*

KûN! OL-AN Halk feyeKÛN-un
NûR
-u MîM Resim AYNası NûN un
HaBiBuLLAH HaYY Tohum
-un
EKer
ALLAH! DEyu DEyu!..

*

cİSİM-cAN-cÂNÂN İLE-siN
BİZ BİR
-İZ Hayy DoST BİLE-siN
ÇEKtirenin Resim cAN ÇİLE
-siN
ÇEKer
ALLAH! DEyu DEyu!..

*

SıRR-ı Kadın Erkekliği
YOKluk ÇOKluğu TEKliği
ÂŞIK
, Hasan DAĞ Kekliği
SEKer
ALLAH! DEyu DEyu!..

*

EL VER-en ALİ ŞAH-ına,
ReSûLün-e, ALLAH-ına
Mest MuhaMMed DergÂHına
IKar
ALLAH! DEyu DEyu!..

*

HAKKtan HAKKa HAKK, Hak GELir
ASL
-ı ALLAH-tır Resim PÂK GELir
Her cAN Resim Çırılçıplak GELir
ÇIKar
ALLAH! DEyu DEyu!..

*

RUH-a Beden KUYU-muzu
İBLİS Hâli HUY
-umuzu
ÇIKarmaya SU
-yumuzu
SIKar
ALLAH! DEyu DEyu!..

*

Kâmil Mürşid Terbiyesi
Tezkiyesi
Tasfiyesi
Tebliğ
Tenzir Tecliyesi
YIKar
ALLAH! DEyu DEyu!..

*

Elhamdulillahi ŞÜKRen
FAKRına FAHRedip FİKRen
DİKişsiz Kefenin ZİKRen
DİKer
ALLAH! DEyu DEyu!..

*

Hasbî Hizmet Hayy ÇAĞında
BÜLBüLü OL
-up AŞK DAĞında
RASÛLULLAH GÜL BAĞında
KOKar
ALLAH! DEyu DEyu!..

*

KÂBe KaVSeyn TAPIsından
RASÛLULLAH YAPIsından
ALLAH! ALLAH!” KAPIsından
SOKar ALLAH! DEyu DEyu!..

*

BEN-lik BAĞın YOLanlar HaYY
HAVZ
-ı KEVSER DOLanlar HaYY
AĞlar g
-ÖZ-lü OLanlar Resim HaYY
DÖKer
ALLAH! DEyu DEyu!..

*

BULursan Dost, DOST BİRİni
YIKar Resim Yüreğin KİRİni
ERİTir BUZ zİNCİRini
SÖKer
ALLAH! DEyu DEyu!..

*

Ayırma KURDu-KOYUNu
OYNAnAN O
nun OYUNu
İhvÂNi Kıtmir BOY
-NÛN-u
BÜKer
ALLAH! DEyu DEyu!..



29.10.11 16:08
gkçdrs..trstkks..brsbrs..


Resim

Demem O ki;

İlham: Allah tarafından kalbe gelen mâna.
Şuûr: Anlayış, idrak. Vicdan. Hiss-i zâhirle duymak. * Nefsin mânâya ilk vusul mertebeleridir. (E.T.) * Kendi varlığından haberi olma. * Bir şeyi hoşça tanıma. * İnceliklerini iyice idrak etme
ŞuHÛD: şâhidler. * Görme, şahid olma. * Müşahede etme. * Görünecek halde şekillenme.
IKmak: DEVEler için oturmak.


TEBLİĞ, TENZİR, TEBŞİR, TEŞHİD 4 lümüz:
Bakınız Kur’ân-ı Kerîm’de ALLAHU ZÜ’L-CELÂL;
Habibi, Edibi Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’e EMİR buyurduğu âyetlerle GÖREVleri:


1- Tebliğ: Ulaştırmak. Götürmek. Bildirmek. Eriştirmek. Yetiştirme, eriştirmek.
2- Tenzir (inzâr): Sonunun fenâ olacağını haber vererek KORKUtmak, ihtarda ve ikazda bulunmak, uyarmak ve uyandırmak...
3- Tebşir: Uyananı CeNNetle, uyanmayanı CeheNNemle MÜJDElemek. Müjde verme, müjdeleme, muştulama. Hayır haber vermek.
4- Teşhid: Uyanana da uyanmayana da ŞÂHİD olmak...Şühud: Görme, şahid olma. * Müşahede etme. Görünecek halde şekillenme.

Şu Şehâdet ÂLEMinde ALLAH celle celâluhunun KULlarına Hasbî Hizmetçi Mârifet İNSANı (Buhar İnsan) olanlar vardır:
Şeriatın Şekil
-Beden Terbiyesinde Âlim
Tarikatın Akıl-Nefis Tezkiyesinde Âlim-Kâmil
Mârifetin Vekil-Kalb-Vekil Tasfiyesinde Âlim-Kâmil-Ârif
Hakikatın Nakil-RUH Tecliyesinde Âlim-Kâmil-Ârif-Âşık İNSAN-ları..

Bunlar İnsan NEFSinin-AKLının Kemâlât kademeleri olup:
1-Şerîat-ı Muhammedîyye ile bedeni terbiye okulu (ilkokul gibi)
2-Tarikat-ı Muhammedîyye ile nefsi tezkiye okulu (ortaokul gibi)
3-Mârifet-i Muhammedîyye ile kalbi tasfiye okulu (lise gibi)
4-Hakikat-ı Muhammedîyye ile Ruhu tecliye okulu (üniversite gibi) gibidirler.

Cehâletinden Arınma, Kemâlâtını Bürünme Metodunda dördü de;
HAKK celle celâluhu harfini kullanmakta...

Ondandır ki islâm; ham aklı, tekemmülle selim akıl yapmak için:

1-Şerîatte: âyet ve hadisle (sözle, hükümle) terbiye eder. Terbiye edilmiş akıl terbiyeli akıl olur...

2-Tarikatte: hikmetle (sohbetle, sünnetle), tecziye ve tezkiye edip temizler ki temizlenmiş, tezkiyeli akıl olur...

3-Mârifette: kudretle (zevkle, ahlâkla), tasfiye eder, akla karışmış akıl rengi ve hâlini almış alışkanlıklardan arıtır, tasfiye eder. Saf akıl... Selim akıl, tasfiyeli akıl...

4-Hakikatte: vahdetle (hazla, hâlle) tecliye edilip cilâlanmış mâsivâ işinden âri ve ilâhî akıl, aslına rücû' etmiş tecliyeli akıl...

Resim---Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “El-fakru fahrî: Fakirliğimle öğünürüm.” Buyurdu.
(Aclunî, Keşfu’l- Hafâ)


“Tecrî Min Tahtihâl Enhâr!”:

أُوْلَئِكَ جَزَآؤُهُم مَّغْفِرَةٌ مِّن رَّبِّهِمْ وَجَنَّاتٌ تَجْرِي مِن تَحْتِهَا الأَنْهَارُ خَالِدِينَ فِيهَا وَنِعْمَ أَجْرُ الْعَامِلِينَ
Resim---Ulâike cezâuhum magfiretun min rabbihim ve cennâtun tecrî min tahtihâl enhâru hâlidîne fîhâ, ve ni’me ecrul âmilîn(âmilîne) : İşte onların mükâfatı, Rableri tarafından bağışlanma ve altlarından ırmaklar akan, içinde ebedî kalacakları cennetlerdir. Böyle amel edenlerin mükâfatı ne güzeldir!” (Âl-i İmrân 3/136)

“Fe Salli li Rabbike Ve’nhar!”:

إِنَّا أَعْطَيْنَاكَ الْكَوْثَرَ
Resim---İnnâ a’taynâkel kevser(kevsere) : (Resûlüm!) Kuşkusuz biz sana Kevser'i verdik.”(Kevser 108/1)

فَصَلِّ لِرَبِّكَ وَانْحَرْ
Resim---Fe salli li rabbike venhar : Artık' Rabb'ın için namaz kılmaya devam et ve n a h r yap (Kurban kes veya namazda rükû'dan kalkılırken ellerini göğüs seviyesine kaldır),” (Kevser 108/2)

إِنَّ شَانِئَكَ هُوَ الْأَبْتَرُ
Resim---İnne şânieke huvel ebter(ebteru) : Doğrusu, asıl ebter (soyu kesik) olan sana kin duyandır (Kevser 108/3)
Resim
Kullanıcı avatarı
nur-ye
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 9089
Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00

Re: “ALLAH! ALLAH!” DEyu DEyu!.. ŞeRHi Kul İhvani

Mesaj gönderen nur-ye »

Resim

Şol CeNNetin Irmakları
AKar
ALLAH! DEyu DEyu!..
ÇIKmış İslam BüL-BüLLeri
Öter
ALLAH! DEyu DEyu!..

Yunus Baba böyle coşmuş ve de coşturmuştur benim garib gönlümü de:

Tecrî Min Tahtihâl Enhâr! ”
AKar ALLAH! DEyu DEyu!..
Fe Salli li Rabbike Venhar!”
BAKar ALLAH! DEyu DEyu!..

Tecrî Min Tahtihâl Enhâr! ”.
Nedir tecri , cerr etmek nedir, ceryan, CeRR-y-ÂN nedir, fecr nedir, ferec nedir, fecir nedir, ferc nedir?
Meryem FERCini korudu ne demektir?


وَمَرْيَمَ ابْنَتَ عِمْرَانَ الَّتِي أَحْصَنَتْ فَرْجَهَا فَنَفَخْنَا فِيهِ مِن رُّوحِنَا وَصَدَّقَتْ بِكَلِمَاتِ رَبِّهَا وَكُتُبِهِ وَكَانَتْ مِنَ الْقَانِتِينَ
Resim---“Ve meryemebnete ımrânelletî ahsanet fercehâ fe nefahnâ fîhi min rûhınâ ve saddekat bi kelimâti rabbihâ ve kutubihî ve kânet minel kânitîn(kânitîne): İmran'ın kızı Meryem'i de. Ki o kendi ırzını korumuştu. Böylece Biz ona ruhumuzdan üfledik. O da Rabbinin kelimelerini ve kitaplarını tasdik etti. O, (Rabbine) gönülden bağlı olanlardandı.” (Tahrîm 66/12)

cennâtin tecrî min tahtıhel enhâr .
Ulâike cezâuhum magfiretun min rabbihim ve cennâtun tecrî min tahtihâl enhâru hâlidîne fîhâ, ve ni’me ecrul âmilîn

أُوْلَئِكَ جَزَآؤُهُم مَّغْفِرَةٌ مِّن رَّبِّهِمْ وَجَنَّاتٌ تَجْرِي مِن تَحْتِهَا الأَنْهَارُ خَالِدِينَ فِيهَا وَنِعْمَ أَجْرُ الْعَامِلِينَ
Resim---Ulâike cezâuhum magfiretun min rabbihim ve cennâtun tecrî min tahtihâl enhâru hâlidîne fîhâ, ve ni’me ecrul âmilîn(âmilîne) : İşte onların mükâfatı Rab’leri tarafından bağışlanma ve içinden ırmaklar akan cennetlerdir ki orada ebedî kalacaklardır. (Allah yolunda) çalışanların mükâfatı ne güzeldir! (Âli İmrân 3/136)


Ya Rabbena, işte onlar var ya onlar Ulâike cezâuhum onların cezası nedir karşılığı nedir onların hayatlarının ömürlerinin karşılığı, kim onlar, bak.
magfiretun min rabbihim geçmişleri Rabbleri tarafından gafara edildi gafr edildi bağışlandı yani ve gelecekleri nedir?
cennâtun öyle bir cennahtır ki, öyle cenneh, öyle bir cenin, öyle bir can öyle bir cunun öyle bir “NûN” lar cemidir ki “tecrî” hep ceryan eder durur.
Hani pencereyi açınca ceryan etti deriz ya işte böyle durmadan eser durur.

min tahtihâl Altından, tahtından . enhâr
Taht kelimesi maalesef saplantı gibi Arabçada da öyledir.
Padişah oturduğu için tahttı, cennetin altından ırmaklar akıyordu.
Yerin altından ırmaklar akıyor. Yer altı ırmakları ha?
Şimdi yerin altından ırmaklar akıyor.
Öyle ki, bal ırmağı, süt ırmağı, su ırmağı, şarab ırmağı. Nerede akıyor?
Cennetin altında akıyor. Üstünde yok mu bişey susuz mu öleceğiz?.
Burdaki “taht-alt” bu mudur acaba?
Gerçekten cennetin altımıdır “tahtihâl enhâru”.
Yoksa hani uydurudkları,huri gibi mi, erkekleri bekleyen kadınlar sürüsü gibi mi?

min tahtihâl enhâr hâlidîne fîhâ onun içinde ebediyen öyle.
Bakın “hâlidîne fîhâ” fi; içinde, ha; onun içinde haliddirler. Huld nedir?
Temeli hulddur onun. Daimiyet lütfunun hılkiyetidir.

ve ni’me ecrul âmilîn .
İmanlarını amele çevirenlerin aşklarını meşk edenlerin ecirleri ne büyük nimet kendileri için ne büyük niam, MuhaMMedi Ayniyet Nurunu fiilen yaşayış, boş laflardan gerçek hayatlara dönüş yalancı şâhidlikten gerçek şâhidliğe geçiş.
Yaşanmayan yalandır deyip yaşayış.


Fe Salli li Rabbike Venhar!”
Onlar öyle sall ederler ki sılalarına nere sılaları nere olacak şu anda ışığı veren Keban.
“Yapma, hani o göklerdeydi, hani o ahrette çadır kurdu bekliyordu.” deme böyle, şimdi ceryan ondan geliyor deme .
Ne diyeceğiz ki?. Nerden geliyor.

Fe Salli li Rabbike Ve’nhar!
Burda rabbine sall et ve nehr et nehir, nehir bildiğimiz.
Ak. Nehr et; fışkır. Nehar gündüz demektir. Işığın kâinâtı kaplamasıdır.

Fe Salli li Rabbike Ve’nhar!
Eğer Rabbine sall edersen eğer bu fişi bu prize takarsan göreceksin ki zeRRe küRRe ayan beyân olacak.
Tüm kâinâtı ışık kaplayacak.
ÂLEMi ışık kapladığı gibi sen ÂDEMi de ışık kaplayacak. Anlayacaksın ki Rabb olarak bildiğin şah damarından yakın, şehâdet âleminde küllî şeyin nuru karşına El Zâhir olarak çıkacak.
Gülde gübrede TÜMMünde Allah arması göreceksin.


Ben Hacca gitmeden demek ki 89’dan önceki zamanlarda tam deli dervişlik günlerimde her şeyin Allah’tan olduğunu aklın bunu anlamak için zamanın gerekli olduğunu mutlaka bunu göreceğini, anlayacağını, kışın donmuş -40, -50 derecede donmuş bağ dallarının nasıl baharda canlanıp, yeşerip fışkırdığında toplu iğne başı kadar çiçekler açıp taneler verdiğinde, acı ve ekşi koruk olup zaman sabrında nasıl parmaklarını birbirinden ayıramayacak kadar şekerlenmiş ballanmış üzümler olduğunu, üzümlerin sıkıldığında şifa şerbeti diye içildiğini, ocağa sürülüp peteklendirildiğinde tevhid tandırında kaynatıldığında halis muhlis pekmezler olduğunu, nasıl şıranın içerisine bir kaç tane nohut atarsanız damak tadı sirkelere dönüştüğünü, bir kapta bir küpte ağzı kapatılır dışarıyla irtibat tam kesilirse ilelebet inzivasında kırk yıllık şarablar olduğunu, bir bardak içenin feleğinin şaştığını, herkesi kendine çevirdiğini, sanki bir tandırdaki ateş gibi “benden başka kimse yok!” dediğini, şaraben Tâhir olduğunu

عَالِيَهُمْ ثِيَابُ سُندُسٍ خُضْرٌ وَإِسْتَبْرَقٌ وَحُلُّوا أَسَاوِرَ مِن فِضَّةٍ وَسَقَاهُمْ رَبُّهُمْ شَرَابًا طَهُورًا
Resim---Âliyehum siyâbu sundusin hudrun ve istebrakun ve hullû esâvira min fıddah(fıddatin), ve sekâhum rabbuhum şarâben tahûrâ(tahûren): Üstlerinde, ince ve kalın ipekten yeşil elbiseler vardır; ve gümüşten bileziklerle süslenmişlerdir. Rableri de onlara tertemiz bir şarab içirmiştir.” (İnsan 76/21)

Fe Salli li Rabbike Ve’nhar!
Ve nasıl nehr ettiğini küllî şeyin yüsebbihu lehu ma fiyssemâvâti vel'ard”, Allâhu nûrus semâvâti vel ard olduğunu Ve kânallâhu bi kulli şey'in muhîtâ olduğunu tümünü, tümünü bakar görür bakar görür Allah! Allah!. deyu deyu.
Resim
Kullanıcı avatarı
nur-ye
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 9089
Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00

Re: “ALLAH! ALLAH!” DEyu DEyu!.. ŞeRHi Kul İhvani

Mesaj gönderen nur-ye »

MuhaMMedî Melekleri
İlham EYler Gerçekleri
Şuûr
-ŞuHÛD Şimşekleri
ÇAKar
ALLAH!ALLAH! DEyu DEyu!..

*

İlk SÖZümüz Son SÖZümüz
gAYRısın GÖRmez gÖZÜmüz
HAKK
ın Yanar Dağı, Özümüz
YAKar
ALLAH! ALLAH! DEyu DEyu!..

*

KûN! OL-AN Halk feyeKÛN-un
NûR
-u MîM AYNası NûN un
HaBiBuLLAH HaYY Tohum
-un
EKer
ALLAH! ALLAH! DEyu DEyu!..


Bütün “HABBE” lerin Nebiyyul ümmisi. Nurullah’a.
Nebi bu demektir, bilelik bağını kuran ÜMM.
Allah’a zâhir-bâtın MuhaMMediyyeti yani Hakikat-ı MuhaMMediye.
Zâhir ve bâtını marifet olarak kendinde cem’ eden Hakikat-ı MuhaMMediye MîM’liği.
Çift mim, ÜMMi’liği, analığı, rahîm olarak doğurganlığı, Habibullah habbesi Allah’ta Hayydır ki Muradullah’ta vardı ki Emrullahla çıktı ortaya.
Habbe, Allahın habbesidir.
Hayy tohumunu eker “Allah! Allah!.” deyu deyu..
Her an. Her an. Allah Hayy’dır. Resulullah Hayy’dır.
Hayy’dır ki her AN Hayy doğmaktadır.
Her an yok ediliş varediliş Hayy ile mümkündür. Hayat bununla sürer.


cİSİM-cAN-cÂNÂN İLE-siN
BİZ BİR
-İZ Hayy DoST BİLE-siN
ÇEKtirenin ResimcAN ÇİLE
-siN
ÇEKer
ALLAH! ALLAH! DEyu DEyu!..


***

SıRR-ı Kadın Erkekliği
Nedir bu kadınlık erkekliğin sırrı. Nedir Rahmâniyyet, Rahîmiyyet? Bunların sırrı nedir, hakikatı nedir?

SıRR-ı Kadın Erkekliği
YOKluk ÇOKluğu TEKliği
ÂŞIK
, Hasan DAĞ Kekliği
SEKer
ALLAH! ALLAH! DEyu DEyu!..

MuhaMMedî Melâmi âşıklar bir yere zikkelenen atlar değildir.
Ele avuca sığmayan al kınalı Hasan Dağ kekliği gibidirler.
Bugün Bozboyunda, yarın Yardıbaşı’nda bir gün Çamkerten’de diğer gün Kartal gölü’nde.
Ondan avcıları peşinden ayrılmaz onların.
Resim
Kullanıcı avatarı
nur-ye
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 9089
Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00

Re: “ALLAH! ALLAH!” DEyu DEyu!.. ŞeRHi Kul İhvani

Mesaj gönderen nur-ye »

EL VER-en ALİ ŞAH-ına,
ReSûLün-e, ALLAH-ına
Mest MuhaMMed DergÂHına

IKar ALLAH! ALLAH! DEyu DEyu!..

*

Onlar dost develeridir. Onlar nereye ıkacağını bilirler.
Bizim evimize gel misafir ol Ya Rasûlullah!

Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellemin Medine’ye girişini biliyorsunuz ya.
Kubâ Mescidine girdiğini biliyorsunuz ya.
Dışardaydı ozaman Cuma mescidi.
Biz de defalarca oralarda namazlar kıldık hamdolsun. Sizler de kılarsınız inşallah.
İlk Cuma’nın kılındığı mescid. Yıkılan mescid. Kıble Mescidi. O da ordadır.
Allah’ın emriyle yıkılmıştır.
Münaflar:
“Öyle bir içerden vuralım ki. Daha ekilmeden biçilsin. Hepimiz Müslüman gözükelim, tam islamın yüreğini sökelim!” demişledir. O da ordadır.
İşte o ki 7 gün sonra Medine’ye gireceğinde biat eden 6’lar 12’ler.. Rahmetenlilâlemine kendi vatanında kendi Bekke’sinde sürgün ambargo konmuş, tecrid edilmiş şimdiki Filistin gibi sarılmış haldeyken..
Yesribliler kendi haclarına gelmişler Arafata geçecekler..

Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem bir ağaç altında SALL-BAĞ-Biatı almakta Şeceretü’l- Biat ki oraya biz de gittik, namaz kıldık.
O ağacı kestirmiştir Hz. Ömer
“şirk yeri edecekler” diye.
Ama ağaçta o mescidin önündeymiş zâten, yamaçta, yerinde taşlarla işaret konmuş.
Orada 6 kişi Medineli..
Aslında Medinede Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellemin dayısı falanda var ama o değil gelenler başkaları.

Onlar Bekkeyi, Mekkeyi, Tekkeyi bilenler. Onlar yürekleri Hakk’a gelenler.
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem yollarına çıkıyor.
Ey Medineliler. Ben Allahın Rasûluyum. Kendi öz vatanım, beni sıktı sıktı sıktı. Siz sahib çıkar mısınız bana?”
Biz çıkarız. Sana sahib çıkarız Ya Rasûlullah!”
6 kişisi böyle söylüyor. Bize müsaade et. Biz kendi Haccımızı yapalım, ziyaretimizi yapalım Medinemize dönelim. Anlatalım, sana yer yurt yapalım. Sende gel Allahın Tebliğini, Tenzirini, Tebşirini, Teşhidini Medinemizin yüreğinde yap. Yesribin sinesinde yap!.”
Yesrib ismi o zaman. Medine medenî, olan demektir.
MuhaMMedî Medeniyet Merkezi olmuştur Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’imize. Medine’nin başka mânâları da vardır.
Biat eden bu 6 kişi ikinci sene 12 kişi olmuşlarıdır.

Ve demişlerdir ki: Biz sizi canımızla malımızla kanımızla koruruz ya da beraber şehid oluruz!”
İşte Hicretin temelinde bu vardır.
İşte bu bu müslümanlar bizim evimize misafir ol yâ Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem! deyince, Kervan kıtmıri çok iyi tanır onu ki meşhur Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellemin Kusva devesinin yularını bırakın nereye ıkarsa dergâhımız orası olsun!
Öyle bir deve düşününki o deve akıllı..
Başka develer bir eşeğin arkasından gidiyor, ama bu devenin önünde kimse yok.
İnsanında arkasından gitmiyor. Daracık sokakları geçiyor geçiyor geçiyor.
Taa ki Eyyub El Ensari'nin radiyallahu anhu’n evini önünde diz çöküp ıkıyor-oturuyor.

İşte bu ev kiminse ben onun alt katında misafirim. Kendime bir mescid yapıncaya kadar. Mescid için bir yer arayalım!.”
O da ayrı bir güzel hakikat hikayesidir.

Şurada 5 dönüm yerim var ya Rasûlullah. Bu karz-ı hasendir. İçinde 2 evlik yer bir yahudi kadınındır ve: “Bu şehrin tümünü altın yapsanız benim mülkümdür vermek istemiyorum!.”
“O zaman rızasını alalım itirazını kaldıralım yoksa buraya yapmayalım” demiştir Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem.
İşte,

Mest MuhaMMed DergÂHına
IKar ALLAH! ALLAH! DEyu DEyu!..

Kim?
Kendini bilen, kendine gelen, Ali Şah’a el veren, Allah’a ve Rasûlune yönelen merdler MuhaMMedî dergâhta diz çöker develer gibi ıkarlar.
Anlatmışımdır, Hacı Osman Efendi Antalya’ya geldiğinde hiç uyumazdı, günlerce yatağı olduğu gibi kalırdı.
O’na:
“Neden uyumuyorsun?” dediğimde: “Uyuyorum!.” Derdi.
“Ama yatağın hiç bozulmuyor, işaret koyduk üç gündür!”
Oğul işte iz çobanlık yaptık 40 sene koyunlar bizi uyutmazdı da alışmıştık da!.” vs. de hekayeler anlatınca,
“Geç oraları Baba!” deyince.
Birden fırladı dedi ki :
“Evlâd bizim büyüklerimiz geceleri dizlerini deve gibi boğarlardı. Nasıl ki develer gibi biraz uyuyup da rahatlayınca gerneşip yatmak ister ama diz bağlı, haliye uyanır uyku biter kalkar tekrar abdest alır, zikre devam. Biz böyle gördük böyle gidiyoruz, yolumuz bu!” dedi.
Resim
Kullanıcı avatarı
nur-ye
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 9089
Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00

Re: “ALLAH! ALLAH!” DEyu DEyu!.. ŞeRHi Kul İhvani

Mesaj gönderen nur-ye »

HAKKtan HAKKa HAKK, Hak GELir
ASL
-ı ALLAH-tır PÂK GELir
Her cAN Çırılçıplak GELir
ÇIKar
ALLAH! DEyu DEyu!..

*

Bu âlemde sünnetullah Tebdil, Te’vil olmaz, Tahvil olmaz.
Herşey yaratıldığı gibidir ve EMRedildiği üzere sonsuza kadar devam eder.
Sivrisinekte ilk yaratıldığı gün gibidir. Filde öyledir.
Her şey her şeyce Hakktır. İnsan ise AKLından dolayı her AN değişim ve deneme içinde, kendi hakkını kendi bilmesi, bulması, olması ve yaşaması imtihanı ile var edilmiştir.
Evet biz sohbetimize gideceğiz de böyle bir esiş vardı bugün onu not etmiştim onu okuyoruz. Biter şimdi.


RUH-a Beden KUYU-muzu
İBLİS Hâli HUY
-umuzu
ÇIKarmaya SU
-yumuzu
SIKar
ALLAH! DEyu DEyu!..

Sünnetullahta İmtihan sebebi gerek içimizin sinemizin acı suyu gerekse aslımızı sulbumuzu ortaya çıkarmak için sıkacaktır, sıkacaktır.
Posamızı toprağa atıncaya kadar...


Kâmil Mürşid Terbiyesi
Tezkiyesi
Tasfiyesi
Tebliğ
Tenzir Tecliyesi
YIKar
ALLAH! DEyu DEyu!..

Alleme-yi cihan olsun edebsiz ilmiyle, olsa olsa İblisin işinin uşağı olur. Bilmediği bir şey kalmaz.
Dese ki “Allahla görüştüm konuştum!”
Olsa olsa ondan İblis olur MuhaMMedî Edebsiz İlmiyle. Neden?.
Çünkü kemâl bulmaz, çünkü rüşde ermez çünkü terbiyesiz bir at gibidir.
Her yöne gidebilir. Tezkiye görmez, ceryan alamaz. Aklı zekâ haline dönüşemez, arınamaz durulamaz rafine olmaz tasfiye edilemez.
Çünkü onda Tebliğ yoktur, Tenzir yoktur, Tebşir yoktur, Teşhid yoktur.
Hakkın şâhidi değildir. O tecliyesizdir. O cilâsızdır. O şefaatsizdir. Ancak bunları
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem yolu temizler yıkar.
Tertemiz yapar. Pisi pası kaldırır da.
Fiş prizle:
“BİZ BİR-İZ” der. Nasıl biz biriz diyecek pas pis?

Evet Barbaros. Ben kayda almamışım. Ama birinden alırız. Bazen unutuyorum. Zâten sallayıp gidiyoruz. Evet.
Evet. Bir ara boş zamanında Ayşe yazarsın bu sohbeti biz de tamamlarız.
“Tamam hocam inşallah yazarız.”
Yani uygun olduğumuz zamanda demek istiyorum.
Bu insan aklının ve nefsinin terbiyesini tezkiyesini .

Beden Terbiyesini, Nefs Tezkiyesini, Kalb Tasfiyesini, Ruh Tecliyesini ben uydurmuyorum.
Resûlullah sallahu aleyhi ve sellem’in Tebliğini, Tenzirini, Tebşirini ve Teşhidini.
Bu ALLAH’ın Sünetullahında bir yoludur.
Bu MuhaMMedî melâmetin bel kemiğidir.
İşte burada
Sadakat-Samimiyet-Sabr ve Selâmet vardır.
Basit gibi görünür ama mutlaka kesindir.


Elhamdulillâhi ŞÜKRen
FAKRına FAHRedip FİKRen
DİKişsiz Kefenin ZİKRen
DİKer
ALLAH! ALLAH! DEyu DEyu!..
Resim
Kullanıcı avatarı
nur-ye
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 9089
Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00

Re: “ALLAH! ALLAH!” DEyu DEyu!.. ŞeRHi Kul İhvani

Mesaj gönderen nur-ye »

Elhamdulillâhi ŞÜKRen
FAKRına FAHRedip FİKRen
DİKişsiz Kefenin ZİKRen
DİKer
ALLAH! ALLAH! DEyu DEyu!..

Halbuki kefen dikişsizdir. ER kefeni.
Nasıl oluyor da
ALLAH! ALLAH! diye diye dikiyor.
Kendi kefenini kendi dokur anlamındadır.
Bir ömür dokur kefenini ki:
“Eşhedü en lâ ilâhe illâllah ve eşhedü enne MuhaMMeden Resûlullah” deyu deyu. Kefen dokur.
Kendi kitabını okur ve bir ruh gibi okur geçer.


*

Hasbî Hizmet Hayy ÇAĞında
BÜLBüLü OL
-up AŞK DAĞında
RASÛLULLAH GÜL BAĞında
KOKar
ALLAH! ALLAH! DEyu DEyu!..

Bizim MuhaMMedî dervişlerimiz, MuhaMMedî Âşıklarımız gerçekten böyledir.
Nerede, nasıl, niçin, neden, niye vesairesi yoktur.
Her nerede ise nasılsa ve ne zamandaysa böyledir.
Tuvâlette de böyledir. Mutfakta da böyledir. Gübrede de böyledir.
Gülde de böyledir. Cennette de böyledir, cehennemde de böyledir. Hulasa her halde böyledir. Her zamanda böyledir. Her yerde böyledir.
Çünkü bu saydıklarımı yaratan Hakk’tır.
Hiçbir direk dilli değildir, eğer dost direği ise.
Düşman direğine ne el verilir ne de yaslanılır.



KÂBe KaVSeyn TAPIsından
RASÛLULLAH YAPIsından
ALLAH! ALLAH! KAPIsından
SOKar
ALLAH! ALLAH! DEyu DEyu!..

Ne demek: “Allah Allah kapısı”?. Zâhir ve Bâtın aklı külldür.
İkisine de Allah Allah. Rahîm’de ALLAH kapısıdır. Rahmân ‘da ALLAH kapısıdır.
Ana rahmi de ALLAH kapısıdır, etten ana rahmi de ALLAH kapısıdır.
Topraktan ana rahmide ALLAH kapısıdır.
Zâhiride öyledir. Bâtını da öyledir.
Zâten iksinin arasından bu tarafa bakarsan Lütfullah gözükür.
Öbür tarafa bakarsan Rabbullah gözükür. Değil mi ya?
İnsanın varlığı Rahmâniyyet ve Rahîmiyyet arasındadır.
Mülkiyeti dahi böyledir. Allah’ı anlayışı dahi böyledir. ALLAH celle celâluhuyu buraya anlayış olarak çeker, bütün Mülkullah’ı da buraya akıl çeker. Nasıl çeker?


Allah nurus semavati vel ard! der.

اللَّهُ نُورُ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ مَثَلُ نُورِهِ كَمِشْكَاةٍ فِيهَا مِصْبَاحٌ الْمِصْبَاحُ فِي زُجَاجَةٍ الزُّجَاجَةُ كَأَنَّهَا كَوْكَبٌ دُرِّيٌّ يُوقَدُ مِن شَجَرَةٍ مُّبَارَكَةٍ زَيْتُونِةٍ لَّا شَرْقِيَّةٍ وَلَا غَرْبِيَّةٍ يَكَادُ زَيْتُهَا يُضِيءُ وَلَوْ لَمْ تَمْسَسْهُ نَارٌ نُّورٌ عَلَى نُورٍ يَهْدِي اللَّهُ لِنُورِهِ مَن يَشَاء وَيَضْرِبُ اللَّهُ الْأَمْثَالَ لِلنَّاسِ وَاللَّهُ بِكُلِّ شَيْءٍ عَلِيمٌ

Resim---“ALLÂHU NÛRUS SEMÂVÂTİ VEL ARD (ardı), meselu nûrihî ke mişkâtin fîhâ mısbâh(mısbâhun), el mısbâhu fî zucâceh(zucâcetin), ez zucâcetu ke ennehâ kevkebun durrîyyun, yûkadu min şeceratin mubâraketin zeytûnetin lâ şarkîyetin ve lâ garbiyyetin, yekâdu zeytuhâ yudîu ve lev lem temseshu nâr(nârun), nûrun alâ nûr(nûrin), yehdîllâhu li nûrihî men yeşâu, ve yadribullâhul emsâle lin nâs(nâsi), vallâhu bi kulli şey’in alîm(alîmun) : ALLAH, GÖKLERİN VE YERİN NURUDUR. O'nun nurunun misali, içinde çerağ bulunan bir kandil gibidir; çerağ bir sırça içerisindedir; sırça, sanki incimsi bir yıldızdır ki, doğuya da, batıya da ait olmayan kutlu bir zeytin ağacından yakılır; (bu öyle bir ağaç ki) neredeyse ateş ona dokunmasa da yağı ışık verir. (Bu,) Nur üstüne nurdur. Allah, kimi dilerse onu kendi nuruna yöneltip iletir. Allah insanlar için örnekler verir. Allah, her şeyi bilendir.” (Nûr 24/35)

Bütün Mülkullah’ı alır Rahîm-Rahmân arasına.
Apış arasına alır. Ana Rahmine alır.
Ana Rahminden Baba Rahmâniyyetine geçer ve bir anda Âdem’in zahrında buluveririr kendisini.
Bütün bunlar ALLAH, ALLAH’tır.
Resim
Kullanıcı avatarı
nur-ye
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 9089
Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00

Re: “ALLAH! ALLAH!” DEyu DEyu!.. ŞeRHi Kul İhvani

Mesaj gönderen nur-ye »

BEN-lik BAĞın YOLanlar HaYY
HAVZ
-ı KEVSER DOLanlar HaYY
AĞlar g
-ÖZ-lü OLanlar HaYY
DÖKer
ALLAH! ALLAH! DEyu DEyu!..

*

Ağlamayan gözler taş yüreklilerdir.
“Kur’ân okunduğunda, haşyet âyetleri geldiğinde ağlayınız. Ya Rasûlullah gerçekten ağlayamıyoruz ne yapalım?” buyrulduğunda. Hadisdir, bulalım.
“Ağlar gibi yapınız hiç değilse” buyurmuştur Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem.
“Ağlar gibi yapınız hiç değilse. Mâdem ağlayamıyorsanız.”


Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: "Kur'ân hüzünle nazil oldu, onu okurken ağlayınız. Ağlayamıyorsanız, ağlar gibi okuyunuz (veya kendinizi ağlamaya zorlayınız.)" tavsiyesinde bulunmuştur.

(İbn Mâce, İkametüssalah, 176)

Bunlar ince işlerdir.
Allah’a hamd u sena olsun özellikle sabah ve yatsı namazlarına mutlaka câmiye gitmek istiyorum.
Çünkü senelerdir çeşitli sebeplerden câmilerden uzak kalmıştım.
Câmiden uzak yerlerde oturmak v.s gibi şu bu.
Şimdi onu çok iyi bildiğim için gidiyorum. Ama o mescidlerde Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in mihrabında merhamet ve muhabbet sesini duymak onun hıçkıra hıçkıra okuduğu Kur’ân-a kulak vermek, o ANı yaşamak BİZ-BİR BİLEliğini kurabilmek anlatılmaz bir haşyet gerçekten muazzam bir mutluluk halidir.
Burada ağlamak dertten kederden neşeden değil, insanın enfüs ve afakının birleştiğinin şehâdet haykırışıdır.
Aklın iki ucunun SEVİYElenmesidir.
İnkar-ikrar kalktı, dümdüz oldu, iniş-yokuş bitti.
Dümdüz oldu, dosdoğru oldu:
Lâ ilâhe illâllah oldu. “Bunun adı kelime-i tevhiddir” diyebilmektir.

BULursan Dost, DOST BİRİni
YIKar Yüreğin KİRİni
ERİTir BUZ zİNCİRini
SÖKer
ALLAH! ALLAH! DEyu DEyu!..

Muhabbetle, Merhametle, Hasbi Hizmetle, MuhaMMedî Hakikatla buz dağlarına esen ılık yeller gibi, yağan ılık yağmurlar gibi, okşayan ılık ışıklar gibi, kucaklayan ılık topraklar, üzmeden üzülmeden incitmeden terlercesine söker zincirlerini her hücrenin her zerrenin. ALLAH! ALLAH! diye diye.

*

Ayırma KURDu-KOYUNu
OYNAnAN O
nun OYUNu
İhvÂNi Kıtmir BOY
-NÛN-u
BÜKer
ALLAH! ALLAH! DEyu DEyu!..

Öyle bir âlemde yaşamaktayız ki kurt-koyun oyunu oynamamak mümkün değildir.


وَاعْلَمُواْ أَنَّمَا أَمْوَالُكُمْ وَأَوْلاَدُكُمْ فِتْنَةٌ وَأَنَّ اللّهَ عِندَهُ أَجْرٌ عَظِيمٌ
Resim---“Va'lemû ennemâ emvâlukum ve evlâdukum fitnetun ve ennallâhe indehû ecrun azîm(azîmun) : Bilin ki, mallarınız ve çocuklarınız ancak bir fitnedir (imtihan konusudur.) Allah yanında ise büyük bir mükafaat vardır.” (Enfâl 8/28)

Nefsimize en yakın, eş-evlad-mal vs.. İkilik Oyunu..

Evlâdlarınız ve eşleriniz sizin için fitnedir. Sabredenlere azim ücret ödenecektir.

Kurt-koyun oyunu o gündür bugündür oynanmaktadır.
Garib olan şey şudur ki kurt mu Âdemdir, koyun mu Havvadır?
Yok yok Havva mı kurttur Âdem koyundur, bu mu şu mu değil mesele.
Mesele oynanan O’nun kendi oyunu.
Ne güldür ne gübredir ikisini arasından fışkıran bir cAN vardır.
El Hayy vardır. Kesintisiz O’ndan O’na geçen. Çemberi tamamlayan bir Hayy akımı vardır..
cİSİM-cANın CEZBü CERRi budur.
O zaman yapacak iş boynunu bükmek
ALLAH! ALLAH! demekten ibarettir. O gün de böyle esmiştir.

Öylesine şarkı-türkü gibi içimizden mırıldanırken.
Bizde onu o ayaktan yürütmüşüz yani.
Resim
Cevapla

“►Kul İhvÂNi ŞiiR ve ZeVK ŞeRH'leri◄” sayfasına dön