PIRILTILAR

Kullanıcı avatarı
dostemin
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye
Mesajlar: 525
Kayıt: 19 May 2007, 02:00

Re: PIRILTILAR

Mesaj gönderen dostemin »

Resim

MEDET

Kimseden yoktur medet
Allahım sen yardım et
Acı, eyle merhamet
Bağışla bizi affet!..

*

Verdin bize çok ni’met
Gören sensin her hacet
Medet ya Rabbim medet
Allahım sen yardım et!..

*

Dost Emin der rahmet et
Kusurlarımı affet
Eyle bize merhamet
Medet Allahım medet!..

***

Her derdin devası var bilene helâl olsun
Hastanın şifâsı var bulana helâl olsun
Cefanın safâsı var sabreden safâ bulsun
Kâhirda da lütuf var bilene helâl olsun!..
Resim
Kullanıcı avatarı
dostemin
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye
Mesajlar: 525
Kayıt: 19 May 2007, 02:00

Re: PIRILTILAR

Mesaj gönderen dostemin »

İNAN O’nda!..Resim

Önce hayret ettin sonra yaratan Mevlâ’yı tanıdın O’nun kulu olduğuna ve O’nun Bir’liğine iman ettin ve hayran oldun titredin… Gönül O’na döndü hep O ‘nun güzellikleri kapladı dünyanı, bir hoş oldun aşka düştün… En büyük zevke erdin…

Aşk ateşi yaktı ise
En büyük zevk inan onda
Ne şundadır ne de bunda
En büyük zevk inan O'nda…

*

İslam nedir bildin ise
Hakk yoluna girdin ise
Müslümanım dedin ise
En büyük zevk inan O'nda…

*

Gerçek iman ettin ise
Mü’min bir kul oldun ise
Kalbde Hakkı buldun ise
En büyük zevk inan O'nda…

*

Mâsivâyı yıktın ise
Bu dünyadan geçtin ise
Hakka hicret ettin ise
En büyük zevk inan O'nda…

*

Kötü nefsi yendin ise
Şeytanları vurdun ise
Cihadını yaptın ise
En büyük zevk inan O'nda…

*

Dost Eminim zevk tahtında
Teslim olmuş Hakk yolunda
Mü’min kuldur yüce HaKK'a
En büyük zevk inan O'nda…
Resim
Kullanıcı avatarı
der-ya
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 853
Kayıt: 29 Eki 2011, 07:01

Re: PIRILTILAR

Mesaj gönderen der-ya »

[BBvideo 425,350][/BBvideo]
Eğer göğün yedi kat üstüne çıkmaksa niyetin, Aşktan güzel merdiven bulamazsın.
Eğer aşkı bulmaksa niyetin, Aramadan duramazsın. -
Yunus Emre.k.s
Kullanıcı avatarı
dostemin
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye
Mesajlar: 525
Kayıt: 19 May 2007, 02:00

Re: PIRILTILAR

Mesaj gönderen dostemin »


Aşka düştün, zevke daldın, dünyadan, hayattan beklentilerin gitti...
Resim
Senin aşkın var olmazsa gönülde
Bu cihanda yaşamakta ne tat var...

Senin adın her an yoksa dillerde
Bu dünyada yaşamakta ne tat var...

Cemȃlini göremezsek her yönde
Bu mekȃnda yaşamakta ne tat var...

Her an senle olamazsak burada
Bu zamanda yaşamakta ne tat var...

Dost Emin der Mȃşuk yoksa yanında
Soyut aşkta yaşamakta ne tat var...
Resim
Kullanıcı avatarı
der-ya
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 853
Kayıt: 29 Eki 2011, 07:01

Re: PIRILTILAR

Mesaj gönderen der-ya »

Ebû Hüreyre Hazretleri’nin, Kur’an okuyanların kazanacağı mânevî derecelerle ilgili olarak Peygamber Efendimiz’den rivayet ettiği şu hadîsi şerîf,

mü’min gönüllerin heyecanla tutuşmasına vesile olacak güzelliktedir: “Kıyamet gününde Kur’an-ı Kerîm gelecek ve ALLAH Teâlâ’ya:

‘Yâ Rabbî! Kur’an okuyan kimseyi şeref süsüyle süsle!’ diyecek; bunun üzerine Kur’an okuyan kimse şerefle süslenecek.

Yine Kur’an-ı Kerîm: ‘ALLAH’ım! Ona şeref elbisesi giydir!’ diyecek; hemen o zâta elbiselerin en değerlisi giydirilecek. Sonra Kur’an: ‘Rabb’im! Ona şeref tacı giydir!’ diye niyâz edecek; o kimseye şeref tacı giydirilecek. Sonunda Kur’an-ı Kerîm: ‘Yâ Rabbî! O kulundan razı ve hoşnut ol! Senin hoşnutluğundan üstün bir şey yoktur.’ diyerek Kur’an okuyan kimseyi mânevî mertebelerin en yükseğine ulaştıracak (Tirmizî, Fezâilü’l-Kur’an 18; Dârimî, Fezâilü’l-Kur’an 1). Yüce Kitab’ımızın, kendisini okuyanlara kazandırdığı güzelliklerin haddi hesabı yoktur. Mahşerde, güneşin tepeye dikildiği, herkesin kan ter içinde çırpındığı o dehşetli saatlerde, Kur’an’ın, kendisini okuyan ve buyruklarına göre yaşayan kimselere sağlayacağı büyük imkândan söz eden Efendimiz (sas) şöyle buyuruyor: “Kıyamet gününde, Kur’an-ı Kerîm ile Onun buyruklarını tutup yasaklarından kaçan mü’minler ortaya getirilecekler. Kur’an’ın önünde en uzun iki sûresi, Bakara ile Âl-i İmrân bulunacak. O sırada bu iki sûre, iki bulut gibi görünecek veya aralarında bir nur bulunan iki siyah gölgeliği andıracaklar, yahut bu iki sûre, kıyamet gününde sahiplerini savunmak üzere saf bağlayıp kanat germiş iki kuş sürüsü gibi gelecekler.” (Müslim, Müsâfirîn 253; Tirmizî, Fezâilü’l-Kur’an 5).

Herkesin bir kurtarıcı beklediği mahşerin o dayanılmaz vakitlerinde Kur’an-ı Kerîm’in bir şefaatçi olarak ortaya çıkması ve kendisini okuyup ona göre yaşayanların elinden tutması, ALLAH’ım, ne güzel bir imkândır.

ALLAH'ım Kur'an-ı Kerimi bizlerden şikayetçi eyleme ya Rabbi

Kur'an-ı Kerimi dünyada yoldaş,kabirde arkadaş,kıyamet gününde nur,cehennemin o yakıcı ateşine sür eyle ya Rabbi amiin inşaALLAH
Eğer göğün yedi kat üstüne çıkmaksa niyetin, Aşktan güzel merdiven bulamazsın.
Eğer aşkı bulmaksa niyetin, Aramadan duramazsın. -
Yunus Emre.k.s
Kullanıcı avatarı
dostemin
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye
Mesajlar: 525
Kayıt: 19 May 2007, 02:00

Re: PIRILTILAR

Mesaj gönderen dostemin »

Anladın ki yapan çatan O, gören O, görünen O, mevcud O, senden işleyen O…
Bir’leyici (muvahhid ) oldun, tevhide girdin, bir sufi oldun Hakk yolunda…
Her olandan razı oldun, tatmin oldun, mutmain kul oldun… Mutluluğu buldun…
Sufi için “ibnü’l- vakt” denir ki o anın, yani zamanın oğludur, anı yaşar, uzun emeller beslemez, kendini bilir, Rabbini bilir…

Yunus gibi,
Ey padişah-ı Lemyezel!
Zȃt-ı ebed, hayy-ı ezel!
Ey lutfu bol, kahrı güzel!
Kahrın da hoş, lutfun da hoş.
diye ünler…

Erzurumlu İbrahim Hakkı gibi,
Deme şu niçin şöyle
Yerincedir ol öyle
Bak sonuna sabreyle
Mevlâ görelim neyler
Neylerse güzel eyler!..
diye seslenir…


Hayatı zevk içinde geçer… Mevlâna gibi bu dünyadan ayrılmayı sevgiliye kavuşma yani düğün gecesi (şeb-i aruz ) olarak görür…

Mutlu olmak için halk içinde Hakk’la birlikte olalım, anda yaşayıp güzellikleri seyredelim, Allah’a kulluk edelim, rehberimiz Hz. Muhammed aleyhi's-selâm ’ın izinden gidelim…


ANI YAŞAResim

Dün dünde kaldı artık, yarın henüz gelmedi
Şimdi yaşamaya bak bugün daha bitmedi
Düşünme ne olacak kimse gaybı bilmedi
Ne derse o olur Hakk, mü’min şüphe etmedi…

Tevekkül et ey sufî anı yaşa daima
Allah’ın sana kȃfi birlik ol sen daima
Allah de al nefesi zikret O’nu daima
Allah de ver nefesi fikret O’nu dâima..

Dost Emin etme merak yarın neler olacak
Görevin teslim olmak bugün ibadet yapmak
Tevekküldür yaşamak güvenip Hakk’a tapmak
Düşünme ne olacak ne derse o olur Hakk…
Resim
Kullanıcı avatarı
der-ya
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 853
Kayıt: 29 Eki 2011, 07:01

Re: PIRILTILAR

Mesaj gönderen der-ya »

Eshab-ı kehfin köpeği niye ibret-i âlem için Cennete girdi? Salihlere hizmet ettiği, onlarla beraber bulunduğu için girdi.
Nuh aleyhisselamın oğlu niye imansız öldü? Salihlerle beraber olmayıp onları kabul etmediği için, gemiye binmeyip dağa çıktığı için.
(Ebu Bekrin üstünlüğü, çok namaz kıldığı, çok oruç tuttuğu için değil, kalbindeki bir şey içindir) mealindeki hadis-i şerif niye varit oldu?
Çünkü Hazret-i Ebu Bekrin kalbinde Resulullahın sevgisi vardı, hep onunla beraber idi.
Demek ki sadıklarla [doğrularla] beraber olmak, kötülerden uzak durmak gerekir.


Üç âyet-i kerime meali:

(Allah�tan korkup sadıklarla beraber olun!) [Tevbe 119]

(Kâfirlerle beraber oturmayın; yoksa siz de onlar gibi olursunuz.) [Nisa 140]

(Benim yolumda gidenlere uy.) [Lokman 15]
Eğer göğün yedi kat üstüne çıkmaksa niyetin, Aşktan güzel merdiven bulamazsın.
Eğer aşkı bulmaksa niyetin, Aramadan duramazsın. -
Yunus Emre.k.s
Kullanıcı avatarı
dostemin
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye
Mesajlar: 525
Kayıt: 19 May 2007, 02:00

Re: PIRILTILAR

Mesaj gönderen dostemin »

GÖYNÜK

2007 Mayısında gitmiştim ilk kez. Daha sonra manevi bir çekim noktası oldu benim için Göynük.
Derin bir vadi içinde ortasından akan çayın kulaklara haz veren su sesiyle etrafın yeşili v.s.. edebiyatını bir tarafa bırakırsak, çok uzun yıllardan gelen ve günümüzde de yaşayan manevi bir geçmişi var bu şirin ilçenin… Allah dostlarından çokçası burayı mesken etmiş..
En bilineni Fatih’in hocası Ak Şemsettin. Türbesinde yurdun her yanından gelen ziyaretçiler eksik olmaz. Hatta Göynük denilince ilk akla gelen isim odur…
Diğer biri de Ak Şemsettin gibi Hacı Bayram Velî hazretlerinin halifelerinden Ömer Sıkkin ( Bıçakçı Ömer Dede ) ki melamilerce muteber bir pir…
Bir diğeri ise mahalle içi sokak arasında mütavazı bir oda türbede yatan geçmişteki hayatını çok iyi bilemediğimiz Debbağ Dede…
Kimbilir daha nice velîyullah Göynük’te yaşamış ve de yaşıyor ki oraya vardığımda ilâhi bir müzik gibi zikrullah duyuluyor, insanın içine huzur geliyor ve cennet kokuları dahi geliyor…

Daha önce dört kez gitmiştim, (22-5-2012) günü yani dün de oradaydım.
Kent girişinde önce Göynük’e merhaba Ömer Dede’ye selam ve dua…
Daha önce ziyaretine gittiğimde ilginç durumlar yaşamıştım. İlkinde vakit geç olduğu için yanına varamadan döndüm, sonraki seferde yoldan elli adım ilerdeki türbeye ulaşmam mümkün olmadı çünkü çok şiddetli bir dolu yağmaya başladı ve dinmedi ki arabamdan ineyim işareti gör dedik devam ettik, daha sonra gittiğimde kapısını kilitli buldum, nihayet geçen yıl yanına ulaşıp rahmet okudum ve dün yine tek başınaydım yanında Fatiha okudum…
Çıktığımda bahçesine adım attım bir mesaj geldi…


Kim ne yaparsa bil kendine yapar
Kendini bilenler Allah’a tapar
Enel Hakk sırrına erenler anlar
“O” kendi yaratır kendine bakar

İstersen yakınlık Cenab-ı Hakk’tan
Sen dahi gizlen de uzak ol halktan


*

Melâmet gizlidir ortaya çıkmaz
Ömer Sikkin gibi tac, hırka takmaz
Melamî her daim zikirden bıkmaz
Türbeye gelene sesin çıkarmaz

İstersen yakınlık Cenab-ı Hakk’tan
Sen dahi gizlen de uzak ol halktan


*

Neylerse güzel de razı ol Hakk’tan
Bekleme hiçbir şey şekilci halktan
Selâm ver gülümse ama uzaktan
Avamdan uzak dur Dost Emin saklan


*

İstersen yakınlık Cenab-ı Hakk’tan
Sen dahi gizlen de uzak ol halktan



Mesajı aldık, mânâya daldık…
Ak Şemsettin’e vardığımızda yine ziyaretçileri mecuttu, selam verdik bir Fatiha da ona okuduk.
İçimde biraz buruk bir duygu ile kısa bir duyumsama oldu…


Bir güneştim zamanında
Işık saçtım din yolunda
Yatıyorum şimdi burda
Umut oldum cahilanda…


Ne demek istiyordu koca Şeyh Hazretleri?...

Ben her ziyaretimde içim dolu dolu ayrıldığım Debbağ Dedemi ziyarete gittiğimde sanki bana gülümsüyordu…
Mânâ âlemine geçtik birlikteydik, yakaza halindeydik…
Elinde bir maşa ateş koydu mangala cezveyi sürdü kahve pişirdi ve yanımda bir dost vardı ikimize sundu fincanda kahveyi kendi bizi seyreyledi Allah Allah bu ne haldi…
Yüzüne şaşkınca baktım o sadece gülümsedi şöyle dedi:
“Şaşırma düşün ki kimdir bu kahveyi sunan, sen içince o doyan?”…
Debbağ Dedem kahve koydu, sunan “O” ydu içen “O” ydu, tevhid içre gerçek buydu…
Yetti gayri ben bittim gerisin geri gittim, cezbeye girdim, hep “Allah!” dedim ” Hu!” dedim…


Resim->->

Mâşuk coştu dile geldi “Allah!” dedi “Hu!” dedi
Mâşuk âşık hep beraber “Allah!” dedi “Hu!” dedi
Tüm zerreler dile geldi “Allah!” dedi “Hu!” dedi
Aşk yayıldı tüm ȃleme yerler gökler inledi.. “Allah!” dedi “Hu!” dedi

Âşık gitti Mâşuk kaldı “Allah!” dedi “Hu!” dedi
Kendinden kendineydi “Allah!” dedi “Hu!” dedi
Namaz kıldı zikir etti “Allah!” dedi “Hu!” dedi.. “Allah!” dedi “Hu!” dedi

Zaman mekȃn kalktı gitti kesret döndü vahdete
Tek bir nefes “Allah” dedi, “Allah!” dedi “Hu!” dedi…“Allah!” dedi “Hu!” dedi.
Resim
Cevapla

“Tasavvuf” sayfasına dön