Peygamber Efendimiz (S.A.V)
- aNKa
- Özel Üye
- Mesajlar: 2797
- Kayıt: 02 Eyl 2007, 02:00
Peygamber Efendimiz (S.A.V)
Günümüzde insanlığın asıl ıstırabı, Allah'ın Resulu Hazreti Muhammed (A.S.)'ı tam mânâsı ile tanıyamamış, hakiki şahsiyetini bilememiş olmasından ve getirdiği hayat bahşeden esaslara aşk ve şevk içinde kucak açamayışından gelmektedir.
Dünyanın mânevi sarsıntısı da, sıkıntısı da, anarşi ve huzursuzluk içinde bocalayışı da bundan doğmaktadır.
Onu anlamadıkça, sevmedikçe ve âb-ı hayat yerine geçen prensiplerini kendisine rehber edinmedikçe de insanlığın bu sıkıntı, sarsıntı ve buhrandan kurtulması mümkün değildir.
Dünyanın mânevi sarsıntısı da, sıkıntısı da, anarşi ve huzursuzluk içinde bocalayışı da bundan doğmaktadır.
Onu anlamadıkça, sevmedikçe ve âb-ı hayat yerine geçen prensiplerini kendisine rehber edinmedikçe de insanlığın bu sıkıntı, sarsıntı ve buhrandan kurtulması mümkün değildir.
En son aNKa tarafından 27 Mar 2009, 16:29 tarihinde düzenlendi, toplamda 3 kere düzenlendi.
- Hakan
- Moderatör
- Mesajlar: 4966
- Kayıt: 08 Eki 2006, 02:00
Onu anlamadıkça, sevmedikçe ve âb-ı hayat yerine geçen prensiplerini kendisine rehber edinmedikçe de insanlığın bu sıkıntı, sarsıntı ve buhrandan kurtulması mümkün değildir.
Daha önce de belirttiğim gibi zaman öyle bir zaman ki her yer kaygan Veli de kayıyor deli de.
Bu zamanda Kur'an-ı Kerim in ışığında Rasulullah sav. in ayak izlerine basarak geçenler kaymaktan kurtuluyorlar.
Rasulullah sav. gözbebeği olma yolunda ilerliyorlar.
Bir çokları para ve pula çook değer vererek sapıtmışken, madalyonun bir başka yüzündeki Yetim, garib, guraba ve yoksul insanlar ise bir ekmek için çalışıp didiniyor belki de hergece gursağına bir ekmek dahi düşmüyor.
Ne acı ki mahallemizdeki yetim, garib, gurabayı bilmez iken Şehrin zenginlerinin isimlerini tek tek sayabilmekteyiz.
O yüzden Rasulullah sav. e çoook ihtiyacımız var.
Rasulullah sav. in adabı, edebi, ahlakıyla ahlaklanmamız ve bu gaye ile hizmet etmeliyiz.
Daha önce de belirttiğim gibi zaman öyle bir zaman ki her yer kaygan Veli de kayıyor deli de.
Bu zamanda Kur'an-ı Kerim in ışığında Rasulullah sav. in ayak izlerine basarak geçenler kaymaktan kurtuluyorlar.
Rasulullah sav. gözbebeği olma yolunda ilerliyorlar.
Bir çokları para ve pula çook değer vererek sapıtmışken, madalyonun bir başka yüzündeki Yetim, garib, guraba ve yoksul insanlar ise bir ekmek için çalışıp didiniyor belki de hergece gursağına bir ekmek dahi düşmüyor.
Ne acı ki mahallemizdeki yetim, garib, gurabayı bilmez iken Şehrin zenginlerinin isimlerini tek tek sayabilmekteyiz.
O yüzden Rasulullah sav. e çoook ihtiyacımız var.
Rasulullah sav. in adabı, edebi, ahlakıyla ahlaklanmamız ve bu gaye ile hizmet etmeliyiz.
- aNKa
- Özel Üye
- Mesajlar: 2797
- Kayıt: 02 Eyl 2007, 02:00
- Sufican
- Aktif Üye
- Mesajlar: 163
- Kayıt: 14 Şub 2007, 02:00
Re: Hazreti Muhammed (S.A.V.)
Allah(cc) razı olsun abiciğim, Onu sünnetine dosdoğru uyup Veysel Karani(K.S.) gibi Hırkasını giymeyi hak etmeliyiz...ankakusu yazdı:Onu anlamadıkça, sevmedikçe ve âb-ı hayat yerine geçen prensiplerini kendisine rehber edinmedikçe de insanlığın bu sıkıntı, sarsıntı ve buhrandan kurtulması mümkün değildir.
- aNKa
- Özel Üye
- Mesajlar: 2797
- Kayıt: 02 Eyl 2007, 02:00
ahsen yazdı:Bu günümüzde İslam Âleminin paramparça olmasında,
insanlarımızın, hep fişe takılı ütü gibi stres batağında çırpınmasında,
ve bizlerin bir çıkış yolu arayıp durmamızda tek sebeb Nur-u muhammedi kaybetmemiz olmuştur kanısındayım.
sanki bir evin, bir şehrin elektiriği kesildi gibi..
sanki kainatın güneşi tutuldu gibi..
inşâllah tez zamanda O'nun şefaati şifamız olsun
Allah cc BİZe merhemet ve hidayet eylesin!..
- aNKa
- Özel Üye
- Mesajlar: 2797
- Kayıt: 02 Eyl 2007, 02:00
zahidzenderun yazdı: YA RESULALLAH
Sensiz olmuyor elbet bu dünyanın tadı
Seninle olmaktır mü'minlerin muradı
O'nun Mustafa, Ahmet, Muhammeddir adı
Şefaat eyle acize ya Resulallah
Sensin kainatın o en güzel kokusu
Sensiz örülemez kardeşliğin dokusu
Mü'min olanın şeytandan olmaz korkusu
Şefaat eyle acize ya Resulallah
İnanmışım sana söylediğin her söze
Yol oldun ümmete ışık oldun her göze
Alemlere rahmet şefaatçısın bize
Şefaat eyle acize ya Resulallah.
SİNAN KARAKAŞ
- aNKa
- Özel Üye
- Mesajlar: 2797
- Kayıt: 02 Eyl 2007, 02:00
- aNKa
- Özel Üye
- Mesajlar: 2797
- Kayıt: 02 Eyl 2007, 02:00
nur_umim yazdı:
Kul İhvanimizin Medine'ye girerken seslendirdiği esintiyi sunar,
cumalarımızın hak ve hayr cem'i olmasına dua ederiz..
YÂ RASÛLULLAH (sav)
Kıtmirin Kul İhvâniyem
Rabbım bâki ben fâniyem
Şefâat kıl divâniyem
Şaşkına yâ Rasûlullah!..
*
Kulluk dengesi denklendi
Üstüne akıl eklendi
Mâsivâ yükü yüklendi
Taşkına yâ Rasûlullah!..
*
Yanarım cemâlin ile
Muhabbet kemâlin ile
Ehl-i Beyt ü âlin ile
Aşkına yâ Rasûlullah!..
*
Deli gönlüm viran eyle
Hâl-i hazır Hira n eyle
Canım Cânan çıran eyele
Meşkine yâ Rasûlullah!..
*
Şu cihan dar geldi bana
Ağlıyorum yana yana
Kıtmir et beni Ravzana
Köşküne yâ Rasûlullah!..
14.02.2002 17:44
Divâni : f. Deli. Aklı başında olmayan.
Mâsivâ : Ondan gayrısı. (Allah'tan) başka her şey hakkında kullanılan tâbirdir) Dünya ile alâkalı şeyler.
Cemâl : Yüz güzelliği. Fertteki güzellik. * Cenâb-ı Hakk'ın lütuf ve ihsânı ile tecellisi. * Hak ile söylenen doğru söz. * Hüsün.
Kemâl : Kâmillik, olgunluk. Olgunlaşma. Erginlik. Bütün güzel sıfatlarla muttasıf olmak. Fazilet. * Değer, baha. * Fazlalık. * Sıdk ile yapılan güzel iş.
Hıra : Mekke-i Mükerreme'nin civarında bulunan ve Hz. Peygamber'e (A.S.M.) ilk vahyin geldiği mağaranın ismidir. Bu mağaranın bulunduğu dağa Hırâ dağı denildiği gibi, Harrâ veya Cebel-i Nûrl da denilmektedir.
Çıra : Yağla ışık veren aydınlatma âleti.
Meşk : Aşkı icra etmek. Bilmeyene bir şeyi öğretmek.
Kıtmir : Ashab-ı Kehf'in köpeğinin adı. * Hurma ile çekirdeğinin arasındaki ince zar. Çekirdeğin arasındaki ince pürüz. * Hakir ve küçük olan şeylerde mesel olmuştur.
Ravza-yı Mutahhara : Fahr-i Kâinat Aleyhi Efdal-üs-Salavat ve Efdal-üt-tahiyyât Efendimizin Kabr-i Şerifiyle Minberin arasındaki saha.
- aNKa
- Özel Üye
- Mesajlar: 2797
- Kayıt: 02 Eyl 2007, 02:00
NuruM yazdı: Kutlu Doğum Haftası
Nur oldu; nurdan oldu;
Kutlu doğum haftası
Ol fahri cihan oldu,
Müminlere sefası,
Kutlu, Doğum haftası
Kalplere dolan nurun,
Etrafında oturun,
Allaha zikre durun,
Gayri yoktur dahası,
Kutlu, doğum haftası
Âlemlerin sahibi,
Ol Muhammet Habipi,
Yeniden doğmuş gibi,
İnsanlığın en hası,
Kutlu, doğum haftası
İnananlar saf tutun,
O nur olsun tek sütün,
Vahdet ile bir bütün
Muhammed Mustafa sı
Kutlu, doğum haftası
Yeri, göğü yaratan,
Doğ ,diyince doğar tan
Âlemlere renk katan,
Şahlara kul yaftası,
Kutlu, doğum haftası
Müminlere şen ola,
Gülleri Gülşen ola,
Gönüllere pusula,
Yüreklerin taftası,
Kutlu, doğum haftası
29.03.2007,Erzurum
Dr.Gürsoy SOLMAZ
- aNKa
- Özel Üye
- Mesajlar: 2797
- Kayıt: 02 Eyl 2007, 02:00
nur-ye yazdı:Bu beyit benim hayatımda çok önemli yer tutanlarım arasındadır.KISSADAN HİSSE!
MEHMED B. SÜLEYMAN FUZİLİ
TÜRK DİVAN ŞÂİRİ :
"EY GÖNÜL! (SEVGİLİNİN) OK GİBİ DELİCİ BAKIŞLARININ (TEVECCÜHÜNÜ),
İŞTE ONDAN AYRI OLMANIN GÖNLÜMCE HİSSETTİRDİĞİ SUSUZLUĞU GİDER.
ZİRA BEN SUSUZUM!.
NE OLUR BU KAVURUCU AŞK ÇÖLÜNDE,
BENİM İÇİN DE ''SU'' ARA!.
EY ALLAH (C.C)UN SEVGİLİSİ VE;
EY İNSANLARIN EN HAYIRLISI!
SANA MÜŞTAKIM.
NASIL DUDAĞI KURUMUŞLAR BİR YANDAN YANIP BİR YANDAN DA SU ARARSA;
BENDE BU HAL İLE SENİ ARIYORUM.
SENİN İLÂHÎ GÜZELLİĞİNE ALIŞMIŞ VE SENİN DİDÂRINA SUSAMIŞ OLAN BANA SU VERECEĞİNİ.
BU SAYEDE KIYAMET GÜNÜNDE SENİ GÖRMEKTEN MAHRUM OLMAYACAĞIMI ÜMİD EDİYORUM!."
Çile çöllerinin sokaklarında gezerken divane divane sık sık okur RABBime NAZ ve NİYAZ ederdim!
MUHAMMEDİ MUHABBETLERİMİZLE
- aNKa
- Özel Üye
- Mesajlar: 2797
- Kayıt: 02 Eyl 2007, 02:00
nur-ye yazdı:
Hat: Özçay Koleksiyonu
Salatullah selamullah erişe ruh-i pakine
Bizi bahş eyleye Mevla anın dergahı hakine
Salatullah selamullah Habib-i Kibriya'sına
Bizi bahş eyleye Allah Muhammed Mustafa'sına
Salatullah selamullah anın nur-i didarına
Bizi bahş eyleye Mevla Habib'in Çar-i yar'ına
Salatullah selamullah ola Hayru'l verasına
Bizi bahş eyleye Allah Aliyyü'l Murteza'sına
Salatullah selamullah anın evlad ü aline
Bizi bahş eyleye Mevla sahabenin hisaline
Salatullah selamullah cemi-i enbiyasına
Bizi bahş eyleye Allah güruh-i evliyasına
Salatullah selamullah anın ümmetine olsun
Bizi bajş eyleye Mevla anın hürmetine olsun
Salatullah selamullah bu ümmet-i Muhammed'e
Bizi bahş eyleye Allah bu mevlid-i Muhammed'e
Hace Muhammed Lutfi
(Efe Hazretleri)
- aNKa
- Özel Üye
- Mesajlar: 2797
- Kayıt: 02 Eyl 2007, 02:00
nur-ye yazdı:
AHiRET YOLCUSUNUN AZIĞI
Peygamber efendimiz ( s.a.v.) bir gün, Ya Eba zer ! Yolculuğa çıkmak istediğin zaman azık alırmısın ? buyurdu. Eba zer ( r.a.) Evet alırım ya Rasulallah dedi.
Bunun uzerine Rasul-i Ekrem Kıyamet yolunun seferi nasıl olur ? O günde sana menfaat verecek şeyi bildireyim mi ? buyurdu.
Eba Zer Anam babam sana feda olsun, evet, bildir, ya Rasulallah dedi.
Rasul-i Ekrem buyurdular ki : Diriliş gününe hazırlık olmak uzere sıcak günlerde oruç tut.
Kabir yalnızlığınn üzüntüsü için gecenin karanlığında iki rek`at namaz kıl.
Dünya ve ahiretin büyük musibetlerine karşı haccet ve miskine ( Hic bir şeyi bulunmayana) sadaka ver veya bir hak söz söyle, kötü söz söyleme .
- aNKa
- Özel Üye
- Mesajlar: 2797
- Kayıt: 02 Eyl 2007, 02:00
Mecnun yazdı:
Güllerin Efendisi
Hazreti Muhammed (sallallahu aleyhi vesellem), Güllerin Efendisi.
O, Allahın Habibi.
O, gönüllerin eşsiz Tabibi.
O, âlemlerin Varolma Gayesi.
O'nun sevgisi Âhiret Sermayesi.
O'nu sevmek, Allah tarafından Sevilme Vesilesi.
En Sevgiliyi (sallallahu aleyhi vesellem) anlatalım, yunup yıkanmak için kirli gönüllerimize. Gül Nebiyi tanıtalım, yeni doğmuş, masum bebeklere. Anneler O'nu söylesinler ninni yerine.
Sohbet konumuz O olsun, sevdiklerimizle sırlarımızı paylaştığımız anlarda. Hani o bir ânı ömre bedel olan zamanlarda. Daha bir bebek iken "Ümmetî" nidasıyla inleyişini; küçük yaşta hem yetim hem öksüz kalıp bizzat Âlemlerin Rabbi tarafından terbiye edilişini anlatalım
El-Emîn oluşunu anlatalım daha peygamberlik verilmeden. Sözleştikleri yerde bir genci üç gün bekleyişini hiç yerinden ayrılmadan. Peygamber olmadan önce de bir peygamber gibi yaşayışını, Hılful-Fudûlda haksızlıklara karşı direnişini anlatalım.
O'nun nasıl fırtınalar meydana getirdiğini anlatalım ruh dünyasında rahip Bahira'nın. Rabb'i arayışını, insanlık için ızdırabını, inleyişini, çilesini soralım taşlarından Hira Mağarasının. Cibril nidasını duyuralım tüm gönüllere: "Yaratan Rabbinin adıyla oku!" Ve okuyuşunu anlatalım O'nun satır satır tüm kâinatı, ayet ayet Kur'ân'ı.
Engel olalım O'na ulaşmasın Ebu Leheb'in kem sözleri. O'na bakmasın Ebu Cehil'in ve Ebu Cehil ruhluların cehalet, kin, hırs, intikam bürümüş gözleri. Siper olalım O'na ulaşmasın ne Kureyş'in, ne de asrın kendini bilmezlerinin tükürükleri. Tâif'te bizim için taşlanmasını, Yüz sene sonra da olsa bunlar arasından bir kişi hidayete erecekse helak olmalarını istemem diye rahmetle coşmasını anlatalım.
Davet edelim, şu yıkık dökük diyarımızı şereflendirsin. Bitmeyen acılarımızı, dinmeyen feryatlarımızı dindirsin.
Gel artık ey Nebi! Şeref buyur liyakatsizliğimize bakmadan. Zira ne dilde kaldı artık, ne sinede derman. Gel artık, ey Rahmeten lil âlemîn zira çok bunaldık. Öz yurdumuzda kimsesiz, öz yurdumuzda garip kaldık. Duyulsun artık sadân cihanın dört bir yanında. Tütmesin zulüm dumanları kimsenin ocağında. Gel ve bize de sun o engin merhametinden. Gel ve bize de saç o zengin rahmetinden.
El benim damen senin
Ey rahmeten lil-âlemin
Şöhretim isyan benim
Sen afv ile meşhursun. (Itrî)
Seyyidimiz, canımız, herşeyimiz, şefaat ümidimiz, edebi rehberimiz, Muhammed Mustafamıza yıldızlar adedince Salat-ü selam olsun...
- aNKa
- Özel Üye
- Mesajlar: 2797
- Kayıt: 02 Eyl 2007, 02:00
Zehra yazdı:YÂ RASÛLULLAH!..
Rahmetsen Dost, Derd Erine
Ehl-i Beytin Kıtmîrine
Gönlüm kirli, Kevserine
Batırsan Yâ Rasûlullah...
Düşürmüş nefis peşine
Rastlanmamıştır eşine
Aşkın alevli ateşine
Yatırsan Yâ Rasûlullah...
Gök göklerden yere değdim
Kapına başımı eğdim
Aşk kaybettim, yitik beğdim
Getirsen Yâ Rasûlullah...
Sil gözlerimden uykumu
Diri kıl kurtar ruhumu
Gönül bağda aşk tohumu
Bitirsen Yâ Rasûlullah...
Yanarım gurbet narına
Hasret kaldım didârına
Alıp aşkın diyârına
Götürsen Yâ Rasûlullah...
İhvânim yandı aşkına
Mest-i Muhabbet meşkine
Divâne gönlüm köşküne
Otursan Yâ Rasûlullah...
- aNKa
- Özel Üye
- Mesajlar: 2797
- Kayıt: 02 Eyl 2007, 02:00
Gariban yazdı:
Estağfirullah El-Azim
Allahümme Salli Ve Sellim Ve Barik Alâ Sayidinâ Muhammedin Abdike ve Nebiyyike ve Resulüke ve Nebiyyül Ümmiyi Ve Alâ Âlihi Ehl-i Beytihi Ve Sahbihi Ve Ümmetihi.
Bu foruma ve sitemizdeki bütün forumlara katkıda bulunan tüm dostlarımızdan, okuyandan ve okuduğunu aktarandan, hasbi hizmet edenden ALLAH razı olsun. Kim ki bu duaya âmin diye Allah kabul ede.
Allahumme Salli Ve Sellim Ve Barik Alâ Sayidinâ Muhammedin Abdike ve Nebiyyike ve Resulüke ve Nebiyyül Ümmiyi Ve Alâ Âlihi Ehl-i Beytihi Ve Sahbihi Ve Ümmetihi.
Selam ve sevgiyle
Gariban
- aNKa
- Özel Üye
- Mesajlar: 2797
- Kayıt: 02 Eyl 2007, 02:00
- aNKa
- Özel Üye
- Mesajlar: 2797
- Kayıt: 02 Eyl 2007, 02:00
- aNKa
- Özel Üye
- Mesajlar: 2797
- Kayıt: 02 Eyl 2007, 02:00
- aNKa
- Özel Üye
- Mesajlar: 2797
- Kayıt: 02 Eyl 2007, 02:00
nisa77 yazdı:
Yeryüzünü mânevî bir karanlık kaplamıştı.
Mevcudat, beşerin zulüm ve vahşetinden âdetâ mâteme bürünmüştü. Gözyaşı döken gözler değil, ruh ve kalblerdi. Kalb ve ruhların keder, elem ve gözyaşına âlem de iştirak etmiş, sanki umumi yas ilân edilmişti.
Yeryüzü saâdetin, sevincin, huzurun kaynağı olan "Tevhid" inancından mahrumdu. Küfür ve şirk fırtınası ruh ve kalbleri kasıp kavurmuştu. Gönüllerde tek mâbud yerine, birçok batıl ilâhlar yer almıştı. Hakiki sahibini arayan ruhların feryadı ortalığı çınlatıyordu.
İnsanlar birbirini yiyen canavarlar misali vahşileşmiş; küfür şirk, cehâlet ve zulüm bataklığında boğulmaya yüz tutmuşlardı. Zalimin zulüm kamçısı altında mazlum inim inim inler hale gelmişti.
Âlem mahzun, varlıklar mahzun, gönüller mahzun ve sîmalar mahzundu
Akıl, ruh ve kalbleri mânevî kıskacı altına alıp olanca kuvvetiyle sıkan bu küfür ve şirke, bu dalâlet ve cehalete, bu hüzün ve sıkıntıya beşerin daha fazla katlanmasına Allah'ın sonsuz merhameti elbette müsaade edemezdi. Bütün bunlara son verecek zâtı şefkat ve merhametinin bir eseri olarak elbette gönderecekti.
İşte, o zât geliyordu. Dünyanın mânevi şeklini beraberinde getirdiği nur ile değiştirecek eşsiz insan, Allah'ın son peygamberi geliyordu.
Cin ve inse ebedî saâdetin yolunu gösterecek Hazret-i Muhammed (a.s.m.) geliyordu.
Kâinat, hürmet ve haşyet içinde efendisini beklemekte idi. Her varlık, kendisine mahsus diliyle, hâl ve hareketiyle bu emsâlsiz insana "hoş-âmedîde" bulunmak üzere sevinç içinde hazır durumda idi.
- aNKa
- Özel Üye
- Mesajlar: 2797
- Kayıt: 02 Eyl 2007, 02:00
gullale yazdı:Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem efendimizi hakkıyla tanıyamadık henüz, ONU anlamak için üniversite eğitimi gibi ciddi detaylı uzmanlık gerektiren bir eğitime ihtiyaç var. Bu eğitimin mana aleminden yakınlar ile olabileceğine inanıyorum ve O Sevgiliyi bize anlatan, tanıtan, yaklaştıran olunca da ONUNLA müşerref olup bizzat kendisinden kendisini tanıyıp bilebiliriz diye düşünmekteyim.
ONUN savaşan, çarpışan, yara alan, aç kalan, ağlayan, seven hallerini bilmek isterim. Ne zorlu ne mukavim ne haşyetli bir yaşamak... Putları kıran, alışılmışlıkları, kabullenilmişlikleri, zincirleri kıran, kaldıran, yurdundan göç eden, ayıplamalara, kınamalara, alaylara aldırmayan bir YÜREK... Nefsimizde binde birini yaşamamız gerekirse perişanlarız.
Kendisine ilk seslenişten sonra iki yıl gibi bir süre ses gelmemesi. Bunu yaşamak ne demektir? Biz kendimizi RABBİMİZDEN uzak hissettiğimizde, sevilmediğimizi hissettiğimizde mahvolmaktayız karanlıklara dalmaktayız.
Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem efendimiz işte bu olanlara uygun kıvamda halkedilmişti. Tamamen NURDU O... Ancak böyle bir NUR nâr ile haşır neşir olur, nârı yok eder söndürürdü.
Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem efendimizin etrafında olanlar aynı nurun parçalarıdır. Eşleri de bu parçalardandır ki ONDA toplanmışlardır.
Uhud savaşında dişi kırılmış deriz ağlarız, yüreğimiz parçalanır da işin celâl kısmını görmeyiz. Nasıl olmuştur, "dişi kırılmakla" kalan bir cümle anlatabilir mi olanı, bizzat yaşananı.
ONA ihtiyacımız vardır ve bu ihtiyacımız ONA lâyık ümmet omakla ONA vasıl olmakla gider ancak. ONU anlamak ONU yaşamaktır. Olmayan yaşanamaz. Yaşanmayan yalandır diyen Kulihvaninin eğitiminde ve bizzat imanım ile Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem efendimiz HAYY'dır , sall bağı ve aşk bağı ile inşallah bağlanılır ve yaşanır biİZNİ'L-LAHİ TEÂLÂ
- aNKa
- Özel Üye
- Mesajlar: 2797
- Kayıt: 02 Eyl 2007, 02:00
kulihvani yazdı: Bu harika duanıza bendeniz de candan Âmin derim,
ve bir Âşıklamayla katılırım..
Muhammedi Muhabete..
YÂ RASÛLULLAH!.. (sav)
Rahmetsen Dost, Derd Erine
Ehl-i Beytin Kıtmîrine
Gönlüm kirli, Kevserine
Batırsan Yâ Rasûlullah...(sav)
*
Düşürmüş nefis peşine
Rastlanmamıştır eşine
Aşkın alevli ateşine
Yatırsan Yâ Rasûlullah...(sav)
*
Gök göklerden yere değdim
Kapına başımı eğdim
Aşk akybettim, yitik beğdim
Getirsen Yâ Rasûlullah...(sav)
*
Sil gözlerimden uykumu
Diri kıl kurtar ruhumu
Gönül bağda aşk tohumu
Bitirsen Yâ Rasûlullah...(sav)
*
Yanarım gurbet narına
Hasret kaldım didârına
Alıp aşkın diyârına
Götürsen Yâ Rasûlullah...(sav)
*
İhvânim yandı aşkına
Mest-i Muhabbet meşkine
Divâne gönlüm küşküne
Otursan Yâ Rasûlullah...(sav)
Rahm : Acıma, koruma, esirgeme, şefkat etmek. * Hısımlık, karabet, akrabalık.