BOSALT YÜKÜN

İbret almasını bilenler için
Cevapla
Kullanıcı avatarı
Gariban
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 2834
Kayıt: 25 Tem 2007, 02:00

BOSALT YÜKÜN

Mesaj gönderen Gariban »

Resim

BOŞALT YÜKÜNÜ

Madde- Mana, Zahir -Bâtın dengesi gibi Muhammedinur Websitemizin en güzel özelliklerinden birisi de Web üzerinde Resim ile mânâ dengesini bünyesindeki binlerce resimli yazıyla yansıtan bir site oluşudur, hamdolsun. Ben yine böyle gezinirken bir resim gördüm dayanamadım ekleyim dedim, ibret olsun. Siz canlar, artik tefekkür edin, kimbilir neler görürsünüz şimdi inşaALLAH

لاَ يُكَلِّفُ اللّهُ نَفْسًا إِلاَّ وُسْعَهَا لَهَا مَا كَسَبَتْ وَعَلَيْهَا مَا اكْتَسَبَتْ رَبَّنَا لاَ تُؤَاخِذْنَا إِن نَّسِينَا أَوْ أَخْطَأْنَا رَبَّنَا وَلاَ تَحْمِلْ عَلَيْنَا إِصْرًا كَمَا حَمَلْتَهُ عَلَى الَّذِينَ مِن قَبْلِنَا رَبَّنَا وَلاَ تُحَمِّلْنَا مَا لاَ طَاقَةَ لَنَا بِهِ وَاعْفُ عَنَّا وَاغْفِرْ لَنَا وَارْحَمْنَآ أَنتَ مَوْلاَنَا فَانصُرْنَا عَلَى الْقَوْمِ الْكَافِرِينَ

Lâ yukellifullâhu nefsen illâ vus’ahâ lehâ mâ kesebet ve aleyhâ mektesebet rabbenâ lâ tuâhıznâ in nesînâ ev ahta’nâ, rabbenâ ve lâ tahmil aleynâ ısran kemâ hameltehu alellezîne min kablinâ, rabbenâ ve lâ tuhammilnâ mâ lâ tâkate lenâ bih(bihî), va’fu annâ, vagfir lenâ, verhamnâ, ente mevlânâ fensurnâ alel kavmil kâfirîn(kâfirîne).

1. lâ yukellifu : mükellef kılmaz, sorumlu tutmaz
2. allâhu : Allah
3. nefsen : nefs, kişi, kimse
4. illâ : ancak, sadece, den başka
5. vus'a-hâ : onun gücü, kapasitesi
6. lehâ : onun
7. mâ kesebet : kazandığı şeyler
8. ve aleyhâ : ve (sorumluluğu) onun üzerinde
9. mektesebet (mâ iktesebet) : kazandığı neğatif şeyler
10. rabbe-nâ : Rabbimiz
11. lâ tuâhız-nâ : bizi aheze etme, sorgulama
12. in nesînâ : eğer, şâyet unuttuysak
13. ev : veya
14. ahta'nâ : hata yaptık
15. rabbe-nâ : Rabbimiz
16. ve lâ tahmil : ve yükleme
17. aleynâ : bizim üzerimize, bize
18. ısran : zorluk, güçlük
19. kemâ : gibi
20. hamelte-hu : onu yükledin
21. alâ ellezîne : o kimselere, onlara
22. min kabli-nâ : bizden önce
23. rabbe-nâ : Rabbimiz
24. ve lâ tuhammil-nâ : ve bize yükleme
25. mâ lâ tâkate lenâ : bizim takat, güç yetiremeyeceğimiz şeyi
26. bi-hi : ona
27. ve a'fu an-nâ : ve (bizden günahlarımızı) affet
28. ve igfir : ve mağfiret et, günahlarımızı sevaba
29. lenâ : bizi, bize, bizim için
30. ve irham-nâ : ve bize rahmet et, Rahîm esması ile
31. ente : sen
32. mevlâ-nâ : bizim mevlâmızsın
33. fe : artık
34. ensur-nâ : bize yardım et
35. alâ el kavmi el kâfirîne : kâfirler kavmine karşı


"Allah kimseye vüs'unden öte teklif yapmaz, herkesin kazandığı lehine yüklendiği aleyhinedir, ya rabbena! eğer unuttuk veya kasdımız bize bizden evvelkilere yüklediğin gibi ağır yük yükleme, ya rabbena! hem de bize takatımız olmayanı yükletme, ve bizden günahlarımız afiv buyur ve bizlere mağfiretini reva, rahmetini atâ kıl, sensin mevlâmız, bizi mansur buyur artık seni tanımıyanlara karşı, kahrolsun kâfirler" [ Bakara Suresi , (2/286)]

Yukarıdaki ayeti kerime Islamiyetin Itidal yolu olduğunu ne güzel açıklamakta bizlere. Şüphesiz ki Kur'an -i Kerimde yüklenmek ile ilgili çok ayet vardır, insanlar çeşitli yüklerler yüklenirler yaşam boyunca, günah yükü, ekonomik yükler, kullanılmayan ilim yükleri (Kur'an daki yüklerle kitap taşıyan eşek bahsindeki gibi), ve daha bir çok yükler taşır insanlar hayatta. Muhammedi yolda yol katetmek isteyen aracın yol alabilmesi için burnunun yerde olması, ifrat ve tefrit yan çizgilerinin dışına çıkmadan, dört teker üzerinde, ortadaki yol çizgisini hazımla dört tekeri patlatıp çatlatmadan, yokuşta motoru yakmadan, şaha kalkmadan izlemesi gerekir, bazen çok fazla öğrenen çok yüklenen kişilerin burnunu yere secdeye indirmesi de bir türlü mümkün olmamakta, bu kibir vermekte, bunun değişik bir çeşidi de dünya ile yüklenmiş olanın hali.

إِنَّا جَعَلْنَا فِي أَعْنَاقِهِمْ أَغْلاَلاً فَهِيَ إِلَى الأَذْقَانِ فَهُم مُّقْمَحُونَ

İnnâ cealnâ fî a’nâkıhim aglâlen fe hiye ilel ezkâni fe hum mukmehûn(mukmehûne).

1. innâ : muhakkak ki biz
2. cealnâ : kıldık, yaptık
3. fî a'nâkı-him : onların boyunlarında
4. aglâlen : halkalar, zincirler
5. fe hiye : böylece o
6. ilel ezkâni (ilâ el ezkâni) : çenelere kadar
7. fe hum : böylece onlar
8. mukmehûne : başları yukarı kalkık olanlar, başları yukarı kaldırılmış kimseler


Çünkü biz onların boyunlarına kelepçekler geçirmişiz, onlar çenelerine dayanmıştır da burunları yukarı gözleri aşağı somurtmaktadırlar[Yasin Suresi , (36/8)]

Öyle bir yüklenmiştir ki dünyayı, bu kamyon gibi yükünü boşaltmadan yedi kişi burnundan çekse secdeye kapanmaz bazı kişiler. Boşaltması o kadar zordur yüklerini. Konuşursunuz aklı bin bir çeşit perde koyar, okuyup iç yüzünü bir türlü kavrayamadığı bilim başını yukarı kaldırmıştır...

Es Selam ve Sevgiyle
garibAN
Resim
Kullanıcı avatarı
Gariban
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 2834
Kayıt: 25 Tem 2007, 02:00

Re: BOSALT YÜKÜN

Mesaj gönderen Gariban »

Resim

ZEVK 1501

HAKKın AZAMETi HUZÛ’ KUDRETin Bilmekle HUŞÛ’
SALÂT Mâsivâsız MİKAT
→ “Muhabbetin fillah! OLmak!
SIRRIn soyunmaktır SIFIR! AYNA gibi ey CAN KUŞU!
ALLAH! ALLAH!. la Boş-ALmak → “ALLAH! ALLAH!. ile DOLmak!..


29.07.1999 13:06
Lârâ shllri..


HUZÛ’: Mahviyet ve tevazu hali, alçak gönüllü olmak. Allah'ın azametini, celal ve cemalini, büyüklüğünü tahattur ve tefekkürden hâsıl olan, insandaki huzur ve huşu' hâli.
HUŞÛ’: Alçak gönüllülük. Hayâ etmek ve mütevazi olmak. Korku ile karışık sevgiden gelen edebli bir hâl. Yüksek ve heybetli bir huzurda duyulan alçak gönüllülük. Sükun ve tezellül.
Mâsivâ: Ondan gayrısı. (Allah'tan) başka her şey hakkında kullanılan tâbirdir) Dünya ile alâkalı şeyler.
MİKAT: Bir iş için tayin edilen zaman veya yer. * Mekke-i Mükerreme yolu üzerinde hacıların ihrama girdikleri yer.

Muhabbetin fillah:
hubb-u fillah: Allahü tealanın sevdiklerini yalnız Allahü tealanın rızası için sevmek.

Resim---Rasûlullah sallallahu aleyhi vesellem: "İnsan sevdiği ile beraberdir"
(Buhârî, Fezâilu Ashabi'n-Nebî, 7)

Resim---Rasûlullah sallallahu aleyhi vesellem :
“Ey Allahın Rasulü “Mete's - Sâatü?: Kıyamet ne zaman?” diye sordu. Bunun üzerine Rasûlullah sallallahu aleyhi vesellem :
“Mâ adette lehâ = Kıyamet için ne hazırladın?”
“Hubballâhi ve Rasulihî = Allah ve Rasulünün sevgisini.”
(Bunun üzerine)
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Ente mea men ahbebte = Sen sevdiklerinle berabersin.”

(Riyâzus-Salihîn s. 282. 45. bab; Hayatus-Sahabe II, 476; Cevâhirul-Buharî, s. 408; et-Tâc V, 80; Tefsîrul-Kurânil-Azîm II, 330 (Enfal, 74. ayeti ile ilgili olarak)
Resim
Kullanıcı avatarı
simurg
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 928
Kayıt: 01 Haz 2009, 02:00

Re: BOSALT YÜKÜN

Mesaj gönderen simurg »

Konu başlığı çok düşündürücü GaribAN Can,
öncelikle teşekkür edeyim,
ve aklıma geliverenleri de peşinden ekleyeyim inşaallah.

"Yükünü boşaltmak" dediğimizde, genel kabul edilmiş algımız ön plana çıkmakta.
çünkü YÜK her hali ile kurtulunması gereken bir şey nihayetinde,
boşaltılmalı ki, hafiflenilebilsin rahatlık ve huzur sağlanabilsin, demek anlamına gelmekte.

Oysa;

إِنَّا عَرَضْنَا الْأَمَانَةَ عَلَى السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ وَالْجِبَالِ فَأَبَيْنَ أَن يَحْمِلْنَهَا وَأَشْفَقْنَ مِنْهَا وَحَمَلَهَا الْإِنسَانُ إِنَّهُ كَانَ ظَلُومًا جَهُولًا
İnnâ aradnel emânete ales semâvâti vel ardı vel cibâli fe ebeyne en yahmilnehâ ve eşfakne minhâ ve hamelehal insân(insânu), innehu kâne zalûmen cehûlâ(cehûlen).
Ömer Nasuhi Bilmen : Biz emaneti göklere ve yere ve dağlara teklif ettik, onlar onu yüklenmeden hemen çekindiler ve ondan korkuya düştüler ve onu insan yüklendi. Şüphe yok ki o, çok zalim, çok bilgisiz oldu.

Ahzab Suresi/72. Ayet-i Kerimemizde, ise yük bir "EMANET" olarak ifade edilmekte.

Teklif edilmesi dahi bir ayrıcalık sayılan bir emanet,
Çok kıymetli.
Ancak taşınabilmesi ve sahip çıkılabilmesi için de çok cesur ve bir o kadar da bilgili olmak gerekiyor.

Zalim ve bilgisiz olmak ile ancak emanete zulüm etmiş olacağız
ve taşıyamamış olduğumuz yükün de vebalini sırtlanmış sayılacağız.

O halde aklıma şunlar geldi.

Demek ki önce yükümüzü sevmemiz gerekiyor.
her yük bir gereklilik ile var ise, ona layıkınca sahip çıkılmalı,
şikayet etmemeli, bıkkınlık getirmemeli,
araba değiliz resimdeki gibi, taşıyamayacağımız miktar yüklenmemiş olacağı için
hiç bir zaman o şekilde arkası üstü yıkılmayız.

Yıkılacak olsak Rabbimiz yükümüzü hafifletir muhakkak, ve bize merhamet eder şüphesiz.

Burada en önemli mesele yükümüzü kendimizden bir zerre bilmek,
hatta "yük" olarak bilmemek lazım olduğu.

Aksi halde zalimce ayrı gayrı düşünme şeklimiz sebebiyle, hüsrana uğrayanlar biz oluruz.
Yük dediğimiz,dert dediğimiz ne ki,
kabir kapısından öteye geçmeyecek olan ızdırapla darlanmamayı seçtim daha yeni.
burada kalacak olan derde gülmek evla.

Ebedi ağlatacak olan ise, kabrimize bizimle birlikte girecek olan dert.
İşte ondan Sana sığınırım Rabbim.


Her halimize elhamdülillah, sadece günahlarımıza değil Rabbim.
Yüklerimiz yük değil emanet, biz layıkı ile sahib çıkamayız,ancak Sen bizlere merhamet edersen
ve bizlere kuvvetinden ihsan edersen müstesna.

La Kuvvete illa billah.
Kuvvet ancak Allah'tan, ve Biz'de ancak Allah için'iz.

Her nefesimizde elhamdülillah,her halimize sonsuz şükür ve teşekkürlerimiz olsun Rabbim.
Amin.
Resim
Kullanıcı avatarı
Gariban
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 2834
Kayıt: 25 Tem 2007, 02:00

Re: BOSALT YÜKÜN

Mesaj gönderen Gariban »

Sevgili Simurg can,
Güzel yorumunuz için Allah razı olsun, yukarıda bahsettiğim gibi bir çok yük ve yüklenmek meselesi var.
Siz güzel kardeşimin hasbi hizmetçi bakışı ile bir cihetten daha görüş sağlandı ki zaten maksadımızda muhabbet ve hizmet inşaallah, Aklımız Meryem anamız gibi hamil olup da İsa aleyhi's-selâm gibi bir yük ile yüklenirse buna yüklenme derim, diğer cihetten :


لِيَحْمِلُوا اَوْزَارَهُمْ كَامِلَةً يَوْمَ الْقِيٰمَةِ وَمِنْ اَوْزَارِ الَّذٖينَ يُضِلُّونَهُمْ بِغَيْرِ عِلْمٍ اَلَا سَاءَ مَا يَزِرُونَ
"Li yahmilu evzarahum kamiletey yevmel kiyameti ve min evzarillezine yudillunehum bi ğayri ilm, e la sae ma yezirûn:
Şunun için Kıyamet günü kendi veballerini kâmilen yüklendikten başka ılimsizlikleri yüzünden ıdlâl ettikleri kimselerin veballerinden bir kısmını da yüklenecekler, BAK NE FENA YUK YUKLENIYORLAR " [Nahl Suresi, (16/25)]

Sizin verdiğiniz o güzel ayeti kerimede ise akıl emaneti doğru kullanıldığında, tezkiye edilip seviyelendiğinde insanı diğer mahlukata göre çok değerli kılan bir mücevher ve yanlış kullanıldığında ise onu hayvandan aşağı duruma sokmakta. Rabbimiz muhakkak ki dediğiniz gibi samimi, sadık ve sabırlı olan hasbi ve habibi hizmetçilere yardım edecektir, zira hakiki hizmet eri hizmet yükünü omuzlarında taşırken bundan manevi bir hazz alır, bu hazz onun yükünü hafifletir taşımasına yardım eder inşaALLAH.

Teşekkürlerimi ve sevgilerimi sunarım can kardeşim
Es Selam ve sevgiyle
garibAN
Resim
Kullanıcı avatarı
tamersah tarik
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 778
Kayıt: 19 Eyl 2008, 02:00

Re: BOSALT YÜKÜN

Mesaj gönderen tamersah tarik »

Bu resim bana insanın sırtına kambur olan yükleri hatırlattı. Bu kambur öyle bir yük ki, yıllar geçtikçe büyüyen ve muntazam vücudunun dengesini bozan cinsten. İnsanın egosunun yol açtığı hasetler, kıskançlıklar, olsun-olmasınlar...Bir kısır döngüye sokan, insanı kurt gibi kemiren ve tortulaştıkça katman katman büyüyen bu yüklerden kurtulmak, kamyonun yükünü attıktan sonraki rahatlaması ve boş olmanın vereceği huzur gibi. Yükü hem kendimiz yükleniyoruz hem taşıyamayınca şikayet ediyoruz. Boş kamyon yokuşu daha rahat tırmanır ve daha az yakıt harcar. Madem bir şeyler yüklenmekle görevlendirilmiş, yükü neden hayırlar ve bir kasa dolusu sevgi ve muhabbet olmasın...
Resim
Kullanıcı avatarı
Ahmed
Admin
Admin
Mesajlar: 1128
Kayıt: 27 Şub 2010, 02:00

Re: BOSALT YÜKÜN

Mesaj gönderen Ahmed »

Resim
***"En Kötü KÖRlük, gÖZünü GÖRmeyiştir!.." Kul İhvani
Kullanıcı avatarı
der-ya
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 853
Kayıt: 29 Eki 2011, 07:01

Re: BOSALT YÜKÜN

Mesaj gönderen der-ya »

Önemli olan seni tamamlayacak ruhu bulmandır.
Her peygamberin verdiği öğüt aynıdır. Sana ayna olacak insanı bul.
-Hz. Mevlâna
Eğer göğün yedi kat üstüne çıkmaksa niyetin, Aşktan güzel merdiven bulamazsın.
Eğer aşkı bulmaksa niyetin, Aramadan duramazsın. -
Yunus Emre.k.s
Cevapla

“►İbretlikler◄” sayfasına dön