SÜNNETTEYDİK!

İbret almasını bilenler için
Cevapla
Kullanıcı avatarı
Gul
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 5150
Kayıt: 11 Haz 2009, 02:00

SÜNNETTEYDİK!

Mesaj gönderen Gul »

SÜNNETTEYDİK!

nur-ye yazdı: EBU'D-DERDÂ (R.A) HAZRETLERİ

İlim hakkında Ebû'd-Derdâ şöyle demiştir: "İlim ancak arayıp öğrenmekle olur. İlim için sabah çıkıp akşam dönmenin cihad olmadığını sanan kimsenin aklı eksiktir" (Câmi'ül-Beyani'l-İlim, I, 31, 32, 100).

Şamil İA
BU BİR HİKAYEDİR

29 eylül, pırıl pırıl bir sabahla başlamıştı. Hemen kalabalıklara karışıp O’na şahit olmak istiyordum. O’nun hazırladığı ikramlardan nasiplenmek bu hayattaki en büyük şükrüm olmalıydı. Ve hazırladığı ikramları farkedememek de en büyük tevbem olmalıydı.

Bugün bir sünnete davetliydik.Çocukluk arkadaşımın oğlu büyümüştü ve sünnet zamanı gelmişti. Ne güzel bir davet diye geçirdim aklımdan.SÜNNETE DAVET!

Programa göre, akşam üzeri saat 4-4.30 gibi sünnet, 6 gibi de annemin doktorla randevusu vardı. Ancak öğle saatlerinde doktorun yardımcısından gelen telefon programımızı tam tersine çevirmişti. Tabi ya yapılmış bir programa! tekrar program yapmaya kalkarsak işler tersine döndü sanırız. Tövbe ya Rab,Tövbe. Sen ne güzelde evirip çevirip döndürüyorsun Biz’i Biz’e. Şimdi program şöyleydi. 4-4.30 doktor, işimiz bitince de sünnet.

Annemin kaç zamandır ayağı ağrıyor (şu sıralar başımı ne yana çevirsem ayağı ağrıyan birileriyle karşılaşıyorum. Kendim dahil...) E tabi ağrıyan ayağa şifa istenir.Bizde Rabbimiz’den şifa istedik Rabbimiz’de bize bir doktor uygun gördü. Doktor yaşını başını almış, neredeyse zorla konuşup, görüyor, hatta biz gitmeden önce şekeri yükselmişte yardımcısı korkmuş ne yapacağını bilememiş v.s. İşte manzara bu(sanıyoruz!). Annemi muayene ettikten sonra bir çözüm önerdi. 2-3 aylık bir tedavi sürecinde birkaç defa iğne ve bir takım ilaçlar kullanması gerekiyordu. Annem de ben gibi mi ne! Bir karasızlık ki sormayın. Bana soruyor ne yapayım diye. “Annecim bilmiyorum” demeyi çok istiyordum ama o çaresiz bakışları içimi deliyordu ve gözlerimi kaçırıp doktorla sohbet etmeye çalışıyordum. Yeter ki zaman kazanalım da annem biraz daha düşünsün diye. Tabi doktor deneyimli bizim gibi çoookkk hasta görmüş. Hemen atılıverdi “ben size ilk görevimi anlatayım dedi!” Oh Ya Rabbi şükür derkeenn benim ampuller yandı!...


Haydi Bismillah!

Doktor anlatıyor:

“İlk tayinim bir köye çıktı . Hani uzaklarda bir köy var ya o köye işte! Köye iner inmez köy halkıyla tanışma faslı başladı. Neyim neciyim... Doktor olduğumu öğrenince çok rahatladılar. Çünki her türlü işlerini hallediyorlarmış ama doktorluğu bir türlü yapamıyorlarmış! Şefaat Ya Resulullah(s.a.v)! Sohbetteydik ki bir doğum haberi geldi. Sanki beni beklemiş bu bebe. Tabi o zaman daha uzmanlık falan yapmamışım, yapsak ne olur köydeyiz işte her işe koşacağız. Daha Bismillah, yerimize yurdumuza yerleşemedik, onca yol geldik, ama bu ilk görev. O aşk var ya O AŞK! Hala da o ilk görevdeymişim gibiyim. Elhamdülillah. Doğum komşu köydeydi. Hemen atladık bulduğumuz bir bineğe, düştük yollara. Düşmemizle doğuma girmemiz bir oldu. Bir doğum ki sormayın. Daha yeni mezun olmuşum, bebeğin ters gelme durumu var, hanımın kanaması var, durum çok vahim. Daha önce okulda böyle bir doğuma da girmemiştim. Ama aklımda derslerden öğrendiklerim var! Evet sadece o işin ilmi var aklımda. Sadece ilimle hareket ediyorum. Aynen Kuran-ı Kerim'in uygulayıcısı Resulullah(s.a.v) gibi! Yani aslında bir doktor olarak Resulullah(s.a.v)’in sünnetine bizzat yaşayarak şahitlik ediyorum.Sanma sakın ben biliyorum da o doğumu yaptırıyorum o bilgiyi bize okulda verdiler, HAYYata gönderdiler. Biz İLİMle geldik bu köye...Başka da bişiyemiz yok. Yalnızca arada yanımdaki ebeden de çaktırmadan yaptıklarımın doğru olup olmadığının onayını alıyorum. Tabi daha sonra pek çok operasyonlara girdik, çıktık, başka dallarda uzmanlaştık derken yıllar geldi geçti. İLİM, HAYYata aktı, deneyim oldu, aktarıldı, okullarda yeni nesiller yetiştirildi onlarda o salt ilimle köylere gönderildi vesaire vesaire...Neyse sonra görevimizi bitirdik çıktık kendi köyümüze doğru yola. Güneş görünmüyor ama hava pırıl pırıl!” diye sözlerini tamamlıyor doktor.

Annecim canım annecim neye karar verdi acaba?

Annem:
“Duydum" diyor "duydum, çok güvendim, uyacağım dediklerine. Tedavi olmaya karar verdim" diyor annecim.


Elhamdülillah!

Sünneti kaçıracağız derken gerçekten bir sünnete geldik, şahit olduk, tekbir ve salavatlarla gidiyoruz!

Neredeyse akşam ezanı okunacak. Çocukluk arkadaşımın sünnetini tebriğe gitmeliydik. Bu sünnet bizimdi. Hep beraber tebrik etmeliydik! Öyle ya EDEP olarak sünnet olanı tebrik etmek lazım. 15-20 dk sonra sünnet evine gelmiştik. Kapıyı çaldık, arkadaşım Nur Can pırıl pırıl karşıladı bizi. Yüzündeki aydınlık her tarafıma sinmişti. İçeriye buyur etti, aile çevresinden dostlar vardı, kalabalık bir salona girdik. Onlarda tebriğe gelmişlerdi. Annem hemen “kusura bakmayın ne olur. Doktorda işimiz uzadı sünneti kaçırdık” diye özür dilemeye başladı. İçimden haykırıyorum: “Hayıııırr! Hayııııırr! Sünnet’ten geliyoruz, tebrik için tebrik için!” Nur Can ‘dan başka duyan yok!
Resim
Cevapla

“►İbretlikler◄” sayfasına dön