Şahid-i Şevk u Safa
Şahid-i şevk u safa etmez teveccüh bizlere,
Yaver-i bahtı ezelde gırtlağından boğmuşuz.
Safha-i mazi mülevves, hal bok, ati kenef
Mader-i hürriyetin guya g...nden doğmuşuz.
Neyzen Tevfik
NEYZEN TEVFİK
- Mecnun
- Özel Üye
- Mesajlar: 681
- Kayıt: 23 Ara 2007, 02:00
- Mecnun
- Özel Üye
- Mesajlar: 681
- Kayıt: 23 Ara 2007, 02:00
kulihvani yazdı:
De Hayy Dost!..
Hayy Anadan Delim Benim
Hayy Benim Deli Neyzenim
Seni de Anlamamışlardı Ya!
ATEŞ Ettiler GÜLşenim!...
Ruhun Şâd Olsun Neyzen Tevfik Babam..
Ağlarsa ANaM Ağlar
Gerisi YalAN Ağlar!..
ZEVK 3829
İÇiMdeki DeLi NEYZ-ÂN ÜFÜRdü DURdu NEY ine!
NAZlandı GeCe YâR ine!. BAKMAdı Küllî ŞEY ine!
Hem Öksüz Hem Yetim KALdım!. ÇÖPlük KOKtu! ÇöLüm YoKtu!.
BaRDaKsızDuDaKsızSU SUz!.. HaRaM!.. DE! mişti MEY ine!..
16.08.09 05:05
Hâl İÇinde Hâlde..
[img]http://www.muhammedinur.com/resimler/imza4.gif[/img]
- mim
- Özel Üye
- Mesajlar: 2416
- Kayıt: 07 Şub 2008, 02:00
Ruhun Şâd Olsun Neyzen Tevfik Babam..
kulihvani yazdı:ZEVK 1347
İki Gözün Kullan artık, Bil-Gel-Bul-Ol! Âgâh Dille
Sükût Sahrasının sesi nefes İnsan-ı Kâmille
Daya başını göğsüne, NEYzensiz NEY de ne demek?
NEYistânın Nevniyazın dinle!.. İnler bin Bir DİLle
26.03.97 09:07 dr..
İki Göz : Basar-Basîret.
Sükût Sahrası: Hayran Âlemi.
Âgâh Dil: Tebliği Alan, Tenzir ve Tebşir OLan, Uyanan ve Müjdelenen..
NEYistân: esma pazarı Şeen
[img]http://www.muhammedinur.com/resimler/cicekler/mimimza.gif[/img]
- nur_umim
- Özel Üye
- Mesajlar: 1119
- Kayıt: 19 Ağu 2007, 02:00
Re: NEYZEN TEVFİK
Neyzen Tevfik'e bir muharrir yazacağı romanı anlatıyordu.
Sonuna gelince Neyzen yüzünü buruşturdu:
- Bu mevzuu beğenmedim!.
- Öyle amma, siz hiç roman yazmadınız. Nasıl fikir yürütüyorsunuz?!.
Neyzen Tevfik kızdı :
- Ben yumurtanın da iyisini, bayatını anlarım. Fakat hiç yumurtlamadım!.
***
Dilenci, Neyzen'den sadaka istedi. Neyzen :
- Ya, vereyim de hemen kafayı çek, değil mi? dedi.
- Ağzıma içki koymam...
- Öyleyse sigara alırsın...
- Tütün kullanmam...
- Muhakkak bir yere gider eğlenirsin ya...
- Kat'iyyen. Öyle yerlerin semtini bile bilmem...
Neyzen bir an düşündü:
- Tevekkeli bu hale gelmişsin!. deyip yürüdü.
Sonuna gelince Neyzen yüzünü buruşturdu:
- Bu mevzuu beğenmedim!.
- Öyle amma, siz hiç roman yazmadınız. Nasıl fikir yürütüyorsunuz?!.
Neyzen Tevfik kızdı :
- Ben yumurtanın da iyisini, bayatını anlarım. Fakat hiç yumurtlamadım!.
***
Dilenci, Neyzen'den sadaka istedi. Neyzen :
- Ya, vereyim de hemen kafayı çek, değil mi? dedi.
- Ağzıma içki koymam...
- Öyleyse sigara alırsın...
- Tütün kullanmam...
- Muhakkak bir yere gider eğlenirsin ya...
- Kat'iyyen. Öyle yerlerin semtini bile bilmem...
Neyzen bir an düşündü:
- Tevekkeli bu hale gelmişsin!. deyip yürüdü.
- nur_umim
- Özel Üye
- Mesajlar: 1119
- Kayıt: 19 Ağu 2007, 02:00
Re: NEYZEN TEVFİK
Kime sordumsa seni, doğru cevap vermediler;
Kimi hırsız, kimi alçak, kimi deyyus! dediler...
Künyeni almak için, partiye ettim telefon,
"Bizdeki kayda göre, şimdi o meb'us!" dediler...
***
Aksaray'da bir ev kiralar.
Yeni taşındığı sıralar, geceleri meyhaneden dönerken ara sokak içindeki evini bulmakta güçlük çekmektedir.
Bir gece, karşısına çıkan bekçi'ye:
--Bekçi baba,Neyzen Tevfik buralarda bir yerde oturuyor.Sen evini biliyormusun?
--Neyzen Tevfik sensin ama beyim!
--Ben sana kimim diye sormadım, Neyzen Tevfik'in evini sordum...
Kimi hırsız, kimi alçak, kimi deyyus! dediler...
Künyeni almak için, partiye ettim telefon,
"Bizdeki kayda göre, şimdi o meb'us!" dediler...
***
Aksaray'da bir ev kiralar.
Yeni taşındığı sıralar, geceleri meyhaneden dönerken ara sokak içindeki evini bulmakta güçlük çekmektedir.
Bir gece, karşısına çıkan bekçi'ye:
--Bekçi baba,Neyzen Tevfik buralarda bir yerde oturuyor.Sen evini biliyormusun?
--Neyzen Tevfik sensin ama beyim!
--Ben sana kimim diye sormadım, Neyzen Tevfik'in evini sordum...
- nurunnehar
- Aktif Üye
- Mesajlar: 159
- Kayıt: 18 Oca 2007, 02:00
Re: NEYZEN TEVFİK
Hayri Yenigün’ün rivâyeti:
Bir gün Büyük Postane arkasında, Tefeyyüz kütüphanesinin kaşısındaki İsmail'in koltuk meyhânesine uğrar Neyzen'in nerede yatıp kalktığını sorar.
Meyhaneci Ismail: " Burada, Hocapasa Camii'nin bir tabutluğu var, oraya gider. Bir tabutun kapağını kaldırır, içine girer, kapağı da üstüne çeker ve rahat rahat uyur."
*
Herkesin Bildiğini Basın çevrelerinde tanınmış bir hanım, Neyzen'le karşılaşınca: “Aşkolsun, benim için aşifte filan gibi sözler söylemişsiniz?.”
Neyzen elini sinek kovalar gibi sallamış: “Hanım, sen beni tanımıyorsun. Ben herkesin bildiği şeyleri söylemem...”
*
İkinci Meşrutiyet döneminde nazırlığa getirilen bir zât, çok geçmeden yeğeninin vali olarak atanmasını sağlar.
Karşılaştıklarında, Neyzen:
--“Maşallah, kardeşinizin oğlu tıpkı fasulyeye benziyor.”
--“Genç yasta vali oldu, neden fasulyeye benzesin?.”
--“İşte bende onun için benzetiyorum ya. Fasulye de sırığa sarılarak büyür.”
*
Soruyorlar:
--“Neyzen, çalarken mi neşelenirsin, yoksa neşeli olduğun zaman mı çalarsın?.”
Maliye Bakanı hakkında yolsuzluk dedikodularının dolaştığı bir dönemidir.
Neyzen: "Maliye Vekili değilim ki, çalarken zevk alayım"....
Neyzen tevfik bir gün içkinin zaralarını anlatan bir sempozyuma gitmiş. konuşmacı dinleyicilere sormuş: ''bir eşşeğin önüne bir kova su bir kova da rakı koysak hangisini içer?'' izleyiciler hepbir ağızdan cevap vermiş. ''suyu.'' konuşmacı ''peki neden'' diye sorunca da Neyzen Tevfik ''neden olacak eşşekliğinden'' diye cevap vermiş...
*
Allah celle celâlihu Aşkı, Derya-Deniz gibidir.
Kendi meşrebince her insan ondan SU alır.
Fakat kimin ne kadar SU alacağı kabının büyüklüğüne bağlıdır.
Kiminin kabı Fıçıdır, kiminin Kova, kiminin Kırbadır.
Kiminin Matara…
Derya-Deniz yetecek kâfide meşrebe sahip olmak duasıyla İnşaallah..
Selam ve Duâ ile..