YUNUS'u ÖLDÜRÜN!!!

İbret almasını bilenler için
Cevapla
Kullanıcı avatarı
ahsen
Saygın Üye
Saygın Üye
Mesajlar: 246
Kayıt: 11 Şub 2007, 02:00

YUNUS'u ÖLDÜRÜN!!!

Mesaj gönderen ahsen »

Resim


"CeNNet CeNNet" Dedikleri =>Birkaç EvLe Birkaç Hûri,
İsteyene Ver SEN Anı =>Bana SENi Gerek SENi!..


Y U N U S E M R E


Kanunî devrinin meşhur Şeyhülislâmı Ebussuud Efendi'nin Yûnus Emre Baba'nın bu ilâhisi için verdiği acâib fetvâsı.:

"CeNNet hakkında dedikleri Kelime-i Şeni'a Küfr-i Sarihtir, Kâilini katletmek mübahtır!."

" Bu alçakca söz apaçık bir küfürdür, Söyleyeni öldürmek şer'an câizdir/uygundur!"


Şeni'a.: Kötü, çok fena, çirkin, günahlı iş..
Kâil.: Söyleyen. Anlatan. Nakleden. Söz sahibi
Mübah.: Fık: Yapılması ve yapılmaması şer'an câiz bulunan şey..


Ebussuud Efendi'nin, Yunus Emre Baba'nın bu "ÖZ Zevki" için kendisinden yüz yıllarca sonra verdiği fetvâ,
"AyN"nın ve "AyNa"nın önünü ardını çok çarpıcı bir şekilde göstermektedir..
Ben, “Ebussuud” diye çağrılan bir ismi hiç duymadım!.
Ancak Anadolu’da her evde bir "EMRE" İsimli oğul vardır hamdolsun!.
Benim de Kardeşim ve Yiğenim Emre...
HAKk ÂŞıkLarın hiMMeti bizLe var OLsun!..

(M.Ertuğrul Düzdağ, Ebussuud Efendi'nin Fetvâları shf.: 86,87)
Kullanıcı avatarı
der-ya
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 853
Kayıt: 29 Eki 2011, 07:01

Re: YUNUS'u ÖLDÜRÜN!!!

Mesaj gönderen der-ya »

Hatırlar mısınız hikayeyi?


Yüzyıllar öncesidir. Hani kıtlık yıllarıdır yine. Buğday istemeye gider biri, Hacı Bektaş-ı Veli’ye. Sorar büyük veli, “buğday mı istersin himmet mi”?


Adam düşünür, açtır, kıtlıktır, ihtiyaç vardır. “Buğday” der, “ben himmeti ne yapayım? Bana buğday verin”. Sonra alır buğdayını ve düşer yola… Yolda, molada aklı başına gelir, anlar himmet istemenin daha önemli olduğunu.


Pişmandır, döner gelir ama, Hacı Bektaş-ı Veli, der ki, “geçti, artık senin nasibin Tapduk Emre’nin yanıdır”. Evet, himmet yerine buğday isteyen, “bizim Yunus”dur, yani Yunus Emre.


Buğdayın, geçici hevesi, hırsı, çıkarcılığı, para sevgisini temsil ettiği buna karşın himmetin, kanaati, erdemi, iyiliği ve huzura ulaştıran bilgiyi, doygunluğu gerçek sevgiliye yönelmeyi temsil ettiğini söylememe gerek yok galiba. Yani buğday, cam parçalarını, himmet ise elması temsil etmekte.


Aslında hepimiz ne kadar da kolay seçiyoruz buğdayı değil mi? Gözü tokluk yerine açgözlülüğü, kanaat yerine hırsı, fedakarlık yerine fırsatçılığı.


İnsanların kapılarını çalarken bile buğday için çalmıyor muyuz? Kaçımız bir dostu özlediği için ziyaret etti son zamanlarda? Kaçımız insani bir nedenden dolayı çaldık birinin kapısını? Ya da kaçımız son zamanlarda başkası için yorulduk ya da üzüldük?


Yunus Emre’nin himmeti seçmesi uzun sürmemişti. Henüz yolunu tamamlamadan bir ağaç altında verdiği ilk molada seçmişti “himmeti”. Değiştirmişti yanlış işaretlediği şıkkı.



Acaba bizim hayat yolumuzun üstünde hangi dilime denk gelecek Yunus’un ağaç altındaki molası?



Soru bize: “Buğday mı himmet mi”?
Eğer göğün yedi kat üstüne çıkmaksa niyetin, Aşktan güzel merdiven bulamazsın.
Eğer aşkı bulmaksa niyetin, Aramadan duramazsın. -
Yunus Emre.k.s
Kullanıcı avatarı
aksiseda
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 1147
Kayıt: 11 Haz 2012, 10:01

Re: YUNUS'u ÖLDÜRÜN!!!

Mesaj gönderen aksiseda »

Bir de şu var ki;
Buğday istemeye giden Yunus değil de bir başkası olsaydı, ben olsaydım mesela...

Yine sorulur muydu; Buğday mı istersin, himmet mi? diye...

Yoksa, istediği/m verilir de gönderil miydi/m...

O nedenle ben önce buğday istemeye gitmeliyim ki bakalım sorulacak mı;
"Buğday mı istersin himmet mi?" diye...

Bu soruya muhatap olursa/m o vakit anlarım ki himmet istemeye istidadım vardır.

Nasıl ki Yunus, Tapduk'un Dergahı'ndan kalbi kırık ayrılıp ta bir zaman sonra
tekrar döndüğünde kabul edilip edilmeyeceğini anlamak için Tapduk'un
eşiğine yatıp ta bekledi;

"Bizim Yunus mu?" diye sorulmasını...

İşte ben de öyle beklerim soru nasıl gelecek diye... Ki kim olduğumu ve ne yapmam ne istemem gerektiğini bilme imkanım olsun....

Muhammedi Muhabbetlerimle...
Resim
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12868
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Re: YUNUS'u ÖLDÜRÜN!!!

Mesaj gönderen kulihvani »

Resim “Ah!.ım ->AŞK"tan!.

"SEVip->SEViL!."meyenLer!.

->AŞKtan ASLa sÖZ Etmeyin!
->
bENi ->sİZe GÜLdürmeyin!
->
gİZLi gİZLi ->gÖZ Etmeyin!
->“
YuNûS”-umu -> ÖLdürmeyin!.

Resim

BİZ BİR-İZ ve BİZ,
ReSûLuLLaH sallallahu aleyhi vesellem İZi”ndeyİZ!.


SEVgi SıRRdır..
>“SEViL!.”eNe!.
RüCÛ’->FıRRdır..
“BİZ >BİL!.”eNe!..

ZEVK 6739

“İLLiYyîn”den<->“ESFeLîn”e.. ->URuC<->RüCÛ’ ->“Mi’RÂC-ı US”um!.
GEL GÖR bENi AŞKk NEYyLedi!. ->gÂH dAMMLa!. >gÂH OKYONUS’um!.
->gÂH ->“BALıĞın KaRNı”ndayım!. ->gÂH ->“TAPTUK’un KAPISI”nda..
->gÂH ->ESerim YELLer İLe!. -> “YÂR’dan >YANA”yım ->“YÛNUS”um!..


24.03.15 19:26.
brsbrs..tktktrstkkmdynyrle..


Mi’RÂC-ı US: AKLın MuhaMMedî Mi’rÂCı.

RüCÛ’-FıRRdır:

ارْجِعِي إِلَى رَبِّكِ رَاضِيَةً مَّرْضِيَّةً
Resim---"İrciî ilâ rabbiki râdıyeten mardıyyeh(mardıyyeten): Râzı olmuş ve kendisinden râzı olunmuş bir halde RABBine dön.”
(Fecr 89/28)

فَفِرُّوا إِلَى اللَّهِ إِنِّي لَكُم مِّنْهُ نَذِيرٌ مُّبِينٌ
Resim--- “Fe firrû ilâllâh (ilâllâhi), innî lekum minhu nezîrun mubîn (mubînun): O halde Allah'a koşun. Çünkü ben, size O'nun katından (gelmiş) açık bir uyarıcıyım.”
(Zâriyât 51/50)

وَلِلّهِ الْمَشْرِقُ وَالْمَغْرِبُ فَأَيْنَمَا تُوَلُّواْ فَثَمَّ وَجْهُ اللّهِ إِنَّ اللّهَ وَاسِعٌ عَلِيمٌ
Resim---“Ve lillâhil meşriku vel magribu fe eynemâ tuvellû fe semme vechullâh(vechullâhi) innallâhe vâsiun alîm(alîmun) : Doğu da Allah'ındır, batı da. Her nereye dönerseniz Allah'ın yüzü (kıblesi) orasıdır. Şüphesiz ki Allah, kuşatandır, bilendir.”
(Bakara 2/115) Ve

“İLLiYyîn”den<->“ESFeLîn”e..
->URuC<->RüCÛ’ ->“Mi’RÂC-ı US”um!.:


O Yüce SultÂN’ın Esfelin-İlliyyin, Uruc-Rücu’, Ubudiyyet-Rububiyyet EMRine ve DÂVETini ANLAyıp da bu izafî-İğreti İmtihan Âleminde, gerçekten kendisini sandığı/zannettiği “ben”lik var varından vazgeçip de gerçek “VAR” olan el VÂHİD celle celâluhuya fırlayan..

Hak KâMiL, Nefsin-AKLın;
İÇinde Yaşamakta-HaYYatta olduğu Kayıdlı, Kasıdlı, mekANlı, zamANlı şu CeLâLiyyet Esfelinden,
DâR Diyârından Dâru’s- SELÂM CeMâL CeNNetine Es SELÂM SELÂM-Eti İlliyyinine,
SALLımızın ve SELLimizin Teslimiyyet-İstikâmet KeMâL KÖPRüsüdür…

NEdir ki şu ESFeLîn ve İLLiYyîn:

Esfeliyyet: Aşağılık, âdilik, alçaklık.
Esfel: En sefil, çok sefil, en alçak, en aşağı, çok fenâ.
Esfel-i Sâfîlin: Sefillerin en sefili. Cehennem'in en aşağı tabakasındakiler.
Esfel-i Sâfîlin-i Hîsset: Alçaklığın en aşağı derecesi…


İll: Keskinlik veya parlaklık mânasından alınmış olup; feryat, yemin, ahid ve karâbet mânalarına gelir.
İllî: Sebebe ait. Neden ve sebeble alâkalı.
İlliYyet: Sebeb ile alâkalı. Esas sebeble alâkadarlık. Sebeb arayış.
İllîYye: (Ulliyye) En şerefli, yüksek.
İllîYyun: (İlliyyîn) (Aliyyu. C.) Cennetin en yüksek tabakası. Âhirete giden tam kâmil mü'minlerin yeri. Hafaza meleklerinin divanları ismidir ki, salihlerin amelleri oraya yükseltilir. Âhirette yüksek dereceye, dergâh-ı rızâya en yakın olan derecedir..

AHh EsfeLînn:

لَقَدْ خَلَقْنَا الْإِنسَانَ فِي أَحْسَنِ تَقْوِيمٍ
Resim--- “Lekad halakne’l- insâne fî ahseni takvim (takvîmin): Doğrusu, biz insanı en güzel bir biçimde-kıvamda yarattık.”
(Tîn 95/4)

ثُمَّ رَدَدْنَاهُ أَسْفَلَ سَافِلِينَ
Resim--- “Summe redednâhu esfele sâfilîn (sâfilîne): Sonra da çevirdik aşağıların aşağısına kaktık-attık-indirdik.”
(Tîn 95/5)

إِنَّ الْمُنَافِقِينَ فِي الدَّرْكِ الأَسْفَلِ مِنَ النَّارِ وَلَن تَجِدَ لَهُمْ نَصِيرًا
Resim---“İnne’l-munâfikîne fi’d-derki’l-esfeli mine’n-nâr ve len tecide lehum nasîra: Şüphe yok ki münâfıklar cehennemin en alt katındadırlar. Artık onlara asla bir yardımcı bulamazsın.”
(Nisâ 4/145)

OHh İlliyyînn:

لَّا إِنَّ كِتَابَ الْأَبْرَارِ لَفِي عِلِّيِّينَ
Resim--- “Kellâ inne kitâbel ebrâri lefî illiyyîn: Hayır; ebrâr olanların-iyilerin kitabı, "İlliyîn"dedir."
(Mutaffifûn, 83/18)

وَمَا أَدْرَاكَ مَا عِلِّيُّونَ
Resim---Ve mâ edrâke mâ İlliyyûn: İlliyyûn nedir, bilir misin?”
(Mutaffifûn, 83/19)

Resim---Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Cennet halkı İlliyyûndakileri gökyüzünde parlak yıldızın görüldüğü gibi görürler.” buyurmuştur..
(Kurtubî, el-Câmi li Ahkâmi'l-Kurân, XIX, 263; Ahmed b. Hanbel, IV, 61)

Resim---Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Kim Allah Teâla Hazretlerinin rızası için bir derece tevazu izhar eder (alçak gönüllü) olursa, Allah, onu bu sebeple, bir derece yükseltir. Kim de Allah'a bir derece kibirde bulunursa, Allah da onu bu sebeple bir derece alçaltır, böylece onu esfel-i safilîne (aşağıların aşağısına) atar." buyurdu.
(Ebu Sa'îdi'l-Hudri radıyallahu anh’dan; Kütübü sitte-7235)

gÂH -> “BALıĞın KaRNı”ndayım!.:

وَذَا النُّونِ إِذ ذَّهَبَ مُغَاضِبًا فَظَنَّ أَن لَّن نَّقْدِرَ عَلَيْهِ فَنَادَى فِي الظُّلُمَاتِ أَن لَّا إِلَهَ إِلَّا أَنتَ سُبْحَانَكَ إِنِّي كُنتُ مِنَ الظَّالِمِينَ
Resim---“Ve zennûni iz zehebe mugâdıben fe zanne en len nakdire aleyhi fe nâdâ fi’z- zulumâti en lâ ilâhe illâ ente subhâneke innî kuntu mine’z- zâlimîn (zâlimîne).: Balık sahibi (Yunus'u da); hani o, kızmış vaziyette gitmişti ki; bundan dolayı kendisini sıkıntıya düşürmeyeceğimizi sanmıştı. (Balığın karnındaki) Karanlıklar içinde: "Senden başka ilah yoktur, sen yücesin, gerçekten ben zulmedenlerden oldum" diye çağrıda bulunmuştu.”
(Enbiyâ 21/87)

"BİZ" de ->Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem DİLiyle ->“Ve ente Erhame’r- Rahîmîn Yâ RaBbu’l- Âlemîn!.” DEriz!.

-> “YÂR’dan YANA”yım ->“YÛNUS”um!.:


BİZ şu İzafî Gaflet GÂRında MuhaMMedîYyİZ ->“bENde bENden İÇerü” YüreğindeyİZ El hamdu lillâhi Rabbi’l- âlemin!.

إِلاَّ تَنصُرُوهُ فَقَدْ نَصَرَهُ اللّهُ إِذْ أَخْرَجَهُ الَّذِينَ كَفَرُواْ ثَانِيَ اثْنَيْنِ إِذْ هُمَا فِي الْغَارِ إِذْ يَقُولُ لِصَاحِبِهِ لاَ تَحْزَنْ إِنَّ اللّهَ مَعَنَا فَأَنزَلَ اللّهُ سَكِينَتَهُ عَلَيْهِ وَأَيَّدَهُ بِجُنُودٍ لَّمْ تَرَوْهَا وَجَعَلَ كَلِمَةَ الَّذِينَ كَفَرُواْ السُّفْلَى وَكَلِمَةُ اللّهِ هِيَ الْعُلْيَا وَاللّهُ عَزِيزٌ حَكِيمٌ
Resim---“İlla tensurûhu fe kad nasarahullâhu iz ahracehullezîne keferû sâniyesneyni iz humâ fî’l- gâri iz yekûlu li sâhibihî lâ tahzen innallâhe meanâ, fe enzelallâhu sekînetehu aleyhi ve eyyedehu bicunûdin lem terevhâ ve ceale kelimetellezîne keferû’s- suflâ, ve kelimetullâhi hiye’l- ulyâ vallâhu azîzun hakîm (hakîmun).: Siz O'na (peygambere) yardım etmezseniz, Allah O'na yardım etmiştir. Hani kâfirler ikiden biri olarak O'nu (Mekke'den) çıkarmışlardı; ikisi mağarada olduklarında arkadaşına şöyle diyordu: "Hüzne kapılma, elbette Allah bizimle beraberdir." Böylece Allah O'na 'huzur ve güvenlik duygusunu' indirmişti, O'nu sizin görmediğiniz ordularla desteklemiş, inkâr edenlerin de kelimesini (inkâr çağrılarını) alçaltmıştı. Oysa Allah'ın kelimesi, yüce olandır. Allah üstün ve güçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir.”
(Tevbe 9/40)

**

BEN YÜRÜRÜM ->YÂNE YÂNE!.

Ben yürürüm yâne yâne
Aşk boyadı beni kâne
Ne âkilem, ne divâne
Gel gör beni aşk n'eyledi?.


*

Gâh eserim yeller gibi
Gâh tozarım yollar gibi
Gâh akarım seller gibi
Gel gör beni aşk n'eyledi?.


*

Akar sulayın çağlarım
Dertli ciğerim, dağlarım
Şeyhim anuban ağlarım
Gel gör beni aşk n'eyledi?.


*

Ya elim al kaldır beni
Ya vaslına erdir beni
Çok ağlattın, güldür beni
Gel gör beni aşk n'eyledi?.


*

Ben yürürüm ilden ile
Şeyh sorarım dilden dile
Gurbette hâlim kim bile?
Gel gör beni aşk n'eyledi?.


*

Mecnun oluban yürürüm
O yâri düşte görürüm
Uyanıp melûl olurum
Gel gör beni aşk n'eyledi?.


*

Benzim sarı, gözlerim yaş
Bağrım yare, ciğerim baş
Halim bilen dertli kardaş
Gel gör beni aşk n'eyledi?.


*

Aşkın beni mest eyledi
Aldı gönlüm hast eyledi
Öldümeye kast eyledi
Gel gör beni aşk n'eyledi?.


*

Miskin Yunus biçâreyim
Baştan ayağa yâreyim
Dost ilinden avâreyim
Gel gör beni aşk n'eyledi?.


Yunûs Emre
kaddesallahu sırrahu..


***

ÂMeNn PÎRim!.

ÜZme!. ÜZüLme!. SEV!. SEViL!
>AŞKın KURALIna UY!-mayan!
>HAYyvÂN DEğiL! İnsÂN DEğiL!.
SÖZüm! >ÖZünde DUY!.mayan!.



Resim
Resim
Kullanıcı avatarı
der-ya
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 853
Kayıt: 29 Eki 2011, 07:01

Re: YUNUS'u ÖLDÜRÜN!!!

Mesaj gönderen der-ya »

Resim


173- ZEVKLER 4


ZEVK 708

Akılla ayıkmaz Hocam, âşık olmuş aşk sarhoşu
Melâmet meyinden mesttir, “Birlik” bilir dolu-boşu
Dost’un düzeni duraksız, durmak gaflettir İhvâni
Muhabbet Mi’racı için âlemdeki Kudsal Koşu…

17.09.1990 13:25 dr.




ZEVK 709

Ezilip fırında pişen, özümde dirilen ekmek
Zü’l-Celâlü ve’l-İkram’da , Sünnetullahtır dirilmek
Bu Dirilik Dergâhında, semâ’ dön-ney üfle İhvâni!
Âşıkların aşk şerefi, Cihana CAN gönderilmek…

17.09.1990 14:35 dr.

Zü’l-Celâlü :Celâl sahibi, Allah (C.C.) Azamet, kibriyâ, izzet ve heybet sahibi Cenâb-ı Hak. (C.C.)

Ve’l-İkram : Ağırlamak. Hürmet etmek. Saygı göstermek. * İltifat olarak bir şeyler vermek. * Bağış. * Hesap dışı verilen şey veya yapılan indirme, tenzilât. * Allah'ın lütfu ve ihsanı.

Sünnetullah : İlâhî kanunlar. * Kanun, âdet. (Bak: Âdetullah)

Âdetullah : (Sünnetullah da denir.) Tabiatta canlı cansız bütün varlıkların nasıl hareket edeceklerini belirliyen Allah'ın emirleri, O'nun koyduğu değişmez düzen. Meselâ oksijenle hidrojenin birleşmesinden su meydana gelir. Işık, geldiği açıya eşit bir açı ile yansır ki, bunlar birer âdetullahdır. "Âdetullah" yerine "tabiat kanunu" demek yanlıştır.

Dergâh : (Der-geh) f. Cenab-ı Hakk'a ibadet edilen yer. * Büyük bir huzura girilecek kapı. Kapı. Padişahların kapısı. * Şeyhlerin tekkesi.




ZEVK 710

İnsan için ibadettir, Seyran-ı Subhân’a çıkmak
Öz zevkin çiçek eyleyip, arı olup tadına bakmak
Kâinâtın kalbi Kâbe, Kâbe’nin kalbi “Âşık” tır
“Hâl” e hayran kal İhvâni, ardır Âşığa ayıkmak…

17.09.1990 14:58 dr.



ZEVK 711

Etten-ottan topladığım, görünürdeki “Beden” im
Dışta ölü - içte diri, “Ben” diriliğe nedenim
“Bekâ”, “Fenâ” da İhvâni! Sırat, İdrak Köprüsüdür
“Lâ mevcûda illâ Hu Dost!” HAKK ile HAKK’a gidenim…

17.09.1990 16:11 dr.


Kulihvani
Eğer göğün yedi kat üstüne çıkmaksa niyetin, Aşktan güzel merdiven bulamazsın.
Eğer aşkı bulmaksa niyetin, Aramadan duramazsın. -
Yunus Emre.k.s
Cevapla

“►İbretlikler◄” sayfasına dön