ŞERRe BİLet Alınmaz!..

Sorularınızı Ayet ve Hadisler ışığında cevaplamaya çalışacağız.
Cevapla
Kullanıcı avatarı
Gariban
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 2834
Kayıt: 25 Tem 2007, 02:00

ŞERRe BİLet Alınmaz!..

Mesaj gönderen Gariban »

HAYR ve ŞERR ALLAH'tandır
ŞERRe BİLet Alınmaz!..


SORu:
Sergio B: “Yanlış yolların da Yüce Akıl’dan çıktığını söylemek yanlış olur mu? Olmazsa, o zaman onlar bir nevi gizli bir hikmetle “İYİ” lerdir, degil mi?”

CeVaB:
garibÂN: Sevgili kardeşimiz Sergio, sorunuz için öncelikle çok teşekkür ederiz.
Bir çok insanın çamura saplandığı nazik bir noktaya dokundunuz.
Dediğiniz Haktır fakat biz bu düşünceyi iyi anlamak, onun etrâfinda düşülecek olan çukurları ilk önce açıklamak ve bize bu düşünceden lâzım ve lâyık olanı almak ve aklın o çukurlara düşmemesi için tehlikelerini de bildirmek isterim.
İlk olarak, “Yüce Akıl” dediğiniz akıl bizim “Akl-ı Küll” olarak bildiğimiz, ALLAHu Teâlâ’ nın sıfat ve esmâlarını aks ettirdiği tüm akılların ÖZü olan bir AYNa’dır.
Biz ise bu dediğiniz mevzûyu bu ayna’dan o aynayı ve Külli Şey’i yaratan ALLAH’a çekeriz!
Tüm peygamberlerin , Âdem (a.s) ‘dan beri insanoğluna açıkladığı gibi ALLAH her iki hayr’ın da Şerrinde yaratıcısıdır. Biz bunu aşağıdaki âyetten anlıyoruz:



أَيْنَمَا تَكُونُوا يُدْرِككُّمُ الْمَوْتُ وَلَوْ كُنتُمْ فِي بُرُوجٍ مُّشَيَّدَةٍ وَإِن تُصِبْهُمْ حَسَنَةٌ يَقُولُوا هَـذِهِ مِنْ عِندِ اللّهِ وَإِن تُصِبْهُمْ سَيِّئَةٌ يَقُولُوا هَـذِهِ مِنْ عِندِكَ قُلْ كُلًّ مِّنْ عِندِ اللّهِ فَمَا لِهَـؤُلاء الْقَوْمِ لاَ يَكَادُونَ يَفْقَهُونَ حَدِيثًا


“Eyne ma tekunu yudrikumu'l-mevtu ve lev kuntum fi burucim müşeyyedeh ve in tusibhum hasenetun yekûlu hâzihi min indillah ve in tusibhum seyyitun yekûlu hâzihi min indik kul kullun min indillah fe mâli hâulâi'l-kavmi lâ yekâdune yefkahûne hadîsâ :Her nerede olsanız ölüm size yetişir eflâke ser çekmiş burclarda da olsanız; bununla berâber kendilerine bir güzellik erdimi «bu ALLAHdan» diyorlar, bir musîbet de değdimi «bu senden» diyorlar, de ki: hepsi ALLAH tarafından, fakat neye bu adamlar söz anlamağa yanaşmıyorlar.”
(Nisâ 4/78)


Hiç bir şey yok ki ALLAHu Teâlâ’nın irâdesi ve dilemesi dışında meydana gelsin. Eğer insan bir put’a dahi tapmak istese, putu da ona ibâdet eden insanların ibâdet fiillerinide yaratan O’dur:



وَاللَّهُ خَلَقَكُمْ وَمَا تَعْمَلُونَ


“VALLÂHu halekakum ve mâ ta'melun: Halbuki sizi ve yaptıklarınızı ALLAH yarattı”
(SÂFFÂT 37/96)



اللَّهُ خَالِقُ كُلِّ شَيْءٍ وَهُوَ عَلَى كُلِّ شَيْءٍ وَكِيلٌ


“ALLÂHu hâliku kulli şey'in ve huve alâ kulli şey'in vekîl :ALLAH her şeyin hâlıkıdır, her şey üzerine vekil de o.”
(ZÜMER 39/62)


ALLÂHu Teâlâ’nın şu güzel isimlerine bakalım birlikte:


El- DARRU celle celâluhu (kevni)( اَلضَّرُّ) : Zarar Verici şeylerin Yaratıcısı
El- KAHHÂRU celle celâluhu [Kur’an Ref: 39/4] (zatī)( اَلْقَهَّارُ) : Ezici, Yenen, Mutlak Gâlib, Zorla Yaptıran.

Örneğin, şeytan insan nefsine zarar verme teklifini fısıldarken bu isimler ile hareket eder ve insanlar kendi seçimleri ile bu tuzaklara düşerler.
ALLAH Celle Celaluhu, Er-Rahman’dır, O’nun Rahman oluşu ile hilkati halk ederken tüm varlığı şefkat ve rahmeti ile yaratır ve koşulsuz olarak tüm hilkatı bu merhâmet ile yoğurur .
Tıpkı bir yağmurun her yere yağışı gibi Rahman’ın rahmeti tüm hilkat içindir.
Fakat bu insanoğlunun herşeyi kendi avantajına çekmesi düşüncesiyle hep yanlış anlaşılmakta ve insanoğlu tabiata baktığı zaman acı çeken hayvan ve öldürülenleri gördüğünde bu neden böyle diye aklı bir türlü bu acıyı Yaratıcıya yakıştıramamakta ve bu kısımda bocalamaktadır.
Rahman’ın rahmeti demek Sünnetullah’ın işleyişinde bir diş bakterisinin dişinizi kazacak ve sizi ağrıdan ağlatacak organallerininde yaratılışda kendisine ilâhi rahmet ile verilmesi ve onu dişinizi fırçalayarak engellemeye çalışan aklınızında size bir nimet olarak bağış edilmesi demektir.
Misvak kullanmak tüm peygamberlerin sünneti idi.
Bu önceki cümle üzerinde iyice düşünmenizi ricâ ederim.
Eğer günah işlemek ve yanlış yola sapmak olmasaydı, o zaman ALLÂHu Teâlâ’nın El-Gafur esmâsının zuhûru mümkün olmazdı.
El Gâfiru ismi “kusur ve günahları örtüp insanlara açmayan ve cezâlandırmayan ALLÂHu Zu’L-CELÂL” anlamındadır.


وَهُوَ الْغَفُورُ الْوَدُودُ


“Ve huve'l-ğafûru'l-vedûdu: Onunla berâber gafurdur, çok sevgili (vedud) dur “
(BÜRÛC 85/14)

Bununla berâber insanlar tevbe etmezlerdi ve o zaman tevbeleri kabul edici olan Et-Tevvab esmâsı da tecelli etmezdi.
“………Şüphesiz ALLAH tövbeyi çok kabul edendir, çok merhâmet edendir.”
(HUCURÂT 49/12)


Bu yüzden bir hadisi şerifte Rasûlullah SallALLAHu aleyhi ve sellem efendimiz şöyle buyurmuştur:
“Kudret ve irâdesiyle yaşadığım ALLAH’a yemin ederim ki, eğer günah işlemeseniz ALLAH sizi yok eder, günah işleyen bir millet halk eder ki, ALLAH’tan günahlarının affını istesinler. ALLAH da onları affeder. (Böylece ALLAH’ın affedici oluşu meydana çıkar)” (Müslim)

Bütün bu Sünnetullah Sistemi Esmâu’l-Hüsna’nın bahsettiğiniz o Akl-i Küll aynasındaki zuhûratlar ile işlemektedir.
Bu âlemdeki hiç bir şey bu esmâların dışına çıkamaz.
Bu yüzden ALLAH’tan kaçış yoktur.
Şeytan da melek te her şey ALLAH’tadır.
O herşeyi kuşatıcıdır:



وَللّهِ مَا فِي السَّمَاوَاتِ وَمَا فِي الأَرْضِ وَكَانَ اللّهُ بِكُلِّ شَيْءٍ مُّحِيطًا


“Ve lillahi mâ fi's-semâvâti ve mâ fi'l-ard ve kânellâhu bi kulli şey'in muhîta: Göklerde ve yerde olanların hepsi ALLAH'ındır. ALLAH herşeyi kuşatıcıdır.”
(NİSA 4/126)



وَمَا أَنتُم بِمُعْجِزِينَ فِي الْأَرْضِ وَلَا فِي السَّمَاء وَمَا لَكُم مِّن دُونِ اللَّهِ مِن وَلِيٍّ وَلَا نَصِيرٍ


“Ve mâ entum bi mu'cizine fi'l-ardi ve lâ fi's-semâi ve mâ lekum min dûnillâhi min veliyyin ve lâ nasîr: Siz de âciz bırakacak değilsiniz size de ne Yerde ne Gökte, ALLAHdan başka ne bir velî ne de bir nasîr yoktur” (ANKEBÛT 29/22)


وَضَلَّ عَنْهُم مَّا كَانُوا يَدْعُونَ مِن قَبْلُ وَظَنُّوا مَا لَهُم مِّن مَّحِيصٍ


Ve dalle anhüm ma kanu yed'une min kablü ve zannu ma lehüm mim mehiys: Önceden tapıp durdukları şeyler onlardan gayb olup gitmişler ve onlar kendilerine hiç bir kaçamak kalmadığını anlamışlardır (FUSSİLET suresi 41/48)

Hâl böyle iken kaçış yeri yok iken tek sığınılacak ve kendisine firar edilecek olan ALLAH’tır.


فَفِرُّوا إِلَى اللَّهِ إِنِّي لَكُم مِّنْهُ نَذِيرٌ مُّبِينٌ

“Fe firrû ilallah innî lekum minhu nezîrun mubîn : O halde hemen ALLAHa kaçın, haberiniz olsun ki ben size ondan bir açık nezîrim.”
(ZÂRİYÂT 51/50)


Bunu bildiği için Âlemlere Rahmet olan o Rasûlullah Sallallahu aleyhi ve sellem efendimizin Beraet Gecesinde şöyle duâ ettiği bize ulaşmıştır:

“Bismillâhirrahmânirrahîm. Eûzu bi-afvike min ikâbike ve eûzu bi-ridâke min sahatike ve eûzu bike minke celle vechuke lâ-uhsî senâen aleyke ente kemâ esneyte alâ nefsike. : ALLAHım! RABBi cezandan affına sığınırım gazâbından rızâna sığınırım senden sana sığınırım Zâtın yücedir seni övmek için kelime bulamıyorum Sen kendini övdüğün gibisin.”

Eğer hastalık olmasaydı sağlığın mânâsını bilemezdik.
Eğer şerr olmasaydı hayrı bilemezdik.
Soğuk olmasa sıcağı bilemezdik.
Bu dünyâda her şey zıddı ile belirir sâdece ALLAH’ın zıddı yoktur!
ALLAH için zararlı şeyleri yaratmanın hikmetleri çoktur, bir kulun zarar yapıcı şeyler ile hareket etmesinden El-Hâlık’a herhangi bir zarar gelmez, zarar kulun kendinedir ve sorumlusu kendisidir, ALLAH’ı da suçlayamaz.



مَّا أَصَابَكَ مِنْ حَسَنَةٍ فَمِنَ اللّهِ وَمَا أَصَابَكَ مِن سَيِّئَةٍ فَمِن نَّفْسِكَ وَأَرْسَلْنَاكَ لِلنَّاسِ رَسُولاً وَكَفَى بِاللّهِ شَهِيدًا


“Mâ esâbeke min hasenetin fe minellah ve mâ esâbeke min seyyietin fe min nefsik ve erselnake li'n-nâsi rasûla ve kefâ billâhi şehîda :Sana güzellikten her ne ererse bil ki ALLAHdandır, kötülükten de başına her ne gelirse anla ki sendendir, biz seni insanlara bir Rasul olarak gönderdik, şâhid olarak ise ALLAH yeter”
(Nisa 4/79)


Aklı olanlar için kötülük işlemek ve yanlış yollara girmek, kişinin kendisine ve aklına zarardır, sonuçta ona elem ve hüsrandan başka bir şey getirmez.
Eğer bu İKİ-liği BİR-leyemezse aklı sürekli elem içinde olacaktır.
Hak Din ve asırlardır binlerce peygamber tarafından insanlara tebliğ edilen ALLAH’ın hududları ve kânunları, insanoğlunun İKİ-likten kurtulmasını ve Tevhidi yaşaması ve Selâmet bulmasına yöneliktir.
Bu sebeple biz bâtıldan kendimizi korumak ve hakka sâhip çıkmak ile emrolunduk. Hâl böyle iken, ALLAH el-Hakîmu bir hikmetle yanlış yolları ve bir yığın zararlı şeyleride yarattı diyerek o çukur ve çeldiricilerin içine dalmanın bir mânâsı yoktur.
Eğer içine düşülürse, o zaman Et-Tevvâbu olan ALLAH’a tevbe edilir, O’ndan mağfiret dilenir, ve ALLAH El-Hâdi celle celâluhunun hidâyeti umulur ve çukurdan çıkmaya çalışılır ve yola devam edilir, çukur içine yerleşmenin bir faydası yoktur!.
Biz ALLAH celle celâluhunun mağfiretinden ve rahmetinden umûdumuzu kesmeyiz, ve aynı zamanda O’nun gazâbından da emin olmayız.
Cennet ve Cehennem İslâmiyette aynı yerdir, aradaki fark Nûr’un olup olmayışıdır. Gece ve gündüz gibi. Atmosferin yedi tabakasından dışarı çıksanız gece- gündüz diye bir durum kalmaz!..
Eğer aklımızı tezekkâ etmek ve Selim hâle getirmek istiyorsak ve Selâmet bulmak istiyorsak ve onu Sâhibi olan El-Aziz ve El-Mâliku'l-Mülk olan ALLAH’a temiz olarak teslim etmek istiyorsak, o halde ALLAH’ın peygamberleri tarafindan söylenmiş sözleri izlemeli ve O’nun kânunlarına uymalıyız.
O’nun rızâsı kanımca Âdem aleyhi's-selâm dan bu yana bütün peygamberlerin açıkladığı Hak Din’dedir.
Bâzı insanlar ALLAH celle celâluhunun şefkat ve sevgisini kendi akıllarıyla yorumlayıp, ALLAH biz ne kötülük işlersek işleyelim bizi sever çünkü özümüzde rahmeti, sevgisi var deyip, her haltı yemekte ve bundan bir korku duymamaktadırlar.

Eğer insanları incitmeyi ve mahlûkata zarar vermeyi ve günah işlemeyi ısrarla sürdürüp bu mantık ile ALLAH’tan buna karşı bir cevab almayacağımızı sanıyorsak büyük bir hatâ içindeyiz çünkü ALLAH celle celâluhu;

El-Mucib (Cevab verici),
El-Muntakim (intikam alıcı),
EŞ-Şedîd (Azabi siddetli ve çetin),
El-Muzill (zillete düsürücü),
El Hafid (Alçaltıcı)dir.
El Mâni’ (Menn edici) dir.
El Kahhar (kahredici) dir.


Es-Sabur'dur bir müddet kulun tevbe etmesi için süre verir ve eğer vaz geçmezse azâbı şiddetlidir.
Bu azab da o kişinin bahsettiği şefkat ve merhâmetten gelir!..
Sendeki lekeleri ve kirleri yakarak temizler, bu şefkatın bir ucu sana acı ve elem olarak yaptığının karşılığını bulmak olarak yansır.
Hak Din deki kânun ve talimler insan aklını korumak ve onu özüne döndürmek içindir.
İnsanoğlunun yaşarken Sünnetullahtaki işleyiş sistemlerini anlaması ve sayısız sistemin çalışma prensiblerini ve işleyiş mekanizmalarını idrak etmesi onun için büyük bir zorluktur ve buna güç yetiremez.
Bu yüzden insan bunların hikmetlerini kavrayamayınca Hak Din’de ki uygulamaları eleştirir ve onlarla sınırlanmak istemez, aklınca hür olduğunu sanır çünkü hakîki hürriyeti bilmemektedir, ve aklının arzularına tutsak olur.
Biz ALLAH’tan geliyoruz, O’na aidiz ve dönüşümüz yine O’na’dır.
Kaçış yokken, nereye gidiyoruz?
Eğer işitip itaat etmez isek, o zaman sâdece bu dünyâ tarlasında kendimize diken eker ve âhirette de elim bir azab biçeriz.
Biz akrepler tarafindan ısırılmamayı ve akrebin zehrini kanseri tedâvi etmek için kullanmayı öğrenmeliyiz.
Hocamız Kul İhvani’nin dediği gibi “ Gübre güllerin büyütülmesi için bir zarûrettir, ama Yenilmemelidir-Koklanmamalıdır!”
Bilemiyorum sorunuza bir cevap olabildimi Sergio kardeşimiz.
ALLAH en doğrusunu bilir. ALLAH hepimizi muhafaza eylesin ve bize rahmeti ile muâmele etsin inşaALLAH.


Es-Selâm ve Sevgiyle

GaribAN
Resim
Kullanıcı avatarı
simurg
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 928
Kayıt: 01 Haz 2009, 02:00

Re: ŞERRe BİLet Alınmaz!..

Mesaj gönderen simurg »

Allah razı olsun Gariban Can kardeşim.

bu cevabınızda ifade ettiğiniz hakikatler ile bir kez daha
nasıl bir nurun alâ nur hazinelerin içerisinde olduğumuzu,

Âyet-i Kerimelerimiz ve Hadis-i Şerifelerimizi doğru anladığımız zaman
ne kadar selim ve temiz bir arkın içinde yol alabildiğimizi yeniden anladık,

akıl sahibi olarak yaratılmış olmamızın bizim için ne demek olduğunu,
en hayatî düşünme tarzımızın Âyet-i Kerime ve Hadis-i Şerifler olup
onlara müracaat ile her sorumuza ve sorunumuza muhakkak bir cevap ve çözüm bulabileceğimizi
sevinerek gördük,
sevinerek diyorum çünkü,
doğru olanı gösteren ve öğreten her satır söz ve anlatımdan sonsuz seviniyorum,

şurada dile getirmiş olduğunuz güzellikler,
insanların hayatlarını ve hepimizin hayatlarımızı temelden düzeltip,
varsa yanlışlıkları ortadan kaldırmamız için yardımcı olacak işaretler çünkü,

çok teşekkür ederim.

Soruyu soran kişi de belki bilmeden, benzer soruları olan bizlerin böyle bir cevabı öğrenerek
istifade etmemizi sağlamış oldu.

Cenâb-ı Allah Celle Celaluhu,
bize bu satırları okumamızı ve öğrenmemiz gerekenleri ders ettirmek için
soruyu sordurdu,
size cevap yazdırdı,
ve bizleride nimetlendirdi.

Bizlerin "HAYR'a birer bilet almamız" demek gibi.

Allah Teâlâ ebeden razı olsun, samimi çalışmalarınızda yardımcınız olsun inşaallah.
Kullanıcı avatarı
Gariban
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 2834
Kayıt: 25 Tem 2007, 02:00

Re: ŞERRe BİLet Alınmaz!..

Mesaj gönderen Gariban »

Âmin İnşaallah.
Allah cümlemizden razı olsun Simurg Can Kardeşim.
Tüm güzellikler ALLAH celle celâluhu ve Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem 'den, tüm hatalar ise kendi nefsimdendir, Allah'a sığınırım.
Sözlerinize canı gönülden katılmaktayım harika şekilde dile getirmişsiniz.
Çevremde Hindu, Ekstatik Budist, Hristiyan, Müslüman ve din takip etmeyen ama “Allah'a inanıyorum” diyen bazı Spiritüel insanlar mevcut.
Bunların coğu değişik insanların ülkelerin , meşhur olmuş Azizlerinin sözlerini aktarmaktalar.
Bense Kur'an, hadis ve velilerimizin sözleriyle, şiirleriyle nakli ön plana çıkararak yazmayı tercih ediyorum, onların yüzlerce insanlarının söylediklerini ve dahada ötesini inanıyorum ki Kur'ân-ı Kerimimiz ve dini kaynaklarımız harikulâde açıklayacaktır ve Hak Din'in güzellikleri saçılacaktır inşaALLAH.
Bu topluluk içerisinde bazı insanların benim bu kaynaklarla beslenerek konuşmamı benim düşüncelerime sınır getirmek olarak nitelendirip kendi felsefik konuşmalarını hürriyet olarak gördüklerine şahid olmaktayım.
Oysa ki farkında olmadan çoğu sözlerinde hatalar görüyorum bu kişilerin çünkü nakli esas almadan hareket etmekteler.
Bizim için en güvenli yol Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem'in istikamet ve yoludur.
Bu yolda hamdolsun Allah bizleri bir hayal kırıklığına uğratmadı ve her dâim taze olarak bizlere yeni güzellikler sunmakta çok şükür.
Bu Sergio, Italya'dan Hakkı arayan bir kişi, kendisi ile bir Hindu azizinin yazısına attığım bir mesaj ile tanışmış idim.
“Tek” lik üzerine bir şeyler yazmıştım, fakat bir kişi çıkıp: "Sen bu sözleri kitaplardan alıntı yapmışsındır, her zaman ki gibi klişe sözler" diyerek benim dediklerimi yermişti.
Sergio ise "Hayır bu sözler her zamanki sözler gibi değil çok değişik geldi bana, bu şekilde davranmamalısınız bu yazılanların hakkını vermelisiniz" dedi.
Sonra bana arkadaşlık gönderisi yaptı, ve İslamiyet'in içinde böyle açıklamaların olduğunu bugüne kadar bilmediğini söyledi.
“Bize hep farklı tanıtıldı” dedi.
Sonra bazı sorular sordu ve yaklaşık 16 sayfalık bir cevap yazdım kendisine ve Kur'ân-i Kerim okumaya başladı.
Fatiha Sûresi'nden çok etkilendi “Bana dokundu Sûre” dedi.
Italyanca Kur'an okumaya devam etmekte.
Şimdilik uzaktan incelemekte, bizde arada sorularına cevap vermek için çabalıyoruz inşaALLAH.
Elimden geldikce bu çeşit soruları burada paylaşacağım inşaALLAH.

Es-Selam ve Sevgiyle
GaribAN
Resim
Cevapla

“►Soru - Cevap◄” sayfasına dön