1. sayfa (Toplam 1 sayfa)

ARADIĞIM

Gönderilme zamanı: 25 Eki 2007, 21:55
gönderen nur-ye
ARADIĞIM NE ?
DÜŞÜNÜYORUM!.......
ARADIĞIM DOST'A PÂK BİR KAPI!...
PÂK OLAN HERŞEYE ÖZLEMİM
KAPIYI ÇALMAK KİLİDİNİ AÇABİLMEK!
AÇTIKTAN SONRA GİREBİLMEK
ZORLUYORUM KİLİLİTLERİ AÇMAKTAN YOKSUN
"BEN"
"BEN"LİĞİMİN TEMİZLENMESİ NEDE ZOR KÖVEKE TUTMUŞ KAT-KAT
HER
"ŞEY" ALDATICI TUZAKLARLA DOLU-DOLU DOPDOLU!
NE KÖTÜ HUYLAR EDİNMİŞİM
KÖTÜLERİ BUDAMAK NEDE ZOR
KÖTÜLERİN YERİNE İYİLERİ KOYMAK NEDE ZOR
ZOR Kİ ZOR
SÖYLENDİĞİ KADAR DA KOLAY DEĞİL ÇOK ZOR...
KÖTÜLERLE YAŞANMIŞ, İYİ ZANN EDEREK İYİLERİ DÜŞÜNMEDEN !
SENELERİN KIYMETİNİ BİLEMEYİŞİME!!
AKLIMIN BU ÖĞRENDİKLERİNE EREMEYİŞİNE!
GÜZELLİKLERE BU GÖZLE BAKAMAYAYIŞIMA!
ACIYORUM ŞİMDİ GERİ GELMİYECEK O UZUN SENELERE!!!!

MEDED-MEDED! DOST-MEDED!!!!


NURİYE 12/2/1999





Gönderilme zamanı: 25 Şub 2008, 09:48
gönderen nur-ye
SEN DOST!...

Şikayetim- Şükrümde SEN
Zihnimde SEN- Fikrimde SEN
Batın-Zahir ZİKRimde SEN
AŞK sazımsın, çalgımsın DOST...


Düşümsün hayra yorduğum
Cümle âleme sorduğum
GÖNÜL GÖZÜMle GÖRdüğüm
ÖZümde ki bulgumsun DOST...


Ezel-Ebedi sarhoşluk
Zevkler cümbüşünde hoşluk
Sensizi düşünmek boşluk
VAZGEÇEMEDİĞİM ilgimsin DOST...


''KÜN FEYEKÜN'' yaratansın
Bin BİR esma taratansın
ARAYANDA! ARATANSIN!
BİLdiğim TEK BİLgisin DOST...


AŞIK İHVANİ'me YÂR'sın
Gezip gördüğüm diyârsın
Varlığın ''ASL''ında ''VAR''sın
Sûret silen silgimsin DOST...


25.9.1990

Gönderilme zamanı: 25 Nis 2008, 16:42
gönderen nur-ye
Resim

Gönderilme zamanı: 25 Nis 2008, 21:59
gönderen halimkok
Dayak yiyen 15-16 yaşlarında efendi bir genç-çocuk
bu dayağı yememiş olsa belki de hiç aklına gelmeyecek olan dövüşme sanatına merak salıyordu "KÜÇÜK KARATECİ" isimli filmde.

Film izlerken olan herşeyi insan
SENARYO'nun gereği olarak bildiği için şaşırmıyor gerçek hayattaki kadar.

Çocuğun yüreğinde doğan "iyi bir karateci olma" hayaline karşılık olsa gerek bir USTA ile kesişiyor yolları bu kavgalar esnasında. USTA diğer çocukların elinden kurtarıyor onu ve aralarında oluşan SOHBET'İN neticesinde çocuğu yetiştirmeye karar veriyor.

Çocuk minnettar... hayaller kuruyor şimdiden... nasıl iyi bir karateci olunur... nasıl BİR USTA olunur... USTA olunca kendini dövenlere nasıl ödetilir bunun bedeli. Bu düşüncelerle büyük bir istek ve şevkle derslere başlamak üzere USTA'nın yanına geliyor.

USTA ilk ders olarak çocuğun eline bir kutu boya ve bir fırça veriyor.
Bahçe çitleri, pervazlar vs. ne varsa boyatıyor...

Çocuk hayal kırıklığı içerisinde... anlamlı bulmuyor bunları ulaşmayı arzuladığı hedef ile... Hayal kırıklığı, sorgulamalar... acabalar içerisinde çocuk... itirazlar başlıyor... bir yandan USTA'nın USTA-lığını sorgulamaya başlıyor kendi kafasında... Sonuçta soluğu USTA'nın yanında alıyor.
Angarya ile uğraşıyor olmanın verdiği sıkıntı ile çıkışıyor USTA'sına....

USTA açıklamaya başlıyor... tüm o işleri ne için yaptığını izah ediyor öğrencisine... çitleri boyarken fırçayı tutan elin, bileğin kazandığı maharetleri anlatıyor... çocuk utanıyor kendinden... bunları göremediğine içerliyor.... vs.


Uzun uzun baştan sona bütün filmi anlatacaktım nerdeyse.


" NE KÖTÜ HUYLAR EDİNMİŞİM
KÖTÜLERİ BUDAMAK NEDE ZOR
KÖTÜLERİN YERİNE İYİLERİ KOYMAK NEDE ZOR "


diyorsun ya NUR-YE kardeşim... belki de o huylar bahçe çitlerini boyamak gibidir. Belki de aradığına ulaşmak için tam da bunların olması gerekiyordur.... SENARYO'nun sonunu bilmiyoruz ki film gibi... ve USTA'ya sorsak neler der acaba?

"ARADIĞIM NE ?
DÜŞÜNÜYORUM!....... "



diyorsun...

Ben de öyle NUR-YE kardeşim... Dilerim bulanlardan olalım...
Yüreğine sağlık.

Gönderilme zamanı: 26 Nis 2008, 07:17
gönderen nur-ye
" NE KÖTÜ HUYLAR EDİNMİŞİM
KÖTÜLERİ BUDAMAK NEDE ZOR
KÖTÜLERİN YERİNE İYİLERİ KOYMAK NEDE ZOR "
kıymetli kardeşim Halim
Üste yazılanlar kader sayfalarımdandır. sene 1999 ve öncesinden başlayan'' 5n 1K ''sorgulamaları. Yan gelip yatmak için gönderilmeyişimizin sorguları iç BENliğimde!
İmkan ile imtihanın analizleri

KULİHVANİ DER Kİ:GERÇEK TASAVVUF; TASAVVUF EHLİ, KARŞISINDAKİ TALEP EDENİ KANDIRMAYA DEĞİL, İNANDIRMAYA ÇALIŞIR.
BUNUN İÇİN HİZMETİ AMAÇLAR.
NASIL Kİ NORMAL HAYATTA SENİN YERİNE BİR BAŞKASI YİYİP-İÇEMİYORSA,
MÂNÂ İLMİNDE DE SENİN YERİNE BİLMEYE, ANLAMAYA VE ONU YAŞAMAYA ÇALIŞAMAZ.
ONUN İÇİN TASAVVUFÎ ÖĞRETİM VE EĞİTİMİNDE HASBÎ HİZMETÇİLİĞİ MESLEK EDİNENLER,
SENİN BİLMENDE, ANLAMANDA, GÖRMENDE VE YAŞAMANDA SANA HİZMET EDER.


KENDİNDEKİNİ SANA VERMEK DEĞİL DE
SENDEKİNİ ORTAYA ÇIKARMAK İSTER.


EHL-İ TASAVVUF GÖNÜL GÖZÜYLE GÖRDÜĞÜ HAKAİK (HAKİKATLER) VE DAKAİKLERİ (İNCELİK) BİR BAŞLANGIÇ OLARAK TALEBENİN HİZMETİNE SUNAR.
HERKESİN PARMAK İZİ GİBİ; KENDİ GELİŞİM ÇİZGİSİNDE YÜRÜMESİNİ İSTER.
BU GELİŞİM VE OLUŞUMUNDA HİZMETİNİ ESİRGEMEZ.


* İÇLERİNDEKİNDEN HABERSİZ OLANLAR, DIŞLARINDA DA BİR ŞEY BULAMAZLAR ''BENLİK BATAĞI''NDA BOĞULURLAR. *

BİZİM METODUMUZDA;
KAİNATTA BİR TEK ''BEN'' VARIM!
İMTİHAN OLAN "BEN"İM..
BEN KİMİM?
NEYİM?
NEREDEN?
NEREYE?
NASIL?
NİÇİN?
NE ZAMAN?
NE İLE?
...YOLCUYUM?

EVVELİM-
ÂHİRİM - ZÂHİRİM VE BÂTINIM NEDİR?

VE NEDEN?..

ÖZ BİLGİLERİ KENDİ VİCDANINDA DÜŞÜNMEK VARDIR.....
ALAVERE VE PİYASA İŞİ DEĞİLDİR!
CİDDİYET İSTER!.....



Bu dünya hayatı, bir eğlence ve oyundan ibarettir. Gerçekten son yurt, işte öz hayat odur. Keşke bilselerdi. (Ankebut .64)
diyorsun ya NUR-YE kardeşim... belki de o huylar bahçe çitlerini boyamak gibidir. Belki de aradığına ulaşmak için tam da bunların olması gerekiyordur.... SENARYO'nun sonunu bilmiyoruz ki film gibi... ve USTA'ya sorsak neler der acaba?
Evet kardeşim o huylar bahçe çitlerini boyamak gibidir.
Talebenin çok dikkatli olması gerekmektedir.
Yanlış boyama teknikleriyle zaman denilen sermayesini yemek olur ki kişiyi daha fazla çabaya sokar.
Huylar kişilerin kimlikleridir. Kişinin yanlış bir huyunla baş etmesi çaydanlıktaki kövekeyi temizlemekten daha zordur. Köveke için ASİT gerekir. Ya biz şerre ve batıla yatkın olan alışkanlıklara dönüşmüş huylarımızı ne ile temizlemeliyiz!
Tabiki sav Efendimiz MUTLAK İMAMımız bize bu temizlenme yollarını göstermiştir. Kıyamete kadarda VARİSleri bizlere temizlenme yoları göstereceklerdir. Açık ve nettir.

"ARADIĞIM NE ?
DÜŞÜNÜYORUM!....... "
sene 2008

* BİR MİSAL; RABBI'MIZ TEALA (CC)'DAN:
''RABBINIZIN MAĞFİRETİNE VE MUTTAKİLER(TAKVA SAHİBİ ALLAH (CC)'DAN KORKANLAR) İÇİN HAZIRLANMIŞ OLUP GENİŞLİĞİ GÖKLER VE YE KADAR OLAN CENNETE KOŞUN'' (AL-İ İMRAN:3/133)

BU ÂYET-İ KERİME İNZÂL OLDUĞUNDA BİZANSLI BİR SEFİR MEDİNE'YE İSLAMİYETİ İNCELEMEYE GELMİŞTİR.
BU AYET-İ DUYUNCA RESÛLULLAH (SAV) EFENDİMİZ'E GİDİP SORUYOR :
'' YA MUHAMMED! SEN MÜSLÜMANLARI ÖYLE BİR CENNETE ÇAĞIRIYORSUN Kİ O CENNET YERDEN GÖKLERE KADAR HER YERİ KAPLIYOR..
PEKİ CEHENNEM NEREYE GİTTİ?...''
DEYİNCE

* * RESÛLULLAH (SAV) :
''FE SUBHANALLAH, BEN GÜNEŞ DOĞDU DİYORUM, SEN İSE GECE NEREYE GİTTİ DİYORSUN!'' BUYURUYOR.

İŞTE BU HUSUS TASAVVUFUN TEMELİDİR.
KİŞİNİN ''ÖZ''ÜNDE Kİ ''NUR-U MUHAMMED'' PRİZİNE,
TEVHİD FİŞİ TAKILDIĞIN DA ''GÖNÜL GÜNEŞİ'' DOĞAR VE GECESİ GÜNDÜZ OLUR.
KARANLIK KALB NUR'A GARK OLUR..
EZELİ-EBEDİ VE İLAHİ NUR'A KAVUŞUR VE AKILLAR RÜŞD'E ERİP ''AŞK'' CİVANI OLUR!...

Kulihvanı Divan'ından


Şükürler olsun ki bütün kardeşlerimle birlikte ''7N 1K''yı öğrenmeye çabalıyoruz Hocam kulihvani'in ESERleriyle

SÖYLEMEM

Bilen bulur Mevlâ’sını
Arar gönül Leylâ’sını
Yedi iklimin yaylasını
Yaylamam dostlar yaylamam…



Himmeti hazır Şah’ım vardır
El eden penahım vardır
Aşk elinden ahım vardır
Paylamam dostlar paylamam…



Âşık bahtı kara gülmez
Gel demekle sevdâ gelmez
Âşığım der aşkı bilmez
Söylemem dostlar söylemem…



El ermez er ereğime
Erenlerden direğime
Ağyâr mihman yüreğime
Toylamam dostlar toylamam…



Can cânândır can verdi mi
Erlik erdeme erdi mi
Sormayın gönül derdimi
Söylemem dostlar söylemem…



İhvâni mecnun Melâmî
Leylâsı kesmiş selamı
Ağzım açık aşk kelamı
Eylemem dostlar eylemem…

04.07.1986 10:40 dr.