2010 Haber Arşivi;KADIN, ÖRTÜNMEK ve MİMARI

Cevapla
Kullanıcı avatarı
sev-guzel
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 609
Kayıt: 15 Mar 2008, 02:00

2010 Haber Arşivi;KADIN, ÖRTÜNMEK ve MİMARI

Mesaj gönderen sev-guzel »

KADIN, ÖRTÜNMEK ve MİMARI
Tarih: 24.09.2010 Saat: 17:33 Gönderen: kulihvani


Resim
KADIN, ÖRTÜNMEK ve MİMARI

Asiya Sian
Melbourne

Lütfen not edin ki bunlar benim düşüncelerim ve sembolizmim,
Kendi düşüncem dışında onların doğruluğu hakkında hiç bir fikrim yok.
Bunun yanında Arapça Dili benim bir ilgi alanım fakat bu dilde okur yazar değilim ve bu nedenle sık sık bazı şeyleri yanlış yaparım!
Bu yazdıklarımdan dilediğinizi alın ve dilediğinizi kâle almayın!
Bunun yanında fikir beyan etmek isterim ki Allah’ın Dini bizim İslam yani son vahiy olarak anladığımızdan daha geniş, bu nedenle yüz peçelemek İslam’dan önce gelir, gerçeği izleyen düşünce karşısında bir münakaşa değildir fakat aslında bir kanıttır ki biz bazi şeyleri metafizik şeyleri anlayışımıza uydurmak için kullanırız.
Lütfen bunun yanında şunu da dikkate alın ki bunu bu sabah yazdım. Çocuklarım için mısır patlağı yaparken ve her biri diğerinin kulağını çekerken, bu bir üniversite makalesi değildir!



Bu fotoğraftaki kadın içerdeki bir kubbeye giriyor, tapınağa (Haram’a) giriyor ve peçesini kaldırmak üzere ve onun yüzü ay gibi parlak olacaktır, ve üzerine binlerce hareket eden geometrik biçimlerin gölgeleri düşecektir!
O (kadın) varlıkta olan her yaratılmış şeyin ilminin Bâtını Kabıdır (deposu, havuzu).
O (kadın) bâtının sınırsızlığını tutar.
Bu sebepten dolayı o Halk Kubbesine girdiğinde, Nesne (eşya) Âlemi boşlukta tecellî etmiş bir yansımadır, o bütün Kudsal İlimin işareti olan vechini örter.
Bu nedenledir ki bunun yanında kadınlar Kâbe’ye girdikleri zaman, onlara yüzlerini açmaları emredilir.
Çünkü Kâbe yeryüzünün tam merkezidir ve yeryüzündeki Kudsalın Mihveridir, biz kalbimize girdiğimiz zaman yüzümüzü gösteririz!

İslam’da yüze vurmak yasaktır.

وَلِلّهِ الْمَشْرِقُ وَالْمَغْرِبُ فَأَيْنَمَا تُوَلُّواْ فَثَمَّ وَجْهُ اللّهِ إِنَّ اللّهَ وَاسِعٌ عَلِيمٌ
“Ve lillâhil meşriku vel magribu fe eynemâ tuvellû fe semme vechullâh(vechullâhi) innallâhe vâsiun alîm(alîmun): Maamafih, meşrık de Allahın mağrib de, nerede yönelseniz orada Allaha durulacak cihet var, şüphe yok ki Allah vasi'dir alîmdir. “ (Bakara 2/115)

و ج ه = Vav –Cim-Ha = yüzleşmek, yüz yüze gelmek, karşı karşıya olmak, yüz, birinin takip ettigi yol/amaç, birinin gittiği ve baktığı yön ve yer, bir şeyin yönü, dikkate alma.

Bu kelime aşağıdaki harf açılımı ile çok yakındır:

Vav-ha-cim: Alevlenmiş-yanıcı, parlak bir şekilde yanan, kor haline gelmiş kor gibi, ısı, alevlenmiş ateş almış, göz kamaştıran.

Ve bu aşağıdaki açılımdan bir adım uzaklıktadır:

Vav-Ha-Ya= göstermek/açığa vurmak/fikir vermek, işaret etmek, bir şeyi akla koymak, bir elçiye olan teslimat, ilham, gizli şekilde konuşmak, hızlandırmak, âyet yapmak, süratle işaret etmek, hızla fikir vermek, fısıltı tonunda bir şey söylemek ki ona yakın olan kişi değil de yalnızca işiten onu net şekilde işitir.

O sanki gece ve gündüzün değişimi gibi, dişi sembolü Allah’ın vasiliğine bir aynadır, o (dişi) sınırsızlığına emer (absorbe eder).
Buna karşın erkek sembolü ise kendisinde yaratılanın İKİ-liğini tutmaktadır, bu yönle sûret nurda şekillenir.
Vahyedilmiş olan daima bir sûrete sahiptir, gizlenmiş olanın ise bir sonu yoktur.
O (erkek) zıtlığa imkan verir, kadın ise ötesine geçer (aşar, galip gelir).
Birlikte insanlık olarak onlar dengeler ve bütün açıklamaların noktasını geçen Tek Ebedî ASLa şahidler olarak Kâmil Halifeyi biçimlendirirler.

Bu yönde, İslamî Davranışın (cinsel roller ve ayırım) geleneksel modelleri, elbise (nikab) ve mimarî (Yüksek duvarla çevrili iç avlulu ve cennet gibi bahçeler) O’nun Esma ül Hüsnasından doğru tecellîlerin bir Büyük Denge’sinin gösterimidir.
O (kadın) İÇİ temsil ederken, o (erkek) DIŞI temsil etmektedir, ve bu nedenden dolayı Dünya Âlemine girdiğinde kendisini örter, unutkanlıktan ötürü oluşan hürmetsizliğe karşı kudsallığını korumak için örter kendisini.
Bu sebeple, hicab (örtünmek) zikirdir (hatırlamaktır).
Bu yönüyle elbise, önemini vurgularsak, kadınların aileleriyle olan dahili yaşamlarında oynamak zorunda olduğu bir hapis cezası değildir ve o bizim durumumuzun zenginliğini sembolize etmektedir.
Peygamber dedi ki: “Cennet Anaların Ayağı altındadır” .
Bu söz sadece çocuk doğuran kadınlara ait değildir.
Çünkü bütün kadınlar her biri diğerine ve insanlığa annelerdir.
Bu söylenmiş olanda büyük bir esneklik vardır ve kadınlar bu rollere tek başına hapsedilmiş değildir.

Erkek elbisesi mânâsında, ben bazen düşünürüm eğer erkeklerden de başlarının üstlerini örtmesi istenildi mi diye?
Özellikle ibadette, çünkü onların bu dünya da pozisyonu, yataysal olanın bakımıdır!
Bu nedenle onlar Yaratana hürmette onların dikey görünüşü örterler. Allahu âlem!

Bir çok şey var ki bu çeşit sembolizmle okunursalar mânâ verirler.
Örneğin neden deniyor ki kadınların için en iyi ibadet yeri onun evinin köşelerindedir (mescidlerde tamamen ibadet etmeleri serbest ve kadınlar Peygamberimizin mescidinde ibadet etmiş olmalarına rağmen) ve neden erkekler mescidde ibadetlerini yapmalıdırlar.
Neden Cuma namazı erkeklere zorunludur da kadınlara değil?
Bunlar basit bir cinsiyet zorunluluğu değildir, orda bunda daha derin bir cereyan saklı bu sözlerde, benim için en azından!.

Es-Selâm
Asiya Sian




Bu yazı facebook'ta bizim ingilizce yazışmalarımızı takip eden Avustralya'da yaşayan müslüman bir bayan arkadaşımız tarafından yazılmıştır.

Hoşuma gitti çevireyim sizlerinde paylaşımınıza sunayım istedim.


Es-Selam
GaribAN
Resim
Cevapla

“EYLÜL” sayfasına dön