2010 Nisan H.A; ASL ve AŞK -ı

Cevapla
Kullanıcı avatarı
sev-guzel
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 609
Kayıt: 15 Mar 2008, 02:00

2010 Nisan H.A; ASL ve AŞK -ı

Mesaj gönderen sev-guzel »


ASL ve AŞK -ı
Tarih: 17.04.2010 Saat: 10:24 Gönderen: kulihvani



Resim

ASL ve AŞK -ı


Kul İhvanî

Azîz kardeşim;
İbâdetler, Emrullahı hakkıyla yerine getirmedir.
Emrullahın sebebi ve aslı ise Muradullah olup TEVHİD dir.
Sonucu tevhid şehâdetine çıkmayan ibâdetler (kulluk gerekleri) içi boş su bardakları gibidir.
Hayâl olup Hakikat Suyu’na hasrettir.
"ASL"a ulaşım “AŞK” iledir.
Çekirdekleri çiçek eden, tohumdan tohuma tevhid türküsü “AŞK”tır...
“AŞK”ın "ASL"ı ise kâinâtın mayası olan şerîat ve şefâatın şahı Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem)dir...
“Nur-u Mîm” dir…

Biz Hak Âşıklar gönlümüzce düşünür ve yaşarız.
Ancak, sahibimiz Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem)''''i izleriz...
Baş-ayaksız bilye gibi yürürüz, yersiz-yurtsuz rüzgâr gibi eseriz...
Anlayanla hemhâliz, anlamayana dellâliz...
Kurbet ehli meçhûlleriz...
Vahdetle zıdları zevk ederiz...
Köre göz, düşküne asa, Firavun''''a Musa (aleyhi''''s-selâm) yız!..



Hakk Âşıklar, içinde sıdk ilmi, dışında adl edebî (hüsn-ü hulûk) ile vahdet neşesinde yaşarlar...
Vücûd - vicdân - can - canan...
Vahdetin bu ucunda şâhidin bilişi, öbür ucunda meşhudu buluşu vardır.
Vahdet; vücûdun nokta-i istisnâsı, şuûnun sidre-i müntehasıdır. Şuûn, şe''''nin çoğuludur.
Şe''''n (şeen) ise: yeni iş, yeni çıkan hâl olup nabız atar gibi "Kûn fe yekûn..." dür...
Vücûden kul, kendi Ene (benlik) sini fâni etmeden "vahdet"i kupkuru bir lâf sanıp,
"Ene''''l-HAKK" derse, vahdet-i vücûdu, dâr ağacında bulur...
Her şey özünden dirilir.
Özünden ölür...
Yüzünden sanan ahmaktır...
Vahdet; vücûd işi değil vicdân-can-canân işidir...
Ente RABBİ!..
Lâ ilâhe illâ ente. Ente halakteniî!..
Sen RABBimsin... Senden başka ilâh yoktur...
Beni Sen yarattın kulluk sırrına erip EL AHADU''''l-VAHİD (celle celâluhu)''''in hududuna saygıdır.
Vahdet şuûru...

"Lâ ilâhe illâ ALLAH": diyen mâsivâdır, tüm sistem Sahibinin tevhidini söyler.
(genel tevhid)

"Lâ ilâhe illâ Hu" : diyen aklı olan insan sûretindeki bizleriz.
(gaibî tevhid)

"Lâ ilâhe illâ Ente" : buyuran Resûlullah(sav) Rahmetenli''''l-âlemin.
(muhatabî tevhid)

"Lâ ilâhe illâ Ene": buyuran Bizzât ALLAHÜ ZÜ''''L-CELÂLdir.
(mütekellimî tevhid)

Bağışlayınız beni ki bunları çalakalem arzetmeme sebeb:
İbâdet; emredilen kulluk görevi olup,
Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem)''''in öğretip tatbik ettiği gibi ve ALLAH Tealânın rızası için yapılır.
Uçup kaçmak ve hayal içinde ömür tüketmek için değil...
Evet... İnsanoğlu aslî vatanından ayrılmış;
Can, cisime girmiş cehâlet çukuruna düşmüş ve boynuna takılan ezel misâkı ile fânî âleme tenezzül etmiştir.
Sılasını özlemeye ve tertemiz gitmeye, kemâlâta ve terakkiye mecbur ve me''''murdur.
İstese de istemese de saat ve kural çalışıyor...
Muhtaç ve Mahkûmdur.
Kulun kabiliyet ve isti''''dâdı ise gayreti gerektirir.
Nefsin makamları (bebeklik-gençlik-olgunluk-pîr-i fânilik) kulun doğru tercih ve samîmî gayretleriyle elde edilir.
Sırt üstü yatarak lâf-ı güzâfla sofuluk olur sûfîlik değil...
Yine tasavufa daldık ama teneffüs sayın...

ALLAH Tealâ (celle celâluhu) :
--- "Ey imân edenler! ALLAH''''tan korkun O''''na yaklaşmaya yol arayın ve O''''nun yolunda cihâd edin ki iflâh olasınız..." (Maide 5/35)

Cehd; gayret, çalışma, çabalamadır. Kuru lâf ebeliği değildir. ALLAH Tealâ''''ya yaklaşım gayretini, kulun kendi gafleti keser...
ALLAH Tealâ''''ya yaklaşım yolunun tâa kendisi ilk önce Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) dir.
Kul için en güzel örnek Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) dir.

--- ".... Peygamber size ne verdiyse onu alın, size ne yasakladıysa ondan sakının. ALLAH''''tan korkun. Çünkü ALLAH''''ın azabı çetindir." (Haşr 59/7)

ALLAH Tealâ''''ya yaklaşım (istikamet) için ilk iş Resûlüne teslimiyyet ve imândır.
Sözlerine (nakl), fiillerine, ahlâkına ve hâllerine tâbi'''' olmaya ve itâat etmeye canla başla gayret ve cehd etmektir.
Cehâlet, bilgisizlik cehennemidir.
Kulluk kemâlâtı (olgunlaşması) ise; ilme''''l-yakîn biliş, ayne''''l-yakîn buluş ve Hakke''''l-yakîn oluştur...
Sırf Sûfîlerin Muhammedî tasavvufu da budur.
Ham sofuların tasavvurunu ise piyasaya bakarsan görürsün...
Seyr-ü sülûk denilen husus;
Teslimiyyet için Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem)''''e seyr,
İstikamet için Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem)''''in imâmlığında istikamet seferi (sülûku) dur.
Bunun için;
Bedeni Terbiye için Gayret,
Nefsi Tezkiye için Himmet,
Kalbi Tasfiye için Şefâat,
Ruhu Tecliye için Hidâyet gerekir.
Beni bağışlayınız...
Bazen bazılarını dinliyorum görüyorum da içim yanıyor...
Herkes şucu-bucu olmaya can atıyor da Muhammedî olduğunun şuûruna ermeye dönüp bakan yok!..
El ele olan yok...
Tasavvufî tâbirler ve dededen-babadan kalma şeyhliklerle yollar kesiliyor...
Oysa her normal insanın ilim, edeb, irfân ve erkân öğrenmesi şer''''î ve fıtrî olarak şarttır.
Anasından doğarken velî olanlar ise; ya gerçek ve istisnâdır veya yalan ve mahvolmuştur.
İnsanlara fıtraten verilen kulun Rabbü''''l-âlemin''''e yaklaşım isti''''dâdı ve kabiliyyeti,
Muhammedî tasavvufî eğitim-terbiye, ve öğretim-tecrübe ile ortaya çıkar.
Bu ise Muhammedî muhabbet ve merhametle mümkün olan HAKK (celle celâluhu) rızası için hasbî hizmete hizmetçi olmakla netice verir.
Kendisi rüşde ermemiş yaşlı başlı bebeklerin ve mürşid isimli kişilerin iyice düşünmesi gerekir...

Tasavvuf âleminin kapısı (besmelesi) tenezzül ve tevâzû'''' iken,
Benlik batağında ve kibir içinde yüzenler Muhammedî hasbî hizmetten ne anlar?
Evliyâ er kişidir...
Eşkiyâ ise şer kişidir...

Tasavvuf ocakları sönsün demiyoruz hâşâ...
Adam gibi yansın!..
Halkın sırtından insinler!..
Kulluk acziyeti, fakriyeti, zilleti ve illeti nedir bilsinler ve Muhammedî Mahviyet içinde yaşasınlar!..
Tasavvur elbiselerini soyunup tasavvuf kefenini giysinler!..
HAKK (celle celâluhu)''''yu duyup Habibullah (sallallahu aleyhi ve sellem)''''e uyup halka hasbî hizmet çilesine gelsinler!..
Üzmeden, üzülmeden, severek ve sevilerek Muhammedî nûra, rızaya ve aşka koşsunlar!..
Tekemmülün toprağı, tevhidin beşiği ve rızanın gıdası bu çiledir...
Mahallesindeki yetimin gözyaşı bu çiledir...
Öksüzün ahı bu çiledir.
Yalnızların yalvarışı bu çiledir...
Şuûr; maddî- manevî imkânları, hakka ve hayra kullanabilme melekesidir.
Onun için ALLAH Tealâ bize şuûr versin...
Sadece aklî tasavurun sonucu züğürt tesellisidir.
Akl ve naklin tevhidi olan Muhammedî tasavvufun sonucu ise tevhid tecellîsidir.
İlâhi âşktır...
Akıl rüşde erince artık adı AŞK olur.
Zikreder, fikreder, şükreder ve sabreder...
Razı olur....
Rıza bulur...
Zikir, unutulanı hatırlamak, bir daha unutmamak için hatırda tutmaktır.
Fikir, hafızasının hayra çalışması.
Şükûr, emânet şuûruyla ni''''meti verene teşekkür!.
Sabır: HAKK (celle celâluhu)''''ya hürmette ve halkına hasbî hizmette Muhammedî muhabbet ve merhameti muhfazaya tahammüldür...
Hakiki hizmet HAKK''''a râcidir...
Ücretini sahibi bilir...
Aşk, âşıka âşinâdır...
Ahmağa arz, boşunadır...
Arife târif gerekmez!
Gafil''''e kelâm nâfile...
Gayretsizlik ve gafletten bu hâllere düşüldü...

Amacımız asla tenkid, tahriş, tarhik ve teftiş değildir.
Üzüntümüz ise toplumumuzun ve özellikle gençlerimizin gittikçe i''''tikadsızlık (inançsızlık) batağına istemeden ve bilmeden batıp gitmelerindendir.
Gelecek nesillerimizin göz sürûru ve hayırlı nesiller olabilmeleri ise,
Şu andaki çocuklarımız olan onların baba veya analarına en doğru, en güzel ve en iyi olan hakkı ve hayrı Muhammedî metod, mezheb ve meşreble, kudsî ve hasbî bir hizmet şuûruyla verebilmemize bağlıdır.
Bu işi yapmaya soyunanların ise ALLAH Tealâ''''dan korkmaları,
Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem)''''den hayâ edip utanmaları ve,
ALLAH''''ın kullarına muhabbet ve merhamet etmeleri; olmazsa, olmaz şartıdır...
Takvâ ve ihlâs budur…
Bu kimselerin;
Rahmet gibi gözü ve gönlü yerde, tevâzu'''' ve tenezzül ehli olması gerekir...
Su gibi azîz olup, halkı arıtıp, kendisi; kiri-pası bırakıp, buharlaşıp, yükselip bulut bulut yine rahmet olarak yağmalıdır...
Basit bir balon gibi şişirildikçe şişen,
Gözü ve gönlü göklerde ve uçmak-kaçmak peşinde olan,
Lâf ebeliği ile Sûfîlik yaptığını sananlar ham ve yoz sofulardır...
Resim
Kullanıcı avatarı
sev-guzel
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 609
Kayıt: 15 Mar 2008, 02:00

Re: 2010 Nisan H.A; ASL ve AŞK -ı

Mesaj gönderen sev-guzel »

Re: ASL ve AŞK -ı (Puan: 1)
Gönderen: papatya Tarih: 18.04.2010 Saat: 11:37
(Kullanıcı Bilgisi | Mesaj Gönder)

Her bir sözcüğün ve cümlenin üzerinde durarak uzun uzun düşünerek anlamaya çalışarak OKUdum ve ayrıca arşivime ekledim. Umarım herkese OKUmak nasip olur.

Şükranlarımızı sunuyoruz.

Allah daim etsin.
Gönlünüz muhammedi nur olsun
Saygılarımla



Re: ASL ve AŞK -ı (Puan: 1)
Gönderen: papatya Tarih: 18.04.2010 Saat: 13:25
(Kullanıcı Bilgisi | Mesaj Gönder)

Bilmediğimden dolayı sormak gereği duydum. lütfen bizi hoş görün.
ALLAHÜ ZÜ''L-CELÂL
Eksik söylenmiş gibi geliyor.
Celal'in ardından gelen ikram olduğundan celal de ikramda kendisinde mevcuttur.
Allah Celali de verir ikramı da...
Bu yüzden esmaların arsında farklı bir güzelliği olduğunu düşünürüm.
Sıkıntıların ardından gelen genişlik veren olması dolayısıyla "ALLAHÜ ZÜ''L-CELÂL VEL İKRAM" ifadesinin zikredilmesi daha doğru olmuyor mu?
Lütfen bu konuda aydınlatır mısınız?
Resim
Cevapla

“NİSAN” sayfasına dön