RAŞİD MŰRİD VE REHBER ŞEYH’E İLİŞKİN

Cevapla
Kullanıcı avatarı
aNKa
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 2797
Kayıt: 02 Eyl 2007, 02:00

RAŞİD MŰRİD VE REHBER ŞEYH’E İLİŞKİN

Mesaj gönderen aNKa »

Ana Sayfa Haberleri ~ 06-03-2011

Resim

RAŞİD MŰRİD VE REHBER ŞEYH’E İLİŞKİN

Yazar: Ebü'l-Mecd Hakîm Senâî (Kadesallahu Sirrehu)
İngilizce'den Türkçeye çeviren: Barbaros Sert

Sevri, son derece itaatkar(aşırı tevazu ve saygı ile) bir şekilde, bir itibar kazanma kaygısı içinde ,
Bâyazîdi Bestâmi’ye mükemmel bir soru sordu.
Ağlayarak dedi ki: “ Yâ Şeyh, adaletsiz kim dir , söyleyin bana?”
Şeyhi ona kanundan bir taslak vererek ona cevap verdi ve dedi ki:
“Adil olmayan(Haksız) kişi, O'nu ihmalkârlık ederek (boşta bulunarak) gün ve gecenin bir anı için dahi O'nu unutan o bahtsız kişidir. O, O'nun itaatkâr kulu değildir.”




O'nu bir nefes dahi unutursan, senin gibi utanmaz adaletsiz biri daha yoktur, ama eğer huzurda [1] olursan ve O'nun ismini zikredersen, senin varlığın O'nun emirlerini yerine getirmede kaybolur. [2] Bu yüzden kalbinde ve ruhunda O'nun üzerine düşün. Hatta bir lahza(AN) bile unutkanlığa sapma. Bu sözü aklında tut ki bu yolda daima tetikte(uyanık) olan yolcu, atılgan bir arslandır. [3]

‘Rabbine ibadette O’nu görüyormuş gibi ibadet et ’ , ve sen böylece etmezsen, ‘ Imdat, imdat (aman aman) ’ diye ağlamaya mecbur olunacaksın. Bu yüzden O’nu senin zahiri(dışarıya doğru olan) gözün ile görüyormuş gibi O’na her iki alemde de ibadet et, senin gözün O’nu görmese bile, Halık’ın seni görür.

Allah’ı anmak sadece ihtilaf(çatışma, mücadele, çelişki, zıtlık) yolunda vardır,
tefekkür [4] meclisinde yoktur:
O’nun zikri başta senin rehberin olmasına rağmen, sonunda zikretmek hiçtir. [5]
Dalgıçın denizlerde incileri aradığı kadar, su da onun ağlayışını dindirir [6];
yoklukta güvercin ‘nerede?’ diye çağırır,
(Huzurda)Hazır ise, neden ‘O(Hu)’ desin ki? [7]
O’nun huzurunda olanlar, majestelerinde zenginlerdir;
Eğer yokluk senin payın ise ağla sen.

Dinle boynu halkalı güvercinin ayrılıktan şikâyetini,
İki arpa tanesi onu neşeye(mutluluğa) çevirir;
Ama sadece hakiki memnuniyeti(mutmainliği) arayan,
Kabirdeki BİRLİK NURunu arar. [8]
Ona kabir CeNNeT bahçesidir,
Cennet onun gözünde nahoştur. [9]
O zaman sen var olacakmısın,
Selam mekânında (Dar-us Selam’da) olduğun zaman sen canda varsın, cesedde değil
Sen bu meyvesiz arayış diyarında iken,
Ya hep geride ya da ileridesin; [10]
Fakat arayanın canı bu diyarın bir kaç adım ilerisine çıktığı zaman,
Aşk yularından yakalar(gemler, dizginler). [11]
Küfür ölümdür, iman ise hayat,
Bu bütün Erlerin söylediklerinin özüdür.
Her kimki kendinden(nefsinde/benliğinde) bir an haz duyar(benlik sevinci yaşar, benlik hazzı duyar, kendi benliğinden hoşnut olur),
O, cehenneme mahkum olup, yıllarca ızdırab çeker.
Ona bahş edilmiş olan bu onur ve şerefi (değer ve kıymeti) kim üstlenecek(sahiplenecek) o zaman?
Sadece İslam’ın esasına malik(sahip, hakim) olan,
Aşk dolu ve bu aleme dogru çabalayan birisi (kendi) hayatı hakkında konuşmamalı
Bu yolda seyr edenler hayat için çileden yana ve nefsin eleminden yana bir şey bilmezler. Bu meyvesiz arayış dünyasından geçtiğin zaman(bu dünyadan öldüğün zaman), O zaman sen hayat çesmesinde ara.

DİP NOT:

[1] Kalbin huzurda olması ile , Kalp varığı ile (B’nin yorumunda bu sözcük koyulaştırılmış)

[2] Sen O’nun buyruğuna, hükmüne boyun eğmeye daldırılmış batırılmışsın. ( B’nin yorumunda bu söz koyulaştırılmış).

[3] “HAYDARu KeRRâR: Tekrarlı hamle eden arslan” Resim 4. Halife olan Hz.Ali(k.v)’dir. Bu söylem ona itaf edilmiştir ve burada referans edildiği biçimiyle: “Keennehu terahu: Rabbine onu görüyormuş gibi ibadet et Resim , ve eğer sen Onu görmesen bile O seni görür.” L’de bu söylemin benzerini Muhammed SAV’in hadisinden alıntı yapmaktadır. (BS: Bu satırın çevirisinde “görmek” kelimesi tam doğru yazılmamıştır, ingilizceye çeviren kişi direkt şiirdeki halini bozmadan düzeltmeden koymuştur, şiirin orjinalinde, uyak yakalamak ve şiirin ölçu veznine uydurmak icin değiştirilmiştir.Ben bunu “görmek” olarak degiştirdim çünku biz nesir halinde çeviri yaptığımız için bu uyak yakalamak sorun teşkil etmemekte.)

[4] B: “İlahi Özü Tefekkür( temaşa etme , şahitlik etme baglamında) . Akla getirerek Tanrının yüceltilmesi sofulukta vardır ve mücadele halindedir, ilerleme gösterilip huzura ve tefekküre gelindiğinde artık yoktur.”

[5] BS:literatürde hiç diye bahsedilen kelime ingilizcede MJS tarafindan ikinci mana olarak ‘wind’ kelimesi ile açıklanmış. Wind kelimesinin çeşitli manaları mevcuttur.
B:”hafıza yardımıyla hatırlamak ve sena etmek bu yolda olduğu gibi, tefekkür mekanına vardığın zaman(Resim Müşahade , görüş), hafıza artık orda var olmaz.,”

[6] MJS: Burada kelime oyunu var AB diye kullanılan kelime yani zamanda “su “ ve “inciler” manalarında kullanılabilmektedir bu yüzden bu kısımın manasi şu dur ki onun (inciler ) diye aradığı şey AB(su) ’ile aynı dır ki, bu boğulduğu zaman onun ağlayışlarına bir nihayet koyar , böylece Tanrı için ağlayan salik Özün tefekkürüne ulaştığı zaman, aradığı ile en sonunda sukuta erdirilir.

[7] MJS: “Kû”, (= “Nerede ?”) sözcüğü bunun yanında güvercinin kukulamasını temsil etmektedir. Öncedende ima edildiği gibi , dini ibadetlerin ALLAH’ta hazır ve nazır olan huzurda olan birisi için o anda bir önemi yoktur.

[8] B: ‘Güvercinin aşktan yana figanı, burada filozofların tartışmaları gibi bir taklit bir benzerlik olarak kullanılmış, ve bunun iki arpa tanesi değeri bile yoktur denilmekte, fakat Tanrıyı kâmil olarak bilen birisinin feryadı “Muti enta kalbe muti: Ölmeden evvel öl” söyleminin bir ifadesi gibidir.

[9] Genel görüş olarak cennet gibi. BS: Bu avamın anlayışındaki cennet kavramıdır, Kur’an-ı Kerim’de Hakk’ın vadettiği ve Resulullah Sallallahu Aleyhi Vessellem’in bize açıkladığı cennet ise bu anlayıştan uzaktır. Tasavvufta Yunus Emre(k.s)’nin “Cennet cennet dedikleri birkaç köşk ile birkaç huri..isteyene ver onları,bana SEN'i gerek SEN'i.. “ diye ifade ettiği tarzda , avamın cennet anlayışı nahoş sayılmıştır.

[10] MJS: Bedensel varlık asla tamam değildir, sen bir taraftan daha fazlasını gösteremezsin, bir seferde birisine kendinin bir tarafından daha fazlası ile hazır ol, var ol.

[11] MJS: Mülkiyeti eline alıp onu idare etmek.

EK NOT: SÜFYAN-I SEVRİ (Rahmetullahi Aleyh)Büyük velîlerden. İsmi Süfyân bin Saîd bin Mesrûk, künyesi Ebû Muhammed veya Ebû Abdullahtır. 713 (H.95) senesinde Kûfe'de doğdu. 778 (H.161)'de Basra'da vefât etti.Tebe-i tâbiînin büyüklerindendir. Zamânındaki büyük âlimlerden ilim ve edeb öğrendi. Hadîs ve fıkıh ilminde müctehîd oldu. Meşhûr âlim ve velîlerden Cüneyd-i Bağdâdî, Hamdun Kassâr bunun mezhebinde idiler. Mezhebi zamanla unutuldu.

KISALTMALAR:

L( not larda) Abdu’l-Latif ‘in tefsirine referanstır.
B(Not larda) Alâu’d-Din’in tefsirine referanstır.
Gibb= Bir Osmanlı Şiir sanatının tarihçesi, Cilt 1., E J W Gibb, Londra. Luzac&Co, 1900.
Sale= Sale’in Kur’an meali, notlar ile ( bir kaç baskısı , bir ucuz baskısı Warne & Co tarafindan yayımlandı)
Stein=Steingass’in Farsça-İngilizce Sözlüğü
BQ= Burhan-I Kati (Bir Farsça Sözlük )
BS: Barbaros Sert, Türkçeye çeviren çevirmenin sözü.
MJS: Major J.Stephenson


METNİN FARSÇA ORJİNALİ:

Resim
Resim
Resim
Resim
Resim
Cevapla

“MART” sayfasına dön