Münir DermAN ZeVKLeriMm!..
- kulihvani
- Site Admin
- Mesajlar: 12886
- Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00
Münir DermAN ZeVKLeriMm!..
IŞIĞın gÖLgeSÎNde..
DELilik çok güzeldir..
zır deliliği..hele zırzırı.. hınzırı.. çâresizi..
anadan deliliği.. deli veliliğii.. deliksiz deliliğiii..
ESkisi-YEnisi-> şu ÂN!. vE's- SeLÂM DELİ DOKTURum DermÂN!..
*
Ben Niye Ağladım >ben Niye GÜLdüm!
Ben Niye SEVindim?!. ->Niye ÜZüldüm!
ORAsı!.. BUrası!.. -> VAR-YOK >ARAsı!..
eYy kervÂN kıtMÎRi!. ÖLmeden >ÖLdüm!..
*
Hoş geldin melek hocam! teketek teras burası
...erken açtı çiçeklerim.. belki de sırrın sırası..
teketekin demliğinde.. renksiz renkli çiçeklerim..
kumruların yemliğinde.. hoş geldin hergün beklerim..
enrguvan moru önlüğün.. yoksa hastan mı yüreğim..
sapa sağlamım gördüğün.. ağlıyorum.. güleceğimm..
utanırım ben herkesten.. neden soydun çırılçıplak..
yanıyorum.. üşüyorum.. neden soğuk.. neden sıcak..
görünmezler gördüm amma.. görünmezlik yaşamadım..
burda soyunmak muammâ... -> ben zora alışamadım!..
taa ezleden baba-oğul… iz izeyiz biz ->seninle
çatma hemen kaşlarını.. dışım berbat >içim dinle!
bir acı kahve yapayım.. ak mentollü dumanım var
sohbetlerin toparladım.. kusurum çok dağlar kadar!
keskin keskin bakıp durma!. oralarda ne var ne yok?
bakışlarınla taş vurma!.. ben-sen can-tenin derdi çok!
yaşa diyorsun "sefâsız!”.. yüreğimi ez/yüzüyorlar!.
"sevdim!" diyenler vefâsız.. bin-bir kılık gez/üzüyorlar!
“yalnızlığa alış!” diyorsun!.. “hiç durma çalış!” diyorsun!..
hem dümende.. hem yelkende!.. kıtmîr >köpek biliyorsun!..
karbeyaz yelem kestiler.. -> ak saçların nasıl da gür!..
sen nasıl gençleştin böyle.. >rûhun rüzgâr gibi özgür!..
bu koltuğa yaslanırım.. >bâzen seni düşünürüm!
sende kendimi yaşarım.. sen-ben gibi >üzülürüm!..
memlûk'teki mezarında.. -> seni arıyor köstebekler..
senden kalan birkaç kadın.. başka yok yüreğin bekler!..
bana da "deli!" diyorlar.. orda da > delilik var mı?.
cehennem-cennette herkes.. sen bilirsin nûru>nâr mı?
neden sızlıyor sol yanım.. ->hasta mıyım?. >sıkkın canım!
işim çok mu – yok mu?. bilmem.. zamânım var mı sultanım?..
dün yine doktora gittim.. candan öte > ten telaşı!..
sen niye tabîbsin bu gün.. >dirim-ölüm mü at-başı!..
“söz” lerini demem elbet!.. desem öldürürler beni!
“biz-biri-iz”i sen öğrettin.. ->el-e verir miyim seni?!..
beğendin mi “tek-e tek” im.. çift yıl olacak -> bu “ekim”
neden kayboldun.. bir ân-da?.. sırr-ı sırfım!. sırr melekimm!..
*
bir acı gahve yapayım..koltuğuma oturayım.. bir duman daha yakayım!.
içim-dışımı kapayım..kıvrılıp bağdaş kurayımm..gün batımına bakayımmm!.
*
ZEVK 5374
“BİZ BİR-İZ” im.. bİSM-i KâBem.. kaDERim ile vicdÂNım
-> ANlamadı! -> ANlamıyor!. -> ANlamayacak!.. fermÂNım
ARA ->sIRA ->göster YÜZün!. GÜLü ->GÖKYÜZÜn-YERYÜZÜn
Sence -> Bence!.. İŞ BAŞI-nda!.. DELiyim!.. DELİ DeRmÂNıMm!..
23.04.13.. > 13:13
brsbrs..tktktrstkks..srrsfrnktsnd…
- nur-ye
- Özel Üye
- Mesajlar: 9091
- Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00
Re: DermAN ZeVKleriMm!..
cÂN HoCAMm!.
“TEKe TEKteki TEK ->Hocam!
GİZLi dEĞİL >GERÇEK Hocam!
GÜBREye de -> GÜLe de HAKk!
RÛHun RAHMet >MELEK Hocam!.
ZEVK 6547
RABB SÖZü ->RaSÛLün Sesi.. ->MÜNiR DermÂN >DestÂNedir!
->MuHABBette >MîM MENziLi.. ->Merkez<->Muhit MestÂNedir!
->UÇan KUŞLar.. KÖSteBEKLEr.. ->DUYun “SESi”ni ->nE OLur!
“AYIR”madan -> “GAYIR”madan.. ->“BİZ BİR-İZ”dir DostÂNedir!..
celle celâluhu..
sallallahu aleyhi ve sellem..
kaddesallahu sırrahu...
29.12.14 00:22
brsbrs..tktktrstkkmdhzÂNnn..
TÜRKÇESİ:Allahümme salli alâ seyyidinâ ve mevlânâ Muhammedîn abdike ve nebîyyîke ve Resûlike ve'n nebîyyi’l-ümmiyyi ve alâ alî seyyidinâ Muhammedin ve ezvâcihi ümmühâti’l-mü’minîne ve zürriyetihi ve Ehl-i Beytihi ve sahbihi Kemâ salleyte alâ seyyidinâ İbrâhîme ve alâ âli seyyidinâ İbrâhîme fi’l-âlemîn İnneke Hamîdun Mecîd.
MÂNÂSI: “ALLAH’ım! Kulun, Nebîn, Resûlün ve Nebîyyi’l-Ümmî’n olan Efendimiz ve sahibimiz Muhammed (sallallahu aleyhi ve sellem)’e ve Efendimiz ve Sahibimiz Muhammed (sallallahu aleyhi ve sellem)’in ailesine ve mü’minlerin anneleri eşlerine ve zürriyetine ve ehl-i beytine ve sahabelerine salât ve selâm eyle! Efendimiz İbrâhim (aleyhisselâm)’a ve Efendimiz İbrâhim (aleyhisselâm)’ın ailesine âlemler içinde salât ve selâm ettiğin gibi salât ve selâm eyle! Çünkü Sen Hamîdsin-Mecîdsin!”
(bereketli kıl: meymenetli, uğurlu, hayırlı, faydalı, saâdetli, mutlu, kutlu, birr ehli, iyilikçi kıl...)
“TEKe TEKteki TEK ->Hocam!
GİZLi dEĞİL >GERÇEK Hocam!
GÜBREye de -> GÜLe de HAKk!
RÛHun RAHMet >MELEK Hocam!.
ZEVK 6547
RABB SÖZü ->RaSÛLün Sesi.. ->MÜNiR DermÂN >DestÂNedir!
->MuHABBette >MîM MENziLi.. ->Merkez<->Muhit MestÂNedir!
->UÇan KUŞLar.. KÖSteBEKLEr.. ->DUYun “SESi”ni ->nE OLur!
“AYIR”madan -> “GAYIR”madan.. ->“BİZ BİR-İZ”dir DostÂNedir!..
celle celâluhu..
sallallahu aleyhi ve sellem..
kaddesallahu sırrahu...
29.12.14 00:22
brsbrs..tktktrstkkmdhzÂNnn..
TÜRKÇESİ:Allahümme salli alâ seyyidinâ ve mevlânâ Muhammedîn abdike ve nebîyyîke ve Resûlike ve'n nebîyyi’l-ümmiyyi ve alâ alî seyyidinâ Muhammedin ve ezvâcihi ümmühâti’l-mü’minîne ve zürriyetihi ve Ehl-i Beytihi ve sahbihi Kemâ salleyte alâ seyyidinâ İbrâhîme ve alâ âli seyyidinâ İbrâhîme fi’l-âlemîn İnneke Hamîdun Mecîd.
MÂNÂSI: “ALLAH’ım! Kulun, Nebîn, Resûlün ve Nebîyyi’l-Ümmî’n olan Efendimiz ve sahibimiz Muhammed (sallallahu aleyhi ve sellem)’e ve Efendimiz ve Sahibimiz Muhammed (sallallahu aleyhi ve sellem)’in ailesine ve mü’minlerin anneleri eşlerine ve zürriyetine ve ehl-i beytine ve sahabelerine salât ve selâm eyle! Efendimiz İbrâhim (aleyhisselâm)’a ve Efendimiz İbrâhim (aleyhisselâm)’ın ailesine âlemler içinde salât ve selâm ettiğin gibi salât ve selâm eyle! Çünkü Sen Hamîdsin-Mecîdsin!”
(bereketli kıl: meymenetli, uğurlu, hayırlı, faydalı, saâdetli, mutlu, kutlu, birr ehli, iyilikçi kıl...)
- nur-ye
- Özel Üye
- Mesajlar: 9091
- Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00
Re: DermAN ZeVKleriMm!..
MüNiR DermÂN!.. kaddesallâhu sırrahu’l-AZîZ Hocamızın tasarımı olan bir reSiM..
ZEVK 4412
ÖMRünün ÖZ-Eti İkraM.. Kerem KevserimİZ DermÂN
EsRâR Semâmızın SESi.. Yâre YOL YerimİZ DermÂN
DiNLeyene.. ANLAyana.. MuhaMMediNÛR MÛNİR-i
MîM Yürekli.. BİZ Bilekli… ERENler ERimİZ DermÂN…
13.04.11 10:45
glbşmçltşm..
- kulihvani
- Site Admin
- Mesajlar: 12886
- Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00
Re: DermAN ZeVKleriMm!..
“İnsânı ->İNSÂN ->İnsÂN EDeR!.”
MüNiR DERmÂN kaddesallahu sırrahu..
ZEVK 6768
bU ÂLEMin ÖZ ÖZeTi.. ->İns-ü-Âdem.. Abd-ü-SuLtÂN
şU SeBBeha SAHRasında.. ASLın SıRRı.. fASLı SubhÂN
bedEL-KıyAS-ŞARTLa-SeBEB ÂLEMinde DERmÂN Hocam
“insanı ->İNSÂN ki ->İnsÂN EDER!.” Dİyor kimdir İNSÂN!.
06.04.15 21:11
brsbrs..tktktrstkkmdhçlkk..
İNSÂN KİM ki..?!.:
İnsiyyet.. Âdemiyyet.. Ubudiyyet.. SultÂNiyyet..
İNS-ÂN.. ÂdeM.. BEŞER… ABDullah…
Bedenî.. Nefsî.. Kalbî.. Ruhî…
..Akıl… ..Nakl…
İNSÂN..:
İNSÂN: (Bu kelimenin aslı, lugat âlimlerince "ins" den geldiği söylenir. Kamusta da kûfiun'a göre "Nisyan-" kelimesinden geldiği zikredilmektedir.) Akıl, şuur ve imân ile diğer canlılardan ayrı, Cenâb-ı Hakk'ın en mükerrem yarattığı mahluku olup, Rabbanî ni'metleri unutkanlığı dolayısıyla insan denilmiş. * Huy ve ahlâkı yüksek. Terbiyeli.
Nisyan: Unutmak, hatırdan çıkarmak..
Kur'ÂN-ı Kerîmde İnsÂN: 64 yerde geçmektedir:
خَلَقَ الْإِنسَانَ
---“Halaka’l- insân (insâne): İnsÂNı yarattı.” (Rahmân 55/3)
فَلْيَنظُرِ الْإِنسَانُ مِمَّ خُلِقَ
---“Fel yenzuri’l- insânu mimme hulık (hulıka): İnsÂN bir baksın, hangi şeyden yaratıldı?” (Târık 86/5)
لَقَدْ خَلَقْنَا الْإِنسَانَ فِي أَحْسَنِ تَقْوِيمٍ
---“Lekad halakne’l- insâne fî ahseni takvim (takvîmin): Doğrusu, biz insÂNı en güzel bir biçimde yarattık.” (Tîn 95/4)
هَلْ أَتَى عَلَى الْإِنسَانِ حِينٌ مِّنَ الدَّهْرِ لَمْ يَكُن شَيْئًا مَّذْكُورًا
---“Hel etâ ale’l- insâni hînun mined dehri lem yekun şey’en mezkûrâ (mezkûren): Gerçekten insÂN üzerine dehirden (zamandan) öyle bir müddet geldi ki o zaman o, anılmaya değer bir şey değildi.” (İnsân (Dehr) 76/1)
يَوْمَ يَتَذَكَّرُ الْإِنسَانُ مَا سَعَى
---“Yevme yetezekkeru’l- insânu mâ seâ: İnsÂN, o gün anlar, hatırlar neye çalıştığını.” (Nâziât 79/35)
إِنَّا عَرَضْنَا الْأَمَانَةَ عَلَى السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ وَالْجِبَالِ فَأَبَيْنَ أَن يَحْمِلْنَهَا وَأَشْفَقْنَ مِنْهَا وَحَمَلَهَا الْإِنسَانُ إِنَّهُ كَانَ ظَلُومًا جَهُولًا
---“İnnâ aradne’l- emânete ale’s- semâvâti ve’l- ardı ve’l- cibâli fe ebeyne en yahmilnehâ ve eşfakne minhâ ve hameleha’l- insân (insânu), innehu kâne zalûmen cehûlâ (cehûlen): Evet Biz, o emaneti göklere, yere ve dağlara sunduk da onlar onu yüklenmeye yanaşmadılar ve ondan korktular da insÂN yüklendi onu. O gerçekten çok zalim, çok cahil bulunuyor” (Ahzâb 33/72)
بَلْ يُرِيدُ الْإِنسَانُ لِيَفْجُرَ أَمَامَهُ
---“Bel yurîdu’l- insânu li yefcure emâmeh (emâmehu): Fakat insÂN önünü (geleceğini, kıyameti) yalanlamak ister.” (Kıyâme 75/5)
يُنَبَّأُ الْإِنسَانُ يَوْمَئِذٍ بِمَا قَدَّمَ وَأَخَّرَ
---“Yunebbeu’l- insânu yevme izin bimâ kaddeme ve ahhar (ahhâre): O gün insÂNa, ileri götürdüğü ve geri bıraktığı ne varsa bildirilir.” (Kıyâme 75/13)
بَلِ الْإِنسَانُ عَلَى نَفْسِهِ بَصِيرَةٌ
---“Beli’l- insânu alâ nefsihî basîreth (basîretun): Artık insÂN, kendi kendinin şâhididir.” (Kıyâme 75/14)
أَيَحْسَبُ الْإِنسَانُ أَن يُتْرَكَ سُدًى
---“E yahsebul’insânu en yutreke sudâ (sudân).: İnsÂN, 'kendi başına ve sorumsuz' bırakılacağını mı sanıyor?” (Kıyâme 75/36)
إِنَّ الْإِنسَانَ لَفِي خُسْرٍ
---“İnne’l- insâne le fî husr (husrin): İnsÂN mutlak bir husranda” (Asr 103 /2)
***
BEŞER..:
BEŞER: (Beşere) İnsan derisinin dış yüzleri. * İnsan. Âdem..
Kur'ÂN-ı Kerîmde BEŞER: 35 yerde geçmektedir:
وَإِذْ قَالَ رَبُّكَ لِلْمَلاَئِكَةِ إِنِّي خَالِقٌ بَشَرًا مِّن صَلْصَالٍ مِّنْ حَمَإٍ مَّسْنُونٍ
---“Ve iz kâle rabbuke li’l- melâiketi innî hâlikun beşeren min salsâlin min hamein mesnûn (mesnûnin): Hani Rabbin meleklere demişti ki: "Ben kupkuru bir çamurdan, şekillenmiş kara balçıktan bir insÂN yaratacağım." (Hicr 15/28)
قَالَ لَمْ أَكُن لِّأَسْجُدَ لِبَشَرٍ خَلَقْتَهُ مِن صَلْصَالٍ مِّنْ حَمَإٍ مَّسْنُونٍ
---“Kâle lem ekun li escude li beşerin halaktehu min salsâlin min hamein mesnûn (mesnûnin).: Dedi ki: "Ben, kuru bir çamurdan, şekillenmiş bir balçıktan yarattığın beşere secde etmek için var değilim." (Hicr 15/33)
أَوْ يَكُونَ لَكَ بَيْتٌ مِّن زُخْرُفٍ أَوْ تَرْقَى فِي السَّمَاء وَلَن نُّؤْمِنَ لِرُقِيِّكَ حَتَّى تُنَزِّلَ عَلَيْنَا كِتَابًا نَّقْرَؤُهُ قُلْ سُبْحَانَ رَبِّي هَلْ كُنتُ إَلاَّ بَشَرًا رَّسُولاً
---“Ev yekûne leke beytun min zuhrufin ev terkâ fî’s- semâ semâi), ve len nu’mine li rukıyyike hattâ tunezzile aleynâ kitâben nakreuh (nakreuhu), kul subhâne rabbî hel kuntu illâ beşeren resûlâ (resûlen): "Yahut altından bir evin olmalı veya gökyüzüne yükselmelisin. Üzerimize bizim okuyabileceğimiz bir kitap indirinceye kadar senin yükselişine de inanmayız." De ki: "Rabbimi yüceltirim; ben, elçi olan bir beşerden başkası mıyım?" (İsrâ 17/93)
وَمَا جَعَلْنَا أَصْحَابَ النَّارِ إِلَّا مَلَائِكَةً وَمَا جَعَلْنَا عِدَّتَهُمْ إِلَّا فِتْنَةً لِّلَّذِينَ كَفَرُوا لِيَسْتَيْقِنَ الَّذِينَ أُوتُوا الْكِتَابَ وَيَزْدَادَ الَّذِينَ آمَنُوا إِيمَانًا وَلَا يَرْتَابَ الَّذِينَ أُوتُوا الْكِتَابَ وَالْمُؤْمِنُونَ وَلِيَقُولَ الَّذِينَ فِي قُلُوبِهِم مَّرَضٌ وَالْكَافِرُونَ مَاذَا أَرَادَ اللَّهُ بِهَذَا مَثَلًا كَذَلِكَ يُضِلُّ اللَّهُ مَن يَشَاء وَيَهْدِي مَن يَشَاء وَمَا يَعْلَمُ جُنُودَ رَبِّكَ إِلَّا هُوَ وَمَا هِيَ إِلَّا ذِكْرَى لِلْبَشَرِ
---“Ve mâ cealnâ ashâben nâri illâ melâiketen ve mâ cealnâ ıddetehum illâ fitneten lillezîne keferû li yesteykınellezîne ûtû’l- kitâbe ve yezdâdellezîne âmenû îmânen ve lâ yertâbellezîne ûtû’l- kitâbe vel mu’minûne, ve li yekûlellezîne fî kulûbihim maradun ve’l- kâfirûne mâzâ erâdallâhu bi hâzâ meselâ (meselen), kezâlike yudıllullâhu men yeşâu ve yehdî men yeşâ (yeşâu), ve mâ ya’lemu cunûde rabbike illâ hû (huve), ve mâ hiye illâ zikrâ li’l- beşer (beşeri): Hem biz o ateşin muhafızlarını hep Melâike yaptık, sayılarını da ancak küfr edenler için bir fitne kıldık ki kitab verilmiş olanlar yakîn edinsin ve iyman edenlere iyman artırsın, kitab verilenler ve mü'minler şübhelenmesin, kalblerinde bir maraz bulunanlarla kâfirler de desin: Allah bununla meselâ ne murad etmiş? İşte böyle Allah dilediğini şaşırtır, dilediğini de yola getirir ve rabbının ordularını ancak kendisi bilir ve o ancak bir öğüttür düşünmek için beşer” (Muddessir 74/31)
İNS..:
İns: İNSÂN..
“İns” kelimesi Kur'ÂN-ı Kerîmde “cin” ile birlikte:
En'âm 4/112,128,130; A’râf 7/38,179; İsrâ 17/88; Neml 27/17; Fussilet 41/25,29;
Ahkâf 46/18; Zâriyât 51/56; Rahmân 55/33,39,56,74; Cinn 72/5,6..
وَأَنَّهُ كَانَ رِجَالٌ مِّنَ الْإِنسِ يَعُوذُونَ بِرِجَالٍ مِّنَ الْجِنِّ فَزَادُوهُمْ رَهَقًا
---“Ve ennehu kâne ricâlun mine’l- insi yeûzûne bi ricâlin mine’l- cinni fe zâdûhum rehekâ (rehekan): "Bir de şu gerçek var: İnsÂNlardan bazı adamlar, cinlerden bazı adamlara sığınırlardı. Öyle ki, onların azgınlıklarını arttırırlardı." (Cinn 72/6)
“İns” kelimesi Kur'ÂN-ı Kerîmde “cin” ile birlikte olmadan geçmektedir;
فَكُلِي وَاشْرَبِي وَقَرِّي عَيْنًا فَإِمَّا تَرَيِنَّ مِنَ الْبَشَرِ أَحَدًا فَقُولِي إِنِّي نَذَرْتُ لِلرَّحْمَنِ صَوْمًا فَلَنْ أُكَلِّمَ الْيَوْمَ إِنسِيًّا
---“Fe kulî veşrabî ve karrî aynâ (aynen), fe immâ terayinne mine’l- beşeri ehaden fe kûlî innî nezertu lir rahmâni savmen fe len ukellime’l- yevme insiyyâ (insiyyen): Artık ye, iç, gözün aydın olsun, bunun üzerine şayed beşerden birini görürsen ben, de: rahmana oruç adadım, onun için bu gün hiç bir inse söz söylemiyeceğim” (Meryem 19/26)
MüNiR DERmÂN kaddesallahu sırrahu..
ZEVK 6768
bU ÂLEMin ÖZ ÖZeTi.. ->İns-ü-Âdem.. Abd-ü-SuLtÂN
şU SeBBeha SAHRasında.. ASLın SıRRı.. fASLı SubhÂN
bedEL-KıyAS-ŞARTLa-SeBEB ÂLEMinde DERmÂN Hocam
“insanı ->İNSÂN ki ->İnsÂN EDER!.” Dİyor kimdir İNSÂN!.
06.04.15 21:11
brsbrs..tktktrstkkmdhçlkk..
İNSÂN KİM ki..?!.:
İnsiyyet.. Âdemiyyet.. Ubudiyyet.. SultÂNiyyet..
İNS-ÂN.. ÂdeM.. BEŞER… ABDullah…
Bedenî.. Nefsî.. Kalbî.. Ruhî…
..Akıl… ..Nakl…
İNSÂN..:
İNSÂN: (Bu kelimenin aslı, lugat âlimlerince "ins" den geldiği söylenir. Kamusta da kûfiun'a göre "Nisyan-" kelimesinden geldiği zikredilmektedir.) Akıl, şuur ve imân ile diğer canlılardan ayrı, Cenâb-ı Hakk'ın en mükerrem yarattığı mahluku olup, Rabbanî ni'metleri unutkanlığı dolayısıyla insan denilmiş. * Huy ve ahlâkı yüksek. Terbiyeli.
Nisyan: Unutmak, hatırdan çıkarmak..
Kur'ÂN-ı Kerîmde İnsÂN: 64 yerde geçmektedir:
خَلَقَ الْإِنسَانَ
---“Halaka’l- insân (insâne): İnsÂNı yarattı.” (Rahmân 55/3)
فَلْيَنظُرِ الْإِنسَانُ مِمَّ خُلِقَ
---“Fel yenzuri’l- insânu mimme hulık (hulıka): İnsÂN bir baksın, hangi şeyden yaratıldı?” (Târık 86/5)
لَقَدْ خَلَقْنَا الْإِنسَانَ فِي أَحْسَنِ تَقْوِيمٍ
---“Lekad halakne’l- insâne fî ahseni takvim (takvîmin): Doğrusu, biz insÂNı en güzel bir biçimde yarattık.” (Tîn 95/4)
هَلْ أَتَى عَلَى الْإِنسَانِ حِينٌ مِّنَ الدَّهْرِ لَمْ يَكُن شَيْئًا مَّذْكُورًا
---“Hel etâ ale’l- insâni hînun mined dehri lem yekun şey’en mezkûrâ (mezkûren): Gerçekten insÂN üzerine dehirden (zamandan) öyle bir müddet geldi ki o zaman o, anılmaya değer bir şey değildi.” (İnsân (Dehr) 76/1)
يَوْمَ يَتَذَكَّرُ الْإِنسَانُ مَا سَعَى
---“Yevme yetezekkeru’l- insânu mâ seâ: İnsÂN, o gün anlar, hatırlar neye çalıştığını.” (Nâziât 79/35)
إِنَّا عَرَضْنَا الْأَمَانَةَ عَلَى السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ وَالْجِبَالِ فَأَبَيْنَ أَن يَحْمِلْنَهَا وَأَشْفَقْنَ مِنْهَا وَحَمَلَهَا الْإِنسَانُ إِنَّهُ كَانَ ظَلُومًا جَهُولًا
---“İnnâ aradne’l- emânete ale’s- semâvâti ve’l- ardı ve’l- cibâli fe ebeyne en yahmilnehâ ve eşfakne minhâ ve hameleha’l- insân (insânu), innehu kâne zalûmen cehûlâ (cehûlen): Evet Biz, o emaneti göklere, yere ve dağlara sunduk da onlar onu yüklenmeye yanaşmadılar ve ondan korktular da insÂN yüklendi onu. O gerçekten çok zalim, çok cahil bulunuyor” (Ahzâb 33/72)
بَلْ يُرِيدُ الْإِنسَانُ لِيَفْجُرَ أَمَامَهُ
---“Bel yurîdu’l- insânu li yefcure emâmeh (emâmehu): Fakat insÂN önünü (geleceğini, kıyameti) yalanlamak ister.” (Kıyâme 75/5)
يُنَبَّأُ الْإِنسَانُ يَوْمَئِذٍ بِمَا قَدَّمَ وَأَخَّرَ
---“Yunebbeu’l- insânu yevme izin bimâ kaddeme ve ahhar (ahhâre): O gün insÂNa, ileri götürdüğü ve geri bıraktığı ne varsa bildirilir.” (Kıyâme 75/13)
بَلِ الْإِنسَانُ عَلَى نَفْسِهِ بَصِيرَةٌ
---“Beli’l- insânu alâ nefsihî basîreth (basîretun): Artık insÂN, kendi kendinin şâhididir.” (Kıyâme 75/14)
أَيَحْسَبُ الْإِنسَانُ أَن يُتْرَكَ سُدًى
---“E yahsebul’insânu en yutreke sudâ (sudân).: İnsÂN, 'kendi başına ve sorumsuz' bırakılacağını mı sanıyor?” (Kıyâme 75/36)
إِنَّ الْإِنسَانَ لَفِي خُسْرٍ
---“İnne’l- insâne le fî husr (husrin): İnsÂN mutlak bir husranda” (Asr 103 /2)
***
BEŞER..:
BEŞER: (Beşere) İnsan derisinin dış yüzleri. * İnsan. Âdem..
Kur'ÂN-ı Kerîmde BEŞER: 35 yerde geçmektedir:
وَإِذْ قَالَ رَبُّكَ لِلْمَلاَئِكَةِ إِنِّي خَالِقٌ بَشَرًا مِّن صَلْصَالٍ مِّنْ حَمَإٍ مَّسْنُونٍ
---“Ve iz kâle rabbuke li’l- melâiketi innî hâlikun beşeren min salsâlin min hamein mesnûn (mesnûnin): Hani Rabbin meleklere demişti ki: "Ben kupkuru bir çamurdan, şekillenmiş kara balçıktan bir insÂN yaratacağım." (Hicr 15/28)
قَالَ لَمْ أَكُن لِّأَسْجُدَ لِبَشَرٍ خَلَقْتَهُ مِن صَلْصَالٍ مِّنْ حَمَإٍ مَّسْنُونٍ
---“Kâle lem ekun li escude li beşerin halaktehu min salsâlin min hamein mesnûn (mesnûnin).: Dedi ki: "Ben, kuru bir çamurdan, şekillenmiş bir balçıktan yarattığın beşere secde etmek için var değilim." (Hicr 15/33)
أَوْ يَكُونَ لَكَ بَيْتٌ مِّن زُخْرُفٍ أَوْ تَرْقَى فِي السَّمَاء وَلَن نُّؤْمِنَ لِرُقِيِّكَ حَتَّى تُنَزِّلَ عَلَيْنَا كِتَابًا نَّقْرَؤُهُ قُلْ سُبْحَانَ رَبِّي هَلْ كُنتُ إَلاَّ بَشَرًا رَّسُولاً
---“Ev yekûne leke beytun min zuhrufin ev terkâ fî’s- semâ semâi), ve len nu’mine li rukıyyike hattâ tunezzile aleynâ kitâben nakreuh (nakreuhu), kul subhâne rabbî hel kuntu illâ beşeren resûlâ (resûlen): "Yahut altından bir evin olmalı veya gökyüzüne yükselmelisin. Üzerimize bizim okuyabileceğimiz bir kitap indirinceye kadar senin yükselişine de inanmayız." De ki: "Rabbimi yüceltirim; ben, elçi olan bir beşerden başkası mıyım?" (İsrâ 17/93)
وَمَا جَعَلْنَا أَصْحَابَ النَّارِ إِلَّا مَلَائِكَةً وَمَا جَعَلْنَا عِدَّتَهُمْ إِلَّا فِتْنَةً لِّلَّذِينَ كَفَرُوا لِيَسْتَيْقِنَ الَّذِينَ أُوتُوا الْكِتَابَ وَيَزْدَادَ الَّذِينَ آمَنُوا إِيمَانًا وَلَا يَرْتَابَ الَّذِينَ أُوتُوا الْكِتَابَ وَالْمُؤْمِنُونَ وَلِيَقُولَ الَّذِينَ فِي قُلُوبِهِم مَّرَضٌ وَالْكَافِرُونَ مَاذَا أَرَادَ اللَّهُ بِهَذَا مَثَلًا كَذَلِكَ يُضِلُّ اللَّهُ مَن يَشَاء وَيَهْدِي مَن يَشَاء وَمَا يَعْلَمُ جُنُودَ رَبِّكَ إِلَّا هُوَ وَمَا هِيَ إِلَّا ذِكْرَى لِلْبَشَرِ
---“Ve mâ cealnâ ashâben nâri illâ melâiketen ve mâ cealnâ ıddetehum illâ fitneten lillezîne keferû li yesteykınellezîne ûtû’l- kitâbe ve yezdâdellezîne âmenû îmânen ve lâ yertâbellezîne ûtû’l- kitâbe vel mu’minûne, ve li yekûlellezîne fî kulûbihim maradun ve’l- kâfirûne mâzâ erâdallâhu bi hâzâ meselâ (meselen), kezâlike yudıllullâhu men yeşâu ve yehdî men yeşâ (yeşâu), ve mâ ya’lemu cunûde rabbike illâ hû (huve), ve mâ hiye illâ zikrâ li’l- beşer (beşeri): Hem biz o ateşin muhafızlarını hep Melâike yaptık, sayılarını da ancak küfr edenler için bir fitne kıldık ki kitab verilmiş olanlar yakîn edinsin ve iyman edenlere iyman artırsın, kitab verilenler ve mü'minler şübhelenmesin, kalblerinde bir maraz bulunanlarla kâfirler de desin: Allah bununla meselâ ne murad etmiş? İşte böyle Allah dilediğini şaşırtır, dilediğini de yola getirir ve rabbının ordularını ancak kendisi bilir ve o ancak bir öğüttür düşünmek için beşer” (Muddessir 74/31)
İNS..:
İns: İNSÂN..
“İns” kelimesi Kur'ÂN-ı Kerîmde “cin” ile birlikte:
En'âm 4/112,128,130; A’râf 7/38,179; İsrâ 17/88; Neml 27/17; Fussilet 41/25,29;
Ahkâf 46/18; Zâriyât 51/56; Rahmân 55/33,39,56,74; Cinn 72/5,6..
وَأَنَّهُ كَانَ رِجَالٌ مِّنَ الْإِنسِ يَعُوذُونَ بِرِجَالٍ مِّنَ الْجِنِّ فَزَادُوهُمْ رَهَقًا
---“Ve ennehu kâne ricâlun mine’l- insi yeûzûne bi ricâlin mine’l- cinni fe zâdûhum rehekâ (rehekan): "Bir de şu gerçek var: İnsÂNlardan bazı adamlar, cinlerden bazı adamlara sığınırlardı. Öyle ki, onların azgınlıklarını arttırırlardı." (Cinn 72/6)
“İns” kelimesi Kur'ÂN-ı Kerîmde “cin” ile birlikte olmadan geçmektedir;
فَكُلِي وَاشْرَبِي وَقَرِّي عَيْنًا فَإِمَّا تَرَيِنَّ مِنَ الْبَشَرِ أَحَدًا فَقُولِي إِنِّي نَذَرْتُ لِلرَّحْمَنِ صَوْمًا فَلَنْ أُكَلِّمَ الْيَوْمَ إِنسِيًّا
---“Fe kulî veşrabî ve karrî aynâ (aynen), fe immâ terayinne mine’l- beşeri ehaden fe kûlî innî nezertu lir rahmâni savmen fe len ukellime’l- yevme insiyyâ (insiyyen): Artık ye, iç, gözün aydın olsun, bunun üzerine şayed beşerden birini görürsen ben, de: rahmana oruç adadım, onun için bu gün hiç bir inse söz söylemiyeceğim” (Meryem 19/26)
- kulihvani
- Site Admin
- Mesajlar: 12886
- Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00
Re: DermAN ZeVKleriMm!..
ELESt’in >mAHşERi DermÂN!
AŞKın harmÂN yERi DermÂN!
->“SıRr-ı SIFIRr SIRATı”-nda
->ALLAH DOStu>ERi DermÂN!
ZEVK 6819
“ALLAH’ın KULu OL!.”ursun.. ->“ALLAHça >SÖZ”ü >DUYarsan!
ARAPÇa ->HaRFLerin ŞEKLi.. ->“MuhaMMedce SeS”e>UYarsan!
ŞÂHdamardan ->AKREB RABBın ALLAH!
->“HaBLi’L- VERîD”indir ->RaSûLALLAH!
cÂNda cÂNÂN.. KULda SuLtÂN -> seN de ->“HALİFesi OL!.”ursan!.
21.05.15 01:01
brsbbrs.tktktrstkkmdskûtt..
- YA HAY
- Dost Üye
- Mesajlar: 70
- Kayıt: 18 Eyl 2011, 08:15
Re: DermAN ZeVKleriMm!..
Gül bağında gül serilir
Muhabbete can verilir
Sultâna varıp kul gelinir
Ölü gidene; Hay derilir..
Bu meclisi akıl tartmaz
Dost ateşi sîne yakmaz
Ol şarabın sarhoş etmez
Âdem olana; Aşk belenir...
Muhabbete can verilir
Sultâna varıp kul gelinir
Ölü gidene; Hay derilir..
Bu meclisi akıl tartmaz
Dost ateşi sîne yakmaz
Ol şarabın sarhoş etmez
Âdem olana; Aşk belenir...
Ey gönül! Ne tuhaf değil mi? Bir ömür, şah damarından daha yakın bir Sevgiliyi aramakla geçiyor.
- Gariban
- Moderatör
- Mesajlar: 2834
- Kayıt: 25 Tem 2007, 02:00
Re: DermAN ZeVKleriMm!..
Mezarda arama beni, dedin diye aramadık
Sadırlarda bulduk seni, yerde gökte taramadık
Melek hocam geçtin gittin, iz bıraktın izleyene
Köstebekler gibi gizli, çift kapılı olamadık
Sadırlarda bulduk seni, yerde gökte taramadık
Melek hocam geçtin gittin, iz bıraktın izleyene
Köstebekler gibi gizli, çift kapılı olamadık
- kulihvani
- Site Admin
- Mesajlar: 12886
- Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00
Re: DermAN ZeVKleriMm!..
HÂL-i HaZıR HAriTASı
NÛR-u MuhaMMed NirENgi
KaLB KAzANı ->KaFa TASı
YEDi rENgin >AŞK MihENgi!.
SENden bANA Miras-ı cÂN
SıRR-ı SIFIR SEVd SANCı!.
NÛR-u Dev MüNiR DERMÂN
KÛN feyeKÛN KUL SATRANCı!.
ZEVK 6851
Şe’ÂN ŞâHiDin İŞLeri->HAKkta>HAKktan>HAKka>HAKk’La
->AKLen>NAKLen UYAN!.mazsa ->insÂNLarın İŞi “HALK”La
CihÂNda ->cÂNLar cENginde..
ABDLik<->RABBLik MihENginde..
KÛN>feyeKÛN->KURTUL!.acak ->insÂNLar ->İNSÂN OLmakLa!.
30.05.14 ->10:19
brsbrs..tktktrstkkmdsüKÛNNn..
“insÂNı ->İNSÂN ->İNSÂN EDer!.”
Münir DERMÂN
kaddesallahu sırrahu
insÂN: AKLı dünyaperest, ham, yoz, çiğ insancık..
İNSÂN: AKL-ı SiLM AbdULLAH MuhaMMedî KâMiL-ÂRif-ÂŞıK..
yiNE Bıraktığın giBi
insancıkLar sAVaşıYOR!.
Öksüz-Yetim Kalan SEVgi
KeŞiŞ DAĞInda YAŞıYOR!.
RûHun Şâd OLsun RaHmetULLAH Yağsınn Azîz Hocam kaddesallahu sırrahu..
- kulihvani
- Site Admin
- Mesajlar: 12886
- Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00
Re: DermAN ZeVKleriMm!..
cÂN HoCAMm!.
->TEKe TEKteki ->TEK ->Hocam!
->GİZLi dEĞİL >GERÇEK Hocam!
->GÜBREye de -> GÜLe de HAKk!
RÛHun RAHMet >MELEK Hocam!.
-> “ÂLeM”in ASLı -> MuhaMMed
HAKk ASLı-n fASLı ->MuhaMMed
>“feyeKÛN hASLı” ->MuhaMMed
“NİÇİN”i ->“nASL”ı->MuhaMMed!.
..aleyhisselâm..
ZEVK 7135
İnsÂNoğLu BiNBiR ÂLeM.. ->ASLın ->fASLı ->biRr DAMLa Su!
->ON SEkİZ biN ÂLeM ->OL-ÂN ->NÛR-u MuhaMMedî DUYgu!
İNSÂN ->“SES”ini DUYarsa
->NEFsi->NEBÎ-Sine UYarsa
“LÂ Huve ->İLLâ Huve!.” ->CÜMMLe CihÂN ->OL-ÂN >Yâ HUu!.
03.10.15 23:09
brsbrsa..tktktrstkkmdgnlmdhyrÂNn..
EHL-i divÂNe >DERMÂNım!
HÂL-i PervÂNe>DERMÂNım!
AŞK KervÂNın >KıtMÎRiyim!
YÂD'a Bî-gÂNe >DERMÂNım!.
->HaSbî HiZmet ->HiZmetKÂRı!
HÂL-i Hazır >“HU”da>“HAYy” Dost!
->“HUu PERDESİ”-n -> ANAhtÂRı
BUhar>BULut >“SU”da>“HAYy” Dost!.
“İnsânı ->İNSÂN ->İnsÂN EDeR!.”
MüNiR DERmÂN kaddesallahu sırrahu..
RÛHun Ebeden ŞÂD OLsun RAHmet Dolsun AzÎz DermÂN Hocam kaddesallahu sırrahu..
Yâ HU
celle celâluhu!..
Hep erenler Hû ile kaldırdılar "Hû Perdesi" n, GÖRdüler
Hû kaplamış onsekiz bin âlemi.. Zât-ı Hakk’ı buldular.. Buluştular bir Hû ile…
M. D..
HÛ: NEDiR?..
Zât-ı Hakk: Vâcibu’l- vüCÛDu mutlak olan ZÂTuLLaH..
El Hakku :
18 000 âlem:
Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem : «ALLAHu Taâlâ'nın on sekiz bin âlemi var; sizin şu dünyânız o âlemin ancak biri sayılır.» buyurmuştur.
(Abdullah ibn Abbas radiyallâhu anhudan; Muhyiddin Arabî; Lübbü’l- LüB, Hazret-i Hamsa)
MuhaMMedî MeLÂMette 18 000 âlem, kesretten kinâyedir.
KÛN RABB SÖZÜn feyeKÛN SESi-Nefesi-Nefsi RASÛLuLLAH Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem dir..
Er RABB sıfatullahı KeVN Kaynağıdır.
RaBBu’l-Âlemin ÂLEMlerini; Takdir-Tedbir-Tedvir-Terci’ eden/etmekte/edecek OL-AN ALLAH celle celâluhudur.
KeVniyyette Rubûbiyyet-Resûliyyet Sırrını iyi ANlamalıyız inşâe ALLAH!.
وَمَا قَدَرُوا اللَّهَ حَقَّ قَدْرِهِ وَالْأَرْضُ جَمِيعًا قَبْضَتُهُ يَوْمَ الْقِيَامَةِ وَالسَّماوَاتُ مَطْوِيَّاتٌ بِيَمِينِهِ سُبْحَانَهُ وَتَعَالَى عَمَّا يُشْرِكُونَ
“Ve mâ kaderûllâhe hakka kadrihî vel ardu cemîan kabdatuhu yevmel kıyâmeti ves semâvâtu matviyyâtun bi yemînih(yemînihi), subhânehu ve te’âlâ ammâ yuşrikûn(yuşrikûne): Onlar, ALLAH'ın kadrini hakkıyla takdir edemediler. Oysa kıyâmet günü yer, bütünüyle O'nun avucu (kabzası)ndadır; gökler de sağ eliyle dürülüp bükülmüştür. O, şirk koştuklarından münezzeh ve yücedir.”
(Zumer 39/67)
Bezm-i Elest.. Şe’ÂN.. Mahşer-i kübRÂ…
ŞeÂN, maddî-manevî her Şeyin, her AN yeniden nESL-i Cedîd mevCÛDiyyet OLuşumudur.. NûR-u MîM Hakîkat-ı MuhaMMediyye Yaşayışıdır.
18 000 ÂLEMin MustaFÂsı SıRRI, akıllarımızın bu ıstıfa-sellekte- elemeleri tekemmülüyle mümkündür.
Akıl labirentelerinde kısır felsefe döngülerindekiler akıl ve mantık deyip ayak direrken,
AKLını nAKLuLlaha, mantıkını Mesned-i MuhaMMede kilitleyen MuhaMMedî Tasavvuf Hasbî Hizmetçileri,
Kur'ân-ı Kerîm ve Sahih Hadis-i Şerif şiFÂlarıyla şeHâdet Şerefini YAŞArlar..
18 000 âlemin AKL u NAKl AYNası Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem için Kur'ân-ı Kerîm'imİZde pek çok âyet-i celîler vardır;
وَمَا أَرْسَلْنَاكَ إِلَّا رَحْمَةً لِّلْعَالَمِينَ
“Ve mâ erselnâke illâ rahmeten lil âlemîn: (Rasûlum!) Biz seni âlemlere- kâinâta ancak rahmet olarak gönderdik.”
(Enbiyâ 21/107)
Ve diğerleri;
Sebe' 34/28; A'raf 7/158; Ahzab 33/21, 36, 40; Tevbe 9/128; Âl-i İmrân 3/31; Nisa 4/59; Nisa 4/ 65,80 ve başka âyetlerde Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem tanıtılmıştır.
Hadis-i şeriflerdeyse;
Kur'ân-ı Kerîm'imizin EMRiyle, Teslim olmaya, Îman etmeye, Tâbi olup İtâat etmeye Muhtaç-Mecbur-Me’mur ve Mahkum olduğumuz sevgili Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem Efendimiz kendisini 18 000 ÂLeMe Tanıtmaktadır:
Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem: “Kıyâmet günü teb'ası en çok olan peygamber benim. Cennetin kapısını ilk açacak olan benim.” buyrumuştur.
(Müslim)
Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem: “Cennetin kapısına gelip çalarım. Cennetin bekçisi "Senden evvel hiç kimseyi cennete koymamakla emrolundum” buyurmuştur.
(Müslim)
Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem: “Kabirden ilk kaldırılacak olan benim. İnsanlar toplanmaya başladıkları zaman onlara ilk hitap edecek olan benim. Onlar ümidsizliğe düştükleri zaman onlara ilk müjdeyi ben vereceğim. O gün Livau'l-Hamd benim elimdedir. Ben ALLAH indinde âdemoğlunun en şereflisiyim. fakat öğünmem!” buyurmuştur.
(Tirmizî)
Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem: “Cenâb-ı HAKK tarafından bir melek gelip, ümmetimin yarısının cennete girmesi ile şefaattan birini seçmem husûsunda beni serbest bıraktı. Ben şefaatı tercih ettim. Şefaatım, ALLAH'a hiç bir şekilde şirk koşmayanlaradır.” buyurmuştur.
(Tirmizî)
Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem: “Kıyâmet günü âdemoğlunun efendisi benim, öğünmem. Livau’l-Hamd benim elimdedir. O gün bütün peygamberler benim sancağım altında toplanacaktır. O gün ilk şefaat edecek olan benim, ancak öğünmem” buyurmuştur.
(Tirmizî)
Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem: “Kıyâmet günü ben, bütün peygamberlerin imamı, hatibi ve hepsinin şefaatçisi olacağım, ancak öğünmem.” buyurmuştur.
(Tirmizî)
Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem: “Ben Cevamiu’l-kelim ile gönderildim. Düşmanlarımın kalbine korku vermekle yardım olundum. Ben uyku ile uyanıklık arasında iken bütün yeryüzü hazinelerinin anahtarları getirilip elime konuldu” buyurmuştur.
(Buharî)
Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem: “ALLAHu Teâlâ Âdemoğlundan İsmail'i, İsmail'den Beni Kinane kabilesini, Beni Kinane'den Kureyş kabilesini, Kureyş'ten Haşimoğullarını, onlardan da beni seçerek peygamber göndermiştir.” buyurmuştur.
(Tirmizî)
Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem: “ALLAHu Teala beni, insanlara şiddetli davranmak ve onları zelil etmek için değil, daima kolaylaştırıcı ve öğretici olarak gönderdi."
(Müslim)
Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem: “Ben peygamberlerin seyyidiyim, öğünmem. Peygamberlerin sonuncusuyum, öğünmem.” buyurmuştur.
(Darimî)
Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem: “Ben, benden evvel gelen ve sonradan gelecek olan bütün insanların peygamberiyim.” buyurmuştur.
(İbni Sa'd)
Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem: “Cennetin kapısını ilk açacak olan benim. O kapıdan gelecek olan sesden daha güzel bir sesi hiç bir kulak işitmemiştir.” buyurmuştur.
(İbni Neccâr)
Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem: “ALLAHu Teâlâ İbrâhîm aleyhi's-selâm'ı dost, Mûsâ aleyhi's-selâm'ı sırdaş, beni de habîbi olarak kabul buyurdu, ALLAHu Teâlâ, "İzzetim ve celalim hakkı için, ben habîbimi dostum ve sırdaşıın üzerine tercih ettim" buyurmuştur.
(Beyhakî)
Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem: “Beni RABBim terbiye ettiği için güzel terbiye etti.” buyurmuştur.
(İbni Süm'anî)
Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem: “Âdemoğlunun en hayırlısı beştir: Nuh, İbrâhîm, Mûsâ, 'Îsâ ve Muhammed (Aleyhimu's-selâm). Bunların da en hayırlısı Muhammed'dir.” buyurmuştur.
(İbni Asâkir)
Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem: “Annem, benim doğumumda, Busra'nın saraylarını aydınlatan bir nur müşâhede etmiştir.” buyurmuştur.
(İbni Sa'd)
Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem: “Cebrâîl aleyhi's-selâm bana, "Yeryüzünde Hz. Muhammed aleyhi's-selâm'dan daha faziletli birini görmedim" buyurdu.
(ibni Asakir)
Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem: “Benim nesebim ve sebebimden başka her neseb ve sebep kıyâmet gününde bitip tükenecektir.” buyurmuştur.
(Taberanî)
Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem: “Yaratılanların en evveli, peygamber olarak da en son gönderileni benim.” buyurmuştur.
(İbni Sa'd)
Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem: “Ben, Âdem ruh ile cesed arasında iken nebı idim.” buyurmuştur.
(Taberanî)
Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem: “İki hasletle Âdem aleyhi's-selâm'ın üzerine faziletli kılındım: Âdem aleyhi's-selâm'ın şeytanı kâfirdi, benim şeytanım ALLAH'ın yardımı ile müslüman olmuştur. Onun hanımı hatâsına yardım etmişti, benim hanımlarım bana hayırda yardımcı oldular.” buyurmuştur.
(Beyhakî)
Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem: “ALLAHu Teâlâ beni, güzel ahlâkı ve güzel amelleri tamamlamak üzere peygamber olarak gönderdi.” buyurmuştur.
(Taberanî)
Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem: “Sizin namazınızdaki rüku ve huşûunuz bana gizli değildir. Ben sizi sırtımın arkasından da görüyorum.” buyurmuştur.
(Beyhakî).
Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem: “Yâ Âişe' ... (Kibrinden dolayı) Benim yüzüme bakmaktan mahrum olanlara çok yazıklar olsun. Mü'min ve kâfir herkes benim yüzüme bakmayı arzu eder.” buyurmuştur.
(ibni Asâkir)
Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem: “ALLAHu Teâlâ'yı kıyâmet gününde ilk görecek göz, benim gözlerimdir.” buyurmuştur.
(Deylemî)
Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem: “İnsanların ve cinnlierin kafirlerinden başka her şey benim peygamber olduğumu tasdik eder.” buyurmuştur.
(Taberanî)
Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem: “Yâ Âişe! ... Eğer dileseydim, dağlar altın ve gümüş olarak benimle berâber yürürlerdi.” buyurmuştur.
(İbni Sa'd)
Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem: “Dikkat edin! Vallâhi ben hem yeryüzünde, hem gökyüzünde "Emîn" kimseyim.” buyurmuştur.
(Taberanî)
Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem: “Vallâhi benden sonra size daha âdil davranacak kimse bulamazsınız.” buyurmuştur.
(Taberanî)
HÛ: NEDiR?..:
AKıL-Mantık.. nAKiL-MeSNeD
ÖMRünce.. ÖMRümce Hocam
Kur'ÂN-Hadis.. HasBÎ Hizmet
GÖNLÜNce.. Gönlümce Hocamm.. kaddesallahu sırrahu…
Kul ihvÂNi kıtMİRindir
BİLinmez BİRi.. BİRindir
Lâ HUVE İLLÂ HU.. ALLAH celle celâluhu..
ÖLmeden ÖL-sün.. DİRindir…
ERvAHın cÜMMle CEM’i Ravza-yı Mutahhara Mukaddesliğinde MesKÛN RUH-una HaYy es SeLÂM OLsun Azîz DERmÂN Hocam!..
O ALLAH ki O'ndan başka El İLÂH yoktur
ALLAH
ALLAH
LİLLAH
LEHU..
HUUU!..
Celle Celâluhu…
ZEVK 4285
SeBeB “SeBBeHa” sı DeVR-ÂN ->BeDeN-lerin HâSLı ALLAH celle celâluhu
->SoN-UÇ MüNTeHası SeYR-ÂN -> NeFiS-lerin FaSLı ALLAH celle celâluhu
->"cÂN cÂNÂN CeM"-inde ->CeVL-ÂN -> HâL-i HaZıR HuZuR -> HaYR-ÂN
->NûR-u MîM-in M a Z H a R-ında ->“OL-AN” ların ASLı ALLAH celle celâluhu…
26.12.10 01:29
nrm.alâim-i semâ…
HâSL:Peydâ oluş. Husûle geliş. Çıkış, meydana geliş.
MüNTeHa:Son, en son derece, en son yer, nihâyet. Son uç.
FaSL:Hak söz. Hak ile bâtılın arasını fark ve temyiz ile olan hüküm ve kazâ.
ASL:Temel, esas, kök. Bidâyet. Mebde', dip, hakîkat. Hâlis, sâfi.
M a Z H a R:Bir şeyin göründüğü, izhar olunduğu yer. Oratya çıktığı yer.
SeBBeHa: tesbih eder. Yüzer. Döner durur. Akl-ı Silm bilir ki ATOM yaratıldığı günden beri durmadan dönmektedir ve kıyâmete kadar da dönecektir. Enerjiyi nerden almakta ve alacak sorusunun cevâbının “Kun feyekun” olduğunu materyalist fizik çok geç anlayacaktır sanırım.
يُسَبِّحُ لِلَّهِ مَا فِي السَّمَاوَاتِ وَمَا فِي الْأَرْضِ الْمَلِكِ الْقُدُّوسِ الْعَزِيزِ الْحَكِيمِ
--- “Yusebbihu lillâhi mâ fî's-semâvâti ve mâ fî'l-ardı'l-meliki'l-kuddûsi'l-azîzi'l-hakîm(hakîmi) : Göklerde ve yerde olanların hepsi, mülkün sâhibi, eksiklikten münezzeh, azîz ve hakîm olan ALLAH'ı tesbih eder.”
(Cuma 62/1)
Kendisine verilen sınırlı, sorumlu, izâfi ve geçici nimetlerlerle (cüz'i akıl, cüz'i irade vd.) kulluk imtihanını nefes nefes yaşayan insanoğlunun AKLı;
Nakle (Kur'ân-ı Kerîm ve Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem'in sahih hadîsleri) ulaşırsa Murâdullah ve Emrullah gereği Sırat-ı Müstakîm üzere HAKK’a inanır, hayrı yaşar ve Ülûhiyyet Şâhidi olursa İlâhî lûtfa kavuşur.
Aklı, ham (öğretimsiz ve eğitimsiz) kalır da Akl-ı Selim olmazsa şahsî, dünyevî, geçici ve yanıltıcı bir yol bulur, batıla inanır ve şerri yaşarsa açık ya da gizli müşrik olup İlâhî lânete uğrar.
أَرَأَيْتَ مَنِ اتَّخَذَ إِلَهَهُ هَوَاهُ أَفَأَنتَ تَكُونُ عَلَيْهِ وَكِيلًا
---“E raeyte menittehaze ilâhehu hevâh(hevâhu), e fe ente tekûnu aleyhi vekîlâ(vekîlen) :Kendi istek ve tutkularını (hevasını) ilah edineni gördün mü? Şimdi ona karşı sen mi vekil olacaksın?”
(Furkân 25/43)
Kulluk imtihanının; her yer, her zaman ve hâlinde mutlak lütûf ve mutlak lânet etme hakkına sâhib olan ALLAH-U Zu'L-CELÂL…
ALLAH celle celâluhu İsm-i Şerîfi, İsm-i Zât, İsm-i Hass'tır. Lafzullahtır.
Sadece ALLAH celle celâluhu'ya âittir.
Harf-i Târifsiz tek esmâdır ve târifi de yoktur ve tüm târifleri yutar.
Varlığı zorunlu, lâzım ve hamde lâyık olan Zât-ı HAKK'ın özel esmâlarının tümünü kapsayan ZÂT ismidir.
Tüm Esmâu'l-Hüsnâ'yı cem’ eden bohçadır.
Tercüme edilemez.
Tefsir edilebilir.
ALLAH-LİLLAH-LEHU-HU...
Bütün sıfat-ı kemâliyeyi cem' eder.
ALLAH celle celâluhu, Kur’ân harfleriyle “Elif-Lâm-Lâm ve He” den teşekkül eder:
Zevk ediyoruz ve asla hükmetmiyoruz.
“Böyledir” demiyoruz da “böyle görüyoruz!” diyoruz:
1-) Dört harfin tümü berâber ALLAH celle celâluhu’dur.
“ALLAH” celle celâluhu lâfzının gerçek târifi hiç yapılamadı ve yapılamayacaktır da.
Çünkü “ALLAH” celle celâluhu İsm-i Şerîf kelimesi tüm Sıfatullah ve Esmâu’l-Hüsnâyı içinde toplayan câmi’dir.
Bohça gibi ve kapsayıcıdır.
ULÛHİYYET ismi olup gerçek ilmi Zâtına mahsus ve bildirdiği kadar bilinebilmektedir.
Herkes kendi oturduğu yer ve yönden gördüğünü söylese de aynı yer ve yönde sen otursan çok başka şeyler görüp söyleyebilirsin.
Onun için Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem: “ALLAH celle celâluhu’ya ulaşan yollar, nefeslerin sayısınca çoktur.”
Anlamına hadis-i şerîfini okumuştum ama mesnedini şu anda bilemiyorum.
ŞERÎAT-ı Rasûlullah da yâni Şerîatullah’da ALLAH celle celâluhu ismi şerîfi esastır ve âyettir.
Âyette; Elif, Elif ve Be, Be dir.
Yorum ve hikmet değil âyet esastır.
Bu ise sonsuz insan için ana ve yeterli şart olan şerîat kuralları için çok mükemmel bir yoldur ki sırât-ı müstakîmdir.
2-) Elifi kaldırırsak “LİLLÂHi” (lâm-lâm-he) kalır.
Ki bu “Herşey ALLAH için” anlamındadır.
Emânet ve İmânın esası olan şerîatten sonra halisen muhlisen ALLAH Teâlâ için soyut-somut fiil işlemek erdemi olan Târikat (yollar) bölümüne geçilmiş demektir.
Elbette anlatma zorluğu var...
Vites değiştirir gibi 1. vitesden 2. vitese geçmek gibi değil de: Delikanlı Mehmet’den aklı başında olgun Mehmet’e geçiş gibi düşünmeliyiz.
Zâten şerîat diğerlerini kapsayan “Kab” hükmünde olup, ağacın dış kabuğu gibidir ve mutlaka şarttır.
3-) Bir “Lâm” daha kaldırırsak “Lehû” kalır.
Ki “O’na âit,O’nun” demektir. Bu ise MÂRİFETtir...
Herşey ve herkes O’nun mülkü ve malıdır. Mahlûkatın Meliki (Sâhibi) ve Mâliki (yöneticisi); Mâliki yevmi’d-din veyâ meliki yevmi’d-din dir...
İki okuyuş da câizdir. “Lehû” sırrını anlayan Âriftir.
4-) Son “Lâm”ı da kaldırırsak: “Hû-Huve-O” kalır.
Ki Hakku’l-HAKK’tır.
Biliyorsun günü gelince bu âlemde mahlûkat olup da muhatab olacak bir nefs kalmayınca El-KAHHAR (Kahredici, gücü ile helâk edici, yok edici) olan ALLAHU Zu’l-CELÂL:
يَوْمَ هُم بَارِزُونَ لَا يَخْفَى عَلَى اللَّهِ مِنْهُمْ شَيْءٌ لِّمَنِ الْمُلْكُ الْيَوْمَ لِلَّهِ الْوَاحِدِ الْقَهَّارِ
---“Yevme hum bârizûn(bârizûne) lâ yahfâ alâllâhi min hum şey’un, li meni'l-mulku'l-yevm(yevme), lillâhi'l-vâhidi'l-kahhâr(kahhâri) :O gün, orta yere çıkarlar. Onlardan hiçbir şey Allah'a karşı gizli kalmaz. (Allah sorar:) "Bugün mülk kimindir? Bir olan, Kahhar olan Allah'ındır."
(Mü’min 40/16)
---Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem: “ALLAH kıyâmet günü arzı (yer tabakalarını) Kudret eline alır (kabzeder) semâyı (gök tabakalarını) da sağ eline (içine) dürüp büker, sonra (mahşer ehline) MELİK BENİM (Kâinâtın Mâlikiyim) ! Nerede yeryüzünün melikleri (kralları?)” buyurmuştur.
(Ebu Hureyre radiyallâhu anhu dan; İbni Mâce, Mukaddime, 192; Buhârî, Zümer Sûresi tefsiri; Müslim, Sıfatü’l-Kıyâme babı)
->TEKe TEKteki ->TEK ->Hocam!
->GİZLi dEĞİL >GERÇEK Hocam!
->GÜBREye de -> GÜLe de HAKk!
RÛHun RAHMet >MELEK Hocam!.
-> “ÂLeM”in ASLı -> MuhaMMed
HAKk ASLı-n fASLı ->MuhaMMed
>“feyeKÛN hASLı” ->MuhaMMed
“NİÇİN”i ->“nASL”ı->MuhaMMed!.
..aleyhisselâm..
ZEVK 7135
İnsÂNoğLu BiNBiR ÂLeM.. ->ASLın ->fASLı ->biRr DAMLa Su!
->ON SEkİZ biN ÂLeM ->OL-ÂN ->NÛR-u MuhaMMedî DUYgu!
İNSÂN ->“SES”ini DUYarsa
->NEFsi->NEBÎ-Sine UYarsa
“LÂ Huve ->İLLâ Huve!.” ->CÜMMLe CihÂN ->OL-ÂN >Yâ HUu!.
03.10.15 23:09
brsbrsa..tktktrstkkmdgnlmdhyrÂNn..
EHL-i divÂNe >DERMÂNım!
HÂL-i PervÂNe>DERMÂNım!
AŞK KervÂNın >KıtMÎRiyim!
YÂD'a Bî-gÂNe >DERMÂNım!.
->HaSbî HiZmet ->HiZmetKÂRı!
HÂL-i Hazır >“HU”da>“HAYy” Dost!
->“HUu PERDESİ”-n -> ANAhtÂRı
BUhar>BULut >“SU”da>“HAYy” Dost!.
“İnsânı ->İNSÂN ->İnsÂN EDeR!.”
MüNiR DERmÂN kaddesallahu sırrahu..
RÛHun Ebeden ŞÂD OLsun RAHmet Dolsun AzÎz DermÂN Hocam kaddesallahu sırrahu..
Yâ HU
celle celâluhu!..
Hep erenler Hû ile kaldırdılar "Hû Perdesi" n, GÖRdüler
Hû kaplamış onsekiz bin âlemi.. Zât-ı Hakk’ı buldular.. Buluştular bir Hû ile…
M. D..
HÛ: NEDiR?..
Zât-ı Hakk: Vâcibu’l- vüCÛDu mutlak olan ZÂTuLLaH..
El Hakku :
18 000 âlem:
Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem : «ALLAHu Taâlâ'nın on sekiz bin âlemi var; sizin şu dünyânız o âlemin ancak biri sayılır.» buyurmuştur.
(Abdullah ibn Abbas radiyallâhu anhudan; Muhyiddin Arabî; Lübbü’l- LüB, Hazret-i Hamsa)
MuhaMMedî MeLÂMette 18 000 âlem, kesretten kinâyedir.
KÛN RABB SÖZÜn feyeKÛN SESi-Nefesi-Nefsi RASÛLuLLAH Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem dir..
Er RABB sıfatullahı KeVN Kaynağıdır.
RaBBu’l-Âlemin ÂLEMlerini; Takdir-Tedbir-Tedvir-Terci’ eden/etmekte/edecek OL-AN ALLAH celle celâluhudur.
KeVniyyette Rubûbiyyet-Resûliyyet Sırrını iyi ANlamalıyız inşâe ALLAH!.
وَمَا قَدَرُوا اللَّهَ حَقَّ قَدْرِهِ وَالْأَرْضُ جَمِيعًا قَبْضَتُهُ يَوْمَ الْقِيَامَةِ وَالسَّماوَاتُ مَطْوِيَّاتٌ بِيَمِينِهِ سُبْحَانَهُ وَتَعَالَى عَمَّا يُشْرِكُونَ
“Ve mâ kaderûllâhe hakka kadrihî vel ardu cemîan kabdatuhu yevmel kıyâmeti ves semâvâtu matviyyâtun bi yemînih(yemînihi), subhânehu ve te’âlâ ammâ yuşrikûn(yuşrikûne): Onlar, ALLAH'ın kadrini hakkıyla takdir edemediler. Oysa kıyâmet günü yer, bütünüyle O'nun avucu (kabzası)ndadır; gökler de sağ eliyle dürülüp bükülmüştür. O, şirk koştuklarından münezzeh ve yücedir.”
(Zumer 39/67)
Bezm-i Elest.. Şe’ÂN.. Mahşer-i kübRÂ…
ŞeÂN, maddî-manevî her Şeyin, her AN yeniden nESL-i Cedîd mevCÛDiyyet OLuşumudur.. NûR-u MîM Hakîkat-ı MuhaMMediyye Yaşayışıdır.
18 000 ÂLEMin MustaFÂsı SıRRI, akıllarımızın bu ıstıfa-sellekte- elemeleri tekemmülüyle mümkündür.
Akıl labirentelerinde kısır felsefe döngülerindekiler akıl ve mantık deyip ayak direrken,
AKLını nAKLuLlaha, mantıkını Mesned-i MuhaMMede kilitleyen MuhaMMedî Tasavvuf Hasbî Hizmetçileri,
Kur'ân-ı Kerîm ve Sahih Hadis-i Şerif şiFÂlarıyla şeHâdet Şerefini YAŞArlar..
18 000 âlemin AKL u NAKl AYNası Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem için Kur'ân-ı Kerîm'imİZde pek çok âyet-i celîler vardır;
وَمَا أَرْسَلْنَاكَ إِلَّا رَحْمَةً لِّلْعَالَمِينَ
“Ve mâ erselnâke illâ rahmeten lil âlemîn: (Rasûlum!) Biz seni âlemlere- kâinâta ancak rahmet olarak gönderdik.”
(Enbiyâ 21/107)
Ve diğerleri;
Sebe' 34/28; A'raf 7/158; Ahzab 33/21, 36, 40; Tevbe 9/128; Âl-i İmrân 3/31; Nisa 4/59; Nisa 4/ 65,80 ve başka âyetlerde Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem tanıtılmıştır.
Hadis-i şeriflerdeyse;
Kur'ân-ı Kerîm'imizin EMRiyle, Teslim olmaya, Îman etmeye, Tâbi olup İtâat etmeye Muhtaç-Mecbur-Me’mur ve Mahkum olduğumuz sevgili Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem Efendimiz kendisini 18 000 ÂLeMe Tanıtmaktadır:
Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem: “Kıyâmet günü teb'ası en çok olan peygamber benim. Cennetin kapısını ilk açacak olan benim.” buyrumuştur.
(Müslim)
Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem: “Cennetin kapısına gelip çalarım. Cennetin bekçisi "Senden evvel hiç kimseyi cennete koymamakla emrolundum” buyurmuştur.
(Müslim)
Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem: “Kabirden ilk kaldırılacak olan benim. İnsanlar toplanmaya başladıkları zaman onlara ilk hitap edecek olan benim. Onlar ümidsizliğe düştükleri zaman onlara ilk müjdeyi ben vereceğim. O gün Livau'l-Hamd benim elimdedir. Ben ALLAH indinde âdemoğlunun en şereflisiyim. fakat öğünmem!” buyurmuştur.
(Tirmizî)
Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem: “Cenâb-ı HAKK tarafından bir melek gelip, ümmetimin yarısının cennete girmesi ile şefaattan birini seçmem husûsunda beni serbest bıraktı. Ben şefaatı tercih ettim. Şefaatım, ALLAH'a hiç bir şekilde şirk koşmayanlaradır.” buyurmuştur.
(Tirmizî)
Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem: “Kıyâmet günü âdemoğlunun efendisi benim, öğünmem. Livau’l-Hamd benim elimdedir. O gün bütün peygamberler benim sancağım altında toplanacaktır. O gün ilk şefaat edecek olan benim, ancak öğünmem” buyurmuştur.
(Tirmizî)
Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem: “Kıyâmet günü ben, bütün peygamberlerin imamı, hatibi ve hepsinin şefaatçisi olacağım, ancak öğünmem.” buyurmuştur.
(Tirmizî)
Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem: “Ben Cevamiu’l-kelim ile gönderildim. Düşmanlarımın kalbine korku vermekle yardım olundum. Ben uyku ile uyanıklık arasında iken bütün yeryüzü hazinelerinin anahtarları getirilip elime konuldu” buyurmuştur.
(Buharî)
Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem: “ALLAHu Teâlâ Âdemoğlundan İsmail'i, İsmail'den Beni Kinane kabilesini, Beni Kinane'den Kureyş kabilesini, Kureyş'ten Haşimoğullarını, onlardan da beni seçerek peygamber göndermiştir.” buyurmuştur.
(Tirmizî)
Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem: “ALLAHu Teala beni, insanlara şiddetli davranmak ve onları zelil etmek için değil, daima kolaylaştırıcı ve öğretici olarak gönderdi."
(Müslim)
Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem: “Ben peygamberlerin seyyidiyim, öğünmem. Peygamberlerin sonuncusuyum, öğünmem.” buyurmuştur.
(Darimî)
Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem: “Ben, benden evvel gelen ve sonradan gelecek olan bütün insanların peygamberiyim.” buyurmuştur.
(İbni Sa'd)
Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem: “Cennetin kapısını ilk açacak olan benim. O kapıdan gelecek olan sesden daha güzel bir sesi hiç bir kulak işitmemiştir.” buyurmuştur.
(İbni Neccâr)
Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem: “ALLAHu Teâlâ İbrâhîm aleyhi's-selâm'ı dost, Mûsâ aleyhi's-selâm'ı sırdaş, beni de habîbi olarak kabul buyurdu, ALLAHu Teâlâ, "İzzetim ve celalim hakkı için, ben habîbimi dostum ve sırdaşıın üzerine tercih ettim" buyurmuştur.
(Beyhakî)
Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem: “Beni RABBim terbiye ettiği için güzel terbiye etti.” buyurmuştur.
(İbni Süm'anî)
Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem: “Âdemoğlunun en hayırlısı beştir: Nuh, İbrâhîm, Mûsâ, 'Îsâ ve Muhammed (Aleyhimu's-selâm). Bunların da en hayırlısı Muhammed'dir.” buyurmuştur.
(İbni Asâkir)
Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem: “Annem, benim doğumumda, Busra'nın saraylarını aydınlatan bir nur müşâhede etmiştir.” buyurmuştur.
(İbni Sa'd)
Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem: “Cebrâîl aleyhi's-selâm bana, "Yeryüzünde Hz. Muhammed aleyhi's-selâm'dan daha faziletli birini görmedim" buyurdu.
(ibni Asakir)
Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem: “Benim nesebim ve sebebimden başka her neseb ve sebep kıyâmet gününde bitip tükenecektir.” buyurmuştur.
(Taberanî)
Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem: “Yaratılanların en evveli, peygamber olarak da en son gönderileni benim.” buyurmuştur.
(İbni Sa'd)
Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem: “Ben, Âdem ruh ile cesed arasında iken nebı idim.” buyurmuştur.
(Taberanî)
Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem: “İki hasletle Âdem aleyhi's-selâm'ın üzerine faziletli kılındım: Âdem aleyhi's-selâm'ın şeytanı kâfirdi, benim şeytanım ALLAH'ın yardımı ile müslüman olmuştur. Onun hanımı hatâsına yardım etmişti, benim hanımlarım bana hayırda yardımcı oldular.” buyurmuştur.
(Beyhakî)
Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem: “ALLAHu Teâlâ beni, güzel ahlâkı ve güzel amelleri tamamlamak üzere peygamber olarak gönderdi.” buyurmuştur.
(Taberanî)
Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem: “Sizin namazınızdaki rüku ve huşûunuz bana gizli değildir. Ben sizi sırtımın arkasından da görüyorum.” buyurmuştur.
(Beyhakî).
Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem: “Yâ Âişe' ... (Kibrinden dolayı) Benim yüzüme bakmaktan mahrum olanlara çok yazıklar olsun. Mü'min ve kâfir herkes benim yüzüme bakmayı arzu eder.” buyurmuştur.
(ibni Asâkir)
Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem: “ALLAHu Teâlâ'yı kıyâmet gününde ilk görecek göz, benim gözlerimdir.” buyurmuştur.
(Deylemî)
Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem: “İnsanların ve cinnlierin kafirlerinden başka her şey benim peygamber olduğumu tasdik eder.” buyurmuştur.
(Taberanî)
Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem: “Yâ Âişe! ... Eğer dileseydim, dağlar altın ve gümüş olarak benimle berâber yürürlerdi.” buyurmuştur.
(İbni Sa'd)
Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem: “Dikkat edin! Vallâhi ben hem yeryüzünde, hem gökyüzünde "Emîn" kimseyim.” buyurmuştur.
(Taberanî)
Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem: “Vallâhi benden sonra size daha âdil davranacak kimse bulamazsınız.” buyurmuştur.
(Taberanî)
HÛ: NEDiR?..:
AKıL-Mantık.. nAKiL-MeSNeD
ÖMRünce.. ÖMRümce Hocam
Kur'ÂN-Hadis.. HasBÎ Hizmet
GÖNLÜNce.. Gönlümce Hocamm.. kaddesallahu sırrahu…
Kul ihvÂNi kıtMİRindir
BİLinmez BİRi.. BİRindir
Lâ HUVE İLLÂ HU.. ALLAH celle celâluhu..
ÖLmeden ÖL-sün.. DİRindir…
ERvAHın cÜMMle CEM’i Ravza-yı Mutahhara Mukaddesliğinde MesKÛN RUH-una HaYy es SeLÂM OLsun Azîz DERmÂN Hocam!..
O ALLAH ki O'ndan başka El İLÂH yoktur
ALLAH
ALLAH
LİLLAH
LEHU..
HUUU!..
Celle Celâluhu…
ZEVK 4285
SeBeB “SeBBeHa” sı DeVR-ÂN ->BeDeN-lerin HâSLı ALLAH celle celâluhu
->SoN-UÇ MüNTeHası SeYR-ÂN -> NeFiS-lerin FaSLı ALLAH celle celâluhu
->"cÂN cÂNÂN CeM"-inde ->CeVL-ÂN -> HâL-i HaZıR HuZuR -> HaYR-ÂN
->NûR-u MîM-in M a Z H a R-ında ->“OL-AN” ların ASLı ALLAH celle celâluhu…
26.12.10 01:29
nrm.alâim-i semâ…
HâSL:Peydâ oluş. Husûle geliş. Çıkış, meydana geliş.
MüNTeHa:Son, en son derece, en son yer, nihâyet. Son uç.
FaSL:Hak söz. Hak ile bâtılın arasını fark ve temyiz ile olan hüküm ve kazâ.
ASL:Temel, esas, kök. Bidâyet. Mebde', dip, hakîkat. Hâlis, sâfi.
M a Z H a R:Bir şeyin göründüğü, izhar olunduğu yer. Oratya çıktığı yer.
SeBBeHa: tesbih eder. Yüzer. Döner durur. Akl-ı Silm bilir ki ATOM yaratıldığı günden beri durmadan dönmektedir ve kıyâmete kadar da dönecektir. Enerjiyi nerden almakta ve alacak sorusunun cevâbının “Kun feyekun” olduğunu materyalist fizik çok geç anlayacaktır sanırım.
يُسَبِّحُ لِلَّهِ مَا فِي السَّمَاوَاتِ وَمَا فِي الْأَرْضِ الْمَلِكِ الْقُدُّوسِ الْعَزِيزِ الْحَكِيمِ
--- “Yusebbihu lillâhi mâ fî's-semâvâti ve mâ fî'l-ardı'l-meliki'l-kuddûsi'l-azîzi'l-hakîm(hakîmi) : Göklerde ve yerde olanların hepsi, mülkün sâhibi, eksiklikten münezzeh, azîz ve hakîm olan ALLAH'ı tesbih eder.”
(Cuma 62/1)
Kendisine verilen sınırlı, sorumlu, izâfi ve geçici nimetlerlerle (cüz'i akıl, cüz'i irade vd.) kulluk imtihanını nefes nefes yaşayan insanoğlunun AKLı;
Nakle (Kur'ân-ı Kerîm ve Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem'in sahih hadîsleri) ulaşırsa Murâdullah ve Emrullah gereği Sırat-ı Müstakîm üzere HAKK’a inanır, hayrı yaşar ve Ülûhiyyet Şâhidi olursa İlâhî lûtfa kavuşur.
Aklı, ham (öğretimsiz ve eğitimsiz) kalır da Akl-ı Selim olmazsa şahsî, dünyevî, geçici ve yanıltıcı bir yol bulur, batıla inanır ve şerri yaşarsa açık ya da gizli müşrik olup İlâhî lânete uğrar.
أَرَأَيْتَ مَنِ اتَّخَذَ إِلَهَهُ هَوَاهُ أَفَأَنتَ تَكُونُ عَلَيْهِ وَكِيلًا
---“E raeyte menittehaze ilâhehu hevâh(hevâhu), e fe ente tekûnu aleyhi vekîlâ(vekîlen) :Kendi istek ve tutkularını (hevasını) ilah edineni gördün mü? Şimdi ona karşı sen mi vekil olacaksın?”
(Furkân 25/43)
Kulluk imtihanının; her yer, her zaman ve hâlinde mutlak lütûf ve mutlak lânet etme hakkına sâhib olan ALLAH-U Zu'L-CELÂL…
ALLAH celle celâluhu İsm-i Şerîfi, İsm-i Zât, İsm-i Hass'tır. Lafzullahtır.
Sadece ALLAH celle celâluhu'ya âittir.
Harf-i Târifsiz tek esmâdır ve târifi de yoktur ve tüm târifleri yutar.
Varlığı zorunlu, lâzım ve hamde lâyık olan Zât-ı HAKK'ın özel esmâlarının tümünü kapsayan ZÂT ismidir.
Tüm Esmâu'l-Hüsnâ'yı cem’ eden bohçadır.
Tercüme edilemez.
Tefsir edilebilir.
ALLAH-LİLLAH-LEHU-HU...
Bütün sıfat-ı kemâliyeyi cem' eder.
ALLAH celle celâluhu, Kur’ân harfleriyle “Elif-Lâm-Lâm ve He” den teşekkül eder:
Zevk ediyoruz ve asla hükmetmiyoruz.
“Böyledir” demiyoruz da “böyle görüyoruz!” diyoruz:
1-) Dört harfin tümü berâber ALLAH celle celâluhu’dur.
“ALLAH” celle celâluhu lâfzının gerçek târifi hiç yapılamadı ve yapılamayacaktır da.
Çünkü “ALLAH” celle celâluhu İsm-i Şerîf kelimesi tüm Sıfatullah ve Esmâu’l-Hüsnâyı içinde toplayan câmi’dir.
Bohça gibi ve kapsayıcıdır.
ULÛHİYYET ismi olup gerçek ilmi Zâtına mahsus ve bildirdiği kadar bilinebilmektedir.
Herkes kendi oturduğu yer ve yönden gördüğünü söylese de aynı yer ve yönde sen otursan çok başka şeyler görüp söyleyebilirsin.
Onun için Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem: “ALLAH celle celâluhu’ya ulaşan yollar, nefeslerin sayısınca çoktur.”
Anlamına hadis-i şerîfini okumuştum ama mesnedini şu anda bilemiyorum.
ŞERÎAT-ı Rasûlullah da yâni Şerîatullah’da ALLAH celle celâluhu ismi şerîfi esastır ve âyettir.
Âyette; Elif, Elif ve Be, Be dir.
Yorum ve hikmet değil âyet esastır.
Bu ise sonsuz insan için ana ve yeterli şart olan şerîat kuralları için çok mükemmel bir yoldur ki sırât-ı müstakîmdir.
2-) Elifi kaldırırsak “LİLLÂHi” (lâm-lâm-he) kalır.
Ki bu “Herşey ALLAH için” anlamındadır.
Emânet ve İmânın esası olan şerîatten sonra halisen muhlisen ALLAH Teâlâ için soyut-somut fiil işlemek erdemi olan Târikat (yollar) bölümüne geçilmiş demektir.
Elbette anlatma zorluğu var...
Vites değiştirir gibi 1. vitesden 2. vitese geçmek gibi değil de: Delikanlı Mehmet’den aklı başında olgun Mehmet’e geçiş gibi düşünmeliyiz.
Zâten şerîat diğerlerini kapsayan “Kab” hükmünde olup, ağacın dış kabuğu gibidir ve mutlaka şarttır.
3-) Bir “Lâm” daha kaldırırsak “Lehû” kalır.
Ki “O’na âit,O’nun” demektir. Bu ise MÂRİFETtir...
Herşey ve herkes O’nun mülkü ve malıdır. Mahlûkatın Meliki (Sâhibi) ve Mâliki (yöneticisi); Mâliki yevmi’d-din veyâ meliki yevmi’d-din dir...
İki okuyuş da câizdir. “Lehû” sırrını anlayan Âriftir.
4-) Son “Lâm”ı da kaldırırsak: “Hû-Huve-O” kalır.
Ki Hakku’l-HAKK’tır.
Biliyorsun günü gelince bu âlemde mahlûkat olup da muhatab olacak bir nefs kalmayınca El-KAHHAR (Kahredici, gücü ile helâk edici, yok edici) olan ALLAHU Zu’l-CELÂL:
يَوْمَ هُم بَارِزُونَ لَا يَخْفَى عَلَى اللَّهِ مِنْهُمْ شَيْءٌ لِّمَنِ الْمُلْكُ الْيَوْمَ لِلَّهِ الْوَاحِدِ الْقَهَّارِ
---“Yevme hum bârizûn(bârizûne) lâ yahfâ alâllâhi min hum şey’un, li meni'l-mulku'l-yevm(yevme), lillâhi'l-vâhidi'l-kahhâr(kahhâri) :O gün, orta yere çıkarlar. Onlardan hiçbir şey Allah'a karşı gizli kalmaz. (Allah sorar:) "Bugün mülk kimindir? Bir olan, Kahhar olan Allah'ındır."
(Mü’min 40/16)
---Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem: “ALLAH kıyâmet günü arzı (yer tabakalarını) Kudret eline alır (kabzeder) semâyı (gök tabakalarını) da sağ eline (içine) dürüp büker, sonra (mahşer ehline) MELİK BENİM (Kâinâtın Mâlikiyim) ! Nerede yeryüzünün melikleri (kralları?)” buyurmuştur.
(Ebu Hureyre radiyallâhu anhu dan; İbni Mâce, Mukaddime, 192; Buhârî, Zümer Sûresi tefsiri; Müslim, Sıfatü’l-Kıyâme babı)
- kulihvani
- Site Admin
- Mesajlar: 12886
- Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00
Re: DermAN ZeVKleriMm!..
CÂNHOCAMmm..
->HASBî HiZMet HiZMetçisi
->RABBî RaHMet HiZMetçisi
->RaSûLuLLAH RAVZasında
ASLen AHMET HiZMet HiZMetçisi..
ALeyhisselâm..
ZEVK 7518
ReSûLuLLAH>KeLâMuLLAH>DOSTa DÂî MüNiR DERMÂN
ÖMüR BOYu LiVeCHiLLAH ->SıRR FEDÂî MüNiR DERMÂN
BİLmeyEN->“VAYy DELi!.” DEdi.
BİLENLer -->“HAYy VELî!.” DEdi.
“TEKe TEK-te YARATAN” ->YÂR-e GEDÂî MüNiR DERMÂN!..
celle celâlihu
sallallahu aleyhi vesellem
kaddesallahu sırrahu..
17.03.16 04:26
brbrsmm..tktktrstkkkmdcvLÂNnn..
DÂî: Dua eden, duâcı. Sebep. Dâvet eden. Dâvetçi..
FEDÂî: Dâvası ve gâyesi uğruna herşeyini çekinmeden fedâ edebilen.
GEDÂî: f. Fâkir. Kimsesiz. Dilenci.
YÂR-e GEDÂî: Saff-Sırff ALLAH celle celâlihu Fâkiri-DiLencisi.. FâkiruLLAH..
->HASBî HiZMet HiZMetçisi
->RABBî RaHMet HiZMetçisi
->RaSûLuLLAH RAVZasında
ASLen AHMET HiZMet HiZMetçisi..
ALeyhisselâm..
ZEVK 7518
ReSûLuLLAH>KeLâMuLLAH>DOSTa DÂî MüNiR DERMÂN
ÖMüR BOYu LiVeCHiLLAH ->SıRR FEDÂî MüNiR DERMÂN
BİLmeyEN->“VAYy DELi!.” DEdi.
BİLENLer -->“HAYy VELî!.” DEdi.
“TEKe TEK-te YARATAN” ->YÂR-e GEDÂî MüNiR DERMÂN!..
celle celâlihu
sallallahu aleyhi vesellem
kaddesallahu sırrahu..
17.03.16 04:26
brbrsmm..tktktrstkkkmdcvLÂNnn..
DÂî: Dua eden, duâcı. Sebep. Dâvet eden. Dâvetçi..
FEDÂî: Dâvası ve gâyesi uğruna herşeyini çekinmeden fedâ edebilen.
GEDÂî: f. Fâkir. Kimsesiz. Dilenci.
YÂR-e GEDÂî: Saff-Sırff ALLAH celle celâlihu Fâkiri-DiLencisi.. FâkiruLLAH..
- kulihvani
- Site Admin
- Mesajlar: 12886
- Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00
Re: DermAN ZeVKleriMm!..
Es SeLâm CÂN-HoCAmm!.
KUL KıtMÎRin SOYdun Gittin!.
SAĞın-SOLun >OYdun Gittin!.
SENi >çOKk ÖZLüYOR SÎNEm
YAPaYALNIz ->KOYdun Gittin!.
ZEVK 7576
ZÂTında ->AHADu’L- VÂHiD.. ->GÖKLer-YERLer ZÂT ÖRTÜsü
ŞÂHdamarda ->“AKRABA”-sı.. ->İNsÂN AKLı.. ->ZÂT’ın SÜSü
ELİn ->ELimde ->DERMÂNım..
“YEDuLLAH”tandır FERMÂNım..
->SÖZ HASı ->ReSÛL SESinde.. ->NEFESLerde ->GÜRÜLtüSü!.
20.04.16 14:14
brsbrs..tktktrstkkmdgLgÖRr..
bUYurmuştun/dUyurmuştun ki;
Onun için azîz cemâat!.
İnsanın kıymetini, yaratılışındaki değeri ancak ALLAH’ı zikreden bilir.
ALLAH, kendini zikreden kimseyle yan yana oturur. Yan yana oturur!.
Hakk’ı yanında göremezsen, ALLAH’ı yanında göremezsen oğlum, boşa ibâdet ediyorsun!.
“Ne demek bu?”
ALLAH zikri insanın her tarafına sirâyet eder!.
Azîz cemâat!.
Şu yemek yiyorsunuz değil mi?.
O yemek esnasında yaptığınız gürültüyü işitseniz, yemek yemezsiniz.
“Ne demek bu efendim?.”
Aha müsaade edin, şu parmaklarınız kulağınıza tıkayın. Aha şimdi yapın. Yapın tıkayın. Şimdi yapın!.
Çenenizi hareket ettirin, bakın gürültüye!. Aha Yapın, yapın! Şey ediyorum!.
Gürültüyü görüyorsun değil mi?.
Hele tavuk yerken, böyle hayvan gibi yemek yersen o gürültü böyle “gümbür! Gümbür! gümbür!.” olur.
Ulan!. Yemek gürültüsünü çene şeyinde duyuyorsun da içindeki “ALLAH!.” gürültüsünü nasıl duymuyorsun?
Gürültüyü duydun mu görmüşsün demektir.
Tayyare “gürrrrr!. gürrr!” geçiyor.
“Tayyare!.”
“Nerden gördün ağam?”
“Aaa.. Gürültüsünden!.”
Eeee işte O da, gürültüsünden yanındadır senin be!..
GÖKLer-YERLer >ZÂT ÖRTÜsü
->İNsÂN AKLı.. ->ZÂT’ın SÜSü.:
“KüLLî ŞEYyi ->ALLAH’ın NÛRu!.
->OLduğu”na --->İNANmaktıR!.:
ALLAH celle celâluhu Ez Zâhir ALLAH celle celâluhu..
اللَّهُ نُورُ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ مَثَلُ نُورِهِ كَمِشْكَاةٍ فِيهَا مِصْبَاحٌ الْمِصْبَاحُ فِي زُجَاجَةٍ الزُّجَاجَةُ كَأَنَّهَا كَوْكَبٌ دُرِّيٌّ يُوقَدُ مِن شَجَرَةٍ مُّبَارَكَةٍ زَيْتُونِةٍ لَّا شَرْقِيَّةٍ وَلَا غَرْبِيَّةٍ يَكَادُ زَيْتُهَا يُضِيءُ وَلَوْ لَمْ تَمْسَسْهُ نَارٌ نُّورٌ عَلَى نُورٍ يَهْدِي اللَّهُ لِنُورِهِ مَن يَشَاء وَيَضْرِبُ اللَّهُ الْأَمْثَالَ لِلنَّاسِ وَاللَّهُ بِكُلِّ شَيْءٍ عَلِيمٌ
---“ALLÂHU NÛRUS SEMÂVÂTİ VE’L- ARD (ardı), meselu nûrihî ke mişkâtin fîhâ mısbâh(mısbâhun), el mısbâhu fî zucâceh(zucâcetin), ez zucâcetu ke ennehâ kevkebun durrîyyun, yûkadu min şeceratin mubâraketin zeytûnetin lâ şarkîyetin ve lâ garbiyyetin, yekâdu zeytuhâ yudîu ve lev lem temseshu nâr(nârun), nûrun alâ nûr(nûrin), yehdîllâhu li nûrihî men yeşâu, ve yadribullâhul emsâle lin nâs(nâsi), vallâhu bi kulli şey’in alîm(alîmun) : ALLAH, GÖKLERİN VE YERİN NURUDUR. O'nun nurunun misali, içinde çerağ bulunan bir kandil gibidir; çerağ bir sırça içerisindedir; sırça, sanki incimsi bir yıldızdır ki, doğuya da, batıya da ait olmayan kutlu bir zeytin ağacından yakılır; (bu öyle bir ağaç ki) neredeyse ateş ona dokunmasa da yağı ışık verir. (Bu,) Nur üstüne nurdur. Allah, kimi dilerse onu kendi nuruna yöneltip iletir. Allah insanlar için örnekler verir. Allah, her şeyi bilendir.” (Nûr 24/35)
ŞÂHdamarda ->“AKRABA”sı..:
RaBBu’L- ÂLEMîn’im ki ->AKREBÂm-YakÎnim (MERKEZde):
وَلَقَدْ خَلَقْنَا الْإِنسَانَ وَنَعْلَمُ مَا تُوَسْوِسُ بِهِ نَفْسُهُ وَنَحْنُ أَقْرَبُ إِلَيْهِ مِنْ حَبْلِ الْوَرِيدِ
---“Ve lekad halaknel insâne ve na’lemu mâ tuvesvisu bihî nefsuh(nefsuhu), ve nahnu akrebu ileyhi min hablil verîdi: Andolsun, insanı biz yarattık ve nefsinin kendisine fısıldadıklarını biliriz ve biz ona şah damarından daha yakınız.” (Kaf 50/16)
ve ALLAHu zü’L- CeLÂL’im ->“EnÂLLAH!. (MUHİTte)”:
إِنَّنِي أَنَا اللَّهُ لَا إِلَهَ إِلَّا أَنَا فَاعْبُدْنِي وَأَقِمِ الصَّلَاةَ لِذِكْرِي
--- “İnnenî ENÂLLAHu Lâ iLâhe illâ ENÂ fa’budnî ve ekımis salâte li zikrî: Muhakkak ki BEN, YALNIZCA BEN ALLAH'ım. BENden başka EL İLÂH yoktur. BANA kulluk et; BENi anmak için namaz kıl!.” (TâHâ 20/14)
El Ahadu :
El Vâhidu :
- kulihvani
- Site Admin
- Mesajlar: 12886
- Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00
Re: DermAN ZeVKleriMm!..
Şe’ÂN-da TeVHiD NEFeSin
Şu ÂN-da ->TeVHiDî SeSin
EL >ELe >EL ->YEDuLLAHa
SEN >MuHaMMeDî NEŞ’Esin!.
AŞK-ı MuhaBBet MüNîRi
AŞKın ISsızı DERMÂN-ım!.
MeŞK-i MuhaMMed MüNîRi
KuTuP YILDIZı DERMÂN-ım!.
ZEVK 7716
CeVR-i CihÂN ÇaRk-ı ÇiLe ->CeFÂnın DevrÂNı Hocam!
SEVen ->SEVdiği-yLe BiLe ->SeFÂnın SeyrÂNı Hocam!
BüLBüL cÂNı ->Fed GüLe ->CeFÂnın CevLÂNı Hocam!
KuL İhvÂNi'n ->KıtMÎRindir ->VeFÂnın HayrÂNı Hocam!.
13.07.16 17:49
voiciistnbL..dervişalimahllkaragümrük..
RÛHun ŞâD OLsun.. YÜreğine NÛR YAĞsın SEVgiLi Hocam kaddesallahu sırrahu!.
- kulihvani
- Site Admin
- Mesajlar: 12886
- Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00
Re: DermAN ZeVKleriMm!..
DERdi DELi DERMÂNımız
vASL-ı VELî DERMÂNımız
->ESER DURur >İÇimizde
->SEHER YELi DERMÂNımız..
ZEVK 7941
İZÂfî-İğreti-GeLGeÇ ->DERt BAĞın YOLANadır DERMÂN
DÜNyâ DERdinden BOŞaLıp ->AŞKLa DOLANadır DERMÂN
ALLLAH DOStu >VELîYyuLLAH
Her ÂN ->DİRİ ->ŞE’ÂN-ı ŞÂH
KULLuk DERdin DERMÂ BİLLip ->DERMÂN OLANadır DERMÂN!.
..kaddesallahu sırrahu..
25.11.16 19:09
voiciistnbL..karagümrükdervişalimahhktnhyrinşllhh..
- kulihvani
- Site Admin
- Mesajlar: 12886
- Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00
Re: DermAN ZeVKleriMm!..
EZeL ->KaŞ Etti gÖZ Etti
TEK-BİRin SEÇti sÖZ Etti
->HAKiKat-ı MuhaMMedî
->SÖZLerin ÖZü >ÖZEtti..
ZEVK 7999
BİZ BİR-İZ Bağın Bağ-bÂNı ->DevrÂNda Dost DİLi DermÂN
YÂRin YÂRin YEDi rENkLi NefSi >SeyrÂNda MeNZİLi DermÂN
“cÂNda ->CÂNÂN”ın CihÂNı ->CevLÂN MeRKeZ MİLi DermÂN
HÂL-i HaZıR ->HASLar HASı ->HayrÂN SıRR TEMSİLi DermÂN..
RÛHun ŞÂD OLsun cÂN Hocam MüNiR DermÂN kaddesallahu sırrahu..
21.02.17 02:42
brsbrsm tktktkkmdtkLk..
Bağ-bÂN: f. Bahçıvan, bağcı. Bahçe bekçisi.
- kulihvani
- Site Admin
- Mesajlar: 12886
- Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00
Re: DermAN ZeVKleriMm!..
“SEVgi”de -->“SIR PINARı”sın
SUyun BİZde>HAYysın Hocam
->“SıRR-ı SIFIR -->ÇINARı”sın
HUYun->BİZde HAYysın Hocam!.
ZEVK 8158
ZITLar ZEVKin ->KıZıL KORu ->BİZ->BELi-si ->HAYysın Hocam!
AYAK TAKan ->TIP DOKTORu ->HaLK DELi-si ->HAYysın Hocam!
MuhaMMedî HAKiKat-ın
SIRR-ı SıFıRı -> SIRat-ın
HAKk’tan HAKk’ta HAKk’La HAKk’a HAKk VELî-si->HAYysın Hocam!.
kaddesallahu sırrahu..
21.05.17 22:28
brsbrsm..tktktrstkkmd..barborostlfn..
EL -->ELe -->ALLAHa BAĞda
DİRİLer ->ÖLMez -->DİRİndir
ÇiLLE ÇAĞda -->KEŞiŞ DAĞda
-->KUL İHVÂNi -->KITMÎRindir!.
BELi.: BeLLi.. Kim OLduğu BİLinen..
“İnsânı ->İNSÂN ->İNSÂN EDeR!.”
MüNiR DERmÂN kaddesallahu sırrahu..
RÛHun EBeden ŞÂD OLsun RAHmet DOLsun AzÎz DermÂN Hocam kaddesallahu sırrahu..
- Gariban
- Moderatör
- Mesajlar: 2834
- Kayıt: 25 Tem 2007, 02:00
Re: DermAN ZeVKleriMm!..
Türk belediyeleri cumhuriyetin kurulmasının ardından göreve başlamıştı ve Türk Toplum(cemaat) Meclisi 31 Aralık 1962’de çıkardığı Türk Belediyeler Kanunu ile var olan Türk belediyelerin hukuki dayanağını hazırladı. 19 Şubat 1963’te Türk Toplumu Meclis Başkanı Rauf Denktaş ve Temsilciler Meclisi Başkanı Klerides, anayasanın belediyeler konusundaki hükmünün uygulanması için bir görüşme yaptılarsa da uzlaşma sağlanamadı.
Kaynak: http://users.metu.edu.tr/kktctntm/KKTC_ ... s_cum.html
Not: Yukarıdaki habere referans ile Klerides ve Rauf Denktaş buluşması 19 Şubat 1963 yılında yapıldığı ve uzlaşma sağlanamadığı söylenmekte. 19 Şubat 1963 tarihi Salı gününe gelmektedir. Bu durumda Münir Derman (k.s) hocamızın ayak naklinin bahsinin geçtiği Kıbrısta'ki bir gazete küpüründe , Denktaş ve Klerides buluşmasının Perşembe gününe ertelendiği belirtilmektedir bu demektir ki bu gazete küpürü 20 Şubat 1963 Çarşamba yayınlanmıştır. Bu durumda buradan Münir Derman Hocamızın yaptığı ayak nakli ameliyatının Şubat 1963 ayında olduğu ortaya çıkmaktadır.
Kaynak: http://users.metu.edu.tr/kktctntm/KKTC_ ... s_cum.html
Not: Yukarıdaki habere referans ile Klerides ve Rauf Denktaş buluşması 19 Şubat 1963 yılında yapıldığı ve uzlaşma sağlanamadığı söylenmekte. 19 Şubat 1963 tarihi Salı gününe gelmektedir. Bu durumda Münir Derman (k.s) hocamızın ayak naklinin bahsinin geçtiği Kıbrısta'ki bir gazete küpüründe , Denktaş ve Klerides buluşmasının Perşembe gününe ertelendiği belirtilmektedir bu demektir ki bu gazete küpürü 20 Şubat 1963 Çarşamba yayınlanmıştır. Bu durumda buradan Münir Derman Hocamızın yaptığı ayak nakli ameliyatının Şubat 1963 ayında olduğu ortaya çıkmaktadır.
- kulihvani
- Site Admin
- Mesajlar: 12886
- Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00
Re: DermAN ZeVKleriMm!..
AŞKta>MüNiR DermÂN Hocam!
MEŞKte MüNiR DermÂN Hocam!
->KÛN -->feyeKÛN ->KRiSTALi
KÖŞKte>MüNiR DermÂN Hocam!.
ZEVK 8164
KEŞiŞ DAĞın TEPEsi-nde.. ->TEKe TEK TERAS TEKKemİZz
“BİZ BİR-İZ->İZi”n ->İZLedim ->ÇİLLeLerim GÖĞÜSLedim
->“MuhaMMedî HAKiKat”-te.. ->MEDİNEmizLe>MEKKemİZz
HATRa KALan GÜL YÜZÜNü ->SAĞ-SOL GÜLLerLE SÜSLedim!.
24.05.17 16:44
brsbrsm..tktktrstkkmdefkârr..
- kulihvani
- Site Admin
- Mesajlar: 12886
- Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00
Re: DermAN ZeVKleriMm!..
HAKk ÂŞıKLar ALNı AKLar
->İÇimde ÇIĞLık>ESiYOR!.
ÇILdırdı ÇIKtı->AHmakLar
HERkes>KÖKünü kESiYOR!.
ZamÂNsız MekÂNım Hocam
SıRR-ı SıRf SULtÂNım Hocam
->“EMÂNET”in->“EMîN EL”de
“HİZMET”teyİZ CÂNım Hocam!.
ZEVK 8257
KEŞİŞ DAĞ’ın ESeN YELi ->GÖKte GEZen BULut AYNı
İnsÂNLar BİLdiğin GiBi!.. ->KORKu AYNı!. UMUT AYNı
TAM TEMMUZda KARAKIŞa
->HAYVANın ALA’sı->DIŞa
->İnsÂNın ALA’sı->İÇe! ->SOYUT AYNı->SOMUT AYNı!.
09.07.17 19:08
brsbrsmm.. tktktrstkkmdfigÂNnn..
KALLEŞLer KIRdı BELimiz
HALKından ÇEKtik>ELimiz
BIRAKtığın YERden HAKk’a
->HASBî HİZMEt EMELimiz!.
RÛHuna RAHMetLer Hocamm!.
...
- kulihvani
- Site Admin
- Mesajlar: 12886
- Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00
Re: DermAN ZeVKleriMm!..
“İnsânı ->İNSÂN ->İnsÂN EDeR!.”
MüNiR DERmÂN kaddesallahu sırrahu..
AD-ın YÂD OLsun MiM Hocam
RÛH-un ŞÂD OLsun MiM Hocam
->SENi ->SEVEN ->SEVdikLerin
-->Bî-MURÂD OLsun MiM Hocam!.
ZEVK 8319
YEDi RENk İPEk OLANLar ->BÜKecek KİRMÂNı ARıYOR!
CÂNda ->CÂNÂNın BULANLar ->İLÂHî FERMÂNı ARıYOR!
“BİLmeden ->NERde!.” DÜŞenLer
“DERMÂNı -->DERd!.”e DÜŞenLer
NÛR-u MuHaMMeD MÜNÎRi ->MUHteŞeM DERMÂNı ARıYOR!.
celle celâlihu.
sallallahu aleyhi vesellem..
kaddesallahu sırrahu…
03.08.17 16:44
brsbrsmm.. tktktrstkkmdylnzLıkk..
BİZ BİR-İZ EL ÂN ->ELbette
ZERRe ->KÜRRe dÖNüYORuz
HABîBî ->HASBî -->HİZMette
HALKın ->HAKk'a YÖNüYORuz!.
MüNiR DERmÂN kaddesallahu sırrahu..
AD-ın YÂD OLsun MiM Hocam
RÛH-un ŞÂD OLsun MiM Hocam
->SENi ->SEVEN ->SEVdikLerin
-->Bî-MURÂD OLsun MiM Hocam!.
ZEVK 8319
YEDi RENk İPEk OLANLar ->BÜKecek KİRMÂNı ARıYOR!
CÂNda ->CÂNÂNın BULANLar ->İLÂHî FERMÂNı ARıYOR!
“BİLmeden ->NERde!.” DÜŞenLer
“DERMÂNı -->DERd!.”e DÜŞenLer
NÛR-u MuHaMMeD MÜNÎRi ->MUHteŞeM DERMÂNı ARıYOR!.
celle celâlihu.
sallallahu aleyhi vesellem..
kaddesallahu sırrahu…
03.08.17 16:44
brsbrsmm.. tktktrstkkmdylnzLıkk..
BİZ BİR-İZ EL ÂN ->ELbette
ZERRe ->KÜRRe dÖNüYORuz
HABîBî ->HASBî -->HİZMette
HALKın ->HAKk'a YÖNüYORuz!.
- kulihvani
- Site Admin
- Mesajlar: 12886
- Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00
Re: DermAN ZeVKleriMm!..
DÖKeLim -->SEVdÂmızı
GÖK DEREmde ÇAĞLasın!.
MecNÛNa -->LEYyLÂmızı
GÖSTER!.eLim ->AĞLasın!.
DÖNüYOR FELEKLer KİRMÂNın DİNLE
YuSEBBİh SEYRinin FERMÂNın DİNLE
Doktor! Doktor! GEZme SefîL İhvÂNim
EL MÜNİR KONUŞan DERMÂNın DİNLE!.
celle celâlihu..
HAYy DOstt!.
Hak ÂŞık tERtemİZ PÂKça KOnuşur
->KARA SEVdÂLıdır >AKça KOnuşur
Kur'ÂNca KOnuşur>HAKkça KOnuşur
AHMAKLar ANLAmaz ÂŞıĞı HAYy DOstt!.
mEĞER ki ->ÂŞıKLık VAR ise >SERde
->SEVgiLiye SEVd -->SÎNeye PERde
hER HÂLde hER ZamÂN ÂŞıK hER YERde
AŞK OLsun!. >ALLAHın ÂŞıĞı HAYy DOstt!.
ÖLmeden ->KEFENin GİYenLer İÇin
“AVım>AVCım OLdu!.” DİYenLer İÇin
->kENdi Etin PİŞİR!.ip YİYenLer>İÇin
Hak ÂŞıK KeLÂMIN KAŞıĞı HAYy DOstt!.
YÂR kOKUsu DUYar SeHeR YELinde
YÂRi->İNLer-DİNLer SAZın TELinde
->SEVeni ->AŞ ->SEViLenLer ELinde
SEVd SOFRAsının KAŞıĞı HAYy DOstt!.
HAKktan HAKka HAKkLa DE!.rse Ene’L- HAKk
->SIRRın SOYUN!..ursa ->AŞK ->ÇıRıLÇıPLak
“NEFSini>TANı!.”mak ->“RABBın>TANı!.”mak
->“EZEL”in ->“EBED”in ->EŞiğİ ->HAYy DOstt!.
AŞKın BİZ BİR-İZi ->ZeMZeMin<->ZeHRin
->“VeLÂyet ARKı”nın ->NÜBüVvet NeHRin
->“LedüNNî İLİM”de -->İLMuLLAH ŞeHRin
ŞÂH-ı MERDÂN ÂLim ->EŞiğİ ->HAYy DOstt!.
kerremâllahu vechehu..
->EBDÂLin TeBDiLi ->EBRÂRLar İÇin
HAKk’a İMÂN HAYRı ->AHyÂRLar İÇin
KORKUsuz HÜZÜNsüz ->AHRÂRLar İÇin
SEVD BEBEĞİ’miz BEŞİğİ ->HAYy DOstt!.
HaK ÂŞıK>ALLAH’ın ->AŞK GÜL-i ZÂRı
->ReSûLULLAH NÛRu ->AŞKın BÂZÂRı
->“kENdi BedENi”dir -->kENdi MeZÂRı
ANA RAHMi >ÂŞık BEŞİğİ ->HAYy DOstt!.
YEDuLLAH -->RaSÛLü ->ÇEKme ELini
->HaK ÂŞıK ->ALLAH’ın NAZLı GELİNi
Bu ÂLeM ->KULLuğun AŞK DEğirmENi
BİZe GELir Birgün KEŞİğİ ->HAYy DOstt!.
Hak ÂŞıK HAKk İLe >HAKKça hERBiRi
->ReSûLündEN GELir hERBiRi -->DİRi
->MÜNiR DERMÂNımca >AŞKın ZİNCİRi
Bu GüN BİZe GELdi KEŞİğİ ->HAYy DOstt!.
Hak ÂŞıK ->ALLAH’ın ->HASLar HASıdır
->TEVHiDin TERZİsi --->AŞK MAKASıdır
->SEFiL İhvÂNimİZz ->ZeMZEM TASIdır
>GÖNÜL GÖZLerinin IŞIğı ->HAYy DOstt!.
->ReSûLuLLAHı İZLe ->AŞK EZELi-ni
->KuL İhvÂNi SEFîL ÇEKme --->ELini
Hak ÂŞıK ->ALLAH’ın>NAZLı GELİN-i
Hak ÂŞıK ÂLeMin IŞIğı ->HAYy DOstt!.
celle celâlihu..
07.03.17 07:08
brsbrsm..tktktrstKkmdsvdÂ..
sENi SERSERi İhvÂNi
EZELdEN BERi İhvÂNi
KıRAT KıtMÎRi kENdisi
->ERENLer ERi İhvÂNi..
EL MÜNİR KONUŞan
->DERMÂNın DİNLE!.:
El Münîr:
İnsânı ->İNSÂN ->İNSÂN EDer!.
Münir DERMAN
Kaddesallahu sırrahu..
Hak ÂŞıK ->ALLAH’ın>NAZLı GELİN-i.:
Bayezid-i Bestamî kaddesallahu sırrahu: "ALLAH'ın velîleri gelinler gibidir. Gelinleri de sadece mahremleri görebilir. Mahrem olmayanlar ise göremez. Velîler O'nun katında üns perdesiyle gizlenmişlerdir. Onlan hiç kimse ne dün¬yada ne de âhirette görebilir." buyurur..
Hadis-i Kudsîde Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: "Evliyâu tahte kubâbî. Lâ ya'rifuhum gayrî: Velîlerim kubbelerim altındadır. Onları benden başkası bilmez" buyurdu.” buyurdu..
(İsmâl Hakkı Bursevî, Kitabü'n- Netice, I, 76. bk. a.g.e., 1, 145, 220, 236, 442)
---Kudsî Hadisinde Cenâb-ı ALLAH buyuruyor:
“Evliyai tahte kubabi la yârifühüm ğayri: Benim gök kubbemin altında öyle dostlarım vardır ki onları benden başka kimseler bilmez!''
(Niyazi Mısrî (ks) Hazretleri bunu açıklamıştır.)[/b]
ONlar bu fırtınalı HaYyat UMManında Rabbu’l ÂLEMîn ve RAHmetenli’l- ÂLEMîn DEnİZ Fenerleri.. Gönül GÖKYÜZÜnde ROTa RÖperleri ALLAH celle celâluhu Erleridirler;
--- Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Evliyaullah o kimselerdir ki görüldükleri zaman Allah hatırlanır.” buyurmuştur.
(Said İbni Cübeyir radıyallahu anhudan; Nesaî; Sünen, Tefsir, (6/362). ; Es-Sabuni, Safvetü’t Tefasir, 1/371-372. ; Alûsî, Rûhu'l Meânî, c. III. s. 144. ; Ömer Ziyâeddin Dağistani, Tasavvufi Fetvalar”, s. 185. 5- Said-i Nursi, Mektubat, s. 444.)
---Bir kişi Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem'e: "Ey Allah'ın Rasûlü! Allah'ın velîleri kimlerdir?" diye sordu. Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle cevâp verdiler: "Gördüklerinde insana Allah Teâlâ'yı hatırlatan kimselerdir"
(Heysemî, X/78; Bezzar, İbn Abbas'tan)
KEŞİk.: Yörüklerde koyun sürüsünü gütme sırası.. ya da, değirmende UN Öğütme sırası..
ŞÂH-ı MERDÂN ÂLim ->EŞiğİ ->HAYy DOstt!.:
VeLÂyet ŞeHRinin Kapısı ALİ kerremâllahu vechehu:
Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem: "Ben ilmin şehriyim, Ali de kapısıdır, her kim ilim isterse kapıya gelsin" buyurdu.
(el-Hakim'in "Müstedrek es-Sahihayn" c.3, s.126 / el-Müttaki el-Hindi'nin "Kenz'ul Ummal" c.11, s.600 / el-Münavi'nin "Fayd'ül Kadir" c.3, s.46 / İbn-i Hacer'in "Lisan'ül Mizân" c.1, s.191 / el-Suyuti'nin "Câmi us-Sağir" c.1, s.108 / el-Bağdadi'nin "Tarih-i Bağdat" c.4, s.348 / İbn-i Asakir'in "Tarih-i Dimaşk" c.2, s.459 / İbn-i Hacer'in "Sevâik'ül Muhrika" s.120 / İbn-i Kesir'in "el-Bida-ye ven-Nihaye" c.7, s.358 / Menakıb-ı Hüvarezmi s.40 / el-Mes' udi'nin "Müruc el-Zeheb" c.2, s.437 / İbn'ül Esir'in "Üsd'ül Gabe" c.4, s.100)
Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem: “Ali keremullâhi veche ilmimin kapısıdır ve benden sonra ALLAH’dan getirdiğimi Ümmetime beyan edendir. Onu sevmek Îmandır. Ona buğzetmek nifaktır ve kendisine bakmak şefkattir."
(Ebu Zer r.a.dan; Deylemî Müsnedül-Firdevs)
Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem: “Ben ilmin şehriyim, Ali onun kapısıdır.” buyurdu
(Suyutî, Câmiul-Kebîr; Bekrî, 672/150)
SıRRın SERDÂRı: Sırrullahın başı-kervÂN Kumandanı..
Abbâs bin Abdillah radiyallâhu anhu Alî bin Tâlib kerremullâhi veche'nin: “Ben ALLAHın kuluyum, O’nun Rasûlunun kardeşiyim. Sıddık-ı Ekber de benim. Benden sonra kezzab (çok yalancı) adamdan başka hiç kimse bunu (Sıddık-ı Ekber olduğunu), söyleyemez. İnsanlardan 7 yıl önce namaz kıldım!” buyurmuştur.
(İbni Mâce, Mukaddime isnad sahih râviler sika Hâkim, Müstedrekinde bu hadisi El-Minhal'den rivâyetle Buhârî ve Müslim şartları üzere sahihtir demiştir. Nesâî, Fezâil-i Alî de)
AhYÂR u HAYRuLLAH HaYYDâR KeRRâRı
BİZ BİR-İZ kervÂNın EbDÂl- EBRâRı:
EbdÂL-EbrÂR-AhyÂr-AHrÂRı:
EBDÂL-lar: En Bedel olanlar, tebdil olanlar. Büdelâlar. AŞK u CEZBe Ehlidirler.
EBRÂR-lar: En Birr Olanalar, özü-sözü dosdoğrular, en İYİler… Birr u Takvâ, ZüHD ü TaKVâ Ehlidirler.
AHYÂR-lar: En Hayırlılar, En zor yolun Rehberleri. SıDK u HuŞû Ehlidirler.
AHRÂR-lar: En HüRRler, halka karşı fütursuzlar. Havf u Recâ Ehlidirler..
HURi IYN AHRâRı: A’yân-ı sâbite Hakikatı HüRR kılınmış Ali kerremullâhi veche..
3. SALÂVÂT-I ŞERÎFE : İmâm-ı Alî kerremullahi veche’ye ait salâvâtı şerîfe
TÜRKÇESİ: Lebbeyke Allahümme Rabbiye ve sâ’deyke Salâvâtu’llahi’l-Berri’r-Rahîm Ve’l-melâiketi’l-mukarrebîn Ve’n- nebîyyine ve’s-sıddıkîne ve’ş-şühedâi ve’s-sâlihîn Vemâ sebbiha leke min şey’in yâ Rabbe’l-âlemîne Alâ seyyidinâ ve Mevlânâ Muhammedin ibni Abdillahi hâtemi’n- nebîyyîne Ve Seyyidi’l-mürselîne ve imâmi’l-mûttâkîne Ve Resûli Rabbü’l-âlemîne’ş-şâhidi’l-beşiri’d- dâi ileyke bi iznike es sirâce’l-münir Ve aleyhi’s- salâtü ve’s- selâmû ve rahmetullahi ve berâkâtuhu.
MÂNÂSI: “Emret (buyur) ALLAH’ım! Ve başim-gözüm üstüne (emret, saâdetle Senden mutluluk istiyorum), RABB’im, ALLAH’ım! İyilik ve merhamet dolu Salâvâtullahı, gözde (yakîn) meleklerin salâvâtı, peygamberlerin, sıddıkların, şehîdlerin, sâlihlerin; Ey âlemlerin RABBi Seni tesbih (ve tenzih) eden/ŞeÂNuLLAHta Her ÂN YENİden KÛN feyeKÛN YARATıLıp DÖNmekte OLÂN ZeRRe-KÜRRe/ herŞEYy’in salâvâtı, Efendimiz Abdullah oğlu Muhammed (sallallahu aleyhi ve sellem)’e, Hatemü’l-Enbiyâya (peygamberlerin sonuncusuna), peygamberlerin Efendisine, müttakîlerin (günâhlardan korunup ALLAH'a sığınanların) imâmına; âlemlerin RABBinin, şâhid ve müjdeci Resûlüne, Senin izninde Sana dâvet eden ve aydınlatan kandile (sayısız- sonsuz) selâm (sıla, salâvât, rahmet, istiğfâr, dua, ulaşım) olsun!”
- kulihvani
- Site Admin
- Mesajlar: 12886
- Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00
Re: DermAN ZeVKleriMm!..
“EBED”inde->“EZEL”inde
TEVHiDuLLAH TEMELinde
ALLAH DOstLarının ->ELi
KUL İHVÂNimin ->ELİnde..
El hamdu lillâhi rabbil âlemin..
ZEVK 8486
MURADuLLAH EMRuLLAHta ->ŞE’ÂNuLLAH FERMANı DOst
MuhaMMedî HAKiKattır -->HÂL-i HAZIR -->HARMANı DOst
TEK-BİR ALLAH->TEKe TEKi
TEVHİDuLLAH TEK GERÇEKi
HAYy ZİNCİRİn HALAKAsı ->HAKk’ın MÜNİR DERMANı DOst!.
27.10.17 12:54
brsbrsm..tktktrstkkmddermÂNımmm..
NÂZ-NİYÂZ NEŞE Nİ’METtir
HAKk’a KULLuk GANİMETtir
KELÂMuLLAH>RESÛLuLLAH
HÂLde HÂL HASBî HİZMETtir!.
- kulihvani
- Site Admin
- Mesajlar: 12886
- Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00
Re: DermAN ZeVKleriMm!..
MÜNİR DERMÂN=>AŞKın ÖZü
AŞK MAHŞERİn MEŞHuR SÖZü
=>RÛHUNa RAHMetLer YAĞsın
=>KUL İhvÂNin YANGIN KÖZü!.
ZEVK 8793
SIRR-ı SIRFın SeLÂHında=>SEVen-SEViLen ELbette
Her ŞEYyin BAŞı->SONu Var =>GERisi KODu-DEdisi!.
KÂR-ü-BELÂ ÇÖLÜn GEÇen SIRRı SONsuz MuHABbette
MEZÂRı BAŞında =>NÖBEtte =>HOCAMın SARI KEDİsi!.
kaddesallahu sırrahu..
04.04.18 06:24
brsbrsm..tktktrstkkmdhssrettt..
- kulihvani
- Site Admin
- Mesajlar: 12886
- Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00
Re: DermAN ZeVKleriMm!..
AZîZ HOCAmm!.
EL-ÂLEM’in =>İkİ YÜZü
=>BIRAKtığın GiBi YiNE
SEVgi YEtimi AŞK ÖKSÜZü
DÜNyâ-ÂHREt-AZîZ DİN’e!.
ZEVK 9030
HAKiKat-ı MîM GERÇEği =>HAKk’ın =>HAKk’a ELi DERMÂN
CEVR-i CİHÂN=>CÂN ÇİÇEği =>ESEN SEHER YELi DERMÂN
>ELESt-ü-MAHŞER MÜNİRi
İLE’L- EBED>HAKk’ta DİRİ
ALLAH DOStu HAKk VELÎsi =>HALK DİLİnde>DELi DERMÂN!.
08.10.18 03:14 28.mHRRm.1440..
brsbrsm..tktkterastekkemizzde..
KELÂMuLLAH RASÛLuLLAH
HİZMETçisi>HASBî-HABİBî
EDEB-i EHL-i BEYt ALi ŞÂH
=>KIRIk KALBLerin TABÎBi!.
celle celâlihu
aleyhumusselâm
kaddesallahu sırrahu..
- kulihvani
- Site Admin
- Mesajlar: 12886
- Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00
Re: Münir DermAN ZeVKLeriMm!..
ÖZümde DOSt
SÖZümde DOSt
GÖZü=>GÖNüL
GÖZümde DOSt!.
MÜNİR DERMÂN!.
Kaddesallahu sırrahu..
AHADî =>AHMED=>ÂHENgi
MUHAMMEDî MEŞk MİHENgi
=>RAVZAsının->YEDi RENgi
GÜLün ALı=>MÜNiR DERMÂN!.
“ÇİLE ÇÖLÜ”nün>ÇİÇEği
TEVHİD TECELLî>GERÇEği
GÖNLü=>PANZEHiR PETEği
OĞUL BALı=>MÜNiR DERMÂN!.
TEVHİDe TEVHİD KATacak
YASLANıp BAĞRIn YATacak
=>SIKIŞınca ==>EL ATacak
DOSt’un DALı MÜNiR DERMÂN!.
SÖZü>HİKMEt>OLmaz ZAHMEt
=>RAHMEtenLi’L-ÂLEM RAHMEt
=>AŞKULLAH’ta AD’ı =->AHMEt
HABÎB HÂLı =->MÜNiR DERMÂN!.
RIZA HAVZI-nda YIKANır
RABB’ına =->RAZI İNÂNır
“SİSTEMin SÂHİBi”-n TANır
MEVLÂ MALı MÜNiR DERMÂN!.
celle celâlihu..
sallallahu aleyhi vesellem..
kaddesallahu sırrahu..
- kulihvani
- Site Admin
- Mesajlar: 12886
- Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00
Re: Münir DermAN ZeVKLeriMm!..
HAKk ÂŞıKLar ALNı AKLar
->İÇimde ÇIĞLık>ESiYOR!.
ÇILdırdı ÇIKtı->AHmakLar
HERkes>KÖKünü kESiYOR!.
ZamÂNsız MekÂNım Hocam
SıRR-ı SıRf SULtÂNım Hocam
->“EMÂNET”in->“EMîN EL”de
“HİZMET”teyİZ CÂNım Hocam!.
ZEVK 8257
KEŞİŞ DAĞ’ın ESeN YELi ->GÖKte GEZen BULut AYNı
İnsÂNLar BİLdiğin GiBi!.. ->KORKu AYNı!. UMUT AYNı
TAM TEMMUZda KARAKIŞa
->HAYVANın ALA’sı->DIŞa
->İnsÂNın ALA’sı->İÇe! ->SOYUT AYNı->SOMUT AYNı!.
09.07.17 19:08
brsbrsmm.. tktktrstkkmdfigÂNnn..
KALLEŞLer KIRdı BELimiz
HALKından ÇEKtik>ELimiz
BIRAKtığın YERden HAKk’a
->HASBî HİZMEt EMELimiz!.
“İnsânı ->İNSÂN ->İNSÂN EDeR!.”
MüNiR DERmÂN kaddesallahu sırrahu..
RÛHun EBeden ŞÂD OLsun RAHmet DOLsun AzÎz DermÂN Hocam kaddesallahu sırrahu..