TûBâ ZeVKLeriMm..

Konu başlıkları sadece Kul İhvani'ye aittir.
Cevapla
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12868
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

TûBâ ZeVKLeriMm..

Mesaj gönderen kulihvani »

Resim


BeBe giBi -> EMEKkleriMm
KeReMm Kapını BeKkleriMm
->SaLLarım yEdi Kat GÖĞüNn
DÖKülür -> TûBÂ ZEVKkleriMm..

*

E lestü?. beLÂ!. BaŞağı
Öt-ER BİZ BİR-İZ BüLBüLü
GÖKten YERe ->BaŞ-Aşağı
SALLkım SAÇak TûBâ GÜL-ü..

*

hEM YEtiM >hEM ÖKsüz KALdık!
T û B Â giBi ->KÖKsüz KALdık!
C e N N e T ETTik -> cÂNımızı
bAŞ Aşağı DALLar -> SALLdık!..

*

RahmÂNa geL! ini DUYyduk!
-> “İrcii RABBi-ke!” UYyduk!
YAKûBun gÖZün -> YAŞInda
YûSuFa GÖR-KÖR KUYUyduk!..


ZEVK 5471

AKILLılar İ K L İ M i -nde.. -> DELİ-lerle YARIŞtık da!
SEkİZ kERRe DELİ! DEndik!. -> DELİ-lere KARIŞtık da!
devr-i devrÂN! seyr-i seyrÂN! cevl-i cevlÂN! hayr-ı HaYyrÂN!.
fe Fi RRu! FıRrladık HaYy DOST!.. SıRR-ı SIFIR SARIŞtık da!..


01.07.13 12:07
brsbrs..dvr-iâlemm…


*

kul ihvÂNi “-> Git İŞine!”
ÂLEMi TAK!”ma PEŞine!
bu ÂLEM -> ÖLÜm çÖLÜdür!
-> AK BaBA KONnsun LEŞine!..


YEtiM: BaBasını yitirmiş..
Öksüz: AnAsını yitirmiş..

SEkİZ kERRe DELİ! DEndik!.:
deli,
zır deli,
zırzır deli
hınzır deli

aRrlı deli.. aRrsız deli..
hıRrlı deli.. hıRrsız deli..
sıRrlı deli.. sıRrsız deli..
fıRrlı deli fıRrsız deli..

“T û B ” giBi ->KÖKsüz KALdık!:

T û B Â: sıRR-ı SiDRetü’l- münteha.. bİLElik TaRF-ı TaRaFı.. bİLElik-KİMlik-KİŞİlik “sen”liği "TaYyiB"i.. HÂL-i Hazır HOŞluğu.. Lutfu'-l Latîf letâfeti..

الَّذِينَ آمَنُواْ وَعَمِلُواْ الصَّالِحَاتِ طُوبَى لَهُمْ وَحُسْنُ مَآبٍ
Resim---Ellezîne âmenû ve amilûs sâlihâti tûbâ lehum ve husnu meâb(meâbin):
Onlar ki imân edenler ve salih amel (nefsi ıslâh edici amel) yapanlar ne mutlu onlara ve meabın (sığınağın) (en) güzeli onların.” (Ra'd 13/29).

tûbâ: çok güzel, en güzel, ne hoş, gözü aydın, ne mutlu..

Tuba'nın bir cennet veya cennette bir ağaç olduğu şeklinde değişik rivayetler yapılmıştır. Kurtubî gibi müfessirlerin katılımı ile yaygın olan görüş ağaç olduğu şeklindedir. Bu ağacın kökü yukarıda, dalları aşağıda olan büyük bir ağaç olduğuna inanılır. Meyvesinin hiç tükenmediği de rivayet edilir.
"Sahih olan görüş, Tûbâ'nın bir ağaç olduğudur."
(Kurtubî Tefsiri, IX, 317)

Tubâ, Cennetteki bir ağacın adıdır. Cennetteki her evde bu ağacın bir dalı mevcuttur.
(İbn Kesir, Tefsîru'l-Kur'ani'l-Azîm, İstanbul 1985, IV, 376-378)

Tuba ağacı ile ilgili bilgilere hadislerden ulaşılır. Cennetteki doğal güzelliklerin târif edildiği pek çok hadiste Tuba ağacından ve onun özelliklerinden bahsedilir.

Resim---Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: "Şüphesiz Cennette bir ağaç vardır ki, bir binici gölgesinde yüz yıl yürür de o gölgenin sonuna erişemez.” buyurdu..
(Buharî ve Müslim, Sehl İbn Sa'd'dan)

Resim---Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Tuba cennette bir ağaçtır. Büyüklüğü yüz yıllık yer tutar. Ve cennet elbiseleri de onun tomurcuklarından yapılır!” buyurdu..
(Ramuz el-Ehadis-2, s. 313/7)

Yunus Emre BaBamız da şiirlerinde TûBâmızı sık sık YÂD Eder..

Cennet tuba ağacı
Kökü arşta dal aşağı
,
Öter bülbüller durağı
Ne acaib ötüşü var
!..

*

Salınır tûbâ dalları,
Kur'ÂN okur hem dilleri,
Cennet bağının gülleri,
Kokar Allah deyu deyu


**

RahmÂNa geL!” ini DUYyduk!
-> “İrcii RABBi-ke!” UYyduk!
fe Fi RRu ilâllah..:


“ATae” -> “İrci’i” -> ve de” FıRRı” var!.. Uruc-Rücu’ -> Mi’racında..:

“RaHMÂN-a GEL!” mek Yüreğin:


إِن كُلُّ مَن فِي السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ إِلَّا آتِي الرَّحْمَنِ عَبْدًا
Resim---“İn kullu men fî's-semâvâti ve'l-ardı illâ âti'r-rahmâni abdâ(abden):
Göklerde ve yerde bulunan hiçbir kimse yoktur ki RAHMAN'ın huzûruna kul olarak GELmesin!.”
(Meryem 19/93)

مَنْ خَشِيَ الرَّحْمَن بِالْغَيْبِ وَجَاء بِقَلْبٍ مُّنِيبٍ
Resim---“Men haşiye'r-rahmâne bi'l-ğaybi ve câe bi kalbin munîbin:
görmediği halde RAHMAN'dan korkup O'na yönelen bir kalple gelen kimselere.”
(Kaf 50/33)

“RABB-e RucÛ” SıRRın SAÇ-mak:

ارْجِعِي إِلَى رَبِّكِ رَاضِيَةً مَّرْضِيَّةً
Resim---“İrciî ilâ rabbiki râdıyeten mardıyyeh (mardıyyeten) :
dön Rabbine, sen O'ndan O senden hoşnut olarak!”
(Fecr 89/28)

“Fe Firru!” ALLAH-a KAÇ-mak:

فَفِرُّوا إِلَى اللَّهِ إِنِّي لَكُم مِّنْهُ نَذِيرٌ مُّبِينٌ
Resim---“Fe FİRRû ilâllâh(ilâllâhi), innî lekum minhu nezîrun mubîn(mubînun) :
(Ey Rasûlüm, de ki: ) O halde hemen ALLAH’a kaçın, (küfrü bırakıb hemen imana gelin). Gerçekten ben, size, ALLAH tarafından (azab ile) korkutan açık bir peygamberim.” (Zâriyât 51/50)


*

YAKûBun gÖZün -> YAŞInda
YûSuFa GÖR-KÖR KUYUyduk!..:


ç” HÂLin BİLemez ->TOKklar
İLEsizler!.. -> DeRDi ÇOKklar!.
ANLAmaz -> Ya’KÛB ->sUF’u
>biRR dAMmla gÖZ YAŞI YOKklar..


*

GÖMmlekte KURDun KANıyız
KURB-ÂNız ->KOYUN CANıyız
-> KervÂNa > kÖLe KILındık!
HuRRi - guLÂM -> sultÂNıyız..


*

çİLE çARKın gERçekleri
TeVhiDin >TEKe TEKleri
hER sehER YENİden ar
SaBRrun CeMîL ÇEKleri..


*

KaLb-i virÂN.. Beytü'l-hazÂN
Ben-de SENi BEKler her ÂN
tın Tû >ZâHiR zindÂN
GaRib YURdu şehr-i kenÂN..


*

BiZ KÂRuBÂN ESİRiyİZ
KÂL
û Bedan BERİyİZ
EŞK
û BeSsî huZNî ilaLLâH
SıRRSIFIR SErSERiyİZ!..



وَجَآؤُوا عَلَى قَمِيصِهِ بِدَمٍ كَذِبٍ قَالَ بَلْ سَوَّلَتْ لَكُمْ أَنفُسُكُمْ أَمْرًا فَصَبْرٌ جَمِيلٌ وَاللّهُ الْمُسْتَعَانُ عَلَى مَا تَصِفُونَ
Resim---Ve câû alâ kamîsıhî bi demin kezib(kezibin), kâle bel sevvelet lekum enfusukum emrâ(emren), fe sabrun cemîl(cemîlun), vallâhul musteânu alâ mâ tesıfûn(tesıfûne) :
Ve üzerinde yalancı kan bulunan gömleğini getirdiler. (Babası şöyle) dedi: “Hayır. Sizi, nefsiniz bir işe sevketti. Artık bundan sonrası (benim yapmam gereken şey) güzel (bir) sabırdır. Sizin anlattığınız şeye karşı istiane (yardım) istenecek olan (sadece) Allah'tır.” (Yusuf, 12/18)

وَجَاءتْ سَيَّارَةٌ فَأَرْسَلُواْ وَارِدَهُمْ فَأَدْلَى دَلْوَهُ قَالَ يَا بُشْرَى هَذَا غُلاَمٌ وَأَسَرُّوهُ بِضَاعَةً وَاللّهُ عَلِيمٌ بِمَا يَعْمَلُونَ
Resim---Ve câet seyyâretun fe erselû vâridehum fe adlâ delveh(delvehu), kâle yâ buşrâ hâzâ gulâm(gulâmun), ve eserrûhu bidâah(bidâ’aten), vallâhu alîmun bi mâ ya’melûn(ya’melûne):
Ve bir yolcu kafilesi (kervan) geldi. Sonra da sucularını (kuyuya) gönderdiler. Böylece kovasını sarkıttı. “Müjde! Bu bir (erkek) çocuk.” dedi. Onu ticaret malı olarak sakladılar. Ve Allah, yaptıklarını (yapmakta olduklarını) en iyi bilendir.” (Yusuf, 12/19)

قَالَ إِنَّمَا أَشْكُو بَثِّي وَحُزْنِي إِلَى اللّهِ وَأَعْلَمُ مِنَ اللّهِ مَا لاَ تَعْلَمُونَ
Resim---Kâle innemâ eşkû bessî ve huznî ilallâhi ve a’lemu inallâhi mâ lâ ta’lemûn(ta’lemûne) :
(Yâkub as ) şöyle dedi: “Ben kederimi ve hüznümü sadece Allah'a arz ederim (şikâyet ederim). Ve sizin bilmediğiniz şey(ler)i ben Allah'tan (Allah'ın bildirmesi ile) bilirim." (Yusuf, 12/86)

يَا بَنِيَّ اذْهَبُواْ فَتَحَسَّسُواْ مِن يُوسُفَ وَأَخِيهِ وَلاَ تَيْأَسُواْ مِن رَّوْحِ اللّهِ إِنَّهُ لاَ يَيْأَسُ مِن رَّوْحِ اللّهِ إِلاَّ الْقَوْمُ الْكَافِرُونَ
Resim---Yâ beniyyezhebû fe tehassesû min yûsufe ve ehîhi ve lâ te’yesû min revhillâh(revhıllâhi), innehu lâ ye’yesu min revhillâhi illel kavmul kâfirûn(kâfirûne) :
Ey oğullarım, gidin ve Yusuf'u ve onun kardeşini iyice araştırın! Allah'ın vereceği ferahlıktan umut kesmeyin. Muhakkak ki; kâfirler (onu inkâr edenler) kavminden başkası, Allah'ın vereceği ferahlıktan umut kesmez. (Yusuf, 12/87)

فَلَمَّا أَن جَاء الْبَشِيرُ أَلْقَاهُ عَلَى وَجْهِهِ فَارْتَدَّ بَصِيرًا قَالَ أَلَمْ أَقُل لَّكُمْ إِنِّي أَعْلَمُ مِنَ اللّهِ مَا لاَ تَعْلَمُونَ
Resim---Fe lemmâ en câel beşîru elkâhu alâ vechihî fertedde basîrâ(basiran), kâle e lem ekul lekum innî a’lemu minallâhi mâ lâ ta’lemûn(ta’lemûne):Böylece müjdeci geldiği zaman onu (Yusuf'un gömleğini), onun (babasının) yüzüne sürdü. Görme hassası hemen geri döndü. Yâkub (A.S): “Ben size demedim mi? Gerçekten, ben sizin bilmediğiniz şeyleri Allah'tan (vahiy olarak) biliyorum.” dedi.
(Yusuf, 12/96)


GaRîb YURdu şehr-i kenÂN..:
KaRîb: el HaKK Teâlâ’nın Kurbetinte sultÂNlık Yakınlığı..
GaRîb: el HaKK Teâlâ’nın Gurbetinte KuLLuk Iraklığı..

Elbette ki Fırka-yı Nâciyyenin MuhaMMedî YOLcusu az, YOLu GaribÂNlar YOLUdur;

Resim---Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: " ............... عن أبي هريرة ؛ قال : قال رسول الله صلى الله عليه وسلم:
بدأ الإسلام غريبا وسيعود كما بدأ غريبا. فطوبى للغرباء "

İslam garib olarak başladı ve yine başladığı gibi garibliğe dönecektir. Fe tûBâ li’l- GureBâ: Ne mutlu o gariblere!” buyurdu.

(Ebu Hureyre radiyallahu anhu’dan; Müslim : 1. Cilt 145. No ; İbni Mâce : 10.3987.No)

Resim---Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: "........ عن عبد الله بن عمرو قال : قال رسول الله صلى الله عليه وسلم : طوبى للغرباء طوبى للغرباء طوبى للغرباء فقيل من الغرباء يا رسول الله قال ناس صالحون في ناس سوء كثير من يعصيهم أكثر ممن يطيعهم "

"Müjdeler olsun o gariblere. Müjdeler olsun o gariblere. Müjdeler olsun o gariblere!” buyurunca dediler ki : “Kimdir o garibler Yâ Rasûlullah?” Buyurdu ki : “Kötü insanlar içinde çok az bulunan Sâlih insanlardır. Onların -içerisinde bulunduğu toplumda- isyan edenler çok, itaat edenler ise azdır!”

(Abdullah b.Amr b. As radiyallahu anhu’dan; İ. Ahmed , Müsned 2 / 222.7032 ; Shf. Sahiha : 4 . cilt 1619. No)

Resim---Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “قال رسول الله صلى الله عليه وسلم : بدأ الاسلام غريبا وسيعود غريبا كما بدأ فطوبى للغرباء: Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellembuyurdu: "El İslamu bedâ gariben ve seyuudu gariben fe TûBÂ lilgurebâ: İslâm garib olarak başladı ve başladığı gibi (günün birinde) garib hâline dönüşecektir. Fe tubâ li’l-gurâbâ: Ne mutlu-Müjdeler Olsun Gariblere! (Sıddık Ve Âdil Muhammedî Âşıklara!)” .
(Ebu Hureyre radiyallahu anhu dan; İbni Mâce, Sünen, Fiten- 3986 ve Müslim Enes bin Mâlik radiyallahu anhu dan; İbni Mâce, Sünen, Fiten-3987 Zevâid Abdullah İbni Mes’ud radiyallahu anhu dan; İbni Mâce, Sünen, Fiten 3988 ve Tirmizî)

*

ZâHRi ZeHiR BâtıN BALLı
SûReTi -> SîReT-i HÂLLı
->kESs SeSini kul ihvÂNi
baŞşlaSÎN TûBâ MaSALLı.. mİŞş..mş..


01.07.13 13:47
brsbrs..dvr-iâlemm…
Resim
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12868
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Re: TûBâ ZeVKLeriMm..

Mesaj gönderen kulihvani »

TEKe TEK YÜRÜ ihvÂNi
TeVHiDin BÜRÜ ihvÂNi!
DERini YÜZ TeVHiDinle
->SIRATa SÜRÜ ihvÂNi!..


Resim

ZEVK 5475

Bir Kur'ÂN bir Ehl-i Beyt’im!..” -> ReSÛL ELİ -> Ehl-i ÂBÂ!.
-> LÂMMeLÂMet MÎM-inde!.. KARÎB-İZ ->TÛBÂ GURa!
KÖKümüz -> SONsuz SEMÂda!. ->DaLLarımız BULut BULut!
-> ihvÂNi Selin -> SıRRı!.. -> TeKMiL-i TeVHiDi -> T Û B Â!..


04.07.13 12:01
brsbrs..dvr-iâlemmtktktrstkks

larsa ->AnAm lar!
GERİsi -> YaLAN AĞlar!
GÖBek BAĞın TÜRSüne
->TEKe TEK KaLAN AĞlar!..

ResimRasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Şüphesiz (âhirete) çağrılıp gitmem yakındır. Size iki büyük ve hukuku ağır emanet bırakıyorum. Birisi Aziz ve Celil olan Allah’ın kitabı Kur’an. Diğeri de gözümün nuru ehl-i beytimdir. Allah’ın kitabı Kur’an; semadan yeryüzüne uzatılmış (ilâhî ve nuranî) bir iptir. Lâtif ve Habîr olan (her şeyi bilen Rabbim) bana bildirdi ki: Kur’ân’la ehl-i beytim (âhirette) Havz-ı Kevser’in başında bana gelene kadar birbirinden ayrılmayacak. Öyleyse sizler (size emanet ettiğim) bu iki şeyde bana nasıl halef olduğunuza (benden sonra onlara nasıl davrandığınıza) iyi bakınız; onların hakkını korumaya dikkat ediniz!” buyurmuştur.
(İ. Ahmed Müsned 111 17;V 182;Tabarânî el-Mu’cemu’l-Kebir V 154 (No:4922 4923); Tirmizî Menâkıb 32 (No:3788. Aynı konuda biraz farklı bir rivayet)

Elbette TûBÂ.. BİLElik TARFı-TARAFı YOLU ki, Fırka-yı Nâciyyenin; MuhaMMedî YOLcusu az, YOLu GaribÂNlar YOLUdur;

Resim---Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: " ............... عن أبي هريرة ؛ قال : قال رسول الله صلى الله عليه وسلم:
بدأ الإسلام غريبا وسيعود كما بدأ غريبا. فطوبى للغرباء "

İslam garib olarak başladı ve yine başladığı gibi garibliğe dönecektir. Fe tûBâ li’l- GureBâ: Ne mutlu o gariblere!” buyurdu.

(Ebu Hureyre radiyallahu anhu’dan; Müslim : 1. Cilt 145. No ; İbni Mâce : 10.3987.No)

Resim---Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: "........ عن عبد الله بن عمرو قال : قال رسول الله صلى الله عليه وسلم : طوبى للغرباء طوبى للغرباء طوبى للغرباء فقيل من الغرباء يا رسول الله قال ناس صالحون في ناس سوء كثير من يعصيهم أكثر ممن يطيعهم "

"Müjdeler olsun o gariblere. Müjdeler olsun o gariblere. Müjdeler olsun o gariblere!” buyurunca dediler ki : “Kimdir o garibler Yâ Rasûlullah?” Buyurdu ki : “Kötü insanlar içinde çok az bulunan Sâlih insanlardır. Onların -içerisinde bulunduğu toplumda- isyan edenler çok, itaat edenler ise azdır!”

(Abdullah b.Amr b. As radiyallahu anhu’dan; İ. Ahmed , Müsned 2 / 222.7032 ; Shf. Sahiha : 4 . cilt 1619. No)

Resim---Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “قال رسول الله صلى الله عليه وسلم : بدأ الاسلام غريبا وسيعود غريبا كما بدأ فطوبى للغرباء: Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellembuyurdu: "El İslamu bedâ gariben ve seyuudu gariben fe TûBÂ lilgurebâ: İslâm garib olarak başladı ve başladığı gibi (günün birinde) garib hâline dönüşecektir. Fe tubâ li’l-gurâbâ: Ne mutlu-Müjdeler Olsun Gariblere! (Sıddık Ve Âdil Muhammedî Âşıklara!)” .
(Ebu Hureyre radiyallahu anhu dan; İbni Mâce, Sünen, Fiten- 3986 ve Müslim Enes bin Mâlik radiyallahu anhu dan; İbni Mâce, Sünen, Fiten-3987 Zevâid Abdullah İbni Mes’ud radiyallahu anhu dan; İbni Mâce, Sünen, Fiten 3988 ve Tirmizî)
Resim
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12868
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Re: TûBâ ZeVKLeriMm..

Mesaj gönderen kulihvani »

ResimDE BUyur..
Kul ihvÂNim!..

SeYRin SERebâ ihvÂNi
HÂLin HARebâ ihvÂNi
TEKe TEK ÇEK ki çİLEni

-> "TûBâ GuReBâ ihvÂNi!..”

*

HALkından -> El HAKKına KAÇ!
Mahkum-Me’mur-Mecbur-MuhTAÇ
->ÖZüNn gİZle ->ReSÛL-ü İZle!
>RaBBur- RahîM KOKUsun SAÇ!..

*

RaBBıma DARılma SAKın!
KıtMÎRlik KemERin TAKın!
gERçek SANdıkların SANal
pERde KAPanacak.. >YAKın!.

*

ARKana BAKmadan YÜRü!
-> SıRR-ı SıFıRını ->SÜRü!
SÜRüm SÜRüm SÜRünDÜrür
>“K U Lu Olmandan ÖTürü!..

*

ReHBer-i RaBb >HaBîB yüRü
->ÇİLE-lerin -->TaBîB yüRü
-> “GaBiRUNlara >ALdırma!
KervÂN İTi ->->GaRîB yüRü!..

*

GELdiğin KİMse BİLmesin
GÜLdüğün KİMse BİLmesin
MuHaCîr YAŞA
-> BUrsada
ÖLdüğün KİMse BİLmesin!..:

*

Kul KıtMÎRim SÖZünü KeSs!
Kendi YOLUn BULur hERkESs
OKU
-> dOKU Kur'ÂN-ımİZ!.
GÖĞe ULU!.. NEFes NeFeSs!..

*

RüzGÂR giBi >BULut giBi
SENle RahMet OLsun SEVgi
GARİB OL
->görsün SEVgili
KİMse BİLmesin KİMliğin
Var-Yok giBi.. ->Benim giBi!..

ZEVK 5513

BİLe BİLseydim biR keRRe.. NE İşleyip >Nİttiğimi!
-> GÖREBİLseydi gÖZlerim!. TÜKendiğimm Bİttiğimi
TEKe TEK tERasta RüZGÂR.. > UMUTlarımı UĞULdar
KiMse BİLmez ki BUrsaya -> GELdiğimi GİTTiğimi!..


18.08.13. 16:26
brsbrs..tktktrstkkmz..



SeYRin SERebâ ihvÂNi
HÂLin HARebâ ihvÂNi
TEKe TEK ÇEK ki çİLEni
->TûBâ GuReBâ ihvÂNi!.. :


Resim---Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: " ............... عن أبي هريرة ؛ قال : قال رسول الله صلى الله عليه وسلم:
بدأ الإسلام غريبا وسيعود كما بدأ غريبا. فطوبى للغرباء
"
İslam garib olarak başladı ve yine başladığı gibi garibliğe dönecektir. Fe tûBâ li’l- GureBâ: Ne mutlu o gariblere!” buyurdu.

(Ebu Hureyre radiyallahu anhu’dan; Müslim : 1. Cilt 145. No ; İbni Mâce : 10.3987.No)

HALkından -> El HAKKına KAÇ!
Mahkum-Memur-Mecbur-MuhAÇ
->ÖZüNn gİZle ->ReSÛL-ü İZle!
>RaBBur- RahîM KOKUsun SAÇ!..


Fe tûBâ li’l- GureBâ: O’nlar ki….

GELdiğin KİMse BİLmesin
GÜLdüğün KİMse BİLmesin
MuHaCîr YAŞA -> BUrsada
ÖLdüğün KİMse BİLmesin!..:


Resim---Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: "Riyanın en azı dahi şirktir. ALLAH, kendisine itaat eden, kendisinden korkan ve gösteriş yapmadan gizli gizli ALLAH'a ibâdete devam edenleri sever. Onlar bir yerden ayrıldıklarında ayrıldıklarını kimse farketmez, bir yerde bulunduklarında kimse onların varlığını fark etmez. Onların kalbleri hidâyet kandilleri gibidir. Onlar, karanlık siyahlara benzer fitnelerden selâmetle çıkarlar." buyurmuştur.
(Muaz bin Cebel radiyallahu anh’dan; İbni Mâce, Fiten: 16. İmam Taberâni, Mu’cemu’s-Sağir Tercüme ve Şerhi, (İsmail Mutlu), Mutlu Yayınları: 2/307-308)

Resim---Rasûlullah sallallahu aleyhi ve selem: “Evliyaullah o kimselerdir ki görüldükleri zaman Allah hatırlanır.” buyurmuştur.
(Said İbni Cübeyir radıyallahu anhudan; Nesaî; “Sünen”, Tefsir, (6/362). ; Es-Sabuni, “Safvetü’t Tefasir”, 1/371-372. ; Alûsî, “Rûhu'l Meânî”, c. III. s. 144. ; Ömer Ziyaeddin Dağistani, “Tasavvufi Fetvalar”, s. 185. 5- Said-i Nursi, “Mektubat”, s. 444.)

Resim---Bir kişi Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem'e: "Yâ Rasûlullah! Allah'ın velileri kimlerdir?" diye sordu. Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle cevap verdiler: "Gördüklerinde insana Allah Teâlâ'yı hatırlatan kimselerdir"
(Heysemî, X/78; Bezzar, İbn Abbas'tan)

ReHBer-i RaBb >HaBîB yüRü
->ÇİLE-lerine ->HaBîB yüRü
-> GaBiRUNlara ALdırma!
KervÂN İTi ->>GaBîB yüRü!..

*

GELdiğin KİMse BİLmesin
GÜLdüğün KİMse BİLmesin
MuHaCîr YAŞA -> Bursada
ÖLdüğün KİMse BİLmesin!..:


GaBiRUN: Haktan ve HaYRdan-YÂRdan geRi DÖNen DÖNekler..

Resim---Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Allah indinde en kıymetli kimseler, dinleri için yurtlarını terk eden GARiBlerdir. Allahü Teâlâ, kıyamette onları Hz. İsa ile haşreder.” buyurdu.
(İbni Mâce)

Resim---Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “GARiB, gurbette Allah yolundaki mücahid gibidir. Her adımında derecesi yükselir ve elli sevap yazılır. Gurbette garibe Cennet vâcibdir. Garibe ikram edin!. Çünkü, onun kıyamette şefaat hakkı vardır. Belki onların şefaati ile kurtulursunuz.” buyurdu.
(Ebu Nuaym)

Resim---Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “GARiBlerin dostu ve yardımcısı Allah ve Resulüdür.” buyurdu.
(Tirmizî)

Resim---Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “GARiBler, azınlıkta kalan salihlerdir. Bunları sevmeyen, sevenden çoktur.” buyurdu.
(İ. Ahmed, Müsned)

Resim---Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Kötüler arasında bulunan salih kişi GARiBtir.” buyurdu.
(Deylemî)

Resim---Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Halkın bozduğu sünnetimi düzelten GARiBlere müjdeler olsun!” buyurdu.
(Tirmizî)

Resim---Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: Bir zaman gelir, sünnetime (İslamiyet’e) uyan GARiB olur.” buyurdu.
(Şir'a)

Resim---Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Hakkın peşinde olmak, GARiB ve yalnız kalmak demektir.” buyurdu.
(İbni Asakir)

Resim---Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Müminler, dünyada GARiBtir.” buyurdu.
(Ebu Nuaym)

Resim---Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Gurbetteki garibe yardım eden Cenneti hak eder.” buyurdu.
(Deylemî)

Resim---Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Allahü teâlâ buyuruyor ki: büyüklenmeyen, gününü Allah’ın razı olduğu işleri yapmakla geçiren, günahta ısrar etmeyip istiğfar eden, aç olanı doyuran, GARiBi koruyan, küçüğe acıyan, büyüğü sayan kimselerin istediklerini veririm, namazlarını ve dualarını kabul ederim.” buyurdu.
(Darekutnî)

Resim---Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Yatacak yer bulamayan GARiB bir misafire yardım etmek, yemek yedirmek Müslümanların üzerine borçtur.” buyurdu.
(İ.Asakir)

Resim---Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “GARiB olarak ölen şehiddir.” buyurdu.
(İbni Mâce)

Resim---Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem:GARiB hastalanıp dört yanına bakar, tanıdık birini göremezse, her nefesine, yetmiş bin sevap verilir, yetmiş bin günahı affolur.” buyurdu.
(Deylemî)

Resim---Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Bu kişi keşke, doğduğu yerden başka yerde ölseydi. Çünkü başka yerde ölen mümine, vatanı ile öldüğü yer arasındaki uzaklık kadar Cennette fazla bir yer verilir.” buyurdu.
(Nesaî, Taberanî)

Resim---Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Dünyada GARiB veya yolcu gibi ol. Kendini ölmüş say!.” buyurdu.
(Buharî, Tirmizî, İbni Mâce)

hani yörük AtAlarımız demişti ya!: “Mal, gurbette vatandır. Fakirlik vatanda gurbettir. Fakir, her yerde GARiBtir!”

Yunus Emrem kaddesallahu sırrahu da, bencileyin GARiBler için ÖYKÜdüydü yaa tâa o zamANlar:

Söyler dilim ağlar gözüm
GARiBlere göynür özüm
Gurbet elde geçmez sözüm
şöyle GARiB bencileyin
!..

*

Bir GARiB ölmüş diyeler
Üç günden sonra duyalar
Soğuk su ile yuyalar
Şöyle GARiB bencileyin
!..


Es SeLâm Olsun Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem'i BİLip-BULup-OLup-YAŞAyarak -> DUYup UYÂNlara..


Resim

TÜRKÇESİ: Allahümme salli ve sellim ve bârik alâ Seyyidinâ ve Mevlânâ Muhammedîn ve enzilhil mak'adel mukarrabbi indeke yevmel kıyâmeti Resim Vâhşurnâ fi zümretihi tahte livâihi fi zılli arşikel mecîd Resim İnneke alâ kulli şey'in kadîr.

MÂNÂSI: “ALLAH'ım! Efendimiz ve Sahibimiz Muhammed (sallallahu aleyhi ve sellem)'e salât, selâm ve bereket dileklerimizi ilet, salât et ! Onu kıyâmet gününde yâkînlerin makamında konuklandır.Ve bizi, Mecîd (ulu) Arşıyın gölgesinde onun livâ'sı (bayrağı) altında haşrolan zümresi içinde haşret. Şüphesiz ki sen herşeye kadirsin!”
Resim
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12868
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Re: TûBâ ZeVKLeriMm..

Mesaj gönderen kulihvani »

Resim


BİLmek>BULmak>OLmak güzEL!
->Ve >YAŞAmak AŞK’ı >HaYyat!
->HaKk AŞKı’yLa DOLmak güzEL!
MuhaMMedî ->MEŞK”i ->HaYyat!


ZEVK 6502

AHhmak ANLAmaz HaYyatı ->GEL-GEÇ OYUNu SANıyor!
->HaKk ÂŞıKLar ->İBRaHîMî -> NÛRun NÂRında YANıyor!
“SeBBeha” ZiKRinde SiSteM >ZeRRe DÖNer KüRRe DÖNer!
->bU ÂLEMde ->“Altı yÖN”ün ->ANLAyan ->YUVARLANıyor!.


05.12.14. 06:43
brsbrsmm..mksmcâmimzdesllma..



bu ÂLEM ->AŞK SEMaHÂNesi
GARiB-KâriBler ->DÖNmekte
-> “yuSEBBihu” -> DiVÂNesi
gAYRısı >YANıp ->SÖNmekte!.


HaKiKat HaYy SerâPâ HaYy!
Ma’Mure HaYy HaraBâ HaYy!
GERİsi -> ŞEYyden TeyYÂRe!.
->“Fe tûBâ Lî’L- GurâBâ” HaYy!.


tûbâ: çok güzel, en güzel, ne hoş, gözü aydın, ne mutlu..
T û B Â: sıRR-ı SiDRetü’l- münteha.. bİLElik TaRF-ı TaRaFı.. bİLElik-KİMlik-KİŞİlik “sen”liği "TaYyiB"i.. HÂL-i Hazır HOŞluğu.. Lutfu'-l Latîf letâfeti..
KaRîb: el HaKK Teâlâ’nın Kurbetinte sultÂNlık Yakınlığı..
GaRîb: el HaKK Teâlâ’nın Gurbetinte KuLLuk Iraklığı..
SerâPâ: ser farsça baş demektir, pâ ise ayak.. baştan ayağa..
Altı yÖN: bir İnsÂNIn/AKLın ÂFakî-DIŞ yÖNü ->ÖNü-ARKas-SAĞı-SOLu-Altı-Üstü..
Yedinci YÖN: bir İnsÂNIn/AKLın ENfusî-İÇ yÖNü ->ÖZ YöNü.. RaSûLî-RaBBÂNî yÖNn..


Resim---Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: "Şüphesiz Cennette bir ağaç vardır ki, bir binici gölgesinde yüz yıl yürür de o gölgenin sonuna erişemez.” buyurdu..
(Buharî ve Müslim, Sehl İbn Sa'd'dan)

Resim---Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Tuba cennette bir ağaçtır. Büyüklüğü yüz yıllık yer tutar. Ve cennet elbiseleri de onun tomurcuklarından yapılır!” buyurdu..
(Ramuz el-Ehadis-2, s. 313/7)

Elbette ki Fırka-yı Nâciyyenin MuhaMMedî YOLcusu az, YOLu GaribÂNlar YOLUdur;

Resim---Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: " ............... عن أبي هريرة ؛ قال : قال رسول الله صلى الله عليه وسلم:
بدأ الإسلام غريبا وسيعود كما بدأ غريبا. فطوبى للغرباء "

İslam garib olarak başladı ve yine başladığı gibi garibliğe dönecektir. Fe tûBâ li’l- GureBâ: Ne mutlu o gariblere!” buyurdu.

(Ebu Hureyre radiyallahu anhu’dan; Müslim : 1. Cilt 145. No ; İbni Mâce : 10.3987.No)

Resim---Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: "........ عن عبد الله بن عمرو قال : قال رسول الله صلى الله عليه وسلم : طوبى للغرباء طوبى للغرباء طوبى للغرباء فقيل من الغرباء يا رسول الله قال ناس صالحون في ناس سوء كثير من يعصيهم أكثر ممن يطيعهم "

"Müjdeler olsun o gariblere. Müjdeler olsun o gariblere. Müjdeler olsun o gariblere!” buyurunca dediler ki : “Kimdir o garibler Yâ Rasûlullah?” Buyurdu ki : “Kötü insanlar içinde çok az bulunan Sâlih insanlardır. Onların -içerisinde bulunduğu toplumda- isyan edenler çok, itaat edenler ise azdır!”

(Abdullah b.Amr b. As radiyallahu anhu’dan; İ. Ahmed , Müsned 2 / 222.7032 ; Shf. Sahiha : 4 . cilt 1619. No)

Resim---Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “قال رسول الله صلى الله عليه وسلم : بدأ الاسلام غريبا وسيعود غريبا كما بدأ فطوبى للغرباء: Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellembuyurdu: "El İslamu bedâ gariben ve seyuudu gariben fe TûBÂ lilgurebâ: İslâm garib olarak başladı ve başladığı gibi (günün birinde) garib hâline dönüşecektir. Fe tubâ li’l-gurâbâ: Ne mutlu-Müjdeler Olsun Gariblere! (Sıddık Ve Âdil Muhammedî Âşıklara!)” .
(Ebu Hureyre radiyallahu anhu dan; İbni Mâce, Sünen, Fiten- 3986 ve Müslim Enes bin Mâlik radiyallahu anhu dan; İbni Mâce, Sünen, Fiten-3987 Zevâid Abdullah İbni Mes’ud radiyallahu anhu dan; İbni Mâce, Sünen, Fiten 3988 ve Tirmizî)

“SeBBaha”:

يُسَبِّحُ لِلَّهِ مَا فِي السَّمَاوَاتِ وَمَا فِي الْأَرْضِ الْمَلِكِ الْقُدُّوسِ الْعَزِيزِ الْحَكِيمِ
Resim---YUSEBBİHU lillâhi mâ fîs semâvâti ve mâ fîl ardıl melikil kuddûsil azîzil hakîm(hakîmi) : Göklerde ne var, yerde ne varsa (HEPSİ) O mülk-ü melekûtun eşsiz hükümrânı, noksaanı mucib herşeyden pâk ve münezzeh, gaalib-i mutlak, yegâne hukûm ve hikmet saahibi ALLÂHI TESBÎH (VE TENZÎH) ETMEKDEDİR.” (Cuma 62/1)


Yusebbihu: tesbih eder.
Sebbaha: yüzmek..

Yerdeki göklerdeki ZeRReler yani ATOMlar;
NeşRlerinden HaŞRlerine kadar döndüler, dönmekteler ve dönecekler.
Bu SeBBaHa yüzüş RAKSı, hep sürecek her AN yeniden Yaratılanlarla ŞEENULLAHta..
Ve ne zamAN AKILlarımız DEVR-ÂNı Anlarsa ve DEVRe İştirak ederse Yusebbuhu Zikr-i Dâmindeyiz inşae ALLAH..



Resim

Allâhumme salli ve sellim ve bârik alâ seyyidinâ MuhaMMedin
Abdike ve
Nebiyyike ve
Rasûlike ve
Nebiyyi'l- Ummiyi ve alâ âlihi, ehl-i beytihi ve's-sahbihi ve uMMetihi...

ALLAHımız celle celâluhu!
BİZe MuhaMMedî Gayret,
PÎRimizden Hâl-i HiMMet,
RASÛLünden ŞiFâ-yı ŞeFâat,
ZÂTından İnâyet-Hidâyet-Selâmet
İZZet-i İhsÂNınla LûTFet-CEM’ et CUMÂMIza İnşae ALLAH!..

Resim esSALÂt -ü- ve’s-SeLÂmu ALeyke yâ Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem!


28. SALÂVÂT-I ŞERÎFE:(Ebu'l-Hasen-eş-Şâzeli (kaddasallahu sırrehu)'ya âit Salâtu'n- Nuri'z- Zâtî)
İç sıkıntıları ve zorlukların aşılmasında şifâdır.


Resim

TÜRKÇESİ: Allâhumme salli ve sellim ve bârik alâ Seyyidinâ
ve Mevlânâ Muhammedin Nûri'z
-Zâti
Ve's-sirri's-sâriî fî cemi'i'l-âsâri
Ve'l-esmâi ve's-sıfâti Ve alâ âlihi ve sahbihi ve sellim
Adede kemâl'illâhi ve kemâ yelîku bikemâlihi
.


MÂNÂSI: "ALLAH'ım! Zâtın nûru,
Esmâ ve sıfatların bütün eserlerine
(mevcûdat) sârî (süren, süregen, sürücü, yayılan) sırrı olan
Efendimiz ve Sahibimiz Muhammed
(salallahu aleyhi ve sellem)'e,
ailesine ve ashabına salât-ü-selâm ve bereketini ihsân eyle!
ALLAH'ın kemâli adedince ve O'nun kemâlinin lâzım ve lâyıkınca!"
Resim
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12868
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Re: TûBâ ZeVKLeriMm..

Mesaj gönderen kulihvani »

ResimFEVKin TAHtı..
BEyin TarLamdaki
->AKıL AĞacımmm..


->İĞNEnin UCU-nda giBi
UStuRa AĞzında ->SEVgi
BİZ BİR-İZ’in İSMi ->AŞKtır
SEVen<->SEViLen->SEVgiLi..

KÖKü ARŞta>DALLarı ARZda
->TûBâ AĞACı -->CeNNet-in
ASL-ın FASLı >AYN-ı FARZda
SEVgi VÂCiB SıRR-ı SüNNetin..


ZEVK 6943

Yİyip ->İÇip ->GELip ->GEÇen ->ÖMÜRLere YANıYORum!
HAYyvANLar BİLe KOKLaşır ->GÖRmüYORLar SANıYORum!

ANA RAHMi ->MeZÂR TAŞı
->İŞin SONu -->İŞin BAŞı..
->YAŞAnmayAN YALANdır HeP.. ->bEN AŞKa İNANıYORum!.


07.08.15 13:32
Brsbrs.. brsdvlthstÂNesi…


EL HAYy’ın ->HaYat AğaCı
TeKMiL TEVHiD TÛBÂ TÂCı
URUC’u ARZ>RÜCÛ’su ARŞ
>MuhaMMedî MeŞK Mİ’RÂCı..



Tûbâ: Ne hoş. Ne iyi. Her şeyin iyisi ve efdali. * İyilik, güzellik. Baht. * Cennette bulunan ve kökü göklerde dalları aşağıda olan ağaç ismi. * Çok berrak ve saf olan. * Saâdet. Hayır. Devlet..
Tûbâ-i Hilkat: Hilkat ağacı, hilkat tûbâsı. Kâinat, teşbih yapılarak tûbâ ağacına benzetilmiştir.


Tûbâ, Arapça kökenli bir sözcük olup; mutluluk, hoşluk, güzellik, iyilik gibi anlamlara gelmektedir.

Kur'ÂN-ı Kerîmde;

الَّذِينَ آمَنُواْ وَعَمِلُواْ الصَّالِحَاتِ طُوبَى لَهُمْ وَحُسْنُ مَآبٍ

Resim---" Ellezîne âmenû ve amilûs sâlihâti TûBâ lehum ve husnu meâb(meâbin).: İman edip salih amellerde bulunanlar, ne mutlu onlara. Varılacak yerin güzel olanı (onlarındır).” (Ra’d 13/29)

إِنَّ الَّذِينَ آمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ لَهُمْ جَنَّاتٌ تَجْرِي مِن تَحْتِهَا الْأَنْهَارُ ذَلِكَ الْفَوْزُ الْكَبِيرُ

Resim---"İnnellezîne âmenû ve amilus sâlihâti lehum cennâtun tecrî min tahtihâl enhâr(enhâru), zâlikel fevzul kebîr(kebîru).: Şüphesiz iman edip salih amellerde bulunanlara gelince; onlar için altından ırmaklar akan cennetler vardır. İşte büyük 'kurtuluş ve mutluluk' budur.” (Bürûc 85/ 11)

وَالنَّجْمُ وَالشَّجَرُ يَسْجُدَانِ

Resim---"Ven necmu veş şeceru yescudân(yescudâni).: Bitki ve ağaç (O'na) secde etmektedirler.” (Rahman 55/6)

وَحَدَائِقَ غُلْبًا

Resim---"Ve hadâika gulbâ(gulben).: Ve ağaçları iç içe olmuş (dalları birbirine girmiş) bahçeler.” (Abese 80/30)

Hadis-i Şeriflerde;

Tûbâ ağacı ile ilgili bilgilere hadislerden ulaşılır. Cennetteki doğal güzelliklerin târif edildiği pek çok hadiste Tûbâ Ağacından ve onun özelliklerinden bahsedilir.:

Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: “Tûbâ cennette bir ağaçtır. Büyüklüğü yüz yıllık yer tutar. Ve cennet elbiseleri de onun tomurcuklarından yapılır.” buyurdu.

(Ramuzu’l- Ehadis-2, s. 313/7)

Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: “Cennette hiçbir ağaç yoktur ki gövdesi, altından olmasın.” buyurdu.
(Tirmizî, Kütüb-i Sitte-14, s. 427/10)

Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: “Cennette bir ağaç vardır ki, binekli bir kimse yüzyıl gölgesinde yürüse onu katedemez. İsterseniz şu ayeti okuyun: “Daimi gölgededirler, çağlayıp duran su başlarındadırlar.”

(Enes radiyallahu anhudan; Tirmizi), Kütüb-i Sitte-14, s. 427/9)

وَظِلٍّ مَّمْدُودٍ

Resim---"Ve zıllin memdûd(memdûdin).: Ve uzayan gölgeler (içinde).” (Vâkı'a 56/30)

وَمَاء مَّسْكُوبٍ

Resim---"Ve mâin meskûb(meskûbin).: Ve çağlayan sular (arasında).” (Vâkı'a 56/31)


TûBÂ GuRaBÂ ÂŞıKLar!.
HÂL-i HaRaBÂ ÂŞıKLar!.
TûBÂ GuRaBÂ SEVenLer!.:


Resim---Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: " ............... عن أبي هريرة ؛ قال : قال رسول الله صلى الله عليه وسلم:
بدأ الإسلام غريبا وسيعود كما بدأ غريبا. فطوبى للغرباء "

İslam garib olarak başladı ve yine başladığı gibi garibliğe dönecektir. Fe tûBâ li’l- GureBâ: Ne mutlu o gariblere!” buyurdu.

(Ebu Hureyre radiyallahu anhu’dan; Müslim : 1. Cilt 145. No ; İbni Mâce : 10.3987.No)

Resim---Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: "........ عن عبد الله بن عمرو قال : قال رسول الله صلى الله عليه وسلم : طوبى للغرباء طوبى للغرباء طوبى للغرباء فقيل من الغرباء يا رسول الله قال ناس صالحون في ناس سوء كثير من يعصيهم أكثر ممن يطيعهم "

"Müjdeler olsun o gariblere. Müjdeler olsun o gariblere. Müjdeler olsun o gariblere!” buyurunca dediler ki : “Kimdir o garibler Yâ Rasûlullah?” Buyurdu ki : “Kötü insanlar içinde çok az bulunan Sâlih insanlardır. Onların -içerisinde bulunduğu toplumda- isyan edenler çok, itaat edenler ise azdır!”

(Abdullah b.Amr b. As radiyallahu anhu’dan; İ. Ahmed , Müsned 2 / 222.7032 ; Shf. Sahiha : 4 . cilt 1619. No)

Resim---Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “قال رسول الله صلى الله عليه وسلم : بدأ الاسلام غريبا وسيعود غريبا كما بدأ فطوبى للغرباء: Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu: "El İslamu bedâ gariben ve seyuudu gariben fe TûBÂ lilgurebâ: İslâm garib olarak başladı ve başladığı gibi (günün birinde) garib hâline dönüşecektir. Fe tubâ li’l-gurâbâ: Ne mutlu-Müjdeler Olsun Gariblere! (Sıddık Ve Âdil Muhammedî Âşıklara!)” .
(Ebu Hureyre radiyallahu anhu dan; İbni Mâce, Sünen, Fiten- 3986 ve Müslim Enes bin Mâlik radiyallahu anhu dan; İbni Mâce, Sünen, Fiten-3987 Zevâid Abdullah İbni Mes’ud radiyallahu anhu dan; İbni Mâce, Sünen, Fiten 3988 ve Tirmizî)

Karib: Çok yakın. Yerce ve mekânca uzak olmayan. * Yakın hısım.
Garib: Kimsesiz. Zavallı. * Gurbette olan. Hayret verici. Tuhaf. *
Gureba: (Garib. C.) Garibler.
Tûbâ gurabâ!: Ne mutlu Gariblere!.


ResimTAHTın FEVKi..

Yunus Emre kaddesallahu sırrahu de şiirlerinde bu ağaçtan sık sık sözetmiştir:

Cennet tûbâ ağacı
Kökü arşta dal aşağı
Öter bülbüller durağı
Ne acayib ötüşü var..


*

Salınır tûbâ dalları
Kur'ÂN okur hem dilleri
Cennet bağının gülleri
Kokar Allah deyu deyu..


*

Kevser havzına dalanlar
ölmezden öndin ölenler
Nefsini düşman bilenler
konar tûbâ dallarına..


*

Tûbâ dalından uçanlar
yüce makamdan geçenler
Şarâben tahûr içenler
banmaz dünya ballarına…


Yunus Emre kaddesallahu sırrahu

Resim

Hûr u tûbâ vasfın ey vâiz bugün az eyle kim
Hemdem ol tûbâ-hırâm u hûr-peykerdir bana..


Fuzûlî kaddesallahu sırrahu

Resim

Görelden sidre kaddini çemende tûbî-i cennet
Dedi kim kadd-i bâlâda bu resme müntehâ olmaz..


Cem SultÂN Hazretleri

Resim

Muhammediyye, Envârü’l-âşıkīn ve Mârifetnâme gibi tasavvufî ve edebî eserlerle hilyelerde, siyer, mevlid ve mi‘râciyyelerde bu hususta zengin anlatımlara rastlanmaktadır.
Bu konudaki bilgileri derleyen ve kavramı halk kültürüne yerleştiren metinlerin en eskilerinden olan Muhammediyye’nin “Faslün fî makāmâti’l-cenneti ve derecâtihâ” bölümünde vesîle cenneti anlatılırken tûbânın Resûlullah’ın cennetteki evinden çıkan bir ağaç olduğu ifade edilmektedir:


Vesîle cenneti anda olur kamudan a‘lâdır
Habîbullāha mahsustur o adn içre bu a‘lâ dâr..

Resûlün dârı içinde bir ağaç var adı tûbâ
Biter anun budağında ne denlü var ise esmâr..

Ol ağacın dibi dürden budakları zebercedden
Yücesi arşa mülhaktır aşağısı yere berdâr..

Onun kamu budakları der ü dîvârına erip
Ne kim var gurfe vü hücre doluptur bağçe vü gülzâr…


Gelibolulu Yazıcızâde Mehmed Efendi kaddesallahu sırrahu..

Resim

Erzurumlu İbrahim Hakkı kaddesallahu sırrahu da Marifetname'sinde şu şekilde bahseder:
Hak Teâlâ sidretu’l-muntehada büyük bir ağaç yaratmıştır ki, ona tûbâ ağacı derler. Onun aslı sarı altındandır. Dallari kırmızı mercandandır. Yaprakları yeşil zümrüttendir. Çeşitli meyveleri şekerdendir. Sonsuz dalları, cennet köşklerine sarkmıştır.

(Marifetname, Erzurumlu İbrahim Hz. Celik Yayinevi, İstanbul, 2011, syf:22)


Resim
ResimResim

ÖZeL-GÜZeL nOt:

CÂNÂNın ->CÂN KAFeSi NE?
KAFeSin ->NEFeS ->SESi NE?
->ALPER ->"TÛBÂ AĞaCı"mın
TOHUMu NE!? ->MEYVESİ NE?!.
Resim
Cevapla

“►Kul ihvâni ZEVKleri◄” sayfasına dön