Kulihvani KuN feye KuN ZEVKlERi

Kullanıcı avatarı
nur-ye
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 9089
Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00

Re: Kulihvani KuN feye KuN ZEVKlERi

Mesaj gönderen nur-ye »

Resim
Resim
Kullanıcı avatarı
nur-ye
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 9089
Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00

Re: Kulihvani KuN feye KuN ZEVKlERi

Mesaj gönderen nur-ye »

Resim
Resim
Kullanıcı avatarı
nur-ye
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 9089
Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00

Re: Kulihvani KuN feye KuN ZEVKlERi

Mesaj gönderen nur-ye »

Damla DER-yâ.. Mecnûn LeYLâ
SıRR-ı SIFIR.. KaRa SEV-dâ…
Dedim ve de DiyeceğiM
SoN Nefeste BİLe Güzz ÇiÇeğiMM…


Resim

ZEVK 4638

KûN feyeKûN ZeVKetmeyen, ZâT-a Zannın ZaRF Etmesin!
“MîM”le “Be” yi- “VaV”la “Fe” yi, DuDak Büküp HaRF Etmesin!
SEVen-SEVilen-SEVgilin… Resim Doksan Dokuz ESMÂ DİLİn..
KaRa SEV-dâ YAŞA-mayan Resim “SEVmek” SÖZÜn SaRF Etmesin!..


18.10.11 20:34
Smncbb frn-pnrbş-brs…



GÜZ ÇİÇEĞİMMM!..

Benim Doğdum köyde, Hasan Dağına yaylalara, ilk Baharda Mayıs Ayında çıkılır..
Başı karlı, narı sönmüş Yanar Dağın Yalımlarında koyun sürülerinin boyunlarındaki sarı çanların tizz sesleri yankılanır..
Zirveye yakın Kartal Gölü yamaçlarından, kışı oba damlarında geçiren, baharla birlikte dağlara tırmanan yılkı atlarının kişnemeleri duyulur..
Boz Boyun Yaylasından Karkın’ın Tahta Yaylasına mesaj taşıyan ve ard ardına sıkılan tabanca sesleri karşılık bulur..
Neşeye boğulur su sarnıçları..
Yalaklara su döken yedi renkli baş puşulu ceylan gözlü yörük dilberleri yarış yapar su dökmekte koyun kuzuya..
Yalım başından aşağıları seyreden Hasan Dağın Canlı Tarihi Deli ANŞA’m o gür içli ve yanık sesiyle alıveriritürkümüzü bozlakça:

“Meşeler göğermiş varsın göğersin
Söyleyin YÂRime durmasın gelsin! Vah Anam gelsin!..
Kötüye varmasın Asılsın Ölsün
Kötü, Adamın var ömrünü yok eder! Ah Anam Yok eder!..”

Temmuz da çalbalar çiçek açar en sarısından adam boyu.. paskulak derdik biz onlara..
Ve göç başlar dağlardan köylere..
Bomboş kalır obalar.. kurtlar ulur yerinde..

Köylere inen sürüler, kıştan önce GÜZ gelince bir daha çıkar dağlara otlamaya son otlarını dağın, GÜZLEK derler adına..
Sadece çobanlar alır gider sürüsün obalara dağlara..
Hafta da bir azık gider eşeklerle atlarla çobanlara..

Bilmiyorum 40 yıl mı oldu..
Ben de gittim bir seferinde azık götürdük..
Ali Çavuşun ÜSÜK (Hüseyin) Delicenin Hicabıyla çobandı..

Elmalı Koyak’ın arkacında 7 renk fışkırmıştı yamaçlar.. Cennet Çiçek açmıştı sanki..
Nasıl da dipdiri nasıl da rengarenkti Yâ RaBBım!..
Esans Dükkanı gibiydi.. Koyun gübre kokusuna karışan Çiçek Kokusu..
Hayran kalmıştım da, seyrine doyamamıştım da demet demet toplamıştım her renkten alelacele..
Üsük Emmi şaşırıp:
“Gara YiğeniM ne ideceksin şu GÜZ ÇİÇEKLERİ ni toplayıp da, beş dakkaya kalmaz solar giderler!” demişti..
Ve de az sonra tümü de boyunlarını büküp rengarenk gözlerini kapamışlardı..
Atmadım köye getirip Liseden kalma müzik defterimin içine dizdim..
Şimdiyse kuru kokuları İÇ Çölümde dipdiri…

İşte o gündür bu gündür ne zaman;
Anlatılamaz ve ancak Yaşanır bir GÜZEL-lik ve gerçek SEVgi -AŞK YAŞAsam ve GÖRsem,
GÜZ ÇİÇEKLERİ AKLıma gelir, İçim ürperir Yüreğim erir ve Gözlerimden Yaşlar boşanır!

Güz ÇiÇekeri ZEVKlerimiz ÖZümüzdem GÖZümüze Taşan AŞK Lavları gibidir!

"Sebebsiz, Kıyassız, Bedelsiz ve Şartsız Yüce AŞK" ların değer ve kıymetini BİLen Tertemiz yürekli gelecek BeBelere “Kayda GEÇsin” diye sıradan bir İÇ COŞkum olsun inşae ALLAH!..

Güz ÇiÇeği Kokulu SEVen-SEVilen SEVgililere..
MuhaMMedî MuhaBBetlerimle..
Resim
Kullanıcı avatarı
nur-ye
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 9089
Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00

Re: Kulihvani KuN feye KuN ZEVKlERi

Mesaj gönderen nur-ye »

Resim
Resim
Kullanıcı avatarı
nur-ye
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 9089
Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00

Re: Kulihvani KuN feye KuN ZEVKlERi

Mesaj gönderen nur-ye »

Resim
Resim
Kullanıcı avatarı
nur-ye
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 9089
Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00

Re: Kulihvani KuN feye KuN ZEVKlERi

Mesaj gönderen nur-ye »

Resim
Resim
Kullanıcı avatarı
nur-ye
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 9089
Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00

Re: Kulihvani KuN feye KuN ZEVKlERi

Mesaj gönderen nur-ye »

Resim
Resim
Kullanıcı avatarı
nur-ye
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 9089
Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00

Re: Kulihvani KuN feye KuN ZEVKlERi

Mesaj gönderen nur-ye »

Resim


Kınsız Kılıç KILıFı BeNem
Yedi DİLin ELiFi BeNem
Şehvet-Şehâdet Şu’unu
Züleyha’nın ZÜLüFü BeNem…

Kör KuYuYum
ÖZ SU-YuYum
YâkûB-a GÖZ
YU-SUf-uYuMM..

MîM-in MeŞKine Merceğim
Ben-deki BEN-e Gerçeğim
Ben-Sen-in BİZ DÜRbünüyem
Sen-deki BEN Güzz ÇiÇeğimmm..

4 GÖMlek Masalı SÖZ-üm
VARSana İKİ GÖZ-üm..
ARA-daki BUhar-BULut..
YÜZde BUZum ÖZ-de KÖZ-üm..


Resim

Resim
ZEVK 4647

“Bessî ve Huznî İlallâhi” Yakubî DermÂN BEKLEreM
Hasrete Hasret EKLEreM.. İlahî FermÂN BEKLEreMM
Dört GÖMleğim SOYdu cÂNım.. Yedi YÖNlü Zevk ZindÂNım
KûN feyeKûN” KUYU-sunda.. “YûSuF” uM KervÂN BEKLEreMMM…


22.10.11 02:32
gkç-drs-brs…

DE-mem o ki;

''Bessî ve Huznî İlallâhi” Yakubî DermÂN BEKLEreM
Hasrete Hasret EKLEreM.. İlahî FermÂN BEKLEreMM:

YakûB aleyhi's-selâm, Yakubî Makamda denenirken;
Kurda kuzusun kaptırmış Ceylan gibi ıssızlarda melerken, yalan konuşan oğlularını Sine Ekranından İzleyip İlahî Hikmet FermÂNın beklerken:

قَالَ بَلْ سَوَّلَتْ لَكُمْ أَنفُسُكُمْ أَمْرًا فَصَبْرٌ جَمِيلٌ عَسَى اللّهُ أَن يَأْتِيَنِي بِهِمْ جَمِيعًا إِنَّهُ هُوَ الْعَلِيمُ الْحَكِيمُ
Resim---''Kâle bel sevvelet lekum enfusukum emrâ(emren), fe sabrun cemîl(cemîlun), asallâhu en ye’tiyenî bihim cemî’â(cemî’an), innehu huvel alîmul hakîm(hakîmu) : (Babaları) dedi ki: "Hayır, nefisleriniz sizi (böyle) bir işe sürükledi. (Bana düşen) artık, güzel bir sabırdır. Umulur ki, Allah onların hepsini bana getirir. Çünkü O çok iyi bilendir, hikmet sahibidir."
(Yûsuf 12/86)

Ve de en içten en derin dert ile Yâr Adına Yanarken YÂRasına,
Hasret Oku deldikçe yüreğini ve de ADın Andıkça “Ah!” la gözlerine boz indi.. Cümle Cihan silindi SEYR sAHnesinden:

وَتَوَلَّى عَنْهُمْ وَقَالَ يَا أَسَفَى عَلَى يُوسُفَ وَابْيَضَّتْ عَيْنَاهُ مِنَ الْحُزْنِ فَهُوَ كَظِيمٌ
Resim---''Ve tevellâ anhum ve kâle yâ esefâ alâ yûsufe vebyaddat aynâhu minel huzni fe huve kezîm(kezîmun) : Onlardan yüz çevirdi, "Ah Yusuf'um ah!" diye sızlandı ve kederini içine gömmesi yüzünden gözlerine boz geldi.”
(Yûsuf 12/84)

Oğulları çok çoktu ancak vefâ yoktu.
10 oğlu da ANlayamadılar Hasret OKun Deldiği Yüreğin feryÂDını ve en acının tADını:

قَالُواْ تَالله تَفْتَأُ تَذْكُرُ يُوسُفَ حَتَّى تَكُونَ حَرَضًا أَوْ تَكُونَ مِنَ الْهَالِكِينَ
Resim---''Kâlû tallâhi tefteu tezkuru yûsufe hattâ tekûne haradan ev tekûne minel hâlikîn(hâlikîne): (Oğulları:) "Allah'a andolsun ki sen hâla Yusuf'u anıyorsun. Sonunda ya hasta olacaksın ya da büsbütün helâk olacaksın!" dediler.”
(Yûsuf 12/85)

Dışı yemyeşil NûR, İçi kıpkızıl NâR olan Yanar Dağlar gibi fısıldadı “AH!”ını göklere:

قَالَ إِنَّمَا أَشْكُو بَثِّي وَحُزْنِي إِلَى اللّهِ وَأَعْلَمُ مِنَ اللّهِ مَا لاَ تَعْلَمُونَ
Resim---''Kâle innemâ eşkû bessî ve huznî ilallâhi ve a’lemu inallâhi mâ lâ ta’lemûn(ta’lemûne) : O da şöyle dedi: 'Ben keder ve üzüntümü yalnız Allah'a açarım ve Allah katından sizin bilmediğinizi bilirim.”(Yûsuf 12/86)

Dört GÖMleğim SOYdu cÂNım.. Yedi YÖNlü Zevk ZindÂNım
KûN feyeKûN” KUYU-sunda.. “YûSuF” uM KervÂN BEKLEreMMM…

Ve Yûsuf aleyhi's-selâm; Yûsufî Makamda denenirken;
Yumurtadan, Kozada, Tırtıldan, Kelebeğe 4 Gömlek yırttı Kader GER-GEFinde..

لَّقَدْ كَانَ فِي يُوسُفَ وَإِخْوَتِهِ آيَاتٌ لِّلسَّائِلِينَ
Resim---''Le kad kâne fî yûsufe ve ihvetihî âyâtun lis sâilîn(sâilîne) : Andolsun ki Yusuf ve kardeşlerinde, (almak) isteyenler için ibretler vardır.”
(Yûsuf 12/7)

Ehline EREN ELİ, Gönül Zevki ve Ruh Hazzıdır bu 4 GÖMlek GÖRüntüsü ki:

1- Kurt Gömleği:

cANa kAN Evi Beden.. Tüm KİMlik ve KİŞİliğin Zâhir Zarfı.. Elin Teması, Gözün Görmesi, Kalbin Duyması, Ruhun Koklaması, Sırrın Kelamı vs. vs. hapsine CEM’ cİSİMi..
Yakûb aleyhi's-selâm YÂREnliğinde, tıpkı en içteki, en gizli ve nefse en yakın olan EVlâd Sevgisiyle denenen İbrahim aleyhi's-selâm gibi denendi.. oğlu Yûsuf aleyhi's-selâm o kadar çok sevdirildi ki;


إِذْ قَالَ يُوسُفُ لِأَبِيهِ يَا أَبتِ إِنِّي رَأَيْتُ أَحَدَ عَشَرَ كَوْكَبًا وَالشَّمْسَ وَالْقَمَرَ رَأَيْتُهُمْ لِي سَاجِدِينَ
Resim---''İz kâle yûsufu li ebîhi yâ ebeti innî re eytu ehade aşere kevkeben veş şemse vel kamere re eytuhum lî sâcidîn(sâcidîne) : Bir zamanlar Yusuf, babasına (Ya'kub'a) demişti ki: Babacığım! Ben (rüyamda) on bir yıldızla güneşi ve ayı gördüm; onları bana secde ederlerken gördüm.”
(Yûsuf 12/4)

“Sebebsiz, Kıyassız, Bedelsiz ve Şartsız Sonsuz SEVgi-Mutlak AŞK, AŞKullah” a kafa tutarcasına boy gösteren bu SEVgi, Çarmıha geriliverdi..

قَالَ يَا بُنَيَّ لاَ تَقْصُصْ رُؤْيَاكَ عَلَى إِخْوَتِكَ فَيَكِيدُواْ لَكَ كَيْدًا إِنَّ الشَّيْطَانَ لِلإِنسَانِ عَدُوٌّ مُّبِينٌ
Resim---''Kâle yâ buneyye lâ taksus ru’yâke alâ ihvetike fe yekîdû leke keydâ(keyden), inneş şeytâne lil insâni aduvvun mubîn(mubînun): (Babası:) Yavrucuğum! dedi, rüyanı sakın kardeşlerine anlatma; sonra sana bir tuzak kurarlar! Çünkü şeytan insana apaçık bir düşmandır.”
(Yûsuf 12/5)

İblisin Tek ve Çâresiz Kıskançlık- Hased Hastalığını 5+5= 10 yönden sahnede oynayan 10 oğul :“Nasıl yok ederiz bu BİZsiz SEVgiyi?” derdine düştüler:

إِذْ قَالُواْ لَيُوسُفُ وَأَخُوهُ أَحَبُّ إِلَى أَبِينَا مِنَّا وَنَحْنُ عُصْبَةٌ إِنَّ أَبَانَا لَفِي ضَلاَلٍ مُّبِينٍ
Resim---''İz kâlû le yûsufu ve ehûhu ehabbu ilâ ebînâ minnâ ve nahnu usbeh(usbehtun), inne ebânâ le fî dalâlin mubîn(mubînin) : (Kardeşleri) dediler ki: Yusufla kardeşi (Bünyamin) babamıza bizden daha sevgilidir. Halbuki biz kalabalık bir cemaatiz. Şüphesiz ki babamız apaçık bir yanlışlık içindedir.”
(Yûsuf 12/8)

اقْتُلُواْ يُوسُفَ أَوِ اطْرَحُوهُ أَرْضًا يَخْلُ لَكُمْ وَجْهُ أَبِيكُمْ وَتَكُونُواْ مِن بَعْدِهِ قَوْمًا صَالِحِينَ
Resim---''Uktulû yûsufe evitrahûhu ardan yahlu lekum vechu ebîkum ve tekûnû min ba’dihî kavmen sâlihîn(sâlihîne) : (Aralarında dediler ki:) Yusufu öldürün veya onu (uzak) bir yere atın ki babanızın teveccühü yalnız size kalsın!Ondan sonra da (tevbe ederek) sâlih kimseler olursunuz!”
(Yûsuf 12/9)

قَالَ قَآئِلٌ مَّنْهُمْ لاَ تَقْتُلُواْ يُوسُفَ وَأَلْقُوهُ فِي غَيَابَةِ الْجُبِّ يَلْتَقِطْهُ بَعْضُ السَّيَّارَةِ إِن كُنتُمْ فَاعِلِينَ
Resim---''Kâle kâilun minhum lâ taktulû yûsufe ve elkûhu fî gayâbetil cubbi yel-tekithu ba’dus seyyâreti in kuntum fâilîn(fâilîne) : Onlardan biri: Yusufu öldürmeyin, eğer mutlaka yapacaksanız onu kuyunun dibine atın da geçen kervanlardan biri onu alsın (götürsün), dedi.''
(Yûsuf 12/10)

Derlerken ve de bir çâre ararlarken BaBaları akıl veriverip imdadlarına yetişti hemence:

قَالَ إِنِّي لَيَحْزُنُنِي أَن تَذْهَبُواْ بِهِ وَأَخَافُ أَن يَأْكُلَهُ الذِّئْبُ وَأَنتُمْ عَنْهُ غَافِلُونَ
Resim---''Kâle innî le yahzununî en tezhebû bihî ve ehâfu en ye’kulehuz zi’bu ve entum anhu gâfilûn(gâfilûne) : (Babaları) dedi ki: Onu götürmeniz beni mutlaka üzer. Siz ondan habersizken onu bir kurdun yemesinden korkarım.”
(Yûsuf 12/13)

Bu Oyun, Oynanırdı.. Ve de Oynandı da..

وَجَاؤُواْ أَبَاهُمْ عِشَاء يَبْكُونَ
Resim---''Ve câû ebâhum işâen yebkûn(yebkûne) :Akşamleyin ağlayarak babalarına geldiler.”
(Yûsuf 12/16)

قَالُواْ يَا أَبَانَا إِنَّا ذَهَبْنَا نَسْتَبِقُ وَتَرَكْنَا يُوسُفَ عِندَ مَتَاعِنَا فَأَكَلَهُ الذِّئْبُ وَمَا أَنتَ بِمُؤْمِنٍ لِّنَا وَلَوْ كُنَّا صَادِقِينَ
Resim---''Kâlû yâ ebânâ innâ zehebnâ nestebiku ve tereknâ yûsufe inde metâınâ fe ekelehuz zi’bu, ve mâ ente bi mu’minin lenâ ve lev kunnâ sâdikîn(sâdikîne) : Ey babamız! dediler, biz yarışmak üzere uzaklaştık; Yusufu eşyamızın yanında bırakmıştık. (Ne yazık ki) onu kurt yemiş! Fakat biz doğru söyleyenler olsak da sen bize inanmazsın.”
(Yûsuf 12/17)

Gelen gömlek Yûsuf’undu, kokusu AYNendi..
Kuzu kanlı GÖMleği Koklayan Yakûb BaBa: “ Bu nasıl AKIllı kurt muş ki: “Yusuf’umu parçalamış da gömleğinde tek delik-yırtık yok!” demişti..
Demişti de, “Sabr-ı Cemîl” dİLEmişti Rabbu’l-âleminden..


وَجَآؤُوا عَلَى قَمِيصِهِ بِدَمٍ كَذِبٍ قَالَ بَلْ سَوَّلَتْ لَكُمْ أَنفُسُكُمْ أَمْرًا فَصَبْرٌ جَمِيلٌ وَاللّهُ الْمُسْتَعَانُ عَلَى مَا تَصِفُونَ
Resim---''Ve câû alâ kamîsıhî bi demin kezib(kezibin), kâle bel sevvelet lekum enfusukum emrâ(emren), fe sabrun cemîl(cemîlun), vallâhul musteânu alâ mâ tesıfûn(tesıfûne) :Gömleğinin üstünde sahte bir kan ile geldiler. (Yakub) dedi ki: Bilakis nefisleriniz size (kötü) bir işi güzel gösterdi. Artık (bana düşen) hakkıyla sabretmektir. Anlattığınız karşısında (bana) yardım edecek olan, ancak Allah'tır.”
(Yûsuf 12/18)

2- Köle Gömleği:

En derinde, denenmenin tamm yerinde, Issızda Çırılçıplak ve de Sessizde Yalnızca HAKK Teâlâ ile bekledi, bekledi durdu ÇİLE ÇÖLün SEVgi sAHrasında Kıtmir-ce..


فَلَمَّا ذَهَبُواْ بِهِ وَأَجْمَعُواْ أَن يَجْعَلُوهُ فِي غَيَابَةِ الْجُبِّ وَأَوْحَيْنَآ إِلَيْهِ لَتُنَبِّئَنَّهُم بِأَمْرِهِمْ هَذَا وَهُمْ لاَ يَشْعُرُونَ
Resim---''Fe lemmâ zehebû bihî ve ecmeû en yec’alûhu fî gayâbetil cubb(cubbi), ve evhaynâ ileyhi le tunebbiennehum bi emrihim hâzâ ve hum lâ yeş’urûn(yeş’urûne) : Onu götürüp de kuyunun dibine atmaya ittifakla karar verdikleri zaman, biz Yusuf'a: Andolsun ki sen onların bu işlerini onlar (işin) farkına varmadan, kendilerine haber vereceksin, diye vahyettik.”
(Yûsuf 12/15)

Ve bir Kuşluk Vakti;
EREN ELi-Kova Kolu olmadan, Düşürüldüğü Çukurdan kendi çıkamayacak kadar derin mi derin, ISSız, SESSiz ve Serin OL-AN Yûsuf Kuyusunun toprak duvarları;
Uzaklardan GELen Dost Develerin tabanlarının ritmik vuruş titreşimleriyle yankılandı..
Ve en İÇten Yusuf’un Umutları cANlandı, UMUTlANdı..
KervÂNın Sâkisi, Kader Kovasını SALLınca KûN Kuyusuna:


وَجَاءتْ سَيَّارَةٌ فَأَرْسَلُواْ وَارِدَهُمْ فَأَدْلَى دَلْوَهُ قَالَ يَا بُشْرَى هَذَا غُلاَمٌ وَأَسَرُّوهُ بِضَاعَةً وَاللّهُ عَلِيمٌ بِمَا يَعْمَلُونَ
Resim---''Ve câet seyyâretun fe erselû vâridehum fe adlâ delveh(delvehu), kâle yâ buşrâ hâzâ gulâm (gulâmun), ve eserrûhu bidâah (bidâ’aten), vallâhu alîmun bi mâ ya’melûn (ya’melûne) : Bir kervan geldi ve sucularını (kuyuya) gönderdiler, o da (gidip) kovasını saldı, (Yusufu görünce) "Müjde! İşte bir oğlan!" dedi. Onu bir ticaret malı olarak sakladılar. Allah onların yaptıklarını çok iyi bilir.”
(Yûsuf 12/19)

Her malı ALıp-SATan KervÂNcılar; çırıl çıplak, tirtir titreyen, elleriyle apışarasını kapatıp FERCini koruyan ve de erkek GÜZELi olan bu yavruya hemence “KÖLE GÖMleği” GİYdiriverdiler.. Göklerin Yıldızı Yûsuf'a Ganimet ÖRTüsü ÖRTtüler..
Ve de: “Bu Bizim BULunmuş kÖLe Malımız!”dır dediler..


وَشَرَوْهُ بِثَمَنٍ بَخْسٍ دَرَاهِمَ مَعْدُودَةٍ وَكَانُواْ فِيهِ مِنَ الزَّاهِدِينَ
Resim---''Ve şerevhu bi semenin bahsin derâhime ma’dûdeh(ma’dûdetin), ve kânû fîhi minez zâhidîn(zâhidîne) : (Kafile Mısır'a vardığında) onu değersiz bir pahaya, sayılı birkaç dirheme sattılar. Onlar zaten ona değer vermemişlerdi.”
(Yûsuf 12/20)

Mısıra varır varmaz hemence, İNSANlık Panayırında GÖRücüye çıktı Gözleri kamaştıran yakışıklı Yûsuf..
Tez müşteri buldu Bahane Bazarında..
Kimse KİMseyi henüz ALıp-Satmamışken, ilk önce SEÇilmişler SEÇtiler SEVdiklerini..
Avcı bir "Dişi Aslan" ın iç çekiş çağrısına kocası: “Hay hay! Bu KÖLE Senin Zü’l- eY-Hâ!” dedi..
ALan ALıverdi.. SATan SATıverdi..


وَقَالَ الَّذِي اشْتَرَاهُ مِن مِّصْرَ لاِمْرَأَتِهِ أَكْرِمِي مَثْوَاهُ عَسَى أَن يَنفَعَنَا أَوْ نَتَّخِذَهُ وَلَدًا وَكَذَلِكَ مَكَّنِّا لِيُوسُفَ فِي الأَرْضِ وَلِنُعَلِّمَهُ مِن تَأْوِيلِ الأَحَادِيثِ وَاللّهُ غَالِبٌ عَلَى أَمْرِهِ وَلَكِنَّ أَكْثَرَ النَّاسِ لاَ يَعْلَمُونَ
Resim---''Ve kâlellezîşterâhu min mısra limre’etihî ekrimî mesvâhu asâ en yenfeanâ ev nettehizehu veledâ(veleden), ve kezâlike mekkennâ li yûsufe fîl ardı ve li nuallimehu min te’vîlil ehâdîs(ehâdîsi), vallâhu gâlibun alâ emrihî ve lâkinne ekseren nâsi lâ ya’lemun(ya’lemune) : Mısır halkından Yûsuf’u satın alan (vezir), karısına şöyle dedi: “- Bunun yerini iyi yap, kendisine güzel bak, umulur ki, bize bir faydası dokunur, yahut onu evlâd ediniriz.” İşte, Yûsuf’u böylece Mısır memleketine yerleştirdik ve ona rüyaların tâbirini öğrettik. Allah, emrinde galibdir, (iradesi geri çevrilemez) fakat insanların çoğu bunu bilmezler.”
(Yûsuf 12/21)

İyi de baktı Azizin Dünyalar Güzeli Karısı, Yûsuf’una..
Zâten, İlk GÖRüşte VURulmuş ve EVine İk GİRişte KÖLE GÖMleğini Çıkarıp Atmış da,
Yerine ŞeHVet GÖMleğini giydirivermişti ferman dinlemeyen Gönlü, SEVdâ İKLİMİnde Yûsuf'a..


3- Şehvet Gömleği:

KULlukta Şehvet Gömleği..
Rahimiyyetten Rahmaniyyette, Şehvetten Şehâdete, Züleyha’dan Yûsuf’a,
Mâsivâ Meseli OL-AN Şeceretü’l-KeVN Şe’ENullahı, Sünnetullah İÇİnde SÜRüp Giderken..
YÂRdan başkasına tüm Kapıları kapatıp da AŞK Tırnaklarını çıkaran Avcı Panter gibi Züleyha,
Ve de köşeye kısılmış Yavru Ceylan Yûsuf aleyhi's-selâm..
ARAda, Şeceretü'l- KEVN KÖPRÜsü..
OLsun!.. OLMasın!.. İ'tirazı..
Ve de OL-AN!.. Kader Rızası..
AH!.. ŞIN-ın Şerr Denemesi..
HaVVa.. HeVVâ.. HüVVe.. ÇİLE ÇEKirdeği..


وَرَاوَدَتْهُ الَّتِي هُوَ فِي بَيْتِهَا عَن نَّفْسِهِ وَغَلَّقَتِ الأَبْوَابَ وَقَالَتْ هَيْتَ لَكَ قَالَ مَعَاذَ اللّهِ إِنَّهُ رَبِّي أَحْسَنَ مَثْوَايَ إِنَّهُ لاَ يُفْلِحُ الظَّالِمُونَ
Resim---''Ve râvedethulletî huve fî beytihâ an nefsihî ve ğallekatil ebvâbe ve kâlet heyte lek(leke), kâle ma âzallâhi innehu rabbî ahsene mesvây(mesvâye), innehu lâ yuflihuz zâlimûn(zâlimûne) : Evinde bulunduğu kadın, Yûsuf’a yakınlık gösterip hile yaparak sahip olmaya kalkıştı. Kapıları iyice kapattı:
“Haydi gel!” dedi. Yûsuf:
“Allah korusun, kocanız benim velinimetimdir, bana güzel baktı, yer yurt ihsan etti. Unutma ki, iyiliğe kötülükle mukabele eden zâlimler iflah olmaz, ebedî nimetlerle mutluluğa eremez!” dedi.”

(Yûsuf 12/23)

Heyte leke: “Haydi gel! Ben Seninim!”
Bu Çile Çağrısı, Çölümüzün en tanıdık ve yoran YOKuşuydu her zaman..
Erkeğe sırt dönen Kadın,
Kadına diz çökmeyen Erkek
Ve de Ana Rahminden doğmayan bir Çocuk yoktu bu Şehvet Şehrinde..
Nikahla Zinânın ARAKesitinde Sevgili Efendimizin BUYruğu ise:


Resim---Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: "Başka bir gölgenin bulunmadığı Kıyamet gününde Allah Teala, yedi insanı, arşının gölgesinde barındıracaktır:
- Adil devlet başkanı,
- Rabbine kulluk ederek temiz bir hayat içinde serpilip büyüyen genç,
- Kalbi mescitlere bağlı Müslüman,
-Birbirlerini Allah için sevip buluşmaları da ayrılmaları da Allah için olan iki insan,
- Güzel ve mevki sahibi bir kadının beraber olma isteğine "Ben Allah'tan korkarım" diye yaklaşmayan yiğit,
-Sağ elinin verdiğini sol elinin bilemeyeceği kadar gizli sadaka veren kimse,
- Tenhada Allah'ı anıp göz yaşı döken kişi."

(Ebu Hüreyre radiyallahu anhu’dan; Buhari, Ezan 36, Zekat 16, Rikak 24, Hudüd 19; Müslim, Zekat 91. Ayrıca bk. Tirmizî, Zühd 53; Nesaî, Kudat 2)

Yûsuf aleyhi's-selâm’ı esas köşeye sıkıştıran Nefsine-Aklen yüklenmiş olan Emredici Hevâ-Heves tuzağıydı elbette:

وَلَقَدْ هَمَّتْ بِهِ وَهَمَّ بِهَا لَوْلا أَن رَّأَى بُرْهَانَ رَبِّهِ كَذَلِكَ لِنَصْرِفَ عَنْهُ السُّوءَ وَالْفَحْشَاء إِنَّهُ مِنْ عِبَادِنَا الْمُخْلَصِينَ
Resim---''Ve le kad hemmet bihî ve hemme bihâ, levlâ en reâ burhâne rabbih(rabbihi), kezâlike li nasrife anhus sûe vel fahşâ(fahşâe), innehu min ibâdinel muhlesîn(muhlesîne) : Andolsun ki, kadın ona meyletti. Eğer Rabbinin işaret ve ikazını görmeseydi o da kadına meyletmişti. İşte böylece biz, kötülük ve fuhşu ondan uzaklaştırmak için (delilimizi gösterdik). Şüphesiz o ihlâslı kullarımızdandı.”
(Yûsuf 12/24)

وَاسُتَبَقَا الْبَابَ وَقَدَّتْ قَمِيصَهُ مِن دُبُرٍ وَأَلْفَيَا سَيِّدَهَا لَدَى الْبَابِ قَالَتْ مَا جَزَاء مَنْ أَرَادَ بِأَهْلِكَ سُوَءًا إِلاَّ أَن يُسْجَنَ أَوْ عَذَابٌ أَلِيمٌ
Resim---''Vestebekâl bâbe ve kaddet kamîsahu min duburin ve elfeyâ seyyidehâ ledel bâb(bâbi), kâlet mâ cezâu men erâde bi ehlike sûen illâ en yuscene ev azâbun elîm(elîmun) : İkisi de kapıya doğru koştular. Kadın onun gömleğini arkadan yırttı. Kapının yanında onun kocasına rastladılar. Kadın dedi ki: Senin ailene kötülük etmek isteyenin cezası, zindana atılmaktan veya elem verici bir işkenceden başka ne olabilir!”
(Yûsuf 12/25)

قَالَ هِيَ رَاوَدَتْنِي عَن نَّفْسِي وَشَهِدَ شَاهِدٌ مِّنْ أَهْلِهَا إِن كَانَ قَمِيصُهُ قُدَّ مِن قُبُلٍ فَصَدَقَتْ وَهُوَ مِنَ الكَاذِبِينَ
Resim---''Kâle hiye râvedetnî an nefsî ve şehide şâhidun min ehlihâ, in kâne kamîsuhu kudde min kubulin fe sadekat ve huve minel kâzibîn(kâzibîne) : Yusuf: "Asıl kendisi benim nefsimden murat almak istedi" dedi. Kadının akrabasından biri şöyle şahitlik etti: "Eğer gömleği önden yırtılmışsa, kadın doğru söylemiştir, bu ise yalancılardandır."
(Yûsuf 12/26)

وَإِنْ كَانَ قَمِيصُهُ قُدَّ مِن دُبُرٍ فَكَذَبَتْ وَهُوَ مِن الصَّادِقِينَ
Resim---''Ve in kâne kamîsuhu kudde min duburin fe kezebet ve huve mines sâdikîn(sâdikîne) : Yok eğer onun gömleği arkadan çekilip yırtılmışsa, bu durumda kadın yalan söylemiştir ve kendisi doğruyu söyleyenlerdendir."
(Yûsuf 12/27)

فَلَمَّا رَأَى قَمِيصَهُ قُدَّ مِن دُبُرٍ قَالَ إِنَّهُ مِن كَيْدِكُنَّ إِنَّ كَيْدَكُنَّ عَظِيمٌ
Resim---''Fe lemmâ reâ kamîsahu kudde min duburin kâle innehu min keydikun(kunne), inne keydekunne azîm(azîmun) : (Kocası, Yusuf'un gömleğinin) arkadan yırtılmış olduğunu görünce, (kadına): "Şüphesiz, dedi; bu, sizin tuzağınızdır. Sizin tuzağınız gerçekten büyüktür."
(Yûsuf 12/28)

يُوسُفُ أَعْرِضْ عَنْ هَذَا وَاسْتَغْفِرِي لِذَنبِكِ إِنَّكِ كُنتِ مِنَ الْخَاطِئِينَ
Resim---''Yûsufu a’rıd an hâzâ vestagfirî li zenbik (zenbiki), inneki kunti minel hâtıîn (hâtıîne) :"Yusuf, sen bundan yüz çevir. Sen de (kadın) günahın dolayısıyla bağışlanma dile. Doğrusu sen günahkârlardan oldun."
(Yûsuf 12/27)

قَالَ رَبِّ السِّجْنُ أَحَبُّ إِلَيَّ مِمَّا يَدْعُونَنِي إِلَيْهِ وَإِلاَّ تَصْرِفْ عَنِّي كَيْدَهُنَّ أَصْبُ إِلَيْهِنَّ وَأَكُن مِّنَ الْجَاهِلِينَ
Resim---''Kâle rabbis sicnu ehabbu ileyye mimmâ yed’ûnenî ileyh(ileyhi), ve illâ tasrif annî keydehunne asbu ileyhinne ve ekun minel câhilîn(câhilîne) : (Yusuf:) Rabbim! Bana zindan, bunların benden istediklerinden daha iyidir! Eğer onların hilelerini benden çevirmezsen, onlara meyleder ve cahillerden olurum! dedi.”
(Yûsuf 12/33)

Kulluk İmtihanında ilk Sırat köprüsü Keydehunne-Kadın-Şehvet Fitnesi, Züleyha Zindanlarında 7 yıl Mederse-yi Yûsufiyye Hayyatı YAŞAttı..
7 inekli 7 yıllık kıtlık DÜŞleri YORdurdu Yûsuf aleyhisselâma..

ثُمَّ بَدَا لَهُم مِّن بَعْدِ مَا رَأَوُاْ الآيَاتِ لَيَسْجُنُنَّهُ حَتَّى حِينٍ
Resim---''Summe bedâlehum min ba’di mâ raevul âyâti le yescununnehu hattâ hîn(hînin) : Sonra onlarda (Yusuf'un iffetine ilişkin) delilleri görmelerinin ardından, mutlaka onu belli bir vakte kadar zindana atmak (görüşü) ağır bastı.”
(Yûsuf 12/35)

Zindana köle giren Yûsuf aleyhi's-selâm,
DevrÂN DÜŞünü dosdoğru YORunca ve de kadınlara SORunca,
AKLandı da Şehvet GÖMLeği Yırtığından ve Zindandan "SultAN" olarak çıktı:


وَقَالَ الْمَلِكُ ائْتُونِي بِهِ فَلَمَّا جَاءهُ الرَّسُولُ قَالَ ارْجِعْ إِلَى رَبِّكَ فَاسْأَلْهُ مَا بَالُ النِّسْوَةِ اللاَّتِي قَطَّعْنَ أَيْدِيَهُنَّ إِنَّ رَبِّي بِكَيْدِهِنَّ عَلِيمٌ
Resim---''Ve kâlel meliku’tûnî bih(bihî), fe lemmâ câehur resûlu kâlerci’ ilâ rabbike fes’elhu mâ bâlun nisvetillâtî katta’ne eydiyehunn(eydiyehunne), inne rabbî bi keydihinne alîm(alîmun) : (Adam bu yorumu getirince) kral dedi ki: "Onu bana getirin!" Elçi, Yusufa geldiği zaman, (Yusuf) dedi ki: "Efendine dön de ona: Ellerini kesen o kadınların zoru neydi? diye sor. Şüphesiz benim Rabbim onların hilesini çok iyi bilir."
(Yûsuf 12/50)

قَالَ مَا خَطْبُكُنَّ إِذْ رَاوَدتُّنَّ يُوسُفَ عَن نَّفْسِهِ قُلْنَ حَاشَ لِلّهِ مَا عَلِمْنَا عَلَيْهِ مِن سُوءٍ قَالَتِ امْرَأَةُ الْعَزِيزِ الآنَ حَصْحَصَ الْحَقُّ أَنَاْ رَاوَدتُّهُ عَن نَّفْسِهِ وَإِنَّهُ لَمِنَ الصَّادِقِينَ
Resim---''Kâle mâ hatbukunne iz râvedtunne yûsufe an nefsih(nefsihî), kulne hâşe lillâhi mâ alimnâ aleyhi min sû’(sûin), kâletimre’etul azîzil âne hashasal hakku ene râvedtuhu an nefsihî ve innehu le mines sâdikîn(sâdikîne) : (Kral kadınlara) dedi ki: Yusufun nefsinden murat almak istediğiniz zaman durumunuz neydi? Kadınlar, Hâşâ! Allah için, biz ondan hiçbir kötülük görmedik, dediler. Azizin karısı da dedi ki: "Şimdi gerçek ortaya çıktı. Ben onun nefsinden murat almak istemiştim. Şüphesiz ki o doğru söyleyenlerdendir."
(Yûsuf 12/51)

ذَلِكَ لِيَعْلَمَ أَنِّي لَمْ أَخُنْهُ بِالْغَيْبِ وَأَنَّ اللّهَ لاَ يَهْدِي كَيْدَ الْخَائِنِينَ
Resim---''Zâlike li ya’leme ennî lem ehunhu bil gaybi ve ennallâhe lâ yehdî keydel hâinîn(hâinîne) : (Yusuf dedi ki): Bu, azizin yokluğunda ona hainlik etmediğimi ve Allah'ın hainlerin hilesini başarıya ulaştırmayacağını (herkesin) bilmesi içindir.”
(Yûsuf 12/52)

Bu Şehvet-Şehadet Çarşısında Züleyha’lık zordu, ama Yûsuf’lukta kolay değildi ki.. ve de Yûsuf aleyhisselam kendi gerçeğini fısıldadı herkese Kelâmullahta:

وَمَا أُبَرِّئُ نَفْسِي إِنَّ النَّفْسَ لأَمَّارَةٌ بِالسُّوءِ إِلاَّ مَا رَحِمَ رَبِّيَ إِنَّ رَبِّي غَفُورٌ رَّحِيمٌ
Resim---''Ve mâ uberriu nefsî, innen nefse le emmâretun bis sûı illâ mâ rahime rabbî, inne rabbî gafûrun rahîm(rahîmun) : (Bununla beraber) nefsimi temize çıkarmıyorum. Çünkü nefis aşırı şekilde kötülüğü emreder; Rabbim acıyıp korumuş başka. Şüphesiz Rabbim çok bağışlayan, pek esirgeyendir.”
(Yûsuf 12/53)

وَقَالَ الْمَلِكُ ائْتُونِي بِهِ أَسْتَخْلِصْهُ لِنَفْسِي فَلَمَّا كَلَّمَهُ قَالَ إِنَّكَ الْيَوْمَ لَدَيْنَا مِكِينٌ أَمِينٌ
Resim---''Ve kâlel meliku’tûnî bihî estahlishu li nefsî, fe lemmâ kellemehu kâle innekel yevme ledeynâ mekînun emîn(emînun) : Kral dedi ki: Onu bana getirin, onu kendime özel danışman edineyim. Onunla konuşunca: Bugün sen yanımızda yüksek makam sahibi ve güvenilir birisin, dedi.”
(Yûsuf 12/54)

قَالَ اجْعَلْنِي عَلَى خَزَآئِنِ الأَرْضِ إِنِّي حَفِيظٌ عَلِيمٌ
Resim---''Kâlec’alnî alâ hazâinil ard(ardı), innî hafîzun alîm(alîmun) : (Yusuf) Dedi ki: "Beni (bu) yerin (ülkenin) hazineleri üzerinde (bir yönetici) kıl. Çünkü ben, (bunları iyi) bir koruyucuyum, (yönetim işlerini de) bilenim."
(Yûsuf 12/55)

4- Şehâdet Gömleği:

SultÂNlıkta Şehâdet Gömleği..
Gübreyle-GüL, Nârla-Nûr, İ'tirazla-Rıza, İnkârla-İkrâr;
Rasulî SEViyede Tevhid TÂCı Omakta OL-ÂN İÇinde;
Yusufî Sadakat,
Yusufî Samimiyyet
Yusufî Sabırla SıRRlanmıştır Zü'l- EYHâ AYN-ası..
İşte bu SıRR-ı Sıfırı;
Bİlebilen, BULabilen, Silebilenler Seyretmekte SeLâm-et CeM' ÂL-in Nûr-u MîMMde El Hamdulillahi..

Neyse, Yûsuf’a Zâhirde kaftan giydiren Kral gözükse de, Gerçekte-Bâtında Giydiren giydirmişti, Tevhid TAÇını Şehâdet Gömleği" ni..


وَكَذَلِكَ مَكَّنِّا لِيُوسُفَ فِي الأَرْضِ يَتَبَوَّأُ مِنْهَا حَيْثُ يَشَاء نُصِيبُ بِرَحْمَتِنَا مَن نَّشَاء وَلاَ نُضِيعُ أَجْرَ الْمُحْسِنِينَ
Resim---''Ve kezâlike mekkennâ li yûsufe fîl ard(ardı), yetebevveu minhâ haysu yeşâ’(yeşâu), nusîbu bi rahmetinâ men neşâu ve lâ nudîu ecrel muhsinîn(muhsinîne) : İşte böylece biz yeryüzünde Yusuf'a güç ve imkan (iktidar) verdik. Öyle ki, orada (Mısır'da) dilediği yerde konakladı. Biz kime dilersek rahmetimizi nasib ederiz ve iyilik yapanların ecrini kayba uğratmayız.
(Yûsuf 12/56)

12 Oğuldan en sevgilisi Yûsuf’unu ve ardından da en küçüğü Bünyaminini de 10 oğlu eliyle kaybeden BaBa Yakub aleyhi's-selâm,
Bir daha “ah!” çekecek ve gözlerine bozbulanık KÖRlük, GÖRlük OLacaktı:


وَتَوَلَّى عَنْهُمْ وَقَالَ يَا أَسَفَى عَلَى يُوسُفَ وَابْيَضَّتْ عَيْنَاهُ مِنَ الْحُزْنِ فَهُوَ كَظِيمٌ
Resim---''Ve tevellâ anhum ve kâle yâ esefâ alâ yûsufe vebyaddat aynâhu minel huzni fe huve kezîm(kezîmun) : Onlardan yüz çevirdi, "Ah Yusuf'um ah!" diye sızlandı ve kederini içine gömmesi yüzünden gözlerine boz geldi.”
(Yûsuf 12/84)

10 oğluysa yine AYNen diyeceklerdi eskiden DEdiklerinin:

قَالُواْ تَالله تَفْتَأُ تَذْكُرُ يُوسُفَ حَتَّى تَكُونَ حَرَضًا أَوْ تَكُونَ مِنَ الْهَالِكِينَ
Resim---''Kâlû tallâhi tefteu tezkuru yûsufe hattâ tekûne haradan ev tekûne minel hâlikîn(hâlikîne) :(Oğulları:) "Allah'a andolsun ki sen hâla Yusuf'u anıyorsun. Sonunda ya hasta olacaksın ya da büsbütün helâk olacaksın!" dediler.”
(Yûsuf 12/85)

BU Deyişleri; önceki Zâhiren dediklerinin Bâtınen TAMMlayıcısıydı, AYNısı olsa da:

قَالَ إِنَّمَا أَشْكُو بَثِّي وَحُزْنِي إِلَى اللّهِ وَأَعْلَمُ مِنَ اللّهِ مَا لاَ تَعْلَمُونَ
Resim---''Kâle innemâ eşkû bessî ve huznî ilallâhi ve a’lemu inallâhi mâ lâ ta’lemûn(ta’lemûne) : Dedi ki: "Ben, dayanılmaz kahrımı ve üzüntümü yalnızca Allah'a şikayet ediyorum. Ben Allah'tan (bir bilgi olarak) sizin bilmediğinizi de biliyorum."
(Yûsuf 12/86)

10 oğluna Gerçeklerini; Zâhirde Bünyamin, Bâtındaysa Yûsuf Adıyla aratacaktı Yakûb aleyhisselâm:

يَا بَنِيَّ اذْهَبُواْ فَتَحَسَّسُواْ مِن يُوسُفَ وَأَخِيهِ وَلاَ تَيْأَسُواْ مِن رَّوْحِ اللّهِ إِنَّهُ لاَ يَيْأَسُ مِن رَّوْحِ اللّهِ إِلاَّ الْقَوْمُ الْكَافِرُونَ
Resim---''Yâ beniyyezhebû fe tehassesû min yûsufe ve ehîhi ve lâ te’yesû min revhillâh(revhıllâhi), innehu lâ ye’yesu min revhillâhi illel kavmul kâfirûn(kâfirûne) : Ey oğullarım! Gidin de Yusuf'u ve kardeşini iyice araştırın, Allah'ın rahmetinden ümit kesmeyin. Çünkü kâfirler topluluğundan başkası Allah'ın rahmetinden ümit kesmez.”
(Yûsuf 12/87)

Ve Yûsuf aleyhi's-selâm, Kaderin Züleyha ELinden Giydirdiği Sultan GÖMleğini sırtından sıyırıp çıkaracaktı ki,
Babasının Nûr-i AYNıydı kendi KOKUsu ve böylece GERigeleBİLeydi Yakûb aleyhi's-selâma GÖZ-GÖNÜL GÖRüşü:


اذْهَبُواْ بِقَمِيصِي هَذَا فَأَلْقُوهُ عَلَى وَجْهِ أَبِي يَأْتِ بَصِيرًا وَأْتُونِي بِأَهْلِكُمْ أَجْمَعِينَ
Resim---''Yezhebû bikamîsî hâzâ fe elkûhu alâ vechi ebî ye’ti basîrâ(basîran), ve’tûnî bi ehlikum ecma’în(ecma’îne) : Şu benim gömleğimi götürün de onu babamın yüzüne koyun, (gözleri) görecek duruma gelir. Ve bütün ailenizi bana getirin.”
(Yûsuf 12/93)

Ruh GÖMleğin KoKu-SU-nu Kalb Diyârından Duyan Âşık cÂN:

وَلَمَّا فَصَلَتِ الْعِيرُ قَالَ أَبُوهُمْ إِنِّي لَأَجِدُ رِيحَ يُوسُفَ لَوْلاَ أَن تُفَنِّدُونِ
Resim---''Ve lemmâ fasalatil’îru kâle ebûhum innî le ecidu rîha yûsufe lev lâ en tufennidûn(tufennidûni) : Kafile (Mısır'dan) ayrılınca, babaları (yanındakilere): Eğer bana bunamış demezseniz inanın ben Yusuf'un kokusunu alıyorum! dedi.”
(Yûsuf 12/94)

DEdiğinde; Ruhtan ve RAVZadan habersiz Ahmaklarsa diyeceklerdi ki:

قَالُواْ تَاللّهِ إِنَّكَ لَفِي ضَلاَلِكَ الْقَدِيمِ"
Resim---''Kâlû tallâhi inneke le fî dalâlikel kadîm(kadîmi) : (Onlar da:) Vallahi sen hâla eski şaşkınlığındasın, dediler.”
(Yûsuf 12/95)

Ne var ki her işin bir vakti vardı ve Vuslat Vaktiydi DEM o DEMde:

فَلَمَّا أَن جَاء الْبَشِيرُ أَلْقَاهُ عَلَى وَجْهِهِ فَارْتَدَّ بَصِيرًا قَالَ أَلَمْ أَقُل لَّكُمْ إِنِّي أَعْلَمُ مِنَ اللّهِ مَا لاَ تَعْلَمُونَ
Resim---''Fe lemmâ en câel beşîru elkâhu alâ vechihî fertedde basîrâ(basiran), kâle e lem ekul lekum innî a’lemu minallâhi mâ lâ ta’lemûn(ta’lemûne) : Müjdeci gelince, gömleği onun yüzüne koyar koymaz (Ya'kub) görür oldu. Ben size: "Allah tarafından (vahiy ile) sizin bilemeyeceğiniz şeyleri bilirim" demedim mi? dedi.”
(Yûsuf 12/96)

4 GÖMlek Değiştiren Yakûb Oğlu Yûsuf aleyhi's-selâm, Âl-i Yakûbu CeM’ Eyledi:

فَلَمَّا دَخَلُواْ عَلَى يُوسُفَ آوَى إِلَيْهِ أَبَوَيْهِ وَقَالَ ادْخُلُواْ مِصْرَ إِن شَاء اللّهُ آمِنِينَ
Resim---''Fe lemmâ dehalû alâ yûsufe âvâ ileyhi ebeveyhi ve kâledhulû mısra in şâallâhu âminîn(âminîne) : (Hep beraber Mısır'a gidip) Yusufun yanına girdikleri zaman, ana babasını kucakladı, "Güven içinde Allah'ın iradesiyle Mısır'a girin!" dedi.”
(Yûsuf 12/99)

وَرَفَعَ أَبَوَيْهِ عَلَى الْعَرْشِ وَخَرُّواْ لَهُ سُجَّدًا وَقَالَ يَا أَبَتِ هَذَا تَأْوِيلُ رُؤْيَايَ مِن قَبْلُ قَدْ جَعَلَهَا رَبِّي حَقًّا وَقَدْ أَحْسَنَ بَي إِذْ أَخْرَجَنِي مِنَ السِّجْنِ وَجَاء بِكُم مِّنَ الْبَدْوِ مِن بَعْدِ أَن نَّزغَ الشَّيْطَانُ بَيْنِي وَبَيْنَ إِخْوَتِي إِنَّ رَبِّي لَطِيفٌ لِّمَا يَشَاء إِنَّهُ هُوَ الْعَلِيمُ الْحَكِيمُ
Resim---''Ve refea ebeveyhi alel arşı ve harrû lehu succedâ(succeden), ve kâle yâ ebeti hâzâ te’vîlu ru’yâye min kablu kad cealehâ rabbî hakkâ(hakkan), ve kad ahsene bî iz ahrecenî mines sicni ve câe bikum minel bedvi min ba’di en nezegaş şeytânu beynî ve beyne ıhvetî, inne rabbî latîfun limâ yeşâ’(yeşâu) innehu huvel alîmul hakîm(hakîmu) : Ana ve babasını tahtının üstüne çıkartıp oturttu ve hepsi onun için (ona kavuştukları için) secdeye kapandılar. (Yusuf) dedi ki: "Ey babacığım! İşte bu, daha önce (gördüğüm) rüyanın yorumudur. Rabbim onu gerçekleştirdi. Doğrusu Rabbim bana (çok şey) lütfetti. Çünkü beni zindandan çıkardı ve şeytan benimle kardeşlerimin arasını bozduktan sonra sizi çölden getirdi. Şüphesiz ki Rabbim dilediğine lütfedicidir. Kuşkusuz O çok iyi bilendir, hikmet sahibidir."
(Yûsuf 12/100)

Zamansa "DUÂ ANı" ydı:

رَبِّ قَدْ آتَيْتَنِي مِنَ الْمُلْكِ وَعَلَّمْتَنِي مِن تَأْوِيلِ الأَحَادِيثِ فَاطِرَ السَّمَاوَاتِ وَالأَرْضِ أَنتَ وَلِيِّي فِي الدُّنُيَا وَالآخِرَةِ تَوَفَّنِي مُسْلِمًا وَأَلْحِقْنِي بِالصَّالِحِينَ
Resim---''Rabbi kad âteytenî minel mulki ve allemtenî min te’vîlil ehâdîs(ehâdîsi), fâtıras semâvâti vel ardı ente veliyyî fîd dunyâ Vel âhıreh(âhıreti), teveffenî muslimen ve elhıknî bis sâlihîn(sâlihîne) : Ey Rabbim! Mülkten bana (nasibimi) verdin ve bana (rüyada görülen) olayların yorumunu da öğrettin. Ey gökleri ve yeri yaratan! Sen dünyada da ahirette de benim sahibimsin. Beni müslüman olarak öldür ve beni sâlihler arasına kat!” (Yûsuf 12/101)

Bu, ne Yûsuf aleyhi's-selâm DÜŞü ne de Masalıydı ..
Tıpkı Ferhat İle Şirincesine İnci-İbrişim İŞİydi bir zamANların..
YAŞAnmadık nice ZamAN ve ANlatılmadık nice Mae-SALLar var yüreğimde Güz ÇiÇeğimmm..


Göklerin Nefesi Rüzgâr
Neden tıs yok! Seher DEM-siz, SeSSiz..
Sen Nerdesin Ey Nazlı Yâr?.
Gökte Sâbi-İsâ MeryeM-siz, NefeSSSiz..


MuhaMMedî MuhaBBetlerimle...


Resim
Resim
Kullanıcı avatarı
nur-ye
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 9089
Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00

Re: Kulihvani KuN feye KuN ZEVKlERi

Mesaj gönderen nur-ye »

Resim
Resim
Kullanıcı avatarı
nur-ye
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 9089
Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00

Re: Kulihvani KuN feye KuN ZEVKlERi

Mesaj gönderen nur-ye »

Resim
Resim
Kullanıcı avatarı
nur-ye
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 9089
Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00

Re: Kulihvani KuN feye KuN ZEVKlERi

Mesaj gönderen nur-ye »

Resim
Resim
Kullanıcı avatarı
nur-ye
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 9089
Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00

Re: Kulihvani KuN feye KuN ZEVKlERi

Mesaj gönderen nur-ye »

“NaHNu” SALLı BİZ-İZ, İZ-BİZ
BİZ Damla, RESÛL-ü DEN-İZ..
“LâResim İlâheResim İllâ ResimALLAH!..”
SESinde-y-İZ.. BİZ BİR-İZ BİZ…



Resim

ZEVK 4654

Bu ÂLEM-de KiM YAZmıştır.. KaRa SEVd DestÂN-ını
YAŞA-y-ÂN DiRi ŞâHiDler.. Şu ÂN –daki Resim Şe’ÂN-ını
KûN!” EMRin BUYURÂN HAKK’tır!. “feyeKûN OL-AN”ı HALK-ı
DevrÂN-da, “SeYR EHLi” AN-lar!.. Resim KuL İhvÂNi SultÂN-ını…


29.10.11 15:15
gkçdrs..trstkks..brsbrs..

NaHNu: BiZ.
“KûN!”: OL!
fe yeKûN: hemence OL-AN.
Resim
Kullanıcı avatarı
nur-ye
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 9089
Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00

Re: Kulihvani KuN feye KuN ZEVKlERi

Mesaj gönderen nur-ye »

Resim
Resim
Kullanıcı avatarı
nur-ye
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 9089
Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00

Re: Kulihvani KuN feye KuN ZEVKlERi

Mesaj gönderen nur-ye »

Resim
Resim
Kullanıcı avatarı
nur-ye
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 9089
Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00

Re: Kulihvani KuN feye KuN ZEVKlERi

Mesaj gönderen nur-ye »

Resim
Resim
Kullanıcı avatarı
nur-ye
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 9089
Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00

Re: Kulihvani KuN feye KuN ZEVKlERi

Mesaj gönderen nur-ye »

Yine Bayram!. Yine Gurb-et!
HâL-i Hazır Huzur HASR-et!
“BİZ BİR-İZ!” BİLE-y-İZ KUTla!
“İkİ cAN BiR TEN” de EL-Be-t!..

Resim

ZEVK 4660


CeVR-i CihÂN!. ÇaRK-ı ÇİLE!. cÂN-cİSİM, cÜMMle TeK cAN-ız!
KâMil Sûret, küRRE-zERRE!.. “teK BOYut MekÂN”... İns-ÂN-ız!
RABB-ın SÖZün Resim ReSûL SeS-in Resim SaHiBB SîN-E-SîN-de DİNle!..
HaBLi’l- VERiDD, KaribÂN-ız “KûN” da “feyeKûN KURB-ÂN”-ız!


05.11.11 10:20
trstkk..brsbrs..


Resim

"BEN" lik "Belâ!.." mız, Evvel Ahdimiz,
"
BİZ" lik "MİM" inde "Bile"lik bulsun,
"
BİR" lik "Be" sinde Tevhid Noktası olsun,
Yakînî Kurb Şah damarımızdanda yakın olsun!..
Tevbe - Rıza - Dua - Şehadet BİZ liğimiz,
Resûlullah sav de buluşsun,
Allah'ımıza Hamd olsun
Kurbanımız kabul ve bereketli olsun İnşâallah!...

Âmin Yâ Latîf Yâ Kerîm ALLAH celle celâluhu!
Âmin Yâ Rahîm Yâ Vedûd ALLAH celle celâluhu!
Âmin Yâ Fettâh Yâ Gaffâr ALLAH celle celâluhu!
Âmin Yâ Settâr Yâ ALLAH ALLAH celle celâluhu!..

Âmin... Âmin... Âmin... Âmin!.. Yâ Muîn Celle Celâluhu.



بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ

وَلَقَدْ خَلَقْنَا الْإِنسَانَ وَنَعْلَمُ مَا تُوَسْوِسُ بِهِ نَفْسُهُ وَنَحْنُ أَقْرَبُ إِلَيْهِ مِنْ حَبْلِ الْوَرِيدِ

Resim---“Ve lekad halaknel insâne ve na’lemu mâ tuvesvisu bihî nefsuh(nefsuhu), ve nahnu AKREBu ileyhi min HABLİ’L- VERÎDi : Andolsun, insanı biz yarattık ve nefsinin ona ne vesveseler vermekte olduğunu biliriz. Biz ona ŞAHDAMARINDAN DAHA YAKINız.”
(Kaf 50/16)


إِنَّمَا أَمْرُهُ إِذَا أَرَادَ شَيْئًا أَنْ يَقُولَ لَهُ كُنْ فَيَكُونُ
Resim--- “İnnemâ emruhû izâ erâde şey’en en yekûle lehu kun fe yekûn(yekûnu) : Bir şey yaratmak istediği zaman Onun yaptığı "Ol" demekten ibarettir. Hemen oluverir.”
(Yâsîn 36/82)

Sadakallahu'l- AzîMMM!..


Resim

اللّٰهمَّ صَلِّ وَ سَلِّمْ وَ بَارِكْ عَلَى سَيِّدِنَا مُحَمَّدٍ عَبْدِكَ وَ نَبِيِّكَ وَ رَسُولِكَ وَ نَبِيِّ الْأُمِّيِّ وَ عَلَى ﺁلِهِ وَ صَحْبِهِ وَ أَهْلِ بَيْتِهِ
Resim'' Allahümme salli ve sellim ve bârik alâ seyyidinâ Muhammedin
Abdike (Muhammedîyyeti) ve
Nebîyyike (Mahmudîyyeti) , ve
Rasülûke (Ahmedîyyeti) ve
Nebîyyi’l-Ümmiyi (Habibîyyeti) ve alâ âlihi, ehl-i beytihi vessahbihi ve ümmetihi... ''Resim

Elhamdulillahirabbilâlemîn..

MuhaMMedî MuhaBBetle..
Resim
Kullanıcı avatarı
nur-ye
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 9089
Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00

Re: Kulihvani KuN feye KuN ZEVKlERi

Mesaj gönderen nur-ye »

Resim
Resim
Kullanıcı avatarı
nur-ye
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 9089
Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00

Re: Kulihvani KuN feye KuN ZEVKlERi

Mesaj gönderen nur-ye »

Resim
Resim
Kullanıcı avatarı
nur-ye
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 9089
Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00

Re: Kulihvani KuN feye KuN ZEVKlERi

Mesaj gönderen nur-ye »

Resim

ZEVK 4669

YOLa TEVHİD TUZU DöK-müŞ.. KITMİR, KâRBâN SeRHuŞ-unda
GÖRdük, OMUZ-ları ÇöK-müŞ.. Mahcup, MAKSEM YOK-şuNda
GÖNÜL ÂLEMİ-m-İZ, GöK-müŞ.. KALB-in KANAT VUR-uŞuNda
"feyKûN" KaLesi, KöK-müŞ … "KûN" cANı Resim ANKA KUŞU-nda!..


17.11.11. 02.08
brsbrs.. gkçdrs…

Maksem: Gök Dere- köprü başı- burası Bursa mahallesi...
Resim
Kullanıcı avatarı
nur-ye
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 9089
Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00

Re: Kulihvani KuN feye KuN ZEVKlERi

Mesaj gönderen nur-ye »

Resim
Resim
Kullanıcı avatarı
nur-ye
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 9089
Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00

Re: Kulihvani KuN feye KuN ZEVKlERi

Mesaj gönderen nur-ye »

Resim
Resim
Kullanıcı avatarı
nur-ye
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 9089
Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00

Re: Kulihvani KuN feye KuN ZEVKlERi

Mesaj gönderen nur-ye »

Resim
MecNÛN LEY-!..
Resim KaRa SEVdÂ!..
ZâHiR Resim BâTıN..
Mev!.. Mev!..

Resim

ZEVK
4672

KûN” Nefhası İLM-ek İLM-ek.. “feyeKûN” Kader “DOKU!” SU..
Dost!.. “UY!”ulan “DosDOĞru OL!” “DUY!”ulan “İkRâ: OKU!” SU.
RaHÎMMiyyet Resim RahmÂNiyyet!.. ŞEHVETTen Resim ŞEHÂDET-ine..
CeNNeT’te – ARZ’da – ARŞ’ında!.. “ÂDEM” de AŞK-ın “KOKU!” SU!..


20.111.11 05:41
brsbrs..trstkks…

Demem o ki;

KûN feyeKûN TeceLLîsi:

إِنَّمَا أَمْرُهُ إِذَا أَرَادَ شَيْئًا أَنْ يَقُولَ لَهُ كُنْ فَيَكُونُ
Resim---İnnemâ emruhû izâ erâde şey’en en yekûle lehu kun fe yekûn(yekûnu) : Bir şey yaratmak istediği zaman Onun yaptığı "Ol" demekten ibarettir. Hemen oluverir.”
(Yâsîn 36/82)

Rasûlullah sallallahu aleyhi vesellem’imizin SESinden:

… وَقَالُوا سَمِعْنَا وَأَطَعْنَا …
Resim---“… kâlû semi'na ve eta'na… : … DUYduk ve UYduk!..”
(Bakara 2/285)

“DosDOĞru OL!”:

ALLAH celle celâluhu, Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’e :

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ وَمَن تَابَ مَعَكَ وَلاَ تَطْغَوْاْ إِنَّهُ بِمَا تَعْمَلُونَ بَصِيرٌ
Resim---Festekim kemâ umirte ve men tâbe meake ve lâ tatgav, innehu bi mâ ta’melûne basîr(basîrun): O halde seninle beraber tevbe edenlerle birlikte emrolunduğun gibi dosdoğru ol! Aşırı da gitmeyin. Çünkü O, sizin yaptıklarınızı çok iyi görendir.”
(Hûd 11/112)

Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem “BİZ” "ÜMM" etine:

Resim---Ebû Amr Süfyân İbni Abdullah radıyallahu anh şöyle dedi: “Yâ Resûlallah! Bana İslâmı öylesine tanıt ki, onu bir daha senden başkasına sormaya ihtiyaç hissetmeyeyim!” dedim.
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Allah’a inandım!” de, sonra da dosdoğru ol!” buyurdu.
(Müslim, Tirmizî, İbni Mâce)

“İkRâ: OKU!”SU..:

اقْرَأْ بِاسْمِ رَبِّكَ الَّذِي خَلَقَ
Resim---Ikra’bismi rabbikellezî halak(halaka) : Yaratan Rabbinin adıyla oku!”
(Alak 96/1)

“ÂDEM” de AŞK-ın “KOKU!” SU!..:

ÂLEM-deki “ASL OL-AN AŞK İmiş!” İnsaf!
ÂDEM-deki “SıRR”, GeRİsi Laf-ı Güzaf!..


Güzaf: f. Boş, bîhude-beyhude. Lüzumsuz. Lâzım ve lâyık değil..


Resim

SaNa,
SON-suz TeSLiMiYYeT-SELL-iMiz ve İSTiKâMeT SALL-ımız OLsun Yâ Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem!..

Resim''Allahümme salli ve sellim ve bârik alâ seyyidinâ Muhammedîn abdike (Muhammedîyyeti) ve nebîyyike (Mahmudîyyeti) ve Resûlike (Ahmedîyyeti) ve Nebîyyûl-ümmîyyi (Habibîyyeti) ve alâ âlihi ves-sahbihi ve Ehl-i Beytihi...''Resim



ÂMiN Yâ LaTîF ALLAH celle celâluhu!
ÂMiN Yâ KeRîM ALLAH celle celâluhu!
ÂMiN Yâ RaHiM ALLAH celle celâluhu!
ÂMiN Yâ VeDûD ALLAH celle celâluhu!
ÂMiN Yâ FeTTâH ALLAH celle celâluhu!
ÂMiN Yâ GaFFâR ALLAH celle celâluhu!
ÂMiN Yâ SeTTâR ALLAH celle celâluhu!

Elhamdülillâhirabbiâlemîn!..

MuhaMMedî MuhaBBetlerimle…



Resim
Resim
Kullanıcı avatarı
nur-ye
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 9089
Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00

Re: Kulihvani KuN feye KuN ZEVKlERi

Mesaj gönderen nur-ye »

Resim
Resim
Kullanıcı avatarı
nur-ye
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 9089
Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00

Re: Kulihvani KuN feye KuN ZEVKlERi

Mesaj gönderen nur-ye »

Resim
Resim
Kullanıcı avatarı
nur-ye
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 9089
Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00

Re: Kulihvani KuN feye KuN ZEVKlERi

Mesaj gönderen nur-ye »

KaplumBÂĞa
Çıkmış DÂĞa İnmiş BÂĞa
KiMe Ne DEmiş Kurr-BAĞa!..


Resim


ZEVK 4675

TosBAĞa Sırtında Taşır.. Bırakamaz KaBuK YÜK-ün!
Salyangoz-sa GİRer-ÇıKar.. İZ EYler ÖZ-ün SÜMÜK-ün
ÂgÂh OL Sefîl İhvÂNi!.. İBRET – HİKMET sAHnesinde..
YILAN Her Yıl GÖMlek ATar!.. Kemâlâtta “KûN feyeKüN!”


20.111.11 17:17
brsbrs..trstkks…
Resim
Cevapla

“Kul İhvâni ŞİİR ve ZEVKleri” sayfasına dön