İlmin Kapısı İmam Ali (kv)'den:

Hz Ali Keremeallahu Veche İle ilgili konular
Cevapla
Kullanıcı avatarı
fatmaana
Aktif Üye
Aktif Üye
Mesajlar: 199
Kayıt: 15 Eki 2006, 02:00

İlmin Kapısı İmam Ali (kv)'den:

Mesaj gönderen fatmaana »

İmam Ali (kerremallahi vecheh):

"Gerçek fakih;
İnsanları Allah'ın rahmetinden ümitsizliğe düşürmeyen;
onlara, Allah'a isyan hususlarında kolaylık tanımayan;
onları, Allah'ın azabından emin kılmayan;
Kur'ân'ı, onu istemeyip başkasına meylederek terketmeyen kimsedir.
Durum şu ki; kendisinde ilim olmayan ibadette, kendisinde anlama olmayan ilimde ve kendisinde düşünme olmayan okumada hiçbir hayır yoktur."


Dârimî; Sünen cilt-I Hadîs no:303



İmam Ali (kerremallahi vecheh):

"İlmi öğreniniz ki onunla tanınasınız.
Onu uygulayınız ki ehlinden olasınız.
Zira vaziyet şu ki bundan sonra yakında, (içinde yaşayanlarının) onda dokuzunun ma'rûfu (iyiliği) tanımayacağı bir zaman gelecek.
Bu (zamanda yaşayanlar)dan, sadece kötülüklerden ve kötülerden habersiz, pek önemsenmeyen kimseler kurtuluşa erecek.
İşte bunlar; kötülükleri dolaştırmayan, fena-yüz kızartıcı şeyler yapmayan, lâfı bol ve dedikoducu olmayan hidâyet önderleri ve ilim kandilleridirler."


Dârimî; Sünen cilt-I Hadîs no:265



İmam Ali (kerremallahi vecheh):

"İnsanların içinde kuşlar arasındaki arı gibi olunuz.
Gerçek şu ki, kuşlardan hiçbiri yoktur ki onu zayıf görmüş, (küçümsemiş) olmasın.
Şayet kuşlar onun içindeki bereketi bilselerdi bunu ona yapmazlardı.
Halka dilleriniz ve bedenlerinizle karışınız, onlardan amelleriniz ve kalblerinizle ise ayrılınız.
Çünkü kişinin eline geçecek olan, kazanmış olduğu şeydir ve o, kıyamet gününde sevdiği kimse(ler) ile beraber olacaktır."


Dârimî; Sünen cilt-I Hadîs no:318



İmam Ali (kerremallahi vecheh):

"Bilmediğin şeye, "Allah bilir!" diye cevap vermen, gönle ne hoş gelir!"

Dârimî; Sünen cilt-I Hadîs no:182


İmam Ali (kerremallahi vecheh):

«-Senin sırrın esirindir; eğer onu söylersen, sen onun esiri olursun
İnsan dili ile sırrını yayar da bundan dolayı başkalarını ayıplarsa, bu kimse ahmaktır.
Asıl kendini ayıplaması gerekir.
Zira kalbi kendi sırrını tutamayıp ona dar gelirse, başkalarının kalbi o sırrı tutmakta daha dar olur.
Ne kendini, ne de başkasını ayıplamaya mahal bırakmamak için insan sırrını hiç kimseye açmamalıdır.
Açıldığı takdirde de ihanet etmemelidir.
Kullanıcı avatarı
Gariban
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 2834
Kayıt: 25 Tem 2007, 02:00

[b]Hz.Ali(K.V)'den Ahiret ilmine isaret[/b]

Mesaj gönderen Gariban »

Fatma hanım , kıymetli yazınızı okudum.
Hz.Ali(K.V)'den beni etkileyen güzel bir kısmı da yazılarınıza ben ekleyeyim:

Kur'an'da nice esrar vardır ki kendilerini zikre ve fikre adamış kimselerin kalplerine doğar.
Tefsir kitaplarında o sırlar bulunmaz.
Müfessirlerin en büyükleri bile bu sırlara vâkıf olamaz.

Kalbini murakebe eden müride bu mânâlar görünüp müfessirlere arzedildiği zaman, anlayışla karşılanır ve iltifat görür.
Çünkü olanlar bilirler ki bu esrar, Allah'a yönelmiş yüce himmetlilerin ve ilâhi lütuf ve temiz kalplerin işaretidir.
Mükâşefe ve muamele ilimlerinin sırları da aynen böyledir.
Çünkü her ilim, bütünüyle ihâta edilemeyen engin bir denizdir.
Herkes kaabiliyeti ve nasibi kadar bu denize dalabilir.
Bu denize dalmanın en büyük vasıtası sâlih amel ve güzel işlerdir.

Âhiret âlimlerinin vasfını Hz. Ali (r.a), uzun bir hadiste şöyle izah eder:

Kalpler, tıpkı kaplara benzer.
Onların en hayırlısı iyiliğe kap olanıdır.
İnsanlar üç sınıfa ayrılırlar:

1) Rabbani âlimler,
2) Kurtuluş yolundaki öğrenciler,
3) Her konuşana tâbi olan, her rüzgara gönül veren, ilim nuruyla nurlanmayan, ilmin herhangi bir temeline sırtını dayamayan, kıymetsiz halk tabakası.

İlim, maldan çok çok hayırlıdır.
Çünkü ilim seni, sen de malını korursun.
İlim öyle bir şeydir ki, verdikçe çoğalır; mal ise vermekle azalır.
İlim dindir, çünkü kişi, dinini ilim vasıtasıyla bilir,
İbadetleri ve yapacağı bütün işleri onun sayesinde öğrenir.

Öldükten sonra, kişi, ilmiyle iyi bir şekilde yâd edilir.
İlim hâkimdir, mal ise mahkûm.
Malın kaybolmasıyla verdiği menfaat de kaybolur.
Mal toplama gayretine düşenler diri oldukları halde birer ölü sayılır.
Âlimler ise, kıyamete kadar baki kalırlar; onlar ölmezler'.


Bu sözleri söyleyen Hz. Ali (r.a), derin derin nefes alarak konuşmasına şöyle devam etti:

(Göğsünü göstererek) İşte burada büyük bir ilim vardır.
Keşke o ilmi omuzlarına alabilecek birisine rastlasaydım!.

Emin olmadığım talihler buluyorum hep;
ki onlar ilmi, dünyevi arzularına vesile ittihaz ediyor ve alet yapıyorlar.
Allah'ın velilerine, Allah'ın verdiği nimetle dil uzatıyor;
Allah'a delâlet eden ilmi, halkin aleyhinde kullanıyorlar.

Veya ehl-i hakka itâat eden birini görüyorum;
onların da basireti olmadığı için şüpheli bir şeyle karşılaştığı zaman derhal şüpheye düşüyor.
Demek ki göğsümde bulunan ilmi ne buna ve ne de öbürüne vermek imkânı yoktur.
Bazen de bu ilme dünya lezzetlerine dalmış, şehvetlerinin arkasında giden bir kimse talip çıkıyor veya mal toplamaya dalan ve nefsi hevasının peşinde koşan talip oluyor.
Bunlara en çok benzeyenler, çayırda otlayan hayvanlardır.


Sözlerine şöylece devam etti:

İşte, ilmin hakiki talipleri öldüğü zaman ilim de böylece ölüyor.
Fakat Allah'ın izn-i keremi ile yeryüzü, Allah'ın dinini savunan insanlardan hiçbir zaman mahrum kalmaz.
Böyleleri, ya herkes tarafından bilinir veya Allah'ın delilleri ve beyyineleri, tamamen kaybolmasın, iptal edilerek ortadan kaldırılmasın diye gizli kalmayı tercih ederler.

Fakat sayıları ne kadardır ve nerededirler?
Bunlar sayıca çok az, kıymetçe büyüktürler.
Şahısları gizli, fakat hatıraları kalplerde saklıdır.
Allah Teâlâ onlarla delil ve hüccetlerini muhafaza eder.
Tâ ki sonraki nesillere, bu hüccetleri teslim etsinler ve kendilerine benzeyenlerin kalplerine de o fikirleri eksinler.
İlim, bunları, işin hakikatine vakıf kılmış, gene bunlar yakînin ruhunu bilfiil elde etmiştir.

Onun için, dünya ehline çok zor gelen meseleler bunlar için gayet kolaydır. Gafillere yabancı gelen konular bunlara çok yatkın görünür.
Bu kişiler, bedenleriyle dünyada görünseler de ruhlarıyla en yüce makama bağlıdırlar.
Onlar bütün mahlûkat içinde Allah'ın veli kullarıdır.
Yeryüzünde Allah'ın, Allah için çalışan kulları, halkı hakka davet eden dellâllardır'.


Hz. Ali daha sonra ağlayarak sözlerine şunları ilâve etti:

Ey bunları görmek isteyen gönlüm!
Neredesin? İstersen gel, sen de hazırlan!


(Ihya 1.cilt 298.sayfa/ Ali Arslan Çevirisi)
Kullanıcı avatarı
nur-ye
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 9089
Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00

iİLMİN KAPISI İMAM ALİ(K.V)'DEN

Mesaj gönderen nur-ye »

İLMİN KAPISI İMAM ALİ (KERREMULLAH-İ VECHEH)'DEN :

EFENDİMİZ( S.A.V)'DEN RİVAYET EDİLEN BİR HADİS-İ ŞERİF'TE ŞÖYLE BUYURMUŞTUR.
* ÜMMETİMDEN BİR TAKIM ZÜMRELER TÜREYECEKTİR.
ONLAR KUR'ÂN'I ÖYLE OKURLAR Kİ; SİZİN OKUYUŞUNUZ ONLARINKİNİN YANINDA HİÇ KALIR.
NAMAZINIZ DA NAMAZLARINA GÖRE BİR HİÇ KALIR.
ORUCUNUZ DA ORUÇLARININ YANINDA BİR HİÇ KALIR.
KUR'ÂN'I OKURLAR, ONU LEHLERİNE ZANN EDERLER.
HALBUKİ O ALEYHLERİNE OLACAKTIR.
NAMAZLARI KÖPRÜCÜK KEMİĞİNDEN ÖTEYE GEÇMEZ.
ÇÜNKİ ONLAR OKUN YAYDAN ÇIKTIĞI GİBİ İSLAM'DAN HEMEN ÇIKACAKLAR.
ONLARLA HARB EDEN ORDUNUN ASKERLERİ EFENDİMİZ (S.A.V)'İNİN DİLİNDEN KENDİLERİNE NE (KADAR)LER TAKDİR EDİLMİŞ OLDUĞUNU BİLSELERDİ (BAŞKACA) ÇALIŞMAKTAN MUTLAKA VAZGEÇERLERDİ!
''.

HAZRET-İ ALİ (K.V) BU HADİS-İ ŞERİF'İ RİVAYET ETTİĞİ ZAMAN UBEYDE ES-SELMAN (R.A) : "EY MÜMİNLERİN EMİRİ! KENDİSİNDEN BAŞKA İLÂH OLMAYAN ALLAH AŞKINA SÖYLE! SEN BU HADİS-İ RESULULLAH (S.A.V)DEN BİZZAT İŞİTTİNMİ?" --DİYE SORDU.
O DA : "KENDİSİNDEN BAŞKA İLAH OLMAYAN ALLAH'A YEMİN EDERİM Kİ EVET!'' DEDİ.
UBEYDE (R.A) ONA ÜÇ SEFER YEMİN VERDİ, O DA ÜÇ SEFER YEMİN ETTİ

(MÜSLİM:1066)

HAZRETİ ALİ (K.V) BU HADİS-İ RİVAYET ETTİĞİ ZAMAN ASHAB DAHİ ŞÜPHEYE DÜŞTÜ.
BU SORUYU SORMAK LÜZUMUNU HİSSETTİLER.

* RESULULLAH (S.A.V) EFENDİMİZ EBU SAİD VE ENES (R.A)DAN RİVAYET EDİLEN BİR HADİSİ ŞERİF'LERİNİN BİR NOKTASINDA ŞÖYLE BUYURUYORLAR :
"ONLAR İNSANLARI KİTABULLAH'A ÇAĞIRIRLAR, FAKAT KİTAP'TAN ZERRE KADAR NASİPLERİ YOKTUR!''
(EBU DAVUD:4765)



* * * * ZEVK 2198 * *

RABBANA! SALAT-Ü SELAM ET HABİBİN MUHAMMEDÜ'L MUSTAFÂ'YA
FATİMATÜ'Z-ZEHRA ANAM'A, AŞK'IN ''ASL''I EHL-İ BEYT-Ü AL-İ ABÂ'YA
KERREMULLAHİ VECHE'YE, ALİYYÜ'L-HAYDARÜ'L-MURTAZÂ'YA
AHSENÜ'L-HÜLÜK HASAN'A, HÜSEYNİ ŞEHİDÜ'L- ŞAH-I KERBELÂ'YA.


.
Resim
Kullanıcı avatarı
aNKa
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 2797
Kayıt: 02 Eyl 2007, 02:00

Mesaj gönderen aNKa »

HZ. ALİ (RADIYALLÂHU ANH)’DAN KAYDEDİLEN BİR RİVÂYETTE ŞÖYLE DENİR:

“RASULÛLLAH (ALEYHİSSALÂTU VESSELÂM) BUYURDULAR Kİ:

– GERÇEK CİMRİ, YANINDA ZİKRİM GEÇTİĞİ HALDE BANA SALAVÂT OKUMAYANDIR.”

[TİRMİZİ, DAAVÂT 110, (3540)]


----
İbni Hacer el Heytemî’nin, Salâvât-ı Şerîfe Câmi’asında, Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem)’den vârid bütün salâvâtları kendisinde toplayan, hadis-i Şerîf mesnedli ve en fâzilletli salâvât olduğunu belirttiği salâvât:


Resim


TÜRKÇESİ: Allahümme salli alâ seyyidinâ ve mevlânâ MuhammedînResim *abdike ve nebîyyîke ve Resûlike ve'n nebîyyi’l-ümmiyyiResim ve alâ alî seyyidinâ Muhammedin ve ezvâcihi ümmühâti’l-mü’minîne ve zürriyetihi ve Ehl-i Beytihi ve sahbihiResim Kemâ salleyte alâ seyyidinâ İbrâhîme ve alâ âli seyyidinâ İbrâhîme fi’l-âlemînResim İnneke Hamîdun Mecîd.

MÂNÂSI: “ALLAH’ım! Kulun, Nebîn, Resûlün ve Nebîyyi’l-Ümmî’n olan Efendimiz ve sahibimiz Muhammed (salallahu aleyhi ve sellem)’e ve Efendimiz ve Sahibimiz Muhammed (salallahu aleyhi ve sellem)’in ailesine ve mü’minlerin anneleri eşlerine ve zürriyetine ve ehl-i beytine ve sahabelerine ve salât ve selâm eyle! Efendimiz İbrâhim (aleyhisselâm)’a ve Efendimiz İbrâhim (aleyhisselâm)’ın ailesine âlemler içinde salât ve selâm ettiğin gibi salât ve selâm eyle! Çünkü Sen Hamîdsin-Mecîdsin!” (bereketli kıl: meymenetli, uğurlu, hayırlı, faydalı, saâdetli, mutlu, kutlu, birr ehli, iyilikçi kıl...)

*RASÛLULLAH(SALLALLAHU ALEYHİ VE SELLEM)'İN:
UBÛDİYYETİ (ABDİKE) - MUHAMMED(S.A.V.)
NUBÜVVETİ (NEBÎYYİKE) - MAHMUD(S.A.V.)
RESÛLİYYETİ (RESÛLİKE) - AHMED(S.A.V.)
ÜMMÎYYETİ (NEBÎYYİ UMMÎYYİKE) - HABİB(S.A.V.)

----


ZEVK 2139 !!!!

KİMSEMİZ YOK GURBET ELDE, "GÖNÜL MESCİDİ"N OTURDUK.
"SÂLÂT-Ü-SELÂM --> SILA'SIN, RAVZASI"NDA DİVÂN DURDUK.
RABB-BÜ-BİRRUN, RESÛL-İ EKREM, EHL-İ BEYT-Ü-EHLULLAH'LA.
EBDÂL-EBRÂR-GAYBÎ ERLER, SIR-RI SUBHAN --> "SOHBET" KURDUK!..

31.05.2002 - 14:18 BOLU
Resim
Cevapla

“►Hz. Ali Keremallahu Veche◄” sayfasına dön