Salâvât-ı Şerifelerimiz

Rasulullah (s.a.v) Efendimiz üzerine Salâvât getirmek her müslümana farzdır.
Kullanıcı avatarı
nur_umim
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 1113
Kayıt: 19 Ağu 2007, 02:00

Re: Salâvât-ı Şerifelerimiz

Mesaj gönderen nur_umim »

Resim RASÛL ALLAH..

Resim

Resim

ALLAHümme salli ve sellim alâ seyyidinâ Muhammedi’l- beşiri’l- mübeşşiri lilhâifîne bimâ kâlâllahül azîmu:
“Ve li men hâfe makâme rabbihî cennetâni.” “Ve emmâ men hâfe makâme rabbihî ve nehân nefse ani’l- hevâ.” “Fe inne’l- cennete hiye’l- me’vâ”

ALLAHümme salli ve sellim alâ seyyidinâ Muhammedi’l- beşiri’l- mübeşşiri lilmüttakîne bimâ kâlâllahül azîmu:
“ve rahmetî vesiat kulle şey’in, fe se ektubuhâ lillezîne yettekûne ve yu’tûne’z- zekâte vellezîne hum bi âyâtinâ yu’minûne.” “Ellezîne yettebiûne’r- resûlen nebiyye’l- ummiyye” “lehum cezâud dı’fi bimâ amilû ve hum fî’l- gurufâti âminûne.”

ALLAHümme salli ve sellim alâ seyyidinâ Muhammedi’l- beşiri’l- mübeşşiri lilmühbitîne bimâ kâlâllahül azîmu:
“ve beşşiri’l- muhbitîne” “Ellezîne izâ zukirallâhu vecilet kulûbuhum.” “Vellezîne yu’tûne mâ âtev ve kulûbuhum veciletun ennehum ilâ rabbihim râciûne”

ALLAHümme salli ve sellim alâ seyyidinâ Muhammedi’l- beşiri’l- mübeşşiri lissabirîne bimâ kâlâllahül azîmu:
“ve beşşiri’s- sâbirîn.” “Ellezîne izâ esâbethum musîbetun, kâlû innâ lillâhi ve innâ ileyhi râciûne.” “Ulâike aleyhim salâvâtun min rabbihim ve rahmetun ve ulâike humu’l- muhtedûne” “İnnî cezeytuhumu’l- yevme bimâ saberû ennehum humu’l- fâizûne”


Resim

Azîm olan ALLAH’ım, şu mübârek sözlerinle Rabbinin huzurunda hesap vermekten korkan kimseleri müjdeleyen Efendimiz Muhammed'e salât ve selâm eyle:
Rabbinin makamından korkan kimseler için iki cennet vardır.
Ve fakat, kim Rabbinin makamından korkmuş ve nefsini heveslerinden nehyetmiş ise (heveslerine uymamışsa).
O taktirde, muhakkak ki cennet, o, barınacak yerdir..


Azîm olan ALLAH’ım, şu mübârek sözlerinle muttakileri (takvâ sahiblerini) müjdeleyen Efendimiz Muhammed'e salât ve selâm eyle:
Rahmetim ise her şeyi kuşatmıştır; onu korkup sakınanlara, zekatı verenlere ve bizim ayetlerimize iman edenlere yazacağım.
Ümmi haber getirici (Nebi) olan elçiye (Resul) uyarlar.
İşte onlar, onlar için amelleri sebebiyle kat kat mükâfat vardır. Ve onlar, yüksek makamlarda emin (emniyette) olanlardır…


Azîm olan ALLAH’ım, şu mübârek sözlerinle itaatkâr ve tevazu sahiplerini müjdeleyen Efendimiz Muhammed'e salât ve selâm eyle:
Ve muhbitleri müjdele.
Onlar ki, Allah anıldığı zaman kalbleri ürperir;
Ve onlar vereceklerini verirler. Onlar, Rab’lerine geri dönenler (ulaşanlar) olduğundan onların kalbleri titrer..


Azîm olan ALLAH’ım, şu mübârek sözlerinle sabredenleri müjdeleyen Efendimiz Muhammed'e salât ve selâm eyle:
Ve sabredenleri müjdele..
Onlar ki, kendilerine bir musîbet isabet ettiği zaman: “Biz muhakkak ki Allah içiniz (O’na ulaşmak ve teslim olmak için yaratıldık) ve muhakkak O’na döneceğiz (ulaşacağız).” Derler..
İşte onlar (dünya hayatında Allah’a mutlaka döneceklerinden emin olanlar) ki Rab’lerinden salâvât ve rahmet onların üzerinedir. İşte onlar, onlar hidayete ermiş olanlardır..
Muhakkak ki Ben, onlar sabırlarından dolayı kurtuluşa erenler olduğundan, bugün onlara mükâfatlarını verdim..


Resim

Azîm olan ALLAH’ım, şu mübârek sözlerinle Rabbinin huzurunda hesap vermekten korkan kimseleri müjdeleyen Efendimiz Muhammed'e salât ve selâm eyle:


وَلِمَنْ خَافَ مَقَامَ رَبِّهِ جَنَّتَانِ
Resim---"Ve li men hâfe makâme rabbihî cennetâni.: Rabbinin makamından korkan kimseler için iki cennet vardır.” (Rahmân 55/46)

وَأَمَّا مَنْ خَافَ مَقَامَ رَبِّهِ وَنَهَى النَّفْسَ عَنِ الْهَوَى
Resim---"Ve emmâ men hâfe makâme rabbihî ve nehân nefse ani’l- hevâ.: Ve fakat, kim Rabbinin makamından korkmuş ve nefsini heveslerinden nehyetmiş ise (heveslerine uymamışsa).” (Naziât 79/40)

فَإِنَّ الْجَنَّةَ هِيَ الْمَأْوَى
Resim---"Fe inne’l- cennete hiye’l- me’vâ.: O taktirde, muhakkak ki cennet, o, barınacak yerdir.” (Naziât 79/41)

Azîm olan ALLAH’ım, şu mübârek sözlerinle muttakileri (takvâ sahiblerini) müjdeleyen Efendimiz Muhammed'e salât ve selâm eyle:

وَاكْتُبْ لَنَا فِي هَذِهِ الدُّنْيَا حَسَنَةً وَفِي الآخِرَةِ إِنَّا هُدْنَا إِلَيْكَ قَالَ عَذَابِي أُصِيبُ بِهِ مَنْ أَشَاء وَرَحْمَتِي وَسِعَتْ كُلَّ شَيْءٍ فَسَأَكْتُبُهَا لِلَّذِينَ يَتَّقُونَ وَيُؤْتُونَ الزَّكَاةَ وَالَّذِينَ هُم بِآيَاتِنَا يُؤْمِنُونَ
Resim---"Vektub lenâ fî hâzihid dunyâ haseneten ve fî’l- âhırati innâ hudnâ ileyke, kâle azâbî usîbu bihî men eşâu ve rahmetî vesiat kulle şey’in, fe se ektubuhâ lillezîne yettekûne ve yu’tûne’z- zekâte vellezîne hum bi âyâtinâ yu’minûn (yu’minûne).: Bize bu dünyada da, ahirette de iyilik yaz, şüphesiz ki biz Sana yöneldik. Dedi ki: "Azabımı dilediğime isabet ettiririm, rahmetim ise her şeyi kuşatmıştır; onu korkup sakınanlara, zekatı verenlere ve bizim ayetlerimize iman edenlere yazacağım." (A’râf 7/156)

الَّذِينَ يَتَّبِعُونَ الرَّسُولَ النَّبِيَّ الأُمِّيَّ الَّذِي يَجِدُونَهُ مَكْتُوبًا عِندَهُمْ فِي التَّوْرَاةِ وَالإِنْجِيلِ يَأْمُرُهُم بِالْمَعْرُوفِ وَيَنْهَاهُمْ عَنِ الْمُنكَرِ وَيُحِلُّ لَهُمُ الطَّيِّبَاتِ وَيُحَرِّمُ عَلَيْهِمُ الْخَبَآئِثَ وَيَضَعُ عَنْهُمْ إِصْرَهُمْ وَالأَغْلاَلَ الَّتِي كَانَتْ عَلَيْهِمْ فَالَّذِينَ آمَنُواْ بِهِ وَعَزَّرُوهُ وَنَصَرُوهُ وَاتَّبَعُواْ النُّورَ الَّذِيَ أُنزِلَ مَعَهُ أُوْلَئِكَ هُمُ الْمُفْلِحُونَ
Resim---"Ellezîne yettebiûner resûlen nebiyye’l- ummiyye ellezî yecidûnehu mektûben indehum fît tevrâti ve’l- incîli ye’muruhum bi’l- ma’rûfi ve yenhâhum ani’l- munkeri ve yuhıllu lehumut tayyibâti ve yuharrimu aleyhimu’l- habâise ve yedau anhum ısrahum ve’l- aglâlelletî kânet aleyhim, fellezîne âmenû bihî ve azzerûhu ve nasarûhu vettebeûn nûrellezî unzile meahu, ulâike humu’l- muflihûn (muflihûne).: Onlar ki, yanlarındaki Tevrat'ta ve İncil'de (geleceği) yazılı bulacakları ümmi haber getirici (Nebi) olan elçiye (Resul) uyarlar; o, onlara marufu (iyiliği) emrediyor, münkeri (kötülüğü) yasaklıyor, temiz şeyleri helal, murdar şeyleri haram kılıyor ve onların ağır yüklerini, üzerlerindeki zincirleri indiriyor. Ona inananlar, destek olup savunanlar, yardım edenler ve onunla birlikte indirilen nuru izleyenler; işte kurtuluşa erenler bunlardır.” (A’râf 7/157)

وَمَا أَمْوَالُكُمْ وَلَا أَوْلَادُكُم بِالَّتِي تُقَرِّبُكُمْ عِندَنَا زُلْفَى إِلَّا مَنْ آمَنَ وَعَمِلَ صَالِحًا فَأُوْلَئِكَ لَهُمْ جَزَاء الضِّعْفِ بِمَا عَمِلُوا وَهُمْ فِي الْغُرُفَاتِ آمِنُونَ
Resim---"Ve mâ emvâlukum ve lâ evlâdukum billetî tukarribukum indenâ zulfâ illâ men âmene ve amile sâlihan fe ulâike lehum cezâud dı’fi bimâ amilû ve hum fî’l- gurufâti âminûn (âminûne).: Ve sizin mallarınız ve evlâtlarınız katımızda sizi, Bize yaklaştıracak yüksek değere sahip değildir. Âmenû olan ve salih amel (nefs tezkiyesi) yapanlar hariç. İşte onlar, onlar için amelleri sebebiyle kat kat mükâfat vardır. Ve onlar, yüksek makamlarda emin (emniyette) olanlardır.” (Sebe 34/37)

Azîm olan ALLAH’ım, şu mübârek sözlerinle itaatkâr ve tevazu sahiplerini müjdeleyen Efendimiz Muhammed'e salât ve selâm eyle:

وَلِكُلِّ أُمَّةٍ جَعَلْنَا مَنسَكًا لِيَذْكُرُوا اسْمَ اللَّهِ عَلَى مَا رَزَقَهُم مِّن بَهِيمَةِ الْأَنْعَامِ فَإِلَهُكُمْ إِلَهٌ وَاحِدٌ فَلَهُ أَسْلِمُوا وَبَشِّرِ الْمُخْبِتِينَ
Resim---"Ve li kulli ummetin cealnâ menseken li yezkurûsmallâhi alâ mâ razakahum min behîmeti’l- en’âm (en’âmi), fe ilâhukum ilâhun vâhıdun fe lehû eslimû ve beşşiri’l- muhbitîn (muhbitîne).: Ve Biz, bütün ümmetler için (kurban konusunda aynı) usulleri tayin ettik ki onlara, (Allah’ın) rızık olarak verdiği (kurbanlık) hayvanlar üzerine Allah’ın İsmi’ni zikretsinler (Allah’ın İsmi ile kurbanları kessinler). O halde, sizin İlâhınız Tek Bir İlâh’tır. Öyleyse O’na teslim olun! Ve muhbitleri müjdele.” (Hacc 22/34)

الَّذِينَ إِذَا ذُكِرَ اللَّهُ وَجِلَتْ قُلُوبُهُمْ وَالصَّابِرِينَ عَلَى مَا أَصَابَهُمْ وَالْمُقِيمِي الصَّلَاةِ وَمِمَّا رَزَقْنَاهُمْ يُنفِقُونَ
Resim---"Ellezîne izâ zukirallâhu vecilet kulûbuhum va’s- sâbirîne alâ mâ esâbehum ve’l- mukîmi’s- salâti ve mimmâ razaknâhum yunfikûn (yunfikûne).: Onlar ki, Allah anıldığı zaman kalbleri ürperir; kendilerine isabet eden musibetlere sabredenler, namazı dosdoğru kılanlar ve rızık olarak verdiklerimizden infak edenlerdir.” (Hacc 22/35)

وَالَّذِينَ يُؤْتُونَ مَا آتَوا وَّقُلُوبُهُمْ وَجِلَةٌ أَنَّهُمْ إِلَى رَبِّهِمْ رَاجِعُونَ
Resim---"Vellezîne yu’tûne mâ âtev ve kulûbuhum veciletun ennehum ilâ rabbihim râciûn (râciûne).: Ve onlar vereceklerini verirler. Onlar, Rab’lerine geri dönenler (ulaşanlar) olduğundan onların kalbleri titrer.” (Mü’minûn 23/60)

Azîm olan ALLAH’ım, şu mübârek sözlerinle sabredenleri müjdeleyen Efendimiz Muhammed'e salât ve selâm eyle:

وَلَنَبْلُوَنَّكُمْ بِشَيْءٍ مِّنَ الْخَوفْ وَالْجُوعِ وَنَقْصٍ مِّنَ الأَمَوَالِ وَالأنفُسِ وَالثَّمَرَاتِ وَبَشِّرِ الصَّابِرِينَ
Resim---"Ve le nebluvennekum bi şey’in mine’l- havfi ve’l- cûi ve naksın mine’l- emvâli ve’l- enfusi ve’s- semerât (semerâti),ve beşşiri’s- sâbirîn (sâbirîne).: Ve sizi mutlaka korku ve açlıktan ve mal, can ve ürün eksikliğinden imtihan ederiz. Ve sabredenleri müjdele.” (Bakara 2/155)

الَّذِينَ إِذَا أَصَابَتْهُم مُّصِيبَةٌ قَالُواْ إِنَّا لِلّهِ وَإِنَّا إِلَيْهِ رَاجِعونَ
Resim---"Ellezîne izâ esâbethum musîbetun, kâlû innâ lillâhi ve innâ ileyhi râciûn (râciûne).: Onlar ki, kendilerine bir musîbet isabet ettiği zaman: “Biz muhakkak ki Allah içiniz (O’na ulaşmak ve teslim olmak için yaratıldık) ve muhakkak O’na döneceğiz (ulaşacağız).” derler.” (Bakara 2/156)

أُولَئِكَ عَلَيْهِمْ صَلَوَاتٌ مِّن رَّبِّهِمْ وَرَحْمَةٌ وَأُولَئِكَ هُمُ الْمُهْتَدُونَ
Resim---"Ulâike aleyhim salâvâtun min rabbihim ve rahmetun ve ulâike humu’l- muhtedûn (muhtedûne).: İşte onlar (dünya hayatında Allah’a mutlaka döneceklerinden emin olanlar) ki Rab’lerinden salâvât ve rahmet onların üzerinedir. İşte onlar, onlar hidayete ermiş olanlardır.” (Bakara 2/157)

إِنِّي جَزَيْتُهُمُ الْيَوْمَ بِمَا صَبَرُوا أَنَّهُمْ هُمُ الْفَائِزُونَ
Resim---"İnnî cezeytuhumu’l- yevme bimâ saberû ennehum humu’l- fâizûn (fâizûne).: Muhakkak ki Ben, onlar sabırlarından dolayı kurtuluşa erenler olduğundan, bugün onlara mükâfatlarını verdim.” (Mü'minûn 23/111)
Resim
Kullanıcı avatarı
nur_umim
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 1113
Kayıt: 19 Ağu 2007, 02:00

Re: Salâvât-ı Şerifelerimiz

Mesaj gönderen nur_umim »

Resim RASÛL ALLAH..

Resim

Resim


ALLAHümme salli ve sellim alâ seyyidinâ Muhammedi’l- beşiri’l- mübeşşiri lilkâzimîne bimâ kâlâllahül azîmu:
“ve’l- kâzımîne’l- gayza ve’l- âfîne anin nâs (nâsi), vallâhu yuhibbu’l- muhsinîne”
“fe men afâ ve asleha fe ecruhu alâllâh (alâllâhi), innehu lâ yuhıbbu’z- zâlimîne.”



ALLAHümme salli ve sellim alâ seyyidinâ Muhammedi’l- beşiri’l- mübeşşiri lil muhsinîne bimâ kâlâllahül azîmu:
“ve ahsinû, innallâhe yuhıbbu’l- muhsinîne.” “Men câe bi’l- haseneti fe lehu aşru emsâlihâ, ve men câe bi’s- seyyieti fe lâ yuczâ illâ mislehâ ve hum lâ yuzlemûne.”


ALLAHümme salli ve sellim alâ seyyidinâ Muhammedi’l- beşiri’l- mübeşşiri lilmütesaddikîne bimâ kâlâllahül azîmu:
“ve en tesaddekû hayrun lekum in kuntum ta’lemûne” innallâhe yeczî’l- mutesaddikîne.”


ALLAHümme salli ve sellim alâ seyyidinâ Muhammedi’l- beşiri’l- mübeşşiri lilmünfikîne bimâ kâlâllahül azîmu:
“ve mimmâ razaknâhum yunfikûn (yunfikûne)”
“ve mâ enfaktum min şeyin fe huve yuhlifuhu.”


Resim

Azîm olan ALLAH’ım, şu mübârek sözlerinle öfkelerini yenenleri müjdeleyen Efendimiz Muhammed'e salât ve selâm eyle:
Ve darlıkta (Allah için) infâk ederler (verirler) ve onlar öfkelerini yutanlardır (tutanlardır) ve insanları affedenlerdir. Ve Allah, muhsinleri sever
Fakat kim affeder ve ıslâh ederse artık onun ecri (mükâfatı) Allah’a aittir. Muhakkak ki O (Allah), zalimleri sevmez.



Azîm olan ALLAH’ım, şu mübârek sözlerinle güzel davranışlarda bulunan kimseleri müjdeleyen Efendimiz Muhammed'e salât ve selâm eyle:
Ve ahsen olun! Muhakkak ki Allah, muhsinleri sever.
Kim (Allah’ın huzuruna) bir hasene ile gelirse, artık onun on misli, onundur. Ve kim bir seyyie ile gelirse, o zaman onun mislinden başkası ile cezalandırılmaz. Ve onlar zulm olunmazlar.


Azîm olan ALLAH’ım, şu mübârek sözlerinle sadaka verenleri müjdeleyen Efendimiz Muhammed'e salât ve selâm eyle:
Ve (alacağınızı) sadaka olarak bağışlamanız, sizin için daha hayırlıdır. Keşke bilseydiniz.
Muhakkak ki; Allah sadaka verenlerin mükâfatını verir..


Azîm olan ALLAH’ım, şu mübârek sözlerinle kazançlarını hayır yollarında sarf edenleri müjdeleyen Efendimiz Muhammed'e salât ve selâm eyle:
Ve kendilerini rızıklandırdığımız şeylerden infâk ederler (başkalarına verirler)
O, onun karşılığını verir...


Resim

الَّذِينَ يُنفِقُونَ فِي السَّرَّاء وَالضَّرَّاء وَالْكَاظِمِينَ الْغَيْظَ وَالْعَافِينَ عَنِ النَّاسِ وَاللّهُ يُحِبُّ الْمُحْسِنِينَ
Resim---"Ellezîne yunfikûne fî’s- serrâi ved darrâi ve’l- kâzımîne’l- gayza ve’l- âfîne anin nâs (nâsi), vallâhu yuhibbu’l- muhsinîn (muhsinîne).: Onlar (muttekîler), bollukta ve darlıkta (Allah için) infâk ederler (verirler) ve onlar öfkelerini yutanlardır (tutanlardır) ve insanları affedenlerdir. Ve Allah, muhsinleri sever.” (Âl-i İmrân 3/134)

وَجَزَاء سَيِّئَةٍ سَيِّئَةٌ مِّثْلُهَا فَمَنْ عَفَا وَأَصْلَحَ فَأَجْرُهُ عَلَى اللَّهِ إِنَّهُ لَا يُحِبُّ الظَّالِمِينَ
Resim---"Ve cezâu seyyietin, seyyietun misluhâ, fe men afâ ve asleha fe ecruhu alâllâh (alâllâhi), innehu lâ yuhıbbu’z- zâlimîn (zâlimîne).: Bir kötülüğün cezası onun misli kadar kötülüktür. Fakat kim affeder ve ıslâh ederse artık onun ecri (mükâfatı) Allah’a aittir. Muhakkak ki O (Allah), zalimleri sevmez.” (Şûrâ 42/40)

وَأَنفِقُواْ فِي سَبِيلِ اللّهِ وَلاَ تُلْقُواْ بِأَيْدِيكُمْ إِلَى التَّهْلُكَةِ وَأَحْسِنُوَاْ إِنَّ اللّهَ يُحِبُّ الْمُحْسِنِينَ
Resim---"Ve enfikû fî sebîlillâhi ve lâ tulkû bi eydîkum ilet tehluketi, ve ahsinû, innallâhe yuhıbbu’l- muhsinîn (muhsinîne).: Ve (mallarınızı) Allah yolunda infâk edin (başkalarına verin)! Ve de kendi elinizle (kendinizi) tehlikeye atmayın!. Ve ahsen olun! Muhakkak ki Allah, muhsinleri sever. (Bakara 2/195)

مَن جَاء بِالْحَسَنَةِ فَلَهُ عَشْرُ أَمْثَالِهَا وَمَن جَاء بِالسَّيِّئَةِ فَلاَ يُجْزَى إِلاَّ مِثْلَهَا وَهُمْ لاَ يُظْلَمُونَ
Resim---"Ve men câe bi’s- seyyieti fe lâ yuczâ illâ mislehâ ve hum lâ yuzlemûn (yuzlemûne).: Kim (Allah’ın huzuruna) bir hasene ile gelirse, artık onun on misli, onundur. Ve kim bir seyyie ile gelirse, o zaman onun mislinden başkası ile cezalandırılmaz. Ve onlar zulmolunmazlar.” (En'âm 6/160)

وَإِن كَانَ ذُو عُسْرَةٍ فَنَظِرَةٌ إِلَى مَيْسَرَةٍ وَأَن تَصَدَّقُواْ خَيْرٌ لَّكُمْ إِن كُنتُمْ تَعْلَمُونَ
Resim---"Ve in kâne zû usratin fe naziratun ilâ meysereh (meyseretin) ve en tesaddekû hayrun lekum in kuntum ta’lemûn (ta’lemûne).: Eğer (borçlu) zor durumda ise (ödeyemeyecekse) o taktirde durumu kolaylaşıncaya kadar beklenmelidir. Ve (alacağınızı) sadaka olarak bağışlamanız, sizin için daha hayırlıdır. Keşke bilseydiniz.” (Bakara 2/280)

فَلَمَّا دَخَلُواْ عَلَيْهِ قَالُواْ يَا أَيُّهَا الْعَزِيزُ مَسَّنَا وَأَهْلَنَا الضُّرُّ وَجِئْنَا بِبِضَاعَةٍ مُّزْجَاةٍ فَأَوْفِ لَنَا الْكَيْلَ وَتَصَدَّقْ عَلَيْنَآ إِنَّ اللّهَ يَجْزِي الْمُتَصَدِّقِينَ
Resim---"Fe lemmâ dehalû aleyhi kâlû yâ eyyuhâ’l- azîzu messenâ ve ehlenâd durru ve ci’nâ bi bidâatin muzcâtin fe evfi lenâ’l- keyle ve tesaddak aleynâ, innallâhe yeczî’l- mutesaddikîn (mutesaddikîne).: Bundan sonra onun huzuruna girince şöyle dediler: “Ey azîz! Bize ve ailemize şiddetli darlık dokundu ve biz az sermaye ile geldik. Artık bize ölçeği tam olarak ver ve bize tasadduk et (sadaka ver). Muhakkak ki; Allah sadaka verenlerin mükâfatını verir.” (Yusûf 12/88)

الَّذِينَ يُؤْمِنُونَ بِالْغَيْبِ وَيُقِيمُونَ الصَّلاةَ وَمِمَّا رَزَقْنَاهُمْ يُنفِقُونَ
Resim---"Ellezîne yu’minûne bi’l- gaybi ve yukîmûne’s- salâte ve mimmâ razaknâhum yunfikûn (yunfikûne).: Onlar (takvâ sahipleridir) ki, gaybe (gaybte Allah’a) îmân ederler, namazlarını kılarlar ve kendilerini rızıklandırdığımız şeylerden infâk ederler (başkalarına verirler).” (Bakara 2/3)

قُلْ إِنَّ رَبِّي يَبْسُطُ الرِّزْقَ لِمَن يَشَاء مِنْ عِبَادِهِ وَيَقْدِرُ لَهُ وَمَا أَنفَقْتُم مِّن شَيْءٍ فَهُوَ يُخْلِفُهُ وَهُوَ خَيْرُ الرَّازِقِينَ
Resim---"Kul inne rabbî yebsutur rızka li men yeşâu min ibâdihî ve yakdiru lehu, ve mâ enfaktum min şeyin fe huve yuhlifuhu, ve huve hayrur râzikîn (râzikîne).: De ki: "Muhakkak ki benim Rabbim, kullarından dilediği kimseye rızkı genişletir ve taktir eder (daraltır). Ve bir şey infâk ettiğiniz (verdiğiniz) zaman (o taktirde) O, onun karşılığını verir. Ve O, rızık verenlerin en hayırlısıdır.” (Sebe 34/39)
Resim
Kullanıcı avatarı
nur_umim
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 1113
Kayıt: 19 Ağu 2007, 02:00

Re: Salâvât-ı Şerifelerimiz

Mesaj gönderen nur_umim »

Resim RASÛL ALLAH..


Resim

Resim

Allahümme salli ve sellim alâ seyyidinâ Muhammedil beşiril Mübeşşiri lilşâkirîne bimâ kâlâllahül azîmu:
“veşkurû ni’metallâhi in kuntum iyyâhu ta’budûne”
“le in şekertum le ezîdennekum ve le in kefertum inne azâbî le şedîdun”


Allahümme salli ve sellim alâ seyyidinâ Muhammedil beşiril mübeşşiri lissâilîne bimâ kâlâllahül azîmu:
“Fe innî karîb (karîbun) ucîbu da’veted dâi izâ deâni.” “d’ûnî estecib lekum”

Allahümme salli ve sellim alâ seyyidinâ Muhammedil beşiril mübeşşiri lissâlihîne bimâ kâlâllahül azîmu:
“Enne’l- arda yerisuhâ ıbâdiye’s- sâlihûne.”
“Ulâike humu’l- vârisûn”
“Ellezîne yerisunel firdevse hüm fîhâ hâlidûne.”


Allahümme salli ve sellim alâ seyyidinâ Muhammedil beşiril mübeşşiri lilmusallîne bimâ kâlâllahül azîmu:
“İnnallâhe ve melâiketehu yusallûne alân nebiyyi, yâ eyyuhâllezîne âmenû sallû aleyhi ve sellimû teslîmen.” “yu’tikum kifleyni min rahmetihî ve yec’al lekum nûran temşûne bihî ve yagfir lekum, vallâhu gafûrun rahîmun.”


Resim

Azîm olan ALLAH’ım, şu mübârek sözlerinle şükredenleri müjdeleyen Efendimiz Muhammed'e salât ve selâm eyle:
Ve eğer siz, yalnız O’na kul olduysanız, Allah’ın nimetlerine şükredin!
Eğer şükrederseniz (ni’metlerinizi) artırırım, eğer küfredenlerden olursanız muhakkak ki azabım şiddetlidir..


Azîm olan ALLAH’ım, şu mübârek sözlerinle dua edenleri müjdeleyen Efendimiz Muhammed'e salât ve selâm eyle:
muhakkak ki Ben, (onlara) yakınım. Bana dua edilince, dua edenin duasına (davetine) icabet ederim..
Bana dua ediniz ki size icâbet edeyim..


Azîm olan ALLAH’ım, şu mübârek sözlerinle salih kullarını müjdeleyen Efendimiz Muhammed'e salât ve selâm eyle:
arza salih kullarımızın varis olacağını, yazdık
İşte onlar, varis olanlardır (mirasın sahipleridir
Onlar, firdevs cennetine varis olacaklardır. Onlar, orada ebedî kalacaklardır.


Azîm olan ALLAH’ım, şu mübârek sözlerinle Peygamber Efendimize salat edenleri müjdeleyen Efendimiz Muhammed'e salât ve selâm eyle:
Şüphesiz, Allah ve melekleri Peygambere salat ederler. Ey iman edenler, siz de ona salat edin ve tam bir teslimiyetle ona selam verin.
Size kendi rahmetinden iki kat (güzel karşılık) versin. Size kendisiyle yürüyeceğiniz bir nur kılsın ve size mağfiret etsin. Allah çok bağışlayandır, çok esirgeyendir..


Resim

فَكُلُواْ مِمَّا رَزَقَكُمُ اللّهُ حَلالاً طَيِّبًا وَاشْكُرُواْ نِعْمَتَ اللّهِ إِن كُنتُمْ إِيَّاهُ تَعْبُدُونَ
Resim--- "Fe kulû mimmâ razakakumullâhu halâlen tayyiben veşkurû ni’metallâhi in kuntum iyyâhu ta’budûn (ta’budûne).: Öyleyse Allah’ın sizi rızıklandırdığı helâl ve tayyib (güzel, temiz) olan şeylerden yeyin! Ve eğer siz, yalnız O’na kul olduysanız, Allah’ın nimetlerine şükredin!” (Nahl 16/114)

وَإِذْ تَأَذَّنَ رَبُّكُمْ لَئِن شَكَرْتُمْ لأَزِيدَنَّكُمْ وَلَئِن كَفَرْتُمْ إِنَّ عَذَابِي لَشَدِيدٌ
Resim--- "Ve iz teezzene rabbukum le in şekertum le ezîdennekum ve le in kefertum inne azâbî le şedîd (şedîdun).: Ve o zaman Rabbiniz size bildirmişti ki; eğer şükrederseniz (ni’metlerinizi) artırırım, eğer küfredenlerden olursanız muhakkak ki azabım şiddetlidir.” (İbrahîm 14/7)

وَإِذَا سَأَلَكَ عِبَادِي عَنِّي فَإِنِّي قَرِيبٌ أُجِيبُ دَعْوَةَ الدَّاعِ إِذَا دَعَانِ فَلْيَسْتَجِيبُواْ لِي وَلْيُؤْمِنُواْ بِي لَعَلَّهُمْ يَرْشُدُونَ
Resim---"Ve izâ seeleke ıbâdî annî fe innî karîb (karîbun) ucîbu da’veted dâi izâ deâni, felyestecîbû lî velyu’minû bî leallehum yerşudûn (yerşudûne).: Ve kullarım sana, Benden sorduğu zaman, muhakkak ki Ben, (onlara) yakınım. Bana dua edilince, dua edenin duasına (davetine) icabet ederim. O halde onlar da Bana (Benim davetime) icabet etsinler ve Bana âmenû olsunlar (Bana ulaşmayı dilesinler). Umulur ki böylece onlar irşada ulaşırlar (irşad olurlar).” (Bakara 2/186)

وَقَالَ رَبُّكُمُ ادْعُونِي أَسْتَجِبْ لَكُمْ إِنَّ الَّذِينَ يَسْتَكْبِرُونَ عَنْ عِبَادَتِي سَيَدْخُلُونَ جَهَنَّمَ دَاخِرِينَ
Resim---"Ve kâle rabbukumu d’ûnî estecib lekum, innellezîne yestekbirûne an ibâdetî se yedhulûne cehenneme dâhırîn (dâhırîne).: Ve Rabbimiz, şöyle buyurdu: "Bana dua ediniz ki size icabet edeyim. Bana kul olmaktan kibirlenenler, muhakkak ki hakir ve zelil olarak cehenneme girecekler." (Mü’min 40/60)

وَلَقَدْ كَتَبْنَا فِي الزَّبُورِ مِن بَعْدِ الذِّكْرِ أَنَّ الْأَرْضَ يَرِثُهَا عِبَادِيَ الصَّالِحُونَ
Resim---"Ve lekad ketebnâ fî’z- zebûri min ba’di’z- zikri enne’l- arda yerisuhâ ıbâdiye’s- sâlihûne (sâlihûne).: Andolsun ki; zikirden (Tevrat’tan) sonra Zebur’da, arza salih kullarımızın varis olacağını, yazdık.” (Enbiyâ 21/105)

أُوْلَئِكَ هُمُ الْوَارِثُونَ
Resim---"Ulâike humu’l- vârisûn (vârisûne).: İşte onlar, varis olanlardır (mirasın sahipleridir).” (Mü’minûn 23/10)

الَّذِينَ يَرِثُونَ الْفِرْدَوْسَ هُمْ فِيهَا خَالِدُونَ
Resim---"Ellezîne yerisûne’l- Firdevs (firdevse), hum fîhâ hâlidûn (hâlidûne).: Onlar, firdevs cennetine varis olacaklardır. Onlar, orada ebedî kalacaklardır.” (Mü’minûn 23/11)

ResimAzîm olan ALLAH’ım, şu mübârek sözlerinle Peygamber Efendimize salat edenleri müjdeleyen Efendimiz Muhammed'e salât ve selâm eyle:

إِنَّ اللَّهَ وَمَلَائِكَتَهُ يُصَلُّونَ عَلَى النَّبِيِّ يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا صَلُّوا عَلَيْهِ وَسَلِّمُوا تَسْلِيمًا
Resim---"İnnallâhe ve melâiketehu yusallûne alân nebiyyi, yâ eyyuhâllezîne âmenû sallû aleyhi ve sellimû teslîmâ (teslîmen).: Şüphesiz, Allah ve melekleri Peygambere salat ederler. Ey iman edenler, siz de ona salat edin ve tam bir teslimiyetle ona selam verin.!” (Ahzâb 33/56)

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا اتَّقُوا اللَّهَ وَآمِنُوا بِرَسُولِهِ يُؤْتِكُمْ كِفْلَيْنِ مِن رَّحْمَتِهِ وَيَجْعَل لَّكُمْ نُورًا تَمْشُونَ بِهِ وَيَغْفِرْ لَكُمْ وَاللَّهُ غَفُورٌ رَّحِيمٌ
Resim---"Yâ eyyuhâllezîne âmenûttekûllâhe ve âminû bi resûlihî yu’tikum kifleyni min rahmetihî ve yec’al lekum nûran temşûne bihî ve yagfir lekum, vallâhu gafûrun rahîm (rahîmun).: Ey iman edenler, Allah'tan sakınıp korkun ve O'nun elçisine iman edin, size kendi rahmetinden iki kat (güzel karşılık) versin. Size kendisiyle yürüyeceğiniz bir nur kılsın ve size mağfiret etsin. Allah çok bağışlayandır, çok esirgeyendir.” (Hadîd 57/28)


Resim

ALLAHumme salli ve sellim ve bârik alâ seyyidinâ MuhaMMedin
Abdike ve
Nebiyyike ve
Rasûlike ve
Nebiyyi'l- Ummiyi ve alâ âlihi, ehl-i beytihi ve's-sahbihi ve uMMetihi...
Resim
Kullanıcı avatarı
nur_umim
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 1113
Kayıt: 19 Ağu 2007, 02:00

Re: Salâvât-ı Şerifelerimiz

Mesaj gönderen nur_umim »

Resim RASÛL ALLAH..


Resim


Resim

Allahümme salli ve sellim alâ seyyidinâ Muhammedil beşiril mübeşşiri lilmübeşşirîne bimâ kâlâllahül azîmu:
“Ve beşşirillezîne âmenû ve amilû’s- sâlihâti”
“Lehumu'l- buşrâ fî’l- hayâtid dunyâ ve fî’l- âhırati, lâ tebdîle li kelimâtillâh (kelimâtillâhi), zâlike huve’l- fevzu’l- azîm (azîmu).”


Allahümme salli ve sellim alâ seyyidinâ Muhammedi'l- beşiri'l- mübeşşiri li'l- fâizîne bimâ kâlâllahu'l- azîmu:
“ve men yutıillâhe ve resûlehu fe kad fâze fevzen azîmen.”

Allahümme salli ve sellim alâ seyyidinâ Muhammedi'l- beşiri'l- mübeşşiri li'z- zahidîne bimâ kâlâllahül azîmu:
“El mâlu ve’l- benûne zînetu’l- hayâtid dunyâ, ve’l- bâkıyâtu’s- sâlihâtu hayrun inde rabbike sevâben ve hayrun emelen.”

Allahümme salli ve sellim alâ seyyidinâ Muhammedi'l- beşiri'l- mübeşşiri li'l- ümmiyyîne bimâ kâlâllahu'l- azîmu:
“Kuntum hayra ummetin uhricet li'n- nâsi te’murûne bi’l- ma’rûfi ve tenhevne ani’l- munkeri.”

Allahümme salli ve sellim alâ seyyidinâ Muhammedi'l- beşiri'l- mübeşşiri li'l- mustafîne bimâ kâlâllahu'l- azîmu:
“Summe evresnâ’l- kitâbellezînastafeynâ min ibâdinâ, fe minhum zâlimun li nefsihî, ve minhum muktesidun, ve minhum sâbikun bi’l- hayrâti bi iznillâhi, zâlike huve’l- fadlu’l- kebîru..”



Resim

Azîm olan ALLAH’ım, şu mübârek sözlerinle dünya ve ahiret hayırlarıyla müjdelenenleri müjdeleyen Efendimiz Muhammed'e salât ve selâm eyle:
(Ey Muhammed) iman edip salih amellerde bulunanları müjdele.
Onlara, dünya hayatında ve ahirette müjdeler (mutluluklar) vardır. Allah’ın sözü değişmez. İşte O, fevz-ül azîmdir..


Azîm olan ALLAH’ım, şu mübârek sözlerinle kurtuluşa erenleri müjdeleyen Efendimiz Muhammed'e salât ve selâm eyle:
Kim Allah'a ve elçisine itaat ederse, artık o en büyük kurtuluşla kurtulmuştur..

Azîm olan ALLAH’ım, şu mübârek sözlerinle ahiret hayatını dünya nimetlerine tercih edenleri müjdeleyen Efendimiz Muhammed'e salât ve selâm eyle:
Mal ve çocuklar dünya hayatının ziynetidir (süsüdür). Bâki (kalıcı) olan salih ameller (nefsi ıslâh edici ameller), sevap olarak ve emel (ümit) olarak, Rabbinin katında daha hayırlıdır..

Azîm olan ALLAH’ım, şu mübârek sözlerinle kendi ümmetine tabi olanları müjdeleyen Efendimiz Muhammed'e salât ve selâm eyle:
Siz, insanlar için çıkarılmış hayırlı bir ümmetsiniz; maruf (iyi ve İslam'a uygun) olanı emreder, münker olandan sakındırır..

Azîm olan ALLAH’ım, şu mübârek sözlerinle seçilmiş kimseleri müjdeleyen Efendimiz Muhammed'e salât ve selâm eyle:
Sonra kullarımızdan seçtiklerimizi kitaba varis kıldık. Böylece onlardan bir kısmı nefsine zulmedicidir, onlardan bir kısmı muktesittir. Onlardan bir kısmı da Allah’ın izniyle hayırlarda yarışanlardır. İşte o ki o, büyük fazıldır..


Resim

وَبَشِّرِ الَّذِين آمَنُواْ وَعَمِلُواْ الصَّالِحَاتِ أَنَّ لَهُمْ جَنَّاتٍ تَجْرِي مِن تَحْتِهَا الأَنْهَارُ كُلَّمَا رُزِقُواْ مِنْهَا مِن ثَمَرَةٍ رِّزْقاً قَالُواْ هَذَا الَّذِي رُزِقْنَا مِن قَبْلُ وَأُتُواْ بِهِ مُتَشَابِهاً وَلَهُمْ فِيهَا أَزْوَاجٌ مُّطَهَّرَةٌ وَهُمْ فِيهَا خَالِدُونَ
Resim---"Ve beşşirillezîne âmenû ve amilû’s- sâlihâti enne lehum cennâtin tecrî min tahtihe’l- enhâr (enhâru), kullemâ ruzikû minhâ min semeretin rızkan kâlû hâzellezî ruzıknâ min kabl (kablu) ve utû bihî muteşâbihâ (muteşâbihan), ve lehum fîhâ ezvâcun mutahharatun ve hum fîhâ hâlidûn (hâlidûne).: (Ey Muhammed) iman edip salih amellerde bulunanları müjdele. Gerçekten onlar için altlarından ırmaklar akan cennetler vardır. Kendilerine rızık olarak bu ürünlerden her yedirildiğinde: "Bu daha önce de rızıklandığımızdır" derler. Bu, onlara, (dünyadakine) benzer olarak sunulmuştur. Orada, onlar için tertemiz eşler vardır ve onlar orada süresiz kalacaklardır.” (Bakara 2/25)

لَهُمُ الْبُشْرَى فِي الْحَياةِ الدُّنْيَا وَفِي الآخِرَةِ لاَ تَبْدِيلَ لِكَلِمَاتِ اللّهِ ذَلِكَ هُوَ الْفَوْزُ الْعَظِيمُ
Resim---"Lehumul buşrâ fî’l- hayâtid dunyâ ve fî’l- âhırati, lâ tebdîle li kelimâtillâh (kelimâtillâhi), zâlike huve’l- fevzu’l- azîm (azîmu).: Onlara, dünya hayatında ve ahirette müjdeler (mutluluklar) vardır. Allah’ın sözü değişmez. İşte O, fevz-ül azîmdir.” (Yûnûs 10/64)

يُصْلِحْ لَكُمْ أَعْمَالَكُمْ وَيَغْفِرْ لَكُمْ ذُنُوبَكُمْ وَمَن يُطِعْ اللَّهَ وَرَسُولَهُ فَقَدْ فَازَ فَوْزًا عَظِيمًا
Resim---"Yuslıh lekum a’mâlekum ve yagfir lekum zunûbekum, ve men yutıillâhe ve resûlehu fe kad fâze fevzen azîmâ (azîmen).: Ki O (Allah), amellerinizi ıslah etsin ve günahlarınızı bağışlasın. Kim Allah'a ve elçisine itaat ederse, artık o en büyük kurtuluşla kurtulmuştur.” (Ahzâb 33/71)

الْمَالُ وَالْبَنُونَ زِينَةُ الْحَيَاةِ الدُّنْيَا وَالْبَاقِيَاتُ الصَّالِحَاتُ خَيْرٌ عِندَ رَبِّكَ ثَوَابًا وَخَيْرٌ أَمَلًا
Resim---"El mâlu ve’l- benûne zînetu’l- hayâtid dunyâ, ve’l- bâkıyâtu’s- sâlihâtu hayrun inde rabbike sevâben ve hayrun emelâ (emelen).: Mal ve çocuklar dünya hayatının ziynetidir (süsüdür). Bâki (kalıcı) olan salih ameller (nefsi ıslâh edici ameller), sevap olarak ve emel (ümit) olarak, Rabbinin katında daha hayırlıdır.” (Kehf 18/46)

كُنتُمْ خَيْرَ أُمَّةٍ أُخْرِجَتْ لِلنَّاسِ تَأْمُرُونَ بِالْمَعْرُوفِ وَتَنْهَوْنَ عَنِ الْمُنكَرِ وَتُؤْمِنُونَ بِاللّهِ وَلَوْ آمَنَ أَهْلُ الْكِتَابِ لَكَانَ خَيْرًا لَّهُم مِّنْهُمُ الْمُؤْمِنُونَ وَأَكْثَرُهُمُ الْفَاسِقُونَ
Resim---"Kuntum hayra ummetin uhricet lin nâsi te’murûne bi’l- ma’rûfi ve tenhevne ani’l- munkeri ve tu’minûne billâh (billâhi), ve lev âmene ehlu’l- kitâbi le kâne hayran lehum, minhumu’l- mu’minûne ve ekseruhumu’l- fâsikûn (fâsikûne).: Siz, insanlar için çıkarılmış hayırlı bir ümmetsiniz; maruf (iyi ve İslam'a uygun) olanı emreder, münker olandan sakındırır ve Allah'a iman edersiniz. Kitap Ehli de inanmış olsaydı, elbette kendileri için hayırlı olurdu. İçlerinden iman edenler vardır, fakat çoğunluğu fıska sapanlardır.” (Âl-i İmrân 3/110)

ثُمَّ أَوْرَثْنَا الْكِتَابَ الَّذِينَ اصْطَفَيْنَا مِنْ عِبَادِنَا فَمِنْهُمْ ظَالِمٌ لِّنَفْسِهِ وَمِنْهُم مُّقْتَصِدٌ وَمِنْهُمْ سَابِقٌ بِالْخَيْرَاتِ بِإِذْنِ اللَّهِ ذَلِكَ هُوَ الْفَضْلُ الْكَبِيرُ
Resim---"Summe evresnâ’l- kitâbellezînastafeynâ min ibâdinâ, fe minhum zâlimun li nefsihî, ve minhum muktesidun, ve minhum sâbikun bi’l- hayrâti bi iznillâhi, zâlike huve’l- fadlu’l- kebîr (kebîru).: Sonra kullarımızdan seçtiklerimizi kitaba varis kıldık. Böylece onlardan bir kısmı nefsine zulmedicidir, onlardan bir kısmı muktesittir. Onlardan bir kısmı da Allah’ın izniyle hayırlarda yarışanlardır. İşte o ki o, büyük fazıldır.” (Fâtır 35/32)
Resim
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12868
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Re: Salâvât-ı Şerifelerimiz

Mesaj gönderen kulihvani »

Resim RASÛL ALLAH..


Resim

Resim

Allahümme salli ve sellim alâ seyyidinâ Muhammedil beşiril mübeşşiri lilmüznibîne bimâ kâlâllahül azîmu:

“Kul yâ ıbâdiyellezîne esrefû alâ enfusihim lâ taknetû min rahmetillâhi, innallâhe yagfiru’z- zunûbe cemîâ (cemîan), innehu huve’l- gafûrur rahîm.”


Allahümme salli ve sellim alâ seyyidinâ Muhammedil beşiril mübeşşiri lil mustağfirîne bimâ kâlâllahül azîmu:
“Ve men ya’me’l- sûen ev yazlim nefsehu summe yestagfirillâhe yecidillâhe gafûran rahîmen.”

Allahümme salli ve sellim alâ seyyidinâ Muhammedil beşiril mübeşşiri lilmukarrebîne bimâ kâlâllahül azîmu:
“İnnellezîne sebekat lehum minnâ’l- husnâ ulâike anhâ mub’adûne”
“Lâ yesmeûne hasîsehâ, ve hum fî mâştehet enfusuhum hâlidûne”
“Lâ yahzunuhumu’l- fezeu’l- ekberu ve tetelakkâhumu’l- melâiketu, hâzâ yevmukumullezî kuntum tûadûne”



Resim

Azîm olan ALLAH’ım, şu mübârek sözlerinle günahkâr müminlere mağfireti müjdeleyen Efendimiz Muhammed'e salât ve selâm eyle:
De ki: "Ey nefsleri üzerine israf yüklemiş (haddi aşmış) kullarım! Allah’ın rahmetinden ümit kesmeyin. Muhakkak ki Allah, günahların hepsini mağfiret eder (sevaba çevirir). O, muhakkak ki O; Gafûr’dur (mağfiret eden), Rahîm’dir (rahmet nuru gönderen)..

Azîm olan ALLAH’ım, şu mübârek sözlerinle tövbe edip bağışlanma dileyenleri müjdeleyen Efendimiz Muhammed'e salât ve selâm eyle:
Ve kim kötülük yapar veya nefsine zulmeder, sonra da Allah'tan mağfiret dilerse, Allah'ı mağfiret edici ve rahmet edici olarak bulur.”

Azîm olan ALLAH’ım, şu mübârek sözlerinle Sana en yakın kullarını müjdeleyen Efendimiz Muhammed'e salât ve selâm eyle:
Muhakkak ki Bizden kendilerine hüsna (güzellikler) ulaşanlar (yazılanlar), işte onlar, ondan (cehennemden) uzaklaştırılanlardır.
Onun (cehennemin) uğultusunu işitmezler. Ve onlar, istedikleri şeyler içinde ebedî kalacak olanlardır.
O en büyük dehşet (korku), onları mahzun etmez. Ve melekler, onları karşılar (ve derler ki): “Bu, sizin vaad olunduğunuz gününüzdür.


Resim

قُلْ يَا عِبَادِيَ الَّذِينَ أَسْرَفُوا عَلَى أَنفُسِهِمْ لَا تَقْنَطُوا مِن رَّحْمَةِ اللَّهِ إِنَّ اللَّهَ يَغْفِرُ الذُّنُوبَ جَمِيعًا إِنَّهُ هُوَ الْغَفُورُ الرَّحِيمُ
Resim---"Kul yâ ıbâdiyellezîne esrefû alâ enfusihim lâ taknetû min rahmetillâhi, innallâhe yagfiru’z- zunûbe cemîâ (cemîan), innehu huve’l- gafûrur rahîm (rahîmu).: De ki: "Ey nefsleri üzerine israf yüklemiş (haddi aşmış) kullarım! Allah’ın rahmetinden ümit kesmeyin. Muhakkak ki Allah, günahların hepsini mağfiret eder (sevaba çevirir). O, muhakkak ki O; Gafûr’dur (mağfiret eden), Rahîm’dir (rahmet nuru gönderen)." (Zümer 39/53)

وَمَن يَعْمَلْ سُوءًا أَوْ يَظْلِمْ نَفْسَهُ ثُمَّ يَسْتَغْفِرِ اللّهَ يَجِدِ اللّهَ غَفُورًا رَّحِيمًا
Resim---"Ve men ya’me’l- sûen ev yazlim nefsehu summe yestagfirillâhe yecidillâhe gafûran rahîmâ (rahîmen).: Ve kim kötülük yapar veya nefsine zulmeder, sonra da Allah'tan mağfiret dilerse, Allah'ı mağfiret edici ve rahmet edici olarak bulur.” (Nisâ 4/110)

إِنَّ الَّذِينَ سَبَقَتْ لَهُم مِّنَّا الْحُسْنَى أُوْلَئِكَ عَنْهَا مُبْعَدُونَ
Resim---"İnnellezîne sebekat lehum minnâ’l- husnâ ulâike anhâ mub’adûn (mub’adûne).: Muhakkak ki Bizden kendilerine hüsna (güzellikler) ulaşanlar (yazılanlar), işte onlar, ondan (cehennemden) uzaklaştırılanlardır.” (Enbiyâ 21/101)

لَا يَسْمَعُونَ حَسِيسَهَا وَهُمْ فِي مَا اشْتَهَتْ أَنفُسُهُمْ خَالِدُونَ
Resim---"Lâ yesmeûne hasîsehâ, ve hum fî mâştehet enfusuhum hâlidûn (hâlidûne).: Onun (cehennemin) uğultusunu işitmezler. Ve onlar, istedikleri şeyler içinde ebedî kalacak olanlardır.” (Enbiyâ 21/102)

لَا يَحْزُنُهُمُ الْفَزَعُ الْأَكْبَرُ وَتَتَلَقَّاهُمُ الْمَلَائِكَةُ هَذَا يَوْمُكُمُ الَّذِي كُنتُمْ تُوعَدُونَ
Resim---"Lâ yahzunuhumu’l- fezeu’l- ekberu ve tetelakkâhumu’l- melâiketu, hâzâ yevmukumullezî kuntum tûadûn (tûadûne).: O en büyük dehşet (korku), onları mahzun etmez. Ve melekler, onları karşılar (ve derler ki): “Bu, sizin vaad olunduğunuz gününüzdür.” (Enbiyâ 21/103)
Resim
Kullanıcı avatarı
nur_umim
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 1113
Kayıt: 19 Ağu 2007, 02:00

Re: Salâvât-ı Şerifelerimiz

Mesaj gönderen nur_umim »

Resim RASÛL ALLAH..


Resim

Resim

Allahümme salli ve sellim alâ seyyidinâ Muhammedil beşiril mübeşşiri lilmü’minîne bimâ kâlâllahül azîmu:
“İnne’l- muslimîne ve’l- muslimâti ve’l- mu’minîne ve’l- mu’minâti ve’l- kânitîne ve’l- kânitâti ve’s- sâdikîne ve’s- sâdikâti ve’s- sâbirîne ve’s- sâbirâti ve’l- hâşiîne ve’l- hâşiâti ve’l- mutesaddikîne ve’l- mutesaddikâti ve’s- sâimîne ve’s- sâimâti ve’l- hâfızîne furûcehum ve’l- hâfızâti ve’z- zâkirînallâhe kesîran ve’z- zâkirâti eaddallâhu lehum magfiraten ve ecran azîmen.”
“Ve en leyse li’l- insâni illâ mâ seâ.” “Ve enne sa’yehu sevfe yurâ” “Summe yuczâhu’l- cezâe’l- evfâ.”


Allahümme salli aleyhi salaten tüşrahu bihâssuduru ve tehunu bihâl umuru ve tenkeşifu bihâşşuturu ve sellim tesliman kesîran daimân ilâ yevmiddîni:
“Da'vâhum fîhâ subhânekellâhumme ve tahiyyetuhum fîhâ selâm (selâmun), ve âhıru da'vâhum eni’l- hamdulillâhi rabbi’l- âlemin.”


Resim

Azîm olan ALLAH’ım, şu mübârek sözlerinle müminleri müjdeleyen Efendimiz Muhammed'e salât ve selâm eyle:

Gerçekten İslâm olan (Allah’a teslim olan) erkekler ve İslâm olan kadınlar ve mü’min erkekler ve mü’min kadınlar, kanitin olan erkekler ve kanitin olan kadınlar, sadık erkekler ve sadık kadınlar, sabreden erkekler ve sabreden kadınlar, (Rabbine) huşû duyan erkekler ve huşû duyan kadınlar, sadaka veren erkekler ve sadaka veren kadınlar, oruç tutan erkekler ve oruç tutan kadınlar, ırzlarını koruyan erkekler ve ırzlarını koruyan kadınlar ve Allah’ı çok zikreden erkekler ve (çok) zikreden kadınlar! Allah, onlar için mağfiret ve azîm bir ecir (mükâfat) hazırladı.
Ve insan için, çalışmasından başka bir şey yoktur.
Ve onun yaptığı çalışma (amel), yakında görülecektir.
Sonra onun karşılığı eksiksiz olarak ödenecektir…


ALLAH'ım! Efendimiz Muhammed'e gönüllerin açılmasına, müşküllerin kalkmasına, perdelerin açılmasına vesile olan salât ile salat eyle. Hesap ve ceza gününe dek daim ve çokça selâm eyle.:
Oradaki duaları: "Allah'ım, Sen ne yücesin"dir ve oradaki dirlik temennileri: "Selam"dır; dualarının sonu da: "Gerçekten, hamd alemlerin Rabbi olan Allah'ındır..


Resim

إِنَّ الْمُسْلِمِينَ وَالْمُسْلِمَاتِ وَالْمُؤْمِنِينَ وَالْمُؤْمِنَاتِ وَالْقَانِتِينَ وَالْقَانِتَاتِ وَالصَّادِقِينَ وَالصَّادِقَاتِ وَالصَّابِرِينَ وَالصَّابِرَاتِ وَالْخَاشِعِينَ وَالْخَاشِعَاتِ وَالْمُتَصَدِّقِينَ وَالْمُتَصَدِّقَاتِ وَالصَّائِمِينَ وَالصَّائِمَاتِ وَالْحَافِظِينَ فُرُوجَهُمْ وَالْحَافِظَاتِ وَالذَّاكِرِينَ اللَّهَ كَثِيرًا وَالذَّاكِرَاتِ أَعَدَّ اللَّهُ لَهُم مَّغْفِرَةً وَأَجْرًا عَظِيمًا
Resim---"İnne’l- muslimîne ve’l- muslimâti ve’l- mu’minîne ve’l- mu’minâti ve’l- kânitîne ve’l- kânitâti ve’s- sâdikîne ve’s- sâdikâti ve’s- sâbirîne ve’s- sâbirâti ve’l- hâşiîne ve’l- hâşiâti ve’l- mutesaddikîne ve’l- mutesaddikâti ve’s- sâimîne ve’s- sâimâti ve’l- hâfızîne furûcehum ve’l- hâfızâti ve’z- zâkirînallâhe kesîran ve’z- zâkirâti eaddallâhu lehum magfiraten ve ecran azîmâ (azîmen).: Gerçekten İslâm olan (Allah’a teslim olan) erkekler ve İslâm olan kadınlar ve mü’min erkekler ve mü’min kadınlar, kanitin olan erkekler ve kanitin olan kadınlar, sadık erkekler ve sadık kadınlar, sabreden erkekler ve sabreden kadınlar, (Rabbine) huşû duyan erkekler ve huşû duyan kadınlar, sadaka veren erkekler ve sadaka veren kadınlar, oruç tutan erkekler ve oruç tutan kadınlar, ırzlarını koruyan erkekler ve ırzlarını koruyan kadınlar ve Allah’ı çok zikreden erkekler ve (çok) zikreden kadınlar! Allah, onlar için mağfiret ve azîm bir ecir (mükâfat) hazırladı.” (Ahzâb 33/35)

وَأَن لَّيْسَ لِلْإِنسَانِ إِلَّا مَا سَعَى
Resim---"Ve en leyse li’l- insâni illâ mâ seâ.: Ve insan için, çalışmasından başka bir şey yoktur.” (Necm 53/39)

وَأَنَّ سَعْيَهُ سَوْفَ يُرَى
Resim---"Ve enne sa’yehu sevfe yurâ.: Ve onun yaptığı çalışma (amel), yakında görülecektir.” (Necm 53/40)

ثُمَّ يُجْزَاهُ الْجَزَاء الْأَوْفَى
Resim---"Summe yuczâhu’l- cezâe’l- evfâ.: Sonra onun karşılığı eksiksiz olarak ödenecektir. (Necm 53/41)

دَعْوَاهُمْ فِيهَا سُبْحَانَكَ اللَّهُمَّ وَتَحِيَّتُهُمْ فِيهَا سَلاَمٌ وَآخِرُ دَعْوَاهُمْ أَنِ الْحَمْدُ لِلّهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ
Resim---"Da'vâhum fîhâ subhânekellâhumme ve tahiyyetuhum fîhâ selâm (selâmun), ve âhıru da'vâhum eni’l- hamdulillâhi rabbi’l- âlemin (âlemîne).: Oradaki duaları: "Allah'ım, Sen ne yücesin"dir ve oradaki dirlik temennileri: "Selam"dır; dualarının sonu da: "Gerçekten, hamd alemlerin Rabbi olan Allah'ındır." (Yûnûs 10/10)


Es SeLâM OLsun Hateme’n- NebîYy aleyhi’s- SeLâm'a.:


Resim

Allâhumme salli ve sellim ve bârik alâ seyyidinâ MuhaMMedin
Abdike ve
Nebiyyike ve
Rasûlike ve
Nebiyyi'l- Ummiyi ve alâ âlihi, ehl-i beytihi ve's-sahbihi ve uMMetihi...


MuhaMMedi MuHABBEtLerimİZLe!....

Resim
Resim
Kullanıcı avatarı
nur_umim
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 1113
Kayıt: 19 Ağu 2007, 02:00

Re: Salâvât-ı Şerifelerimiz

Mesaj gönderen nur_umim »

53.üncü SALÂVÂT-ı ŞERÎFE.:

Resim

SALÂVÂTFÂTİH..

ARAPÇASI.:

اَللّٰهُمَّ صَلِّ وَسَلِّمْ وَبَارِكْ عَلٰى سَــيِّــدِنَا مُحَمَّدِ ۨالْفَاتِحِ لِمَا اُغْلِقَ وَالْخَاتِمِ لِمَا سَبَقَ نَاصِرِ الْحَقِّ بِالْحَـقِّ وَالْهَادِى اِلٰى صِرَاطِكَ الْمُسْتَقِيمِ وَعَلٰى اٰلِه۪ وَاَصْحَابِه۪ حَقَّ قَدْرِه۪ وَمِقْدَارِهِ الْعَظِيمِ


TÜRKÇESİ.:
ALLAHümme salli ve sellim ve bârik alâ seyyidinâ MuhaMMedini’l- Fâtihi limâ uğlika ve’l- hâtimi li mâ sebeka Nâsırı’el- Hakkı bî’l- Hakkı ve’l- Hâdî ilâ Sıratıke’l- Müstekîmi ve alâ âlihi ve Ashâbihi Hakka Kadrihi ve Mikdârihi’l- Azîm.

MÂNÂSI.:
ALLAH’ım! Kapalı olanı (İsâ aleyhisselâm ile kapanan vahiy kapısını) açan, geçmişte tüm gelip geçen (bütün enbiyânın nübüvvetine) son veren, hak ve hakikatle hakka destek olan, (insanları) senin dosdoğru yolun- Sıratıke’l- Müstekîm’e ileten Efendimiz MuhaMMed’e, onun âline ve ashâbına, Onun yüce Kadr-u Kıymetince salât eyle, selâm eyle ve Onu mübârek kıl!.


ALLAH celle celâlihu.:
Resim

El Hâdî celle celâlihu.:
Resim

El Hakku celle celâlihu.:
Resim

En Nasîru celle celâlihu.:
Resim
Resim
Kullanıcı avatarı
Gul
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 5150
Kayıt: 11 Haz 2009, 02:00

Re: Salâvât-ı Şerifelerimiz

Mesaj gönderen Gul »

54.üncü SALÂVÂT-ı ŞERÎFE.:


Resim

SALÂVÂt-i TIBBi’L- KULÛB
KALBLerin ŞİFÂSALÂVÂtı


Resim ARAPÇASI.:

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ.
اَللَّهُمَّ صَلِّ عَلَى ىسَيِّدِنَا مُحَمَّدٍ طِبِّ الْقُلُوبِ وَدَوَائِهَا وَعَافِيَةَ الْاَبْدَانِ وَشِفَائِهَا وَنُورِ الْاَبْصَارِ وَضِيَائِهَا وَعَلَى آلِهِ وَصَحْبِهِ وَسَلِّمْ
.


Resim TÜRKÇESİ.:
ALLAHümme salli alâ seyyidinâ MuhaMMedin tıbbi’l-kulûbi ve devâiha ve âfiyeti’l- ebdâni ve şifâiha ve ve nûri’l- ebsâri ve ziyâiha ve alâ âlihi ve sahbihi ve ehl-i beytihi ve sellim.:

Resim MÂNÂSI.:
ALLAHım!.
Kalblerin tabibi ve devâsı, bedenlerin âfiyeti ve şifâsı, gözlerin nuru ve ziyâsı/ışığı OLan Sâhibimiz MuhaMMed aleyhisselâm’a âline ashâbına ve ehl-i beytine salât ve selâm EYyLe!.


Resim

El Hayyu:
Resim

Elhamdülillahi rabbi’l-âlemîn..
Hamd âlemlerin RABB’ı ALLAH’a mahsustur!
ÂLemLerin RABBına HamdoLsun!.


MuhaMMedî MuhaBBetLerimLe...

ResimGÜL
Resim
Cevapla

“►Salavat-ı Şerifeler◄” sayfasına dön