kulihvani yazdı:
şÂD ol huzur ile bEKle!
Toz pembesi GüLLerinle
-> ELLerin dolu çiçEKle
Du et -> AŞK ELLerinle!..
ZEVK 5186
DAĞ gibi YILLar devirdik.. -> Acı-Tatlı ->niCe niCe
Doğup-Batmıyor GÜNeş-AY!. AKLımız seBeB-netiCe
mekÂNsız-zamaÂNsız NûRda.. sen HÂLvet İÇİ Huzurda
zamÂN nE çabuk GEÇiyor -> BUrda... HÂLdaşım HATİCE!..
16.12.12 -> 11:11
brsbrs.. tktktrstkksbzbrzhuu..
nur-ye yazdı: Ya DOST!
hüzünlenince içerisi,
dökülü verir göz yaşları.
ne hayallerimiz vardı,
Yarım kaldım!
YARım GELdi GEÇti!
Hadi beni DUY!
özlem karşılıklıysa,
ÖZlemekse SEVgili!
ÖZlenir SoHBeT
ne tadı kalır, ne tuzu,
pislettiğimiz dünyanın.
sevdiğimiz kadar mı SEViliriz?
yoksa SEVildiğimiz kadar mı severiz!
SEVenle SEVİlenin arakesitimidir SEVDÂ
özledikçe ÖZlenilen,
HaSReTiyle yolu gözlenilen.
sence SEVginin ADı!
KABir tAŞına yazılan bir HOŞ-SEDAmıdır?
"Kabir" kelimesi çok düşündürücü.
bütün kelimeler,
tek başına tekrarlar halinde insanın zihnini meşgul ettiklerinde sanki canlanmakta.
Manası birçok cepheden zuhur etmekte sanki.
kim ne anladıysa,
ne kadar anladıysa o anlama gelmekte.
İçinden çıkamadığım, anlayamadığım
kelime ve sözleri defalarca kendime takrar ederim.
düşünmeye değilde, bu tekrarlara odaklanırım.
işte o zaman hiç beklemediğim,
düşünsem bile asla ulaşamayacağım pencereler açılır aklımda.
Kab'dan Kab'a bir devr-i tekamül halinde seyretmekte hayatlarımız.
İçinde bulunduğumuz An'ı anlamaya çalışma çabalarımız,
duyularımıza isabet eden bütün mesajlar ve uyaranlar,
zahiri-batıni tüm alıcılarımız devamlı çalışmakta.
Biz farkında olsak da, olamasak da.
Ama gerçek olan o ki,
ancak farkında olabildiklerimiz ile amel etmiş olmaktayız.
Ameller niyetlere bağlandığına göre,
Niyet' de tam anlamıyla farkında olmuş olmak,
ve "bile bile" yaşamak demek.
Mesuliyetlerimizi düşünürsek, onlar bile tamamıyla bu farkındalığın hükmüne bağlı..
Bilmeden yapılana amel bile denmiyor galiba.
Kader-Kaza.
Bu bile farkındalık ile alakalı.
Kadere tedbir olur mu?
Bunu hiç anlayabilmiş değilim halaa.
Kabir Kab'ına aktarılmamızın tedbiri yok mesela.
Kabir bizim için son Kab'da değil üstelik.
Orada bir "çok manalı farkındalık merasimi" yaşanacak ta, aradurak, arakesit,
"köprüye geçildi, artık dönüş yok noktası"
Farkındalığımız kaç cepheli?
Bunu düşünmek bile, yola çıkmadan takılıp kalmak gibi.
Soyut-somut algımızı arakesitte nasıl yaşamaktayız.
Çok iyi biliyorum ki, hayalen yaşanılan herşeyde yaşama dairdir.
Kabrinde İlahi Lutuflara nail olarak,
ebeden Hayy olmak ile ihsanata erişmiş tüm can'ların baht-i yarlığına dahil olabilmeyi
bütün kalbimle dua ederim cümle Ümmet-i Muhammed için inşaallah.
Hatice Yıldız Cana Kabir evinden bizi duyduğundan hiç şüphe duymadan Es-Selam ederim.
Biz Bir-İz sırrına kavuşmayı ve yaşamayı da canı gönlümden dua ve niyaz ederim inşaallah.
Amin.
Özlemek, doğrudan kendisi çok özel ve muhteşem bir duyygu.
İnsanın bu güzelliği yaşaması, kavuşmanın kendisinden bile güzeldir belkide.
Özlemek hayatın Öz'ü.
Hasret Hakikat'in taa kendisi.
Özlemek ölümsüz.
Belki vuslat bile bu kadar ölümsüz değildir.
"Özleyen- Özlenen" olmak Can'ı anlatan en açık ifade belkide.
Hiçbirşeye özleyecek kadar ilgi duyamamak cansızlık olsa gerek.
Rabbi Tealamız Biz'leri de,hayatın içerisindeki en güzel menfezlerde özlenen ve özleyenler kılsın inşaallah.
Amin