ŞEMS-İ TEBRİZİden seçme sözler

[fatmabatı]

ŞEMS-İ TEBRİZİ Kaddesallahu sırrahu dan seçme sözler

Sığ suları en hafif rüzgârlar bile coşturabiliyor.
Derin denizleri ise ancak derin sevdâlar.
Anladım ki, derin ve esrarengiz olan her şey susuyor.
Anladım ki susan her şey derin ve heybetli.

[fatmabatı]

ŞEMS-İ TEBRİZİ Kaddesallahu sırrahu dan seçme sözler;

Gel bakalım ateşle nasıl oynanır göstereyim. Gör bakalım ateş mi seni yakar, sen mi ateşi?

[fatmabatı]

ŞEMS-İ TEBRİZİ Kaddesallahu sırrahu dan seçme sözler;

Ey gönül! Şimdi sorarım sana, hangi aşk daha büyüktür?Anlatılarak dile düşen mi, anlatılmayıp yürek deşen mi?

[der-ya]

YÜCE ALLAH C.C RAZI OLSUN...

..........

Şems-i Tebrîzî ile Mevlânâ HZRETLERİ,(k.s) mehtaplı bir gecede medresenin damında oturmuş sohbet ediyorlardı. Bir ara Şems, etrâfına bir göz gezdirerek; “Hiçbir pencereden ışık görünmüyor, herkes ölü gibi yatıyor. Keşke uyanık olsalar da, âhıret için birazcık çalışıp, kıyâmet gününde güç durumda kalmasalar. Yoksa bu halleriyle ölüden farkları yok” dedi. Bunun üzerine Mevlânâ hemen ellerini kaldırıp; “Yâ Rabbî! Şems-i Tebrîzî hazretlerinin hürmetine bu uykuda ölü gibi yatan kullarını uyandır” diye duâ etti.

Duânın akabinde, gökyüzünde bir anda bulutlar toplanmaya, şimşekler çakmaya ve gök gürlemeye başladı. Bu şiddetli gürültülerden uyuyan herkes uyandı. Yakın evlerden “Allah! Allah!” sesleri gelmeye başladı. Bir müddet bu sesleri dinlediler ve Şems; “İnsanların, Rabbimizin hıfz-u emânında (korumasında) olabilmeleri için, âlim, kâmil bir rehbere ihtiyâçları vardır. Ancak böyle bir rehbere kavuşanlar, yer ve gök âfetlerinden, maddî ve ma’nevî bütün zararlardan korunabilirler.
Görüldü ki, şu insanların uykudan uyanıp “Allah! Allah!” demeleri, gök gürlemesinden dolayıdır. Onun gibi, bu insanların hakikî uykudan uyanmaları, Cenâb-ı Hakkın sevdiği bir âlimi veya evliyâsı sebebiyle olmaktadır” buyurdu.

[fatmabatı]

ŞEMS-İ TEBRİZİ Kaddesallahu sırrahu dan seçme sözler;

Hüzün taze tutar Aşk yarasını. Yaramdan da hoşum, Yârimden de...

[Hacer]

Hakkın karşına çıkardığı değişimlere direnmek yerine, teslim ol. Bırak hayat sana rağmen değil, seninle beraber aksın. Düzenim bozulur, hayatım alt üst olur diye endişe etme. Nereden biliyorsun hayatın altının üstünden iyi olmayacağını ?

[anlamak]

Kapımıza değil ; Kalbimize vuran buyursun !

[anlamak]

Ey aşk! Seni senelerce yaban ellerde, hoyrat dillerde aradım. Oysa bendeymişin bilememişim. Oyalanmışım. Kalakalmışım.

[anlamak]

Yolun ucunun nereye varacağını düşünmek beyhude bir çabadan ibarettir. Sen sadece atacağın ilk adımı düşünmekle yükümlüsün. Gerisi zaten kendiliğinden gelir.

[anlamak]

Hüzün ki en çok yakışandır âşıklara. Yandık, yakıldık; ama hüzünden yana asla yakınmadık. Ne de olsa biz mahzun bir Peygamberin ümmeti değil miyiz? Hüzün tâze tutar aşk yarasını. Yaramdan da hoşum, YÂRimden de.

[fatmabatı]

ŞEMS-İ TEBRİZİ Kaddesallahu sırrahu dan seçme sözler;

Eğer susarsan konuşman daha aydınlık olur. Çünkü sükutta hem sessizliğin ışığı, hem de konuşmanın faydası gizlidir.

[Hacer]

Sözler hakikat değildir ağızdan çıkan seslerdir. Hakikati öğrenmek için söze değil yaşamaya ihtiyaç vardır.

[anlamak]

Sanmayasın ki; aşk akıl işidir. Gül ki her gönlün mürşididir. Kimini kokusuyla şad eder. Kimini de dikeniyle irşad eder.

[anlamak]

Kalp midir insana sev diyen yoksa yalnızlık mıdır körükleyen?
Sahi nedir sevmek;
Bir muma ateş olmak mı?
Yoksa yanan ateşe dokunmak mı?

[anlamak]

Senin gönlün değişirse dünya değişir.

[anlamak]

Dedim ki : Etrafında dolaşsam beni kınıyorlar!
Dedi ki : Zaten biz, kınanmadık sevgi görmedik ki...

[anlamak]

Kır kalemin ucunu. Bundan sonraki yolculuğumuz aşk yolculuğudur. Aşkı kalem yazmaz ki kitaplarda bulasın.

[anlamak]

Aşkı kalem yazmaz ki kitaplarda bulasın.

[fatmabatı]

ŞEMS-İ TEBRİZİ Kaddesallahu sırrahu dan seçme sözler;

Âlim'ken Ârif oldun, peki ÂŞIK olmaya namzed misin?..

[anlamak]

Ey aşk!
Seni senelerce yaban ellerde, hoyrat dillerde aradım. Oysa bendeymişin bilememişim. Oyalanmışım. Kalakalmışım.

[fatmabatı]

ŞEMS-İ TEBRİZİ Kaddesallahu sırrahu dan seçme sözler;

Her şey İnsanoğluna FEDÂ iken insanoğlu ise kendine CEFÂ olmuştur.

[fatmabatı]

ŞEMS-İ TEBRİZİ Kaddesallahu sırrahu dan seçme sözler;

Şeytanda insandaki özelliklerin birisi hariç hepsi vardır. Şeytanda eksik olan tek nimet AŞK. Şeytanın insanı çekememesi AŞKsızlığındandır.

[fatmabatı]

ŞEMS-İ TEBRİZİ Kaddesallahu sırrahu dan seçme sözler;

İLMi olmayan bir BEDEN, SUyu olmayan bir şehre benzer.

[islaminesil]

AŞIK öyle olmalı ki ;

Şöyle bir kalkınca her tarafı ateşler sarsın,

Her tarafta kıyametler kopsun...

Şemsi Tebrizi Hz.leri.

[anlamak]

"Derdini sade anlatan adam dertlidir. Güzel anlatan edebiyatçı, haliyle anlatan aşık, tebessümüyle örten âriftir!"