AKIL SIR ermez desek te, AKIL-lar NAKİLde erir,
SEVGİ SIRRın sarılana MEVLÂM ne SIRR-ların verir,
SIRR OL-AN İNSANdır Ona, O da İNSANın SIRRıdır,
KENDİ SIRRını BİLenler, Onun SIRRlarını bilir.
Eyvallah MİNA Kardeşim, yüreğine sağlık...
BİR AYET'İN DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ *** BİR'likte DÜŞÜNELİM
- halimkok
- Özel Üye
- Mesajlar: 3843
- Kayıt: 09 Ağu 2007, 02:00
- gulgoncaa
- Aktif Üye
- Mesajlar: 182
- Kayıt: 12 May 2008, 02:00
Bismillahirrahmanirrahim
"Âdem AS hakkında haddi aştı, itiraz etti ..elmadan yedi, buğday tanesi yuttu..."
Sözleri söyleniyor.
Âdem AS gerçek âşıklar gibi mâşukunu merak eden, görmek isteyen âşıklar mâşuklarından her bahsedenin sözünü dinlemezler mi?
"O'ndan haber var!" diyerek.
En doğrusunu Rabbim bilir ama Âdem AS Şecere-yi Muhabbet Ağacından tattığında muhabbetin mihnetle, belânın velâ ile aşkın ateşle, ayrılığın kavuşmayla ikiz olduğunu gördü.
Cennette ateş, belâ, mihnet , ayrılık...var mı?
Orda nefsin kötü hisleri de yok.
İmtihan da yok.
Beşer aklımızla bakarsak itiraz hali gibi gözüküyor.
Ama Âdem AS da içinde çizildiği tablonun Ressamı'nın takdirine, muradına rıza da göstermiş olabilir mi acaba?
O bir peygamber, hikmet sahibi değil mi?
Rabbimin murad ettiği hikmetleri görüp, boyun büküp; muhabbetin yanında mihnetleri, belâ, cefâları ve velâyı, ayrılık acısı, hasreti ve kavuşmayı, aşkı ve ateşini alıp KENDİ CENNETİNİ TERK etmedi mi?
Ben nefsime zulmettim! diyor Rabbime.
Nefsine karşı en zalim olabildiği için, Rabbim öyle yarattığı için imanı yüklenmedi mi?
Muhalefet edebildiğimiz her halde nefs acı çeker:
"Açım, susuzum, üşüyorum, yanıyorum, bıktım, yoruldum!..."
Ciyak ciyak bağırır.
Muhalefetlerden sıdkı sıyrılana kadar, boyun eğene kadar.
İnsanın nefsine zulmetmesi bu değil mi?
Âdem AS ve Havva Annemiz tertemiz aynalardı.
Öyle olduğuna inanıyorum.
İki aynaydılar ama dünyaya gönderilmeleriyle sayısını Rabbimin bilebileceği kadar ayna neş'et etmişdir.
Rabbimin izniyle de devam eder.
"Âdem AS hakkında haddi aştı, itiraz etti ..elmadan yedi, buğday tanesi yuttu..."
Sözleri söyleniyor.
Âdem AS gerçek âşıklar gibi mâşukunu merak eden, görmek isteyen âşıklar mâşuklarından her bahsedenin sözünü dinlemezler mi?
"O'ndan haber var!" diyerek.
En doğrusunu Rabbim bilir ama Âdem AS Şecere-yi Muhabbet Ağacından tattığında muhabbetin mihnetle, belânın velâ ile aşkın ateşle, ayrılığın kavuşmayla ikiz olduğunu gördü.
Cennette ateş, belâ, mihnet , ayrılık...var mı?
Orda nefsin kötü hisleri de yok.
İmtihan da yok.
Beşer aklımızla bakarsak itiraz hali gibi gözüküyor.
Ama Âdem AS da içinde çizildiği tablonun Ressamı'nın takdirine, muradına rıza da göstermiş olabilir mi acaba?
O bir peygamber, hikmet sahibi değil mi?
Rabbimin murad ettiği hikmetleri görüp, boyun büküp; muhabbetin yanında mihnetleri, belâ, cefâları ve velâyı, ayrılık acısı, hasreti ve kavuşmayı, aşkı ve ateşini alıp KENDİ CENNETİNİ TERK etmedi mi?
Ben nefsime zulmettim! diyor Rabbime.
Nefsine karşı en zalim olabildiği için, Rabbim öyle yarattığı için imanı yüklenmedi mi?
Muhalefet edebildiğimiz her halde nefs acı çeker:
"Açım, susuzum, üşüyorum, yanıyorum, bıktım, yoruldum!..."
Ciyak ciyak bağırır.
Muhalefetlerden sıdkı sıyrılana kadar, boyun eğene kadar.
İnsanın nefsine zulmetmesi bu değil mi?
Âdem AS ve Havva Annemiz tertemiz aynalardı.
Öyle olduğuna inanıyorum.
İki aynaydılar ama dünyaya gönderilmeleriyle sayısını Rabbimin bilebileceği kadar ayna neş'et etmişdir.
Rabbimin izniyle de devam eder.
[img]http://www.muhammedinur.com/resimler/gulgonca.jpg[/img]
- ASLI
- Dost Üye
- Mesajlar: 63
- Kayıt: 09 Eki 2008, 02:00
konuya geri dönmek istemiyorum..fakat benim aslında ne demek istediğimi daha iyi anlatan bir bölümü size sunmak istedim arkadaşlar..herşeyin aslı nurdur..marifetnamede geçiyor fakat bulamadım..burda buldum söylemek istediğim cümleyi..ben kainatın neden yaratıldığını düşünün ordan bağlantı kurup şeytanında özü nurdur demiştim bu bağlamda..çıkış noktam buydu..sadece akıllarda karışıklığa vesile olmaması için kendi kendimi de doğru ifade edeceğimi düşündüğüm için bu bölümü aktarıyorum..
kaynak;
http://www.muhammedinur.com/modules.php ... e&pid=1244
Câbir B. Abdillah (radiyallahu anhu)'dan: "Yâ Resûlullah! Anam, babam Sana fedâ olsun, ALLAH'ın en evvel yaratığı şeyi bana söyler misin?"dedim. Resûlullah (sav) buyurdu ki: "Yâ Câbir! Eşyâdan önce kendi nurundan (Nurullah) senin peygamberiyin nurunu yarattı ve şöyle buyurdu: "O nur ALLAH'ın kudretiyle dilediği yerlerde devredip gezerdi. O zaman ne levh, ne kalem, ne cennet, ne cehennem, ne melek, ne gök, ne güneş, ne ay, ne cin, ne ins var idi." Ondan sonra buyurdu ki: "ALLAH Tealâ mahlûkatı yaratmak istediği zamanda o nuru taksim edip 4 parça yaptı: İlk parçadan kâlemi yarattı. İkinci parçadan levhi yarattı. Üçüncü parçadan Arş'ı yarattı. Dördüncü parçayı taksim edip 4 parça yaptı: İlkinden gökleri yarattı. İkincisinden yeri yarattı. Üçüncüsünden cennet ve cehennemi yarattı. Dördüncü parçayı yine taksim edip 4 parçaya ayırdı. Birincisinden mü'minlerin gözlerinin nurunu yarattı. İkincisinden kalblerinin nurunu yarattı ki o, ALLAH'ı bilmedir. Üçüncüsünden dillerinin nurunu yarattı ki o da Kelime-i Tevhiddir......." buyurmuştur. (İmâm Ahmed, Müsned IV-127; Hâkim, Müstedrek II-600/4175;İbni Hibban, El İhsân XIV-312/6404)
Muhammedî nefeslere...Aşk'la..
kaynak;
http://www.muhammedinur.com/modules.php ... e&pid=1244
Câbir B. Abdillah (radiyallahu anhu)'dan: "Yâ Resûlullah! Anam, babam Sana fedâ olsun, ALLAH'ın en evvel yaratığı şeyi bana söyler misin?"dedim. Resûlullah (sav) buyurdu ki: "Yâ Câbir! Eşyâdan önce kendi nurundan (Nurullah) senin peygamberiyin nurunu yarattı ve şöyle buyurdu: "O nur ALLAH'ın kudretiyle dilediği yerlerde devredip gezerdi. O zaman ne levh, ne kalem, ne cennet, ne cehennem, ne melek, ne gök, ne güneş, ne ay, ne cin, ne ins var idi." Ondan sonra buyurdu ki: "ALLAH Tealâ mahlûkatı yaratmak istediği zamanda o nuru taksim edip 4 parça yaptı: İlk parçadan kâlemi yarattı. İkinci parçadan levhi yarattı. Üçüncü parçadan Arş'ı yarattı. Dördüncü parçayı taksim edip 4 parça yaptı: İlkinden gökleri yarattı. İkincisinden yeri yarattı. Üçüncüsünden cennet ve cehennemi yarattı. Dördüncü parçayı yine taksim edip 4 parçaya ayırdı. Birincisinden mü'minlerin gözlerinin nurunu yarattı. İkincisinden kalblerinin nurunu yarattı ki o, ALLAH'ı bilmedir. Üçüncüsünden dillerinin nurunu yarattı ki o da Kelime-i Tevhiddir......." buyurmuştur. (İmâm Ahmed, Müsned IV-127; Hâkim, Müstedrek II-600/4175;İbni Hibban, El İhsân XIV-312/6404)
Muhammedî nefeslere...Aşk'la..
" Esdikçe bâd-ı subh perîşânsın ey gönül,Benzer esîr-i turra-i cânânsın ey gönül "
- nedim -
- nedim -
- halimkok
- Özel Üye
- Mesajlar: 3843
- Kayıt: 09 Ağu 2007, 02:00
- halimkok
- Özel Üye
- Mesajlar: 3843
- Kayıt: 09 Ağu 2007, 02:00
(ABESE suresi 3. ayet)
بِسْمِ اللهِ الرَّحْمنِ الرَّحِيمِ
وَمَا يُدْرِيكَ لَعَلَّهُ يَزَّكَّى
Ve ma yudriyke le'allehu yezzekka.
Ne bilirsin o belki temizlenecek.
* * *
Buradaki ; BELKİ sözü elbette ki KUL açısındandır O, her yönden olduğu gibi İLİM yönünden de eksik ve noksandan münezzehtir.
O bilmektedir kimin temizleneceğini veya kimin temizlenmeyeceğini
Ancak Resulü bilmemektedir
Bir başkasının sonunu bilemediği gibi kendi için de aynı şeyi buyurmaktadır Allahın Resulü;
Beni size Peygamber olarak gönderen Allaha yemin ederim ki bana ne yapacak bilmiyorum. Umarım ki Rahmetine gark eder.
Buyurur SAV Efendimiz
Diğer birçok ayette olduğu gibi Yunus Suresi 62.ayetinde;
(YÛNUS suresi 62. ayet)
أَلا إِنَّ أَوْلِيَاء اللّهِ لاَ خَوْفٌ عَلَيْهِمْ وَلاَ هُمْ يَحْزَنُونَ
E la inne evliyaellahi la havfün aleyhim ve la hüm yahzenun
Bilesiniz ki, Allahın dostlarına hiçbir korku yoktur. Onlar üzülmeyeceklerdir de.
Allah cc. Allah dostlarına hiçbir korku olmadığını ve onların asla üzülmeyeceğini duyuruyor.
SAV Efendimiz şüphesiz ki Allah Dostudur Habibidir
Şu halde SAV Efendimizin ; Bana ne yapacak bilmiyorum buyurmasını nasıl değerlendirmek gereklidir.
بِسْمِ اللهِ الرَّحْمنِ الرَّحِيمِ
وَمَا يُدْرِيكَ لَعَلَّهُ يَزَّكَّى
Ve ma yudriyke le'allehu yezzekka.
Ne bilirsin o belki temizlenecek.
* * *
Buradaki ; BELKİ sözü elbette ki KUL açısındandır O, her yönden olduğu gibi İLİM yönünden de eksik ve noksandan münezzehtir.
O bilmektedir kimin temizleneceğini veya kimin temizlenmeyeceğini
Ancak Resulü bilmemektedir
Bir başkasının sonunu bilemediği gibi kendi için de aynı şeyi buyurmaktadır Allahın Resulü;
Beni size Peygamber olarak gönderen Allaha yemin ederim ki bana ne yapacak bilmiyorum. Umarım ki Rahmetine gark eder.
Buyurur SAV Efendimiz
Diğer birçok ayette olduğu gibi Yunus Suresi 62.ayetinde;
(YÛNUS suresi 62. ayet)
أَلا إِنَّ أَوْلِيَاء اللّهِ لاَ خَوْفٌ عَلَيْهِمْ وَلاَ هُمْ يَحْزَنُونَ
E la inne evliyaellahi la havfün aleyhim ve la hüm yahzenun
Bilesiniz ki, Allahın dostlarına hiçbir korku yoktur. Onlar üzülmeyeceklerdir de.
Allah cc. Allah dostlarına hiçbir korku olmadığını ve onların asla üzülmeyeceğini duyuruyor.
SAV Efendimiz şüphesiz ki Allah Dostudur Habibidir
Şu halde SAV Efendimizin ; Bana ne yapacak bilmiyorum buyurmasını nasıl değerlendirmek gereklidir.
[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/muhammedinurimza.jpg[/img]
- zarok
- Üye
- Mesajlar: 26
- Kayıt: 11 Tem 2007, 02:00
Uzun süredir soracağım diye not aldığım bir konu vardı ve şimdi Bakara 30ncu ayeti görünce kısmet şu güneymiş dedim içimden
''Orada bozgunculuk yapacak, kan dökecek birini mi yaratacaksın?''
Meleklerin 'orada' dedikleri yeryüzü nasıl bir yer ?
Buradan insanlar yaratılmadan önce dünyanın varolduğu ?
Ve bu dünyanın bozgunculuk olmayan bir yer olduğu ?
sonucuna mı varılıyor ?
Peki bu dünyada bozgunculuk yapmayan ve kan dökmeyen varlıklar mı vardı veya bunlar kimlerdi nelerdi ?
Bu ayetten epey sorular türetilebilir ancak fazla da derinlere inmeden henüz yüzeyde iken hatamız varsa anlayalım ki gerisini düşünüpte aklımızı ziyan etmeyelim
Bilgisi yada düşüncesi olan kardeş ve abilerimize saygılarla sunulur ??
''Orada bozgunculuk yapacak, kan dökecek birini mi yaratacaksın?''
Meleklerin 'orada' dedikleri yeryüzü nasıl bir yer ?
Buradan insanlar yaratılmadan önce dünyanın varolduğu ?
Ve bu dünyanın bozgunculuk olmayan bir yer olduğu ?
sonucuna mı varılıyor ?
Peki bu dünyada bozgunculuk yapmayan ve kan dökmeyen varlıklar mı vardı veya bunlar kimlerdi nelerdi ?
Bu ayetten epey sorular türetilebilir ancak fazla da derinlere inmeden henüz yüzeyde iken hatamız varsa anlayalım ki gerisini düşünüpte aklımızı ziyan etmeyelim
Bilgisi yada düşüncesi olan kardeş ve abilerimize saygılarla sunulur ??
[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/adszxo9yx3.png[/img]
- HAYY-DOST
- Özel Üye
- Mesajlar: 1856
- Kayıt: 16 May 2009, 02:00
DEĞERLİ KARDEŞİM
ACİZANE BİR BİLGİMİ PAYLAŞMAK İSTİYORUM.
CİN LERLE İLGİLİ BİR KİTAB OKUMUŞTUM.
DOĞRULUĞUNU KULİHVANİ PİRİMİZİN DE BİR GÖZDEN GEÇİRMESİ DİLEĞİYLE BAZI BİLGİLER KALMIŞ HAFIZAMDA.
ŞÖYLEKİ: ADEM AS YARATILMADAN ÖNCE YERYÜZÜNDE CİNLER TOPLULUĞUNUN YAŞADIĞI, AZAZİL ADINDAKİ (ŞİMDİLERDE ŞEYTAN VEYA İBLİS OLAN) BİR YARATILMIŞIN ONLARIN BAŞINDA OLDUĞU,
ALLAH CC A SON DERECE İBADET EDER GÖRÜNEN VE İLMİNDE İLERİ BİR HALDE BULUNAN BİR VARLIK TARAFINDAN İDARE EDİLDİKLERİ SÖYLENİR.
AZAZİL HEM AYNI ZAMANDA MELEKLERİNDE HOCASI SAYILIR.
DAHA SONRA ALLAH CC A OLAN İTAAT İMTİHANINI KAYBEDİNCE BU GÖREVLERDEN ALINIR.
ÇOK MERAKLISI OLDUĞU YERYÜZÜNE BU SEFER İNSANLARIN İMTİHANI OLARAK GÖNDERİLİR ONA UYANLAR KAYBEDER, UYMAYANLAR KAZANIR.
ŞEYTAN (ONDAN ALLAH CC IN LA İLAHE İLLALLAH KALESİNE SIĞINIRIZ) ZATEN TEKLİF GETİRİR KİMSEYİ KOLUNDAN TUTUP SÜRÜKLEMEZ.
BİZ MÜMİNLERE DÜŞEN BU TEKLİFE, KABUL VEYA RET DEMEMİZDİR.
YİNE O KİTAPDA ŞÖYLE AÇIKLANIR: YERYÜZÜ FESADA BOĞULUR.
İSYANKAR OLUNUR.
BİR NEVİ OTOPLULUĞUN KIYAMETİ KOPARILIR ONLAR BİR BAŞKA BOYUTTA KONUŞLANDIRILIRLAR.
VE YERYÜZÜNE HALİFE OLARAK İNSAN OĞLU YARATILIR.
GERİSİNİ HEPİNİZ BİLİYORSUNUZ İŞTE.
DOĞRUSUNU ALLAH CC BİLİR.
EĞER O KİTABI BİR BAŞKASINA HEDİYE ETMEMİŞ OLSAYDIM KAYNAK OLARAK YAZABİLİRDİM FAKAT 10 YIL ÖNCE OKUMUŞTUM HATIRLIYAMIYORUM.
KUL İHVANİ PİRİMİZİN BİLGİSİNE VE İLMİNE DANŞMAYI TERCİH EDİYORUM SEVGİ SAYGIILA SELAM VE DUA İLE......
ACİZANE BİR BİLGİMİ PAYLAŞMAK İSTİYORUM.
CİN LERLE İLGİLİ BİR KİTAB OKUMUŞTUM.
DOĞRULUĞUNU KULİHVANİ PİRİMİZİN DE BİR GÖZDEN GEÇİRMESİ DİLEĞİYLE BAZI BİLGİLER KALMIŞ HAFIZAMDA.
ŞÖYLEKİ: ADEM AS YARATILMADAN ÖNCE YERYÜZÜNDE CİNLER TOPLULUĞUNUN YAŞADIĞI, AZAZİL ADINDAKİ (ŞİMDİLERDE ŞEYTAN VEYA İBLİS OLAN) BİR YARATILMIŞIN ONLARIN BAŞINDA OLDUĞU,
ALLAH CC A SON DERECE İBADET EDER GÖRÜNEN VE İLMİNDE İLERİ BİR HALDE BULUNAN BİR VARLIK TARAFINDAN İDARE EDİLDİKLERİ SÖYLENİR.
AZAZİL HEM AYNI ZAMANDA MELEKLERİNDE HOCASI SAYILIR.
DAHA SONRA ALLAH CC A OLAN İTAAT İMTİHANINI KAYBEDİNCE BU GÖREVLERDEN ALINIR.
ÇOK MERAKLISI OLDUĞU YERYÜZÜNE BU SEFER İNSANLARIN İMTİHANI OLARAK GÖNDERİLİR ONA UYANLAR KAYBEDER, UYMAYANLAR KAZANIR.
ŞEYTAN (ONDAN ALLAH CC IN LA İLAHE İLLALLAH KALESİNE SIĞINIRIZ) ZATEN TEKLİF GETİRİR KİMSEYİ KOLUNDAN TUTUP SÜRÜKLEMEZ.
BİZ MÜMİNLERE DÜŞEN BU TEKLİFE, KABUL VEYA RET DEMEMİZDİR.
YİNE O KİTAPDA ŞÖYLE AÇIKLANIR: YERYÜZÜ FESADA BOĞULUR.
İSYANKAR OLUNUR.
BİR NEVİ OTOPLULUĞUN KIYAMETİ KOPARILIR ONLAR BİR BAŞKA BOYUTTA KONUŞLANDIRILIRLAR.
VE YERYÜZÜNE HALİFE OLARAK İNSAN OĞLU YARATILIR.
GERİSİNİ HEPİNİZ BİLİYORSUNUZ İŞTE.
DOĞRUSUNU ALLAH CC BİLİR.
EĞER O KİTABI BİR BAŞKASINA HEDİYE ETMEMİŞ OLSAYDIM KAYNAK OLARAK YAZABİLİRDİM FAKAT 10 YIL ÖNCE OKUMUŞTUM HATIRLIYAMIYORUM.
KUL İHVANİ PİRİMİZİN BİLGİSİNE VE İLMİNE DANŞMAYI TERCİH EDİYORUM SEVGİ SAYGIILA SELAM VE DUA İLE......
- Gariban
- Moderatör
- Mesajlar: 2834
- Kayıt: 25 Tem 2007, 02:00
Kenan Rifai: Danyal Bey söyle bakalım!
Danyal Bey: Halifetullah'tan maksat nedir, mümin mü'minin aynasıdır (El-mu'minu mir'atu'l -mu'min) ne demektir? Lütfen tenvir buyurur musunuz?
-Halifetullah, Hakkın halifesi demektir. Melaike Cenab-ı Hakk'a : Biz dururken dünyada kan dökecek ve fesat çıkaracak olan Adem'i mi halife edersin ya Rabbi ?[Bakara 2/30] deyince
Cenab-ı Hak: Ben sizden daha iyi bilirim! dedikten sonra Adem'e bütün esmayı öğretti ve melaikeye hitaben : Eğer siz sözünüzde sadıklar iseniz bana bu esmadan haber veriniz, dedi. Bunun üzerine melekler: Ya Rabbi senin anlattığından başka bizim bilgimiz yoktur, sen bilicisin, hikmet sahibisin diyerek acizlerini ortaya koydular."
[Bakara 2/30] Ve iz kale rabbüke lil melaiketi inni cailün fil erdi halifeh, kalu e tec'alü fiha mey yüfsidü fiha ve yesfiküd dima', ve nahnü nüsebbihu bi hamdike ve nükaddisü lek, kale inni a'lemü ma la ta'lemun.
Elmalılı Meali:Ve düşün ki rabbin melâikeye «Ben Yerde muhakkak bir halife yapacağım» dediği vakıt «Â!.. Orada fesat edecek ve kanlar dökecek bir mahlûk mu yaratacaksın?. biz hamdinle tesbih ve seni takdis edip dururken» dediler. «Her halde ben sizin bilemiyeceğiniz şeyler bilirim» buyurdu.
[Bakara 2/31]. Ve alleme ademel esmae külleha sümme aradahüm alel melaiketi fe kale embiuni bi esmai haülai in küntüm sadikiyn
Elmalılı Meali:Ve Ademe bütün esmayı ta'lim eyledi, sonra o âlemîni melâikeye gösterip «Haydin davanızda sadıksanız bana şunları isimleriyle haber verin» buyurdu
Ömer Efendi:
-Adem'in kan döküp fesat çıkaracağını, daha Adem dünyaya gelmeden evvel melekler nerden bildiler?
Kenan Rifai: Cenab-ı Hak , Adem'i halketmezden evvel , ilmullahı zahire çıkardı. Kur'an'ı bildirdi. İşte melekler de Kur'an'ı levh-i mahfuzda okudular.
Hatta Cenab-ı Peygamber efendimiz , Cebrail Kur'an'ı talim edeceği vakit , Cebrail'den evvel söylerdi. Bunun için Cenab-ı Hak: Ya Habibim , sana Kur'an vahy olmazdan evvel acele edip söyleme ve Allah'ım , benim ilmimi ziyade et... diye bana yalvar! [Taha 20/114] buyurmuştur. İşte bu da , ruh-i Muhammedi'ye Kur'an'ın evvelce talim olunduğuna aşikar bir delildir.
[Taha 20/ 114]: Fe teallellahül melikül hakk ve la ta'cel bil kur'ani min kabli ey yukda ileyke vahyühu ve kur rabbi zidni ilma.
Ömer Nasuhi Bilmen Meali: Artık şüphe yok ki, melîk-i hak olan Allah Teâlâ pek müteâlîdir. Ve sana vahyedilmesi tamam olmadan evvel Kur'an'ı okumakta acele etme ve de ki: «Yarabbi! Benim için ilmi artır.»
Görmüyor musun Ömer Efendi, Cenab-ı Hak: Allah Kur'an 'ı talim etti, sonra insanı halketti ve sonra da ona bunun beyanını ve açıklamasını yaptı[Rahman 55/1-4 ] buyuruyor.
[Rahman 55/ 1-4] Er rahman. Alleme lkur'ane. Halekal insane. Allemehul beyan.
Diyanet Çevirisi: Rahmân, Kuranı öğretti.İnsanı yarattı.Ona beyanı (düşünüp ifade etmeyi) öğretti.
Demek oluyor ki ruhlara Kur'an 'ın talimi, insanin yaratılışından evveldir. İşte bunun içinde Adem'de olan tecelli , hiçbir yaratılmışta yoktur. Çünkü Adem : Velekad kerremna beni Adem (İsra Suresi /70) sırrına mazhar olmuş ve o Adem , Rahman sureti üzre halkolunmuştur.
[Isra 17/70]: Andolsun ki, Biz adem-oğullarını mükerrem kıldık.........
Hakk'ın halifesi olan peygamberler, Allah'tan haber getirerek sana , doğru ve yanlış yolu gösteriyor. Bu haber verişlerde, halkın teveccühünü kazanmak ya da herhangi bir menfaat gibi düşünce aramak abestir. O peygamberlerin varisleri de kamil insanlardır ki vekil, asılın eşidir, sırrı onlarda caridir.
Mümin müminin aynasıdır hadis şerifindeki birinci mü'minden maksat kamil insandır. İkinciden maksat da Cenab-ı Hak'tır. Bu itibarla kamil insan, Hakk'ın aynası olmuş oluyor.
Allah bir ağaçtan tecelli ettiğine göre, kamil insandan tecelli etmiş olması neden çok görülsün? Cenab-ı Hak, neden melekleri Adem'e secde ettirdi? Adem, Allah mı idi? Hâşâ! Fakat topraktan yaratılmış Adem'e, melekler secde ettiler. Çünkü Allah ondan tecelli etmiş idi.
Melekler , birinci secdeyi Hakk'ın emrine itaaten ettiler. Lakin başlarını kaldırıp secde ettikleri Adem'de Allahın tecellisini görünce tekrar bir secde daha ettiler. Birincisi mutabaat yani Hakkın emrine tabi oluş, ikincisi tahkik ve şuhut ile yani görerek ve bilerek yapılan secde idi.
Allah'tan gayri ne varsa fanidir, baki olan ise Haktır(Rahman 26-27). Tapılacak, bilinecek, görülecek, sevilecek hep O dur."
[Rahman 55/ 26-27]:Kullu men 'aleyha famin. Ve yebka vechu rabbike zulcelali vel'ikrami.
Elmalılı Meali: Üzerindeki her kes fanî. Bakı o Rabbının yüzü o zülcelâli vel'ikram
Kaynak: Kenan Rifai Sohbetler, s527-528
Selam ve Sevgiyle
Gariban
Danyal Bey: Halifetullah'tan maksat nedir, mümin mü'minin aynasıdır (El-mu'minu mir'atu'l -mu'min) ne demektir? Lütfen tenvir buyurur musunuz?
-Halifetullah, Hakkın halifesi demektir. Melaike Cenab-ı Hakk'a : Biz dururken dünyada kan dökecek ve fesat çıkaracak olan Adem'i mi halife edersin ya Rabbi ?[Bakara 2/30] deyince
Cenab-ı Hak: Ben sizden daha iyi bilirim! dedikten sonra Adem'e bütün esmayı öğretti ve melaikeye hitaben : Eğer siz sözünüzde sadıklar iseniz bana bu esmadan haber veriniz, dedi. Bunun üzerine melekler: Ya Rabbi senin anlattığından başka bizim bilgimiz yoktur, sen bilicisin, hikmet sahibisin diyerek acizlerini ortaya koydular."
[Bakara 2/30] Ve iz kale rabbüke lil melaiketi inni cailün fil erdi halifeh, kalu e tec'alü fiha mey yüfsidü fiha ve yesfiküd dima', ve nahnü nüsebbihu bi hamdike ve nükaddisü lek, kale inni a'lemü ma la ta'lemun.
Elmalılı Meali:Ve düşün ki rabbin melâikeye «Ben Yerde muhakkak bir halife yapacağım» dediği vakıt «Â!.. Orada fesat edecek ve kanlar dökecek bir mahlûk mu yaratacaksın?. biz hamdinle tesbih ve seni takdis edip dururken» dediler. «Her halde ben sizin bilemiyeceğiniz şeyler bilirim» buyurdu.
[Bakara 2/31]. Ve alleme ademel esmae külleha sümme aradahüm alel melaiketi fe kale embiuni bi esmai haülai in küntüm sadikiyn
Elmalılı Meali:Ve Ademe bütün esmayı ta'lim eyledi, sonra o âlemîni melâikeye gösterip «Haydin davanızda sadıksanız bana şunları isimleriyle haber verin» buyurdu
Ömer Efendi:
-Adem'in kan döküp fesat çıkaracağını, daha Adem dünyaya gelmeden evvel melekler nerden bildiler?
Kenan Rifai: Cenab-ı Hak , Adem'i halketmezden evvel , ilmullahı zahire çıkardı. Kur'an'ı bildirdi. İşte melekler de Kur'an'ı levh-i mahfuzda okudular.
Hatta Cenab-ı Peygamber efendimiz , Cebrail Kur'an'ı talim edeceği vakit , Cebrail'den evvel söylerdi. Bunun için Cenab-ı Hak: Ya Habibim , sana Kur'an vahy olmazdan evvel acele edip söyleme ve Allah'ım , benim ilmimi ziyade et... diye bana yalvar! [Taha 20/114] buyurmuştur. İşte bu da , ruh-i Muhammedi'ye Kur'an'ın evvelce talim olunduğuna aşikar bir delildir.
[Taha 20/ 114]: Fe teallellahül melikül hakk ve la ta'cel bil kur'ani min kabli ey yukda ileyke vahyühu ve kur rabbi zidni ilma.
Ömer Nasuhi Bilmen Meali: Artık şüphe yok ki, melîk-i hak olan Allah Teâlâ pek müteâlîdir. Ve sana vahyedilmesi tamam olmadan evvel Kur'an'ı okumakta acele etme ve de ki: «Yarabbi! Benim için ilmi artır.»
Görmüyor musun Ömer Efendi, Cenab-ı Hak: Allah Kur'an 'ı talim etti, sonra insanı halketti ve sonra da ona bunun beyanını ve açıklamasını yaptı[Rahman 55/1-4 ] buyuruyor.
[Rahman 55/ 1-4] Er rahman. Alleme lkur'ane. Halekal insane. Allemehul beyan.
Diyanet Çevirisi: Rahmân, Kuranı öğretti.İnsanı yarattı.Ona beyanı (düşünüp ifade etmeyi) öğretti.
Demek oluyor ki ruhlara Kur'an 'ın talimi, insanin yaratılışından evveldir. İşte bunun içinde Adem'de olan tecelli , hiçbir yaratılmışta yoktur. Çünkü Adem : Velekad kerremna beni Adem (İsra Suresi /70) sırrına mazhar olmuş ve o Adem , Rahman sureti üzre halkolunmuştur.
[Isra 17/70]: Andolsun ki, Biz adem-oğullarını mükerrem kıldık.........
Hakk'ın halifesi olan peygamberler, Allah'tan haber getirerek sana , doğru ve yanlış yolu gösteriyor. Bu haber verişlerde, halkın teveccühünü kazanmak ya da herhangi bir menfaat gibi düşünce aramak abestir. O peygamberlerin varisleri de kamil insanlardır ki vekil, asılın eşidir, sırrı onlarda caridir.
Mümin müminin aynasıdır hadis şerifindeki birinci mü'minden maksat kamil insandır. İkinciden maksat da Cenab-ı Hak'tır. Bu itibarla kamil insan, Hakk'ın aynası olmuş oluyor.
Allah bir ağaçtan tecelli ettiğine göre, kamil insandan tecelli etmiş olması neden çok görülsün? Cenab-ı Hak, neden melekleri Adem'e secde ettirdi? Adem, Allah mı idi? Hâşâ! Fakat topraktan yaratılmış Adem'e, melekler secde ettiler. Çünkü Allah ondan tecelli etmiş idi.
Melekler , birinci secdeyi Hakk'ın emrine itaaten ettiler. Lakin başlarını kaldırıp secde ettikleri Adem'de Allahın tecellisini görünce tekrar bir secde daha ettiler. Birincisi mutabaat yani Hakkın emrine tabi oluş, ikincisi tahkik ve şuhut ile yani görerek ve bilerek yapılan secde idi.
Allah'tan gayri ne varsa fanidir, baki olan ise Haktır(Rahman 26-27). Tapılacak, bilinecek, görülecek, sevilecek hep O dur."
[Rahman 55/ 26-27]:Kullu men 'aleyha famin. Ve yebka vechu rabbike zulcelali vel'ikrami.
Elmalılı Meali: Üzerindeki her kes fanî. Bakı o Rabbının yüzü o zülcelâli vel'ikram
Kaynak: Kenan Rifai Sohbetler, s527-528
Selam ve Sevgiyle
Gariban
- halimkok
- Özel Üye
- Mesajlar: 3843
- Kayıt: 09 Ağu 2007, 02:00
Allah CC. Kuran-ı Kerim de
Misâllerle anlattık buyurur.
Sık sık ta Akıl etmez misiniz! Düşünmez misiniz!...
Gibi ifadelerle AKIL SAHİPLERİNE uyarılarda bulunur.
Misâl sanki masal gibidir
Ya da SÂLL edici gibidir Bir şeyi bir şeye BAĞlayıcıdır
Misâli dinlerken bunu gerçeğin kendisi zannetmek doğru olmaz.
Bir saatlik TEFEKKÜR ün bin yıllık ibadetten makbul olmasının nedeni de bu olsa
Gerektir. İnsanın DOĞRUyu bulmaya yönelik düşüncesi Allah CC. nazarında
Makbul bir ibadet hükmündedir.
Çünkü Allah CC un muradı VAR lığına HAKK ı bildirmektir.
Resuller ve kitaplar gönderişi de bunun delilidir.
Öyleyse Kuran ın anlattığı misallerin zihnimizde nasıl canlandığına şekillendiğine bir bakmak lazımdır.
Allah CC. meleklere şöyle dedi Melekler de böyle dedi tarzındaki bir anlatım
HAYYalimizde nasıl şekillenmektedir.
Birçoğumuz muhtelemen şöyle düşünmekteyiz.
Allah CC. karşısına almış melekleri Onlar da toplanmış dikkatle ve merakla dinliyorlar
Allah CC. bir şey söylüyor Sonra söz alıyor melekler konuşuyor
Bakın burada bir şey daha var dikkatimi çeken.
Melekler dediler ki dendiğinde Tüm melekler aynı anda aynı şeyi mi düşünmekte ve söylemekteler
Konuşan tek bir melek midir yoksa tüm melekler adına bir tane melek mi konuşmaktadır
Bunlar düşündükçe insanın aklına takılan hususlardır ve böyle olmalıdır ki insanın dikkatini çeksin ve araştırmaya yöneltsin
Ne kadar çok ilmi eser okursak okuyalım.. Ne kadar çok bu konuda sohbet dinlersek dinleyelim Akıl şablonu hep aynı şekilde kaldığı sürece bir faydası olacağını sanmıyorum.
Zaten TEFSİR ciler Alimler de insanların bu hallerini bildiklerinden çoğu zaman asıl anlatmak istediklerinin anlaşılmayacağı endişesiyle kötü sonuçlara neden olmamak için belli bir anlatım tarzının dışına çıkamamaktadırlar
Ebu Hureyre ra buyurur ya; SAV den iki kap ilim aldım Birini size dağıttım Diğerini açıklasaydım benim kafir olduğumu söylerdiniz veya kafamı vururdunuz
Kafirlikle suçlanan, kafası vurulan, paramparça edilen nicelerini de okumuşuz duymuşuzdur
Ben şu anda herhangi bir ilim aktarıyor değilim
Sadece şuna dikkat çekmek istiyorum ki alışıldık düşüncenin dışına çıkamadıkça insanın anladığı asla değişmiyor
Bu düşünce ve arayışla ben normal bir kelime de dahi başka bir anlam var mıdır diyerek
İşte nacizane yazıyorum bu şekilde gördüklerimi de
En taze örneği
Hacı Bektaş Velimizin sözüne ilişkin Gariban Can a espri ile takılırken dediğim gibi;
İNCİNSEN DE İNCİTME
Pirimiz burada Seni inciten olsa dahi sen kimseyi incitme diyor
Ben bunun yanında şunu da anlıyorum
İN-CİN- SEN de
İN ve CİN SEN de diyor İNCİTME onları
Hacı Bektaş Velimiz asıl söylediği bu değildir muhakkak
Bunu bildiğim halde arıyorum ben
Buradan şuna gelmek istiyorum
Allah CC. meleklere dedi ki
Allah CC. un yarattığı varlıklarla konuşması ne şekilde olur bunu iyi düşünmek ve anlamak lazım
Rabbin bal arısına vahyetti
Nasıl iletti bu vahyini
Allah CC. bizimle konuşsa nasıl konuşur
Bunları düşünmek tefekkür etmek sanırım bugün anlayamadığımız bir çok şeyi
Anlamamızı ve gerçeği görmemizi kolaylaştıracaktır diye düşünüyorum.
Sevgi ve selam ile
Misâllerle anlattık buyurur.
Sık sık ta Akıl etmez misiniz! Düşünmez misiniz!...
Gibi ifadelerle AKIL SAHİPLERİNE uyarılarda bulunur.
Misâl sanki masal gibidir
Ya da SÂLL edici gibidir Bir şeyi bir şeye BAĞlayıcıdır
Misâli dinlerken bunu gerçeğin kendisi zannetmek doğru olmaz.
Bir saatlik TEFEKKÜR ün bin yıllık ibadetten makbul olmasının nedeni de bu olsa
Gerektir. İnsanın DOĞRUyu bulmaya yönelik düşüncesi Allah CC. nazarında
Makbul bir ibadet hükmündedir.
Çünkü Allah CC un muradı VAR lığına HAKK ı bildirmektir.
Resuller ve kitaplar gönderişi de bunun delilidir.
Öyleyse Kuran ın anlattığı misallerin zihnimizde nasıl canlandığına şekillendiğine bir bakmak lazımdır.
Allah CC. meleklere şöyle dedi Melekler de böyle dedi tarzındaki bir anlatım
HAYYalimizde nasıl şekillenmektedir.
Birçoğumuz muhtelemen şöyle düşünmekteyiz.
Allah CC. karşısına almış melekleri Onlar da toplanmış dikkatle ve merakla dinliyorlar
Allah CC. bir şey söylüyor Sonra söz alıyor melekler konuşuyor
Bakın burada bir şey daha var dikkatimi çeken.
Melekler dediler ki dendiğinde Tüm melekler aynı anda aynı şeyi mi düşünmekte ve söylemekteler
Konuşan tek bir melek midir yoksa tüm melekler adına bir tane melek mi konuşmaktadır
Bunlar düşündükçe insanın aklına takılan hususlardır ve böyle olmalıdır ki insanın dikkatini çeksin ve araştırmaya yöneltsin
Ne kadar çok ilmi eser okursak okuyalım.. Ne kadar çok bu konuda sohbet dinlersek dinleyelim Akıl şablonu hep aynı şekilde kaldığı sürece bir faydası olacağını sanmıyorum.
Zaten TEFSİR ciler Alimler de insanların bu hallerini bildiklerinden çoğu zaman asıl anlatmak istediklerinin anlaşılmayacağı endişesiyle kötü sonuçlara neden olmamak için belli bir anlatım tarzının dışına çıkamamaktadırlar
Ebu Hureyre ra buyurur ya; SAV den iki kap ilim aldım Birini size dağıttım Diğerini açıklasaydım benim kafir olduğumu söylerdiniz veya kafamı vururdunuz
Kafirlikle suçlanan, kafası vurulan, paramparça edilen nicelerini de okumuşuz duymuşuzdur
Ben şu anda herhangi bir ilim aktarıyor değilim
Sadece şuna dikkat çekmek istiyorum ki alışıldık düşüncenin dışına çıkamadıkça insanın anladığı asla değişmiyor
Bu düşünce ve arayışla ben normal bir kelime de dahi başka bir anlam var mıdır diyerek
İşte nacizane yazıyorum bu şekilde gördüklerimi de
En taze örneği
Hacı Bektaş Velimizin sözüne ilişkin Gariban Can a espri ile takılırken dediğim gibi;
İNCİNSEN DE İNCİTME
Pirimiz burada Seni inciten olsa dahi sen kimseyi incitme diyor
Ben bunun yanında şunu da anlıyorum
İN-CİN- SEN de
İN ve CİN SEN de diyor İNCİTME onları
Hacı Bektaş Velimiz asıl söylediği bu değildir muhakkak
Bunu bildiğim halde arıyorum ben
Buradan şuna gelmek istiyorum
Allah CC. meleklere dedi ki
Allah CC. un yarattığı varlıklarla konuşması ne şekilde olur bunu iyi düşünmek ve anlamak lazım
Rabbin bal arısına vahyetti
Nasıl iletti bu vahyini
Allah CC. bizimle konuşsa nasıl konuşur
Bunları düşünmek tefekkür etmek sanırım bugün anlayamadığımız bir çok şeyi
Anlamamızı ve gerçeği görmemizi kolaylaştıracaktır diye düşünüyorum.
Sevgi ve selam ile
[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/muhammedinurimza.jpg[/img]
- zarok
- Üye
- Mesajlar: 26
- Kayıt: 11 Tem 2007, 02:00
hayy-dost kardeşim abim teşekkür ediyorum aklındakini paylaştığın için.Bende böyle bir şey okumuştum önceleri.Eski bir ansiklopedi vardı bendede.Ahiret,cennet,cehennem vs.. konularında yazılar ihtiva eden.Yaşımın küçüklüğü dolayısıyla cehennem konusunda epey korkmuştum ne yalan söyliyeyimhayy-dost yazdı:DEĞERLİ KARDEŞİM
ACİZANE BİR BİLGİMİ PAYLAŞMAK İSTİYORUM.
CİN LERLE İLGİLİ BİR KİTAB OKUMUŞTUM.
DOĞRULUĞUNU KULİHVANİ PİRİMİZİN DE BİR GÖZDEN GEÇİRMESİ DİLEĞİYLE BAZI BİLGİLER KALMIŞ HAFIZAMDA.
ŞÖYLEKİ: ADEM AS YARATILMADAN ÖNCE YERYÜZÜNDE CİNLER TOPLULUĞUNUN YAŞADIĞI, AZAZİL ADINDAKİ (ŞİMDİLERDE ŞEYTAN VEYA İBLİS OLAN) BİR YARATILMIŞIN ONLARIN BAŞINDA OLDUĞU,
ALLAH CC A SON DERECE İBADET EDER GÖRÜNEN VE İLMİNDE İLERİ BİR HALDE BULUNAN BİR VARLIK TARAFINDAN İDARE EDİLDİKLERİ SÖYLENİR.
AZAZİL HEM AYNI ZAMANDA MELEKLERİNDE HOCASI SAYILIR.
DAHA SONRA ALLAH CC A OLAN İTAAT İMTİHANINI KAYBEDİNCE BU GÖREVLERDEN ALINIR.
ÇOK MERAKLISI OLDUĞU YERYÜZÜNE BU SEFER İNSANLARIN İMTİHANI OLARAK GÖNDERİLİR ONA UYANLAR KAYBEDER, UYMAYANLAR KAZANIR.
ŞEYTAN (ONDAN ALLAH CC IN LA İLAHE İLLALLAH KALESİNE SIĞINIRIZ) ZATEN TEKLİF GETİRİR KİMSEYİ KOLUNDAN TUTUP SÜRÜKLEMEZ.
BİZ MÜMİNLERE DÜŞEN BU TEKLİFE, KABUL VEYA RET DEMEMİZDİR.
YİNE O KİTAPDA ŞÖYLE AÇIKLANIR: YERYÜZÜ FESADA BOĞULUR.
İSYANKAR OLUNUR.
BİR NEVİ OTOPLULUĞUN KIYAMETİ KOPARILIR ONLAR BİR BAŞKA BOYUTTA KONUŞLANDIRILIRLAR.
VE YERYÜZÜNE HALİFE OLARAK İNSAN OĞLU YARATILIR.
GERİSİNİ HEPİNİZ BİLİYORSUNUZ İŞTE.
DOĞRUSUNU ALLAH CC BİLİR.
EĞER O KİTABI BİR BAŞKASINA HEDİYE ETMEMİŞ OLSAYDIM KAYNAK OLARAK YAZABİLİRDİM FAKAT 10 YIL ÖNCE OKUMUŞTUM HATIRLIYAMIYORUM.
KUL İHVANİ PİRİMİZİN BİLGİSİNE VE İLMİNE DANŞMAYI TERCİH EDİYORUM SEVGİ SAYGIILA SELAM VE DUA İLE......
her neyse sonuç olarak orda da buna benzer bir paragraf okumuştum bende.Belkide bilmemiz gereken bu kadarla sınırlıdır kimbilir...
[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/adszxo9yx3.png[/img]
- HAYY-DOST
- Özel Üye
- Mesajlar: 1856
- Kayıt: 16 May 2009, 02:00
- zarok
- Üye
- Mesajlar: 26
- Kayıt: 11 Tem 2007, 02:00
- halimkok
- Özel Üye
- Mesajlar: 3843
- Kayıt: 09 Ağu 2007, 02:00
Ebu Rezin'den: Ben Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'e:
"ALLAH âlemi yaratmadan önce nerede idi?" diye sorduğumda Resûlullah (sav):
"Altında ve üstünde hava bulunmayan "a'mâ"da idi. Orada hiçbir yaratık yoktur. RABB'ımızın ARŞ'ı su (mâe) üzerinde idi." buyurdu
(İbni Mâce, Mukaddime 13/182; İmâmı Ahmed, Müsned IV-11 ve Yezid bin Harun (ra) dan; Tirmizî 48/Tefsir-12/3109)
RAHMÂN Suresi 55/29
Bismillahirrahmanirrahim
يَسْپَلُهُ مَنْ فِى السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِ كُلَّ يَوْمٍ هُوَ فٖى شَاْنٍ
Yes'eluhu men fissemavati vel'ardi kulle yevmin huve fi şe'n.
Göklerde ve yerde bulunan herkes, O'ndan ister. O, her an yaratma halindedir.
Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem): "ALLAH var idi, O'nunla beraber hiçbir şey yoktu." buyurmuştur. (Buhârî, Bediü'l-Halk 1; İmâm Ahmed, Müsned IV-43)
Hz. Ali`ye geliyor ve diyorlar ki; Rasûlullah şöyle şöyle buyurdu...
Hz. Ali, bir an duruyor ve
-El AN öyledir!.. diyor.
Âlem ŞEY dir
Allah cc. Her an yeni bir yaratmadadır buyurulduğuna göre
Allah ın bir şey yaratmadığı bir "AN" var mıdır?
Allah var idi ve O nunla birlikte başka bir şey yok idi
El an (şu an da da) öyle buyurulmuşsa
Allah CC. Bir şey yaratmamış mıdır?...
Allah CC. EL'AN (Şu AN da da) Altında ve üstünde hava bulunmayan "a'mâ"da mıdır?
"ALLAH âlemi yaratmadan önce nerede idi?" diye sorduğumda Resûlullah (sav):
"Altında ve üstünde hava bulunmayan "a'mâ"da idi. Orada hiçbir yaratık yoktur. RABB'ımızın ARŞ'ı su (mâe) üzerinde idi." buyurdu
(İbni Mâce, Mukaddime 13/182; İmâmı Ahmed, Müsned IV-11 ve Yezid bin Harun (ra) dan; Tirmizî 48/Tefsir-12/3109)
RAHMÂN Suresi 55/29
Bismillahirrahmanirrahim
يَسْپَلُهُ مَنْ فِى السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِ كُلَّ يَوْمٍ هُوَ فٖى شَاْنٍ
Yes'eluhu men fissemavati vel'ardi kulle yevmin huve fi şe'n.
Göklerde ve yerde bulunan herkes, O'ndan ister. O, her an yaratma halindedir.
Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem): "ALLAH var idi, O'nunla beraber hiçbir şey yoktu." buyurmuştur. (Buhârî, Bediü'l-Halk 1; İmâm Ahmed, Müsned IV-43)
Hz. Ali`ye geliyor ve diyorlar ki; Rasûlullah şöyle şöyle buyurdu...
Hz. Ali, bir an duruyor ve
-El AN öyledir!.. diyor.
Âlem ŞEY dir
Allah cc. Her an yeni bir yaratmadadır buyurulduğuna göre
Allah ın bir şey yaratmadığı bir "AN" var mıdır?
Allah var idi ve O nunla birlikte başka bir şey yok idi
El an (şu an da da) öyle buyurulmuşsa
Allah CC. Bir şey yaratmamış mıdır?...
Allah CC. EL'AN (Şu AN da da) Altında ve üstünde hava bulunmayan "a'mâ"da mıdır?
[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/muhammedinurimza.jpg[/img]
- Gul
- Moderatör
- Mesajlar: 5153
- Kayıt: 11 Haz 2009, 02:00
Karınca kararınca!
"ALLAH var idi ve O'nunla birlikte başka bir şey yok idi
El an (şu an da da) öyle "
ALLAH'ın varlığını eşyânın hakîkatine yönelerek hissetmeye çalışırsak, HÛ 'ya açılan kapıya dayanabiliriz diye düşünüyor(um)..
El'an (şu an - her an- O TEK AN) hepimizde AMA da olan esmâlar ( âyete'l-kürsîde belirtildiği gibi 'Allahu lâ ilâhe illâ HUve'l-Hayy`ul Kayyum' ) O'nun HAYY VE KAYYUM olması sebebi ile olaylar görünümü ve dolayısıyla zaman görünümü altında meydana çıkmaktadır diye düşündü(m).
TEK AN -TEK OLUŞ.....
HU!ALİYY
HU!AZİZ
ALİM ALLAH (C.C)
HAMİD ALLAH(C.C)
El an (şu an da da) öyle "
ALLAH'ın varlığını eşyânın hakîkatine yönelerek hissetmeye çalışırsak, HÛ 'ya açılan kapıya dayanabiliriz diye düşünüyor(um)..
El'an (şu an - her an- O TEK AN) hepimizde AMA da olan esmâlar ( âyete'l-kürsîde belirtildiği gibi 'Allahu lâ ilâhe illâ HUve'l-Hayy`ul Kayyum' ) O'nun HAYY VE KAYYUM olması sebebi ile olaylar görünümü ve dolayısıyla zaman görünümü altında meydana çıkmaktadır diye düşündü(m).
TEK AN -TEK OLUŞ.....
HU!ALİYY
HU!AZİZ
ALİM ALLAH (C.C)
HAMİD ALLAH(C.C)
- halimkok
- Özel Üye
- Mesajlar: 3843
- Kayıt: 09 Ağu 2007, 02:00
Re: BİR AYET'İN DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ *** BİR'likte DÜŞÜNELİM
وَلِكُلِّ اُمَّةٍ اَجَلٌ فَاِذَا جَاءَ اَجَلُهُمْ لَا يَسْتَاْخِرُونَ سَاعَةً وَلَا يَسْتَقْدِمُونَ
Ve li kulli ummetin ecelun fe iza cae eceluhum la yeste'hirune saatev ve la yestakdimûn.
Her ümmetin bir eceli vardır. Ecelleri gelince ne bir an geri kalırlar ne de bir an ileri gidebilirler. A'RAF suresi 34. ayet
مَا تَسْبِقُ مِنْ اُمَّةٍ اَجَلَهَا وَمَا يَسْتَاْخِرُونَ
Ma tesbiku min ummetin eceleha ve ma yeste'hirûn.
Hiçbir ümmet, ecelini ne öne alabilir, ne de erteleyebilir. HİCR suresi 5. ayet
مَا تَسْبِقُ مِنْ اُمَّةٍ اَجَلَهَا وَمَا يَسْتَاْخِرُونَ
Ma tesbiku min ummetin eceleha ve ma yeste'hirûn.
Hiç bir ümmet ecelini ne öne alabilir, ne de erteleyebilir. MÜ'MİNÛN suresi 43. ayet
ÜMMET' in ECELİ ne demektir ?
ÜMMET; Tek bir insan mıdır ki, bir ECEL' den bahsedilsin...
Aynı ÜMMET' ten olan KİMseler AYNı AN' da mı ölmekte ki;
"Hiç bir ümmet, ecelini ne öne alabilir ne de erteleyebilir" buyuruyor Allah cc.
Ve li kulli ummetin ecelun fe iza cae eceluhum la yeste'hirune saatev ve la yestakdimûn.
Her ümmetin bir eceli vardır. Ecelleri gelince ne bir an geri kalırlar ne de bir an ileri gidebilirler. A'RAF suresi 34. ayet
مَا تَسْبِقُ مِنْ اُمَّةٍ اَجَلَهَا وَمَا يَسْتَاْخِرُونَ
Ma tesbiku min ummetin eceleha ve ma yeste'hirûn.
Hiçbir ümmet, ecelini ne öne alabilir, ne de erteleyebilir. HİCR suresi 5. ayet
مَا تَسْبِقُ مِنْ اُمَّةٍ اَجَلَهَا وَمَا يَسْتَاْخِرُونَ
Ma tesbiku min ummetin eceleha ve ma yeste'hirûn.
Hiç bir ümmet ecelini ne öne alabilir, ne de erteleyebilir. MÜ'MİNÛN suresi 43. ayet
ÜMMET' in ECELİ ne demektir ?
ÜMMET; Tek bir insan mıdır ki, bir ECEL' den bahsedilsin...
Aynı ÜMMET' ten olan KİMseler AYNı AN' da mı ölmekte ki;
"Hiç bir ümmet, ecelini ne öne alabilir ne de erteleyebilir" buyuruyor Allah cc.
[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/muhammedinurimza.jpg[/img]
- MINA
- Özel Üye
- Mesajlar: 2740
- Kayıt: 25 Eki 2008, 02:00
Re: BİR AYET'İN DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ *** BİR'likte DÜŞÜNELİM
BİR üMMet...
H.z Allah , Mirac gecesinde, Habibi Edibi Muhammed Mustafa ( s.a.v.) Hazretlerine şöyle buyurdular ;
Günahları çok olmasın diye ümmetinin ömürlerini kısalttım.
Kıyamette hesapları şiddetli olmasın diye mallarını azalttım.
Ümmetinin kabirde çok habsedilmemeleri için onların zamanını geçirttim.
( Onları ahir zamanda dünyaya gönderdim .)
Kaynak ; Ruhu`l Beyan Tefsiri .cilt 1- sayfa 245 – 246
Hamdolsun Ya Resulallah Senin Ümmetiniz
Hamdolsun Ya Rabbi Ümmeti Muhammediz
Allâhümme salli alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammed
''Ve Allah'a Sımsıkı Sarılın...''
Hacc / 78
Hacc / 78
- halimkok
- Özel Üye
- Mesajlar: 3843
- Kayıt: 09 Ağu 2007, 02:00
Re: BİR AYET'İN DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ *** BİR'likte DÜŞÜNELİM
İLÂHİ HUZUR’ dan kovulan İblis’ in tek günahı;
ADEM’ e SeCDe etmemesi miydi!
“… قَالَ اَنَا خَيْرٌ مِنْهُ …”
“…Gale, ene hayrun minhu…”
“Ben O’ ndan daha hayırlıyım” dedi İblis. A’raf Suresi 12.Ayet
Böylelikle VAR’ lığı ÇOK’ ladı…
“BEN kim?... O KİM?” di…
Bununla da kalmadı BİR’ ini BİR’ ine üstünledi…
BİR’ ini HAYIR’ lı gördü… BİR’ ini daha az hayırlı ya da KENDİ’ nden hayırsız gördü.
DeĞeR takdir etme hususunda kendi ölçülerini Allah’ ın takdirinin önüne aldı…
Buradan hareketle EMR’ e karşı gelme NeDeN’ ini izah etmeye kalkarak
Allah karşısında HAKLI olma gayretine girişti.
Neden böyle yaptı İblis?
Allah cc. “Yeryüzünde bir halife yaratacağım” buyurduğunda diğer Melekler de
Buna KENDİ BİLGİ’ lerince itiraz ettiler.
«Â!.. Orada fesat edecek ve kanlar dökecek bir mahlûk mu yaratacaksın?. biz hamdinle tesbih ve seni takdis edip dururken» dediler Bakara Suresi 30.Ayet.
Ancak Allah cc. “Allah da, “Ben sizin bilmediğinizi bilirim” demişti. Bakara Suresi 30.Ayet.
Melâikeye BİLME hususunda yetersiz olduklarını haber vermiş ayrıca;
وَعَلَّمَ اٰدَمَ اْلاَسْمَٓاءَ كُلَّهَا ثُمَّ عَرَضَهُمْ عَلَى الْمَلٰٓئِكَةِ فَقَالَ اَنْبِؤُ۫ن۪ى بِاَسْمَٓاءِ هٰٓؤُ۬لآَءِ اِنْ كُنْتُمْ صَادِق۪ينَ
Ve alleme ademel esmae kulleha summe aradahum alel melaiketi fe kale embiuni bi esmai haulai in kuntum sadikîn.
Ve Ademe bütün esmayı ta'lim eyledi, sonra o âlemîni melâikeye gösterip «Haydin davanızda sadıksanız bana şunları isimleriyle haber verin» buyurdu Bakara Suresi 31.Ayet
Bunu da delillendirmişti.
Bu sayede Melâike de Âdem’ in talim eylediği ESMA’ lara ŞaHiD oldular.
Böylelikle Melekler kendi noksanlarını gördüler ve bunu da kabul ve itiraf eylediler.
قَالُوا سُبْحَانَكَ لاَعِلْمَ لَنَٓا اِلاَّ مَاعَلَّمْتَنَاۜ اِنَّكَ اَنْتَ الْعَل۪يمُ الْحَك۪يمُ
Kalu subhaneke la ilme lena illa ma allemtena, inneke entel alimul hakîm.
Subhânsın Yarab! Bizim için senin bize bildirdiğinden başka ilim ne mümkin, o alîm, hakîm sen, şüphesiz sensin» dediler Bakara Suresi 32.Ayet.
Ne var ki İblis bundan mahrum kalmıştı.
Öyle olmasa o da kendi noksanını görür ve EMR’ e itaat ederdi.
ADEM’ e talim ettirilen ve Melâikenin de öğrendiği ESMA’ lardan habersiz olduğu için
İblis, Allah cc.’ ın EMR’ ini AN’ lamada kendi ESMA’ sı ile sınırlı kaldı.
Ancak Adem de İblis’ teki ESMA’ dan habersizdi.
Bu nedenle CeNNeT’ teydi ve bu nedenle İblis O’ nu kandırabilmişti.
Eğer Âdem bu ESMA’ yı da talim eylemiş olsa İblis’ in Hakikatini ve nasıl davranması gerektiğini şaşmaz bir bilgi ile bilirdi.
Allah cc. nasıl ki Rahmet ve Merhameti gereği Melâike’ nin kendi noksanlarını görmelerini
Sağladı ve bu ihtiyaçlarını giderdi ise… Yeri ve zamanı geldiğinde aynı şeyi Adem için de yapacaktı.
Allah cc. hiçbir varlığına zulmetmez. OL-AN KeMâLaTıN TAM-lanması ve TÜM-lenmesi için OL-makta.
ثُمَّ ارْجِعِ الْبَصَرَ كَرَّتَيْنِ يَنْقَلِبْ اِلَيْكَ الْبَصَرُ خَاسِئًا وَهُوَ حَس۪يرٌ
Summerci'ilbasare kerrateyni yenkalib ileykelbesaru hasiev ve huve hasîr.
Sonra yine çevir gözü, tekrar tekrar, sana döner o göz bîtab olarak zelîl-ü hakîr. (MÜLK suresi 4. Ayet)
Çünkü Allah’ ın (cc) yaratmasında hiçbir eksik-noksan bulamazsın.
Bulduğunu sanıyorsan ve kendi eksik ve noksanındır. İtiraf eyle Allah’ a ki senin de eksik ve noksanını gidersin.
Ve sen de Melâike gibi Âdem gibi Allah’ ı (cc) her türlü eksik ve noksandan tenzih edesin.
Allah cc. en doğrusunu bilir...
BENim bildiğim ancak BENde olan kadarıdır.
BENim olan da Allah' ındır... O dilerse elbet daha güzelini verir.
Muhammedi Muhabbetle...
ADEM’ e SeCDe etmemesi miydi!
“… قَالَ اَنَا خَيْرٌ مِنْهُ …”
“…Gale, ene hayrun minhu…”
“Ben O’ ndan daha hayırlıyım” dedi İblis. A’raf Suresi 12.Ayet
Böylelikle VAR’ lığı ÇOK’ ladı…
“BEN kim?... O KİM?” di…
Bununla da kalmadı BİR’ ini BİR’ ine üstünledi…
BİR’ ini HAYIR’ lı gördü… BİR’ ini daha az hayırlı ya da KENDİ’ nden hayırsız gördü.
DeĞeR takdir etme hususunda kendi ölçülerini Allah’ ın takdirinin önüne aldı…
Buradan hareketle EMR’ e karşı gelme NeDeN’ ini izah etmeye kalkarak
Allah karşısında HAKLI olma gayretine girişti.
Neden böyle yaptı İblis?
Allah cc. “Yeryüzünde bir halife yaratacağım” buyurduğunda diğer Melekler de
Buna KENDİ BİLGİ’ lerince itiraz ettiler.
«Â!.. Orada fesat edecek ve kanlar dökecek bir mahlûk mu yaratacaksın?. biz hamdinle tesbih ve seni takdis edip dururken» dediler Bakara Suresi 30.Ayet.
Ancak Allah cc. “Allah da, “Ben sizin bilmediğinizi bilirim” demişti. Bakara Suresi 30.Ayet.
Melâikeye BİLME hususunda yetersiz olduklarını haber vermiş ayrıca;
وَعَلَّمَ اٰدَمَ اْلاَسْمَٓاءَ كُلَّهَا ثُمَّ عَرَضَهُمْ عَلَى الْمَلٰٓئِكَةِ فَقَالَ اَنْبِؤُ۫ن۪ى بِاَسْمَٓاءِ هٰٓؤُ۬لآَءِ اِنْ كُنْتُمْ صَادِق۪ينَ
Ve alleme ademel esmae kulleha summe aradahum alel melaiketi fe kale embiuni bi esmai haulai in kuntum sadikîn.
Ve Ademe bütün esmayı ta'lim eyledi, sonra o âlemîni melâikeye gösterip «Haydin davanızda sadıksanız bana şunları isimleriyle haber verin» buyurdu Bakara Suresi 31.Ayet
Bunu da delillendirmişti.
Bu sayede Melâike de Âdem’ in talim eylediği ESMA’ lara ŞaHiD oldular.
Böylelikle Melekler kendi noksanlarını gördüler ve bunu da kabul ve itiraf eylediler.
قَالُوا سُبْحَانَكَ لاَعِلْمَ لَنَٓا اِلاَّ مَاعَلَّمْتَنَاۜ اِنَّكَ اَنْتَ الْعَل۪يمُ الْحَك۪يمُ
Kalu subhaneke la ilme lena illa ma allemtena, inneke entel alimul hakîm.
Subhânsın Yarab! Bizim için senin bize bildirdiğinden başka ilim ne mümkin, o alîm, hakîm sen, şüphesiz sensin» dediler Bakara Suresi 32.Ayet.
Ne var ki İblis bundan mahrum kalmıştı.
Öyle olmasa o da kendi noksanını görür ve EMR’ e itaat ederdi.
ADEM’ e talim ettirilen ve Melâikenin de öğrendiği ESMA’ lardan habersiz olduğu için
İblis, Allah cc.’ ın EMR’ ini AN’ lamada kendi ESMA’ sı ile sınırlı kaldı.
Ancak Adem de İblis’ teki ESMA’ dan habersizdi.
Bu nedenle CeNNeT’ teydi ve bu nedenle İblis O’ nu kandırabilmişti.
Eğer Âdem bu ESMA’ yı da talim eylemiş olsa İblis’ in Hakikatini ve nasıl davranması gerektiğini şaşmaz bir bilgi ile bilirdi.
Allah cc. nasıl ki Rahmet ve Merhameti gereği Melâike’ nin kendi noksanlarını görmelerini
Sağladı ve bu ihtiyaçlarını giderdi ise… Yeri ve zamanı geldiğinde aynı şeyi Adem için de yapacaktı.
Allah cc. hiçbir varlığına zulmetmez. OL-AN KeMâLaTıN TAM-lanması ve TÜM-lenmesi için OL-makta.
ثُمَّ ارْجِعِ الْبَصَرَ كَرَّتَيْنِ يَنْقَلِبْ اِلَيْكَ الْبَصَرُ خَاسِئًا وَهُوَ حَس۪يرٌ
Summerci'ilbasare kerrateyni yenkalib ileykelbesaru hasiev ve huve hasîr.
Sonra yine çevir gözü, tekrar tekrar, sana döner o göz bîtab olarak zelîl-ü hakîr. (MÜLK suresi 4. Ayet)
Çünkü Allah’ ın (cc) yaratmasında hiçbir eksik-noksan bulamazsın.
Bulduğunu sanıyorsan ve kendi eksik ve noksanındır. İtiraf eyle Allah’ a ki senin de eksik ve noksanını gidersin.
Ve sen de Melâike gibi Âdem gibi Allah’ ı (cc) her türlü eksik ve noksandan tenzih edesin.
Allah cc. en doğrusunu bilir...
BENim bildiğim ancak BENde olan kadarıdır.
BENim olan da Allah' ındır... O dilerse elbet daha güzelini verir.
Muhammedi Muhabbetle...
[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/muhammedinurimza.jpg[/img]