CENNET BOSTANI - CEHENNEM KAZANI

İslamiyet'de yaşanan tartışmalara açıklamalar
Cevapla
Kullanıcı avatarı
senim
Aktif Üye
Aktif Üye
Mesajlar: 106
Kayıt: 21 Şub 2008, 02:00

CENNET BOSTANI - CEHENNEM KAZANI

Mesaj gönderen senim »

HAKK’tan âyan bir nesne yok
GÖZSÜZLERE pinhan imiş…


Kim yazmış bilmem, isim cisim ezberleyemem zaten.
Hepside BİRR o vakit o senin bu benim ne önemi var.
Hani zaten o şunu söylemiş bu bunu demiş diye Kitab-ı Âlem’in bizi uyardığı gibi yükler dolusu kitabı sırtında taşıyıp amel etmeyen eşek olmaktan ALLAH’a sığınırım.

İlim varsa bir damla, amel etmek için var; okumak doldurur, konuşmak hazırlar, yazmak olgunlaştırır diyor bir Avrupalı yazar ( tabi hatırlamıyorum yine kim)
Efendim rica etti biz de başladık yazmaya.
Kalb kırarsak af ola…

Dedim ya işte bilmeyiz biz kim nerde ne zaman söylemiş, ne vakit açığa çıkarmış ilmini biz sadece bize geleni ifşâ ederiz.
İlim bize caka satmaya gelmiyor efendi!
İlim bize öbür âlemde kullanmaya geliyor!
Efendimiz SAV âlemlerin rahmeti bize buyurmuşlar ki :
"Beşikten mezara kadar ilim tahsil ediniz!"
Sebep, forum köşelerinde isim yapalım dost sohbetlerinde taktir toplayalım arada bir de hasbel kader tahsil ettiğimizle amel edelim diye mi!?

Hadi azıcık kalkalım bu gaflet uykusundan; Ne diyor ZÂT-I MUHTEREM!?

İlim ilim bilmektir
İlim kendin bilmektir
Sen kendin bilmezisen
Bu nice OKUmaktır?


Yazmaya başladım, sanırım KENDİMİ OKUma zamanım geldi
Ancak bu şekilde göreceğim beynimin içindekileri.
Üç beş satır karalayıp buralara;
SEYR ederim kendimi
SEYR’e durur âlem beni…

İlim öteki âlemler de lazım dedik, şimdi bir çokları bahçe bostan
CENNET
Cadı kazanı
CEHENNEM getirdi gözünün önüne muhtemelen!

Kıyamet kopunca cennet ve cehennem kurulacak ya hani!
YA HUU kim öğretti bunları bize bilmem!
Bir yanma var cayır cayır bir dallardan meyveleri zorlanmadan alacağımız bostan
CENNETLERİ!!!
Tabi güzel kardeşim aynen böyle teraziler filan kurulacak o gün bir kefeye sevap defteri “omzundan çıkarıp koyacaklar ya hani” bir kefeye de günah defteri!
Sevaplar azmış hadi bakalım yanmaya hop cehenneme!
Evet evet aynen böyledir eminim!
Namaz vakti geldiğinde gidip tap-INALIM TANRI-MIZA affetsin günahlarımızı sonra hop cennete, şarap filan da var orda bal süt ırmakları felan ohh!!


UYANALIM GÜZEL KARDEŞİM HEP BERABER! Önce kendi nefsime söylüyorum!!!
Bırakalım bu ilim satıcılığını da onu kullanmayı öğrenelim!
Laf ebeliğine lüzum yok!



Her şey çok açık KUR-AN’IN UYARISI ÇOK NET ; BİZ SİZE HERŞEYİ MİSALLERLE ANLATTIK...

İlimse bu misalleri çözmek için gerekli olan DEKODER!

Şimdi bu cennet cehennem ne ola ki?
Öbür âlem denen ne ola?
Bahçe bostan demeyin onu uzun süreden beri dinliyoruz zaten
Buyurun yazın cennet - cehennem tasvirlerinizi
Merdanece genişletelim ufkumuzu…
Bir an tefekkür edelim ezberden uzak görelim şu GİDİLECEK!! mekânları özlerimizden.

İşte bir EHL erinden inciler…
Sizin için öğrendim bu eşsiz sözlerin sahibini
Bakın Kenan Rıfai nasıl cevaplıyor soruları…


Nutku Şerif…

Hak suretidir âlem-i imkân ile âdem
Bundan güzeli nerde ki cennet’te mi sandın

Her yer ne güzel menba-ı hüsn, insan güzeli
Sen de bu cemâli, huri gılmanda mı sandın

Her yerde, fakat arifin kalbindedir allah,
Yoksa sen onu arz u semâvâtta mı sandın

Dünyâ diyerek geçme sakın, burdadır her şey
Mîzân ü sırât’ı mutlaka orda mı sandın

Cennet ü dûzah, gamm ü sürür, zulmet ile nûr
Yaptıklarının gölgesi, hâriçte mi sandın

Bilgin sana kıymet, talebin neyse osun sen
İnsanlığı sâde yiyip içmekte mi sandın

Hâlin ne ise müşteri sen oldun o hâle
Noksanı meğer adl-i ilâhîde mi sandın

Fikrim bu benim, virdim ise her lahzada âh
Sen âh-ı ateş-sûzumu beyhude mi sandın

Yeniler her âh ile ken’ân ahd-i elest’i
Ahım acaba nefha-yı hâbîde mi sandın


…

Halim Bey’in NEYİ MERAK EDİYORSUN? şiirinin ardından parmaklardan dijital ortama dökülmüştür bu düşünceler.
Birinci sınıf TEVHİD kokan o zevki için söyleyecek söz yok.
Ancak soruya cevabımızdır; Soruya sorumuzdur;

İnsan-ı sır sensin ismi azam ismindir
Aradığın içinde sesi senin sesindir
Merak ettiğim ben diyen nefsimdir
Beni bana anlatabiliyor musun?

Saygıyla... Duayla...
[img]http://www.muhammedinur.com/resimler/senim.jpg[/img]
Kullanıcı avatarı
nur-ye
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 9089
Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00

Mesaj gönderen nur-ye »

SENİM KARDEŞİMİZ
HOŞ GELDİNİZ
SEFALAR GETİRDİNİZ
MUHAMMEDİNUR AİLEMİZE....



(DÖRT) 4 UNSUR

Bin bir “kab”ta aynı “Su”yuz
“Hayy”ı bürünmüşüz “Hu”yuz
Çözemezsek Madde Sırrı’n
Mânâ’da meçhul uykuyuz…

*

Şu topraktan testi beden
Niye - niçin - nasıl - neden
Diriliş Sırrı bilinmez
Ben’deki “BEN”i bilmeden…

*

Olan; oyun, perdeyle sis
Olay; yorum, algı ve his
İbret - Hikmet Sahnesi’nde
Dört boyutlu aktör “Nefis”…

*

Ruh RABB’ımdan Hasbünallah
Desem olmaz Bende, ALLAH
HAKK’tan halka bir rızadır
Hâl ü hazır Şe’en-i Şah…

*

Bezm-i Birlik bahçe Tevhid
Dört ucu olan bohça Tevhid
Ahmak anlamaz İhvâni
Âşıklarda Şahça Tevhid…

10.02.1992 05:25
shr.


Resim
Kullanıcı avatarı
senim
Aktif Üye
Aktif Üye
Mesajlar: 106
Kayıt: 21 Şub 2008, 02:00

Teşekkür Ederim...

Mesaj gönderen senim »

Sıcak karşılamanız ve güzel şiiriniz için teşekkür ederim ama hâla cevap yok bu Cennet-Cehennem işaretlerine! O yazılanlar bu taşlaşmış kabuğun üzerine dökülen SU gibi...
Tozumu alıyor ama kabuk yine aynı kabuk! Bu şartlanmalarımızı yıkıp KENDİMİZİ TANIMAYA BALYOZ GEREK
efendim.


Enfüste ve âfakta algılamamız gereken bu işaretlerin metaryalist boyutu ne ola ki?


Mesela CEHENNEM DENEN madde alemindeki GÜNEŞ olmaya!?
Ve aynı zamandan düşünce boyutumuzdaki VEHİM!?

Tefekkür etmeyen halimden ALLAH'a CC sığınırım! Kâinat KİTABI UYARIYOR!!!

Hala düşünüp tefekkür etmeyecek misiniz!? ...

Saygıyla Duayla
[img]http://www.muhammedinur.com/resimler/senim.jpg[/img]
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12868
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Mesaj gönderen kulihvani »

Aziz can senim,
Gönül ürünlerinizi yazan kaleminiz hasbi hizmette bereketli olsun!
Merkezdeki (enfüs) sabit noktada oturup, muhitteki çemberin her noktasının devrini devranda seyr eyleyen, gözleyen, gözlemleyen gönül gözlerine fazilet feri dilerim..

Bilirsiniz ki AKIL, Hakk'ın Tecellî Tahtası, Ayn Aynasıdır.
Aklı olmayanlar, aklı olanların Kulluk İmtihanında ara malzemesi ve aksesuvardır.
Aklı Hakkça anlamayanlar hayal batağına saplanmıştır.

Sistemi, sistemi yaratanı ve ara kesitini merak eden akıllar iki yol izlerler :

1- Sırf akıl felsefesi : daha çok akıllı birisi daha az akıllı ollanları aklınca kandırır. Kesin sonuç, daha akıllının aklı kadardır.

2- Tasavvuf : Aklın antipotu olan Nakille birleşiminden doğan akl-ı selim sahibi bir Tasavvuf öğretim, eğitim ve hizmetçisi olan birisi, aklı olan birisine bir şey vermeden onda olanı ortaya çıkararak inandırmaya çalışır.
İlahî İlim Öğretimi ve Muhammedî Edeb Eğitimiyle;
Bilmeyi,
Bulmayı,
Olmayı ve
Yaşamayı- Yaşatmayı hedefler..

Şu an içinde olduğumuz toplumda olduğu gibi, önceki izler karışmışsa ve maneviyat ortamı toz duman olmuşsa ve gerçeksiz hayal ticareti almış yürümüşse, gençlerimizin işi gerçekten çok zordur...

Bizler, genel inancımızın BİZ ve BİR oluşundan dolayı, islam dinimizin dünyada imtihanı âhirette hesab ve sonucu için uygulanması olarak algıladığımız ve yaşadığımız Muhammedi Tasavvuf Yolunu Sahibimizin İzinden izlemekteyiz.
Sizin de çok güzel belittiğiniz gibi yaşanmayan (amelsiz iman) yanlıştan da ötede yalandır.

Çok geniş ama önemli konuları içeren güzel yazınızı zevkle okudum.
Biizim dinî ilim adamalarımızın çoğu, aydınlatamadığı karanlığı taşa tutmuştur ve bu yüzden de kendi akıl tasını çatlatmıştır;

Aklı, Kurânca anlamayınca onu terketmeyi ve yerine aklınca hayali bir aşk kelimesi koyduğunu sanmıştır ama yinede aklı kullanarak...

Nefsi, anlamamış ve düşman saymıştır, şimdi bile nefsini öldürmeye uğraşmayı tasavvuf zanneden zavallı çok.
Oysa Fecr Sûresini okusaydı Cennete girecek olanın NEFS olduğunu görecekti..

Kadını anlamamış, rahim, El Rahîm, göbek bağı, Sıla-yı rahim, El Tekvin-yaratıcılık sıfatı, El Settar ve "cennet anaların ayağı altındadır!" vs. Çözememiş, İllahî şehadette El Hayy tecellîsini, hayavandan da aşağı şehvet aracı zannetmiştiir.

Bendeniz basit anlamda bir girizgâh yaptım.
Gönlüm ister ki gençlerimiz kafalarındaki buzu eritsinler ki içebilecekleri tek içecek kendi akıllarıdır.
Düşünsünler ve bir cevap versinler ki bu gün bir daha geri gelmeyecektir.

Sadece bir sorunuza değinmek isterim;

Sistemi yaratan Allah Teâlâ, Kurân'ında tüm yaratılanları saymak yerine "külli şey" buyurarak "Bir şey"e, bir NOKTA ya indirger...

İlk nokta NUR-U MİM dir..
Hareketinden madde..
Harekesinden mânâ doğmuş, doğmakta ve doğacaktır..

Her şey her şeydir..
Güneş sadece güneş,
Serçe sadece serçe,
Gül sadece gül,
Cehennem sadece cehennemdir..

Ancak şunu açıklamak gerek ki,
Antalya aynı Antalya iken;
Güneş varsa gündüz
Güneş yoksa gecedir...

Bir akıl ki Nakli ( Kurân ve uygulaması olan Sünnet) bilir, bulur, BİZ ve BİR olur ve yaşarsa;
Özündeki pirizden can ceryanını alırsa, Cennet..
Elektiriksiz kalırsa Cehennemdir...

Sayısız akıl seviyesindeki insanlara BİRden hitap esnekliği etiği harikadır Kur'ânda...

Güzelliklerin için teşekkürler canda can..

Hep Muhammedi mutlu ol..

Mutsuz günlerimizi çarpıp çıkardığımızda ayların 30 çekmediği görülecektir.
Oysa Muhabbet ve merhemeten yaratan Allah Teâlâ,
kulunun dünya, din ve âhiretinde mutlu olmasını murad eder..

sevgi ve dua ile Es Selâm...
En son kulihvani tarafından 24 Mar 2008, 13:29 tarihinde düzenlendi, toplamda 1 kere düzenlendi.
Resim
Kullanıcı avatarı
elifdostu
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 649
Kayıt: 06 Şub 2007, 02:00

Mesaj gönderen elifdostu »


Değerli
senim kardeşim,
BİZ BİR olduğumuzdan BİRbirimizi anlarız...
Kul İhvani hocamız şu acize pek söz bırakmamış, ancak sorduğun soru münasebetiyle bir-iki lakırtı söyleyeyim. BİZ'e şah damarımızdan daha yakın DOST'a uzak kalmaktan daha yakıcı cehennem bilmiyorum! Yakın-uzak derken mesafe olarak değil, Allah(CC) mekandan münezzehtir. Rıza ve huzurundan uzak kalmaktan bahsediyorum. Arabın birisinin dediği gibi: "Ya Rab! Sennin olmadığın yeri göster de cehennemi göreyim!". Nice paylaşımlarda buluşmak-bilişmek dileklerimle...
ARAMIZA HOŞ GELDİN...
Âmaya renk tarif etme,
Siyahtan gayrını blmez,
Aşığa DOST'tan bahsetme,
ALLAH'tan gayrını bilmez...
Kullanıcı avatarı
senim
Aktif Üye
Aktif Üye
Mesajlar: 106
Kayıt: 21 Şub 2008, 02:00

ALLAH'ın GÜCÜNÜN YETMEDİĞİ ŞEY...

Mesaj gönderen senim »

Teşekkür Ederim,

Teşekkür ederim çünkü halka teşekkür etmeyen HAKK'ka teşekkür etmiş sayılmaz diyerek edeplendirdiler... Elahmdülillah...
Sonra demişler ki biz yıllardır halkla konuştuğumuzu sanırdık ASLINDA KONUŞTUĞUMUZ HAKKmış...

Kul İHVANİ hocamızın engin birikimi anne kuşun yavrularına yiyeceği kursağında KAY haline getirerek yedirmesi gibi.
Boyutumuza HAZIM kabiliyetimize göre...
Söylenmeyenler işaretlerde işaretler DERUNİDE...


Sevgili Elifdostu kardeşim, sözleriniz bana bir nükteyi hatırlattı ŞEMS'in dillendirdiği ki o bilinen ŞEMS değildir;

GARİB'in biri birgün TECELLİYE HASRET cuma namazı çıkışında BAĞIRMIŞ;

- Ey ahali ALLAH'ın gücünün yetemeyeceği birşey biliyorum!!


Ahali kendinden geçmiş tekme tokat girmişler GARİBe cuma namazının da şevkiyle!
Aralarından biri demiş durun kardeşler bir soralım hele neydi bu zındığın derdi böyle!?

Demişler;
- Söyle kafir neydi bu densizlikle muradın!?

GARİBin gözü acıdan yaş içre, ZEVKle semaya bakarken gülümsemiş;
-Beni MÜLKÜNÜN DIŞINA ATSIN DA GÖREYİM...

...

Şimdi Cehennem hangi mülkün dışı ola?
Madem bir yer yok neresi ONSUZ CEHENNEM sayıla...

Saygıyla... Duayla...
[img]http://www.muhammedinur.com/resimler/senim.jpg[/img]
Kullanıcı avatarı
nur-ye
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 9089
Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00

Mesaj gönderen nur-ye »

1.2. İNSAN HÂLLERİ

1.2.4. Ayıklar
Şöyle düşünelim ve anlamaya çalışalım:
Bir odada; uyuyan, uyurgezer ve zilzurna sarhoş üç kişi var...
Herkes hâliyle hoş...
İşinin başında...
Aklı gerçekten başında uyanık ve ayık olan ise sensin ve seyircisin...

Bu üç kişi, bu hâlleriyle muhatabın değiller...
Bütün soruların havada kalır...
Övgülerin ve yergilerin sana geri döner...
Boşa kürek çekersin...
Onların gerçek ihtiyaçları; şu andaki hâllerinden özlerinin kurtarılması, uyarılması ve muhatab hâle getirilmeleridir...
Uykunun ve içilenin etkisi kalkınca uyuyan ve uyurgezer uyanır, sarhoş ayıkır ve muhatab hâline gelirler...
Şimdi sohbet sofrasını ser artık...
Konuşan, dinleyen ve konuşulan bir mecliste...
Ayıkanlar senin sözünü mutlaka duyar...
Çocuksa çocukça duyar ama büyüyecektir...
Deliyse delice duyar ama akıllanacaktır...
Günâhkarsa arınacak; zâlimse, âdil; kâfirse, müslim ve Nemrudsa, uyanınca İbrâhim (aleyhi's-selâm) gibi olacaktır.
Çünkü "Lâ İlâhe" si "illâ Allah" la buluşmuştur...
Tevhid tecellî etmiş, gece gündüze dönmüş ve maksad hasıl olmuştur.
Bu hususu çok iyi anlamak lâzım...
Aynı kimse, bir saniyede nar iken nura dönüşüyor ve aynı yerde...
Bir misâl; RABB'ımız Tealâ (celle celâluhu)'dan:

"RABB'ınızın magfiretine (bağışlanmaya) ve müttakîler (takvâ sahibi, ALLAH celle celâluhu' dan korkanlar) için hazırlanmış olup genişliği gökler ve yer kadar olan cennete koşun!" (Âl-i İmrân 3/133)

Bu âyet-i kerîme inzâl olduğunda Bizanslı bir sefir Medine'ye İslâmiyeti incelemek üzere gelmişdi.
Bu âyeti duyunca hayret edip Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'e gidip soruyor:
"Yâ Muhammed! Sen müslümanları öyle bir cennete çağırıyorsun ki o cennet yerden göklere kadar her yeri kaplıyor... Peki, cehennem nereye gitti?..." deyince...
Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem): "Fe subhanallah, ben güneş doğdu diyorum, sen ise gece nereye gitti diyorsun!" buyuruyor...

işte bu husus, tasavvufun temelidir.
Kişinin özündeki Nur-u Muhammed prizine, tevhid fişi takıldığında gönül güneşi doğar ve gecesi gündüz olur.
Karanlık kalb nura gark olur.
Ezelî, ebedî ve ilâhî nura kavuşur...
Tüm letâifler çalışır; gözler görür, kulaklar duyar kalbler anlar ve akıllar rüşde erip aşk civânı olur!
Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'in buyurduğu; tevhidi, tebliği, tenziri, tebşiri ve bunlara şâhid oluşu tecellî eder...

* * * KUL İHVANİ'NİN; GÖNÜL GÖZÜNÜN GÖRDÜĞÜ ÖZ'ÜN SÖZÜ
Resim
Kullanıcı avatarı
halimkok
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 3843
Kayıt: 09 Ağu 2007, 02:00

Mesaj gönderen halimkok »

Sevgili kardeşim,
Hepimiz sizin gibi bilmek, anlamak gayretindeyiz.
Yazınızı zevkle okudum.
Yazınızın sonundaki ifadeleriniz ise ayrı bir zevk ve şaşkınlık oldu benim için...
Allah razı olsun.

Duyduğumuz ve öğrendiğimiz şeylerle yetinmiş olarak ömrümüz nihayet bulsaydı ne olurdu halimiz diye düşündüğümde Cehennemin nerde olduğunu anlıyorum.

Peki ne oldu da duyduklarımı olduğu gibi kabullenmedim... sorular sormaya başladım... ve anladım ki sizin de bahsettiğiniz gibi bahçe bostan Cennet... cadı kazanı Cehennem değilmiş olan... o zaman da cennetin nerde olduğunu anladım.

...
Şimdi Cehennem hangi mülkün dışı ola? Madem bir yer yok neresi ONSUZ CEHENNEM sayıla...

buyurmuşsunuz...

Bir neşter doktorun elinde can olur iken, katilin elinde can alır.
Neşter aynı neşterdir.

Hz.İbrahim'in atıldığı ateş O'nun için gülbahçesidir.
Değiştirme ve kuvvet Allah'tandır.
Bize düşen SAV'in anlattığı şekilde O'nu anlamak,iman etmek... güzel bir örnek olarak yaşadığı şekilde yaşamaya gayret etmektir.

Cenneti de cehennemi de bu dünyadaki amellerimiz hazırlar bizim için. Herkesin cenneti veya cehennemi kendi amellerinin neticesidir.
Bu yüzden buyurulmuştur ki;
İnsan için ancak yaptığının karşılığı vardır.
Birimizin cenneti bulduğu yerde diğeri cehennemi bulur.
Bunu mekansallaştırmak aklımızın maddesel boyuta bağlı olarak düşünüyor olmasındandır.

O yüzden herkesin cenneti ve cehennemi ayrıdır.
Cenneti bulan için cehennem yok hükmündedir.
Değerli hocamın belirttiği gibi... sabah olmuşsa gecenin ne hükmü ne varlığı vardır.

Doğrusunu Allah bilir.

Soran, arayan yüreğinize sağlık.
Allah bulanlardan eylesin inşallah bizleri.

O Cennet-i KURAN sensin.
Cehennem'de duran sensin.
Hesabını soran sensin.
Kastın mı vardır kendine.

Ağaç meydana çıkınca,
Nerde kalır çekirdek?
Dalı nerde, meyve nerde,
Sayar durursun TEK TEK.

Bilir isen ben de senim.
Akla gönüle inenim.
Ayrı görünse de tenim,
Niye aklını bağlasın.

En son halimkok tarafından 24 Mar 2008, 19:22 tarihinde düzenlendi, toplamda 2 kere düzenlendi.
[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/muhammedinurimza.jpg[/img]
Kullanıcı avatarı
senim
Aktif Üye
Aktif Üye
Mesajlar: 106
Kayıt: 21 Şub 2008, 02:00

Mesaj gönderen senim »

Söyleyecek söz yok başta hocamızın hocası DR Münir DERMAN Hoca Efendi ayarını çekip bizlere bir temiz kendimize getirmede...
Allah ondan razı olsun Ardından hocamız Kul İhvani GEL demekte...

Sesi içimize işlemekte
Gel hele GEL!
Yandın sen belli halinden
Gel hele GEL!
Susuza SU yaraya MELHEM var
O ki dillenmez yaşanır
ÖZÜN Nur-u MİM der...

--------

Diyor ya o güzel eserde hani;

Dün gece mehtaba daldım
Hep SENİ ANDIM
Öyle bir AN geldi ki
Mehtap seni sandım...

Her bir cevap ayrı bir mehtap oldu
Rüya da sandım kendimi her bir harfinizle
Teşekkür ederim...

Hoşbulduk Efendim

Saygıyla... Duayla...
[img]http://www.muhammedinur.com/resimler/senim.jpg[/img]
Kullanıcı avatarı
aNKa
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 2797
Kayıt: 02 Eyl 2007, 02:00

Mesaj gönderen aNKa »

MUHAMMEDİNUR GÖNÜL TEKKESİNE HOŞ GELMİŞSİNİZ SENİM KARDEŞİMİZ.

BU ÇOK ÖZEL VE ÇOK GÜZEL ZEVKİNİZLE ZEVKLENDİK TEŞEKKÜR EDERİZ.
DOST KUL İHVANİ SÖYLENECEKLERİ SÖYLEMİŞ,
BİZİMKİSİ İSE BOŞ TENEKE SESİNDEN BAŞKA BİRŞEY OLMAZ LAKİN BİR KAÇ SÖZDE BİZ EDELİM:

GÜNÜMÜZDE NE YAZIK Kİ MEYDAN;
BİR YANDA BÜTÜN GÖZ ALICILIĞIYLA NEFSANÎ VE ŞEHEVÎ DÜNYA PERESTLİK PEŞİNDE KOŞAN, HOPLAYAN, ZIPLAYAN ÇALAN VE OYNAYANLARIN,
DİĞER YANDA İLAHÎ İLİM VE MUHAMMEDÎ EDEBDEN YOKSUN,
KİMİ ŞİRKETLEŞMİŞ KİMİ UÇMA KAÇMA DERDİNDE OLAN
MERHAMETSİZLERLE DOLDU TAŞTI.
ZATEN ZEMİN KAYGAN BİRDE BUNLAR YAĞLAYIP İYİCE KAYGANLAŞTIRMAKTALAR.
BİZZAT ÇOK YAKIN ARKADAŞLARIMIN BOYUNLARINDAKİ BU TASMALARI ÇIKARMALARI İÇİNMİ UĞRAŞSAM,
YOKSA OTURUP HALLERİNE AĞLASAMMI GÜLSEMMİ BİLEMEDİM DOĞRUSU.

YANİ ŞUNU DEMEK İSTERİM Kİ;
ZEMİN ÇOK KAYGAN, EĞER DENGEDE DURAMAZSA DELİ DE KAYIYO VELİ DE.
BİR DE; GENÇLERİZ VE GENÇLERİMİZ VAR, GENÇLİĞİ YAŞAMIŞ DOSD VE CANLARDA VAR, BİLİRİZ, BİLMELİYİZ VE GEÇİRENLER BİLİRLER Kİ GENÇLİK ZORDUR.
BÖYLE BİR DÜNYADA BİZİ BİR ARAYA GETİREN ALLAH (C.C.)'YA HAMD OLSUN, RASULULLAH (S.A.V.) SAĞOLSUN VAROLSUN VE DEĞERLİ DOSTLARDAN ALLAH (C.C.) RAZI EFENDİMİZ (S.A.V.) MEMNUN OLSUN İNŞAALLAH.
ŞUNU ÖĞRENDİK Kİ; MUHAMMEDİ MERHAMET - MUHABBET - HASBİ HİZMET DÜSTURUMUZ VE ÜZME - ÜZÜLME - SEV - SEVİL PAROLAMIZDIR.
HERKES KABINCA VE KADERİNCE BİLECEK BULACAK OLACAK VE YAŞAYACAKTIR.
BİZ İSE :
HİZMET İLE DEST-İ KEMAL
HİMMET İLE SEYR-İ CEMAL NİYAZINDAYIZ.

ŞAHSEN BİLDİĞİM BİRŞEY YOKTUR.
BAŞLANGIÇ OLARAK SADAKATİ BİLMEYE VE BULAMAYA, TAM BİR TESLİMİYETLE SADIK OLMAYA VE YAŞAMAYA ŞUANDA GAYRET ETMİŞ, ALLAH (C.C.)'YA LÂYIK KUL, EFENDİMİZ (S.A.V.)'E LÂYIK ÜMMET HAKK DOSTLARINA LÂYIK EVLAT OLMAYA AZMETMİŞİZ.

ALLAH (C.C.) VE RASULULLAH (S.A.V.) YAR YARDIMCIMIZ OLSUN İNŞÂALLAH

ES SELÂM BİZ OLANLARA OLSUN...
MUHAMMEDİ MUHABBETLER...



Resim
Kullanıcı avatarı
ferhat
Üye
Üye
Mesajlar: 49
Kayıt: 24 Ara 2007, 02:00

Mesaj gönderen ferhat »

HOŞGELMİŞ SEFA VERMİŞSİNİZ SENİM KARDEŞİMİZ.
GERÇEKTEN TESPİTLERİNİZ VE YAKLAŞIMLARINIZ ÇOK GÜZEL.

KUL İHVANİ HOCAMIZ ÖZÜN ÖZÜNE İNMİŞ SÖZÜN ÖZÜNÜ BUYURMUŞLAR.

CENNET VE CEHENNEM İLE İLGİLİ OLARAK BİR MÜBAREĞİN BENZETMESİNİ ARZ ETMEDEN GEÇEMEDİM.
"CENNET CEHENNEM DEDİKLERİ ÖKÜZ TABİATLI İNSANLAR İÇİNDİR."
TEŞBİHDE HATA OLMASIN RABBİ ZÜLCELAL KULLARINA OLAN MERHAMETİNE VE ŞEFKATİNE BAKINIZ Kİ CENNET ARZUSU VE CEHENNEM KORKUSU İLE YAPILAN EDİLENLERİ DAHİ KABUL BUYURMUŞTUR. ASLI VE GÜZELİ RIZAULLAH VE CEMALULLAH OLSA GEREK.

CENNET CENNET DEDİKLERİ DE OLSA OLSA BİR VE BİZ OLMADAN GEÇMEKTE OLSA GEREK.
KULA DÜŞEN KULLUĞUNUN BİLİNCİNDE OLMAK VE ENANİYET VE NEFSANİYETİNİ ARINDIRARAK VARLIK VE YOKLUK EVVEL VE AHİRİN ALLAHU ZÜLCELALİN KUDRET ELİNDE OLDUĞUNU BİLMESİ VE BİR NEBZECİK DAHİ KİBİRE YANAŞMAMASIDIR.
“Aşk ehli gitti, muhabbet şehri boş kaldı deme,
Cihan Şems-i Tebrizî güneşi ile dolu isteklisi nerede!...”
Kullanıcı avatarı
halimkok
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 3843
Kayıt: 09 Ağu 2007, 02:00

Hoşgeldin

Mesaj gönderen halimkok »

Değerli Senim kardeşimiz öyle bir gelişle geldi ki... ışıltısı başımı döndürmüş olmalı ki bir HOŞGELDİN KARDEŞİM diyememişim... Afedersin kardeşim... gecikmeli de olsa hoşgeldin sefalar getirdin...
[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/muhammedinurimza.jpg[/img]
Kullanıcı avatarı
ahsen
Saygın Üye
Saygın Üye
Mesajlar: 246
Kayıt: 11 Şub 2007, 02:00

Mesaj gönderen ahsen »

sevgili sinem kardeşimiz,

bu Muhaammedi güzellikler ülkenize hoş geldiniz.

çok güzel ve gelişime esas konular getirdiniz sağ olunuz..

Kul İhvani Babam der ki :

"Cennet cehennem aynı şeyin iki yüzü.."

Bir de kendisine şiirliriniz güzel vs. diyenlere:
"8 cennetimizin aşı 7 cehenenem ateşinde pişer!.."

gönül güzelliklerinizi hep bekleriz inşaallah..
Resim
Kullanıcı avatarı
senim
Aktif Üye
Aktif Üye
Mesajlar: 106
Kayıt: 21 Şub 2008, 02:00

Mesaj gönderen senim »

SınaV…

Hem de sınavların en büyüğü…
Yirmi yıl süren eğitim sonunda bitti derken şöyle derinden bir ohhh çektiğim AN vurdu anlımın şakına AŞK ın ey YÂR… mı desem…
Gülsem mi ağlasam mı ya da renksizliğimi mi itiraf etsem bilemem…

Bunca yıl zâhiri öğrencilik rollerimin bana öğrettiği bir gerçek var ki sınav öncesi 2 tip öğrenci çok ama çok rahattır…


1- Çok çalışmış KİTAB ı yutmuş, kendi öğrendiği gibi arkadaşlarına da öğretmek için gayret gösteren ve kalıcı bilgilerin uygulama ve başkalarına öğretmeyle yer edinip etkinlik kazandığını bilen, zira cennet müjdelenmiş kesin GEÇECEK OLAN ya da SINAV gününden önce bilincinde sınava girip geçmiş OL an öğrenci

2- Hiç çalışmamış KİTAB ın sadece ismini duymuş olan ve kalınlığından gözü korkmuş, bazıları tarafından da bir güzel şartlandırılmış!...


Çalışmla!! Geçemezsin!! Bak hepimiz kaldık ama biz az bile olsa çalışmıştık… Bir AF çıkar sende aradan geçiverirsin nede olsa! Hoca bütün sınıfı bırakacak değil ya ! Herkes cehenneme girecek değil ya! Zaten şu saatten sonra istesen de cennet hayal güzel kardeşim, boşverrr…
Battı balık yan da gitmez sen bi ayağını uzat da seyreyle boşuna çırpınıp duranları ne de olsa ONLAR da kalacaklar YANACAKLAR!…

Tabi bir de 3. tip vardır ki bunlar ARAF dadır; şöyle ki, ne kalacaklarını bilirler ne geçeceklerini… ne YÂR dan geçerler ne SERden…
DELİler gibi çalışmamışlardır ama SINAV ı YOK da saymamışlardır…

Bir şeyler yapılır çalışılır ancak geçmek ya da kalmak … HOCA nın insaflı sorularına bağlıdır… AKLI olan şans demeden ince bir analizle NOKTA atışı usulü çalışır sınava… OKUr hocasını (HZ MUHEMMED MUSTAFA SAV) OKUr KİTAB ı ama DERUNDAN…

Zeki olan da bilmişlikle takılır ayrıntılara… Boğulur kalır sınavda…
Ama ben İMAN ın 5 şartını ezbere bildim, sonra Kadir Gecesi var… Hatta abdest uzuvlarının kaç kere yıkanması gerektiğini ve asla namaz K I L I N M A M A S I gereken saatleri de bilirim…

“BİZ SİZE HERŞEYİ MİSALLERLE ANLATTIK”

Sınavlar bitti demişken tam da vurdu süveydâ dan O YÂR…
Hele bir gel SİNE-M-… benim sana daha ne SORULARIM VAR!…

Şimdi BİR SÜKÛN-U SEYR başlar…

CENNET - CEHENNEM ya da ARAF ile sonuçlanmaz SINAV!


---------------------------------------------

Yok efendim yok dışarda ötelerde bir -TANRI- ya da her ne deniyorsa BİZi cezalandıracak ya da ödüllendirecek! Yaranmayalım riyâkarca mevlid kandilinde - öğretmenler gününde- hocasına çiçek görüten böylece SEVEN - SEVİLEN OLmaya hak kazanacak olan yok!

Mü'minin ferasetine dikkat ediniz diye buyuruyor Fahr-i Kâinat Efendimiz SAV! Biz kimi kandırıyoruz günde 5 vakit 5 duyuyu aşmak için önerilen YÖNELİŞLERE - NAMAZ KILMAK deyimini yakıştırarak.

Dr Münir DERMAN hoca efendi ALLAH ondan razı olsun buyurmuşlar; o namaz dediğine, arkadan baksan SOYTARI YAPMAZ YAPILANI!

Hele bir feraset YA RABB... BİZ neye yönelmekteyiz! Kimi kandırdığımız ZANNetmekteyiz!

AH SAĞIR KULAKLARIM SEMİ' OL! ""ZANNnın her türlüsü KÖTÜdür der ÂLEMLER KİTABI"" DUY ARTIK...

Duymayı görmeden önde tutan KİTAB HAKKı için

Göremiyorsan bu yazdıklarının idrakını
HAKK dostunun şu sözlerini DUY artık;

O Cennet-i KUR'ÂN sensin.
Cehennem'de duran sensin.
Hesabını soran sensin.
Kastın mı vardır kendine.

Ağaç meydana çıkınca,
Nerde kalır çekirdek?
Dalı nerde, meyve nerde,
Sayar durursun TEK TEK.

Bilir isen ben de senim.
Akla gönüle inenim.
Ayrı görünse de tenim,
Niye aklını bağlasın.

Halim Bey'e ve bu eşsiz cevapları yazan her bir GÖNÜL ERİNE teşekkür ederim.

Saygıyla... Duayla...
[img]http://www.muhammedinur.com/resimler/senim.jpg[/img]
Kullanıcı avatarı
sev-guzel
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 609
Kayıt: 15 Mar 2008, 02:00

Mesaj gönderen sev-guzel »

* RUBAî *

Ne CENNET sevgisi, ne CEHENNEM korkusu: HÜDÂ!
Ben EZELden bilirim sonradan değil seni....
Huri gılman istemem Havz-ı Kevseri caba
IRMAĞI ŞARAP OLAN BİR YERE GÖNDER BENİ....(CEMÂL)


-KUL İHVANİ-
Resim
Cevapla

“►Tartışmalı Konular◄” sayfasına dön