Hayattan Sualler ve İrfandan Yanıtlar - Bawa Muhyiddin

Muhammed Rahim Bawa Muhyiddin (k.s.) hazretlerinin hayatı ve eserleri.
Kullanıcı avatarı
Ahmed
Admin
Admin
Mesajlar: 1128
Kayıt: 27 Şub 2010, 02:00

Re: Hayattan Sualler ve İrfandan Yanıtlar - Bawa Muhyiddin

Mesaj gönderen Ahmed »

Soru: Mekke’ye nasıl gidebilirim?

Bawa: Bu seyahate parasız gidilmez yavrum.
Mekke’ye hac zamanı gitmek zorunda değilsin.
Bir yol senin Mekke’ye gitmen ve diğer yol da Mekke’nin sana gelmesi.
Mekke’ye gitmek istersen para harcamak zorundasın, fakat Mekke sana gelirse paraya ihtiyacın olmayacak.
Çok gayret edersen, Mekke sana gelebilir.
Bu şekilde Mekke’ye gitmek için irfana, imana ve Allah sevgisine ihtiyacın var.
Eğer bunları yaparsan, dua ve ibadetlerini bu şekilde yaparsan, Mekke sana gelebilir.
Evet, hayattayken yapman gereken bir hac var. Gidebilirsin.
Nerede olursak olalım, Allah’ı arayalım.
Yapmanız gereken budur.
Mekke’ye gittiğin yahut orada doğduğun için cennete girmeyeceksin.
Ebu Cehil ve daha pek çok kötü kimse de orada doğmuştu fakat cennete gitmediler.
Ancak iman sahibi, inanmanın zenginliğine ermiş birisi cennete gidecektir.
O yüzden bunları kuvvetlendirmeye bakın.

***"En Kötü KÖRlük, gÖZünü GÖRmeyiştir!.." Kul İhvani
Kullanıcı avatarı
Ahmed
Admin
Admin
Mesajlar: 1128
Kayıt: 27 Şub 2010, 02:00

Re: Hayattan Sualler ve İrfandan Yanıtlar - Bawa Muhyiddin

Mesaj gönderen Ahmed »

Soru: Dediniz ki ‘Allah’ın her dileği muhakkak yerini bulur’ Eğer Allah’ın isteği şeytanın kötü olmasıysa ve bizim de cennete girmemiz ve kendisiyle olmamızsa; eğer Allah dilemeseydi, o şeytan olmayacaktı. Neden onun kötü olmasını diledi?

Bawa: Allah asla bunu söylemedi. O bize iyiyi ve kötüyü gösterdi. Birisinin bir taraf ve diğerinin de öbür taraf olduğunu söyledi. İyi tarafa giderseniz, alacağınız da budur; fakat kötü tarafa giderseniz de alacağınız odur. Dilediğinizi seçin ‘Mülkün sahibi benim ve ne dilerseniz onu vereceğim. Eğer iyilik dilerseniz onu alacaksınız. Şayet kötülük isterseniz, onu alacaksınız.’ Allah başlangıçta böyle söyledi.

Bize her iki tarafı da gösterdi ve seçim yapmamızı istedi. Dedi ki ‘Size herşeyi verdim. Ne istediğinizi bilmelisiniz. Bir şeyi yapmadan önce onun doğru mu yanlış mı, iyi mi kötü mü olduğunu bulmalısınız. Sizi seçtiğiniz yola göre yargılayacağım.’ Anladınız mı? İçinizde iyilik var ve bu Allah’tan geliyor. Fakat kötülük de var. Allah size ikisini de verdi. Size hem bu dünyayı ve hem de diğerini; cenneti ve cehennemi verdi. Seçeceğiniz taraf, alacağınızdır. Elde edeceğiniz iyi yahut kötü, sizin seçiminize bağlıdır. Sevgili yavrularım, Allah sizi doğru yoldan ayırmasın.

Hayat diye bilinen büyük bir gizem var. Bir cin şişeye sıkıştığında, kendisine ait bir yaşamı olmaz. Yaşamı bu şişenin içinde hapsolmuştur ve kıymeti, kuvveti ve mucizevi güçleri de kaybolmuştur. İnsan hayatı da böyledir. Değeri beş element/duyu şişesinde hapsolmuştur. Şeytani sıfatlar insanın iyiliğini yakalar ve şişede hapseder. Bu olduğunda kıymeti, irfanının değeri, zenginliği ve özgürlüğü harap olmuştur. Huzurlu hayatı mahvolmuştur. Şeytanın vasıfları insanı yakalar ve beş duyu şişesine hapseder ve tüm bir yaşamı perişan olur. Özgürlüğü, kuvveti, güzelliği, gençliği, neşesi ve Tanrısal idealleri-o ışık, bunların hepsi onu terk eder. Allah’ın sıfatlarının gizemleri ve gücü azalır. Beş duyusunun kendisine getirdiği düşüncelerin esiri olur. Şeytan, onu bu şişede hapseder. Özgürlüğünü kaybeder ve yaşamı harab olur. Bu insanın tekrar özgür olabilmesi için, arif bir kimsenin gelip onu şişeden kurtarması gerekir…

Arif kişi, Allah’tan, O’nun elçisi gibi gelir. Eğer şeytan sizi hapsetmişse ve acı çekiyorsanız, yalnızca bilge bir kişi elindeki anahtarla şişenin kapağını kaldırabilir. Sonra özgür kalırsınız. İşte bu yüzden bir rehbere, kamil bir insana ihtiyaç duyarsınız. O, şeytanı yenip kovalayabilecek bir rehber olmalıdır. O, kendisine şeytanın erişemediği, cinlerin yaklaşıp yakamayacağı kimsedir. Ancak böyle bir rehber şişenizin kapağını açabilir ve hayatınızı kurtarabilir.

Bir kere kurtuldunuz mu artık değişmeli ve kötü huy ve davranışlarınıza son vermelisiniz. Allah’a yönelmelisiniz. Şeytanın gidemeyeceği, hakikatin ve Allah’ın varolduğu yere gitmelisiniz. Yaparsanız, zaferi kazanırsınız. Özgür olursunuz. Bu yüzden sizi şişeden çıkaracak bir kamil insana ihtiyacınız vardır. Onu açabilecek yegane kişi odur. Bunu tüm inancınız ve güveninizle düşünmelisiniz. Şüpheye, önyargıya ve öfkeye kapılmamalısınız. Çok sıkı çalışmalısınız. Kalbinizi samimiyetle açmalı ve Allah’ın dosdoğru yoluna dönerek O’na gitmelisiniz. Bu size mutlak huzuru sağlayacaktır. Eğer imanınız, kararlılığınız ve inancınız varsa; irfan size doğru yolu gösterecek ve yaşamınızda huzuru bulacaksınız. Bu yolda yürümelisiniz. Allah size yardım ve lütuflarda bulunsun.

***"En Kötü KÖRlük, gÖZünü GÖRmeyiştir!.." Kul İhvani
Kullanıcı avatarı
Ahmed
Admin
Admin
Mesajlar: 1128
Kayıt: 27 Şub 2010, 02:00

Re: Hayattan Sualler ve İrfandan Yanıtlar - Bawa Muhyiddin

Mesaj gönderen Ahmed »

Soru: Allah nasıl meydana geldi?

Bawa: Allah, varolan herşeyde mevcuttur. Bunların hepsinde yetişen hazinedir. Varolan herşeyin aslı, özüdür. Herşeyin özünden doğan kudrettir ve herşeyi kontrol edendir.

Başlangıçta hiç ses yoktu. Her yerde sukunet vardı. İşte bu kudret herşeyde zuhur edince bir rezonans oluştu. Bu rezonanstan açıklamalar geldi. Bu açıklamalardan manalar, sesler ve anlayışlar meydana geldi. Bu rezonans, her hayatın canı gibi birleşti. Bu yaşamlarda hissetme, farkındalık ve zeka olarak gözüktü. Her varlık hayata kavuştu. Her tohum hayata kavuştu. Herşey hislerine kavuştu fakat bunlar yaratılışlarından çok sonra olmadı. O yüzden denir ki başlangıçtan önce; başlangıçsız baçlangıçta Allah karanlıkta(ama)daydı. Ama’daydı fakat zatıyla vardı. Bu O’nun kudret ve mucizesidir. O kimseden meydana gelmemiştir. O, herşeyi vareden tektir. Her varlığı yaratandır. Kimse O’nu doğurmamıştır. Fakat O’na ulaşabilirsiniz. O’nun gibi olabilirseniz, Ona ulaşabilirsiniz. O’nun seviyesine ulaşabilirseniz, O’nu görebilirsiniz.


***"En Kötü KÖRlük, gÖZünü GÖRmeyiştir!.." Kul İhvani
Kullanıcı avatarı
Ahmed
Admin
Admin
Mesajlar: 1128
Kayıt: 27 Şub 2010, 02:00

Re: Hayattan Sualler ve İrfandan Yanıtlar - Bawa Muhyiddin

Mesaj gönderen Ahmed »

Soru: Eğer üzerlerinde insan yaşamıyorsa, Allah neden gezegenleri yarattı?

Bawa: Bilim adamları pek çok şey araştırmalarına rağmen halen ruhları hakkında nasıl araştırmalar yapacaklarını bilemiyorlar. Uzun seneler çalışmalarına rağmen, çevrelerinde olan hastalıklar hakkında araştırma yapma ve tedavi bulmayı başaramadılar. Kendi ruhları hakkında araştırma yapamayan insanlar herhangi bir gezegende canlı olmadığını nasıl bilebilir? Bu böyle değildir.

Allah’ın yarattığı her yerde cennet varlıkları, yıldızlar, akıllı varlıklar, evliyalar, nuraniler, cinler, periler, melekler, semavi varlıklar, şeytanlar ve iblisler vardır. Bunlar gibi pek çok varlık vardır ve yaratılan her yerde mevcutturlar. Yıldızları görüyorsunuz değil mi? Peki konuşmalarını duyuyor musunuz? Hayır onların dilini anlamıyoruz, fakat başka bir yıldız anlayabilir. Bunun gibi, yarattıklarının ihtiyacını karşılamıştır. Allah faydasız bir şey yaratmamıştır.

Sevgili yavrum, eğer bir balık suyun dışına çıkarsa ölür. O sadece suda yaşayabilir, o halde yalnızca orada yiyeceğini yahut ihtiyaçlarını aramak ve bulmak zorundadır. Bunun gibi, biz de iman sahibi olmalıyız. Allah bizimledir. Cennet ve cehennem, iyi ve kötü, cinler ve şeytanlar, melekler, dünya ve onsekizbin alem hep içimizdedir, fakat biz onları keşfedemedik. Henüz içimizde olanları idrak edemiyoruz. Yaşamımızda cenneti keşfedemedik. Eğer Allah’ı bulamadıysak, o halde diğer gezegenlerde olanları araştırmanın manası nedir? Bu hazineyi, Allah’ı keşfetmek için içimizde bu araştırmayı yapmak durumundayız. Eğer bu hazineden ayrılırsak, balığın sudan ayrılınca ölmesi gibi biz de ölürüz. Allah’ı bırakıp başka yere gidersek ölürüz. İçimizde bu inanca, azime ve kararlılığa sahip olmak zorundayız. Ancak o zaman aradığımız şeyi bulabiliriz.
***"En Kötü KÖRlük, gÖZünü GÖRmeyiştir!.." Kul İhvani
Kullanıcı avatarı
Ahmed
Admin
Admin
Mesajlar: 1128
Kayıt: 27 Şub 2010, 02:00

Re: Hayattan Sualler ve İrfandan Yanıtlar - Bawa Muhyiddin

Mesaj gönderen Ahmed »

Soru: Eğer kötü bir şey yaparsak ve sonra Allah’a bağışlaması için yalvarırsak ve Allah da bağışlarsa; ve fakat sonra tekrar aynı kötülüğü işler ve tekrar affedilmemizi dilersek Allah bizi affeder mi?

Bawa: Affeder, Allah işlediğin hatadan dolayı üç kez bağışlar. Üç kereden sonra eğer gene aynı hatayı işler ve bağışlanmayı dilersen, hesabına zerre zerre eklenir. Üçüncü defadan sonra hatan bin parçaya bölünür. Binde biri yazılır, aynı hatayı tekrarladıkça bir parça eklenerek artmaya devam eder. Birer birer hesabına eklenir. Böylece hatalar birikmeye başlar ve bunnu için cezalandırma olur.

Bir kere bağışlanma diledikten sonra o hatayı işlemeyi bırakmak gerekir. Ya da, ikinci defada bırakılmalıdır. En azından üçüncüde bırakılmalıdır. Bundan sonra irfan ile ne yaptığınızı anlamak ve kendinizi düzeltmek için en iyisini yapmak zorundasınız. Siz kendinizi ne kadar düzeltirseniz, Allah da sizi o kadar bağışlayacaktır. Af dilemek güzeldir. O affeder, affeder ve affeder..

Düşün ki güzel beyaz bir elbisen var. Pas dolu bir yere düştüğünde, elbisen lekelenecekdir. Ne kadar yıkarsan yıka, pas lekesi hep orada kalacaktır. Yıkayınca bir miktar açılacak fakat leke halen orada olacaktır. Eğer o pas dolu yere dört kere düşersen, beyazlık iyice gözden kaybolacak ve leke göze batar bir hale gelecektir.

Kalp de işte böyledir. Sürekli aynı şeyleri tekrar tekrar yapmaya devam edersen, kalbinde bir leke birikecektir. Hatan orada olacaktır. Bunu anlamalısınız, bunun olmasına izin vermemelisiniz. Af için talepte bulunmak ve affedilmek, elbiseden pas lekesini temizlemek gibidir. Ne kadar bağışlanma taleb ettiğin önemli değil, her zaman bir parça leke orada bulunacaktır. Tekrar bu hatayı işlememelisin. Bağışlanma dile ve tekrar yapma. Bu çok iyi olur. Eğer hatayı tekrarlarsan, tekrar bağışlanma dilemelisin. Affedileceksin ama artık bu hatayı gerçekten tekrarlamamalısın.

***"En Kötü KÖRlük, gÖZünü GÖRmeyiştir!.." Kul İhvani
Cevapla

“►Bawa Muhyiddin◄” sayfasına dön