Seyh Bawa Muhyiddin Hazretlerinden Nasihatler 2

Muhammed Rahim Bawa Muhyiddin (k.s.) hazretlerinin hayatı ve eserleri.
Kullanıcı avatarı
Gariban
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 2834
Kayıt: 25 Tem 2007, 02:00

Seyh Bawa Muhyiddin Hazretlerinden Nasihatler 2

Mesaj gönderen Gariban »

Resim

76.
Ey insan, “Tevekkül” ün, Tanrı’ya bütün güvenini bağlamanın değerini bil!
O zaman anlayacaksın beşi ve altıyı (beş dış görev ve altı farz olan iç görevi)*,
Dua’nın gücünü, Tanrı’ya ibadet etmenin yolunu, ve beş vakit namazı ve yararlarını.

77.
Ey insan, iman’ı bil!
Ve anlayacaksın ozaman
İman-İslam’ın mahiyet ve kurallarını.
İman, yada kesin inanç ve Tanrı’da kararlı olmaktır islam. İman-İslam’a önsöz(başlangıç) sabır’dır ve sonra iç sabırdır, memnuniyet ya da şükür’dür, Tanrı’ya güven ya da Allah’a tevekküldür ve olan herşey için tanrıyı hamdetmek ya da Elhamdulillah’tır.
Gelecekteki her anda ne olacağı sadece “O”nun tarafından bilinir.
Bu nedenle , bütün güvenimizi “O”na bağlayarak , “Tevekkül-elallah”demeliyiz.
Her hangi bir anda rızık olarak ne verilmişse, “Bismillahirrahmanirrahim” diyerek kanaatle kabul etmeliyiz.
Bize çok güzel bir ziyafet verilse ya da yalnızca bir bardak su bile verilse “O”nu hamdetmeliyiz.
Allahu Te’ala, Resulullah Muhammed Mustafa (SAV)’ya iç sabrın gücünü verdi ve açlığının ve tutkularının ateşini kontrol altına alabilmesi için onu karnının etrafına bağlamasını emretti.
“O”, Resulullah’ı , sabır ve iyi niteliklerin şemsiyesini bütün evrenlerin üzerine açmaya ve onun gölgesinde bütün yaşamları kucaklamaya, doğrulttu.
Allahu Te’ala, bunu Kur’an daki 6666 ayetlerden doğru adım adım açıkladı.
İyi niteliklerin ve fiillerin gelişmesine “İman-İslam” denilir.
Bir hadiste Allah “Ya Muhammed ! Sen olmasaydın hiç bir şeyi yaratmazdım” buyurdu.
“O”nun kudretinin ışınlarını hisseden herşeyin hepsi, mükemmel saflık halindedir.
İslam mükemmel saflık demektir; bu nedenle herşey İslam olarak yaratıldı.
Fakat ancak onu saran çimen ve yabani otlar söküldüğü, ve büyümesine izin verildiği zaman “İman-İslam” denilir.

Allahu Teala, bu değerli hediyeyi Nebi Muhammed Mustafa (SAV)’e ihsan etti ki ,o bunu imanı olan herkese öğretti.
Onu kabul eden ve alan herhangi biri zengin birisidir.
Bu serveti kabul etmeyenler ahirette fakirdirler.
İnşallah, yalnız Allah bilir!



78.
Ey insan, eğer anlarsan Elhamdulillah’ın mânâsını,
Hamd’i tanrıya vermenin (bırakmanın) mânâsını,
Seninle olan şeyi bileceksin
Ki o asla gelmez ya da gitmez,
Ve sen onunla yaşayacaksın,
Sen onunla her an paylaşımda olacaksın.


79.
Ey insan, yaşamındaki irfan eksikliğinin açlığını bil!
Sonra, seni sürükleyen yoksulluk senden ayrılacak,
Böyle olduğunda,
İlmin rahmetini, sınırsız değerini ve,
İlahî bilginin okyanusunu alacaksın,
Ve sen üç dünyada da yoksulluktan hür olacaksın.


80.
Ey insan, hal ve hareketlerini analiz etmek ve anlamak için,
ilahî analitik irfanını* kullan,
Ve sendeki şeytandan kurtul!
Ozaman kendindeki ve bütün yaşamdaki sâkinliği göreceksin,


81.
Ey insan, sana eziyet eden şeyi keşfet,
Ve kendini ondan kurtar!
Ozaman, katlanmaktan hür olacaksın,
Ve diğerlerinin katlanmasına sebep olmayacaksın.

82.
Ey insan, seni büyüleyeni irfan ile büyüle!
Ve hayatının kudreti bilinecektir.


83.
Ey insan, iman ve kararlılık ile,
Seni öldüren ve büyülemeye yeltenen
aklın şeytanları ile döğüş ve köklerini sök çıkar!
Ve büyülerin karanlığı,
Cihad meydanından kaçacak.
Endişe ve korkudan hür olduktan sonra,
Hayatında sadece barış göreceksin
Ve ruhun zaferini...

84.
Ey insan, açlığı alt et!
Ve olgunluğun gelişecek.

85.
Ey insan, beş elementin niteliklerini alt edebilirsen,
Tanrı’nın nitelikleri, hareketleri ve güzelliği sana ilham edilecek(gösterilecek).


86.
Ey insan, doğumuna sebep olan “karma”yı kes at!
Ve tekrar doğuştan* hür olmanın halini bileceksin.

87.
Ey insan, Allahu ve “O”nun Hükümranlığına (Kudret, krallığına) ulaşmak için,
Dönüştür vücudundaki beş elementin niteliklerini,
Bütün nitelikleri ve düşünceleri ve (sonra)
Tanrı’nın nitelikleri ve fiillerinde tekrar doğ.


88.
Ey insan, aklın karanlığını kov!
Ve tanrının rahmetinin değişmeyen parlaklığı görülecektir.

89.
Gözlerini kapayıp başkaları için ışık olsun diye fener taşıyan kişi gibi olma!
Sonra senin için tehlikeli olur, düşüp bir yerini yakabilirsin.


90.
Kendi nitelik ve fiillerini düzeltmeyi başaramazken , başkalarina irfan vaaz etme!
Tıpkı gözleri kapalı olarak başkalarına ışık olsun diye elinde kandil tutan bir adam gibi.
Senin için tehlikeli olabilir.

91.
Ey insan, toprağa olan tutkunun üstesinden gelirsen,
Ilüzyon aklın tutkuları senden korku ile kaçışacaklar.


92.
Ey insan, tutkularını fetheden kişi aklının yöneticisi olur.



*Beş şart İslam’ın beş direğini, sütununu temsil eder.
Bunlar kelimeyi şahadet (“eşhedü en lâ ilahe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abduhü ve Resuluhü” cümlesini söylemek), namaz, zekat, oruç ve hacdır.

Tasavvuf ehlinin açıklamış olduğu üzere Allah ayrıca altı bâtıni (iç) farzı vermiştir:
1) Sağlam bir imanla Allah’a gidersen görürsün ki bu beden gözlerinde daima Hak’ı seyreden bir bâtınî göz vardır.
2) Bu burun deliğinde Hak’ın güzel kokusunu duyabilen bir et parçası vardır.
3) Bu kulakta Hak’ın sesini duyabilen bir et parçası vardır.
4) Bu dilde Hak’ın ilmini ve güzelliğini tadabilen ve O’nun zenginliğini bilen bir et parçası vardır.
5) Bu dilde yine bir ses vardır ki O’nunla konuşur, her şeyden uzak tek başına kaldığında O’nun zikrini söyler.
6) Ve bu iç kalpte bir et parçası vardır ki orada on sekiz bin âlem, semalar, ahiret bulunur.
Orada melekleri, peygamberleri ve Allah’a secde eden nurları bulursun.


*İlahi Analitik İrfan: Pahutharivu (Tamilce); Bu seviye 6. Seviye bilinci yani ince irfanın bir üstünü temsil ediyor. Bu irfan yakîn bilgiye mâlik olma özelliği gösterir.
O sadece insanlıkda bulunan, nüfuz edici mistik rehber ya da mürşid, Kutbiyyattir.
Derhal içeriden (içten),
-doğru ve yanlış
-hayır ve şer (iyiyi ve kötüyü)
-sürekli (hakiki) ve silinip giden (hayali)
arasında ayirdedici kesin cevaplar verir.
Bu yüzden tahlili denmiş ayırım yapıyor yani işin tahlilini yapıyor.
Bu yönde, İlahî Tahlili İrfan Allah ile bağlantıyı koruyarak bir huzur halini muhafaza eder.

*Iluzyon: İllizyon : Lât. Cisimleri yanlış idrak etme. Meselâ su borusunu yılan gibi görme.

* Karma: Akla, vehme ait sıfatlar; beş unsurun özüne ait sıfatlar; aklın sıfatları; cehenneme ait sıfatlar. Altı kötülük: arzu, öfke, hırs, bağ, bağnazlık ve kıskançlık ile diğer beş kötülük: sarhoşluk, şehvet, hırsızlık, adam öldürme ve yalan söyleme.

*Tekrar Doğuş: Bu Reenkarnasyon (Tenasuh) ile karıştırılmasın.
Tekrar doğmak ile kastedilen insanın beş elementin tesirinde kalarak nefsanî sıfatlara bürünmesi ve bu kötü niteliklerin insanda sürekli doğup ölmesi yani insanin bir an cimri, başka bir an şehvete düşkün, ve yine bir an yalancı olması gibi.
İnsan bu kötü niteliklerin birinden diğerine geçis yapar sürekli.
Bu geçişler tekrar doğuşlar olarak nitelendiriliyor.
Yani bu bes elementin etkisinden nefsin bir türlü kurtulamaması bu devri daim içerisinde tekrar tekrar değişik kötü sıfatlara bürünmesi ondaki niteliklerin sürekli doğup ölmesi gibi kullanılmış.


Devam Edecek İnsallah
Çevirideki eksiklerimin şerrinden Yüce Allah’ın rahmetine sığınırım.
Barbaros Sert
Basildon- UK
Kullanıcı avatarı
Gariban
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 2834
Kayıt: 25 Tem 2007, 02:00

[size=18][color=red]Bawa Muhyiddin -Altin Sozler 93-125[/col

Mesaj gönderen Gariban »

Resim
93.
Ey insan,
“bana bakın, benim güzelliğime bakın” diye iddia eden kadınlara olan tutkundan kurtul.Sonra seyret senden uzaklaştığını doğumunun karmasının*

94.
Ey insan, altın için olan tutkunun üstesinden gel
Ve bir söz söylemeksizin,
Senin acı çekmene sebep olan ve seni oynatıp duran nitelikler,
Senden kayıp gidecekler.


95.
Ey insan, eğer kan bağlarını kovalayıp uzaklaştırırsan,
Eğer vücut bağını kovalarsan,
Eğer bunları irfanın ile kovalarsan,
Allah’ın başarısızlığa uğramayan adaletinin kanunları
Dünya da kurulacaktır.
Ve senin kendi muhakemende,
Önyargı ya da bir noksanlık olmayacaktır.


96.
Ey insan, aldatmayı def et
Ve hayattaki sükûneti gör.


97.
Ey insan, kaybet kendini
(Ben’i kaybet) ve diğerleri için görevini ifa et.
Ve göreceksin hayatında
Allah’ın sevgisini ve bütün yaşamların sevgisini.


98.
Ey insan,
“benimki” diye bilineni def et
Ve Allah’ın mutluluğunu bil.


99.
Ey insan,
“benimki” ve “seninki” yi
İrfanı ile kendisinden atmış olan birisi
Hayatında sadece Allah’ı, eşitliği ve huzuru görecektir.


100.
Ey insan,
“ben” diye bilineni kov
Ve Allah’ın adaletini bileceksin.


101.
Ey insan,
“Ben” in egoizmi kendini incitir, “Benimki” nin kibri sana eziyet eder.
“Benimki” ve “Seninki” nin ikisi de giderse eğer,
Bütün yaşamların
“Bizim” yaşamımız olduğu ve bütün dünyaların “Bizim”dünyamız olduğu geniş bir boşlukta yaşarız. Her yerde olan ve her yerde bulunan “Illallahu” nun halinde olacağız.

102.
Ey insan,
“benimki” ve “seninki” diye bilineni kov,
Ve o zaman bütün yaşamlardaki mutluluk ve üzüntüyü anlayacaksın.


103.
Ey insan, kendini kan bağlarından kurtar,
Ve Allah’ın mükemmellik halini bileceksin.


104.
Ey insan, bağımlılıklarını kes at,
Ve seni çevreleyen kötülükler kaçışacaklar


105.
Ey insan, aklını düzelt
Allah’ın niteliklerini edin
Ve o zaman Allah’ın hükümranlık tacını alırsın.


106.
Ey insan, sevgi diye bilinen tohumu ekersen eğer,
Ve hasatını bütün kalplerle paylaşırsan,
O zaman bütün yaşamlar saygı ile eğileceklerdir.


107.
Ey insan, inatçılığını ok yapıp başkalarına atma,
O geri tepecek ve ağrıyı sonunda sen kendin çekeceksin.
Bu deneyimden sakınmak için irfanını kullan.
Huzur şemsiyesini açıp tutarsan, bütün yaşamlara ve kendine sükûnet getirirsin.


108.
Ey insan, kendini bilirsen eğer,
Dünya daralacaktır.


109.
Ey insan, irfanını parlatırsan eğer
Allah’ın rahmetini, fiillerini ve değerini anlayacaksın.


110.
Ey insan, kalbini açar ve içine bakarsan eğer
İç sırlarını anlayacaksın.


111.
Ey insan, vücudunu anlarsan eğer,
Dünya sadece bir nokta olacak.


112.
Ey insan, eğer tutkuyu kontrol edersen,
Kibrin gururluluğu ölecektir.


113.
Ey insan, yanlışlığı kes çıkar,
Ve insanın hakikatini bil.


114.
Ey insan, hasedi bırak
Ve irfanın, herkesin barış ve eşitliğini anlayacak


115.
Ey insan, insanın özündeki potansiyeli anla,
Ve kemale er.


116.
Ey insan, ruhun irfan gözünü aç,
Ve Allah’ın rahmet yolu görülecektir.


117.
Ey insan, doğumu kes at
Ve ölümsüz hayata eriş.


118.
Eğer insan uygun bir şekilde tefekkür etmezse ve hareketlerini önceden planlamazsa,
Öyle eziyet çekecek ki, keşke ölü olsaydım diyecek.


119.
“Ego” nun kibri(küstahlığı) bize eziyet eder. “Benimki”,”benim şeylerim” ve “benim mallar ım” ın gurur ve kendini beğenmişliği bize elem verir. Tıpkı göze kaçan bir parça pisliğin yuvarlanarak ağrıya sebep olduğu gibi, “ben en büyüğüm” ün kibir hissi de irfan gözüne kaçarsa, içeri doğru öyle yuvarlanacak ki irfan gözü açılmaz olacak. O’nun kapalı tutmaya zorlanacağız.

120.
Şüphe ve Zan insan hayatında çaresi olmayan bir kanserdir.


121.
Kızgınlık
(Öfke) insan hayatındaki irfanı zehirleyicidir. Bir kişi her ne kadar akilli olursa olsun, bu niteliği kazandığında, onun zehri irfanının işlemesini engelleyecektir ve irfan sersemleyecektir. Aynı şekilde bir insan nasıl zehir içtiğinde komaya girerse, kızgınlıkta onun irfanını komaya sokacak ve işlemesine engel olacaktır.

122.
Şehvet zehirlenmesi irfan gözünü yakacaktır ve onun onur ve haysiyetini yitirmesine sebep olacaktır.


123.
Bir insan kalbinde bir şeyi barındırırken dışarıda diliyle başka bir şey söylerse(içindekine zıt şeyler), sanki bin yılanın zehrini kendisine enjekte etmişler gibi eziyet çekecektir.


124.
Bencillikle yapılmış bir amel tıpkı ateşe dökülmüş benzin gibidir. Böyle bir amel boşa gitmiştir, hiç bir kimseye yararı olmaz ve cehennem ateşine yakıt olur.


125.Aceleyle hareket eden zekâ ve öfke
Allah sevgisini dahi yok edecektir.
Bir diger kişi konuşmasını bitirmeden önce atlayan ve sert isnatta bulunan acelecilik ve kızgınlık, başkalarının gönüllerinden gelen sevgiyi ve hatta Allah sevgisinin güzelliğini dahi yok edecektir. Sabrı ve iradeyi pratik etmeliyiz.


* Karma: Akla, vehme ait sıfatlar; beş unsurun özüne ait sıfatlar; aklın sıfatları; cehenneme ait sıfatlar. Altı kötülük: arzu, öfke, hırs, bağ, bağnazlık ve kıskançlık ile diğer beş kötülük: sarhoşluk, şehvet, hırsızlık, adam öldürme ve yalan söyleme.

Devam edecek inşâallah
Selam sevgi ve dua ile
Gariban
Kullanıcı avatarı
Gariban
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 2834
Kayıt: 25 Tem 2007, 02:00

Mesaj gönderen Gariban »

Resim

126. Eşler eğer sabırsızlığı ve ve kızğınlığı kontrol altına alabilirlerse,
Birbirlerine tıpkı bir çiçeğin kendi aromasına uyduğu gibi hiç ayrılmaksızın, ahenk içinde yaşayacak ve uyum sağlayacaklardır.
Bunu düşünen eşler, tıpkı bir çiçeğin kokusu ile bir birine katıldığı gibi, bir birlerine katılacaklardır.
Bu onlara yaşamlarında muvaffakiyet verecektir.


127. Konuşulan bir söz hata olabilir fakat bir düşünce ciddi bir ihlal olabilir.

128. Sözcüklerimizi kontrol etmeliyiz.
Konuşmadan önce, her bir sözcüğün neyi aktardığını dikkate almamak yanlışdır.


129. Kötü düşüncelerimiz, bizi bütün dünyanın yuvarlanarak bir araya getirilmiş karmasından daha ciddi hataların bir suçlusu haline getirebilir.
Düşüncelerimiz ve niyetlerimiz öyle zehirli olabilir ki yaşamlarımızın çiçek açmasını imkansız hale sokabilirler.


130. Acelecilikle karşı çıkmak yerine düşünür, düşünüleni yansıtır ve anlarsak, kalblerimiz parıldayan rahmet ışığı ile dolacaktır.

131. Dinde fanatiklik, bağnazlık, ve kendi dininde aşırı duygusallık ( ifrata gitme) Allah’ın bizler için olan sevgisini yok eder.
Bunlar kardeşlik sevgisi ve ahenğinide bozar.


132. Dini ayrımcılık ve bağnazlık dünyayı bir savaş alanına çevirir.

133. Mevki, mertebe sevgisi, ve aldatmacasıyla zehirlenmek kalblerimizde ve diğerlerinin kalblerinde acı ve eleme yol açar.
Hakiki adaleti yok eder.


134. Kan bağları (Ashabiye, aile fertleri ve akrabalarına aşırı tutkunluk) bizim adalet ve tarafsızlık duygumuzu yanıltır, ve bize yanlış karar ve hükümler verdirir.

135. Bir insanın hakiki sevgisi bütün yaşayanların gönüllerine barış ve huzur getirir.

136.Allah sevgisi bütün yaşamlara en küçük bir ayrımcılık göstermeksizin, eşit bir biçimde rahatlık verir.

137. Kamil insan Allah’in niteliklerine bürünürse, bütün yaşamlar ona saygı ile secde ederler.
O bütün yaşamlara bir baba olur, ve Allah’ın hizmetinde çalışır ve Allah’ın kulu olur.
Böyle birisi için, sabır onun vücududur ve iç sabır onun kalbidir.


138. Allah ne verirse ona kanaat etmek (Şükür) ve minnettarlık, hayatınızın hakiki ibadetidir.

139. Herşeyi Allah’ın dilemesine teslim etmek (tevekkül) insanın en değerli hazinesidir. Bütün sorumluluğu Allah’a veren birisi , hayatının en değerli hazinesine kavuşur.

140. Hamd Allah’a aittir ( Elhamdülillah) demek Allah’a doğrudan ibadette bulunmaktır ( direkt dua etmek) demektir.
Birisi hayatını Allah’a teslim ettiği zaman, o onun duası ve ibadetidir.


141. Sana yol boyunca rehberlik edeceğini umarak, maymun aklına tutunma.
Aklın maymunu gördüğü şeyleri taklit eder.
Bunlar onun şaka oyunlarıdır.
Siz cehaletin tehlikeli hayvanlarına , ürkütücü hayaletlere , şeytanlara ve iblislere yem olurken, o ağacın birine tırmanıp sizi karanlık ormanın ortasında terk eder.


142. Bir mandanın kuyruğuna tutunarak gölü karşıdan karşıya geçmeye teşebbüs etme.
Ortaya geldiği zaman çamura uzanır, ne ileri ne geri gidemeyeceğinizden boğulursunuz.


143. Kaplanın kuvvetinin sana koruma temin edeceğini umarak,bir kaplanın kuyruğuna tutunup ormanı geçmeye tesebbüs etme. Karnı acıkır acıkmaz, geriye dönecek ve seni yiyecektir.
Kaplan senin aklından büyüyen hasettir. Seni yer, ve sonra hayatın olan cehaletin karanlık ormanını geçemeyecek duruma düşersin.


144.Ormanda yol bulmak için filin kuyruğuna tutunma,
Ağaçlar, çalılar ve taşlar, hepsi file yol verirler.
Fakat, file eğilen ağaç, fil geçtikten sonra geriye doğru esneyerek seni
öldürecektir,
Ve file yol veren çalılar dikenler , fil geçtikten sonra geriye fırlayıp
senin vücudunu yırtacaktır.

Fil kibirin küstahlığın çıldırmış öfkesidir.
Üç çeşidi vardır.
Birinci kibir; gözlerin gördüğü şeylerden husule gelir.
Ikinci kibir; beyinden ve aklın kavradıklarından hüsul eder.
Üçüncü kibir; cinsel akışkanlardan doğar.

Bunlar vehimdeki kibrin üç çeşididir.
Bunlar adamın irfanını hipnotize eder ve halini değiştirir.
Bu üç çeşit kibrin çılgınlığı, aklın fil öfkesini şekillendirir.
Ormanda her nereye seyahat ederse, kendisi için bir yol biçer.
Onu izleme. Bu yol senin yolun değil.

Ey insan, o senin irfanını, hakikatini, senin iyi niteliklerini, senin iyi
düşüncelerini,
senin imanını, ve Allah'a olan sadakatini öldürür. Senin hayatını yıkar.
Öfkeyle giden bir fili takip etme.
Irfanını kullan, hakikat yolundaki açılışı bul,
Yürü onun yolu boyunca, ve cehaletin karanlık ormanından kaç.


145.
Irfandan ve Allah'a imandan noksan olan kişiye irfan (ilim) öğretme,
Senin irfanın ona yerleşmeyecektir,
Sana dogru yönelen tehlikeli bir silaha dönüsüp sana saldıracaktır.
Kullanıcı avatarı
Gariban
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 2834
Kayıt: 25 Tem 2007, 02:00

Mesaj gönderen Gariban »

Resim
146.
Domuza inciler takma,
Domuz incilerin değerini bilmez.
Allah’ın hazinelerini,
Hakikat ve irfanının hazinelerini
şüphe ile dolu bir adama ya da Allah’a imani olmayan bir kişiye verme.
Böyle bir adam iyiyi yok edecektir.


147.
Yılanlar hoş renkleri ve kokuları ile güzel ve zarif görünebilirler,
Fakat birini yakalayıp onu yetiştirmeniz akıllıca bir iş değildir. Her ne kadar güzel görünürse görünsün, zehirli dişleri vardır. Vücudunuzun etrafına sararsanız, zehirli niteliklerini gösterir ve olursunuz.

Eğer hakikaten bir yılan büyütmek istiyorsanız, onu yakalayın, dikkatlice tutun ve dört zehirli dişini söküp çıkarın. O zaman onun zehrinden kurtulabilirsiniz. Böyle yapsanız dahi, onun nitelikleri değişmeyecektir, halen hıslamaya ve ısırmaya devam edecektir. Hatta onun dişlerini çıkarmış olsanız bile, onun tehlikeli olabilecek daha az tesirli dişleri vardır bu yüzden onu dikkatsizce tutmamalısınız.

Aynı şekilde, zehirli bir insan yılanı da her ne kadar güzel ve sevecen olursa olsun, onun halen kibir, gurur, haset ve hain bencillik denilen dört dişi vardır. Onu güzelliği aşkına kucaklayıp taşımayınız. Böyle yaparsanız acı çekersiniz. Bunun yerine, yılanın dişlerini çektiğiniz gibi, önce onun kötü niteliklerini uzaklaştırıp onları Allah sevgisi ve irfan ile değiştirseniz, o zaman dikkatli bir şekilde onu güvenle kucaklayıp taşıyabilirsiniz. Bu her ikiniz içinde faydalı olacaktır.


148.
Başkaları için hislerinde erime veya yumuşaklık göstermeyen,
Kalbi öyle inatçı bir şekilde katılaşmış olan bir adama ilim öğretme.
Senin hakiki değerini ve irfanının olgunluğunu anlamayacaktır.
Senin irfanın ona işlemeyecektir.
O onu sert bir kayaya dönüştürüp geriye sana doğru fırlatacaktır.
Sadece bununla kalmayıp,
Kalbinin dağlarından kara kayalar koparıp seni onlarla taşlayacaktır.
Sonuç olarak birçok üzüntüyle yüzleşirsin.
Hayatın üzerinde başarı sağlamak istiyorsan,
Böyle insanlardan sakınmayı ve kendi yoluna gitmeyi öğrenmelisin.


149.
Ey insan, diğerlerine zarar vermeye niyetlenme
Yoksa bu, başına akla söze gelmeyen zararlar acar.


150.
Ey insan, kapana kıstırmak için düşmanca davranarak bir başkasının kuyusunu kazma.
Yoksa bu kazdığın kuyu seni yutacaktır.


151.
İyi ve bilge kişilerin yürüdüğü yollara diken serpme. Yoksa bir gün bu dikenler sana batar.


152.
Ey insan, başka hiç kimsenin senin kadar ilim sahibi olmadığını ve kendinin en çok ilim sahibi olduğunu düşünerek böbürlenme.
Fark et ki daima bir bilen üstünde diğer bir bilen ve bir güçlünün üzerinde bir başka güçlü vardır.
Fark et ki iyiye iyi olan ebedi bir Allah var.

Eğer bunu fark etmeyi başaramazsan, bir gün, tıpkı koca bir filin küçük bir çimen yaprağına takılıp düşebileceği gibi, bütün öğrendiklerin, karmik iliz yon cehaletinin bir karınca büyüklüğündeki kuvveti ile yok edilebilir. Hatta bu “Maya”nın (vehmin) kuvvetinin bir atom parçası kadarı ile bile yok edilmesi mümkündür ve bütün öğrenimin kaybolur.


153.
Ey insan, her ne çalışmış olursan ol ya da ne kadar çalışmış olursan ol, öğrendiklerinde, aklının her dediği şeyi kendini beğenmişlikle takip etme. Yolda olan İrfan ehli birisine sor ve onun tarif ettiği yönleri takip et. Eğer irfan ehli birisine rast gelmezsen, kalbini aç ve hatta bir ağaca ya da bir duvara sor. Adına vicdan denilen, kalbindeki Allah’ın kudreti seni uyaracak ve sana rehberlik edecektir. Sana
“devam et” ya da “devam etme” “doğru” ya da “yanlış” diyecektir. Eğer kalbin açıksa, vicdanın sana hayatın boyunca yolculuğunda gerekli olacak yararlı meyveleri temin edecektir.

154.
Bir şeyh kendilerini irfanla beslediği oğulları arasında en yaşlı olanına, irfan olgunluğunda yaşça en büyük oğluna,
“Senin, olgunluğunun, irfanının ve niteliklerinin kabul edilip saygı duyulmadığı kapı eşiğine ayağını basma. Bu senin için iyi olmayacaktır” dedi. “Eğer ayağının bu eşiğe basmasına engel olursan, on milyon kat fayda sağlayacaksın.”

155.
Sonra Şeyh,
“Oğlum! Seni kabul edip hoş karşılamayan ve açık bir kalp ile beslemeyen bir evde yemek yeme. Bundan sakınmak sana on milyon kat fayda verecektir.”

156.
Şeyh devam etti,
“Oğlum! Seninle yaşayanlar, seninle oynayıp sana katılanlar fakat kalplerinde olanı söylemeyenler(gizleyenler) vardır. Onların birlikteliğinden sakınıp kendi hayatına devam etmek sana on milyon kat fayda sağlayacaktır.”

157.
Son olarak şeyh,
“Bununla birlikte, oğlum, kalbini açarak eriyen bir kalp ile sana gelen bir kişinin kalbindeki en derin sevgisinden bir bardak su bile kabul etsen, daha önce bahsedilen otuz milyon kat ile birlikte on milyon katta üstüne yarar göreceksin. Sonra bunları böyle sevgiyle veren kişinin kalbine bir rahatlık olarak sunarsın."

158.
Oğlum, bütün hayatın iki sözcüğe sığdırılabilir:
El-hamdu-lillah ve Tevekkül-alallah , her şey için Allah’a hamd etmek ve kesinlikle Allah’a güvenip O’na teslim olmak. El-hamdu-lillah de ve su anda oluyor olanlar için Allah’a hamd et simdi. Tevekkül-alallah de ve gelecek anda olacak olan şeylerin sorumluluğunu Allah’a bırak. Bu iki görevi tıpkı Allah’ın O’nun görevlerini yaptığı gibi (masivaya)bağımlı olmama hali ile yap.

Hayatini bu iki sözcükle bütünleştir. Daha sonra, Allah’ın niteliklerini kazan,
O’nun fiillerini yap, O’nun rehberliğinde yürü, kalbini onun şefkatiyle kandır ve bütün açlığı(aç olanların açlıklarını) kendi açlığın gibi ve bütün hastalığı kendi hastalığın gibi hisset. Diğer yaşamlara hizmet et ve onların kalplerine Allah yolunda huzur ver. Bu görev, senin aziz irfanın, ibadetin ve meditasyonun olacaktır.
Kullanıcı avatarı
Gariban
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 2834
Kayıt: 25 Tem 2007, 02:00

Mesaj gönderen Gariban »

Resim
159.
Rahmet irfanı ile hastalığı kov ve yaşlılığın üstesinden gelmiş olacaksın.


160.
Hastalık; kibrin, karmanın ve maya (vehim) denilen iluzyonun habbesinden (tohumundan) büyüyen ağaçta ki açan meyve gibidir. Filiz; toprak, kadınlar ve altın aşkının kabuğundan çimlenir. Ağaç; kibrin ihtiraslı kudurganlığıdır, onun dalları altı şeytandır bunlar:


• Şehvet
• Öfke
• Hasislik
• Saplantı
• Bağnazlık (Taassup) ve
• Hasettir.


Bu dallarda büyüyen dört yüz trilyon on bin çiçek ve meyveler, tasalar, tutkular, şiddetli arzu ve tutkular, düşünceler ve insanın çalkalanmış (alt üst olmuş) aklının niyetleridir.

Gün be gün onun, yaşayan bir ölü gibi acı çekmesine sebep olan hastalıklardır.
Bu ıstırap içinde derman bulmak ümidi içinde bu ağaca tutunarak insan inler ve ağlar.
Zaman zaman, onu rahatlatacağını umarak o ağacın meyvelerini yer.
Bir insanın yaşamını budayan ağaç işte bu dur.
Eğer onun bütün köklerini ve bütününü kazıp çıkarır ve fırlatır atarsa, o zaman ona bağlı olan her şey onu bırakacaktır.
İşte o gün, hastalıklar ve yaşlanma hali onu bırakacaktır ve o irfan nurunu elde edecektir.
İrfan doğunca (güneş gibi zuhur edince), o
on altı yaşının gençliği gibi olacaktır*.
Allah’ın güzelliği ve niteliklerini alacak (Allah ahlakıyle ahlaklanacak) ve böylece ebedi gençlik elde edecektir.


*BS: Bawa Muhyiddin (rh. a)’in burada on altı yaş gençliği demesinin sebebi, Bawa Muhyiddin’in anlatımı ile Resulullah SAV’in mi’racda Allah’ı görmek için perdeyi kaldırdığında kendisinin 16 yaşında tüy bıyıklı halini gördüğü anı simgeleyen bir sözdür.

161.
İhtiyarlık yaşını kovarsan eğer,
Ebedi gençliği elde edersin.


162.
Kov aklın yoksulluğunu
Kalbin irfanı ile
Ve elde et Allah’ın sonsuz servetini.


163.
Kov gözlerin hayallerini
Ve gör yaratıcının güzelliğini.


164.
Kov aklın hayallerini
Ve El-Melik’in parlaklığını gör.


165.
Kov
karmayı* irfan ile
Ve cehennem uzaklaşır kendiliğinden.


*Karma: Doğum esnasında edinilen 5 unsurun (toprak, ateş, hava, su ve esir) özlerinin nitelikleri. Akıl ve arzunun nitelikleri.

BS Not: İnsanın beş unsurun etkisinde olarak kendinde oluşan kötü nitelikler kastedilmiştir. Mesela Bawa Muhyiddin (rh.a), Allah Rezonansı kitabında esir unsurunun hayal ve vehim verdiğini söyler. Suyun şehvete ve toprağın kibir niteliğine sebep olduğunu söyler. Karma için Akıl ve arzunun nitelikleri denmesinden kasıt ise akıl ile nefsanî arzular birleşirse kötü ahlak gelir.

“Beden-Nefs-Kalb-Ruh” dörtlü sisteminde kalb, akıl ve nefsanî arzular tarafından işgal edildiğinde beden nefsi emarenin nitelikleriyle işlev gösterecektir. Örnek verirsek, bir hırsız bir yeri soymak için plan yapar, bir kilidin şifresini çözmek için aklını kullanır. Arzusu para ve çabuk yoldan zengin olmak ve dünyevi hayatın sefasını sürmek hırsıdır. Bu ikisi bir olursa kötü ahlak ile ahlaklanılır, hırsız olunur. İnsan işte böyle negatif olarak her an
dünya,
5 unsurdan yapılmış bir beden,
nefs,
kalb,
şeytan ve akıl ile sarılmış bir sistemdedir.
Bu çemberin devri daimi içinde dönüp durur bir türlü dışına çıkamaz burada hapis ve esir durumundadır.
Ruhunu ve yaratıcısını görmezden gelen insan eğer gafil olarak tercihini yaparsa ruhunun nurunu arttırmak yerine nefsini toprağa gömecektir ve seyri cehennem yönünde olacaktır.

Bu sistemde akıl ve nakli aynı hizaya getirip irfan ile nefsini bu sistemin negatif etkilerinden kurtarıp bu etkileri kendisi için pozitif yöne çevirebilirse, bu sefer beden aleti irade ile doğru yönde kullanılır, nefs temizlenir, hayırlı ameller islenir ve neticede kişi sırat-ı müstakimde ilerler, cehennemden uzaklaşır ve seyri Allah yönünde olur inşaallah.


166.
Kibir, karma ve maya (vehim)’nın baş niteliklerinden kurtul ve o zaman O’nun rahmeti sende zuhur edecektir.


167.
Diline sahip ol
Ve Allah’ın hayrını kazan.


168.
Kat’î iman diliyle konuş,
Ve bütün yaşamlar seni methetsin.


169.
Ne zaman fark edersin kendini,
Bütün yaşamların sende olduğunu görürsün,
Ve dünyadaki bütün yaşamlarda,
Melikini görürsün.


170.
Zahiri sesten kurtul
O zaman batındaki sesi işitirsin.


171.
Aklın çalkalanışını def et,
Ve hayatında zaferinin sırrı olanı göreceksin (Senin zafere ulaşmanı sağlayan gibi).


172.
Altın tutkusunu def et,
Ve Allah’ın rahmet mücevherinin sınırsız servetini kazan.


173.
Toprak, ateş, su, hava ve esir beşini anla,
Ve o zaman BiR (AHAD)’i bileceksin.


174.
Kalbini aç ve içine bak! Beş duyudan yaratılmış zehirli nitelikleri yenip kovmak için irfanını kullan. Sonra sadece O’nun güzelliğini ve
“Elhamdülillah” denilen hamdi göreceksin.

175.
Kalp çiçeğinin, iç kalbinin çiçeğinin açması için çabala ve ondaki rahmet kokusunu bil!


176.
Boş konuşmayı kes!
Ve irfan kulakların, Allah’ın rahmet âlemini işitecektir.


177.
İlahi tahlili irfanını kullanarak, vücudundaki 9 açılışı aç ve anla ve onların her birinin içindekinden kurtul!
O zaman kendinde iki geçit daha göreceksin, bunlar
“Arş “ ve “Kursi” dir.

“Arş” ; Allah’ın saltanat tahtının durağıdır. “Kursi” ; “Kutb” denilen açıklayıcı irfanın durağıdır. O alnın ortasında yer alan ve ondan doğru bütün âlemleri görüp anlayacağınız marifet (gnanam*) gözüdür, ya da ilahi irfandır.

*Gnanam: Marifet . Gnani demek marifet ehli kişidir. Gnani kelimesinde bulunan “na” ve “ni “ ekleri, Bawa Muhyiddin (K.S)’in tabiriyle “Bensiz” ve “Sensiz” demektir. Bir yerde gnana’nın manası benden senden kurtulmuş yani benlikten kurtulmuş kişi demektir.

178.
Ne zaman kendini bilirsin
O zaman, bütün yaşamların doğuş hakkı olan eşitliği bileceksin.


179.
Kendini bilen kişi aklını yönetecektir.
Toprağın üstesinden gelen kişi ölümünün üstesinden gelecektir.

Kadınlara olan şehvetinin zehrini öldüren kişi, bütün dünyasal cazibelerin üstesinden gelecektir.
Altına olan düşkünlük bağını kesen bir kişi, doğum ve ölüm karmasının* üstesinden gelecektir.
Gerçek evini bilen bir kişi hayatındaki bütün karma ve kazaların üstesinden gelecektir.
İyiliği araştıran birisi Allah’ın ahlakıyla ahlâklanacaktır.
Hakikati anlayan bir kişi, bütün yaşamlara sadece sevgi ve şefkat gösterecektir.
Allah’ı anlayan bir kişi, irfanı ile her nefesinde
“illallahu” zikrini yapacaktır.

Mükemmel imanı bilen bir kişi, asil bir yaşam sürdürecektir.
Temel arzularını bilen bir kişi,
”Ben” ’in egoizminden kurtulacaktır.
İrfanını açan bir kişi, kendisini Hak’ta kaybedecektir.
Yukarıdakilerin hepsini bilen bir kişi, üç dünya da da (Bu dünya, berzah ve ahret hayatı)hakiki bir inanç sahibi
“mü’min” olarak var olacaktır. Âmin.

180.
Kov sarhoş edicilerin sarhoşluğunu
Ve anlayacaksın
İnsanın iyi davranışının ihtişamını


181.
Aşırı tutku sarhoşluk sersemliğine sebep olur
Aşırı konuşmaksa bir kişiyi kendi yıkımına götürür
Hatta bir nektar aşırısı bile zehirdir.
Fakat bir insan her şeyi hududunda tutmak için
İrfanını kullanırsa,
Onun hayatı yüceltilecektir.


182.
Yaratılışının latif sırrını bil
Ve o zaman kendini hür kılabilirsin


183.
Allah’ın hilkatinde, sır ve sıfat, hayır ve şer vardır.
İrfan ehli bir kişi onların arasındaki farkı anlamalı ve ilahi tahlili irfan olan Kutbiyyat kudreti ile onların tahlilini yapmalıdır.

Sır sırdır ve görünmeyendir.
Sıfat bütün görünen yaradılıştır.
Sıfatı incelediğimiz ve içeriye doğru gittiğimiz zaman, Allah’ın şanını (izzetini) görürüz ve
“El-hamdu lillah”deriz.

"Şer" eylemdir.
"Hayır" eylemin meyvesidir.
Her iki
"hayır" ve "şer" vücudun bölümleridir: "Hayır" imanı mükemmelleştirmek için imana kabul edilebilir olandır, "şer" ise atmamız gereken şeydir. Kötüyü reddeder ve iyiyi alırsak,
onu imana yerleştirerek helal olanı yersek,
sadece
"hayır" olanı kabul edersek,
ve ona göre hareket edersek,
hayatla birlikte ve ölümde de hakiki iman sahibi müminler olarak nurlanacağız.

Biz bunu irfanımız ile fark etmeliyiz.
"Hayır" ve "Şer" Allah’ın sorumlulugundadır. İrfanımız farkı bilmeli, doğruyu alıp onun üzerine hareket etmeli ve “El-hamdu lillah” ile sadece Allah’a hamd etmelidir.

184.
Cehaletini kovarsan eğer,
Ve irfanı ararsan,
Allah’ın nuruna ulaşabilirsin.


185.
Kibrin bağnazlığını öldürürsen eğer,
Doğru yola ulaşırsın
Ve Allah’ın bütün yaratıklarına dost olur


Kısaltmalar:
"BS" ve ya "BS Not": Çevirmen Barboros Sert’in açıklayıcı Notu demektir. Kitaba dahil degildir.


devam edecek inşaallah.
Kullanıcı avatarı
Gariban
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 2834
Kayıt: 25 Tem 2007, 02:00

Mesaj gönderen Gariban »

Resim


186.
Aklın huzurunu irfan ile anlarsan eğer,
Allah’ın mutlak sükûnetini bileceksin.


187.
Eğer irfan ile bağımlılıklarının üstesinden gelirsen,
Allah’ın rahmetini ve bütün yaşamların sevgisini kazanacaksın


188.
Bütün yaşamlara karşı görevini kayırmaksızın tamamla
Ve o zaman bu hizmetin, Allah’ın bütün hilkatine karşı gösterdiği hizmet gibi olacaktır
Bir ödül ummaksızın uygula
Ve o zaman ödülünü Allah'tan alacaksın.


189.
Maymun aklı irfan ile bağla
Ve Allah’ın ilahi irfan tacını kabul et.


190.
Akıl; toprak ve hava arasındaki basınç tarafından şekillendirildi. Aklın maymunu, akıldaki basıncın yoğunluğundan meydana geldi.
Bu maymundan, maymunun gördüğü şeyi taklit etmesi ile maskaralıklar ve muziplikler zuhur etti. Zaten görmediği bir şeyi yapabilecek bir yeteneğe sahip değildir.

Ey insan, maymun akıl; toprak ve hava arasındaki basınçtan çıktığından dolayı asla ölmeyecektir; surette yaratılmış olan her şeyde basınç olduğundan akıl, insan var olduğu müddetçe yaşayacaktır. Bu sebepten dolayı ona ebedi denilip ona "Anjanehan" ismi verilir.

Orda sadece tek bir maymun değil, yedi yüz milyon maymun vardır. Onların siyah, beyaz, sarı, kırmızı, büyük ve küçük sürüleri vardır. Her yaratılanda olması ile birlikte, maymun akıl, insanın küçük bir cüzünde bir basınç olarak vardır. Görmediği şeyi yakalamaya çalışmayacaktır.

Allah’ın bir sureti olmadığından dolayı, maymun akıl O’nu görmemiştir. Biz Allah’ı akla asla gösteremeyiz ve bu nedenle akıl O’nu asla kucaklayamaz (Tamamıyla kavramak, kapsamak, idrak etmek v.b.).

Ey insan, bunun üzerinde düşün. Bu maymun sende küçük bir cüz olmasına rağmen, onun bütün maymunları birbirine bağlayan ve sana takılıp seni onlardan birisi haline dönüştüren yedi yüz milyon şakası var. Bu olmadan önce, maymunun üstesinden gelmeliyiz. Ve bu nedenle maymun akıl Allah'ı kucaklayamaz(kabul edemez). Bizim başka bir yol tutmamız lazım.

Çünkü maymunlar sadece gördüklerini yaparlar. Onların önüne geniş bir ayna koyarsak eğer, kendi yansımalarını görecekler ve kendi hareketlerini bir bir taklit etmeye başlayacaklardır.

Kendi türlerini gördüklerini zannederek sırıtacak, gülecek, çığlık atacak ve kendi suretlerini yakalamaya çalışacaklardır. Hareketlerinin yansımalarına öyle dalmış olacaklardır ki seni unutacak ve yalnız bırakacaklardır. Yavaş yavaş, yiyeceksiz ve susuz, acı çekip azar azar eriyecek ve öleceklerdir.

Ayna; Kutbiyyat olarak ya da ilahi tahlili irfan olarak bilinen, açıklığa kavuşturucu irfan kuvvetidir. Eğer onu maymun aklın önüne yerleştirirseniz, maymun kendi hayali arkadaşlarının suretini yakalayamamanın üzüntüsü ile meşgul bir durumda kalacak ve sizde hürriyetinize kavuşacaksınız.

Fakat aynayı onun önüne yerleştirene kadar asla kaçamazsınız. Bu maymuna her ne kadar vazederseniz edin, o sadece gördüğü şeyi yapabilir. Ona Allah hakkında ya da Allah korkusu hakkında her ne kadar vaaz ederseniz edin, siz ona Allah’ı asla gösteremeyeceğinizden dolayı, o anlayamayacaktır.

Aklı sadece irfan aynası ile meşgul tutarak yönetebilirsiniz. Başka yolu yoktur. Milyonlarca maymun ve oyun içerdiğinden dolayı, onun üstesinden gelmek mümkün değildir.

İnsanlar gibi olan maymunlar ve maymunlar gibi olan insanlar vardır ve her ikisinin de hakkından aynı yolla gelmelidir. Onlardan kaçmak isterseniz eğer, onların hiç görmediği bir yere gitmelisiniz. Bu tek yoldur.


191.
Aklın hayallerini kov,
Ve ruhun güzelliğinin parlayan irfanını gör.


192.
Şeyh diyor ki:
Oğlum! İçine girdiğin şu hayat hakkında düşünmelisin. Gördüğün her şey aklının geçici, fani ve süreksiz hayalidir. Hayalini düşüncelerine aksettirerek gördüğün şeylere tutunma, ayrıldığın zaman onları yanında götüremezsin.

Bu dünyaya geldiğin an kendisine tutunuyor olduğun BİR’i düşün. Sen, o zaman kendinle sadece bir tek hazine getirdin. Geriye götüre bileceğin bu tek hazineyi ara ve başka her şeyi at gitsin. Bunun üzerinde irfan ile düşün.

Hepsi batıl!
Hepsi bir rüya(hayal)!
Hepsi delice!
Hepsi gitti!
Oldu peki!
Hadi sonra neyin geleceğini görelim!

Oğlum! Buraya geldiğimizde kendimizle getirdiğimiz aynı hazine ile geri dönmeliyiz. Başka her şeyi fırlat at. Yaşamlarımızı, O’ndan geldiğimiz gibi aynı şekilde O’na geri gidebileceğimiz yönde, dengeleyip düzene koymalıyız. Biz sadece O’nu getirdik ve giderken de sadece O’nu goturmeliyiz.

Bunu anlamalısın Oğlum!


193.
Zekâyı ve sebebi aşan irfan ile
Aklın düşüncelerini anla,
Ve o zaman Hayrı ve şerri bileceksin.


194.
İrfan ile sadece BİR’e güven
Ve o zaman Allah’ı,
yok edilemeyeni göreceksin,
Ve o zaman ailemiz olan Âdem (A.S)’in tek ailesini göreceksin.


195.
Hayatını dünyaya güvenerek yaşama.
Dünya muhakkak seni aldatacaktır.
Hayatını sadece BİR’e güvenerek(Tevekkül) yaşa.
O seni elleriyle destekleyecektir ve seni tehdit eden her hangi bir tehlikenden çekip çıkaracaktır.


196.
İnan(iman et) ve salt Hakikat ile hareket et
Ve o zaman ebedi hayata ulaşacaksın.


Devam edecek insaallah.
Kullanıcı avatarı
Gariban
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 2834
Kayıt: 25 Tem 2007, 02:00

Mesaj gönderen Gariban »


ALTIN SÖZLER 197-205


197.
Oğlum!
Hakikat kazanacaktır.
Fakat hakikat bunun yanında öldüre bilir de.
Allah’ın hakikat yolunu izlersen, üç âlemdeki bütün güç ve enerjilerin üstesinden gelirsin.
Bununla birlikte, hakikat yolundan saparsan, hakikat seni öldüre bilir.

Eğer bunu anlarsan ve hakikate hayattaki ebedi yardımcınmış gibi tutunursan, bu yardıma nail olursun.
Hayatın Allah’ın ebedi hayatı olur ve hizmetin O’nun yaptığı hizmet olur.


198.
Aklın fikirlerini anla!
Onları irfan süzgecinden geçir,
Ve açıklık ile sadece iyilikleri al
Ve Allah’ın rahmetinin kubbesine ulaş!


199.
Oğlum!
Bir ev halkı, hakiki (doğru) bir kalb ile yönetilir.
Kalb evi, Allah’ın niteliklerini temsil eden iffetli bir eş (kadın) ile yönetilir.
Altın, aklın şer nitelikleri olan hilekâr bir eş tarafından yönetilir.
Altın süreksizdir (daimi olmayan) ve bu yüzden batıldır.

Seni yönetenin kim olduğunu fark etmek için irfanını kullan ve o zaman bu dünyadaki hiç bir şeye ihtiyaç duymazsın, ne de her hangi bir elemle yüzleşirsin.


200.
Gezinen aklı irfan ile yakalayıp bağlamaya çalış ve o zaman insanın eşsiz doğumunun mânâsını bileceksin.


201.
Bir ağaç rüzgâr tarafından sallanabilir.
Fırtınalar onu devirip kökünden sökebilir.
Bir ağaç bunun yanında, ateş ile de yok edilebilir.

Benzer bir şekilde, oğlum, senin varlığının ebediyeti de senin temel arzuların ile ve senin kibrinin kızgın ateşi ile tehdit edilir.
Onlar, tıpkı fırtınanın bir ağacı kökünden söktüğü gibi, bir ateşin onu yaktığı gibi aynı şekilde senin hayatını kökünden sökebilir ve onu yok edebilirler.

Bu nedenle, tıpkı bir ağacın ana kökünün derine ekili ve sağlam olmasının ona denge kazandırdığı gibi, sende hayatına denge verebilmek için imanın, kararlılığın ve Allah’daki istikrarın ana kökünü böyle ekmelisin.
“Elhamdülillah” ile Hamdi O’na ver ve “Tevekkül-‘alallah, hepsi Senin sorumluluğun” diyerek O’nun takdirine teslim ol!
Kızgınlık ateşini ve arzularının fırtınalarını bastırmak için sabrın ve şükrün sükûnetini getir.
O zaman seni incitemez yahut yok edemezler.


202.
Allah’ın nitelikleri ile hareket et!
Allah’ın nitelikleri O’nun hükümranlığıdır.



Resim

203.
Oğlum!
Orada burada zikir yapıp dolanarak Allah’ı arama!
Turna kuşuna bak, balık yakalamak için sabırlı bir şekilde altı ya da sekiz saat ayakta duruyor. Hatta gölgesi dahi kontrol altına alınabilsin diye, nasıl sabit bir şekilde tek bacak üzerinde, kanatlarını katlayarak hareketsizce durduğunu gör.
O bunu aç olduğundan dolayı yapar.

Benzer şekilde, eğer zikir yaparken bencil bir tutku yahut bencil bir niyetle bunu yaparsan, ister ormanda istersen çölde zikir yap, halin bu turna kuşundan farklı değildir.
Hiç turna kuşu ömrünün her günü bir tek bacak üzerinde hareketsiz durarak irfan, cennet yahut marifet kazanır mı?
Bir gün ölecektir.
Aynı şekilde, insana dert yahut tehlike geldiğinde teslim (maglub) olur.

Oğlum!
Bunu düşün ve Allah’ın niteliklerini takın (o niteliklerle bezen).
Allah ve Allah’ın hükümranlığı bu niteliklerde vardır.
Suyun ortasında yaşadığı halde üzerinde suyu tutmayan bir nilüfer yaprağı gibi olmalısın. Açlığın, yanılsamanın, dünyanın sevinç ve elemlerinin ortasında, onları kendinde tutmaksızın yaşamalısın.
Bir nilüfer yaprağı gibi, hiç bir bağı olmayan BİR ile (masivadan) ayrık bir halde ibadet ederek ve vuslat ederek yalnız (tek başına) kalabilirsen eğer, hayatta yüksek bir hal kazanırsın.

Resim

Bunu anlarsan eğer ve ona göre hareket edersen, içinde yaşadığın hükümranlık ALLAH’ın hükümranlığı olacaktır.
O senin bulunduğun yerde olacaktır.
Konuştuğun sözler O’nun sözleri olacaktır ve nefesin O’nun nefesi olacaktır.
Bunu anlamalısın.


204.
Aklın hırsızlık eğilimlerini irfan ile yen ve düzelt!
Bir kere bu nitelikler atıldığında, parlak bir Rahmet Sarayında yaşarsın.


205.
Oğlum!
Fare koşarken büyük bir gürültü çıkarır, fakat fareyi sinsice izleyen bir kedi en ufak bir ses çıkarmaksızın sinsi bir şekilde yürür.

Aynı şekilde, hırsızlık yapan akıl ve arzu da bir şeyi yakalamak için yola koyulduğunda, onların şüphecilik, hasedlik, hilekârlık, entrikacılık ve hainlik gibi şer nitelikleri de, bir kedi gibi, iyi şeyleri ve ALLAH’a olan imanı öldürmek için yumuşak ve sessiz bir şekilde hareket ederler.

Kedinin kurnaz doğasını hiç gözlemledin mi?
Masum görünür, fakat sinsice hareket eder.
Kedi herkese sürtünür ve miyavlar.
Fakat sen onun öldürmeye koyulduğu zamanki niteliklerine hiç dikkat ettin mi?
Tıpkı bunun gibi, aklı kedinin vasıflarına sahip olan biri de dışarıdan sevecenlik belirtileri gösterebilir, fakat içeriden öldürme isteği niteliğine sahiptir.
Dikkat etmelisin!
Aşırı şekilde tedbirli davran!
Gör ki bu nitelikler sende sûretlenmezler.

Aklın kedisi ikiyüzlüdür: Zahirde sevecen, batında öldürücüdür.
Bu vasıfların her ikisini de ortadan kaldır.
İrfanınla onları yenip uzaklaştır.
Entrikacılık ve yalandan sevecen görünmenin ikisi de arayıp öldürmek isteyen vasıflardır.

Bazı insanlar, insan yüzleriyle bu niteliklere sahiptir.
İki bacaklı kedi-insanlar tıpkı dört-bacaklı kediler gibidirler.
Dikkat edin!
İrfanınızı kullanıp bu niteliklerin sizi istila etmesini önleyin ve o zaman Allah’ın eşitlik halini ve bütün yaşamlara rahatlık (huzur) veren rahmetini göreceksiniz!.
En son Gariban tarafından 05 Eki 2008, 11:17 tarihinde düzenlendi, toplamda 2 kere düzenlendi.
Resim
Kullanıcı avatarı
mim
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 2416
Kayıt: 07 Şub 2008, 02:00

Mesaj gönderen mim »

Kıymetli Gariban;çok güzel çevirilerinizden ve ''Altın söz''lerden yararlanıyoruz çalışmalarınızda kolaylıklar dilerim.

''Suyun ortasında yaşadığı halde üzerinde suyu tutmayan bir nilüfer yaprağı gibi olmalısın.''
[img]http://www.muhammedinur.com/resimler/cicekler/mimimza.gif[/img]
Kullanıcı avatarı
Gariban
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 2834
Kayıt: 25 Tem 2007, 02:00

Mesaj gönderen Gariban »

Resim

206.
Öfkeyi irfan ile öldür
Ve günah kendiliğinden ayrılacaktır.


207.
Oğlum! Biz INSANız, değil mi? İnsanın şu nazik(latif) hayatında hatırlanması gereken beş şey vardır:

1.Alınmak(gücenmek, darılmak) irfana düşmandır.

2.Sabırsızlık irfanı yer.


Bu şer kuvvetlerin her ikisini de irfan ile atıp uzaklaştır.

3.Öfke(kızgınlık) günahların şeyhidir.

Cehennem ateşinden bir gaz sızsa, öyle bir kuvvet içerir ki, bu bir insanın yüzünü yaka bilir yahut hatta onu öldürebilir bile. Hatta cehennemin kokusuna dayana bilseydik, gazın sıcaklığı bizi öldüre bilirdi.
Bunun gibi öfke de, bizim şer niteliklerimizin cehenneminden sızan sıkıştırılmış bir gaz dır. Vurduğu birisini ya da kendisinde olanı yok edecektir. Bu gazın çıkmasını engelle. Bu cehennem denen yeri yakıp kül etmek için rahmetin parlak irfanını kullan ki bu öfke ateşi çıkamasın.
Öfkeyi nasıl yok etmeliyiz? Öfke bir filin sıcaklıktaki hali gibidir ki o ancak kulağı üzerinde kullanılacak keskin bir üvendire
(*) ile kontrol edile bilir. Benzer bir şekilde öfkenin, seni acı içinde ağlatmasına izin vermek yerine, sen öfkeni irfan üvendiresi ile del ve onu acı içinde ağlat.


Üvendire: Meses adı da verilir. Ucuna çivi takılı büyük baş hayvanları dürtmek için kullanılan bir sopadır.

4. Şehvet okyanustan daha büyüktür.
Akıldan gelen hissel sevgi bir okyanustan daha büyüktür. Aklın kendisi engin bir yanılsama okyanusudur, fakat siz akılla bir şeyi severseniz, bu sevgi hatta yanılsama okyanusundan da daha engindir. Bu hissel sevgi okyanusunu bir zerre haline getirmek için irfanının yedi seviyesini kullan. Parlak irfan ile onu ateşe ver ve onu saf bir cüz haline, Allah’ın hakikatinin cüzü haline getir.
5. Görev Allah’tan daha büyüktür.
O’nun bir (fiziksel) sureti, bir eşi ve çocukları olmadığı için, Allah incinmekten(elem çekmekten) münezzehtir. O’nun için görevlerini ifa etmek kolaydır. Fakat Allah’ın görevlerini bu devasa yanılsama okyanusunda sen ifa edersen, senin görevin
(*) Allah’ın görevinden daha büyük olur. Bunu fark edersen eğer, “Senin Allah’ın Sırrı ve Allah’ın da senin Sırrın” olduğun halini idrak etmiş olacaksın. Sen, kendindeki Allah’ın hükümranlığını ve senin Allah’taki hükümranlığını görüp ulaşmış olacaksın.


(*)Görev:Burada görev diye bahsedilen , ALLAH ahlâki ile ahlâklanılan kişinin Allah’ın kullarına hizmet ettiği gibi Cenabi Allah’ın tüm yaratıklarına ve kullarına rahmet ile muamele etmesi ve onlara hizmet halinde olmasıdır.
Bawa Muhyiddin Esmaül Hüsna kitabinda bu görevi söyle ifade etmektedir:
“Esma ül-Hüsna, O''''''''nun ifa ettiği hizmetlerdir (görevlerdir).”
“ALLAH bizdeki niteliklerini yeşertsin. Yaptığımız işleri fiilleri O''''''''nun fiillerine çevirsin.”
“Esmaü’l- Hüsnâ’nın mânâlarını ve görevlerini anlamalıyız. O’nun görevini anlamalıyız.
Esmaü’l- Hüsnâ, ALLAH’ın görevinin, O’nun şefkat nitelikleri görevinin uygulamasıdır,
O’nun hilkati için yaptığı hizmetin (görevin) uygulamasıdır.
Dünya der ki : “Esmaü’l- Hüsnâ O’nun velâyetleridir, O’nun mucizeleridir.”
“ALLAH’a görev (hizmet) olan şey, dünyaya bir mucizedir.
Esmaü’l- Hüsnâ budur.
Yapmak zorunda olduğumuz görev budur.
Biz Allah’ın rahmet niteliklerinin görevini yapmalıyız.
Allah’ın niteliklerinin sûretini almak ve ALLAH’ın görevini yapmak KUR’ÂN dır.
Başka her şey kurban edilmelidir.”)


208.
Sabrını mutlak iman hazinesinde koruyarak büyüt
Ve hakiki bir insan hayatının hiç bitmeyen servetini kazan.


209.
Doğumun tohumunu bil,
Ve o zaman Allah’ın muradını ve rahmetini bileceksin.


210.
İrfanın ile gebeliğinin çimlenmesini
(*) anla,
O zaman, geçmiş, simdi ve gelecek olan üç zamanı; ya da ruh âlemi, bu dünya ve ahreti anlayacaksın.


(*) Bu gebeliğin çimlenmesi sözcüğü, ceninin büyümesi ya da fikir, düşünce ve anlayışların gelişip büyümesi manasında da çevrilebilir.

211.
Beş harften yapılı olan, “Elif, Lam, Mim, Ha, Dal” kalbi anla. O zaman beş unsurdan toprak, ateş, su, hava, ve esirden yapılı olan vücudun burcunu anlayacaksın.


212.
İlahi irfan ile ayırırsan,
Bedenin on iki gezegeninin evleri ile ilgili açıklamayı, onun ölümünü, onun varlığının sonunu ve ona hükmeden koşulları ve sistemleri bileceksin.


213.
Şehveti yok edebilirsen eğer,
O zaman maya’nın(vehmin) ya da yanılsamanın hissel zevkleri ve sendeki kibir nitelikleri ölecektir,
Ve Allah’ın parlaklığı ve O’nun fiilleri zuhur edecektir.


214.
İnsan hayatının derinliğini ve uzunluğunu bilirsen eğer, hayatındaki cehennem köprüsünü nasıl geçeceğini bileceksin. Bunu keşfetmek için, bir insan-ı kâmil’e kavuş. O sadece sana hayatındaki cehennem köprüsünü nasıl geçeceğini gösteren yönü göstermekle kalmaz, bunun yanında yargı gününde senin olabilecek cehennemide ( geçmen için gitmen gereken yönü sana gösterir).


215.
Başarısızlığa uğramayan insan adaleti ve vicdanı ile hareket et,
O zaman Allah’ın halifesi ve bütün insanlığa bir dost olursun.


216.
Oğlum,
Sadece hayrı isle,
Sadece hayrı konuş,
Hayatında sadece hakikati konuş
Hayır davranışlarla yasa
Sadece irfanı konuş
Bütün yaşamlara sadece sevgi ver,
Sadece Allah’a hamd et
Sadece Allah’a ibadet et
Sadece O’nun la yasa.
Bu senin hayatının zaferi olacaktır.


217.
Oğlum,
Allah’ın adaletini senin adaletine dönüştür
Allah’ın niteliklerini senin niteliklerin haline getir
Allah’ın efallerini senin fiillerine dönüştür
Allah’ın davranışlarını senin davranışların haline getir
Bırak sevgin herkes için Allah’ın sevgisi olsun
Allah’ın sabrını senin sabrına dönüştür
Allah’ın niyetlerini senin hayatındaki niyetler haline getir.

Bu yönde, hayatın tamamına erişecektir. Hem cinslerindeki(dostlarındaki) irfan açlığını teskin edecek olan rahmet nektarı içeren meyveler veren bir huzur ağacı olacaksın.


218.
Bütün dinlerin sözlerini irfan ve hakikat ile bil, anla ve çalış,
O zaman insanlar arasındaki farklılıklar ve bölünmeler yok olacaktır. Bunu anlarsan eğer, Hakk’ı ve bütün insanlık ailesini sende BIRlik halinde göreceksin.
Resim
Kullanıcı avatarı
nur-ye
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 9089
Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00

Mesaj gönderen nur-ye »

Resim
Gariban CANım sabah SEHERimizin YELİ GÜL kokularını saldı şükür.

212. İlahi irfan ile ayırırsan,
Bedenin on iki gezegeninin evleri ile ilgili açıklamayı, onun ölümünü, onun varlığının sonunu ve ona hükmeden koşulları ve sistemleri bileceksin.



214. İnsan hayatının derinliğini ve uzunluğunu bilirsen eğer, hayatındaki cehennem köprüsünü nasıl geçeceğini bileceksin. Bunu keşfetmek için, bir insan-ı kâmil’e kavuş. O sadece sana hayatındaki cehennem köprüsünü nasıl geçeceğini gösteren yönü göstermekle kalmaz, bunun yanında yargı gününde senin olabilecek cehennemide ( geçmen için gitmen gereken yönü sana gösterir).
Resim
Kullanıcı avatarı
Gariban
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 2834
Kayıt: 25 Tem 2007, 02:00

Mesaj gönderen Gariban »

Biz Allah'ın RAHMET'inin gölgesinin gölgesiyiz... (Numarasız söz- Resonance of Allah kitabı ndan)
Resim
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12868
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Mesaj gönderen kulihvani »

Gariban yazdı:Biz Allah'ın RAHMET'inin gölgesinin gölgesiyiz... (Numarasız söz- Resonance of Allah kitabı ndan)
وَمَا أَرْسَلْنَاكَ إِلَّا رَحْمَةً لِّلْعَالَمِينَ

"Ve ma erselnake illa rahmetel lil alemin: (Resûlüm!) Biz seni âlemlere ancak rahmet olarak gönderdik." (Enbiyâ 21/107)

Hakk Dostu Bawa Muhyiddin (ks) Hazretleri harika bir tesbitte bulunmaktadır:

Allahuzülcelâl, El Rahmân ve El Rahîm (cc) dur.
Resûlullah (sav) O'nun Rahmeti-Ni'met-i Uzmâsıdır..
Kur'ân'a sâdık Ehl-i Beyt (as) ve Veliyyullah da O'nun..
ÖZündeki Nur-u Muhammediyyeye sahip Mü'minler..



Uluhiyyet... : Nûr-u Nûn
Rusûliyyet...: Nûr-u Mîm
Velâyet.......: Nûr-u Mîm-Mîm
Ubûdiyyet....: Nûr-u Mîm-Mîm-Mîm...



Muhammedî Muhabbetle..
Resim
Kullanıcı avatarı
NuruM
Saygın Üye
Saygın Üye
Mesajlar: 350
Kayıt: 22 Mar 2008, 02:00

Mesaj gönderen NuruM »

105.
Ey insan, aklını düzelt
Allah’ın niteliklerini edin
Ve o zaman Allah’ın hükümranlık tacını alırsın.

106.
Ey insan, sevgi diye bilinen tohumu ekersen eğer,
Ve hasatını bütün kalplerle paylaşırsan,
O zaman bütün yaşamlar saygı ile eğileceklerdir.

kulihvani yazdı:
Gariban yazdı:Biz Allah'ın RAHMET'inin gölgesinin gölgesiyiz... (Numarasız söz- Resonance of Allah kitabı ndan)
وَمَا أَرْسَلْنَاكَ إِلَّا رَحْمَةً لِّلْعَالَمِينَ

"Ve ma erselnake illa rahmetel lil alemin: (Resûlüm!) Biz seni âlemlere ancak rahmet olarak gönderdik." (Enbiyâ 21/107)

Hakk Dostu Bawa Muhyiddin (ks) Hazretleri harika bir tesbitte bulunmaktadır:

Allahuzülcelâl, El Rahmân ve El Rahîm (cc) dur.
Resûlullah (sav) O'nun Rahmeti-Ni'met-i Uzmâsıdır..
Kur'ân'a sâdık Ehl-i Beyt (as) ve Veliyyullah da O'nun..
ÖZündeki Nur-u Muhammediyyeye sahip Mü'minler..



Uluhiyyet... : Nûr-u Nûn
Rusûliyyet...: Nûr-u Mîm
Velâyet.......: Nûr-u Mîm-Mîm
Ubûdiyyet....: Nûr-u Mîm-Mîm-Mîm...



Muhammedî Muhabbetle..
[img]http://www.muhammedinur.com/resimler/cicekler/NuruMimza.gif[/img]
Kullanıcı avatarı
mim
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 2416
Kayıt: 07 Şub 2008, 02:00

Mesaj gönderen mim »

200.-Gezinen aklı irfan ile yakalayıp bağlamaya çalış ve o zaman insanın eşsiz doğumunun mânâsını bileceksin.-
Bawa Muhyiddin(K.S)
[img]http://www.muhammedinur.com/resimler/cicekler/mimimza.gif[/img]
Kullanıcı avatarı
Gariban
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 2834
Kayıt: 25 Tem 2007, 02:00

Mesaj gönderen Gariban »

Resim
219.
Oğlum,
İnsanı Allah'tan ayıran şeytandır, insanı insanlık ailesinden ayıran ise
insanda ki şerr niteliklerdir.
Bunu irfanın ile anlarsan eğer ve bir insanı diğerinden ayıran nitelikleri
kesip atarsan kendinden,
bir daha insan ailesinden asla ayrı olmayacaksın, ne de Allah'tan ayrı
kalırsın.


220.
Oğlum, Allah insan için ölüm denilen bir şey takdir etti. O, yaratılış ya
da sıfat tecellisi halidir.
Allah bunun yanında insana sırr denilen bir şey yerleştirdi ki o insanin
ebedi hayatidir.
Eğer bir insan sırrı anlarsa, o ölüm denilen sıfatı fethetmiştir. Ölümü
fethetmiş birisi zat olarak, Allah’ın rahmetinin özü olarak var olur.

Ölüm bir hastalıktır. Allah ölümü insana yerleştirdi ki, insan ondan doğru Sırr'ın anlayışına gelsin. Bu hastalığı anlayan ve sırrı keşfeden birisi ebedi hayat mevkisini elde eder.

Eğer, sırrı, zat ve sıfatı bilir ve anlarsan, daima yaşayabilirsin, öyle değil mi?


221.
Ey Oğul, bir şeyi anlamalı isen eğer, sebep içindeki sebep ve düşünce içindeki düşünce hakkında tefekkür etmelisin. Bir şeye baktığın zaman, görüşünün içindeki görüşü, mekânlar içindeki mekânları ve irfandaki irfanı açmalısın. İbadete(Salât) baktığın zaman, ibadet içindeki ibadeti irfan ile anlamalı ve ona göre ifa etmelisin.

Ey Oğul, bir şeyi öğrenmeliysen eğer, ilk önce öğrenmede ki öğrenmeyi anlamalı sonra öğrenmelisin. Yemeliysen eğer, lezzet içindeki lezzeti anlayarak başlamalı ve sonra yemelisin. Bunun gibi, temiz(net) bir irfan çalışması algıladığın her şeyin içindekini anlamayı ve sonra manasını bulmayı içerir.

Eğer netlikle anlarsan, bütün öğrendiğin ve gördüğün her şeyde yalnız ALLAH olacaktır. BİR İLAH noktadır. Eğer bu noktayı bulursan, sadece O’na hamd edersin, baksa bir şeyi görüp başka bir şeye hamd etmezsin.

Ey Oğul, öğren ve irfan ile netlik(berraklık) kazan.


222.
Oğlum, dünya etrafa gidip "Karma, karma" demeyi kolay bulur, fakat sen
bunun üzerinde irfanın ile tefekkür etmelisin.
Allah, cennet -cehennem, hayr-Şerr, ve O'nun bütün niteliklerini ve bütün
servetini insana verdi. Eğer insan bunu yedi irfan seviyesinden doğru anlar, şerri red ederken hayr olanı kabul edip yaparsa, artık onun için
'karma' olmayacaktır. Onda sadece rahmet pırıltısı yerleşecektir.
Bu nasıldır? Bulutlar ayı kapattığı ve onun nurunun belirmesine izin vermediği zaman, bu Ay’ın karma’sı dır. Fakat bulutlar dağıldığı an da,
biz sadece yayılan nuru görürüz.

Bulutlar gibi, senin karma'n da senin irfan nurunu örten(kapatan) şeydir. İrfan, bulutları ve karanlığı dağıtarak, parlak nurunu açığa çıkarabilirse, orada artik karma olmayacaktır, çünkü karanlık ve gölgeler karma’dır. İrfan, gölgesiz tam bir nur olarak parladığı zaman, karma otomatik olarak geri çekilir. Daha sonra artık karma yoktur, orda sadece
bütünlük(mükemmellik, tamlık) vardır.

Karma’nın ne olduğunu anlamalısın. Karma; bir düşünce perdesidir ki o tıpkı senin embriyonik suretini örttüğü gibi irfanı örter. Eğer irfan nuru bir bütünlük(tamlık-mükemmellik) kazanırsa, karma uzaklaştırılmış olur. Bunu anla ve ona göre hareket et, ve o zaman hakiki bir inanç sahibi olarak, bir mümin olarak güneşin dünyaya vuran berrak nuru gibi parlayacaksın. Sonra ne karma ne de karanlık seni etkileyecektir.


223.
Hüsnü hal(iyi davranış) besle ve öyle hareket et,
o zaman güzelliğin, yüzünde ve kalbinde zuhur eden
ALLAH'ın nur saçan güzelliği olacaktır.


224.
Cahil şüphe ve düşünceler irfandan uzaklaştırılmalı ki hayatında sükûnet
ve huzur görebilesin.
En son Gariban tarafından 26 Ağu 2009, 10:50 tarihinde düzenlendi, toplamda 2 kere düzenlendi.
Resim
Kullanıcı avatarı
Tahiri
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 649
Kayıt: 09 May 2007, 02:00

Mesaj gönderen Tahiri »

224.Cahil şüphe ve düşünceler irfandan uzaklaştırılmalı ki hayatında sükûnet ve huzur görebilesin.

Bawa Muhyiddin(K.S)

İnşallah...
Resim
Kullanıcı avatarı
Tahiri
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 649
Kayıt: 09 May 2007, 02:00

Mesaj gönderen Tahiri »


92. ''Ey insan, tutkularını fetheden kişi aklının yöneticisi olur. ''

Bawa Muhyiddin(K.S)

İnşaallah!

Resim
Kullanıcı avatarı
nur-ye
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 9089
Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00

Mesaj gönderen nur-ye »

Gariban yazdı:Resim


153. Ey insan, her ne çalışmış olursan ol ya da ne kadar çalışmış olursan ol, öğrendiklerinde, aklının her dediği şeyi kendini beğenmişlikle takip etme. Yolda olan İrfan ehli birisine sor ve onun tarif ettiği yönleri takip et. Eğer irfan ehli birisine rast gelmezsen, kalbini aç ve hatta bir ağaca ya da bir duvara sor. Adına vicdan denilen, kalbindeki Allah’ın kudreti seni uyaracak ve sana rehberlik edecektir. Sana “devam et” ya da “devam etme” “doğru” ya da “yanlış” diyecektir. Eğer kalbin açıksa, vicdanın sana hayatın boyunca yolculuğunda gerekli olacak yararlı meyveleri temin edecektir.

Bawa Muhyiddin(K.S)
Resim
Kullanıcı avatarı
Gariban
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 2834
Kayıt: 25 Tem 2007, 02:00

Mesaj gönderen Gariban »

Resim

225.
Oğlum, huzurun hazinesini irfan ile hayatında anlamalısın. Dinle.
Asla (aklında) birisini incitme düşüncesine yer verme. Bir hayatı incitme yahut öldürme fikri senden def edilmelidir.

Her ne hizmet edersen et, diğerlerinin yardımını karşılık olarak bekleme. Bir ödül almayı umma. Bağsız bir şekilde benliksiz hizmet et. Her hizmette, onu senin yapıyor olduğun düşüncesini bırak. Bunun yerine, bunu ALLAH yapıyor düşüncesi ile hareket et, sorumluluğu O’na ver, ve sonra hizmet et. Hatta niyetlerin bile ALLAH’a teslim olmalıdır.

Senin görüşünde, ilk olarak eylem, düşünce ve irfan ALLAH’a bakar. Hayatında daima ALLAH’ı önüne geçir ve O’nu izle. ALLAH’ın nitelikleri ile hareket et.

Bunlar hayata huzur ve sükunet verecektir. Eğer bu hususları irfanında sabit ve kesin kılarsan, onları fark eder ve ona göre hareket edersen, bütün yaşamlar sana güvenecek ve seni seveceklerdir ve bütün yaşamlar senin niteliklerine hürmet edeceklerdir.


226.
Aklın dalgaları için,
İlüzyon okyanusunda,
Bir ilahi tahlili irfan kıyısı yap
Ve dalgalar, gelgitler, ve boralar (şiddetli rüzgarlar) dinecektir.
ALLAH’ın Esma ul Hüsna’sının yüz güzel isminin tam ve mükemmel parıltısı senin mükemmel imanında bilinecek ve anlaşılacaktır. Bu görkem(ihtişam) senin iç kalbinde rezone edecektir ve açık bir şekilde yüzünün güzelliğinde saadet(keyif, mutluluk) zuhur ettirerek, titreyen(tınlayan) bir şekilde irfanında yayılacaktır(kalp atışı gibi).
Hayatının azizliğini göreceksin, bütün yaşamların senin için sevgi beslemesine sebep olan hazineyi göreceksin.


227.
Oğlum, buraya ne öğrenmeye geldin? Hikayeni, ALLAH’ın hikayesini, ve tüm hilkatin hikayesini çalışmaya geldin. Birlikte, bu hikayeler koca bir kitap teşekkül eder. Bu kitabı, kafesin ve evin yap. Bu evi senin üniversitene çevir, on sekiz bin alemin sanatları ve gösterileri ile dolu bir üniver-site ye*.

Sanatlar oyunlara(kalais) çevrilir. Oyunlar hepsi misallere çevrilir. Misaller yaratıklara çevrilir. Her bir yaratık hareket etmek ve konuşmak için yapıldı. ALLAH onların sayısız dillerini, niteliklerini, renklerini, ve kokularını yarattı.

Bütün yaratıklar-okyanusların yaratıkları, karaların yaratıkları, hareket eden şeyler ve hareket etmeyen şeyler, konuşan şeyler ve konuşmayan şeyler, ALLAH onların hepsini gizem içinde gizem, sırr içinde sırr, hikmet içinde hikmet(irfan içinde irfan), kalp içinde kalp yaptı.

ALLAH seni buraya bunu anlamak için gönderdi, kendini bilmen için, hikayeni bilmen için, ve Yaratıcının hikayesini anlaman için. Bu nedenle kitap sensin, hikaye sensin. Hikaye kitabı ve universite senin içinde. Okursan , anlarsan ve bu kitabı dikkatli şekilde çalışırsan, bu senin üniversite öğreniminde uzmanuslığın(master) olacak, ve Allah’ın hükümranlığının galibiyetine ulaşacaksın.



(*)Burada İngilizcede ki “University” kelimesi zevk edilmis Univer-city olarak. Uni demek Latincede bir demektir. City ise “şehir” demektir. Burda birlik şehri manası verilmek istenmiş. Ne hoş ki bu kelimeyi bir sene evvel zevk etmiş idim. Fakat Uni-Verse: Evren yahut kainat kelimesi olarak. Verse İngilizcede ayet demektir. Başındaki “v” harfi vav gibi olup, rs: risale dir ki ingilizcedeki ayet kelimesi aslinda arapca zevk edilebilir ve risalenin zuhuru manasına gelir. Uni ise BIR demek olup kainat yani evren bir risalenin zuhuru manasindadir. Sen bu bir risaleye Kur’an da geç. Kainat büyük bir kurandır. Universite ise bu kitabın talim edildiği, öğrenildiği yerdir. Barbaros Sert-www.muhammedinur.com

228.
Dünyaya onu överek yahut kabahatleyerek bakma.
Sen kendine bak ve o zaman övgünün ve kabahatin gerçekten ne olduğunu keşfedeceksin.

Seni öven ve kabahatleyen akıl ve arzu dur.
Bunu irfanla keşfet,
onların her ikisinide kovala
ve sonra hür olacaksın.

Bu halde,
Derin bir şekilde bakarsan kendine,
Kim olduğuna bakarsan eğer,
Kendisinden yaratılmış olduğun Kabile Reisi(*)’nin kim olduğu bileceksin.

Kabile Reisini görürsen,
Kabile Reisi olacaksın,
Kabile Reisi olursan,
Namaza duracaksın ve O’na(*) ibadet edeceksin.
O zaman hayatının öğrenim ve namazı yerine getirilmiş ve tamamlanmış olacak.


(*) Kabile reisi BÌZce burada Mutlak Ìmam SAV ‘dir.
O diye ibadet edilen ise RABB’dir.
Kendisinden yaratılmış olduğun Kabile Reisi ifadesindede ALLAH c.c’nun ilk yarattığı nokta Nuru Mim (SAV) ve tüm hilkati de bu noktadan yarattığı kastedilmekte. Buna işaret eden hadis ise:


Câbir bin Abdullah (radiyallahu anhu)’dan: “Yâ Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem)! Anam babam sana fedâ olsun, ALLAH’ın en evvel yarattığı şeyi bana söyler misin?” dedim.
Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) buyurdu ki: “Yâ Câbir! eşyâdan önce, kendi nûrundan (Nûrullah) senin Peygamberinin nûrunu yarattı.” Ve şöyle buyurdu: “ O nûr ALLAH’ın kudretiyle dilediği yerlerde devredip gezerdi. O zaman ne levh, ne kalem, ne cennet, cehennem, ne melek, ne gök, ne güneş, ne ay, ne cin ne de ins var idi.” Ondan sonra buyurdu ki: “ ALLAH Tealâ mahlûkatı yaratmak istediği zaman, o nûru taksim edip 4 parça yaptı: İlk parçadan kâlemi yarattı. İkinci parçadan Levh’i yarattı. Üçüncü parçadan Arş’ı yarattı. Dördüncü parçayı taksim edip dört parça yaptı: İlkinden gökleri yarattı. İkincisinden yeri yarattı. Üçüncüsünden cennet ve cehennemi yarattı. Dördüncü parçayı yine taksim edip dört parçaya ayırdı: Birincisinden mü’minlerin gözlerinin nûrunu yarattı. İkincisinden kalblerinin nûrunu yarattı ki o, ALLAH’ı bilmedir. Üçüncüsünden dillerinin nûrunu yarattı ki o da Kelimeyi Tevhiddir....”

(İmâm Ahmed, Müsned IV-127; Hâkim, Müstedrek II-600/4175; İbni Hibban, El İhsân XIV-312/6404)


Resim
Resim
Kullanıcı avatarı
Gariban
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 2834
Kayıt: 25 Tem 2007, 02:00

Mesaj gönderen Gariban »

Resim

229.
Oğlum, komşularına ve seninle doğmuş olanlara saldırma. Onları kendinden ayrı görerek kendini onlardan ayırma.

Bunun yerine, irfan ile arzu köpeğine, maymun akla, kibir, karma ve sana saldıran vehme(maya) saldır. Ayrılması gereken şeyler bunlardır. Gerçek cihad bu dur ve savaş açılacak yol bu dur. Döğüş bu dahili düşmanlar ile, ve ilahi tahlili irfan ile kendini onlardan ayır.

Komşunu kendin gibi sev. Eğer sana ve komşuna her ikinize saldıran şeyle kendi içinde cihad edersen, hayatında huzur ve sükunete ulaşırsın. O zaman sen ve ALLAH ve seninle doğmuş olan diğerleri BÌRlikte bu aynı hayatta huzur cennetinde yaşayacaksınız. ALLAH’ın yaptığı hizmet ve görev hali bu dur.

Oğlum, bunu bil ve öyle yap…

230.
Bir diğer hayata karşı kıskanç ya da “poromay”(*) olma. Günden güne , kıskançlık büyüyüp aklında koca bir kaplumbağaya, bir “perumamay" a dönüşecek ve size uzun(yavaş süren, can çekiştiren)bir ölümü yaşatacaktır. Aşırı şekilde dikkatli ol.

Bu kaplumbağayı çıkarın kendinizden, onu ilüzyon okyanusuna geri fırlatın, ve huzur bulacaksınız.

231.
Mağrur olma.
Gururun, hayatını zayıflatacak(güçsüzleştirecek, verimsizleştirecek) ve onu öldürecektir.
ALLAH’ın rahmetinin serveti sana gelmeyecektir.

232.
Dünyevi mucizelere inanma.
Ìrfan senin ahmaklığına gülecektir.
Çünkü dünya ve onun mucizelerinin hepsi bir gün yok olacaktır.

233.
Oğlum, irfan ile düşünmelisin. Dünya ve ALLAH(c.c)’nun yaratıkları mucizelerdir. Bütün yaşamlar belirli kabiliyetlere sahiptirler. Yürüyen karıncalardan dört bacaklı yürüyen hayvanlara ve uçan kuşlara, toprakta saklı olan dokuz çeşit taş ve altından, ağaçlardan , çalılık ve çalılardan Güneşe , Ay’a ve yıldızlara tüm görünen şeyler belirli yeteneklere sahiptirler. Niteliklerine göre hareket ederler ve hareketlerine göre niteliklerini arz ederler(gösterirler).

Çeşitli hayvanların kabiliyetleri sınanırsa, görülür ki bir insan her ne kadar gökte uçarsa uçsun, her neyi yönetimi altına alırsa alsın , her ne üzerinde yürürse yürüsün, hatta su üzerinde dahi yürüse bile , o sadece küçük yaratıkların yapabileceklerini yapıyordur.

Bunlar insan’ın mucizeleri değildir. Allah , insan’ın mucizesidir. Eğer insan bir mucize olmalı ise, bütün yaşamlar için hasbi hizmet ederek, Allah’ın nitelikleri ile(Allah’ın niteliklerine boyanmış olarak) rahmet veren birisi olmalıdır. Böyle nitelikler bütün hilkati kendisine saygı ile eğdirecektir. Güneş, ay, yıldızlar, toprak, ateş, hava , su, ve esir- onların hepsi onun nitelikleri ve fiillerine saygı ile eğilirler. Ìnsan için tek hakiki mucize bu dur. Diğer mucizeler vehmin(maya) ilüzyonu(göz aldatmacası, yanıltmacası), iblisler, hayaletler ve hayvanlar tarafından yapılırlar.

Oğlum, eğer bunu bilirsen O’na boyun eğeceksin ve kendini O’nun hareketleri ile idare edeceksin. Bu onun kendisi hayatının bir mucizesidir, insanın yapacağı bir mucizedir. O tek hakiki mucizedir.

234.
Komşunun kalbini düzeltmeye teşebbüs etmeden önce kendi kalbini düzelt.

235.
Başkalarının aklını düzeltmeye teşebbüs etmeden önce kendi aklını düzelt.

236.
Toprak(yer, diyar) halkını düzeltmeye teşebbüs etmeden evvel beden kafesini düzelt.

237.
Dünyayı düzeltmeye teşebbüs etmeden evvel kendini düzelt.

238.
Șehre öğretmeye teşebbüs etmeden evvel kendine öğret.

239.
Doğrunun ve yanlışın ne olduğunu dünyaya söylemeden evvel, doğru ve yanlış hakkında kendi kalbine konuş ve netlik (açıklık) kazan.

240.
Dünya hakkında kitap yazmadan evvel, onlardaki doğruyu ve yanlışı çalışıp öğrenerek kendi doğum ve fiillerinin hikayesini yaz.

241.
Müzik hakkında çok fazla eğitim gören birisi şarkının manasını bozar. Çok fazla öğrenmiş bir yazar üzerine yazdığı kâğıdı bozar.

242.
Zamanını dünyaya bakarak boşa harcayan kimse, kendi hakiki halini (ASLını) keşfetmek için bir teşebbüste bulunmadığından dolayı bu doğumda kendisine verilmiş olan bedeni mahveder.
Resim
Kullanıcı avatarı
sdemir
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye
Mesajlar: 487
Kayıt: 24 Mar 2008, 02:00

Mesaj gönderen sdemir »


237...Dünyayı düzeltmeye teşebbüs etmeden evvel kendini düzelt.


Resim can Allah razı olsun.... bu sözü çok severim...
[img]http://www.muhammedinur.com/resimler/cicekler/sdemirimza.gif[/img]
Kullanıcı avatarı
Ahmed
Admin
Admin
Mesajlar: 1128
Kayıt: 27 Şub 2010, 02:00

Mesaj gönderen Ahmed »



241.
Müzik hakkında çok fazla eğitim gören birisi şarkının manasını bozar. Çok fazla öğrenmiş bir yazar üzerine yazdığı kâğıdı bozar.



Günümüz
İlahiyatçıları da ilahlar hakında fazla bilgi sahibi diye düşünüyorum...



Gariban dost ALLAH (CC) senden razı olsun!!!



***"En Kötü KÖRlük, gÖZünü GÖRmeyiştir!.." Kul İhvani
halilim
Yeni Üye
Yeni Üye
Mesajlar: 11
Kayıt: 29 May 2009, 02:00

allah razı olsun

Mesaj gönderen halilim »

çok güzel olmuş allah sizlerden razı olsun....
Kullanıcı avatarı
Gariban
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 2834
Kayıt: 25 Tem 2007, 02:00

Mesaj gönderen Gariban »

Allah cümlemizden razı olsun Halilim kardeşim.
Hoş geldiniz ne zamandır sizi görememiştik.

Selam ve sevgiler
GaribAN
Resim
Kullanıcı avatarı
Gariban
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 2834
Kayıt: 25 Tem 2007, 02:00

Mesaj gönderen Gariban »

243.
Zamanιnι sayfiye alanιnι güzelleştirmekle boşa harcayan birisi bunun bedelini beden kafesinin parlak güzelliği ile öder.

244.
Dünyanιn nam ve şöhretini arayan kimse ilahi tahlili irfan ünvanιnι kaybeder.

245.
Diğerlerinin yüzünde güzellik arayan birisi ceza olarak bunu kendi yüzündeki güzelliği kaybetmeyle öder.

246.Kendi kusurlarιnι araştιrmakta muvaffak olamayip diğerlerinin kalplerindeki kusurlara gülen birisi, kendi yargιsι ile yüzleştiğinde ιzdιrap çekecektir.

247.Dünyaya gülen bir kişi, dünyanιn ona gülüyor olduğunu unutur.

248.
Dünyayι kurtarιyor olduğunu düşünerek övünç ve onur duyan bir kişi, doğumunu keserek ölümünün üstesinden gelmeyi unutmuştur.

249.
Kasaba halkιnιn karanlιğιnι aydιnlatmak için lamba taşιyan bir kişi, kendi hayat karanlιğιnι giderecek lambayι unutur.

250.
Ormanι geçsin diye dünyaya yardιm etmek için yola çιkan birisi, kendi hayat ormanιndan doğru ona rehberlik edecek olan BİR’in yardιmιnι unutmuştur.

251.
Kendi cιlιz aklιnι yönetmekten aciz kalιp ağlayan biri, buna rağmen yine de tüm dünyayι yönetmenin yolunu arar.

252.
Dünyadaki ödülleri ve şöhreti kazanmak sevdasιyla vahşi bir atι eğiten ve süren biri, kendi temel arzularιnιn vahşi atιnι eğitemeyip ve onun üzerinde ALLAH’tan ödül kazanmak için dört nala koşturamadιğιndan dolayι ağlayacaktιr.

253.
Aklιnιn aldatιcι kadιnιnι kontrol etmeye bir yol bulamadιğιndan dolayι kadιnlarιn güzelliğinin peşinde aylak aylak dolanan birisi, tιpkι kurumuş bir yaprağιn, derin ve fιrtιnalι denizlerden çιkan vahşi rüzgarlar tarafιndan oraya buraya ve heryere savrulmasι gibi "maya"
[*] rüzgarlarι tarafιndan vurulur(savrulur).

[*] Maya: Allah’tan gayrı olan Mâsivâ. Vehim, oyun ve eğlence yeri olan kâinât. İlüzyon, algιlanan dünyanιn gerçeksizliği, ilüzyonun karanlιğιnda görülen parιltιlar, aklιn karanlιğιnda görülen 105 milyon parιltι 105 milyon yeniden doğuma(Reenkarnasyon demek değildir!) sebep verir. Maya bir enerjidir ki o çeşitli biçimler alιr ve ceza olarak insanιn irfan kaybιna neden olur ve onu şaşιrtιp hipnotize ederek onun uyuşmuş bir halde olmasιna sebep olur. Maya milyonlarca hipnotik suret alabilir. Eğer insan bu suretlerden birisini kapmaya çalιşιrsa onu asla yakalayamacak , çünkü o bir diğer suret alarak ondan paçayι kurtaracaktιr.[/color]

254.
Dünya için burçlara bakan(fal açan) biri kendi ölümünü önceden bildiren bir burca bakamadιğι acziyetiyle şaşa kalιr.[/size]
Resim
Cevapla

“►Bawa Muhyiddin◄” sayfasına dön