EL MÂCİDÜ c.c. EL MECÎD c.c

       
EL MECÎDÜ                              EL MÂCİDÜ

 

Mecd, mecâde (asil, şerefli, şanlı, büyük, ulu, seçkin olmak) kökünden sıfat isimlerdir. “Cûd” kökü öylesine önemli, temel ve esastır ki kerem ve bereketin ana kaynağıdır. Kevnin var oluşu olan cisimlerin; mevcûdiyyeti, sınırlı, sorumlu, izâfi ve geçici vücûd bulup, gölgeler iken var gözükmeleri, kâinâtın kavuştuğu tüm maddî-mânevî nimetlerin özü ve özeti “cûd” dan geçer. Kulluk saygı ve samimîyyetinin zirvesi olan secdelerimizde de cûdî cemâl cennetlerinde peşin yaşayış şerefi Muhammedî sılânın sırrıdır Muhammedî âşıklara…Mevcûdatın, Vâcibü’l Vücûd’a secdeleri olan sılâ salâtları, Kur’ân-ı Kerîm’de: “siz bilmezsiniz” buyurularak anlatılmaktadır.

El Mâcidü : cûd’un ve vücûdun mutlak sahibi; cûd, kerem, bolluk ve genişliğin de yaratıcısı olan ALLAH-U ZÜ’L-CELÂL…: Çok şeref ve şan sahibi olan, çok kerim, hoş, nazik, şerîf ve yüce olan Cenâb-ı HAKK (celle celâluhu)

El Mecîdü : Şerefli, şanlı ve azametli olan. Keremi bol olan… Mutlak şerefli, asîl ve zâten ve câvidane cömert olan ALLAH-U ZÜ’L-CELÂL…
“Cûd” un kaynağı ve sahibi oluşuyla Mâcid, halkına ikramı yönüyle de Mecîd olan ALLAH-U ZÜ’L-CELÂL…

El Mecîdü ismi Kur’ân-ı Kerîm’de 4 âyette (Hûd 11/73; Kâf 50/1; Burûc 85/15,21) geçmektedir. Mecîd isminin zâtî yönüyle Alî, Azîm, Celîl, Mütealî isimleriyle; sıfatî yönüyle ise Kerîm, Berr, Ganî isimleriyle anlam tamamlama ilgisi vardır.

Câde : İyi olmak. İyi yapmak. İyi söylemek.
Cevvede : Bir şeyi güzelleştirmek. İyi ve güzel yapmak. Çok cömert olmak.
Ceyyidü : İyi, güzel, iyi hâlde.
Ceyyiden : İyi bir şekilde.
Cûdu : Cömertlik, kerem.
Cevdü : Bol yağmur, rahmet.
Câvidü : Cûd’un mutlak sahibi ve dâimî kalacak olan, Vâcbü’l- vücûd, sonrasız, ebedî, bengi.

         Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem): “ALLAH’ım!Bizi doğru yola kılavuzluk eden ve onu fiilen izleyen, hak yoldan sapmayan, dosdlarınla barışık ve düşmanlarına dargın olan kimselerin içine kat! Güc ve kudret ridasına bürünüp bunu yaratıklarına beyân eden mecd ve şerefle vasıflanıp yücelen, tesbih ve tenzihe yegâne lâyık olan, lütûf, ihsan, mecd, kerem, azamet sahibi ALLAH’ım! Seni yüceltir, Seni her türlü eksiklikten tenzih ederim!” buyurmuştur.(Tirmizî, Da’avât, 30)
       
 İbni Hacer el Heytemî, Salâvât-ı şerîfe Câmi’asında, Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem)‘den vârid bütün salâvâtları kendisinde toplayan, hadîs-i şerîf mesnedli ve en fâzilletli salâvât olduğunu belirttiği salâvâtta:

        “Allahümme salli alâ seyyidinâ ve mevlânâ Muhammedîn Abdike ve nebîyyîke ve Resûlike en nebîyyî’l ümmiyyi Ve alâ alî seyyidinâ Muhammedîn ve ezvâcihi ümmühati’l mü’minine ve zürriyetihi ve Ehl-i Beytihi ve sahbihi Kemâ salleyte alâ seyyidinâ İbrahime ve alâ âli seyyidinâ İbrahime fi’l âlemine  İnneke Hamîdûn Mecîd.”
        ” ALLAH’ım!… Kulun, Nebîn, Resûlün ve Nebîyyi’l-Ümmî’n olan Efendimiz ve Sahibimiz Muhammed (sav)‘e ve Efendimiz ve Sahibimiz Muhammed (sav)‘in ailesine ve mü’minlerin anneleri olan eşlerine ve zürriyetine ve ehl-i beytine ve sahabelerine ve salât ve selâm eyle!… Efendimiz İbrâhim (as)‘a ve Efendimiz İbrâhim (as)‘ın ailesine âlemler içinde salât ve selâm ettiğin gibi salât ve selâm eyle! Çünkü sen Hamîdsin-Mecîdsin!…”

        “Allahümme barik alâ seyyidine ve mevlânâ Muhammedîn Abdike ve nebîyyike ve Resûlike en nebîyyî’l ümmiyî Ve alâ âli seyyidinâ Muhammedîn veezvâcihi ümmihati’l mü’minine ve zürriyetihi ve Ehl-i Beytihi ve sahbihi Kemâ barekte alâ seyyidinâ İbrâhim’e ve alâ seyyidinâ İbrâhim’e fi’l âlemîne  inneke Hamîdün Mecîd.”
        ” ALLAH’ım!… Kulun, Nebîn, Resûlün ve Nebîyyî’l-Ümmî’n olan Efendimiz ve Sahibimiz Muhammed (sav)‘e ve Efendimiz ve Sahibimiz Muhammed (sav)‘in ailesine ve mü’minlerin anneleri olan eşlerine ve zürriyetine ve ehl-i beytine ve sahabelerine; Efendimiz İbrâhim (as)‘a ve Efendimiz İbrâhim (as)‘ın ailesine âlemler içinde bereket ihsân eylediğin gibi bereket ihsân eyle! Şüphesiz ki sen Hamîdsin-Mecîdsin (Bereketli kıl: meymenetli, uğurlu, hayırlı, faydalı, saâdetli, mutlu, kutlu, birr ehli, iyilikçi kıl…)”