KurbAN
Gönderilme zamanı: 10 Haz 2011, 11:42
KîRBÂN
KÂRBÂN
HeR-cÂN
KURBÂN!..
ZEVK 4470
ÂŞıK Yürek YANar DaĞdır! Taş-Topraktan DaĞ gERekmez!..
ZamAN - MekÂN AKILLI-ya!.. ÇİLE İÇ-iN ÇaĞ gERekmez!..
ÇÖL-de AV-AVcı BıÇaKtır!.. KıTMiR BoYNu KIL-dan İnce!
KURB-ÂN lar İP-e ÇEK-ilir!.. İSMÂİL’e (as) BaĞ gERekmez!..
14.05.11 22:15
cankandazamanda…
KîRBÂN: Dopdolu KâSe – Kab - KaLB.
KÂRBÂN: Yol-Yolcu-Yoldaş-Yolluk KervÂNı.
HeR-cÂN: ZeVK-i ZıKKıM ZÂiKaTu’l-MeVT!..
KURBÂN: TeN-KaN-cÂN ve bİÇak UCUnda KuRB-ÂN..
Zor İştir ÇİLE ÇÖLÜnde MeVVti ZeVKle ZıKKıMlAN-mak..
HaCERR aleyhasselâm gibi ANA gerek, kınalı koç gibi gönderecek al kANa!
Ve EBuRAHîm aleyhisselâm gibi BaBa, BaĞrına saplı bıçakla MiNâ YoL-cu-SU..
كُلُّ نَفْسٍ ذَائِقَةُ الْمَوْتِ وَنَبْلُوكُم بِالشَّرِّ وَالْخَيْرِ فِتْنَةً وَإِلَيْنَا تُرْجَعُونَ
----“Kullu nefsin zâikatul mevt(mevti), ve neblûkum biş şerri vel hayri fitneh(fitneten), ve ileynâ turceûn(turceûne) : Her canlı, ölümü tadar. Bir deneme olarak sizi hayırla da, şerle de imtihan ederiz. Ve siz, ancak bize döndürüleceksiniz.”
(Enbiyâ 21/35)
iSM-ÂiLe aleyhisselâm gerek, ÖZün DUY-UYacak ÇoCuK!..
فَلَمَّا بَلَغَ مَعَهُ السَّعْيَ قَالَ يَا بُنَيَّ إِنِّي أَرَى فِي الْمَنَامِ أَنِّي أَذْبَحُكَ فَانظُرْ مَاذَا تَرَى قَالَ يَا أَبَتِ افْعَلْ مَا تُؤْمَرُ سَتَجِدُنِي إِن شَاء اللَّهُ مِنَ الصَّابِرِينَ
----“Fe lemmâ belega meahus sa’ye kâle yâ buneyye innî erâ fîl menâmi ennî ezbehuke fanzur mâzâ terâ, kâle yâ ebetif’al mâ tû’meru setecidunî inşâallâhu mines sâbirîn(sâbirîne) : Babasıyla beraber yürüyüp gezecek çağa erişince: Yavrucuğum! Rüyada seni boğazladığımı görüyorum; bir düşün, ne dersin? dedi. O da cevaben: Babacığım! Emrolunduğun şeyi yap. İnşallah beni sabredenlerden bulursun, dedi.”
(Sâffât 37/102)
“SeN BeN” de “Ben Sen” de Gibi
“İKİ-m-İZ, BİR” TeN-de Gibi
BİZ-BİR-İZ.. KeS!en.. KeS!tiren..
"KûN!" Fe-ye “KÛN!” “Şe’N” de Gibi!..
يَسْأَلُهُ مَن فِي السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ كُلَّ يَوْمٍ هُوَ فِي شَأْنٍ
----“Yes’ eluhu men fis semâvâti vel ard(ardı), kulle yevmin huve fî ŞE’N-in : Göklerde ve yerde bulunan herkes, O'ndan ister. O, HER AN YARATMA HALİ-ndedir.”
(Rahmân 55/29)
فَلَمَّا أَسْلَمَا وَتَلَّهُ لِلْجَبِينِ
----“Fe lemmâ eslemâ ve tellehu lil cebîn(cebîni) : Her ikisi de teslim olup, onu alnı üzerine yatırınca:”
(Sâffât 37/103)
İbRÂHÎM aleyhisselâm: “Yâ İbRÂHÎM!” Dâimeyyet NûRlandı..
وَنَادَيْنَاهُ أَنْ يَا إِبْرَاهِيمُ
----“Ve nâdeynâhu en yâ ibrâhîm(ibrâhîmu) :Biz ona: "Ey İbrahim!" diye seslendik.”
(Sâffât 37/104)
BıÇAK-ın; zÂhir-Ön YÜZündeki TeSLLimiYYeT, bÂtın ard-YÜZündeki İst-iKâMeT-le;
BİL - BUL - OL-UNca iHSaNla CEZÂ-l-ANdı..
RüYÂdan UY-AN-up, MenÂmı da NiÂM OL-du..
SeLL u SaLL ve de HaLL İÇinde HaLiL OLdu...
قَدْ صَدَّقْتَ الرُّؤْيَا إِنَّا كَذَلِكَ نَجْزِي الْمُحْسِنِينَ
----“Kad saddakter ru’yâ, innâ kezâlike neczîl muhsinîn(muhsinîne) : Rüyayı gerçekleştirdin. Biz iyileri böyle mükâfatlandırırız.”
(Sâffât 37/105)
İşte bu VAR ya, (belâu'l- mubîn) Baştan Bî-NÂ edilmiş LuTFa SahiB çıkış BİLeliği HüVe-HeVÂ-HaVA Bî-LÂ lığı Be-LÂ-lığıydı..
MeN-liğin MÂ-lığın Mâ-SİVâ SEViyesizlik İMTihanının BAŞındaki “B” SıRRıydı “ÂiLe” ce İSM-ÂiL-in aleyhisselâm..
i-B-RâHîMin aleyhisselâm ve de Ha-CERR ANA-mızın aleyhasselâm..
Ve de zamANda - MekANda - Her ANda - kANda - cANda OL-AN-ın…
إِنَّ هَذَا لَهُوَ الْبَلَاء الْمُبِينُ
----“İnne hâzâ le huvel belâu'l- mubîn(mubînu) : Bu, gerçekten, çok açık bir imtihandır.”
(Sâffât 37/106)
“NÂDEYN” SeSinden “FEDEYN” Nefesi çıktı da, meZBaHaya AZAMET ZiBH-ı Hakikat-ı MuhaMMed BİLEliği ŞİFÂsı "KoÇ" Oldu FidyetuLLAH..
وَفَدَيْنَاهُ بِذِبْحٍ عَظِيمٍ
----“Ve fedeynâhu bi zibhın azîm(azîmin) : Biz, oğluna bedel ona büyük bir kurban verdik.”
(Sâffât 37/107)
“KûN! OL!” SîN!..
Bu ÇÖL BİZiM!..
MuhaMMedi MuhaBBetlerimle..