ÇAR-DARB - ÇEHAR DARB

Cevapla
Kullanıcı avatarı
gullale
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 1362
Kayıt: 16 Oca 2008, 02:00

ÇAR-DARB - ÇEHAR DARB

Mesaj gönderen gullale »

nur-ye yazdı: TASAVVUF TERİMLERİ VE DEYİMLERİ SÖZLÜĞÜ

ÇAR DARB: Farsça-Arapça. Dört vuruş demektir. Kalenderîler ve abdallar, başlarında biten bütün kılları usturaya vurdukları için, yapılan traş işlemine bu ad verilmiştir.
Başta bulunan kıllar dört çeşittir:
1. Saç,
2. Kaş,
3. Bıyık,
4. Sakal.
Kalenderîler ve abdallar tıraş oldukları zaman, başlarının üzerinde hiç kıl bulunmazdı. Bu durumu ifâde etmek üzere, çar-darb yapan dervişler için cevâlıka, cavlaklar, terimleri kullanılırdı. Hayderîler, ve Câmîler de, bu Kalenden dervişleri gibi, saç ve sakallarını tıraş ettirirler, ancak bıyıklarını kesmezlerdi. XVI. yüzyıl Mevlevîlerinden Sîneçak Yusuf Efendi de, çehâr darbı kabul edenlerdendir.

Sakalımla başımı
Bıyığımla kaşımı,
HAKK onara işimi,
Bu sakalı kırkarım


Kaygusuz Abdal

Kalenderîler çar-darbı şu şekilde îzah ederler: Derviş, ALLAH'ı zikirle meşgul iken kendisine bir hâl gelir, o sırada dervişin kalbi dört darb ile zikreder. Bu durumdaki bâzı dervişlerde neş'e zâhir olur, bu neş'enin etkisiyle saç, sakal, bıyık ve kaşını tıraş ederler. Abdalların açıklaması da kısaca şu şekildedir: Âlem-i Mânâ'da insanın yüzü, şu gökteki Ay'dan daha parlaktır. Bu parlaklığı, siyah renkli baş kılları ile örtmek niye?

KULİHVÂNÎde car-darb;

VAR YA!...

İnsan-ı kâmile başın eğmeden
Tevhid kırbacıyla nefsin döğmeden
Sabun ile suya elin değmeden
Kendi kiri ile arınan var ya!..



Çardarb edip saç-sakalın-kaşını
Muhabbet dazlağı dökmüş yaşını
Gar-ı Âşıkana sokmuş başını
Gönül Hırası’nda barınan var ya!..


Subhân sırlar garib kalbin yarığın
Derdest eyler demir âsâ – çarığın
Sırra serin verip sevdâ sarığın
Dört âlemde destâr sarınan var ya!..



Esrâr semâsında aşk yıldızı var
Âşıklara aşk armağan sızı var
Elin altın-akçe, oğlu-kızı var
Emânet varlıkla korunan var ya!..



Sevdâ sesi Subhân seyrin ünleyen
Her zerrenin sînesinde inleyen
Elest’ten bu yana ezan dinleyen
Bismillah demeye erinen var ya!..



HAKK’ın halkın değil, kendin kandırıp
Yalana haramı bağdaş bindirip
Yılanı-çıyanı karna indirip
“Hacı Baba” olup gerinen var ya!..



Takılır gırtlağa keyfin köşesi
Bâtına zulümdür zâhir neşesi
Zemzem etiketli fitne şişesi
Olduğundan gayrı görünen var ya!..



Vızıldasın sinek pisliktir kastı
Kör ile yatanın şaşı olur dostu
Koyun gibi melese de kurt postu
Benliğini bürgü bürünen var ya!..



ALLAH’tır vekîli aşka batığın
Dostun Devrânında kaşı çatığın
Cefâ ekmeğine çile katığın
Her nefes aşk ile dürünen var ya!..


Eskiden tanırdık n’olmuş diyorlar
Simsiyah saçların solmuş diyorlar
Kimi Âşık, Sultan olmuş diyorlar
Kul İhvâni gibi sürünen var ya!..


22.05.1989 12:51

Kul İhvânî

Arınan : Güyâ temizlenen.
Derdest : Elde. Elde etmek, yakalamak, tutmak. Ahz. * Yapılmakta ve rüyet edilmekte olan.
Destâr : f. Sarık, imâme, başa sarılan tülbent.
Gar-ı Âşıkan : Âşıklar, tutkunlar ini, mağarası Kalb.
Çardarb : Saç-sakal-bıyık-kaş kesilip cavlak olmak. Eskiden Kalenderilerde…
Erinen : Gevşek davranan, önemsemeyen.
Bağdaş : ayakları çelerek rahat oturuş
Dürünen : ekmeğe katığını koyup saran.



Çehar Darb: Dört Vuruş!
Beş duyunun dördünü susturmaktır!
Görmek, Duymak, Koklamak ve Tad almak!
Bunlar AKLın işidir.
Geri kalan beşinci duyu Temass ise diri olan her bedenin her zerresinin hakkıdır darbedilemez öldürülmeden!
Başın traşı;
'yı GÖRmeyen İLÂHE'yi DUYmayan, İLLÂ'yı KOKlamayan ALLAH'ı TADmayan BENlik taşıyan AKL tasına darbetmektir!
Çardarb Muhammedi Melametin darbı meselidir. Zâhir ve Bâtın dört duyusu eşleşirse kişi kendini dolayısı ile
RABBini bilir, kendi adına görmeyi duymayı koklamayı tadmayı terkeder.
Muhammedî Melâmette bu hali başaran bir kişi son nefesi verinceye kadar
her şeyle ve herkesle temas ederken Muhammedi Melamet selametini sabırla korumak zorundadır.


KİRini dışarda PÎRini içerde tutmayan Muhammedî Melâmî değildir.

Kul İhvânî

YeDi DaĞdan GÜL DER-ilip
S I R A T SıRTına DER-ilip
“ÖLmeden ÖL”üp DİRİlip
GüNsüz-AY-sız “YIL” sız Gerek..


*

Çar-darb Edip GÖZü-KAŞı
KâBe-de TeVHiD TRaŞı
Cascavlak OL-malı BaŞı
SaÇ-SaKaLsız “KIL” sız Gerek..


*

VaR mıdır YÂR, Benim GiBi
SEN-i SEVen Bir ZıRR DeLi
SEV-en SEV-ilen SEV-GiLi
bAŞKasını “BİL” siz Gerek..


*

VAR-la YOK-undan BOŞ-anır
KITMİR KUŞ-AĞın KUŞ-anır
AŞK AN-latılmaz YAŞA-nır
HaRFsiz-SöZsüz “DİL” siz Gerek..

*

YANmış YüReK KÖZ-ündeki
A K ALEV -in GÖZ-ündeki
HeR ZeRRenin ÖZ-ündeki
MeRKeZ MîM-i “MİL” siz Gerek..


27.12.10 28:33
Kul İhvânî
Resim
Kullanıcı avatarı
nur-ye
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 9091
Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00

Re: ÇAR-DARB - ÇEHAR DARB

Mesaj gönderen nur-ye »

gullale yazdı: KİRini dışarda PÎRini içerde tutmayan Muhammedî Melâmî değildir.

SEVgili güllale kardeşim ne iyi yaptın paylaştın. Açıklamanda ziyadesi ile memnun etti Harika bir anlatım olmuş… ELin dert görmesin إِن شَاء اللَّهُ


Kısa süre önce YAŞAdığım bir anekdotu paylaşayım sizlere;


Bazen kışa girerken makine vurdururum başıma
Tabi saçlar gider.
Çok samimi bir arkadaşım var hem köylümüz hemde yakın arkadaşım yazın kendisiyle görüşemeyiz çok yoğundur. Düğün organizasyonu yapar.
Kış olunca görüşürüz sıksık açığı kapatırız..
Cepten aradı geliyorum dedi buyur dedik..
Kapı çaldı geleceğini bildiğim içinde örtümü başıma almadan açtım kapıyı.
Arkadaşımın dili tutuldu nefesi kesildi. Aldım içeriye ürktüm haline..
diyemiyorda bişey anlamadımda ne olduğunu…
sokaktan geldiği içinde bir şeyden mi ürktü acaba diyede düşünüyorum konuşacak haldede değil.
dedim soluklan.. dedi kemotarapimi alıyorsun hastamısın yoksa… ağladı ağlıyacak… dedim soluklan yok öyle bişey arada eser…
sana hiç denk gelmedi mi?
bazen celallenir usturaya vurdurum.. DELİ dedi ödümü patlattın…

sağolasın DELİliğim tescillendi bunu biliyordum sendende duydum çok şükür dedim.. ŞAHİDler çoğalıyor.إِن شَاء اللَّهُ


Kulihvani buyüğümüzün sözü aklıma geldi deyiverdim ve kulaklarını çınlattım.
Kendisine bak arkadaş ''DELİlik dörtür DELİ - ZIRRDELİ - ZIRRZIRRDELİ - HINZIRRDELİ!''

DELİlik parayla değilki.. alıp satılmaz..
DELİ DERVİŞiz biz akıllısının bu yolda işine deyiverdim…

MuhaMMedî MuHABBEtlerimİZle!




DELİce esince rüzgar
SARSar İÇİmi, hırpalar dışımı!
DÖN-ERİM sonra kendi İÇİME
BULurum İçimin kendi SES-İZliğini!

NUR-ye!
Resim
Kullanıcı avatarı
gullale
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 1362
Kayıt: 16 Oca 2008, 02:00

Re: ÇAR-DARB - ÇEHAR DARB

Mesaj gönderen gullale »

~ ÂŞIK AŞKTIR AŞK ÂŞIKTIR ~

Arı yapar sinek konar tadına
Şeker değil ateş derler adına
Kucak kucak topladığın oduna
Üfleme boşuna yanmaz ateşsiz…


Sûret perde olmuş kelle gözüne
Gönül kulağın ver sevdâ sözüne
Aklı olan eremez aşkın özüne
Mabettir meyhâne ayyaşsız keşsiz …


Kibirle konuşan dilin dilemez
Gönül ekranının tozun silemez
Çokluğu bilmeyen yokluk bilemez
Ararda bulamaz “BİR” i “dü-şeş” siz…


Aşk; âşık tuzağı mâşuğa avlak
Dâneye hevesi tamahı tavlak
Bâtın berber çar-darb eder cascavlak
Yürü der meydana ayaksız başsız…


Hayale emekler verdiğin yazık
Sırsız serin yola serdiğin yazık
Aşkın ocağına girdiğin yazık
Kaynatılmaz kazan azıksız aşksız…


Sırrı sebil veren hikmet PÎR’i dir
Dökülen gözyaşı gönül kiridir
Âşık ölmez aşkı yaşar diridir
Ondandır mezarı nişansız taşsız …


Gaflette yaşayan hamlar olmamış
Zehrin döküp ballar ile dolmamış
Kâinatta yerin kendin bulmamış
Zâhir doksanında bâtını yaşsız…


Aşkta güzellikle kokusu güle
Çileler çileten âşık bülbüle
Nefes - yudum - lokma - alevde çile
Dörd mevsim yaşanmaz baharsız kışsız…


ER YUNUS EMRE’min sevdâ kozu var
Can olana Cânân esrar sözü var
Tetiri - kabuğu - zarı - özü var
İç olur mu canlar kabuksuz dışsız…


Gir!... Oku İhvâni at ar tasasın
Gönül kitabından aşkın yasasın
Soyun sevdân ile “BEN”lik posasın
Yârin cemâlin gör Hayalsız düşsüz…


19.02.1988 23:38

Keş : f. (Keşiden) Çekmek fiilinin emir kökü. Birleşik kelimeler de yapılır. Meselâ: Cefâ-keş : Cefâ çeken. Esrar-keş : Esrar çeken, esrar içen serseri
Cascavlak : Ustura ile kazınmış. Çırılçıplak.
Çar-darb : Char darb. Dört vuruş. Saç, sakal, bıyık, kaşı tıraş edip yok etmek.
Bâtın berberi, çar-darb eder cascavlak; Dört unsuru kaldırıp yerine tevhîdi koyar.
Resim
Cevapla

“Tasavvuf” sayfasına dön