SIRLARIN KEŞFİ - ABDULKADİR GEYLANİ (K.S)
Gönderilme zamanı: 16 Şub 2010, 21:45
Ey Allah'ın kulları;
Şayet kurtuluşa ermek istiyorsanız doğruluktan ayrılmayın. doğruluktan ayrılmayan kendi nefsine, hevasına ve şeytanına müracaat etmez. Bu Allah'ı bir'leyen hakiki muvahhid'in sıfatıdır. Allah'ı gerçekte seven ve bu sevgisinde samimi olan, hiç kimsenin ayıplamasına kulak asmaz.
Allahın, peygamberin ve salih kuların sevgisinde samimi olan, ikiyüzlü ve gazaba uğramış olanların sözüne uyarak, bulunduğu caddeyi terketmez!
Samimi olan, doğru olan kendisi gibi olanı derhal tanır. Yalancı da yalancıyı tanır. Sadık olan'ın gökte himmet ve kıymeti yüksektir. Kınayanın ve eleştirenin sözü ona hiçbir zarar vermez. Allah'ın her şeye gücü yeter. Seni bir iş için seçmişse, seni o işe yatkın hale getirir. İşini kolaylaştırır.
EY Genç!
Akıllı ol. Fakat senin bir tür delilik içinde olduğunu görüyorum. Hak olmayan bir batıldasın. Özü ve çekirdeği olmaya bir kabuksun. Halin aşikar olup bir sırra sahip değilsin.
Ey genç" Bana günahlar henüz sırtındayken gel. Günahlar sırtından kalbine inip orayı bürümeden ve küfre düşmeden gel bana. İşe sahip çık, az ile çoğu koru. İpin ucu elinde iken harekete geç, pişman ol. Hz. Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurmuştur :
"Günahtan tevbe edenin durumu hiç günah işlemeyenin durumu gibidir.Velev ki günde yetmiş defa tevbesinden dönmüş olsun"
Hz.Peygamber (s.a.v.)'in sözlerine uyup onlarla amel ettikten ve onun güzide sahabilerine tabi olduktan sonra kalbini Rabbin azze ve ceele'ye yönelt. Kalbine O'nun sözünü dinlet.
Allah'a kul olup O'na ibadet eden, O'nun sözünü de tutar. Allah'ın selamı ona olsun, Hz.Musa kavmine içinde emir ve yasaklar bulunan Tevrat ile gelince kavmi ona:
"Allah'ı görmedikçe getirdiklerini kabul etmeyeceğiz" dediler. Musa (a.s) onlara dedi ki:
"Allah, bana yüzünü göstermemişken size nasıl gösterir?" Bu defa kavmi ona dedi ki:
"ŞAyet bize ALllah'ı gösteremiyorsan bari sesini işittir" Allahu Teala'da Hz.Musa'ya şöyle vahyetti:
"Eğer onlar benim sözümü işitmek istiyorlarsa üç gün oruç tutsunlar. Dördüncü gün temizlensinler ve temiz elbiseler giysinler. sonra onları al bana getir.l Sözümü işitsinler."
Hz.Musa bunu kavmine haber verince onlar söylenenleri aynen tatbik ettiler ve sonra Hz.Musa ile Tur'a, Allah'ın Hz.Musa'ya hitap ettiği yere tırmandılar.Tur'a gidenler yetmiş kişiydiler ve kavmin alim zahidlerinden oluşuyor idiler. Allah onlara orada hitap etti. Hepsi düşüp bayıldılar. Ayakta yalnız Hz.Musa kaldı. Musa dedi ki;
"Ey Rabbim ümmetimin en seçkinlerini öldürdün" ve Hz.Musa ağlamaya başladı. Allah, Hz.Musa'nın ağlamasına acıdı ve onları diriltti. Ayağa kalktılar ve şöyle dediler .
"Ey Musa, biz Allah'ın sözünü dinlemeye takat getiremiyoruz. Sen, bizimle onun arasında vastı ol"
Bunun üzerin Allah(cc), Hz.Musa ile konuştu. Hz. Musa 'da Allah'ın sözlerini onlara iletti.
Hz.Musa, imanının gücü sayesinde Allah(cc) ile konuşmaya, O'nun sözlerini işitmeye güc yetiştirmişti. Yine imanının gücü sayesinde Allah'a itaat ve kulluk etmişti. Hz.Musa'nın yanındaki yetmiş kişi ise imalarını zayıflığından Allah'ı dinlemeye güç yetiremediler. Şayet Hz.Musa kendilerine getirdiği Tevrat'ı tatbik etseler ve edep sahibi olsalardı Allah'ı görüp, O'nunla konuşma isteğine cüret etmezlerdi. ŞAyet itaatkar ve edepli olsalardı Allahı'ın sözünü işitmeye güç yetirebilirlerdi.
Şayet kurtuluşa ermek istiyorsanız doğruluktan ayrılmayın. doğruluktan ayrılmayan kendi nefsine, hevasına ve şeytanına müracaat etmez. Bu Allah'ı bir'leyen hakiki muvahhid'in sıfatıdır. Allah'ı gerçekte seven ve bu sevgisinde samimi olan, hiç kimsenin ayıplamasına kulak asmaz.
Allahın, peygamberin ve salih kuların sevgisinde samimi olan, ikiyüzlü ve gazaba uğramış olanların sözüne uyarak, bulunduğu caddeyi terketmez!
Samimi olan, doğru olan kendisi gibi olanı derhal tanır. Yalancı da yalancıyı tanır. Sadık olan'ın gökte himmet ve kıymeti yüksektir. Kınayanın ve eleştirenin sözü ona hiçbir zarar vermez. Allah'ın her şeye gücü yeter. Seni bir iş için seçmişse, seni o işe yatkın hale getirir. İşini kolaylaştırır.
EY Genç!
Akıllı ol. Fakat senin bir tür delilik içinde olduğunu görüyorum. Hak olmayan bir batıldasın. Özü ve çekirdeği olmaya bir kabuksun. Halin aşikar olup bir sırra sahip değilsin.
Ey genç" Bana günahlar henüz sırtındayken gel. Günahlar sırtından kalbine inip orayı bürümeden ve küfre düşmeden gel bana. İşe sahip çık, az ile çoğu koru. İpin ucu elinde iken harekete geç, pişman ol. Hz. Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurmuştur :
"Günahtan tevbe edenin durumu hiç günah işlemeyenin durumu gibidir.Velev ki günde yetmiş defa tevbesinden dönmüş olsun"
Hz.Peygamber (s.a.v.)'in sözlerine uyup onlarla amel ettikten ve onun güzide sahabilerine tabi olduktan sonra kalbini Rabbin azze ve ceele'ye yönelt. Kalbine O'nun sözünü dinlet.
Allah'a kul olup O'na ibadet eden, O'nun sözünü de tutar. Allah'ın selamı ona olsun, Hz.Musa kavmine içinde emir ve yasaklar bulunan Tevrat ile gelince kavmi ona:
"Allah'ı görmedikçe getirdiklerini kabul etmeyeceğiz" dediler. Musa (a.s) onlara dedi ki:
"Allah, bana yüzünü göstermemişken size nasıl gösterir?" Bu defa kavmi ona dedi ki:
"ŞAyet bize ALllah'ı gösteremiyorsan bari sesini işittir" Allahu Teala'da Hz.Musa'ya şöyle vahyetti:
"Eğer onlar benim sözümü işitmek istiyorlarsa üç gün oruç tutsunlar. Dördüncü gün temizlensinler ve temiz elbiseler giysinler. sonra onları al bana getir.l Sözümü işitsinler."
Hz.Musa bunu kavmine haber verince onlar söylenenleri aynen tatbik ettiler ve sonra Hz.Musa ile Tur'a, Allah'ın Hz.Musa'ya hitap ettiği yere tırmandılar.Tur'a gidenler yetmiş kişiydiler ve kavmin alim zahidlerinden oluşuyor idiler. Allah onlara orada hitap etti. Hepsi düşüp bayıldılar. Ayakta yalnız Hz.Musa kaldı. Musa dedi ki;
"Ey Rabbim ümmetimin en seçkinlerini öldürdün" ve Hz.Musa ağlamaya başladı. Allah, Hz.Musa'nın ağlamasına acıdı ve onları diriltti. Ayağa kalktılar ve şöyle dediler .
"Ey Musa, biz Allah'ın sözünü dinlemeye takat getiremiyoruz. Sen, bizimle onun arasında vastı ol"
Bunun üzerin Allah(cc), Hz.Musa ile konuştu. Hz. Musa 'da Allah'ın sözlerini onlara iletti.
Hz.Musa, imanının gücü sayesinde Allah(cc) ile konuşmaya, O'nun sözlerini işitmeye güc yetiştirmişti. Yine imanının gücü sayesinde Allah'a itaat ve kulluk etmişti. Hz.Musa'nın yanındaki yetmiş kişi ise imalarını zayıflığından Allah'ı dinlemeye güç yetiremediler. Şayet Hz.Musa kendilerine getirdiği Tevrat'ı tatbik etseler ve edep sahibi olsalardı Allah'ı görüp, O'nunla konuşma isteğine cüret etmezlerdi. ŞAyet itaatkar ve edepli olsalardı Allahı'ın sözünü işitmeye güç yetirebilirlerdi.