10. sayfa (Toplam 13 sayfa)
Re: GÜLDEN DÜŞEN YAPRAKLAR
Gönderilme zamanı: 16 Eyl 2011, 17:33
gönderen HAYY-DOST
NARDAN NURA .....
Bu günlerde bir hoş başım,
Akmıyor gözümden yaşım,
Bilmiyorum ne tad aşım,
Genişlikten DÂRa düştüm....
Aklım uçuk divâneyim,
Sanki nefse avâneyim,
Sonun bilmez pervÂneyim,
Göre göre NÂRa düştüm....
Bağda olurmu dikensiz gül?
Dertle inler, deli gönül,
İster ağla istersen gül,
Bülbül ne ki? ZÂRa düştüm....
Giremedim kalb evine,
Vasla eren can sevine,
Tav olub da alevine,
Yana yana KORa düştüm...
Hakk'ın yolu zorlu yokuş,
Kalb gözümde, özden bakış,
Dert kirmanım, nakış nakış,
Kolay sanıp ZORa düştüm....
Gülizârem, şikâyet yok,
Yâr aşkına kifâyet yok,
AŞK derdine nihâyet yok,
Yandım, erdim, NURa düştüm....
GÜLİZÂR
Re: GÜLDEN DÜŞEN YAPRAKLAR
Gönderilme zamanı: 22 Eyl 2011, 11:21
gönderen HAYY-DOST
GüL-i ZâR
Mehtablı gecelerde, YÂR hasretiyle yanarken,
Ay gelip geçmiş nur yüzüyle göremedim dostlar,
Göz göz olmuş yarelerim, yüreğimde, kanarken,
Gece siyah zülfün dağıtmış öremedim dostlar...
Geldi geçti yıllar bir ırmak gibi çağlayarak,
Doğrultup belimi, bir selam veremedim dostlar,
Dünya bağında şeydalar dinledim ağlayarak,
Dikeninden yandı canım, gül deremedim dostlar...
Ne varsa elde boşa savruldu, sonuç hep zarar,
Yandım yanıldım bir murada eremedim dostlar,
Bir öyle, bir böyle hazan dolu geçti kaç bahar,
Harmanda bora esti, sergen seremedim dostlar.
Yaşadıklarım bir rüya, halimse uyur gezer,
Hüsranım o ki, hayırlara yoramadım dostlar,
Ben herkesden razıyım, herkes benden niye bezer,
Bir türlü gönül lisanıyla soramadım dostlar….
Bazen nefsim dost göründü, çok düştüm oyununa,
Cahildim bir zaman önüne duramadım dostlar,
Kanat açtı “ben”dağına, , becerib de boynuna,
Hakk’ın hakikat halkasını, vuramadım dostlar,
Merhem oldum, ilaç sundum, çok yaraya el vurdum
Yalnız kendi yaralarımı, saramadım dostlar,
Yanık bağrıma sabır taşlarından basıp durdum
“Derdin derman” dediler, çâre aramadım dostlar,
Adım Gül-i zâr’a çıktı şen, şakrak gülistanda,
Zıtların zevkine erip de, karamadım dostlar,
Geçip gidiyor önüm sıra, kervan çölistanda,
Yine geri kaldım menzile varamadım dostlar….
Gül-i zâr ağlayan gül
Re: GÜLDEN DÜŞEN YAPRAKLAR
Gönderilme zamanı: 01 Eki 2011, 16:04
gönderen HAYY-DOST
DÖNER...
Hiç birşey bâki değil bu dünyada, Hakk Teâlâ'dan başka,
Leylal'ar biter, Mevlâ'da dönüşür, bir gün ilahi aşka,
Kimse güvenmesin bağa bostana, mala saraya köşke,
Kalır ne varsa, insan kefeniyle, taştan KABRİNE döner....
Yaratılmak, sevgi ve muhabbetle, Yüce Allah'tan ihsan,,
Sünnetullah'a uyana Rabb'imiz, her işi eyler asan
"İnnâ lillah, innâ ileyhi raciun" sırrınca her insan,
İsteyerek veye istemeyerek, mutlak RABB'İNE (cc) döner...
Âlem-i zâhirde ne olursan ol, ya köle, ya da paşa
Hangi şekil ve hale girersen gir, nasıl yaşarsan yaşa,
Ya Fâtiha, ya "Huve'l- Bâki" yazar, başucundaki taşa,
Meftun ola ola insan, sanunda, asıl HUBB-una (cc) döner...
İnsan nefsi ham, pişmeli bir zaman, dert-çile ateşinde,
Sevab-günah derken bir de üstelik, lâin şeytan peşinde,
Rahmân ve Rahîm'e sığınmalıdır, her an türlü işinde,
Defalarca tövbesini bozsa da, EL TEVVÂB'ına (cc) döner...
Gülizâr çok yaşadın rüyâ gibi, çok sabah - akşam gördün,
HAKK (cc) tecellisi yer gök cümle Âlem, nice ihtişam gördün,
Dertde gizlenmiş derman, canda canan, RABB'i muteşem gördün,
Günahı ile sevabı ile kul, EL VEHHÂB'ına (cc) döner....
GÜL-İ ZÂR
Re: GÜLDEN DÜŞEN YAPRAKLAR
Gönderilme zamanı: 13 Eki 2011, 15:01
gönderen HAYY-DOST
ZAMAN
Gübreyi gülle, narı- nurla karansın
Has aynaları, hüzünle yoransın,
Nice yarayı, sabırla saransın,
AN kalemiyle roman yazan zaman....
Bağlarsın niye, ayak ve elleri,
Kırarsın ümit, ve hoş hayalleri,
Yıkarsın nice uzun emelleri,
Türlü işleri yapıp bozan zaman...
Kiminde virane, kiminde bostan,
Kimine ihtare, kimine destan,
Yanyana diken, bülbül, gül-gülistan,
Fırtına gibi esip tozan zaman....
Hiç ölmem sanır, nasıl da aldanır,
Türlü işlerle, uğraşıp hâllanır,
İnsan ne garib, kefenle SALLanır
Gaflete koyup, mezar kazan zaman....
Bir masal gibi, gelip de geçersin,
Nice kalbleri, delip de geçersin,
Ömürleri hep, kadehsiz içersin,
Bazen ilk bahar, bazen hazan zaman....
Kelimelerle, yazılır satıra,
AN AN hafıza, dizilir hatıra,
Hesap verilir, gün gelir FÂTIR-a
Mahfuz-u hayat, gerçek mizân zaman...
Gülizar dertli, dert içinde derman,
AN da yaşamak, AN içinde ferman,
Çile örüyor, hep dönüyor kirman,
CAN eleğinden, SIRR-la sızan zaman...
Gül-i zâr
Re: GÜLDEN DÜŞEN YAPRAKLAR
Gönderilme zamanı: 21 Eki 2011, 13:07
gönderen HAYY-DOST
HASAN EMÎR'E sevgilerimle!
Allah'ımdan yadigâr, benim güzel torunum,
Gönlümün hünkârısın, övüncüm ve gururum,
Yaralarıma merhem, yüreğimde sürurum,
Fidan gibi boyuna, Maşallah, Subhanallah....
Gece gibi gözlerin, ay doğmuş ve yıldızlı,
Hem yiğitce bakışlı, hem sevimli hem nazlı,
Ay simalı, nur yüzlü, ışıl ışıl yaldızlı,
HAKK'tan hayat suyuna, maşallah, Subhanallah....
Seni sevmiş, Allah'ım, Cemâl'inden yaratmış,
Her âzana özenmiş, muhabbetle donatmış,
İnsan "ahsen-i takvim" tarifsiz bir sanâtmış,
Türlü çeşit huyuna, maşallah, Subhanallah....
Sana mutî kul olsun, ahdini güzel eyle,
Şu dünya ülkesinde, tahtını güzel eyle,
Sana şükür, Allah'ım, bahtını güzel eyle,
Atasına, soyuna , maşallah, Subhanallah,
GÜLİZAR
Re: GÜLDEN DÜŞEN YAPRAKLAR
Gönderilme zamanı: 14 Kas 2011, 18:48
gönderen HAYY-DOST
Gül Yarası
Soldu gitti GÜLüm, kalbimde kaldı yarası,
Ne kadardır aceb, ahretle dünya arası,
Darlık- çile yeri, kahırla- rahmet burası,
Durmaz her an kanar, gönlümde ki gül yarası....
Bir açtı kokladım, bir de baktım solmuş gülüm,
Pembe yanakları, akça pakca etmiş ölüm,
Her yanım gül dolsa, yine ondan geçmez gönlüm,
Durmaz her an kanar, gönlümde ki gül yarası....
Haberin sorarım, rüyalarımda geceden,
Ağıtlar yakarım, türlü harf ile heceden,
Ölünceye kadar, kapanmaz sızlar inceden,
Durmaz her an kanar, gönlümde ki gül yarası....
Bülbül gibi zâra, düşemedim, ama yandım,
Unutmadım seni, her zaman hasretle andım,
Hep böyle sürmez bu, gün olur kapanır sandım,
Durmaz her an kanar, gönlümde ki gül yarası....
Toprağa düşensin, mis kokulu gül yaprağım,
Sen gibi gül koksa, bir gün benim de toprağım,
Örtmeye yaramı, öylesine şen şakrağım,
Durmaz her an kanar, gönlümde ki gül yarası....
RABB'inden razıdır, gün sayar Gülizar ana,
Küle dönemedi, ateşlere yana yana,
Duacıdır her an, namazda niyazda sana,
Durmaz her an kanar, gönlümde ki gül yarası....
GÜLİZÂR
Re: GÜLDEN DÜŞEN YAPRAKLAR
Gönderilme zamanı: 11 Ara 2011, 22:34
gönderen HAYY-DOST
HAYY-DOST yazdı:
ZAMANLA
İnsan alışırmış sevmediği şeylere bile,
Düşmanın attığı taşa, dostun attığı güle,
Bağrını dele dele söyleyen zehirli dile,
İnsanın DERMANı olurmuş DERTleri, zamanla...
Sevdânın karasını ak eylermiş yüce Mevlâ,
Çölleri gül gülistan, kalmazmış ne Mecnun ne Leylâ,
Süheylâ olurmuş, aşkın nârında yanan Züleyhâ,
İnsanın DERMANı olurmuş DERTleri, zamanla...
Hasretiyle yanmak YÂRin, en güzel bahtiyarlık,
Hiç umûrunda mı RÛHun, yaşlanmak, ihtiyarlık,
Gelir geçer her şey, dünyâ fânidir, darlık- varlık,
İnsanın DERMANı olurmuş DERTleri, zamanla...
Alışmak zor gelse de inleyerek önceleri,
Izdırablar yavaşca mekân tutar geceleri,
"AHH" larında kavrulup, yanar, pişer niceleri,
İnsanın DERMANı olurmuş, DERTleri, zamanla...
Gülizâr sen dahi sevdin uzaktaki yakını,
Yıllar var ki anladın artık dost- düşman farkını,
Mâdem döndüren EL-BÂKİ VAR zamânın çarkını,
İnsanın DERMANı OLMALI DERTleri, zamanla...
GÜL-i ZÂR
Dolaştım sayfaları gamlı bir bir,
Kalbimde aşkın yar, dilimde tekbir,
Derteri zevk edindim, derman bildim,
Dön- dolaş YİNE aynı yere geldim...
GÜLİZAR
Re: GÜLDEN DÜŞEN YAPRAKLAR
Gönderilme zamanı: 11 Ara 2011, 22:36
gönderen HAYY-DOST
AĞLA
Sevdanın yolları dikenli taşlı,
Aşıklar hasrette, gözleri yaşlı,
Akıl dediğin ne, dik- iki başlı,
Ne garibsin insan, ağla haline..
Dünyayı kendine, mülk olur sandın,
Gölge ardında , koştun yanıldın,
Kendine bakmadın, ele darıldın,
Ne garibsin insan ağla haline...
Nice mevsim öldü, tekrar dirildi ,
Hergün kaç kişiye ,selâ verildi ,
Kur'an sayfa sayfa, kalbe serildi,
Ne garibsin insan, ağla haline...
Hakk- Hakikat nerde, merak etmedin?
"REHBER "yön gösterdi, niye gitmedin?
Elden geç kendine, bile yetmedin,
Ne garibsin insan, ağla haline...
Sevmeyi bilmeyen, ne bilir aşkı?
Viraneye meftun, neylesin köşkü?
Mahbub'u bulmayan, bilirmi meşki?
Ne garibsin insan, ağla haline...
Nefsine esirsen, açılmaz kafes,
Tevhid kılıcıyla, al başını kes,
Nereye kadar bu, heva ve heves?
Ne garibsin insan, ağla haline...
İfrat ve tefrit yok, doğrusu orta,
Hep önüne çıkar, çeşitli varta,
Yazıyor melekler, silinmez karta,
Ne garibsin insan,ağla haline...
Çok şükür ki RABB'in, Rahmeti engin,
Ne bitki ne hayvan, değil ki dengin,
Farkına var artık, bunca ahengin,
Ne garibsin insan ağla haline...
Önce Gülizar'dan, öğüt kendine,
Hayrandır gönülden, bu güzel dine,
Vefalı olmalı, herkes AHDine,
Garib garib ağla, KENDİ haline....
GÜL-İ ZÂR
Re: GÜLDEN DÜŞEN YAPRAKLAR
Gönderilme zamanı: 07 Oca 2012, 00:59
gönderen HAYY-DOST
"Yaz!” dedi PÎR’im
Çokluğa vurmuşsun BİRlik mührünü,
AN-da gizlemişsin, yarını dünü,
ÂŞIK kullarının vuslat düğünü,
Beşerin korktuğu, mübârek ölüm..
Her şeyi sıfırdan, yaratan Sensin,
“Bir” den âlemleri, çoğaltan Sensin,
Gökleri yerleri, donatan Sensin,
Sen’i hatırlatır, neyse gördüğüm…
İstemeyen kula, ne verir Rahmân (cc)?
Belâya sabırda, gizlidir dermân,
Duygudan çileler sarar hep kirmân,
Sen’le kolay her şey, Sen’siz kördüğüm…
Asıl hürlük SENde, Sana kullukta,
Hamd-ü-senâ Sanadır, darlık- bollukta,
Adını anmayan, her bir solukta,
Benlik zindanıdır, kendi ördüğüm..
Hayır hasenatsız, geçmez bu hayat,
İman sahibine, burda yok rahat,
Her yapan kendine, aldandım heyhât,
Kendi defterimdir, elde dürdüğüm…
Resulallah (sav) nakli, sorgulanırsa,
Şeytan yayınları, kurgulanırsa,
Enâniyet üste, vurgulanırsa,
Asıl şeytanlıktır, akla sorduğum…
İnsan farkındasız, gelip göçücü,
Zaman müptelâdır, ömür içici,
Gerçek yurdum cennet, dünya geçici,
Aslında kabahat, burda durduğum..
Uyanır ölünce, gafil uykuda,
Bîhaber halinden, kalmaz kayguda,
Kaybolur girdapta, binbir duyguda,
Kendi rüyâlarım, hayra yorduğum...
Gülizâr’ım bağda, dertli gezerim,
AK PÎR’im “yaz” dedi, ondan yazarım,
YÂR CemÂli gözler, gözde nazarım,
Bu yüzden başımı, taşa vurduğum…
Gül-i zâr
Re: GÜLDEN DÜŞEN YAPRAKLAR
Gönderilme zamanı: 07 Mar 2012, 14:00
gönderen HAYY-DOST
“Mekke , Medine KÂbe ve RÂvza,
Allah'ın boyasına boyandım,
Nur-ı MİM’e gark oldum, hakezâ
Bir rüya gördüm uyandım!.”
Umre dönüşü…..
GÜLDEN DÜŞENİM
Bugün yine uçup, düştü gönlüm,
Hasret Denizinde, bir gül yüze,
Unuttuğum sanma, sana döndüm,
İçte derinlerden, yüze, yüze...
Hilâl gibi kaşın yayım oldu,
Kirpiğin kalbimi delen okum,
Aktı yüreğime ,elem doldu,
Sen yoksan bir tanem, ben de yokum....
MuhaMMed kokulu güller derdim,
Sana getirdim “GÜLden Düşenim”,
Bir zaman kayboldu, acım derdim,
İlahî feyzle doldu GÜLşenim...
Unuttum her şeyi, belki bir an,
Ne kasevet kaldı ne dert sanki,
Döndüm ve karşımda neydi duran,
Yığın yığın çile, her zamanki…
Bırakıp gittiğim her şey, her dert,
Karşımda duruyor, dağlar gibi,
Yalçın kayavâri, daha da sert,
Yüzüm buruluyor, ağlar gibi….
Sabır imandandır, sonu selâm,
Şükür ettiğinde, ikrâm artar,
“Sabrene müjde!” der nur kelâm,
Hayrını melekler, ölçüp tartar…
Görünmez âlemde, sen sırdaşım,
GÜL tomurcuğumdun,ani gittin,
Hasretinle pişti, sabır taşım,
Leyl-nehâr masali, gibi bittin…
Gülizâr anacık, hâlâ yanar,
Ha-Nur ha-Nar olmuş, farksız Nihal,
Nerede olsa da, seni anar,
Ey gözleri elâ, kaşı hilâl….
GÜL-İ ZÂR
Re: GÜLDEN DÜŞEN YAPRAKLAR
Gönderilme zamanı: 08 Mar 2012, 09:10
gönderen aşık uslu
** Uslu sıranı bekle **
**
Selamünaleyküm dost, iki bin on iki,
Yirmi beş Şubat Cumartesi, Hak söz vaki.
**
Gül sima teşrif etti, süzülmüş pek narin,
Kâbe aşkı inceltmiş, hisleri çok derin.
**
Umresi makbul ola, İnşallah Hak razı,
Herkese nasip olmaz, alnında Nur yazı.
**
Hac için niyet eyle, göçünü topla can,
Rabbim ikram eylesin, Hak yolunda imkân.
**
Nice kez tavaf etmiş, say eylemiş beden,
Kâbe’ye selam vermiş, titremiş cümle ten.
**
Yaratana el açmış, yalvarmış çok defa,
Kul Hakkı kalmasın tek, dilemiş gül sefa.
**
Uz ve yakın dememiş, Hak duası bağış,
Hac ve umre fark etmez, gelsinler yaz ve kış.
**
Tatsınlar bu bal hazzı, her gönül paklansın,
Yürek pası silinsin, kalp ayna aklansın.
**
Güncellensin Hak fikri, tek virüs kalmasın,
Nasuh tövbesi etsin, ser şerre dalmasın.
**
Gel katıl Nur kervana, birlik can diridir,
Asın imamı söyler, dirlik can iridir.
**
Uslu sırasını bekle, Nur daveti yakın,
Hal ve kal layık olsun, günahtan pek sakın.
**
Z.Güngör Uslu 25.02.2012-21.52 Samsun
Re: GÜLDEN DÜŞEN YAPRAKLAR
Gönderilme zamanı: 17 Mar 2012, 18:39
gönderen HAYY-DOST
GÜLüşümde Gizli Hıçkırık!..
GÜL-üm kahkaha, ZÂR-ım hıçkırık,
Boynumu büker, zâlım ayrılık,
Seven- Sevilen, olmaz gayrılık,
Bâzen leyliyim, bâzen nehâr...
Kaldım bîkarar, neylesem bilmem,
Akar gözyaşım, YÂR için silmem,
Emr-i İlahî, yasaksa delmem,
Bâzen kârdayım, bâzen de zarar....
Geçtim benlikten, Hakk'a tâbiyim,
Sanki serince, kuyu dibiyim,
Âcizim zayıf, bir mum gibiyim,
Bâzen sönerim, bâzen yanar...
Bir an gülşende, güllük gülistân,
Dağlar çiçekli, bağlık bağistân,
Bir an elemden, yazılır destân,
Bâzen hâzânım, bâzen bahar...
Deli deli yel, eser SERinde,
Hıçkırır ağlar, inler derinde,
Aşık kalbimin, orta yerinde,
Bâzen kan tutar, bâzen kanar...
Ben âciz yoksul, garib kulunum,
Yardımın yoksa, kayıb olurum,
Şaşarım yolu, nasıl bulurum,
Bâzen yokum HİÇ, bâzen HEP var...
Gül-i -Zâr yüzer, elem gölünde,
Çarpışır dertler, garib gönlünde,
Takdir Allah'ın, çile çölünde,
Bâzen nûr yakar, bâzen de nâr...
Gül-i Zâr
Re: GÜLDEN DÜŞEN YAPRAKLAR
Gönderilme zamanı: 26 Mar 2012, 16:54
gönderen HAYY-DOST
GÖRDÜM!..
Dillere destan olmuş, irem bağları,
İçinde sır saklayan, bunca çağları,
Eğilmez baş gibi dik, duran dağları,
Görünmez bir kuvvete, yaslanmış gördüm...
Oktur kirpiklerin yâr, hilâldir kaşlar,
Sabrımın delilidir, bağrımda taşlar,
Ağlarım dışa akmaz, gözümden yaşlar,
Sızlayan kalb gözümü, ıslanmış gördüm...
Ey! Kendinden habersiz, uykudan uyan,
Geç batıldan Hakk'ı bul, Allah'a dayan,
"Emmâre" de kalıp da, şeytana uyan,
Nefs yılanını azgın, tıslanmış gördüm...
Hakk- batıl karıştırıp, yanlış seçenler,
Zemzemden içmeyip de, zakkum içenler,
Tövbe edemeyip de, vakti geçenler,
Gönül pencerenizi , puslanmış gördüm...
Beş vakit nûr nehrine, girip çıkmadın,
Emir Allah’tan diye, nefsi sıkmadın,
Günahlar ormanından, niye bıkmadın,
Ruh kuşu kafesini, paslanmış gördüm…
Sırat-ı müstâkimsiz, insan yitermiş,
Hakk’tan ceryan almayan, canlar bitermiş,
Sevgisiz yangınlarda, duman tütermiş,
Kalbleri mühürlenmiş , islenmiş gördüm…
Canlara gelen feyiz, can Muhammed’den,(SAV)
Aşkın gerçeği- aslı, Hakk muhabbetten,
Allah için olunca, hoş söz- sohbetten,
Çook, duygusuz kalbleri, hislenmiş gördüm…
Seçilmişse kaçamaz, kul asla Hakk’tan,
Seven- sevilen yâr’e, mahkûmdur çoktan,
Külli şeye Kadir’dir, yaratır yoktan,
Evliya Evliya’yı, kıskanır gördüm…
Gülizar çare yoktur, yâr yaresine,
Kıymaz aslında kimse, can paresine,
Düşme “oldu- olmadı”, dert çaresine,
Gerçi seni “rıza”da, uslanmış gördüm…
Gül-i-zâr
Re: GÜLDEN DÜŞEN YAPRAKLAR
Gönderilme zamanı: 30 Mar 2012, 16:06
gönderen HAYY-DOST
YÂR!..
Hiç bir yandan kapanmaz yollarım sana,
Her an DUADA açık kollarım sana,
Gizli telden haberler yollarım sana,
Sesisizce feryadımı, duymazmısın YÂR?
Adıma "deli" demiş, VELÎ'inin biri,
Dünya değil ki dostlar, delinin yeri,
Çoğu cenaze gezer, sanılır diri,
Ölsem beni kabrime, koymazmısın YÂR?
Muhammed'i kokular, sürünmek için,
Hurilerden daha hoş , görünmek için,
Cennette ipek atlas, bürünmek için,
Bembeyaz kefenimden, soymazmısın YÂR?
Hep veliler divanda, Cemâl'e hasret,
Dervişler döner aşkla, kaybolur kasvet,
BİZ-i yoluna yolcu, kendine dost et,
Beni de has kulundan, saymazmısın YÂR?
Sahibi kimdir bilsek, bu kainatın,
Dizginin tutabilsek, azgın nefs atın,
Sessizce indirip de, şefkât tokatın,
Uyur gezer olanı aymazmısın YÂR?
Gülizar kulun yanar, halden bilen yok,
Senden başka gözünün, yaşın silen yok,
Yalnız kalır çöllerde, onla gelen yok,
Yüreğimi AŞK-ınla , oymazmısın YÂR?
GÜL-İ ZÂR
Re: GÜLDEN DÜŞEN YAPRAKLAR
Gönderilme zamanı: 25 Nis 2012, 13:22
gönderen HAYY-DOST
SON GÜNümde…
Gün gelir biter zamANı, burda misafir olANın,
Ahret Âlemine göçer, belki bugün, belki yarın,
Neresinden dönsek kÂrdır, cana dokunan zararın,
İlk günümde ağlamışım, güler miyim son günümde...?
Geçti ömrüm ah-vah ile, düşe kalka yola revan,
Güldüm yüzüne dertlerin, oturdu yüreğime kan,
Dost aradım dostsuzlarda, derde derman, cana canan,
Rastlamadım desem yeri, bulur muyum son günümde...?
Mum gibi eridim yandım, ışığım kime ne fayda,
Deryalara daldım bazen, boğuldum bir küçük çayda,
Yana yana kül olmakmış, nasibime düşen payda,
Hakk'a yakin olamadım, olur muyum son günümde...?
Yaşadığı aşk kadarmış, her kula verilen değer,
Gaflete dalıp geç kaldım, sevilmek sevmekmiş meğer
Öyle ANlar var diyorlar, hayal etmek cihan değer,
Kıymetini bilemedim, bilir miyim son günümde…?
GülizÂr ana, bacı, eş, düşmanına bile kardeş,
Çile çölü yaşadığı, bazen buzdur bazen ateş,
Ne sen sor ne ben söyleyem, ne de yaralarımı deş,
Ölemedim ömür boyu, ölür müyüm son günümde….?
GÜL-İ-ZÂR
Re: GÜLDEN DÜŞEN YAPRAKLAR
Gönderilme zamanı: 15 May 2012, 12:05
gönderen HAYY-DOST
KALBimin BESTEsi
İstemiyor gönlüm asla, senden başka bir YÂR,
Aradım durdum ömrümce, gezdim diyâr diyâr,
Ne kışlar yaşadım garib, ne yazlar ne bahar,
Sana hasret kalbimde, "HÜZZÂM" dır besteler....
"İğne deliğinden deve" ler, sensin geçiren YÂR,
Cennet kevserinden "zem zem", sensin içiren YÂR,
Zümrüt-ü Ankâ kuşunu, sensin uçuran YÂR,
Sana hasret kalbimde "PÜRGÂM"dır besteler....
Leylâ'da sevilen Sensin, Mecnun'da seven Sen,
Kullarını öven Sensin, şefkâtle döven Sen,
İmanımda tevekkülsün, içimde güven Sen,
Sana hasret kalbimde "İLHÂM"dır besteler....
Takılmadım gölgelere, hep "ASL"ı aradım,
Notalarda, nâmelerde, hep "fASL"ı aradım,
Hıçkırıkta, kahkahada, hep yaslı aradım,
Sana hasret kalbimde, "YARAM"dır besteler....
GülizÂr deme her hÂLin, gülerler sana bak,
Dostu hoş gör, ne yüze vur, ne hayrı başa kak,
Nedir ki ölmek, nedir ki, sevdasız yaşamak,
Sana hasret kalbimde, "TAMAM"dır besteler....
Gül-i zâr
Re: GÜLDEN DÜŞEN YAPRAKLAR
Gönderilme zamanı: 01 Haz 2012, 12:45
gönderen HAYY-DOST
مُّحَمَّدٌ رَّسُولُ اللَّهِ وَالَّذِينَ مَعَهُ أَشِدَّاء عَلَى الْكُفَّارِ رُحَمَاء بَيْنَهُمْ تَرَاهُمْ رُكَّعًا سُجَّدًا يَبْتَغُونَ فَضْلًا مِّنَ اللَّهِ وَرِضْوَانًا سِيمَاهُمْ فِي وُجُوهِهِم مِّنْ أَثَرِ السُّجُودِ ذَلِكَ مَثَلُهُمْ فِي التَّوْرَاةِ وَمَثَلُهُمْ فِي الْإِنجِيلِ كَزَرْعٍ أَخْرَجَ شَطْأَهُ فَآزَرَهُ فَاسْتَغْلَظَ فَاسْتَوَى عَلَى سُوقِهِ يُعْجِبُ الزُّرَّاعَ لِيَغِيظَ بِهِمُ الْكُفَّارَ وَعَدَ اللَّهُ الَّذِينَ آمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ مِنْهُم مَّغْفِرَةً وَأَجْرًا عَظِيمًا
Muhammedun rasûlullâh(resûlullâhi), vellezîne meahû eşiddâu ale'l kuffâri ruhamâu beynehum terâhum rukkean succeden yebtegûne fadlen minallâhi ve rıdvânen sîmâhum fî vucûhihim min eseri's-sucûd(sucûdi), zâlike meseluhum fî't-tevrât(tevrâti), ve meseluhum fî'l-incîl(incîli), ke zer’in ahrece şat’ehu fe âzerehu festagleza festevâ alâ sûkıhî yu’cibu'z-zurrâa, li yagîza bihimu'l-kuffâr(kuffâra), vaadallâhullezîne âmenû ve amilû's-sâlihâti minhum magfireten ve ecren azîmâ(azîmen)
Muhammed ALLAH’ın elçisidir. Berâberinde bulunanlar da kâfirlere karşı çetin, kendi aralarında merhâmetlidirler. Onları rükûya varırken, secde ederken görürsün. ALLAH’tan lütuf ve rıza isterler. Onların nişanları yüzlerindeki secde izidir. Bu, onların Tevrat’taki vasıflarıdır. İncil’deki vasıfları da şöyledir: Onlar filizini yarıp çıkarmış, gittikçe onu kuvvetlendirerek kalınlaşmış, gövdesi üzerine dikilmiş bir ekine benzerler ki bu, ekicilerin de hoşuna gider. ALLAH böylece onları çoğaltıp kuvvetlendirmekle kâfirleri öfkelendirir. ALLAH onlardan inanıp iyi işler yapanlara mağfiret ve büyük mükâfat vâdetmiştir.
(FETİH 29/48)
Re: GÜLDEN DÜŞEN YAPRAKLAR
Gönderilme zamanı: 05 Haz 2012, 16:54
gönderen HAYY-DOST
HEYY DOST...
VURMA YANIK YANIK GÖNÜL SAZIMA,
KATMA ACILARI YÜREK SIZIMA,
ALDIRMA SEN BENİM NAZ- NİYAZIMA,
HEM AĞLARIM HEM DE YAŞARIM HEYY DOST ...
GÖNLÜM HEP DAĞLARDA GEZER TUTKULU,
GARİB-ÜL GARİBDİR BU ALLAH KULU,
RUHUM SEMALARDA GÖZLER UYKULU,
HEM BAKARIM HEM ŞAŞARIM HEYY DOST..
BÜLBÜLLER NEYE SUSKUN, GÜL ÇAĞINDA,
FIRTINA KOL GEZİYOR, DOST BAĞINDA,
KAÇ ZAMANDIR, ERENLER OCAĞINDA,
HEM YANARIM, HEM DE PİŞERİM HEYY DOST ...
GÖZLERİMDEN AKAR GİDER ACISU,
KALBİME DARBE VURUR AŞK SANCISI,
OLDUM OLALI HAKK YOLUN YOLCUSU,
HEM KALKARIM, HEM DE DÜŞERİM HEYY DOST...
RUH TENDEN AYRILAN BİR DELİ IRMAK,
MAHBUBA DOĞRU COŞAR BİLMEZ DURMAK,
MAKSUDUM VUSLATLA DERYAYA VARMAK,
HEM AKARIM HEM DE TAŞARIM HEYY DOST...
GÜL-İ-ZAR İÇİN BOZDUM GÜLZARIMI,
GÖKTEN TOPRAĞA SALDIM NAZARIMI,
KENDİ ELİMLE KAZDIM MEZARIMI,
HEM YIKARIM, HEM DE DÖŞERİM HEYY DOST....
GüL-i-ZâR
Re: GÜLDEN DÜŞEN YAPRAKLAR
Gönderilme zamanı: 03 Tem 2012, 17:29
gönderen HAYY-DOST
ÖMRÜMCE ARADIM HEP
"SENİ, SEVEN-SEVİLEN-SEVGİLİ!.."
İLK yaratılan güzel ere eş,
Tüm insanlığa ana, din kardeş,
AY gibi üstünde yansır güneş,
HAVVA'sı olurdum, ÂDEM (as) bulsam...
Adı güzel kendi pak, has-ül has,
Ne el değdirmiş ne göz, ona nâs,
Hizmetinde bulunmuş, tüm havas,
MERYEM'i olurdum, İSÂ (as) bulsam...
Yavrum diye sevip, kucak açan,
Uğruna makam mevkiden kaçan,
Firavun sarayında nur saçan,
ASİYE olurdum, MUSÂ (as) bulsam....
HAKK cemâli gözüne görünen,
AŞK libâsı üstüne bürünen,
SEVdâsıyla yıllarca sürünen,
ZELİHA olurdum, YUSUF (as) bulsam....
İSMAİL için YÂRdan geçilen,
Zemzem gibi mutluluk içilen,
Güzellerden bir güzel seçilen,
HACER'i olurdum, HALİL (as) bulsam...
Rüyada işareti verilen,
Tüm ikramlar önüne serilen,
Kaderullahla aşka erilen,
HADİCE olurdum, AHMED (as) bulsam....
HASAN ile HÜSEYİN anası,
Genç yaşda buldu BABAnın yası,
YÂRden ayrılmaktı tek tasası,
FATIMA olurdum, ALİ (kv) bulsam....
ÇÖLde adına destan yazılan,
Adı aşık kalblere kazılan,
HAKKın aşkına sihri bozulan,
LEYLÂsı olurdum, MECNUN bulsam....
Uğruna delinmez dağ delinen,
AŞKa düşen herkesce bilinen,
Sevdasından kül olup ölünen,
ŞİRİNi olurdum, FERHAT bulsam...
GÜLlizar adım ağlar dururum,
Kendi okumla kendim vururum,
Kalmadı dünyada hiç sürurum,
KÂF dağı olurdum, ANKA bulsam....
GÜLİZÂR
Re: GÜLDEN DÜŞEN YAPRAKLAR
Gönderilme zamanı: 13 Tem 2012, 14:01
gönderen HAYY-DOST
CAN pârem!..
Derin YARalarım YÂRdan, ey yüreği YARasızlar,
Hangi DOSTum bir gül atsa, incinip inceden sızlar,
GÜLsüz bağda bülbül neyler, YÂRsız gönülde aşk olmaz...
Gelir-gider ANdan ANa, DOSTtan DOSTa nâz- nîYAZlar...
Dağıma kar yağdı yazık, gülzârım gazel-târumar,
Rest çekti felek yenildim, bir daha oynamam kumar,
Mevsim sonbahar, sonu kış, bilmem nefs daha ne umar,
Elimde kalakaldı bak, mızrabı kırılmış SAZlar...
YÂR lebleri nefes üfler, gönül NEYim içten inler,
KALBim Leylâ- Mecnun çölü, YÂRim söyler YÂRim dinler,
Sırr kübü yüreğim gibi, yer altında nice SÎNler,
Musa (as), firavun, İbrahim(as), nemrut gibi neler GİZler...
Keşfe geldik bu dünyayı, Celâl ve Cemâl iç içe,
Yeryüzü başka bir âlem, gökse nûrdan kaneviçe,
Yürüyorum ÇÖLüm Cennet, tövbe suyu içe içe,
Esiyor zamAN rüzgârı, lâkin silinmiyor İZler.
Ne GÜLler dökülüp soldu, şu gönlümün gülzârından,
Bağ- bağban perişan oldu, bülbülün ahı zârından,
Kelime kelime damlar, sızar gönül pınarından,
Ârif olan ANlar hâlden, hâli anlatamaz SÖZler,
Özledim seni CAN pârem, sabır hasreti yenmiyor,
Gidenler gitti bir daha, ne yapsan geri dönmüyor,
Yok tesellisi gönlümün, yangınları hiç sönmüyor,
Kül sardı üstünü lâkin, için için yanar KÖZler,
Gülizâr’ın mısrâları, şikâyet değil inANın,
Ömrümü içse de AN-AN, yok artık hükmü zamANın,
Alev alev hârlanıyor, ÇÖLümde, gönlümde yANgın,
Dağ gibi nefsimde lâkin, neden çözülmüyor BUZlar?..
GÜL-İ ZÂR
Re: GÜLDEN DÜŞEN YAPRAKLAR
Gönderilme zamanı: 17 Ağu 2012, 15:41
gönderen HAYY-DOST
heYY DOST!..
ÖZledim kokunu, sessizde sesini
Rüzgârın çaldığı, DOSTluk bestesini
Solusam bir daha, Rahmân nefesini
Selâmsız duasız, geçti seher yeli.....
HÂL dilim örtüyor, her an sözlerimi
DOST olarak O yeter, duyar özlemimi
Kimsesiz anlarda, yaşlı gözlerimi
İlahi şefkâtle, SİLse Kudret eli...
Dünya fâni inan, kalmaz sana, bana
Denmez her dert ele, ölsem yana yana
Anlatmak gerekmez, HÂLden anlayana
Ne sırlar fısıldar, ÂŞIK gönül dili...
Gönlümün cenneti, tenime cehennem
Yasaklar zinciri, bağlar yolumu hem
Sorma hâlimi DOST, asla söyleyemem
KALBden KALBe gizli, aksın duygu seli...
Gülizâr'dan bıktım, şikâyet kendime
Coşkun sular gibi, ben sığmam bendime
Vazgeçmiyor KALBim, yarsam lime lime
Karmakarışığım, DOST sen gittin gideli...
gülizâr
Re: GÜLDEN DÜŞEN YAPRAKLAR
Gönderilme zamanı: 17 Eyl 2012, 16:17
gönderen HAYY-DOST
Bırak yakamı DÜNya!..
Off çok bunalttın, eyy dünya beni,
Git ara da bul, seni seveni,
Sen koklayana, batır dikeni,
Girmem bir daha, gülistanına..
Çalar telinde oynatırsın sen,
Kaynar kazanda, kaynatırsın sen,
Yolcuyu yoldan eyletirsin sen,
Rağbetim olmaz, al fistanına...
Sararayın köşkün, beylere tuzak,
Her işin yalan, yokuşta kızak,
Sanırsın ölüm, sana çok uzak....
Ben köle olmam, ol sultanına....
Bal kovanında, avu sunarsın,
Her insan bana kanar sanarsın,
Bir zaman gelir, sen de yanarsın,
Bu pazar yasak dert satanına....
Sevgin sevdan boş, çöldeki serap,
Düşmeye görsün, gönüller harap,
Altın kupada sunduğun şarap,
Zehirdir aşa, bal katanına....
Bakışın yalan, gülüşün yalan,
İnişin yalan yokuşun yalan,
Şehvetin, tutkun, bir kara yılan,
Seni koynunda yâr tutanına...
Gül-i zâr, atma, gel yaban ele,
Nasihat dinle, uslu ol hele,
Dost acı söyler, sevse de bile,
Rağbetin olsun, el tutanına...
Gülizar