Ey Yâr Vuslatım Ömrüm Kadar...
Gönderilme zamanı: 06 Tem 2009, 14:52
Ey Yâr Vuslatım Ömrüm Kadar...
Bugün yine hüzün düştü yüreğimin derinliklerine, yine sevda yamaçlarında dolanıyorum kendinden geçmişçesine.. Bağırıyorum avazım çıktığı kadar ama kimse sesimi duymuyor, çırpınıyorum ama bir türlü duyuramıyorum feryadımı
İçimde zelzeleler kopuyor, yüreğim paramparça sanki her bir azamı bölüyorlar satırla Günahlarımın verdiği ağırlıktan tir tir titriyorum, acizlik içerisinde kıvranıyorum durmadan, yatağımın içerisinde iki büklüm ağlıyorum SENİN yokluğunun verdiği sancıdan,yanaklarımdan iki damla yaş süzülüyor usulca..İki damla kan akıyor yüreğimin derinliklerine..
Adını sayıklıyorum içten sessizce ve SENSİZCE
Hayatımın her bir karesi eksilerle dolu ve kapatmaya çalışıyorum ömrüm boyu! Ağzım yalan ve küfür kokuyor, ellerim boşlukta, ayaklarım sabit ve prangalı, beynim SENSİZLİĞİN mektebinde mıhlanıp kaldı, gözlerim yokluğundan körleşti, yüreğim yosun tuttu ve keçeleşti!..
Ey Yâr Ben ne Mekkeyim hüznüne ortak ne Medineyim Sevdana tutsak, ne Ebubekirim Benden sonra bir peygamber daha gelse o sen olurdun dediğin, ne Ömerim istemez misin dünya onların ahiret bizim olsundeyip onu adaletiyle övdüğün, ne Osmanım Bir kızım daha olsa yine sana verirdim deyip hayâsından hayâ ettiğin, ne Aliyim ilmin kapısıdeyip en çok sevdiğin kızını verdiğin, ne reyhanlarım dediğin Hz. Hasan ve Hz. Hüseyinim, ne Bilal-i Habeşiyim Cennette adımlarını benden önde görüyorumdeyip ezan okumasıyla sükûn bulduğun, ne başını okşadığın Enes Bin Malikim, ne Taifim seninle ağlayan ve ne de Zeydim sana yoldaş olan..
Ama çok şükür ki ben;
Ne Ebu Cehilim kapımı 25 kez suratına kapatan, ne Ebu Lehebim sana elleri kuruyasıca diyen, ne As Bin Vailim İslam düşmanı olan, ne Kab Bin Eşrefim sana Ebter diyen, ne Ümmü Cemilim yoluna dikenler döşeyen, ne Taif de yüzüne çarpan taşım, ne Uhut da dişini kıran okum, ne Ubey Bin Halefim Senin Rabbin mi bu kurumuş kemikleri diriltecekdeyip seni alaya alan, ne sana mecnun, şair, büyücü, sihirbaz diyen yahudiyim ve ne de mescit kuşu iken senin duanla zengin olup sonra islamı unutan Salebeyim!..
Ey Yâr sahi ben kimim? Neyim? Ben senden 14 asır ötede yüreğini SENİNLE avutan ama SENSİZ teselli bulamayan, en çok da yüreğini Gülün dikenine asmak isteyen Bülbülüm!..
Ben Kerem gibi Aslıma ermek, Ferhat gibi aşkından dağları delmek ve elimin tersiyle itip tüm dünyalıkları çekil aradan Leyla ben Mevlamı buldumdemek isteyen bir Mecnunum!
Aşkından Mecnuna dönmek,pervane gibi ışığında durmak,Elif gibi her daim okunmasam da hep seninle olmak ve kardeşlerim dediğin o zümreye dahil olmak için çırpınan bir zavallıyım!..
Artık hayatın ritmi zorlaştı, tik taklar yavaşladı, son demlerimde SENİ bekliyorum, yoksa bana kırgın mısın EFENDİM?
Ne olur gel ve Gül Çehrenle aydınlat çehremi..
SEN Gel ki hicranım dinsin!
EY SEVGİLİ gönül kapılarımı sonuna kadar açtım SENİ bekliyorum!
Ama SEN gelmezsen ben SANA geldim, ellerimde sevda ikliminden derdiğim güllerle, kalbimdeki en hoyrat sevgiyle, artık gülmeye bile mecalimin kalmadığı çehremle, SENİN firakından paramparça olmuş yüreğimle, sırtımda günah yüklü heybemle kapına geldim EN SEVGİLİ bağışlanma ümidiyle çarpıyor kalbim!..
Sallâllahû Aleyhi Ve Sellem...