Maziye Bir Bakiver...
- dibbace
- Saygın Üye
- Mesajlar: 222
- Kayıt: 15 Nis 2008, 02:00
Maziye Bir Bakiver...
En cok bu yönünü seviyorum...
Ne kadar sevimsiz olsamda,karsimda hep sevimlisin...
Ates,suyun kendisini söndürecegini bilse dahi,son cm`ye kadar iddasini sürdürüp suyun üzerine yürür...Hasedin böylesine hayret dogrusu...Amacida madem sönecegim,bari sönmeden kurutabildigim kadar kurutayim mantigi...
Peki sonuc...!!!
Ne önemi varki...
Sönen sönmüs,kuruyan kurumus...
Bir tarafta ehli lanet,diger tarafta ehli iltifat...
Geride kalanlar hep olaylari kendine yorunca,atescikler ATESi,sucuklar SUYU taklide koyulmuslar...
Gercek ATES ve SU rolunün hakkini veremeyenler,onlar gibi görünmekle,onlarin gördügü gibi muamele görmeyi ummuslar...
itiraf etmeliyimki,kusursuz bir zeka...Yani cinfikirlilik bu...
Ama bu devran böyle sürüp gidince,kalite sürekli bir sekilde düsüs göstermeside kacinilmaz...
Bir bilge boyut degistirince,ardinda kalan onun takipcileri,onun gibi söylemlerde bulunamamanin acizliginden,onun söylemlerini tevil ile yetinirler...
Vekil Asil Gibidir,kelaminida bizzatihi uygulamaya sokunca,bu sefer devamlilik arzeden bir tevilat hüküm sürer...
Yine ilk marazin benzeri var...Ayniligin olmayisi,benzerligin kacinilmazligi...
Allahim,bugunümü gecmisteki günlerden biriyle ayni görmekten beni alikoy...
Ve benzerliklerin esaretindende müstagni eyle...
Düz bir cizgi cizebilene,canimi feda ederim...
iddasidir,cizebilirim diyenin azabi...
Vesselam...
- anlamak
- Kıdemli Üye
- Mesajlar: 546
- Kayıt: 12 May 2008, 02:00
- kulihvani
- Site Admin
- Mesajlar: 12888
- Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00
Muhammedi Melâmetin gerçek bir farkı vardır alışılmışlardan;
Tasavvufçuluk yapanlara bakarsınız, daima alçak-yüksek, tefrit-ifrat açamzını görürsünüz..
Oysa SEVİYE ve İTİDAL idi Sırat-ı Müstakim..
lâ ilâhe: açıkça inkardır ve Tevhidin yarısıdır. kaldıramazsınız.
İllâ Allah: açıkça ikrardır ve Tevhidin yarısıdır. kaldıramazsınız.
İkisi de ayrı ayrı tevhid değildir.
TEVHİD ikisinin SEVİYElenmesidir BİZ BİRliğiidir..
Gübreye lânet okuyara GÜL Kokusu umanlar iltifat yağdıranlar elbette ahmak hayalcilerdir..
Zülcelâli vel ikram hükmünü ve hikmetini anlamamışlardır..
Bu nedenle altın tozu içinde naylon gülcülük yapmakatalar durmadan..
Sevgili dibbace Bilememek, Bulamamak, Olamamak ve Yaşayamamak KÖRlüğü İslam Âlemine ağır bedel ödetmiştir..
Akıl, nefis, kadın vs. gibi ana değer yargılarını çözemeyince onları dışlayarak hayal âleminde hayalî bir açmaza düşülmektedir..
Sanki bir açı kenarı gibi gittikçe açılan ve uzaklaşan Hakikatten..
Çaresi?..
Ne demişti Aziz Üstad Said Nursî Hazretleri:
"Elde Kur'ân gibi bir mu'cize-yi bâki varken
Başka bürhan aramak aklıma zaid görünür.
Elde Kur'ân gibi bir bürhan-ı hakikat varken
Münkirleri ilzam için gönlüme sıklet mi gelir?"
Bu çağın penceresinden Muhammedi Şuurla ve Nurla Kur'ân-ı Kerim'imize bir daha baksak acaba nedir SEVİYE?..
Neden Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem, Şeytanını öldürmüyor da müslüman ediyor?...
Muhammedi Muhabbetle..
Tasavvufçuluk yapanlara bakarsınız, daima alçak-yüksek, tefrit-ifrat açamzını görürsünüz..
Oysa SEVİYE ve İTİDAL idi Sırat-ı Müstakim..
lâ ilâhe: açıkça inkardır ve Tevhidin yarısıdır. kaldıramazsınız.
İllâ Allah: açıkça ikrardır ve Tevhidin yarısıdır. kaldıramazsınız.
İkisi de ayrı ayrı tevhid değildir.
TEVHİD ikisinin SEVİYElenmesidir BİZ BİRliğiidir..
Gübreye lânet okuyara GÜL Kokusu umanlar iltifat yağdıranlar elbette ahmak hayalcilerdir..
Zülcelâli vel ikram hükmünü ve hikmetini anlamamışlardır..
Bu nedenle altın tozu içinde naylon gülcülük yapmakatalar durmadan..
Sevgili dibbace Bilememek, Bulamamak, Olamamak ve Yaşayamamak KÖRlüğü İslam Âlemine ağır bedel ödetmiştir..
Akıl, nefis, kadın vs. gibi ana değer yargılarını çözemeyince onları dışlayarak hayal âleminde hayalî bir açmaza düşülmektedir..
Sanki bir açı kenarı gibi gittikçe açılan ve uzaklaşan Hakikatten..
Çaresi?..
Ne demişti Aziz Üstad Said Nursî Hazretleri:
"Elde Kur'ân gibi bir mu'cize-yi bâki varken
Başka bürhan aramak aklıma zaid görünür.
Elde Kur'ân gibi bir bürhan-ı hakikat varken
Münkirleri ilzam için gönlüme sıklet mi gelir?"
Bu çağın penceresinden Muhammedi Şuurla ve Nurla Kur'ân-ı Kerim'imize bir daha baksak acaba nedir SEVİYE?..
Neden Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem, Şeytanını öldürmüyor da müslüman ediyor?...
Muhammedi Muhabbetle..
- nafile
- Aktif Üye
- Mesajlar: 169
- Kayıt: 02 Kas 2008, 02:00
Fâtiha SURESİ
5, 6 ,7إِيَّاكَ نَعْبُدُ وَإِيَّاكَ نَسْتَعِينُ
اهْدِنَا الصِّرَاطَ الْمُسْتَقِيمَ
صِرَاطَ الَّذِينَ أَنْعَمْتَ عَلَيْهِمْ غَيْرِ الْمَغْضُوبِ عَلَيْهِمْ وَلَا الضَّالِّينَ
Allah razı olsun sevgili hocam...
dikeninin özü vesilesiyle namına kavuşan gülü,
eksik edeb tutuşumuzla , kabiliyetsizliğimizle yargılıyoruz.
bir de haklıyız hakkımızı isteriz diyoruz
yazk bize yaHu...
Affetsin bizleri
sırat-ı mustakim'den eylesin
5, 6 ,7إِيَّاكَ نَعْبُدُ وَإِيَّاكَ نَسْتَعِينُ
اهْدِنَا الصِّرَاطَ الْمُسْتَقِيمَ
صِرَاطَ الَّذِينَ أَنْعَمْتَ عَلَيْهِمْ غَيْرِ الْمَغْضُوبِ عَلَيْهِمْ وَلَا الضَّالِّينَ
Allah razı olsun sevgili hocam...
dikeninin özü vesilesiyle namına kavuşan gülü,
eksik edeb tutuşumuzla , kabiliyetsizliğimizle yargılıyoruz.
bir de haklıyız hakkımızı isteriz diyoruz
yazk bize yaHu...
Affetsin bizleri
sırat-ı mustakim'den eylesin
- kulihvani
- Site Admin
- Mesajlar: 12888
- Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00
- dibbace
- Saygın Üye
- Mesajlar: 222
- Kayıt: 15 Nis 2008, 02:00
Nefsine zulmedenler...
Orta yolu tutanlar...
Hayırda ileri gidenler...
Artık her geçen gün, basit ifadenin bünyesinde en tılsımlı manaları taşıdığına kani oluyorum...
OKUMAK kabiliyeti ne kadar gelişirse kişinin, tefekkür sınırları ne kadar genişler ise, KÜLL olani ZERREde görür oluyor...
Sevgili kulihvani; ne güzel ifade etmişsiniz, yarım elma ile gönül alınamayacağını... Tüm bir ELMAnın kalbe şifa oluşu da bundan olsa gerek... Ortadan ikiye bölünce iki yarım kalp şeklinin çıkması da delili...
ismi, cismi ne olursa olsun; ALLAH yaratmış ise değerlidir, hikmetlidir... Boş ve süs kabilinden yaratmaktan münezzehtir O...
Hayırda koşuşturanlar için benim gördüğüm; dışardan görüldüklerinde hem nefsine zulmeder görünürler, hem orta yolun müdavimleri, hemde bizzatihi hayırda koşuşturanların timsali...
Karşımdaki için zannim ne ise, ALLAHı karşımda öylece buluveriyorum...
Algıların değiştiği, Alışkanlıkların Kökleştiği şu devirde hepimiz için CEM´de FARK diliyorum...
Vesselam...
- MINA
- Özel Üye
- Mesajlar: 2740
- Kayıt: 25 Eki 2008, 02:00
dibbace yazdı:
...
Sevgili kulihvani;ne güzel ifade etmissiniz,yarim elma ile gönül alinamayacagini...Tüm bir ELMAnin kalbe sifa olusuda bundan olsa gerek...Ortadan ikiye bölünce iki yarim kalp seklinin cikmasida delili...
Algilarin degistigi,Aliskanliklarin Köklestigi su devirde hepimiz icin CEM´de FARK diliyorum...
Vesselam...
Devir liderleri izleme devri değil, devir insanın kendini takip etme devri... Bu sözün içinde bin bir anlam buluyorum her seferinde..Ve kendi içimde de yollara sapıyorum ne zaman düşse aklıma bu söz.. o yollar ki, daha önce hiç gör(e)mediğim, bil(e)mediğim, hiç keşfetmediğim..
Yollar dışarıda değilmiş, ya da yönler.. Kitaplar okumuşum, hayat hocaları edinmişim, kişisel gelişim çalışmalarına katılmışım... Her birini kendi keşfimde, aracı etmişim kendime...Ama aracıyla ben arasındaki gerçek bağı unutup gitmişim o ara.. Kendimi...
Dinle demiş, dinle ve öğren kendim kendime... Ama içim ne diyor duymamışım. Kalabalık, bir uğultu ve kargaşa doğmuş sonra dışarıda benden.. Okunacak kitaplarım başucumda birikmiş..
Uygulayacağım kişisel gelişim metodlarını yapamadığım zamanlarda, kendimden ve kişisel gelişimimden geri düşmüş hissetmişim. Ve ben, beni dinlemezken, başka aracılarla dinlemeyi bir tutmuşum sonra kendimi kendi dışımda-dışarıda...
Ve içimdeki ses susmuş mu? Küsmüş mü bana?.. Kimbilir.. O kadar çok sesin arasında duy(a)mamışım onu.. Her sessizlikte mırıldanırken belki de bana.. İlahi bir mırıldanmaymış halbuki duyamadığım.. Neyin sesi gibi..
Duru ve berrak.. Mütevazı ve sevgi dolu.... Sesler karışmış birbirine.. O hep asaletini korumuş yerinde... Sevgide kalmış... Bağırmamış, beklemiş ben duyana kadar beni... Sevgiyi bulana kadar ben içimde..
Anı yaşamanın, ya da an'daki farkındalığın, geçip giden-akan birşey olduğunu unutmuşum.
Anda bana verilen dersler, öğretileri sorgularken bir sonraki anı kaçırmışım çoğu zaman..Ve akışıma müdahale etmişim.. O müdahalede bunu gördüm kendimde diyerek bulduğum şeyleri, aynı çocuğun eline aldığı şeyi binbir parçaya bölerek algılamaya çalıştığı gibi didik didik etmişim..
Elimde binbir parça kalmış sonra, atılamaz, satılamaz, bin bir parça-her biri kendi içinde parça parça ..
Ve ne doğruymuş, kime göre doğruymuş gibi sorular başlamış kafamda... Öğretici olarak seçtiğim kitaplar metodlar bana anlatmışta anlatmış...
Peki sonunda hissettiğim doğru mu sağlamamı yap(a)mamışım, bir daha karışmışım... Kimse bil(e)memiş doğru olanı... Ne içim ne dışım.. Ben bile kendi içimde doğruyla yanlışı ayırt edemediğim noktalarda bulmuşum kendimi içimden-merkezimden-özümden çok uzaklarda..
Ve aynalar... Aynalar beni göstermiş - ben ise gördüğümü gördüğüm olarak algılamışım.. Ne kadar güzel ne kadar kötü derken, gördüğüm yansımamla kendimi ayrı tutmuşum... Sanmışım ki aynalarda gördüğüm değiştirilebilir yada onlar benden başka...Sanmışım işte...
Aynaya bakan benim, değişimimin; tüm yansıyanda değişeceğini bilememişim... Güzel de kötü de olanın ben olduğunu, bende var olan olduğunu sonra...İkisinin de insani olduğunu... Hayata dair olduğunu...
Savaştığım şeylerin, aslında ben savaştıkça yok olacağını sanmış kahraman yüreğim... Savaştığım şeylerin ben(im) olduğunu benden olduğunu ve ne kadar savaşırsam o kadar büyüyeceğini devleştirdikten sonra anlamışım...
O devleşen her şey ile yürekli bir konuşma yapmışım sonra... Sizde bendensiniz... Barışalım mı diye... Bu konuşma, savaştıklarım neyse büyümesinler artik diye değilmiş kurnazca.. Onları da sevdiğimden barışmak istemişim.. Benden oldukları için...Çünkü savaşanın da-savaştıranın da ve aracı olanında ben olduğunu anlamışım...
Yormuşum kendimi.... Bir ağacın kendi doğasındaki sukunetini isterken hayatta sadece...Yeşil ağaç hani, sokakta köşe başında her gün gördüğünüz.. Bazen fark edemediğimiz.. Rüzgarda savrulan, yağmurda umarsız.. İsyanı da, mutluluğu da bir olan o büyük gövdeli ağaç..
Hayattan, sadece o köşe başı ağacının sukunetini isterken yorulmuşum... Didik didik etmiş ve çok şey yapmaya çalışırken yormuşum hayatı da... Hayatın aktığını unuturken, kendimi suyun üstünde debelenirken bulmuşum.. Su hiçbir şey yapmadan, kaldırırken beni yukarı oysa...
Dışarda hiçbirşey yok derdi meditasyon hocam... Nilambaranın da aklımdan hiç çıkmayan bir cümlesi geliyor, her gün hatırladığım ilaç olan bana .. Sevgiyle-içinden gelerek yaptığın herşey doğrudur..
Yol nerdedir peki..Dışarıda mı içeride mi?
Yolu bulmak için adım atmak gerekiyormuş, her adımda içinizde gideceğiniz yollar beliriveriyor aniden..Buna da hayat deniyor işte...Hayat dışarıda değil , içeride... Bilmece varsa o da biziz, cevaplarda bizde... içimizde...
Ve o ağaç akışa bırakır kendini.. İsyanı da doğaldır, mutluğu da... Güneş mi açmış, güneşi özümser yapraklarında.. Kar mı yağıyor, beyaza bürünür.. Ve teslim olur doğaya,.. Savrulurken direnmez dalları rüzgarda.. Üstüne konan kuşları kovalamaz "çekilin üstümden, huzur verin" diye... Ayırt etmez böcekleri,kuşları... Hepsini sever açar kollarını... Gövdesine çizik atar birileri, belki acıtırlar canını.... Bilir ki kabuk bağlayıp, yenilenir gövdesi yine....
ve o ağaç bir tanedir-eşsizdir
ama doğanında ta kendisidir
bir yolun köşesinde de olsa
ormanından çok uzaklarda...
_________________
alıntı....
''Ve Allah'a Sımsıkı Sarılın...''
Hacc / 78
Hacc / 78
- dibbace
- Saygın Üye
- Mesajlar: 222
- Kayıt: 15 Nis 2008, 02:00
Hz. Ali(K.v) bir defasında yanındakilere: Ben hiç kimseye bir iyilik ve kötülük yapmadım! dedi.
Oradaki insanlar şaşırdılar ve: Efendim, bu nasıl olur? Kötülük yapmadığınız doğru, fakat hiç kimseye bir iyilik yapmadınız mı? Bizler sizin çok iyiliğinizi gördük! dediler.
Hz. Ali(K.v):
Ben her ne yaptımsa kendime yaptım dedi ve şu ayeti okudu:
Kim bir iyi amel yaparsa, bu onun kendi faydasınadır. Kim de bir kötü amel yaparsa, bunun zararı kendi nefsinedir. Sizler sonuçta Rabbinize döndürülürsünüz. O size hak ettiğinizi verir. (Casiye, 15)
***
- MINA
- Özel Üye
- Mesajlar: 2740
- Kayıt: 25 Eki 2008, 02:00
- kulihvani
- Site Admin
- Mesajlar: 12888
- Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00
- MINA
- Özel Üye
- Mesajlar: 2740
- Kayıt: 25 Eki 2008, 02:00
- dibbace
- Saygın Üye
- Mesajlar: 222
- Kayıt: 15 Nis 2008, 02:00
- dibbace
- Saygın Üye
- Mesajlar: 222
- Kayıt: 15 Nis 2008, 02:00
Re: Maziye Bir Bakiver...
Kendimi Buldum,Seni Kaybettim...
Bu Böyle Gider Artık...
...
- kulihvani
- Site Admin
- Mesajlar: 12888
- Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00
Re: Maziye Bir Bakiver...
ıSSız SeSSiZ
Kim-se-SiZ
NefeSSiZ
Keskin BıçAK
Çok SıcAK
SU-SU-YoR-uM!..
HİÇ-iMde
BeLLi BİÇ-iMde
İÇ-İÇ-İÇ-iMde
cüMle CiHÂN Her-KES Var
cİSİM-cÂNda NEFeS VaR
Her HüCRemde SeS VaR
YIK-ıldIM
SIK-ıldIM
SU-SU-YoR-uM!..
Gân-ı HâCe
Di-B-B-âCe…
İşte baK
HaLkta HaKK
HAKKta HaLk
KOL-AYY-sA
Y A Ş A-MaK..
D-UY-uR
b-UY-uR!..
O ÂN
Bu ÂN
Şu ÂN
SU ÂN
OL-AN!..
ZEVK 4211
BiR DaMLa-cık BuZ-SuN AKLım!. ÂTİ-ye AK-ı-VER GİT-SîN
“SUN” mu SANal SeN mi SANal?. MÂZİ-ye BAK-ı-VER GİT-SîN
GEÇ-miŞ YoK!.. GEL-eceK YoK ki!.. K U L İÇin Şu “ÂN” İHVâNî
“OL-sun!. Ol-masın!. OL-ÂN!” ı, AŞK Dİ-ye YAK-ı-VER GİT-SîN!..
03.10.10 14:48
gzlgnllrdgzllklrd..
SuN': SuBHâN ALLAHU Teâlâ'mızın Sınırsız Sonsuz SaN'atı.. kûn fey yekûn ŞeÂN İŞ-leri..
- dibbace
- Saygın Üye
- Mesajlar: 222
- Kayıt: 15 Nis 2008, 02:00
Re: Maziye Bir Bakiver...
Hiç birşey değişmedi...
İş Başa Döndü...
Aslında Ne Sona Varıldı Ne Başa Dönüldü...
Ama Bir Baş Var ve Birde Son...
Birşeyi Yoktan Var Etmeden...
Ve Birşeyi Vardan Yok Etmeden...
Ama Bir Var Var,Birde Yok...
AN diye birşey var,ve ondan da ötesi...
EMİR VAR ve Onda Vucud Bulmak...
De ki,RUH RABBİMİN EMRİNDENDİR...
...
- HAYY-DOST
- Özel Üye
- Mesajlar: 1856
- Kayıt: 16 May 2009, 02:00
Re:
kulihvani yazdı:
ZEVK 3670
Ben O!-nda O Ben-de gibi! Ben cAN-ı TeN-iyle SEVdim!
BİZi BİR eden SEVgisi! Ben O-nu: "Sen!" iyle SEVdim!
Kırık Kanat Kervan Kuşu! Ne Kartal-ım ne Karga-yım!
Ben Bîçâre BiR BüLBüL-üm: GÜL-ü DiKeN-iyle SEVdim!..
31.05.09 21:41
DiKeNde cANda..
BAZEN SUSMAK EN İYİ İFADE ŞEKLİDİR
- MINA
- Özel Üye
- Mesajlar: 2740
- Kayıt: 25 Eki 2008, 02:00
Re: Maziye Bir Bakiver...
Namazda âyetleri kendi duyacağımız kadar sesli okumak gerekiyor...
İşte O zaman maziye, şimdiye, YÂRına BİR-den bakıvermek gibi...
İşte O zaman maziye, şimdiye, YÂRına BİR-den bakıvermek gibi...
''Ve Allah'a Sımsıkı Sarılın...''
Hacc / 78
Hacc / 78