ALLAH DİYEN MAHRUM KALMAZ..

Aşıklarımız ve Aşıklarımızdan ilhamlar ve ilahiler.
Kullanıcı avatarı
karani
Dost Üye
Dost Üye
Mesajlar: 51
Kayıt: 11 Şub 2009, 02:00

Mesaj gönderen karani »

selamun aleykum kardeşler dost diye bir köşe açmışsınıda nerde bulam dostu ! bulamadımki kayıp edem , arayamadımki de bulam, aradım dilim ile terennüm eyledim dilim kelime ye dökemedi anlatmak istedim meramımı dilim sukut eyledi dost kurban dedim can verem dedim nasip olmadı nerde yar dostu nerde dost gerek sana öteleri göstere dost gerek sana yar ola dost ola ötelere yol ola selam öyle dostlara selam ve duayla
Kullanıcı avatarı
ceylin
Saygın Üye
Saygın Üye
Mesajlar: 213
Kayıt: 15 Eki 2007, 02:00

Mesaj gönderen ceylin »

Gönüle giren her şey göze hoş gelir.Birinin gönlünü bir kere kırdın mı, sonradan yüz türlü iyilik etsen de, o bir tek kırgınlığın öcünden sakın. Temren yaradan çıkar, acısı gönülde kalır.Eğer bir gönül kırdınsa senin gönlün de mutlaka kırılacaktır.
Bahçenin gülünde beka ve gül mevsiminde vefa yoktur. Zaten bilgililer kalıcı olmayan şeye gönül bağlamağa deymez demişler.

.
Selam ve dua ile Zahidzenderun can kardeş
[img]http://www.muhammedinur.com/resimler/ucankuslar.gif[/img]
[img]http://www.muhammedinur.com/resimler/soyres/colyuru_1.gif[/img]
Kullanıcı avatarı
safa-merve
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 649
Kayıt: 16 Eki 2008, 02:00

Mesaj gönderen safa-merve »

Resim

Yaralı Üveykler ;

Okşanmaktan hoşlanır yumuşak ellerle.!



Uzattığın el ; ipekten olsun.!

Söylediğin söz kalbten.!

Bakışların içten.!

Kucak açışın candan.!



İltifatın inancından ve gadabın da adaletinden olsun.!

Başkalarına karşı alabildiğine müsamahalı,

Nefsine karşıda yüzde yüz acımasız ve katı ol.!



Eden kendisine eder.!

Yapan bulur ve çeker.!

Unutma !



Kazanmak; koca bir ömür ister.!

Kaybetmeye ise ânlık gaflet yeter.!



"Vefasız kimsenin gönlü gamla, matemle dolsun ;
Vefası olmayan, şu alemde olmasın, yok olsun.!"


Mevlana Hz.


Biricik Vefalım.!

Güzel Allah'ım.!



Sevgi, tûba tûba açan bir Allah gülüdür;

Mihnetkeş ruhların ikliminde,

Mahrumiyeti koklarlar sabırsızlar ise.!

Sevgi, hiç bitmeyen ve kesinlikle batmayan,

Gecesiz bir güneştir ;

Apak gönüllerin kristalinde ama ışığa dirilebilenler için.!

Aynası paslı olanlar ise ;

Ayaz alaşımlı karanlığı yaşarlar ekvator aydınlığında.!



Ve sevgi, bir misktir ; bahar bahar yudumlamak için.!

Lakin yalnızca O'nun için.!



Aşırı gülme, yokluğu yaşamanın ifadesidir,

Ağlamak ise, sevginin izdüşümüdür,

Yakınlığın derecesine göre.

Gerçek huzur ve sevinç ise ancak zifaf huzurundadır.!



Dememiş miydin :

Çok seversen; çok ağlarsın diye.!
Ağlıyorsan niçin sevinmezsin, çok sevildiğine.!
Şimdinin kara perdesine bakma; az ilerideki ışığı öp.!



Dikenlerle meşgul olma;

Gülleri kokla doya doya.!

Sevgiyi iç, kevser içmiş olacaksın.

Ölürsen sevgiden öl.!

Öl ve sevgiline kavuş.!



Hem kime sevdalısın ki.!
Onu seven mahlukatını da sever.!

Sırf O'ndan ötürü.!



Fanilerin değil,

Ebedi dostluğunu,

Senin dostluğunu kazandıran;

Dostlarını istiyoruz.!

Rabbim (c.c.)
Amin!.
[img]http://www.muhammedinur.com/resimler/safa_merve.jpg[/img]
Kullanıcı avatarı
MINA
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 2740
Kayıt: 25 Eki 2008, 02:00

Mesaj gönderen MINA »

safa-merve yazdı:Resim

Fanilerin değil,

Ebedi dostluğunu,

Senin dostluğunu kazandıran;

Dostlarını istiyoruz.!

Rabbim (c.c.)
Amin!.
ALLAH C.C RAZII OLSUN..
dualarınızı keremiyle kabul buyursun inş..aminn
sevgiyle...
''Ve Allah'a Sımsıkı Sarılın...''

Hacc / 78
Kullanıcı avatarı
nur-ye
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 9091
Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00

Mesaj gönderen nur-ye »


İBN-İ ATÂULLAH İSKENDERÎ (ks)

Tâcü’l- Arûs el Hâvî li-Tehziben Nüfûs

İsimli Eserinden Seçmeler :

Buyurdu ki:

''Allahü teâlâ katındaki kadrini, değerini bilmek istersen, seni hangi işlerde bulundurduğuna dikkat et!"

"Âlemin dışı güzel, içi ibrettir.
Nefs, dışının güzelliğine, kalb, içinin ibretlerine bakar."


"İki iş arasında durakladığın, iki şey arasını ayıramadığın zaman, hangisinin nefse daha ağır geldiğine dikkat et ve onu yap.
Çünkü nefse ağır gelen, ancak doğru, hak olandır."


"Mahbûbundan, sevdiğinden karşılık bekleyen ve ondan maksadını, dileğini isteyen sâdık bir seven değildir.
Çünkü muhib, seven, elinde olanı sevgilisi için verendir, sevdiğinde olanı almak isteyen değil."


"Her günah, dalgınlık ve şehvetin aslı, nefsini beğenmektir.
Her tâat uyanıklık ve iffetin esası, nefsini beğenmemektir."
Resim
Kullanıcı avatarı
nur-ye
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 9091
Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00

Mesaj gönderen nur-ye »

"Kendinde bulunan gizli ayıbları araştırman, bilmediğin gâip şeyleri araştırmandan daha iyidir."

"Her sorulana cevap verenin, açıkça görülen her şeyi yorumlayanın, karşısındakilerin hâlini hesâb etmeden her ilmi açıklayanın bu hareketleri, câhil olduğunu gösterir."

"İhtiyâcı olmadığı hâlde bir kimseye tâati nasîb eden Allahü teâlânın, bedene ve bâtına âit nîmetlerde hiç eksiklik yapmayacağını bilmek lâzımdır."

"Kalbin ölü olmasının alâmetlerinden biri, insanın kaçırdığı iyiliklere üzülmemesi ve yaptığı kötülüklere pişmân olmamasıdır."

"Zulmet nefsin askeri, ordusu olduğu gibi, nûr da kalblerin askeridir.
Allahü teâlâ bir kuluna yardım etmek isteyince, nûr askerleri ile imdâd edip, zulmetten onu uzak eder."


"Her kusurdan münezzeh olan Rabbim!
Dostlarını, evliyânı öyle yaptın ki, onları bulan sana kavuşuyor ve sana kavuşmayan, onları tanımıyor."



İBN-İ ATÂULLAH İSKENDERÎ (ks)
Resim
Kullanıcı avatarı
nafile
Aktif Üye
Aktif Üye
Mesajlar: 169
Kayıt: 02 Kas 2008, 02:00

Mesaj gönderen nafile »

Âl-i İmrân 134
O takva sahipleri ki, bollukta da darlıkta da Allah için harcarlar; öfkelerini yutarlar ve insanları affederler. Allah da güzel davranışta bulunanları sever
Fussilet, 34
İyilikle kötülük bir olmaz. Sen (kötülüğü) en güzel bir şekilde (iyilikle) önle! O zaman seninle arasında düşmanlık bulunan kimse, bir de bakarsın ki, candan (samîmî) bir dost oluvermiş!”


Benim bunda kararım yok, bunda gitmeye geldim
Bezirganım mataım çok, alana satmağa geldim.
Ben gelmedim da'vi için benim işim sevi için
Dostun evi gönüllerdir, gönüller yapmağa geldim ...
Yunus Emre
HAYYatta hiçbir şey nafile değildir.
Her şey ama her şey NÂFİdir,
BİR HİKMET'e tâbidir...
Kullanıcı avatarı
nafile
Aktif Üye
Aktif Üye
Mesajlar: 169
Kayıt: 02 Kas 2008, 02:00

Mesaj gönderen nafile »

Ne müthiş!...Bir daha bir daha okuyalım anlayalım yaşayalım inşallaah...

Elhamdülilah...Eyvallah.Sağ olun ...!


Bir kez gönül yıktın ise
Bu kıldığın namaz değil
Yetmişiki millet dahi
Elin yüzün yumaz değil

*** ***
Yol odur ki, doğru vara
Göz odur ki, Hakkı göre
Er odur ki alçak dura
Yüceden bakan göz değil
...Yunus Emre
HAYYatta hiçbir şey nafile değildir.
Her şey ama her şey NÂFİdir,
BİR HİKMET'e tâbidir...
Kullanıcı avatarı
habibi
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 1059
Kayıt: 26 Eki 2008, 02:00

Mesaj gönderen habibi »

Resim

Gönül¸ yüz dön kin gütmekten;
İncinsen de incitme sen!..
Dost bîzârdır incitmekten;
İncinsen de incitme sen!..

Nûr nefesin aşk dolanda¸
Gülün yanmaz od alanda!..
Sözün başa dert olanda;
İncinsen de incitme sen!..

Can olur mu candan ırak?
Geç ağyârı¸ sen sana bak!..
O yan çıkan nefsi bırak;
İncinsen de incitme sen!..

Sen ki terki terk eyledin;
Günü dünden berk eyledin!..
Tâ elestte ne söyledin?..
İncinsen de incitme sen!..

Sendedir arz¸ arş-ı a’lâ;
Böyle yazmış Kadir Mevlâ!..
Bir hikmettir bu dert¸ belâ;
İncinsen de incitme sen!..

Ma’rifettir hakkı yaymak;
Hatır almak¸ hatır saymak!..
Sana düşmez gönül koymak;
İncinsen de incitme sen!..

Kullanıcı avatarı
zahidzenderun
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 1026
Kayıt: 04 Tem 2007, 02:00

Mesaj gönderen zahidzenderun »

Resim



KIRILMAK



hep derim
en zayıf olduğum
moralimin dibe
vurduğu
ibrenin
çakılıp kaldığı
o anın
gün geçmeli
üzerinden

taze günün
ışıklarıdır
içimi her zaman
ürperten
kenarında iken
tekrar hayata
bağlayan

küser
sırtımı dönerim
güneş ışıklarına
bazen
gökkuşağı
olur yağmur
damlalarında
kırılan ışıklar

ne yana gitsen
umut
vardır muhakkak
belki de
tek yapamadığımız
kırılmalara inat
aksi yöne bakmak.




İlhan SAĞLAM
Derviş na murad olacak.
Allah vesilelerle kendisine yaklaştırır.
Na murad olacak..
Bildiğini terk edecek.

[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/istikametbt9tw2.gif[/img]
Kullanıcı avatarı
zahidzenderun
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 1026
Kayıt: 04 Tem 2007, 02:00

Allah beni sever mi?

Mesaj gönderen zahidzenderun »

Allah beni sever mi?

Resim

Başlangıç için pek garip bir sual!
Lakin daha başlarken kestirme bir cevaba sahip; Habibullah yani “En sevgili” olan gâye insan, ufuk peygambere benzediğimiz kadar seviliriz.

Hakka(Hakk’ın hoşnutluğuna) varan yol şeriat, tarikat, hakikat ve marifet duraklarından geçer.
Şeriat, kaal-i Muhammedi, yani Efendimiz’in (s.a.v) vahiy yolu ile aldığı bilgileri, sözlü olarak insanlara ulaştırması, açıklamasıdır.
Tarikat, fiil-i Muhammedi’dir. Yani şu sıralar etraflarında fırtınalar koparılan tarikatlerin Hak olanları, Efendimiz’in hayatını öğreten ve yaşatan birer okuldan ibarettir.
Hakikat, hal-i Muhammedi, yani Peygamber Efendimiz’in hayatını takliden yaşamaya başlayan kişinin yavaş yavaş o fiilleri hissederek mana ve hikmetlerini anlayarak yapması, hakikatlerine ermesi, kendisine “hal” edinmesidir.
Marifet ise sırr-ı Muhammedi’dir.

Bütün bu hallerden, güzel ahlaktan murad; Sırr-ı Muhammedi’ye erişmektir. Efendimiz’de alemlerin ve Rabbi’nin sırrı vardır. Kainattaki bütün yaratılmışlarda da Peygamberimiz’in sırrı vardır.
“Sen olmasa idin ey Habibim, alemleri yaratmazdım” hitabı bize yol göstermektedir. Allah’tan başka hiçbir şey yoktur!
Sadece “O” ve “O”nun kudreti ile marifetinin yansıması vardır.
Bu yansımanın açıklaması da: Habibinin lisanıyla “Ben bir gizli hazineyken, bilinmeyi, sevilmeyi murad ettim. Bütün alemi insan için, insan-ı kâmil için yarattım” hitabıdır. Bunun en büyük muhatabı ve sebebi Hazret-i Muhammed’dir. Cenab-ı Hakk’a en parlak ayna “O” olmuş ve “O”ndan yansıma yolu ile Hakk görünmüştür.

Meseleye buradan yaklaştığımız zaman, zaten nasıl bir insan olunmasının gerekliliği ortaya çıkıyor.
O zaman Cenab-ı Hak merkezli ve O’nu hoşnut edecek yaşama biçimi; kendi arzu ve heveslerine göre değil, Resûlullah’ın önderliğinde, Allah’ın sevip sevmediği hallere göre düzenlenmiş bir güzel günlük hayat husule gelecektir.
Şu bir hakikattir ki, güzel olan şeyi herkes sever. Allah güzeldir, bununla kalmayıp tüm güzellikleri yaratan en güzeldir, güzeli sevendir. O’nun sevgisine mazhar olmak elbette buradaki zikrettiklerimizle sınırlı değildir. Zira “Allah’a ulaştıran yolların sayısı insan nefeslerinin sayısı kadardır.” denilmiştir.

Bu basit çalışma İnsan Kullanım El Kitabı’ndaki “…sever” ve “…sevmez” kelimesi geçen ayetlerden ibarettir. Malumunuz Kur’an-ı Kerim teferruattan uzaktır, ulaşmaya çalıştığımız diğer makbul halleri ise Kutlu nebi’nin her hali Kur’an olan hayatında buluyoruz. Hak Teala’nın sevdiği bütün haller Resulu Kibriya aleyhi ekmelittehaya Efendimizde toplanmış, sevmediği bütün haller ise O’ndan uzak…

işte bizler dahi birkaç tefsirden istifade ile mezkur ayetler üzerinde tefekkür edersek dünya ve akibet hayrına vesile olacağı, O’nun sevdiği hallerle süslenip, sevmediği hallerden temizlendiğimizde yani Hak Dostun güzelliği güzelliğimiz olduğunda (en azından böyle bir yolun yolcusu olduğumuzda) vakitlerin aşk ile dolacağı muhakkaktır.

Mevla’dan mucibince ameli kolaylaştırması, tesirini halkeylemesi niyazımızla…




Şunu iyi bilin ki, Allah tevbe edenleri de sever, temizlenenleri de sever. [Bakara, 222]

Her kim sözünü yerine getirir ve kötülükten sakınırsa, bilsin ki Allah sakınanları sever. [Ali imran, 76]

O takva sahipleri ki, bollukta da darlıkta da Allah için harcarlar; öfkelerini yutarlar ve insanları affederler. Allah da güzel davranışta bulunanları sever.
[Ali imran, 134]

… bunlar, Allah yolunda başlarına gelenlerden dolayı gevşeklik ve zaaf göstermediler, boyun eğmediler. Allah sabredenleri sever. [Ali imran, 146]

Allah da onlara dünya nimetini ve (daha da önemlisi,) ahiret sevabının güzelliğini verdi. Allah, iyi davrananları sever. [Ali imran, 148]

Kararını verdiğin zaman da artık Allah’a dayanıp güven. Çünkü Allah, kendisine dayanıp güvenenleri sever. [Ali imran, 159]

… Yine de sen onları affet ve aldırış etme. Şüphesiz Allah iyilik edenleri sever. [Maide, 13 - Bakara, 195]

… Ve eğer hüküm verirsen, aralarında adaletle hükmet. Allah âdil olanları sever. [Maide, 42 - Hucurat, 9 - Mümtehine, 8]

(Önemli olan inandıktan sonra iman ve iyi amelde sebattır). Allah iyi ve güzel işler yapanları sever. [Maide, 93]

Allah (haksızlıktan) sakınanları sever. [Tevbe, 4]

Onlar size karşı dürüst davrandıkları müddetçe siz de onlara dürüst davranın. Çünkü Allah (ahdi bozmaktan)sakınanları sever. [Tevbe, 7]

… Allah da çok temizlenenleri sever. [Tevbe, 108]

Rabbinizden bağışlanma dileyin; sonra O’na tevbe edin. Muhakkak ki Rabbim çok merhametlidir, (müminleri) çok sever. [Hud, 90]

Allah, kendi yolunda kenetlenmiş bir yapı gibi saf bağlayarak savaşanları sever. [Saff, 4]


Resim

… doğrusu Allah aşırı gidenleri sevmez. [Bakara, 190 - Mâide, 87]

… memlekette fesat çıkarmaya, ürünleri ve nesilleri helâk etmeye koşar. Fakat Allah bozgunculuğu sevmez. [Bakara, 205]

Allah günahta ve inkârda direnen hiç kimseyi sevmez. [Bakara, 276]

De ki: “Allah’a ve Elçisi’ne itaat edin.” Eğer (bundan) yüz çevirirlerse, bilsinler ki Allah hakikati inkar edenleri (kâfirleri) sevmez. [Ali imran, 32 - Rûm, 45]

İman edip iyi işler yapanlara gelince, Allah onların mükafatlarını tastamam verecektir. Allah zalimleri sevmez. [Ali imran, 57-140]

… Bilin ki Allah kendini beğenen ve övünüp duran kimseleri sevmez. [Nisâ, 36]

Mallarını insanlara gösteriş için sarfedip, Allah’a ve ahiret gününe inanmayanları da Allah sevmez. [Nisâ, 38]

Şüphe yok ki Allah, kendilerine ihanet edenleri ve günahkarlıkta inat edenleri sevmez. [Nisâ, 107]

Allah, kötü sözün açıkça söylenmesini sevmez. Ancak [ondan] zarar gören tarafından söylenmesi başka. [Nisâ, 148]

… Onlar yeryüzünde bozgunculuğa koşarlar. Şüphesiz Allah bozguncuları (yozlaşmaya ve çürümeye yol açanları) sevmez. [Mâide, 64 - Kasas, 77]

… çünkü o israf edenleri sevmez. [En'âm, 141 - A'râf,31]

Rabbinize yalvara yalvara ve gizlice dua edin. Çünkü O, haddi aşanları sevmez. [A'râf, 55]

Şüphe yok ki, Allah hâin olanları sevmez. [Enfal, 58]

Doğrusu Allah, kendilerini büyük görüp hakkı kabul etmeyenleri, kibirlenenleri sevmez. [Nahl, 23]

Hiç şüphesiz, Allah iman edenleri esirger. Çünkü Allah hainlerin ve nankörlerin hiçbirini sevmez. [Hac, 38]

Çünkü Allah, böbürlenip şımaranları sevmez. [Kasas, 76]

İnsanları küçümseyip yüz çevirme, yeryüzünde böbürlenerek yürüme; Allah, kendini beğenip övünen hiç kimseyi şüphesiz ki sevmez.
[Lokman, 18 - Hadid, 23]

Bir kötülüğün karşılığı, aynı şekilde bir kötülüktür. Ama kim affeder ve barışırsa, onun ecri Allah’a aittir. Doğrusu O, zulmedenleri sevmez. [Şûra, 40]




Resim
Semih Yolaçan
Allah Kimleri Sever
| Erkam Yayınları |
Derviş na murad olacak.
Allah vesilelerle kendisine yaklaştırır.
Na murad olacak..
Bildiğini terk edecek.

[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/istikametbt9tw2.gif[/img]
Kullanıcı avatarı
zahidzenderun
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 1026
Kayıt: 04 Tem 2007, 02:00

Mesaj gönderen zahidzenderun »

Resim


KIRILGAN


Kırılgan bir çocuğum ben
Yüreğim cam kırığı
Bütün duygulardan önce
Öğrendim ayrılığı
Saldırgan diyorlar bana
Oysa kırılganım ben
Gözyaşlarım mücevher
Saklıyorum herkesten
Ürküyorlar gözümdeki ateşten
Ürküyorlar dilimdeki zehirden
Ürküyorlar o dur durak bilmeyen
gözükara cesaretimden
Diyorlar: Bir yanı sarp bir uçurum,
Bir yanı çılgın dağ doruğu.
Oysa böyle yapmasam ben
Nasıl korurum içimdeki çocuğu?
Bir yanım çılgın nar ağacı
Bir yanım buz sarayı.



Murathan MUNGAN
Derviş na murad olacak.
Allah vesilelerle kendisine yaklaştırır.
Na murad olacak..
Bildiğini terk edecek.

[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/istikametbt9tw2.gif[/img]
Kullanıcı avatarı
zahidzenderun
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 1026
Kayıt: 04 Tem 2007, 02:00

Mesaj gönderen zahidzenderun »

Resim


Elif, Lam, Mim… Günahkar titrek ellerim,

‘Elif Elif’ diye diye senden seni isterim,

Madem ki sana varmak, dikenli yollar geçmek,

Vuslatımın kanıtı olsun; kevser suyundan içmek
Derviş na murad olacak.
Allah vesilelerle kendisine yaklaştırır.
Na murad olacak..
Bildiğini terk edecek.

[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/istikametbt9tw2.gif[/img]
Kullanıcı avatarı
zahidzenderun
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 1026
Kayıt: 04 Tem 2007, 02:00

Mesaj gönderen zahidzenderun »

Resim

Sev ve bilhassa O’na kendini sevdir. Asıl mesele kendini sevdirebilmektir.

Herkesi O san ve herkese kendini sevdir. Bil ki insan evvela Yaradan tarafından sevilmiş de yaratılmıştır.
Hem mahlukattan hiçbir hayat sahibi yoktur ki bir anne ile bir babanın mecazi aşkından hâsıl olmasın. Böylesi bir aşkın zuhuru ile, dünya zindanına gelen, sevmeyi sonradan öğrenirse de, sevildiğini pek güç anlayabilir.

Kendisini sevip Yaradandan aldığı, öğrendiği sevgiyi yine O’na iade edebilirse ne mutlu…



Bu yolda önce aşık olunur, aşkı ve sevmeyi öğrenir ve fakat aşkta kemale erip mâşuk olmak herkese nasip olur devlet değildir. Hele maşukun sevgilisi olmak pek güçtür.


Nehir, dere ırmak isimleri denize döküldükten sonra kalmaz. Kemale eren herşey aksine intikal eder.

Resim


Suyun sıcaklıktaki kemali buhar, soğukluktaki kemali buz olmasıdır.
İnsanın kötülükteki kemali şeytan nâmını alır.
İyilikteki mânevi kemali de Hâk nâmını alır.

Çün gönlü tertemiz olmuş, fenalıklar gitmiştir. Hakk’ın saltanat yeri olmuştur
.
Derviş na murad olacak.
Allah vesilelerle kendisine yaklaştırır.
Na murad olacak..
Bildiğini terk edecek.

[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/istikametbt9tw2.gif[/img]
Kullanıcı avatarı
safa-merve
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 649
Kayıt: 16 Eki 2008, 02:00

Mesaj gönderen safa-merve »

Resim

İncinmelerin, kırılganlıkların ve kırılmaların giderilmesi için MUHAMMEDİNUR ailesindeyiz.


Gönlümüzdeki tohumun yeşerip, çiçek açıp, meyve vermesi için dua edelim birbirimize.....
Resim
[img]http://www.muhammedinur.com/resimler/safa_merve.jpg[/img]
Kullanıcı avatarı
zahidzenderun
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 1026
Kayıt: 04 Tem 2007, 02:00

Mesaj gönderen zahidzenderun »

Resim



Sevenle sevileni ayrı varlıklar sanıyordum..

Meğer onlar bir imişler.

Bense biri iki görmüşüm.



Mevlana
Derviş na murad olacak.
Allah vesilelerle kendisine yaklaştırır.
Na murad olacak..
Bildiğini terk edecek.

[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/istikametbt9tw2.gif[/img]
Kullanıcı avatarı
zahidzenderun
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 1026
Kayıt: 04 Tem 2007, 02:00

Mesaj gönderen zahidzenderun »

Resim



Hadi yaramı sarmaya merhemin yok
yalandan da olsa gönül alamaz mısın?


MEVLANA
Derviş na murad olacak.
Allah vesilelerle kendisine yaklaştırır.
Na murad olacak..
Bildiğini terk edecek.

[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/istikametbt9tw2.gif[/img]
Kullanıcı avatarı
MINA
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 2740
Kayıt: 25 Eki 2008, 02:00

Mesaj gönderen MINA »

İlahi Aşk sırlarla dolu bir sırdır Anlatması sırdır Anlaması sırdır Paylaşması sırdır

Aşk öylesine bütünseldir ki “Onları affet” der “Ne yaptıklarını bilmiyorlar” Bu sevgi öylesine bütündür ki bir ata vurulduğunda kendi bedeninde hisseder acısını, öylesine nefes aldırmazdır ki semalara koşturur, şiirler dillendirir, en kötüye bağışlama yüreğini açar, en karanlığa ışık götürür

İnsanlar benleriyle sevdikçe bu Aşk bilinmez Sadece o Aşka dalanların pervaneler gibi o ışığın aşkıyla daldıklarını duyarsınız ateşe yanıp dirildiklerini tekrar yandıklarını tekrar attıklarını görürsünüz o ateşe Mecnunlar bile utanır onların sevgisi karşısında İlahi Aşk işte öyle birşeydir

sevgiyle...
''Ve Allah'a Sımsıkı Sarılın...''

Hacc / 78
Kullanıcı avatarı
safa-merve
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 649
Kayıt: 16 Eki 2008, 02:00

Mesaj gönderen safa-merve »

Ya İlâhî, Sen sükût edenlerin kalblerinde ne varsa bilirsin. Yaralı gönüllere sen merhem koyasın.
[img]http://www.muhammedinur.com/resimler/safa_merve.jpg[/img]
Kullanıcı avatarı
habibi
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 1059
Kayıt: 26 Eki 2008, 02:00

Mesaj gönderen habibi »



bir yıldızla konuşurum, susmuşum MERYEM gibi ;


söz işlemez yüreklere SÛKUTUM daglar gibi.......
Kullanıcı avatarı
zahidzenderun
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 1026
Kayıt: 04 Tem 2007, 02:00

Beden-Ruh-Nefs-Gönül...

Mesaj gönderen zahidzenderun »

Resim

İNSAN KOMPLEKSİ


Gerçek bir evren bilmecesi olan insanın bilinmezliği,

farklı unsurları temsil etmesindendir.

İnsan:

Beden- Ruh- Nefs- Gönül dörtlüsünün sentezinden kuruludur.

İlk unsur madde, diğerleri madde ötesidir.

Akıldan kelâma, sanat’tan zevke ve aşktan

kahramanlığa kadar sonsuz yetenekleri

bu karmaşık sentezin ustaca yansımasındandır.

Bütün bu yüceliklerin en üstünde:

Allah’ı bilmesi ve bulması düşünülünce;

onu sadece hücre yığınından ibaret saymak gülünçtür.

Çocukları bile kandıramayan maddeci masalların hiçliğini;

insanın bu dört unsurunu önce analiz,

sonra sentez yaparak sizlere ispatlayacağım.

Efendimiz;

“Nefsini (kendi özünü) bilen Allah’ı bilir” buyurmuştur.

Ve sizlere insan bilinmezinden bir şeyler verebilirsem

Allah’a daha yakın olacaksınız.



1) Beden

Hikmetlerle dolu bir madde ihtişamı.

Beş milyar insanda beş milyar ayrı çehre,

bir o kadar parmak izi bize maddesel yapımızdaki

özeni bir kez daha vurguluyor.

Onu incelerken tüm diğer maddesel varlıklardan,

canlılardan ne denli ince bir esrar taşıdığını göreceğiz.

İnsan; endamındaki güzellikten hücresindeki hârika kimyaya,

bin bir kompüter sistemlerine kadar

Allah’ın bir san’at şaheseridir.

Unutmamak gerekir ki beden canlılığa has bir tanımdır.

Ölümle birlikte ceset haline gelir.

Bedenin çalışma özellilerini iyi tanıyarak onu

daha da titiz korumamız mümkün olabilir.

Ve o beden hiçbir zaman arızaya mahkûm bir motor değildir.

Aksine hiç bozulmayacak biçimde ilahî fırçanın bir şaheseridir.


2)Ruh

İnsan kompleksinin madde ötesi bir yanıdır.

Bizim evren, bilinç,

kelâm yönümüzü ilahî merkezlere bağlayan cereyandır.

Mekânı yoktur, zaman onu etkilemez.

Fakat bazılarının hayalinde vehmettiği

(varsaydığı) silüetlerle hiç ilgisi yoktur.

Matematik koordinatlar gibi,

bedeni evrenlerin sonsuz mekânına bağlar.

O sayede düşünür, görmediğimiz atomu,

ışınları ve evreni kavrarız.

Yüce Allah’ı o cereyandan sezeriz.

Gözün gördüğü, beyne yansıyan şekiller anlam kazanır onunla.

Onun yücelmesi söz konusu olamaz,

o Allah cereyanıdır, yücedir.

Bizim onunla ilgimiz arttıkça biz yüceliriz.



3) Nefs

Yani içimizdeki biz.

Bu kez ilâhi yönde bağlantı değil,

çokluk âleminin teklikten kaçan bir çetin duygusu.

Kendini, gereğinde yaratıcı sanıp isyanlara,

ihtiraslara koşturan madde ötesi bir unsurumuz.

Bir yerde kişiliğimiz, kartvizitimiz.

Kararsız korkumuz.

Maddesel varlıkları görüp kendini sonlu sayarak

bize tuzaklar hazırlayan yanımız ve de

Allah’ın özenle yarattığı,

sonunda arınarak

Allah’a dönebilen mânevi bir öz varlığımız.



4)Gönül

Kalbimizin mâna yanı,

doğrudan doğruya merkezi kalbimizde

olan tanımı en zor yanımız.

Sevgilerin, önsezilerin,

tüm sezgi ve sezilerin hamuru.

Bütün varlıklar içinde yalnız insanda olan

evrenin tüm boyutlarına açılan penceremiz.

Gerçeği gören, dostu seçip seven esrarlı yanımız.




DR. HALUK NURBAKİ

İnsan Bilinmezi Kitabından ...
Derviş na murad olacak.
Allah vesilelerle kendisine yaklaştırır.
Na murad olacak..
Bildiğini terk edecek.

[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/istikametbt9tw2.gif[/img]
Kullanıcı avatarı
aNKa
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 2797
Kayıt: 02 Eyl 2007, 02:00

Mesaj gönderen aNKa »

Değerli Ayten abla, Dr. Haluk Nurbaki hocanın yazısını paylaştığınızdan dolayı öncelikle teşekkür ederiz emeğinize sağlık…
Rabbimiz hizmetlerinizi daim etsin ve Hasbi-Habibi hizmetlerden kılsın inşaallah..

Âcizane bir düzeltme yapalım ki yanlış anlaşılmasın.

Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) Efendimiz :
“Men arefe nefsehu fekad arefe Rabbehu: Kim ki NEFSini bilir, RABBini de bilir” buyurmuştur.
(Aclunî, Keşfü’l-Hâfâ II/343 (2532)
Dikkat edilirse hadiste “…Rabbehu” geçer.
“…Rabbini” Yani… Çünkü Allah, Zâtullah İsmi ayrıdır…
Bu çok önemlidir… O Zâttır… Rabb başkadır, Hakk başkadır, Allah başkadır…
Onların birbirine hiç karışmaması lazım gelir…
Oradaki tabir “Rabbini” yani bizi terbiye edeni biliriz…


Şunu diyebiliriz ki; bir insan kendi kulluk gayreti ve azmiyle ve Hakk Dosdlarının himayetkâr himmeti, duası ve yardımıyla İlim ve Edeb sahibi olur ve kişi kendini bilir.
Ama İrfan ve Erkanı, Muhammed Aleyhi’s-selâm’ı bulduktan sonra bulabilir ve O’nun (s.a.v.) yardımıyla Rabbini bilebilir…

Yani dikkat edelim ki;
Kulun kendi kimlik ve kişiliğinin Muhammedi şuurlu-nurlu-onurlu ve sürurlu olabilmesi ulaştırabilmesi adına gayreti, azmi, ciddiyeti, hüsnüniyeti ve SADAKATı yoksa, Hakk Dosdlarının himmet ve yardımı hayaldir...
Hakk Dosdlarının himmet ve yardımı yoksa Rasulullah (s.a.v.) Efendimizin Ekrem ikramı hayaldir...
Rasulullah (s.a.v.) Efendimizin Ekrem ikramı yoksa Allahü zü'l Celalimizin İhsan izni hayaldir...

Bir de bizim âcizane duyduğumuz insanda tevhid ve gereği ile mükellef, sorumlu ve imtihan edilmekte olan 4 letaif sırası ile yani dıştan içe elbise soyunur gibi olan: BEDEN - NEFS - KALB - RUHtur…
Kemalatın ileri safhalarında kullanılan letaif makamları ise yine sırası ile : SIR-HAFİ-AHFAdır ki birde siyah nokta, Nurullah’ın letaiflere ulaşım noktası, pirizi olan : AKDES ÖZÜ vardır…

Tabi ilk işimiz tevhidi kemalat olunca bu kemalat kademelerini inceleyelim:
1- Bedeni terbiye (edeblenmesi) kademesi: İlkokul gibi olan Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) Efendimizin Şeriat-ı Muhammediyye okulu…
2- Nefsi tezkiye (temizlenmesi) kademesi: Ortaokul gibi olan Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) Efendimizin Tarikat-ı Muhammediyye okulu…
3- Kalbi tasfiye (arıtılması) kademesi: Lise gibi olan Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) Efendimizin Marifet-i Muhammediyye okulu…
4- Ruhu tecliye (cilalanması) kademesi: Üniversite gibi olan Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) Efendimizin Hakikatı-ı Muhammediyye okulu…

Dörtlü Muhammedi sistem çok mükemmeldir ki devam edebiliriz ancak dieyen Kul İhvani Divanından inceleyebilir...
Şunu önce nefsime söylerim ki; dörtlü sistemdeki bu kademeler herkesin alıştığı şekilde böyle çeşitli sanal ortam bilgileriyle kelime dizmeler şeklinde değil, fiilen yaşaya yaşaya, bebek - çocuk – genç büyütür gibi, doğru dürüst okul okutur gibi, adam gibi yapa yapa, bu işleri yürüte yürüte inşâallah…
Allah’ın (c.c.) ve Rasulullah'ın (s.a.v.) izni - inâyetiyle ve şerefli şefaatı - şifasıyla İnşâallah…

Sözü fazla uzatmadan birde şunu belirtmek isterim ki:

Bedeni, nefsi, kalbi ve ruhu olan insanlardır… Bu dört özelliği sadece insanlar taşırlar…
Bedeni olmayan; nefsi, kalbi ve ruhu olan cinlerdir…
Nefsi de çekerseniz; kalbi ve ruhu olan varlıklar meleklerdir…
Kalbide çekersen; ruh tek başına kalır, Ruh Emr âlemindendir… Allah katındandır…

En doğrusunu Allah (c.c.) bilir...
Yanlışlıklar ve hatalar nefsimizindir...

Muhammedi muhabbet ve hasbi hizmetle…
Resim
Kullanıcı avatarı
zahidzenderun
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 1026
Kayıt: 04 Tem 2007, 02:00

_HiÇ_

Mesaj gönderen zahidzenderun »

Resim

... HiÇ ...


Bir sûfi Bağdat pazarını gezerken bir ses duydu. Bir satıcı;
“ Bir hayli halim var,çok ucuza satıyorum,alan yok mu?” diye bağırıyordu.

Sûfi satıcının yanına yaklaştı.

“Ucuza satıyorum diyorsun, hiç’e de verir misin?” diye sordu.

Satıcı: “ Git başımdan be adam! Sen delimisin ki? Kim hiçe karşılık başkasına bir şey verir?"

Sûfi: “Allah veriyor” dedi.
“Üstelik hiçe karşılık her şeyi veriyor, istersen daha da fazlasını ihsan ediyor.”
Derviş na murad olacak.
Allah vesilelerle kendisine yaklaştırır.
Na murad olacak..
Bildiğini terk edecek.

[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/istikametbt9tw2.gif[/img]
Kullanıcı avatarı
zahidzenderun
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 1026
Kayıt: 04 Tem 2007, 02:00

_FETTAH_

Mesaj gönderen zahidzenderun »





Fettah ismine tutunup birbirimize beyaz sayfalar açalım.

Fettah isminin gölgesinde durup dostlarımıza gönlümüzün
baş köşesinde yer açalım.


Fettah isminin ışığına varıp kalp gözümüzü körleyen
perdeleri açalım.

Eşikte bekletmeyelim kimseyi
ve kapıları açalım.


Küsmeyelim kimseye ve kapıları hep aralık bırakalım.


Her sözümüzü Fettah isminin sırrıyla açalım..

Vesselam!




Senai Demirci
Derviş na murad olacak.
Allah vesilelerle kendisine yaklaştırır.
Na murad olacak..
Bildiğini terk edecek.

[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/istikametbt9tw2.gif[/img]
Kullanıcı avatarı
zahidzenderun
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 1026
Kayıt: 04 Tem 2007, 02:00

Suyu Rahmet, Gülü Muhabbet eyleyen Rabb'e aşk...

Mesaj gönderen zahidzenderun »

Suyu Rahmet, Gülü Muhabbet eyleyen
Rabb'e aşk...


Resim

Aşk, taneyi mücevher yapan,
faniyi baki yapan..
Bir kainatı aşk ile dolduran Rabb'e aşk...
Olmazları olduran,
kabımızı güllerle dolduran Rabb'e aşk...
Bir zerreye bile akla sığmaz kanunları sığdıran,
nice fabrikalar işletip en güzel suretiyle bize sunan


Suyu Rahmet, Gülü Muhabbet eyleyen
Rabb'e aşk...
Derviş na murad olacak.
Allah vesilelerle kendisine yaklaştırır.
Na murad olacak..
Bildiğini terk edecek.

[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/istikametbt9tw2.gif[/img]
Cevapla

“►Aşıklar◄” sayfasına dön