1. sayfa (Toplam 1 sayfa)

İLAHİNAME FERİDÜDDİN ATTAR

Gönderilme zamanı: 18 Şub 2008, 10:57
gönderen OveO
Vaktiyle bir adam ölmüştü.
Tabutunu el üstünde götürmekteydiler.
Bu durumu kendisinden geçmiş bir meczup uzaktan görüp :
“Bu ölen kimdir ki ölüm aslanı ansızın onu kapıvermiş?” dedi.
Oradakiler:
“Ey coşkun meczup! O, pehlivan bir gençti” dediler.

Meczup onlara dedi ki:
“O yiğit, o ciğeri yanık zavallıcık, güreşte ustalaşmış, ama bugün kiminle güreştiğini pek bilememiş.
Ona öyle kuvvetli bir yiğit sataşmış ki, onu korkusuzca yere yıkmış.
Öyle bir yere atmış, kanlara garketmiş ki artık düştüğü yerden kalkması imkânsız.
Fakat yine de Allah’a hamd etmesi gerek.
Çünkü bir başka diyar görecek.
”

Ey oğul!
Bu denize niceleri düşmüştür.
Kimsenin düşmemeye çaresi yok...
Sen de buraya düşmüşsen ve kalkacağına da imanın yoksa gerçekten ölmüşsün demektir.

Bu âlem sana hoş geldiği için kanadını açıp bu leşe pençeni batırdın.
Fakat ne bu diyara sahip olabildin, ne de onu satın alabildin.
İyisi mi burayı hiç görmediğini farzet!

Aklı başında olan bir adam, bu gelgeç hanına, bu bir müddetlik âleme gelmez bile.

Bilmiş ol ki bu âlem, ancak bir anlıktır.
Öyleyse bu âleme neden gönül bağlarsın ki?

Gerçek âlem, gideceğin âlemdir.
Zaten sen, oraya aitsin...

Re: İLAHİNAME FERİDÜDDİN ATTAR

Gönderilme zamanı: 23 Nis 2014, 16:30
gönderen hsngl
Bilmiş ol ki bu âlem, ancak bir anlıktır.
Öyleyse bu âleme neden gönül bağlarsın ki?
çok güzel bi soru ...

Re: İLAHİNAME FERİDÜDDİN ATTAR

Gönderilme zamanı: 23 Nis 2014, 20:35
gönderen Gariban
Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Ben, dünyada bir ağacın altında gölgelendikten sonra yola koyulup orayı terk eden bir yolcu gibiyim.”
(Tirmizî, “Zühd”, 44)