KELÂMuLLAHta ve RASÛLULLAHta MERYEM as.

Cevapla
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12868
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

KELÂMuLLAHta ve RASÛLULLAHta MERYEM as.

Mesaj gönderen kulihvani »

Resim


KELÂMuLLAHta ve RASÛLULLAHta MERYEM aleyhasselâm..

ÂDEM =>BaBasız AnAsız
AnAsız =>HAVVA AnAmız
AnA-BaBa OLanı =>AHMED
İSÂ İbn MeRYeM =>BaBasız..


ZEVK 7596

AKLın NAKLen ANLAdığı =>DOst DivÂNın =>DEM bU DEMi
=>“MekÂNen KasıYyâ” SıRRı =>MÂRİFetin MîM MAHReMi

=>ANA RAHMİnden SESLenEN
=>BEŞİkte VAHy NEFESLenEN

=>İSÂ RÛHuLLAH =>ANNesi =>ÇeTiN ÇİLLEnin MeRYeMi!.

aleyhumu’s- selâm..

08.05.16 18:05
Brsbrsmm..tktktrstkkmdcvLÂNnn..


KuL İhvÂNim =>şU İşe BAKk!
KÛN feyeKÛN EYyLeyEN HAKk
“MuhaMMedî =>M â R i F e t”tir
AKLını =>NAKLeN YAŞA!..maKk!.



Resim

Kur'ÂN-ı Kerîmde MERYEM aleyhasselâm.:

MERYEM aleyhasselâm İsmi, 13 sûrede 34 âyette geçer. 23 âyet-i celîlede “İsâ İbni Meryem” terkibiyle sık geçer. Ve Kur'ÂN-ı Kerîmin 19. Uncu sûresi bu Meryem ismiyle anılmaktadır.:
Bakara 2/27,253 (2 defa); Âl-i İmrân 3/36,37,42,43,44,45 (6 defa); Nisâ 4/156,157,171 (3 defa); Mâide5/17,46,72,75,78,110,112,114,116 (9 defa); Tevbe 9/31 (1 defa); Kehf 18/110 (1 defa); Meryem 19/16,27,34 (3 defa); Mü'minûn 53/50 (1 defa); (1 defa); Ahzâb 33/7 (1 defa); Zuhruf 43/57 (1 defa); Hadîd 57/27 (1 defa); Sâff 61/6,14 Tahrîm 66/12 (1 defa); Enbiyâ 21/91 (1 defa) defa zâmir olarak..

MERYEM aleyhasselâm;
PeygamberLerimİZden BİRisi OLan İSÂ aleyhisselâm’ı Dünya’ya GETİRmek GÖReviyLe ALLAHu zü’L- CELÂL’in, ÂLeMLerdeki kadınLarın İffet ve İsmet TimsâLi OLarak yarattığı KULudur.:

Annesinin adı da Hanna'dır. Hanna'nın kızkardeşi İşâ (Elİsâ, Elizabeth) da Zekeriyyâ aleyhisselâm'ın zevcesi ve Yahya aleyhisselâm'ın annesidir.
"
MERYEM =>Hizmetçi HADEMe demektir. Kelime anlamı olarak =>ibâdet eden..
(Zemahşerî, I, 142; Beğavî, I, 295; Beydâvî, II, 31.)
ya da "dindâr kadın" anlamlarına gelmektedir. Erkeklerden sakınan, iffetli anlamında "Betül" adıyla da adlandırılır. Kur'ÂN-ı Kerîmde, ona “MERYEM” ismini veren, annesidir.:


فَلَمَّا وَضَعَتْهَا قَالَتْ رَبِّ إِنِّي وَضَعْتُهَا أُنثَى وَاللّهُ أَعْلَمُ بِمَا وَضَعَتْ وَلَيْسَ الذَّكَرُ كَالأُنثَى وَإِنِّي سَمَّيْتُهَا مَرْيَمَ وِإِنِّي أُعِيذُهَا بِكَ وَذُرِّيَّتَهَا مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ
Resim---“Fe lemmâ vadaathâ kâlet rabbi innî vada’tuhâ unsâ vallâhu a’lemu bi mâ vadaat ve leysez zekeru kel unsâ, ve innî semmeytuhâ meryeme ve innî uîzuhâ bike ve zurriyyetehâ mine’ş- şeytânir racîm (racîmi).: Fakat onu doğurunca: “Rabbim, gerçekten ben onu kız olarak doğurdum” dedi. Ve Allah, onun ne doğurduğunu çok iyi biliyordu. “Erkek, kız (çocuğu) gibi değildir. Ben onu, "Meryem" diye isimlendirdim ve muhakkak ki ben, onu ve onun zurriyetini, taşlanmış şeytandan Sana sığındırırım” dedi.” (Âl-i İmrân 3/36)

Bu ismin “istemeyen, bir yerden ayrılan”, “hizmet eden-Hademe” anlamı da vardır İbranicede (Ebûbekr er-Râzî, Muhtâru's-sıhâh I, 112.)
Yeni Ahid'deki adı ise "Mariam", bazen de "Maria"dır.

Hadislerde
MERYEM aleyhasselâm için “اَلْعَذْرَاءُ الْبَتُولُ” “el-azrâ el-betûl”
( Ahmed b. Hanbel el-Müsned I 202 461 V 291; et-Tayâlisî el-Müsned s. 46; Abd b. Humeyd el-Müsned s. 193.)tabirleri geçmektedir. Rivâyetlerin bir kısmında bu tabirler “kendisine hiçbir beşer dokunmamıştır-tertemizdir.” (Ahmed b. Hanbel el-Müsned I 461; et-Tayâlisî el-Müsned s. 46; İbn Ebî Şeybe el-Musannef VII 350.) “İsâ aleyhisselâm dışında bir çocuğa hamile kalmamıştır” (Ahmed b. Hanbel el-Müsned I 461; et-Tayâlisî el-Müsned s. 46; Saîd b. Mansûr Kitâbü's-sünen II 228.)
Şeklindeki ilâvelerle açılmış durumdadır.
Bu kelimelerden “el-azrâ”, “bekâr kız”ı ifâde ederken
(İbnü'l-Esîr en-Nihâye III 196; İbn Manzûr Lisânü'l-Arab “ب ك ر” mad. (IV 78); “el-betûl” ise “evlenmeyen.. dünyevî lezzetlerden elini-eteğini çekip kendisini Allah'a ve ibâdete vermiş kız” (İbn Manzûr Lisânü'l-Arab “ب ت ل” mad. (XI 43); el-Fîrûzâbâdî el-Kâmûs I 1246) gibi anlamlara gelmektedir..

وَمَرْيَمَ ابْنَتَ عِمْرَانَ الَّتِي أَحْصَنَتْ فَرْجَهَا فَنَفَخْنَا فِيهِ مِن رُّوحِنَا وَصَدَّقَتْ بِكَلِمَاتِ رَبِّهَا وَكُتُبِهِ وَكَانَتْ مِنَ الْقَانِتِينَ
Resim---“Ve meryemebnete ımrânelletî ahsanet fercehâ fe nefahnâ fîhi min rûhınâ ve saddekat bi kelimâti RABBihâ ve kutubihî ve kânet mine’l- kânitîn (kânitîne).: İmran'ın kızı Meryem ki, onun iffeti ahsendi. Bu sebeble onun içine Ruhumuzdan üfledik. Ve o, RABBinin kelimelerini ve kitaplarını tasdik etti. Ve o, kânitîn olanlardan oldu.” (Tahrîm 66/12)

وَالَّتِي أَحْصَنَتْ فَرْجَهَا فَنَفَخْنَا فِيهَا مِن رُّوحِنَا وَجَعَلْنَاهَا وَابْنَهَا آيَةً لِّلْعَالَمِينَ
Resim---“Velletî ahsanet fercehâ fe nefahnâ fîhâ min rûhinâ ve cealnâhâ vebnehâ âyeten li’l- âlemin (âlemîne).: Ve o (Hz. Meryem), ırzını korudu. O zaman Biz, ruhumuzdan onun içine üfledik. Onu ve oğlunu, âlemlere âyet (ibret) kıldık.” (Enbiyâ 21/91)

MERYEM aleyhasselâm;
Büyük karışıklıkların hüküm sürdüğü ve Yahudilerin tüm ümitlerini, bekledikleri Mesih (Kurtarıcı)’in gelişine bağladıkları bir dönemde dünyaya gelmiştir. ALLAHu zü’L- CELÂL, İsrâiloğulları’nın tüm beklentilerinin odak noktasını oluşturduğundan tamamen habersiz olan Meryem aleyhasselâm’ı, bu kutlu görevi için ÖZEL OLarak SEÇmiş ve YETİŞtirmiştir.:


إِذْ قَالَتِ الْمَلآئِكَةُ يَا مَرْيَمُ إِنَّ اللّهَ يُبَشِّرُكِ بِكَلِمَةٍ مِّنْهُ اسْمُهُ الْمَسِيحُ عِيسَى ابْنُ مَرْيَمَ وَجِيهًا فِي الدُّنْيَا وَالآخِرَةِ وَمِنَ الْمُقَرَّبِينَ
Resim---“İz kâletil melâiketu yâ meryemu innallâhe yubeşşiruki bi kelimetin minh (minhu), ismuhu’l- mesîhu îsebnu meryeme vecîhan fîd dunyâ ve’l- âhıreti ve mine’l- mukarrebîn (mukarrebîne).: Melekler şöyle demişlerdir: "Ey Meryem,! Muhakkak ki ALLAH, Kendinden bir kelime ile seni müjdeliyor. Onun ismi "Mesih, Meryem oğlu Îsâ'dır. Dünyada ve âhirette şereflidir ve mukarrebinlerdendir.” (Âl-i İmrân 3/45)

وَيُكَلِّمُ النَّاسَ فِي الْمَهْدِ وَكَهْلاً وَمِنَ الصَّالِحِينَ
Resim---“Ve yukellimun nâse fî’l- mehdi ve kehlen ve mines sâlihîn (sâlihîne).: Ve beşikteyken ve yetişkin olunca da insanlarla konuşacak. Ve o sâlihlerdendir.” (Âl-i İmrân 3/46)

MERYEM aleyhasselâm;
Bedenî ve Ruhî Saflığı, kendini ALLAH’a ibâdete adaması, iffet ve namusunu koruması sebebiyle “BetûL” olarak adlandırılmıştır. Betûl, ayrıca mânevî mükemmellikle birlikte fizikî güzelliği de ifâde ettiğinden Meryem aleyhasselâm, zamanının en güzel ve en mükemmel kadını olarak da tanımlanmaktadır
(Lisânü’l-ʿArab, “btl” md.; Hâzin, I, 273).

MERYEM aleyhasselâm;
Kur'ÂN-ı Kerîm'de İsmiyLe anıLan yegâne kadındır..:


إِذْ قَالَتِ امْرَأَةُ عِمْرَانَ رَبِّ إِنِّي نَذَرْتُ لَكَ مَا فِي بَطْنِي مُحَرَّرًا فَتَقَبَّلْ مِنِّي إِنَّكَ أَنتَ السَّمِيعُ الْعَلِيمُ
Resim---“İz kâlet imraetu ımrâne rabbi innî nezertu leke mâ fî batnî muharraran fe tekabbe’l- minnî, inneke ente’s- semîu’l- alîm (alîmu).: İmrân'ın eşi (Hanne): "RABBim ben, karnımda olanı (doğacak çocuğumu), hür olarak SENİN için (yalnız SANA itaat ve ibâdet etsin diye) nezrettim (adadım). Artık (onu) benden kabul buyur. Muhakkak ki SEN SEMÎ'sin (en iyi işitensin), ALÎM'sin (en iyi bilensin)." demişti.” (Âl-i İmrân 3/30)

إِنَّ اللّهَ اصْطَفَى آدَمَ وَنُوحًا وَآلَ إِبْرَاهِيمَ وَآلَ عِمْرَانَ عَلَى الْعَالَمِينَ
Resim---“İnnallâhestafâ âdeme ve nûhan ve âle ibrâhîme ve âle imrâne ale’l- âlemin (âlemîne).: Muhakkak ki ALLAH, Hazreti Âdem'i, Hazreti Nûh'u, Hazreti İbrâhîm'in âilesini ve İmran âilesini, âlemlerin üstüne seçti.” (Âl-i İmrân 3/33)

ذُرِّيَّةً بَعْضُهَا مِن بَعْضٍ وَاللّهُ سَمِيعٌ عَلِيمٌ
Resim---“Zurriyyeten ba’duhâ min ba’d(ba’din), vALLÂHu SEMÎun ALÎM (alîmun).: (Onlar) birbirinin zürriyetindendir (neslindendir). Ve ALLAH SEMÎ 'dir (en iyi işitendir), ALÎM'dir (en iyi bilendir).” (Âl-i İmrân 3/34)

إِذْ قَالَتِ امْرَأَةُ عِمْرَانَ رَبِّ إِنِّي نَذَرْتُ لَكَ مَا فِي بَطْنِي مُحَرَّرًا فَتَقَبَّلْ مِنِّي إِنَّكَ أَنتَ السَّمِيعُ الْعَلِيمُ
Resim---“İz kâlet imraetu ımrâne RABBi innî nezertu leke mâ fî batnî muharraran fe tekabbel minnî, inneke ente’s- semîu’l- alîm(alîmu).: İmrân'ın eşi (Hanne): "RABBim ben, karnımda olanı (doğacak çocuğumu), hür olarak senin için (yalnız sana itaat ve ibâdet etsin diye) nezrettim (adadım). Artık (onu) benden kabul buyur. Muhakkak ki Sen SEMİ'sin (en iyi işitensin), ALÎM'sin (en iyi bilensin)." demişti.” (Âl-i İmrân 3/35)

فَتَقَبَّلَهَا رَبُّهَا بِقَبُولٍ حَسَنٍ وَأَنبَتَهَا نَبَاتًا حَسَنًا وَكَفَّلَهَا زَكَرِيَّا كُلَّمَا دَخَلَ عَلَيْهَا زَكَرِيَّا الْمِحْرَابَ وَجَدَ عِندَهَا رِزْقاً قَالَ يَا مَرْيَمُ أَنَّى لَكِ هَذَا قَالَتْ هُوَ مِنْ عِندِ اللّهِ إنَّ اللّهَ يَرْزُقُ مَن يَشَاء بِغَيْرِ حِسَابٍ
Resim---“Fe tekabbelehâ RABBuhâ bi kabûlin hasenin ve enbetehâ nebâten hasenen, ve keffelehâ zekeriyyâ kullemâ dehale aleyhâ zekeriyyâ’l- mihrâbe, vecede indehâ rızkâ (rızkan), kâle yâ meryemu ennâ leki hâzâ kâlet huve min indillâh (indillâhi), innallâhe yerzuku men yeşâu bi gayri hısâb (hısâbın).: Böylece RABBi onu güzel bir kabulle kabul buyurdu, güzel bir şekilde yetiştirdi. Ve Zekeriyyâ aleyhisselâm'ı, ona bakmakla mükellef kıldı. Zekeriyyâ aleyhisselâm, onun yanına mihraba her girişinde, onun yanında bir rızık bulurdu.: "Yâ Meryem, bu sana nasıl, nereden (geldi)?" deyince, o da.: "O, ALLAH'ın katından" diyordu. Muhakkak ki ALLAH, dilediği kimseyi hesabsız rızıklandırır.” (Âl-i İmrân 3/37)

MERYEM aleyhasselâm'ın Annesi Hanna, çocuğu kundaklayıp, Beytül-Makdis'e götürerek, orada görevli bulunanlara teslim etti. Çocuğun gözetilmesi görevini Yahyâ aleyhisselâm'ın babası Zekeriyyâ aleyhisselâm üstüne aldı. Zirâ o’nun hanımı, MERYEM aleyhasselâm'ın teyzesi veya kardeşi idi. (İbnül-Esir, el-Kâmil fi't-Tarih, Beyrut, I, 299; Ali Sabûnî, en-Nûbûvve vel-Enbiya, Dımaşk 1985, 201).

وَإِذْ قَالَتِ الْمَلاَئِكَةُ يَا مَرْيَمُ إِنَّ اللّهَ اصْطَفَاكِ وَطَهَّرَكِ وَاصْطَفَاكِ عَلَى نِسَاء الْعَالَمِينَ
Resim---“Ve iz kâleti’l- melâiketu yâ meryemu innallâhastafâki ve tahhareki vestafâki alâ nisâi’l- âlemin (âlemîne).: Ve melekler şöyle demişlerdi: "Ey Meryem muhakkak ki ALLAH, seni seçti ve tertemiz yarattı ve seni âlemlerin kadınları üzerine üstün kıldı." (Âl-i İmrân 3/42)

يَا مَرْيَمُ اقْنُتِي لِرَبِّكِ وَاسْجُدِي وَارْكَعِي مَعَ الرَّاكِعِينَ
Resim---“Yâ meryemuknutî li RABBiki vescudî verkai mear râkiîn (râkiîne).: Ey Meryem! RABBin için kânitîn ol (RABB'inin huzurunda huşû’ ile dur) ve secde et ve rukû’ edenlerle birlikte rukû’ et.” (Âl-i İmrân 3/43)

MERYEM aleyhasselâm döneminde Roma İmparatorluğu’nda yaygın olan din “Putperestlik”tir. Yahudiler ise, kendi çıkardıkları birtakım hurafelerle şekilciliğe sapmış, ALLAHu zü’L- CELÂL’in kendileri için seçip beğendiği dinlerini tahrif etmişlerdir. ALLAHu zü’L- CELÂL’in emirlerine isyan etmişler ve ALLAHu zü’L- CELÂL’in kendilerine verdiği nimetlere karşı şükredici olmamışlardır..

MERYEM aleyhasselâm’ın Anne ve Babası için Kur'ÂN-ı Kerîmde;
Babasının adı İmrân’dır.:


إِذْ قَالَتِ امْرَأَةُ عِمْرَانَ رَبِّ إِنِّي نَذَرْتُ لَكَ مَا فِي بَطْنِي مُحَرَّرًا فَتَقَبَّلْ مِنِّي إِنَّكَ أَنتَ السَّمِيعُ الْعَلِيمُ
Resim---“İz kâlet imraetu ımrâne RABBi innî nezertu leke mâ fî batnî muharraran fe tekabbel minnî, inneke ente’s- semîu’l- alîm(alîmu).: İmrân'ın eşi (Hanne): "RABBim ben, karnımda olanı (doğacak çocuğumu), hür olarak senin için (yalnız sana itaat ve ibâdet etsin diye) nezrettim (adadım). Artık (onu) benden kabul buyur. Muhakkak ki Sen SEMİ'sin (en iyi işitensin), ALÎM'sin (en iyi bilensin)." demişti.” (Âl-i İmrân 3/35)

وَمَرْيَمَ ابْنَتَ عِمْرَانَ الَّتِي أَحْصَنَتْ فَرْجَهَا فَنَفَخْنَا فِيهِ مِن رُّوحِنَا وَصَدَّقَتْ بِكَلِمَاتِ رَبِّهَا وَكُتُبِهِ وَكَانَتْ مِنَ الْقَانِتِينَ
Resim---“Ve meryemebnete ımrânelletî ahsanet fercehâ fe nefahnâ fîhi min rûhınâ ve saddekat bi kelimâti RABBihâ ve kutubihî ve kânet minel kânitîn(kânitîne).: İmran'ın kızı Meryem ki, onun iffeti ahsendi. Bu sebeble onun içine Rûhumuzdan üfledik. Ve o, RABBinin kelimelerini ve kitaplarını tasdik etti. Ve o, kânitîn olanlardan oldu.” (Tahrîm 66/12)

Denilerek hamile kalış keyfiyeti anlatılmaktadır. Ancak meleğin üflemesinin şekli konusunda farklı görüşler vardır. (Fahreddin er-Râzî, XV, 316).

Annesinden adı verilmeksizin “İmrân’ın Karısı” diye bahsedilmektedir. Diğer İslâmî kaynaklarda MERYEM aleyhasselâm’in annesi Hanne, Fâkûz’un (Fakûd) kızı ve Îşâ’nın (İşbâ‘, İşî‘, İşyâ‘ veya Eşyâ‘) kız kardeşi olarak geçmekte, babasının şeceresi ise İmrân b. Mâsân (Yaşehim) şeklinde verilmekte ve Mûsâ aleyhisselâm’ın soyundan olduğu belirtilmektedir. (Taberî, Câmiʿu’l-beyân, III, 235, 244; Târîḫ, I, 585; Sa‘lebî, s. 284; Zemahşerî, I, 548). İşbâ‘ ileMERYEM aleyhasselâm’ın kardeş olduğu da nakledilmektedir. (Mes‘ûdî, I, 62).;
MERYEM aleyhasselâm’ın kavminin ona hitab ederken.: “Ey Hârûn’un kız kardeşi” demesi de, onun Mûsâ ve Hârûn aleyhumusselâm’ın soyundan olduğunu göstermektedir..


يَا أُخْتَ هَارُونَ مَا كَانَ أَبُوكِ امْرَأَ سَوْءٍ وَمَا كَانَتْ أُمُّكِ بَغِيًّا
Resim---“Yâ uhte hârûne mâ kâne ebûkimrae sev’in ve mâ kânet ummuki begıyyâ (begıyyen).: Ey Harun'un (kız)kardeşi! Senin baban kötü bir adam değildi. Ve senin annen de azgın (iffetsiz) değildi.” (Meryem 19/28)

MERYEM aleyhasselâm’ın Annesi Hanne, adağı gereği çocuğunu doğar doğmaz veya sütten kesildikten sonra Hârûn soyundan din adamlarının bulunduğu Beytülmakdis’e götürerek onlara teslim eder. Zekeriyyâ, MERYEM aleyhasselâm’ın teyzesinin kocası olduğu için onu himâyesine almak isterse de yahudi din adamları, MERYEM aleyhasselâm’ın babası İmrân’ın kendi dinî liderleri olması sebebiyle çocuğu kendileri almak istediklerinden bunu kabul etmezler. Sonuçta Tevrat’ı yazdıkları kalemlerini suya atmak sûretiyle kura çekerler. 19 veya 29 kişi arasından sadece Zekeriyyâ’nın kalemi suyun üzerinde kalır; böylece MERYEM aleyhasselâm’ın himâyesini o üstlenir. (Taberî, Câmiʿu’l-beyân, III, 241-244, 246).
Kura çekme hadisesi Kur'ÂN-ı Kerîm ’de nakledilir.:


ذَلِكَ مِنْ أَنبَاء الْغَيْبِ نُوحِيهِ إِلَيكَ وَمَا كُنتَ لَدَيْهِمْ إِذْ يُلْقُون أَقْلاَمَهُمْ أَيُّهُمْ يَكْفُلُ مَرْيَمَ وَمَا كُنتَ لَدَيْهِمْ إِذْ يَخْتَصِمُونَ
Resim---“Zâlike min enbâi’l- gaybi nûhîhi ileyk (ileyke), ve mâ kunte ledeyhim iz yulkûne eklâmehum eyyuhum yekfulu meryeme, ve mâ kunte ledeyhim iz yahtesımûn (yahtesımûne).: İşte bu, gayb haberlerindendir, onu sana vahyediyoruz. Ve "Meryem'e, onlardan hangisi kefil (vekil) olacak?” diye, onlar (kur'a çekmek için) kalemlerini attıkları zaman, sen onların yanlarında değildin. Ve onlar tartışırken de, sen onların yanlarında değildin.” (Âl-i İmrân 3/44)




Resim

RASÛLULLAH sallallahu aleyhi vesellemde MERYEM aleyhasselâm.:

Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: “Erkeklerden kemâle erenler çoktur. Kadınlardan ise Meryem binti İmran ile Firavun’un karısı Âsiye’den başka kemâle eren yoktur.” buyurmuştur.
(Buhârî, Enbiyâ, 32, 46; Müslim, Fazâilü’s- Sahâbe, 70; Tirmizî, At’ime, 31)

Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: “Zamanındaki dünya kadınlarının hayırlısı İmrân kızı Meryem’dir. Bu ümmetin kadınlarının hayırlısı da Hadîce’dir.” buyurmuştur.
(S. Buhâri Tecrîd-i Sarih Terc. c. 9, s. 167)

Resim---Ebû Hüreyre radiyallahu anhu anlatıyor: “Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: “Yeni doğan her insan yavrusuna, doğduğu anda şeytan mutlaka bir dürter. Yavru, onun dürtmesi(nin verdiği rahatsızlık) sebebiyle bağırarak ağlar. Hazret-i Meryem ve onun oğlu İsâ bundan hâriçtir.”
Ebu Hüreyre sözüne devamla.: “İsterseniz şu âyeti de okuyun dedi: “Meryem: "…Ben onu da soyunu da kovulmuş şeytandan sana sığındırırım" dedi.” (Âl-i İmrân 3/36).
demiştir..

(Buhârî, Tefsir, Âl-i İmrân: 2; Müslim, Fedail: 146, 2366. H. İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları: 3/364)

فَلَمَّا وَضَعَتْهَا قَالَتْ رَبِّ إِنِّي وَضَعْتُهَا أُنثَى وَاللّهُ أَعْلَمُ بِمَا وَضَعَتْ وَلَيْسَ الذَّكَرُ كَالأُنثَى وَإِنِّي سَمَّيْتُهَا مَرْيَمَ وِإِنِّي أُعِيذُهَا بِكَ وَذُرِّيَّتَهَا مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ
Resim---“Fe lemmâ vadaathâ kâlet rabbi innî vada’tuhâ unsâ vallâhu a’lemu bi mâ vadaat ve leyse’z- zekeru kel unsâ, ve innî semmeytuhâ meryeme ve innî uîzuhâ bike ve zurriyyetehâ mine’ş- şeytâni’r- racîm (racîmi).: Fakat onu doğurunca: "RABBim, gerçekten ben onu kız olarak doğurdum" dedi. Ve ALLAH, onun ne doğurduğunu çok iyi biliyordu. "Erkek, kız (çocuğu) gibi değildir. Ben onu, "Meryem" diye isimlendirdim ve muhakkak ki ben, onu ve onun zurriyetini, taşlanmış şeytandan Sana sığındırırım" dedi.” (Âl-i İmrân 3/36)

Resim---İbn Abbâs radiyallahu anhu.: “Meryem’i hangisi himâyesine alacak diye (kura çekmek üzere) kalemlerini atarken sen yanlarında değildin” (Âl-i İmrân, 3/44) âyetiyle ilgili olarak buyurdu ki: “Kur’a çekmek üzere kalemlerini (suya) attılar. Kalemler akıntıyla beraber gitti. Sâdece Zekeriyyâ’nın kalemi suyun üstüne çıktı.” buyurdu.
(Hadisi Buhârî, bab başlığında tahric etti. Buhârî, Şehâdet: 30; İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları: 3/364)

ذَلِكَ مِنْ أَنبَاء الْغَيْبِ نُوحِيهِ إِلَيكَ وَمَا كُنتَ لَدَيْهِمْ إِذْ يُلْقُون أَقْلاَمَهُمْ أَيُّهُمْ يَكْفُلُ مَرْيَمَ وَمَا كُنتَ لَدَيْهِمْ إِذْ يَخْتَصِمُونَ
Resim---“Zâlike min enbâi’l- gaybi nûhîhi ileyk (ileyke), ve mâ kunte ledeyhim iz yulkûne eklâmehum eyyuhum yekfulu meryeme, ve mâ kunte ledeyhim iz yahtesımûn (yahtesımûne).: İşte bu, gayb haberlerindendir, onu sana vahyediyoruz. Ve "Meryem'e, onlardan hangisi kefil (vekil) olacak?” diye, onlar (kur'a çekmek için) kalemlerini attıkları zaman, sen onların yanlarında değildin. Ve onlar tartışırken de, sen onların yanlarında değildin.” (Âl-i İmrân 3/44)

Resim---Muğîre İbnu Şu’be radiyallahu anhu anlatıyor.: “Ben, Necrân’a gelince bana sordular: “Sizler şu âyeti okuyorsunuz: “Ey Hârun’un kız kardeşi, baban kötü bir kimse değildi…” (Meryem 19/28). Halbuki, Hz. Mûsâ, Hz. İsâ aleyhumusselâm’dan yüzlerce yıl önce yaşamıştır. (Nasıl olur da Hz. İsâ’nın annesi olan Hz. Meryem, Hz. Mûsâ’nın erkek kardeşi olan Hz. Hârun’un kız kardeşi olur?)” Ben Medine’ye Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem’ın yanına gelince, bu meseleyi ona sordum, bana.: “Onlar, kendilerinden önce yaşamış olan peygamberlerinin ve sâlih kişilerin isimleriyle isimleniyorlardı.” buyurdu.
(Müslim, Âdâb 9, hadis no: 2135; Tirmizî, Tefsir, Meryem, h. no: 3154; İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları: 4/87)

Hadiste geçen Necrân yer ismidir. Bu ismi taşıyan birden fazla yer mevcuttur: en-Nihâye’nin verdiği bilgiye göre Hicâz’la Şam ve Yemen arasında bir yerin adıdır. Yemen’de, Bahreyn’de, Dımeşk yakınlarında da Necrân adını taşıyan yerlerin bulunduğu belirtilir.
Necran ahâlisi Hıristiyandır..


Resim---İmam Ali kerremallahu vechehu.: “Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: “(Âhiretin) en hayırlı kadını Meryem Bintu İmrân’dır. (Dünyanın) en hayırlı kadını Hatice Bintu Huveylid’dir.” buyurdu. Râvi bunu söylerken, eliyle semâya ve arza işâret etti.
(Buhârî, Menâkıbu’l-Ensâr 20, Enbiya 45; Müslim, Fezâilu’s-Sahâbe 69, (2430); Tirmizî, Menâkıb, (3887)

Resim---Rezîn bir rivâyette şu ziyâdeyi kaydetmiştir.: “Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: “Erkeklerden pek çokları kemâle ermiştir. Kadınlardan ise İmrân’ın kızı Meryem, Firavun’un karısı Asiye, Huveylid’in kızı Hatice ve MuhaMMed’in kızı Fâtıma’dan başka kimse kemâle ermemiştir. Hz. Aişe’nin kadınlara üstünlüğü, tiridin diğer yiyeceklere üstünlüğü gibidir.” buyurdu.
(Müslim, Fezâuilu’s-Sahabe 70, (2431); Tirmizî, Et’ime 31, (1835); İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları: 13/37)

Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: “Ben, dünyada da âhirette de Meryem’in oğluna insanların en yakınıyım. Benimle onun arasında başka bir peygamber yok. Peygamberler anneleri ayrı, babaları bir kardeştirler, dinleri de birdir.” buyurmuştur.
(Buhârî, Enbiyâ, 44; Müslim, Fezâil 145, hd. no: 2365; Ebû Dâvud, Sünnet 14, hd. no: 4675; Tecrîd-i Sarih Terc. c. 9, s. 179-180)

Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: “Nasârânın (hıristiyanların) İbn Meryem’i (Hz. İsâ’yı) bâtıl üzere medhettikleri gibi siz de beni medhetmekte mübâlâğa etmeyin! Şüphesiz ki, ben bir kulum; bana: “ALLAH’ın KuLu ve O’nun RASÛLü’ deyin.” buyurmuştur.
(S. Buhâri Tecrîd-i Sarih Terc. c. 9, s. 181)

Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: “Yahya ibni Zekeriyyâ hariç, herkes günah işlemiş yahutta onu gönlünden geçirmiştir. Ama o, onu ne gönlünden ve ne de yapmıştır.” buyurmuştur.
(Fahruddin er Razî, Tefsir-i Kebir XV; İkrime, İbn Abbas'dan)

Resim---Urve radiyallahu anhu.: “Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem.: “Hatice, dönemindeki kadınların en hayırlısıdır. Meryem, dönemindeki kadınların en hayırlısıdır. Fâtıma, dönemindeki kadınların en hayırlısıdır.” buyurdu.
(Taberî ve Bezzâr)

Resim---Âişe radiyallahu anha Annemiz.: “Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem.: “Cennet kadınlarının efendileri şu dört kişidir: Meryem, Fâtıma, Hatice ve Asiye.” buyurdu.
(Hâkim'in Müstedrek’inden)

Resim---Ebû Said radiyallahu anhu.: “Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem.: “Fatıma, îmran kızı Meryem hariç Cennet kadınlarının efendisidir.” buyurdu.
(Hâkim'in Müstedrek’inden)

Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: “Fâtıma, cennet kadınlarının efendisidir. Tabii ki Hz. Meryem’in üstün durumu hesaba katılmazsa..” buyurmuştur.
(Tirmizî, menâkıb, 60, 63; Ahmed b. Hanbel, Müsened, III, 64, 80.)

Resim---Ebu Hureyre radiyallahu anhu.: "Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: "Âdemoğlundan doğduğu vakit, şeytanın dürtüp de ağlatmadığı kimse yoktur. Bundan sadece Meryem oğlu İsâ hariçtir." buyurdu.
(Buhârî, Enbiya 44, Bed'ü'l-Halk 11; Tefsir, Âl-i İmran 2; Müslim, Fezâil 147, (2366))

Resim---Ebu Hureyre radiyallahu anhu.: "Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem.: "Ben, dünyada da âhirette de Meryem'in oğluna insanların en yakınıyım. Benimle onun arasında başka bir peygamber yok. Peyamberler anneleri ayrı, babaları bir kardeştirler, dinleri de birdir." buyurdu.
(Buhârî, Enbiya 44; Müslim, Fezâil 145, (2365); Ebu Dâvud, Sünnet 14, (4675))

Resim---Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem.: "Dikkatinizi verin, dinleyin, size haber veriyorum ki: Meleklerin en faziletlisi Cebrâil'dir. Beşerin en faziletlisi Hz. Âdem'dir. Günlerin en faziletlisi (efendisi) cuma günüdür. Ayların en faziletlisi Ramazan ayıdır. Gecelerin en faziletlisi Kadir Gecesi'dir. Kadınların en faziletlisi de Meryem binti İmrân'dır." buyurdu.
(Abdullah İbn-i Abbas'tan; Deylemî, Firdevs, 1/135 (475)

Resim---Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem.: Meryem binti İmran'dan sonra cennet ehli kadınların efendisi Fatıma binti Muhammed, Hatice ve Asiye'dir.” buyurdu.
(Abdullah İbn-i Abbas'tan; Ebu Davûd)



Resim

Resim

ALLAHumme saLLi ve seLLim ve bârik aLâ seyyidinâ MuhaMMedin
Abdike ve
Nebiyyike ve
RasûLike ve
Nebîyyi'L- ÜMMîyyi ve aLâ ÂLihi, EhL-i Beytihi ve's- Sahbihi ve ÜMMetihi...

ALLAHımız celle celâluhu!
BİZe MuhaMMedî Gayret,
PÎRimizden Hâl-i HiMMet,
RASÛLünden ŞiFâ-yı ŞeFâat,
ZÂTından İnâyet-Hidâyet-Selâmet İZZet-i İhsÂNınLa =>İSLÂM ÂLEMi'nin =>İffet, İsmet, İzzet TimSÂLi MERYEM aleyhasselâm ANNEmizin =>Şu ÂNda ŞE’ÂNuLLAHta ŞEFâatına =>MuhaMMedî Mü’min- Mü’minat CÜMMLemİZi NÂiL EYyLe =>HAKk ve HAYRda CEM’ et LûTFet Et YAŞAt!.
İnşâe ALLAHu TeÂLÂ!..

ÂMiN!. Yâ MuîN!. Yâ RABBenâ!..


ResimMuhaMMedi MuhabbetlerimLe...
Resim
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12868
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Re: KELÂMuLLAHta ve RASÛLULLAHta MERYEM as.

Mesaj gönderen kulihvani »

Resim ÖZz İNCİmsin!.

HAYy Dostt!.
ALLAH celle celâlihu!.


BİZ BİR-İZ Resim İLe Resim BİLesi
Resim HÂL-i HaVva ResimSiLSiLesi
DüN-bUGÜN-YARın şU ÂNda
ResimMeRYeM’in ResimNiSÂ ÇiLLesi..

“İnsÂN AKLı”n Resim İkİ UcU
NÂRı-NÛRu.. ResimSÖZ ORUcU
dENge-DÜzENResimNÛR-u MîMde
Mi’RÂC-ın Resim RÜcÛ<->URÛcU!.


ZEVK 7268

GÖNLüMe SEVdirdi YÂRim!. Resim SeSsiz SıRR-ı ISsızLarı!
SaatLerce SEYyRedERim!. ResimGÜNeŞResimAYıResimYILdızLarı!

“SIRATın SıRTı”nda Resim KULLuk
YOLdaResimYOLcu-YOLdaş-YOLLuk

ŞERRin-HAYRın HÂREMinde.. LÛT-La ResimŞUÂYyÎB KIZLarı!.


aleyhumus-seLâm..

03.12.15 08:39
brsbrsm..tktktrstkkmdcvLÂNn..



KaDıN Resim ANA Resim ÇiLLe TASı
“KÛN!”a ResimfeyeKÛN TARLası
ResimAKLımı ResimBAŞımdan ResimALır
ResimKADIN ResimBEBEK AĞLAması!.

ResimGeCe AY-ı Resim GÜNDÜZüme
BeBek ÖZLü Resim SıRrDAŞLarım
ResimSÜZüLür ResimİNeR ResimYÜZüme
MeRYeM SÖZLü ResimGÖZ YAŞlarım..


Resim

Resim Meryem aleyhisselâm ve SÖZ ORuCu.:

فَكُلِي وَاشْرَبِي وَقَرِّي عَيْنًا فَإِمَّا تَرَيِنَّ مِنَ الْبَشَرِ أَحَدًا فَقُولِي إِنِّي نَذَرْتُ لِلرَّحْمَنِ صَوْمًا فَلَنْ أُكَلِّمَ الْيَوْمَ إِنسِيًّا
Resim---“Fe kulî veşrabî ve karrî aynâ (aynen), fe immâ terayinne mine’-l beşeri ehaden fe kûlî innî nezertu li’r- rahmâni savmen fe len ukellime’l- yevme insiyyâ (insiyyen).: Artık ye ve iç, gözün aydın olsun! Bundan sonra eğer beşerden bir kimseyi görürsen, o zaman (ona şöyle) söyle: “Muhakkak ki ben, Rahmân’a (konuşmama) orucu nezrettim (adadım). Bu sebeple bugün bir insanla asla konuşmayacağım.” (Meryem 17/26)

فَأَتَتْ بِهِ قَوْمَهَا تَحْمِلُهُ قَالُوا يَا مَرْيَمُ لَقَدْ جِئْتِ شَيْئًا فَرِيًّا
Resim---“Fe etet bihî kavmehâ tahmiluhu, kâlû yâ meryemu lekad ci’ti şey’en feriyyâ(feriyyen).: Böylece onu taşıyarak kavmine getirdi. (Kavmindekiler) dediler ki: “Ey Meryem! Andolsun ki sen, acayip (kötü) bir şey yaptın.” (Meryem 17/27)

يَا أُخْتَ هَارُونَ مَا كَانَ أَبُوكِ امْرَأَ سَوْءٍ وَمَا كَانَتْ أُمُّكِ بَغِيًّا
Resim---“Yâ uhte hârûne mâ kâne ebûkimrae sev’in ve mâ kânet ummuki bagıyyâ(begıyyan).: Ey Harun’un (kız)kardeşi! Senin baban kötü bir adam değildi. Ve senin annen de azgın (iffetsiz) değildi.” (Meryem 17/28)

فَأَشَارَتْ إِلَيْهِ قَالُوا كَيْفَ نُكَلِّمُ مَن كَانَ فِي الْمَهْدِ صَبِيًّا
Resim---“Fe eşârat ileyhi, kâlû keyfe nukellimu men kâne fîl mehdi sabiyyâ(sabiyyen).: Bunun üzerine, onu (çocuğu) işaret etti. (Onlar) dediler ki: “Beşikte olan bir sabi (bebek) ile biz nasıl konuşuruz?” (Meryem 17/29)

قَالَ إِنِّي عَبْدُ اللَّهِ آتَانِيَ الْكِتَابَ وَجَعَلَنِي نَبِيًّا
Resim---“Kâle innî abdullâhi, âtâniyel kitâbe ve cealenî nebiyyâ(nebiyyen).: (Bebek-İsâ aleyhisselâm) şöyle dedi: “Muhakkak ki ben, Allah’ın kuluyum. Bana kitap verdi ve beni nebî (peygamber) kıldı.” (Meryem 17/30)

وَجَعَلَنِي مُبَارَكًا أَيْنَ مَا كُنتُ وَأَوْصَانِي بِالصَّلَاةِ وَالزَّكَاةِ مَا دُمْتُ حَيًّا
Resim---“Ve cealenî mubâraken eyne mâ kuntu ve evsânî bis salâti vez zekâti mâ dumtu hayyâ(hayyen).: Ve beni nerede bulunursam bulunayım (bulunduğum heryerde) mübarek kıldı. Ve hayatta kaldığım sürece namazı ve zekâtı bana vasiyet etti (emretti).” (Meryem 17/31)

Resim

Resim LÛT aleyhisselâm Kızları ve karşısında ŞeRr.:

قَالَ إِنَّ هَؤُلاء ضَيْفِي فَلاَ تَفْضَحُونِ
Resim---“Kâle inne hâulâi dayfî fe lâ tefdahûni.: (Lut a.s) şöyle dedi: “Muhakkak ki; bunlar benim misafirlerimdir. Artık beni mahçup etmeyin(utandırmayın).” (Hicr 15/68)

وَاتَّقُوا اللّهَ وَلاَ تُخْزُونِ
Resim---“Vettekullâhe ve lâ tuhzûni.: "Allah'tan korkup sakının ve beni küçük düşürmeyin." (Hicr 15/69)

قَالُوا أَوَلَمْ نَنْهَكَ عَنِ الْعَالَمِينَ
Resim---“Kâlû e ve lem nenheke ani’l- âlemin (âlemîne).: “Biz seni elâlemin (başkalarının) işine karışmaktan nehyetmedik (men etmedik) mi?” dediler.” (Hicr 15/70)

قَالَ هَؤُلاء بَنَاتِي إِن كُنتُمْ فَاعِلِينَ
Resim---“Kâle hâulâi benâtî in kuntum fâilîn (fâilîne).: Şöyle dedi: “Eğer düşündüğünüzü yapacaksanız işte bunlar, benim kızlarım.” (Hicr 15/71)

Resim

Resim ŞUÂYB aleyhisselâm Kızları ve karşısında HaYRr.:

قَالَتْ إِحْدَاهُمَا يَا أَبَتِ اسْتَأْجِرْهُ إِنَّ خَيْرَ مَنِ اسْتَأْجَرْتَ الْقَوِيُّ الْأَمِينُ
Resim---Kâlet ıhdâhumâ yâ ebetiste’cirhu inne hayra meniste’certel kaviyyul emîn(emînu).: İki kızdan biri: "Ey babacığım! Onu ücretle tut. Muhakkak ki o, ücretle tuttuklarından daha hayırlı, sağlam ve emindir." dedi.” (Kasas 28/26)

قَالَ إِنِّي أُرِيدُ أَنْ أُنكِحَكَ إِحْدَى ابْنَتَيَّ هَاتَيْنِ عَلَى أَن تَأْجُرَنِي ثَمَانِيَ حِجَجٍ فَإِنْ أَتْمَمْتَ عَشْرًا فَمِنْ عِندِكَ وَمَا أُرِيدُ أَنْ أَشُقَّ عَلَيْكَ سَتَجِدُنِي إِن شَاء اللَّهُ مِنَ الصَّالِحِينَ
Resim---Kâle innî urîdu en unkihake ihdebneteyye hâteyni alâ en te’curenî semâniye hıcec(hıcecin), fe in etmemte aşran fe min indik(indike), ve mâ urîdu en eşukka aleyk(aleyke), setecidunî in şâallâhu mines sâlihîn(sâlihîne).: (Babaları Şuayb aleyhisselâm Musâ aleyhisselâm'a) Dedi ki: "Doğrusu ben, sekiz yıl bana hizmet etmene karşılık olmak üzere, şu iki kızımdan birini sana nikahlamak istiyorum; şayet on (yıl)a tamamlayacak olursan, artık o da senden. Ben sana zorluk çıkarmak istemem; beni de inşaallah salih olanlardan bulacaksın." (Kasas 28/27)

Resim Şuayb aleyhisselâm:
Ashab-ı Eyke ile Medyen ahâlisine gönderilen bir peygamberdir. Çok hakikatlı ve güzel sözlerle bu iki kavmi Hakka davet ettiği halde kendisini dinlemediler. Cenâb-ı Hak Eykeliler üzerine şiddetli sıcaklık ve Medyen ahalisine de şiddetli sayha ile azab verdi ve onları mahveyledi. Şuayb Aleyhisselâm kendisine inananlarla Mekke'ye gitti ve orada yerleşti. Musâ Aleyhisselâm'ın kayınpederi idi..

Resim Musâ aleyhisselâm.:
Beni İsrâil peygamberlerinden Hz. Musa'nın (aleyhisselâm) ismi. Dört büyük kitaptan birisi olan Tevrat, vahiy yoluyla kendisine gelmiştir. Yahudilerin en büyük peygamberidir. Şeriatı, İsâ'ya (aleyhisselâm) kadar devam etti. Yusuf'un (aleyhisselâm) soyundan Yuşa nâmındaki peygamberi yerine tâyin ederek vefat etmiştir. Mısır firavununa karşı mücadele etti. Harun (aleyhisselâm) kardeşi ve kendi veziri hükmünde idi..
(Mısır Kıt'ası, kumistan olan Sahra-yı Kebir'in bir parçası olduğundan Nil-i Mübarek'in feyziyle gâyet mahsuldâr bir tarla hükmüne geçtiğinden, o cehennem-nümun sahra komşuluğunda şöyle cennet-misal bir mevki-i mübarekin bulunması, felâhat ve ziraatı, ahalisinde pek mergub bir sûrete getirmiş ve o sekenenin seciyesine öyle tesbit etmiş ki ziraatı, kudsiye; ve vasıta-ı ziraat olan "Bakar"ı ve "Sevr"i mukaddes, belki mâbud derecesine çıkarmış. Hattâ o zamandaki Mısır milleti, sevr'e, bakar'a ibadet etmek derecesinde bir kudsiyet vermişler. İşte o zamanda Benî-İsrail dahi, o kıt'ada neş'et ediyordu ve o terbiyeden bir hisse aldıkları, "İcl" mes'elesinden anlaşılıyor.İşte Kur'ân-ı Hakîm, Hazret-i Musa Aleyhisselâm'ın risâletiyle, o milletin seciyelerine girmiş ve istidatlarına işlemiş olan o bakar-perestlik mefkuresini kesip öldürdüğünü, bir bakar'ın zebhi ile ifham ediyor. s.)


Resim

Resim Meryem aleyhasselâm:
..İsâ aleyhisselâm’ın annesi..Zekeriyyâ aleyhisselâm’ın oğlu Yahyâ aleyhisselâm’ın teyzesi.. Âlemdeki kadınların en faziletlisi ANNemiz aleyhasselâm..

وَإِذْ قَالَتِ الْمَلاَئِكَةُ يَا مَرْيَمُ إِنَّ اللّهَ اصْطَفَاكِ وَطَهَّرَكِ وَاصْطَفَاكِ عَلَى نِسَاء الْعَالَمِينَ
Resim---“Ve iz kâleti’l- melâiketu yâ meryemu innallâhastafâki ve tahhareki vestafâki alâ nisâi’l- âlemin (âlemîne).: Ve melekler şöyle demişlerdi: "Ey Meryem muhakkak ki Allah, seni seçti ve tertemiz yarattı ve seni âlemlerin kadınları üzerine üstün kıldı." (Âl-i İmrân 3/42)

Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: “Fâtıma, cennet kadınlarının efendisidir. Tabii ki Hz. Meryem’in üstün durumu hesaba katılmazsa..” buyurmuştur.
(Tirmizî, “menâkıb” 60, 63; Ahmed b. Hanbel,Müsened, III, 64, 80.)

Meryem aleyhasselâm, Ulul-Azm Peygamberlerimizden biri olan İsâ aleyhisselâm'ın annesidir. Meryem aleyhasselâm 'ın babası, Dâvûd aleyhisselâm'ın soyundan ve Benî İsrâil'in büyüklerinden İmrân adında bir zâttır;

وَمَرْيَمَ ابْنَتَ عِمْرَانَ الَّتِي أَحْصَنَتْ فَرْجَهَا فَنَفَخْنَا فِيهِ مِن رُّوحِنَا وَصَدَّقَتْ بِكَلِمَاتِ رَبِّهَا وَكُتُبِهِ وَكَانَتْ مِنَ الْقَانِتِينَ
Resim---“Ve meryemebnete ımrânelletî ahsanet fercehâ fe nefahnâ fîhi min rûhınâ ve saddekat bi kelimâti rabbihâ ve kutubihî ve kânet mine’l- kânitîn (kânitîne).: İmran’ın kızı Meryem ki, onun iffeti ahsendi. Bu sebeple onun içine Ruhumuzdan üfledik. Ve o, Rabbinin kelimelerini ve kitaplarını tasdik etti. Ve o, kanitin olanlardan oldu.” (Tahrîm 66/12)

Annesinin adı da Hanna'dır. Hanna'nın kızkardeşi İşâ (Elisa, Elizabeth) da Zekeriyya aleyhisselâm'ın zevcesi ve Yahya aleyhisselâm'ın annesidir.
"Meryem" Hizmetçi HADEMe demektir. Kelime anlamı olarak, "ibadet eden
(Zemahşerî, I, 142; Beğavî, I, 295; Beydâvî, II, 31.) ya da "dindâr kadın" anlamlarına gelmektedir. Erkeklerden sakınan, iffetli anlamında "Betül" adıyla da adlandırılır. Ona “Meryem” ismini veren, annesidir.:

فَلَمَّا وَضَعَتْهَا قَالَتْ رَبِّ إِنِّي وَضَعْتُهَا أُنثَى وَاللّهُ أَعْلَمُ بِمَا وَضَعَتْ وَلَيْسَ الذَّكَرُ كَالأُنثَى وَإِنِّي سَمَّيْتُهَا مَرْيَمَ وِإِنِّي أُعِيذُهَا بِكَ وَذُرِّيَّتَهَا مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ
Resim---“Fe lemmâ vadaathâ kâlet rabbi innî vada’tuhâ unsâ vallâhu a’lemu bi mâ vadaat ve leysez zekeru kel unsâ, ve innî semmeytuhâ meryeme ve innî uîzuhâ bike ve zurriyyetehâ mine’ş- şeytânir racîm (racîmi).: Fakat onu doğurunca: “Rabbim, gerçekten ben onu kız olarak doğurdum” dedi. Ve Allah, onun ne doğurduğunu çok iyi biliyordu. “Erkek, kız (çocuğu) gibi değildir. Ben onu, "Meryem" diye isimlendirdim ve muhakkak ki ben, onu ve onun zurriyetini, taşlanmış şeytandan Sana sığındırırım” dedi.” (Âl-i İmrân 3/36)

Bu ismin “istemeyen, bir yerden ayrılan”, “hizmet eden-Hademe” anlamı da vardır İbranicede (Ebûbekr er-Râzî, Muhtâru's-sıhâh I, 112.)
Yeni Ahid'deki adı ise "Mariam", bazen de "Maria"dır.

Hadislerde Meryem aleyhisselâm için “اَلْعَذْرَاءُ الْبَتُولُ” “el-azrâ el-betûl”
( Ahmed b. Hanbel el-Müsned I 202 461 V 291; et-Tayâlisî el-Müsned s. 46; Abd b. Humeyd el-Müsned s. 193.)
tabirleri geçmektedir. Rivâyetlerin bir kısmında bu tabirler “kendisine hiçbir beşer dokunmamıştır-tertemizdir.” (Ahmed b. Hanbel el-Müsned I 461; et-Tayâlisî el-Müsned s. 46; İbn Ebî Şeybe el-Musannef VII 350.)
“İsa aleyhisselâm dışında bir çocuğa hamile kalmamıştır” (Ahmed b. Hanbel el-Müsned I 461; et-Tayâlisî el-Müsned s. 46; Saîd b. Mansûr Kitâbü's-sünen II 228.)
Şeklindeki ilâvelerle açılmış durumdadır.
Bu kelimelerden “el-azrâ”, “bekâr kız”ı ifade ederken
(İbnü'l-Esîr en-Nihâye III 196; İbn Manzûr Lisânü'l-Arab “ب ك ر” mad. (IV 78); “el-betûl” ise “evlenmeyen.. dünyevî lezzetlerden elini-eteğini çekip kendisini Allah'a ve ibadete vermiş kız” (İbn Manzûr Lisânü'l-Arab “ب ت ل” mad. (XI 43); el-Fîrûzâbâdî el-Kâmûs I 1246) gibi anlamlara gelmektedir..

Aleyhumu’s SeLâmu ecmâinn.. İnşâe ALAHu TeÂLÂ..

Resim

CüMMLe cihÂN Resim CİM’indeyiz
BİZ MuhaMMed Resim MÎMindeyiz
Resim“KÂR-ü-BeL” ResimYÜREğimiz
“KİM-de KİM”inResim“kim”indeyiz!.

..aleyhisselâm...

ResimKervÂN DEVesi Resim KIRATım
HaYy DEe!. Ki KervÂN kıtMÎRim
ResimhER NEFes Resim SÛR-u SIRATım
ResimİŞte ÇÖLün!. Resim bUYur PÎRim!.


SÖZün ÖZü Resim
Resim
Resim
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12868
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Re: KELÂMuLLAHta ve RASÛLULLAHta MERYEM as.

Mesaj gönderen kulihvani »

Resim

=>AŞK-ı MîM
=>MEŞK-i MîM
DÂRü’L-KALBim
=>KÖŞK-Ü MîM!.


DUYuLan RÛHu’L-KUDs SEsi
UYuLan =>RAHMÂN NEFESi
>MîM-i MuHABBet MERYEM’i
NÂZ-NiYÂZ=>ALLAH NEŞ’Esi!.


HÂL-i HAZıR =>HAYy İLEsi
NAHNU SIRRın>BİZ-BİLEsi
HABÎBuLLAH =>NûN NEFEsi
BAŞ-SONu=>MERYEM ÇİLEsi!.



ZEVK 9259

ANA RAHMinde=>MERYEM-İSÂ.. MÂRİFEt ÖRTÜSü MERYEM
DÖRt ÂLEM =>ÇİVİLi ÇÂRMIH.. MAVi GÖKLer SÜSü MERYEM
MîM-i MuhaMMed ŞÛURu
NÛRu>SÜRÛRU=>O-NÛRu
MÂRİFEtten =>HAKiKAte =->SIRR SIRAt KÖPRÜSü MERYEM!.


31.05.19 22:52
brsbrsm..tktktrstkkmdmerymkadirgecesikandilimizz..


Resim

BİSMi SIRRın>“S-M”i MERYEM
MuhaMMEdin->“M-M”i MERYEM
NÛRuLLAH=>NÛR-u MuhaMMEd
CEMMü’L-CEM’in “C-M”i MERYEM!.


“ALLAH VAHyi”ne =>MuHaTÂB
HAKk’tan=>HALka HAkça HiTÂB
=>İHVÂNi-m=>MERYEM SÛREsi
=>MÂRİFEt MAHŞERi ==>KiTÂB!.


celle celâlihu..
aleyhumusselâm..


Resim

Kesrette=>Vahdet
Vahdette=>Kesret
"Şu ÂN’"a =>Şâhid
OL!. AŞKı>ZEVK et!..


وَإِذْ قَالَتِ الْمَلاَئِكَةُ يَا مَرْيَمُ إِنَّ اللّهَ اصْطَفَاكِ وَطَهَّرَكِ وَاصْطَفَاكِ عَلَى نِسَاء الْعَالَمِينَ
Resim---"Ve iz kâleti’l- melâiketu yâ meryemu innallâhastafâki ve tahhareki vestafâki alâ nisâi’l- âlemin (âlemîne). : Ve melekler şöyle demişlerdi: "Ey Meryem muhakkak ki ALLAH, seni seçti ve tertemiz yarattı ve seni âlemlerin kadınları üzerine üstün kıldı." (Âl-i İmrân 3/42)

يَا مَرْيَمُ اقْنُتِي لِرَبِّكِ وَاسْجُدِي وَارْكَعِي مَعَ الرَّاكِعِينَ
Resim---"Yâ meryemuknutî li rabbiki vescudî verkai mea’r- râkiîn (râkiîne). : Ey Meryem! Rabbin için kânitîn ol (RABB'inin huzurunda huşû ile dur) ve secde et ve rukû edenlerle birlikte rukû et.” (Âl-i İmrân 3/43)

Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: "Âdemoğlundan doğduğu vakit, Şeytanın dürtüp de ağlatmadığı kimse yoktur. Bundan sadece Meryem oğlu İsâ (aleyhumusselâm) hariçtir." buyurdu.
(Ebu Hureyre radıyallahu anhu’dan; Buhârî, Enbiya 44, Bed'ü'l-Halk 11; Tefsir, Âl-i İmran 2; Müslim, Fezâil 147, (2366))

Resim

ÂLEMLerin HaRaMı MeryeM aleyhasselâm’ın AHMeDîyyetteki;
RAHMÂNî ARŞ SEViyeLenmesinde, RAHMÂN NEFHası..
RAHMÂNîYyet RÜŞD RUY-eti..


فَاتَّخَذَتْ مِن دُونِهِمْ حِجَابًا فَأَرْسَلْنَا إِلَيْهَا رُوحَنَا فَتَمَثَّلَ لَهَا بَشَرًا سَوِيًّا
Resim---"Fettehazet min dûnihim hicâben fe erselnâ ileyhâ rûhanâ fe temessele lehâ beşeren seviyyâ (seviyyen) : Sonra da onlardan (ayıran) bir perde çekti. O zaman ona Ruhumuz’u (Ruh’ûl Kudüs) gönderdik. Ona normal bir beşer sûretinde (hüviyetinde) temessül etti (göründü).” (Meryem 19/17)

وَالَّتِي أَحْصَنَتْ فَرْجَهَا فَنَفَخْنَا فِيهَا مِن رُّوحِنَا وَجَعَلْنَاهَا وَابْنَهَا آيَةً لِّلْعَالَمِينَ
Resim---Velletî ahsanet fercehâ fe NEFAHNÂ fîhâ min RÛHİNÂ ve cealnâhâ vebnehâ âyeten lil âlemîn (âlemîne) : Irzını iffetle korumuş olanı (Meryem'i de an.) BİZ O-na RUHumuzdan üfledik; O-nu ve OĞLU-nu cümle âlem için bir ÂYET kıldık.” (Enbiyâ 21/91)

وَمَرْيَمَ ابْنَتَ عِمْرَانَ الَّتِي أَحْصَنَتْ فَرْجَهَا فَنَفَخْنَا فِيهِ مِن رُّوحِنَا وَصَدَّقَتْ بِكَلِمَاتِ رَبِّهَا وَكُتُبِهِ وَكَانَتْ مِنَ الْقَانِتِينَ
Resim---"Ve meryemebnete ımrânelletî ahsanet fercehâ fe nefahnâ fîhi min rûhınâ ve saddekat bi kelimâti rabbihâ ve kutubihî ve kânet minel kânitîn(kânitîne) : İFFetini korumuş olan, İmran kızı Meryem'i de (Allah örnek gösterdi). Biz, ona RUHumuzdan üfledik ve Rabbinin sözlerini ve kitaplarını tasdik etti. O gönülden itaat edenlerdendi." (Tahrîm 66/12)

RaHîMiyyet MeryeMi’nin henüz ANNe karnındayken HAKk’a adanıp =>MERYEM(Hademe-Hizmetçi) İsmiyLe İsimLenmesi..

إِذْ قَالَتِ امْرَأَةُ عِمْرَانَ رَبِّ إِنِّي نَذَرْتُ لَكَ مَا فِي بَطْنِي مُحَرَّرًا فَتَقَبَّلْ مِنِّي إِنَّكَ أَنتَ السَّمِيعُ الْعَلِيمُ
Resim---"İz kâlet imraetu ımrâne rabbi innî nezertu leke mâ fî batnî muharraran fe tekabbel minnî, inneke ente’s- semîu’l- alîm (alîmu).): İmrân'ın eşi (Hanne): "RABBim ben, karnımda olanı (doğacak çocuğumu), hür olarak senin için (yalnız sana itaat ve ibâdet etsin diye) nezrettim (adadım). Artık (onu) benden kabul buyur. Muhakkak ki SEN SEMİ'sin (en iyi işitensin), ALÎM'sin (en iyi bilensin)." demişti.” (Âl-i İmrân 3/35)

فَلَمَّا وَضَعَتْهَا قَالَتْ رَبِّ إِنِّي وَضَعْتُهَا أُنثَى وَاللّهُ أَعْلَمُ بِمَا وَضَعَتْ وَلَيْسَ الذَّكَرُ كَالأُنثَى وَإِنِّي سَمَّيْتُهَا مَرْيَمَ وِإِنِّي أُعِيذُهَا بِكَ وَذُرِّيَّتَهَا مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ
Resim---"Fe lemmâ vadaathâ kâlet rabbi innî vada’tuhâ unsâ vallâhu a’lemu bi mâ vadaat ve leyse’z- zekeru ke’l- unsâ, ve innî semmeytuhâ meryeme ve innî uîzuhâ bike ve zurriyyetehâ mine’-ş şeytâni’r- racîm (racîmi).): Fakat onu doğurunca: “RABBim, gerçekten ben onu kız olarak doğurdum” dedi. Ve ALLAH, onun ne doğurduğunu çok iyi biliyordu. “Erkek, kız (çocuğu) gibi değildir. Ben onu, "Meryem" diye isimlendirdim ve muhakkak ki ben, onu ve onun zurriyetini, taşlanmış şeytândan SANA sığındırırım!.” dedi.” (Âl-i İmrân 3/36)

RaHîMiyyet MeryeMi'nin TAHTından-BaHTından İlK sÖZü =>“BeLâ!” sını BULuşu:
RahMâniyyet TAHTından NiDâ (Dâimîyyet NURu SeS) edip: “RABBın TAHTını SeRRiYyâ KILdı!.”


فَنَادَاهَا مِن تَحْتِهَا أَلَّا تَحْزَنِي قَدْ جَعَلَ رَبُّكِ تَحْتَكِ سَرِيًّا
Resim---"Fe nâdâhâ min tahtihâ ellâ tahzenî kad ceale rabbuki TAHTeki seriyyâ(seriyyen).: Derken ona altından/Rahminden nidâ etti: Sakın mahzun olma, RABBın senin ALTında bir su arkı vüCÛDa getirdi." (Meryem 19/24)

“KaRRî aYNâ!” AYNını RaBB RüŞdünde iKRRâ KıL!. “Ye-İÇ!” ama: “SaVM-OruçLuyum!” DE!..
“Kucağımda KeLiMetuLLah var iken İNS'e teKeLLüm YOKk!.” DE!..


فَكُلِي وَاشْرَبِي وَقَرِّي عَيْنًا فَإِمَّا تَرَيِنَّ مِنَ الْبَشَرِ أَحَدًا فَقُولِي إِنِّي نَذَرْتُ لِلرَّحْمَنِ صَوْمًا فَلَنْ أُكَلِّمَ الْيَوْمَ إِنسِيًّا
Resim---"Fe kulî veşrabî ve karrî aynâ(aynen), fe immâ terayinne minel beşeri ehaden fe kûlî innî nezertu lir rahmâni savmen fe len ukellimel yevme insiyyâ(insiyyen): Ye, iç. Gözün aydın olsun! Eğer insanlardan birini görürsen de ki: Ben, çok merhametli olan Allah'a oruç adadım; artık bugün hiçbir insanla konuşmayacağım." (Meryem 19/26)


ResimMeryem =>ARŞi'stiVÂda..
Resim İsÂ'ya hâmiLe =>tahte's-SERÂda..


ıSSız..
SeSSiz..
KiM?-KİM-SeSiz..
İÇ GÖMLeğine SARdı İsÂ-sın..
gökLer DOLusu.. AK MELEKLerLe YÜRÜdü...
HaRaM-dan =>AKSÂ YOLcusu.. YOLun Mor ÇiÇek BÜRÜdü..
gÖZ YAŞLarımLa SU-Ladım..
İsÂ'daydım =>UĞUR-LadıMMM..



Resim

FEVK-in SuSSun!:

فَكُلِي وَاشْرَبِي وَقَرِّي عَيْنًا فَإِمَّا تَرَيِنَّ مِنَ الْبَشَرِ أَحَدًا فَقُولِي إِنِّي نَذَرْتُ لِلرَّحْمَنِ صَوْمًا فَلَنْ أُكَلِّمَ الْيَوْمَ إِنسِيًّا
Resim---"Fe kulî veşrabî ve karrî aynâ(aynen), fe immâ terayinne mine'l-beşeri ehaden fe kûlî innî nezertu lir rahmâni savmen fe len ukellime-yevme insiyyâ(insiyyen).: Ye, iç. Gözün aydın olsun! Eğer insanlardan birini görürsen de ki: Ben, çok merhâmetli olan ALLAH'a oruç adadım; artık bugün hiçbir insanla konuşmayacağım." (Meryem 19/26)


TAHT-ın DİNLe!:

فَنَادَاهَا مِن تَحْتِهَا أَلَّا تَحْزَنِي قَدْ جَعَلَ رَبُّكِ تَحْتَكِ سَرِيًّا
Resim---"Fe nâdâhâ min tahtihâ ellâ tahzenî kad ceale rabbuki TAHTeki seriyyâ(seriyyen).: Derken ona altından nidâ etti: sakın mahzun olma, RABBın senin ALTında bir su arkı vücûde getirdi." (Meryem 19/24)


KIYAM Et!. RüKû’ BâBe-Sîn!.. SüCûD SALLa:

يَا مَرْيَمُ اقْنُتِي لِرَبِّكِ وَاسْجُدِي وَارْكَعِي مَعَ الرَّاكِعِينَ
Resim---“Yâ meryemuknutî li rabbiki vescudî verkai mea'r-râkiîn(râkiîne).: "Meryem, RABBine gönülden itaatte bulun- kânitîn ol, secde et ve rükû edenlerle birlikte rükû et." (Âl-i İmrân 3/43)


cAN BULsun CihÂN CENİN-le:

وَهُزِّي إِلَيْكِ بِجِذْعِ النَّخْلَةِ تُسَاقِطْ عَلَيْكِ رُطَبًا جَنِيًّا
Resim---“Ve huzzî ileyki bi ciz’ın nahleti tusâkıt aleyki rutaben ceniyyâ(ceniyyen).: Hurma dalını kendine doğru salla, üzerine henüz oluşmuş tâze hurma dökülüversin." (Meryem 19/25)

Resim

فَنَادَاهَا مِن تَحْتِهَا أَلَّا تَحْزَنِي قَدْ جَعَلَ رَبُّكِ تَحْتَكِ سَرِيًّا
Resim---Fe nâdâhâ min tahtihâ ellâ tahzenî kad ceale rabbuki TAHTeki seriyyâ(seriyyen).: Derken ona altından nida etti: sakın mahzun olma, rabbın senin ALTında bir su arkı vücûde getirdi” (Meryem 19/24)

َمَلَتْهُ فَانتَبَذَتْ بِهِ مَكَانًا قَصِيًّا
Resim---"Fe hamelethu fentebezet bihî mekânen kasıyyâ(kasıyyen).: Bu şekilde ona hâmile oldu ve bu hâliyle uzak bir yere çekildi." (Meryem 19/22)

فَأَجَاءهَا الْمَخَاضُ إِلَى جِذْعِ النَّخْلَةِ قَالَتْ يَا لَيْتَنِي مِتُّ قَبْلَ هَذَا وَكُنتُ نَسْيًا مَّنسِيًّا
Resim---"Fe ecâe hel mehâdû ilâ ciz’ın nahleh(nahleti), kâlet yâ leytenî mittu kable hâzâ ve kuntu nesyen mensiyyâ(mensiyyen).: Sonra doğum sancısı onu bir hurma dalına tutunup dayanmaya zorladı. "Keşke bundan önce ölseydim de unutulup gitseydim" dedi." (Meryem 19/23)

فَنَادَاهَا مِن تَحْتِهَا أَلَّا تَحْزَنِي قَدْ جَعَلَ رَبُّكِ تَحْتَكِ سَرِيًّا
Resim---"Fe nâdâhâ min tahtihâ ellâ tahzenî kad ceale rabbuki tahteki seriyyâ(seriyyen).: Derken aşağı tarafından ona şöyle seslendi: «Sakın üzülme, RABBin senin altında bir su arkı yarattı." (Meryem 19/24)

وَهُزِّي إِلَيْكِ بِجِذْعِ النَّخْلَةِ تُسَاقِطْ عَلَيْكِ رُطَبًا جَنِيًّا
Resim---"Ve huzzî ileyki bi ciz’ın nahleti tusâkıt aleyki rutaben ceniyyâ(ceniyyen).: Hurmanın dalını kendine doğru silkele, üzerine derilmiş tâze hurmalar dökülsün." (Meryem 19/25)

تِلْكَ الرُّسُلُ فَضَّلْنَا بَعْضَهُمْ عَلَى بَعْضٍ مِّنْهُم مَّن كَلَّمَ اللّهُ وَرَفَعَ بَعْضَهُمْ دَرَجَاتٍ وَآتَيْنَا عِيسَى ابْنَ مَرْيَمَ الْبَيِّنَاتِ وَأَيَّدْنَاهُ بِرُوحِ الْقُدُسِ وَلَوْ شَاء اللّهُ مَا اقْتَتَلَ الَّذِينَ مِن بَعْدِهِم مِّن بَعْدِ مَا جَاءتْهُمُ الْبَيِّنَاتُ وَلَكِنِ اخْتَلَفُواْ فَمِنْهُم مَّنْ آمَنَ وَمِنْهُم مَّن كَفَرَ وَلَوْ شَاء اللّهُ مَا اقْتَتَلُواْ وَلَكِنَّ اللّهَ يَفْعَلُ مَا يُرِيدُ

Resim---"Tilke'r-rusulu faddalnâ ba’dahum alâ ba’d(ba’din), minhum men kellemallâhu ve rafea ba’dahum derecât(derecâtin), ve âteynâ îsâ'bne meryeme'l-beyyinâti ve eyyednâhu bi rûhı'l-kudus(rûhıl kudusi), ve lev şâallâhu maktetelellezîne min ba’dihim min ba’di mâ câethumu'l-beyyinâtu ve lâkinihtelefû fe minhum men âmene ve minhum men kefer(kefere), ve lev şâallâhu maktetelû ve lâkinnallâhe yef’alu mâ yurîd(yurîdu).: O işâret olunan rasuller yok mu, biz onların bâzısını, bâzısından üstün kıldık. İçlerinden kimi var ki ALLAH, kendisiyle konuştu, bâzısını da derecelerle daha yükseklere çıkardı. Biz Meryem oğlu 'Îsâ'ya da o delilleri verdik ve kendisini Rûhu'l- Kudüs ile kuvvetlendirdik. Eğer ALLAH dileseydi, bunların arkasındaki ümmetler, kendilerine o deliller geldikten sonra birbirlerinin kanına girmezlerdi. Fakat ihtilâfa düştüler, kimi iman etti, kimi inkâr etti. Yine ALLAH dileseydi, birbirlerinin kanına girmezlerdi. Fakat ALLAH dilediğini yapar." (Bakara 2/253)

إِذْ قَالَتِ الْمَلآئِكَةُ يَا مَرْيَمُ إِنَّ اللّهَ يُبَشِّرُكِ بِكَلِمَةٍ مِّنْهُ اسْمُهُ الْمَسِيحُ عِيسَى ابْنُ مَرْيَمَ وَجِيهًا فِي الدُّنْيَا وَالآخِرَةِ وَمِنَ الْمُقَرَّبِينَ
Resim---"İz kâleti'l-melâiketu yâ meryemu innallâhe yubeşşiruki bi kelimetin minh(minhu), ismuhu'l mesîhu îse'bnu meryeme vecîhan fî'd-dunyâ ve'l-âhıreti ve mine'l-mukarrebîn(mukarrebîne).: Melekler şöyle demişti: "Ey Meryem! ALLAH sana kendisinden bir kelimeyi müjdeliyor ki, adı Meryem oğlu Îsa Mesih'dir; dünyâda da âhirette de itibarlı, aynı zamanda ALLAH'a çok yakınlardandır." (Âl-i İmrân 3/45)

وَاذْكُرْ فِي الْكِتَابِ مَرْيَمَ إِذِ انتَبَذَتْ مِنْ أَهْلِهَا مَكَانًا شَرْقِيًّا
Resim---"Vezkur fi'l-kitâbı meryem(meryeme), izintebezet min ehlihâ mekânen şarkıyyâ(şarkıyyen).: Kitab'da Meryem'i de an. Hani o, âilesinden ayrılarak Doğu tarafında bir yere çekilmişti." (Meryem 19/16)

وَجَعَلْنَا ابْنَ مَرْيَمَ وَأُمَّهُ آيَةً وَآوَيْنَاهُمَا إِلَى رَبْوَةٍ ذَاتِ قَرَارٍ وَمَعِينٍ
Resim---"Ve cealnebne meryeme ve ummehû âyeten ve âveynâhumâ ilâ rabvetin zâti karârin ve maîn(maînin).: Meryem oğlunu ve annesini bir mucize kıldık ve ikisini oturaklı ve temiz sulu bir tepede barındırdık." (Mü'minûn 23/50)

Resim

cÂN-daki CeNiN dOKusu
KÛN-un feyeKÛN OKusu
GÜL ÖZünde GÜL kOKUsu
“MeryEM”in > “İS”sı giBi!.:


CeNiN.: (Cenne. den) Ana karnındaki harekete başlıyan çocuk. * Gizli ve mestur, saklı olan şey.

إِنَّمَا أَمْرُهُ إِذَا أَرَادَ شَيْئًا أَنْ يَقُولَ لَهُ كُنْ فَيَكُونُ
Resim---“İnnemâ emruhû izâ erâde şey’en en yekûle lehu kun fe yekûn(yekûnu).: Bir şeyi dilediği zaman, O'nun emri yalnızca: "Ol" demesidir; o da hemen oluverir." (Yâsîn 36/82)


MeryeM ve İSÂ aleyhumu's-selâm..:

وَإِذْ قَالَتِ الْمَلاَئِكَةُ يَا مَرْيَمُ إِنَّ اللّهَ اصْطَفَاكِ وَطَهَّرَكِ وَاصْطَفَاكِ عَلَى نِسَاء الْعَالَمِينَ
Resim---“Ve iz kâletil melâiketu yâ meryemu innallâhastafâki ve tahhareki vestafâki alâ nisâil âlemîn.: Hani melekler, “Ey Meryem! Allah, seni seçti. Seni tertemiz yaptı ve seni dünya kadınlarına üstün kıldı.” (Âl-i İmrân 3/42)

يَا مَرْيَمُ اقْنُتِي لِرَبِّكِ وَاسْجُدِي وَارْكَعِي مَعَ الرَّاكِعِينَ
Resim---“Yâ meryemuknutî li rabbiki vescudî verkai mear râkiîn.: “Ey Meryem! Rabbine divan dur. Secde et ve (O’nun huzurunda) rükû edenlerle beraber rükû et” demişlerdi.” (Âl-i İmrân 3/43)

فَنَادَاهَا مِن تَحْتِهَا أَلَّا تَحْزَنِي قَدْ جَعَلَ رَبُّكِ تَحْتَكِ سَرِيًّا
وَهُزِّي إِلَيْكِ بِجِذْعِ النَّخْلَةِ تُسَاقِطْ عَلَيْكِ رُطَبًا جَنِيًّا
فَكُلِي وَاشْرَبِي وَقَرِّي عَيْنًا فَإِمَّا تَرَيِنَّ مِنَ الْبَشَرِ أَحَدًا فَقُولِي إِنِّي نَذَرْتُ لِلرَّحْمَنِ صَوْمًا فَلَنْ أُكَلِّمَ الْيَوْمَ إِنسِيًّا
Resim---"Fe nadaha min tahtiha ella tahzeni kad ceale rabbüki tahteki seriyya. Ve hüzzi ileyki bi ciz'in nahleti tüsakit aleyki rutaben ceniyya. Fe küli veşrabi ve karri ayna fe imma terayinne minel beşeri ehaden fe kuli inni nezertü lir rahmani savmen fe len ükellimel yevme insiyya .: Derken aşağı tarafından ona şöyle seslendi: «Sakın üzülme, Rabbin senin altında bir su arkı yarattı. «Hurma dalını kendine doğru silkele ki, üzerine taze, olgun hurma dökülsün.» “Ye, iç, gözün aydın olsun. İnsanlardan birini görecek olursan, “Şüphesiz ben Rahmân’a susmayı adadım. Bugün hiçbir insan ile konuşmayacağım” de." (Meryem 19/24-26)


Resim


H
Ha
HaY
HaYY
HaYY’da
HaYY’dan
HaYY’a
HaYY’la
Yâ HaYY

Celle Celâli-HUU!..


Resim

ALLAHu zü’l- CeLÂL ->Rasûlullah sallallahu aleyhi ve selem'e, ÂLine, EHL-i BeYTine, Ashab-ı Güzînine, SUNuLLAH GAYBî kaddesallahu sırrahu ve diğer tÜMM Hakk Dostlarına ve ÜMMetine Salât ü SeLÂM EYyLesin İnşâe ALLAHu Teâlâ!. Âmin!..

3. SALÂVÂT-I ŞERÎFE : İmâm-ı Alî kerremullahi vecheye ait salâvâtı şerîfe

Resim

TÜRKÇESİ.:
Lebbeyke Allahümme Rabbiye ve sâ’deyke Resim Salâvâtu’llahi’l-Berri’r-Rahîm Ve’l-melâiketi’l-mukarrebîn Resim Ve’n- nebîyyine ve’s-sıddıkîne ve’ş-şühedâi ve’s-sâlihîn Resim Vemâ sebbiha leke min şey’in yâ Rabbe’l-âlemîne Resim Alâ seyyidinâ ve Mevlânâ Muhammedin ibni Abdillahi hâtemi’n- nebîyyîne Resim Ve Seyyidi’l-mürselîne ve imâmi’l-mûttâkîne Resim Ve Resûli Rabbü’l-âlemîne’ş-şâhidi’l-beşiri’d- dâi ileyke bi iznike es sirâce’l-münir Resim Ve aleyhi’s- salâtü ve’s- selâmû ve rahmetullahi ve berâkâtuhu.

MÂNÂSI.:
“Emret (buyur) ALLAH’ım! Ve başim-gözüm üstüne (emret, saâdetle Senden mutluluk istiyorum), RABB’im, ALLAH’ım! İyilik ve merhamet dolu Salâvâtullahı, gözde (yakîn) meleklerin salâvâtı, peygamberlerin, sıddıkların, şehîdlerin, sâlihlerin; Ey âlemlerin RABBi Seni tesbih (ve tenzih) eden herşeyin salâvâtı, Efendimiz Abdullah oğlu Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem’e, Hatemü’l-Enbiyâya (peygamberlerin sonuncusuna), peygamberlerin Efendisine, müttakîlerin (günâhlardan korunup ALLAH'a sığınanların) imâmına; âlemlerin RABBinin, şâhid ve müjdeci Resûlüne, Senin izninde Sana dâvet eden ve aydınlatan kandile (sayısız- sonsuz) selâm (sıla, salâvât, rahmet, istiğfâr, duâ, ulaşım) olsun!”

Resim

“DEM İÇİnde DEM”i BİLmek
“DERDe DeVÂ >EM”i BİLmek
->“MuhaMMedî >MÂRİFet”te
->İSÂ-yı ->MERYEM’i BİLmek!.


kuL ihvÂNi-m -> GÜLenLere
“HÂL İÇİndeki -> HÂL”-ımdır
>“BİZ BİR-İZ”-i -> BİLenLere
Bu biR >“MeryeM MaSALı”mdır!.


Sekiz CeNNet NÂRıM ARŞi'stivâda...
Resim
Yedi CeheNNem NÛRuM tahte's-SERÂda!


AHd-ı MERYEM,
BAHt-ı MERYEM,
TAHt-ı CENNETt,
TAHt-ı MERYEM!.


Sonsuz SaLât u SeLâM OLsun!..

ELhamdüLiLLâHiRaBBiLâLemîn!..


Resim
ResimKuL İhvÂNi
MuhaMMedî MuhaBBetLe..
Resim
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12868
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Re: KELÂMuLLAHta ve RASÛLULLAHta MERYEM as.

Mesaj gönderen kulihvani »

Resim ÖZz İNCİmsin!.

HAYy Dostt!.
ALLAH celle celâlihu!.


BİZ BİR-İZ Resim İLe Resim BİLesi
Resim HÂL-i HaVva ResimSiLSiLesi
DüN-bUGÜN-YARın şU ÂNda
ResimMeRYeM’in ResimNiSÂ ÇiLLesi..

“İnsÂN AKLı”n Resim İkİ UcU
NÂRı-NÛRu.. ResimSÖZ ORUcU
dENge-DÜzENResimNÛR-u MîMde
Mi’RÂC-ın Resim RÜcÛ<->URÛcU!.


ZEVK 7268

GÖNLüMe SEVdirdi YÂRim!. Resim SeSsiz SıRR-ı ISsızLarı!
SaatLerce SEYyRedERim!. ResimGÜNeŞResimAYıResimYILdızLarı!

“SIRATın SıRTı”nda Resim KULLuk
YOLdaResimYOLcu-YOLdaş-YOLLuk

ŞERRin-HAYRın HÂREMinde.. LÛT-La ResimŞUÂYyÎB KIZLarı!.


aleyhumus-seLâm..

03.12.15 08:39
brsbrsm..tktktrstkkmdcvLÂNn..



KaDıN Resim ANA Resim ÇiLLe TASı
“KÛN!”a ResimfeyeKÛN TARLası
ResimAKLımı ResimBAŞımdan ResimALır
ResimKADIN ResimBEBEK AĞLAması!.

ResimGeCe AY-ı Resim GÜNDÜZüme
BeBek ÖZLü Resim SıRrDAŞLarım
ResimSÜZüLür ResimİNeR ResimYÜZüme
MeRYeM SÖZLü ResimGÖZ YAŞlarım..


Resim

Resim Meryem aleyhisselâm ve SÖZ ORuCu.:

فَكُلِي وَاشْرَبِي وَقَرِّي عَيْنًا فَإِمَّا تَرَيِنَّ مِنَ الْبَشَرِ أَحَدًا فَقُولِي إِنِّي نَذَرْتُ لِلرَّحْمَنِ صَوْمًا فَلَنْ أُكَلِّمَ الْيَوْمَ إِنسِيًّا
Resim---“Fe kulî veşrabî ve karrî aynâ (aynen), fe immâ terayinne mine’-l beşeri ehaden fe kûlî innî nezertu li’r- rahmâni savmen fe len ukellime’l- yevme insiyyâ (insiyyen).: Artık ye ve iç, gözün aydın olsun! Bundan sonra eğer beşerden bir kimseyi görürsen, o zaman (ona şöyle) söyle: “Muhakkak ki ben, Rahmân’a (konuşmama) orucu nezrettim (adadım). Bu sebeple bugün bir insanla asla konuşmayacağım.” (Meryem 17/26)

فَأَتَتْ بِهِ قَوْمَهَا تَحْمِلُهُ قَالُوا يَا مَرْيَمُ لَقَدْ جِئْتِ شَيْئًا فَرِيًّا
Resim---“Fe etet bihî kavmehâ tahmiluhu, kâlû yâ meryemu lekad ci’ti şey’en feriyyâ(feriyyen).: Böylece onu taşıyarak kavmine getirdi. (Kavmindekiler) dediler ki: “Ey Meryem! Andolsun ki sen, acayip (kötü) bir şey yaptın.” (Meryem 17/27)

يَا أُخْتَ هَارُونَ مَا كَانَ أَبُوكِ امْرَأَ سَوْءٍ وَمَا كَانَتْ أُمُّكِ بَغِيًّا
Resim---“Yâ uhte hârûne mâ kâne ebûkimrae sev’in ve mâ kânet ummuki bagıyyâ(begıyyan).: Ey Harun’un (kız)kardeşi! Senin baban kötü bir adam değildi. Ve senin annen de azgın (iffetsiz) değildi.” (Meryem 17/28)

فَأَشَارَتْ إِلَيْهِ قَالُوا كَيْفَ نُكَلِّمُ مَن كَانَ فِي الْمَهْدِ صَبِيًّا
Resim---“Fe eşârat ileyhi, kâlû keyfe nukellimu men kâne fîl mehdi sabiyyâ(sabiyyen).: Bunun üzerine, onu (çocuğu) işaret etti. (Onlar) dediler ki: “Beşikte olan bir sabi (bebek) ile biz nasıl konuşuruz?” (Meryem 17/29)

قَالَ إِنِّي عَبْدُ اللَّهِ آتَانِيَ الْكِتَابَ وَجَعَلَنِي نَبِيًّا
Resim---“Kâle innî abdullâhi, âtâniyel kitâbe ve cealenî nebiyyâ(nebiyyen).: (Bebek-İsâ aleyhisselâm) şöyle dedi: “Muhakkak ki ben, Allah’ın kuluyum. Bana kitap verdi ve beni nebî (peygamber) kıldı.” (Meryem 17/30)

وَجَعَلَنِي مُبَارَكًا أَيْنَ مَا كُنتُ وَأَوْصَانِي بِالصَّلَاةِ وَالزَّكَاةِ مَا دُمْتُ حَيًّا
Resim---“Ve cealenî mubâraken eyne mâ kuntu ve evsânî bis salâti vez zekâti mâ dumtu hayyâ(hayyen).: Ve beni nerede bulunursam bulunayım (bulunduğum heryerde) mübarek kıldı. Ve hayatta kaldığım sürece namazı ve zekâtı bana vasiyet etti (emretti).” (Meryem 17/31)

Resim

Resim LÛT aleyhisselâm Kızları ve karşısında ŞeRr.:

قَالَ إِنَّ هَؤُلاء ضَيْفِي فَلاَ تَفْضَحُونِ
Resim---“Kâle inne hâulâi dayfî fe lâ tefdahûni.: (Lut a.s) şöyle dedi: “Muhakkak ki; bunlar benim misafirlerimdir. Artık beni mahçup etmeyin(utandırmayın).” (Hicr 15/68)

وَاتَّقُوا اللّهَ وَلاَ تُخْزُونِ
Resim---“Vettekullâhe ve lâ tuhzûni.: "Allah'tan korkup sakının ve beni küçük düşürmeyin." (Hicr 15/69)

قَالُوا أَوَلَمْ نَنْهَكَ عَنِ الْعَالَمِينَ
Resim---“Kâlû e ve lem nenheke ani’l- âlemin (âlemîne).: “Biz seni elâlemin (başkalarının) işine karışmaktan nehyetmedik (men etmedik) mi?” dediler.” (Hicr 15/70)

قَالَ هَؤُلاء بَنَاتِي إِن كُنتُمْ فَاعِلِينَ
Resim---“Kâle hâulâi benâtî in kuntum fâilîn (fâilîne).: Şöyle dedi: “Eğer düşündüğünüzü yapacaksanız işte bunlar, benim kızlarım.” (Hicr 15/71)

Resim

Resim ŞUÂYB aleyhisselâm Kızları ve karşısında HaYRr.:

قَالَتْ إِحْدَاهُمَا يَا أَبَتِ اسْتَأْجِرْهُ إِنَّ خَيْرَ مَنِ اسْتَأْجَرْتَ الْقَوِيُّ الْأَمِينُ
Resim---Kâlet ıhdâhumâ yâ ebetiste’cirhu inne hayra meniste’certel kaviyyul emîn(emînu).: İki kızdan biri: "Ey babacığım! Onu ücretle tut. Muhakkak ki o, ücretle tuttuklarından daha hayırlı, sağlam ve emindir." dedi.” (Kasas 28/26)

قَالَ إِنِّي أُرِيدُ أَنْ أُنكِحَكَ إِحْدَى ابْنَتَيَّ هَاتَيْنِ عَلَى أَن تَأْجُرَنِي ثَمَانِيَ حِجَجٍ فَإِنْ أَتْمَمْتَ عَشْرًا فَمِنْ عِندِكَ وَمَا أُرِيدُ أَنْ أَشُقَّ عَلَيْكَ سَتَجِدُنِي إِن شَاء اللَّهُ مِنَ الصَّالِحِينَ
Resim---Kâle innî urîdu en unkihake ihdebneteyye hâteyni alâ en te’curenî semâniye hıcec(hıcecin), fe in etmemte aşran fe min indik(indike), ve mâ urîdu en eşukka aleyk(aleyke), setecidunî in şâallâhu mines sâlihîn(sâlihîne).: (Babaları Şuayb aleyhisselâm Musâ aleyhisselâm'a) Dedi ki: "Doğrusu ben, sekiz yıl bana hizmet etmene karşılık olmak üzere, şu iki kızımdan birini sana nikahlamak istiyorum; şayet on (yıl)a tamamlayacak olursan, artık o da senden. Ben sana zorluk çıkarmak istemem; beni de inşaallah salih olanlardan bulacaksın." (Kasas 28/27)

Resim Şuayb aleyhisselâm:
Ashab-ı Eyke ile Medyen ahâlisine gönderilen bir peygamberdir. Çok hakikatlı ve güzel sözlerle bu iki kavmi Hakka davet ettiği halde kendisini dinlemediler. Cenâb-ı Hak Eykeliler üzerine şiddetli sıcaklık ve Medyen ahalisine de şiddetli sayha ile azab verdi ve onları mahveyledi. Şuayb Aleyhisselâm kendisine inananlarla Mekke'ye gitti ve orada yerleşti. Musâ Aleyhisselâm'ın kayınpederi idi..

Resim Musâ aleyhisselâm.:
Beni İsrâil peygamberlerinden Hz. Musa'nın (aleyhisselâm) ismi. Dört büyük kitaptan birisi olan Tevrat, vahiy yoluyla kendisine gelmiştir. Yahudilerin en büyük peygamberidir. Şeriatı, İsâ'ya (aleyhisselâm) kadar devam etti. Yusuf'un (aleyhisselâm) soyundan Yuşa nâmındaki peygamberi yerine tâyin ederek vefat etmiştir. Mısır firavununa karşı mücadele etti. Harun (aleyhisselâm) kardeşi ve kendi veziri hükmünde idi..
(Mısır Kıt'ası, kumistan olan Sahra-yı Kebir'in bir parçası olduğundan Nil-i Mübarek'in feyziyle gâyet mahsuldâr bir tarla hükmüne geçtiğinden, o cehennem-nümun sahra komşuluğunda şöyle cennet-misal bir mevki-i mübarekin bulunması, felâhat ve ziraatı, ahalisinde pek mergub bir sûrete getirmiş ve o sekenenin seciyesine öyle tesbit etmiş ki ziraatı, kudsiye; ve vasıta-ı ziraat olan "Bakar"ı ve "Sevr"i mukaddes, belki mâbud derecesine çıkarmış. Hattâ o zamandaki Mısır milleti, sevr'e, bakar'a ibadet etmek derecesinde bir kudsiyet vermişler. İşte o zamanda Benî-İsrail dahi, o kıt'ada neş'et ediyordu ve o terbiyeden bir hisse aldıkları, "İcl" mes'elesinden anlaşılıyor.İşte Kur'ân-ı Hakîm, Hazret-i Musa Aleyhisselâm'ın risâletiyle, o milletin seciyelerine girmiş ve istidatlarına işlemiş olan o bakar-perestlik mefkuresini kesip öldürdüğünü, bir bakar'ın zebhi ile ifham ediyor. s.)


Resim

Resim Meryem aleyhasselâm:
..İsâ aleyhisselâm’ın annesi..Zekeriyyâ aleyhisselâm’ın oğlu Yahyâ aleyhisselâm’ın teyzesi.. Âlemdeki kadınların en faziletlisi ANNemiz aleyhasselâm..

وَإِذْ قَالَتِ الْمَلاَئِكَةُ يَا مَرْيَمُ إِنَّ اللّهَ اصْطَفَاكِ وَطَهَّرَكِ وَاصْطَفَاكِ عَلَى نِسَاء الْعَالَمِينَ
Resim---“Ve iz kâleti’l- melâiketu yâ meryemu innallâhastafâki ve tahhareki vestafâki alâ nisâi’l- âlemin (âlemîne).: Ve melekler şöyle demişlerdi: "Ey Meryem muhakkak ki Allah, seni seçti ve tertemiz yarattı ve seni âlemlerin kadınları üzerine üstün kıldı." (Âl-i İmrân 3/42)

Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: “Fâtıma, cennet kadınlarının efendisidir. Tabii ki Hz. Meryem’in üstün durumu hesaba katılmazsa..” buyurmuştur.
(Tirmizî, “menâkıb” 60, 63; Ahmed b. Hanbel,Müsened, III, 64, 80.)

Meryem aleyhasselâm, Ulul-Azm Peygamberlerimizden biri olan İsâ aleyhisselâm'ın annesidir. Meryem aleyhasselâm 'ın babası, Dâvûd aleyhisselâm'ın soyundan ve Benî İsrâil'in büyüklerinden İmrân adında bir zâttır;

وَمَرْيَمَ ابْنَتَ عِمْرَانَ الَّتِي أَحْصَنَتْ فَرْجَهَا فَنَفَخْنَا فِيهِ مِن رُّوحِنَا وَصَدَّقَتْ بِكَلِمَاتِ رَبِّهَا وَكُتُبِهِ وَكَانَتْ مِنَ الْقَانِتِينَ
Resim---“Ve meryemebnete ımrânelletî ahsanet fercehâ fe nefahnâ fîhi min rûhınâ ve saddekat bi kelimâti rabbihâ ve kutubihî ve kânet mine’l- kânitîn (kânitîne).: İmran’ın kızı Meryem ki, onun iffeti ahsendi. Bu sebeple onun içine Ruhumuzdan üfledik. Ve o, Rabbinin kelimelerini ve kitaplarını tasdik etti. Ve o, kanitin olanlardan oldu.” (Tahrîm 66/12)

Annesinin adı da Hanna'dır. Hanna'nın kızkardeşi İşâ (Elisa, Elizabeth) da Zekeriyya aleyhisselâm'ın zevcesi ve Yahya aleyhisselâm'ın annesidir.
"Meryem" Hizmetçi HADEMe demektir. Kelime anlamı olarak, "ibadet eden
(Zemahşerî, I, 142; Beğavî, I, 295; Beydâvî, II, 31.) ya da "dindâr kadın" anlamlarına gelmektedir. Erkeklerden sakınan, iffetli anlamında "Betül" adıyla da adlandırılır. Ona “Meryem” ismini veren, annesidir.:

فَلَمَّا وَضَعَتْهَا قَالَتْ رَبِّ إِنِّي وَضَعْتُهَا أُنثَى وَاللّهُ أَعْلَمُ بِمَا وَضَعَتْ وَلَيْسَ الذَّكَرُ كَالأُنثَى وَإِنِّي سَمَّيْتُهَا مَرْيَمَ وِإِنِّي أُعِيذُهَا بِكَ وَذُرِّيَّتَهَا مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ
Resim---“Fe lemmâ vadaathâ kâlet rabbi innî vada’tuhâ unsâ vallâhu a’lemu bi mâ vadaat ve leysez zekeru kel unsâ, ve innî semmeytuhâ meryeme ve innî uîzuhâ bike ve zurriyyetehâ mine’ş- şeytânir racîm (racîmi).: Fakat onu doğurunca: “Rabbim, gerçekten ben onu kız olarak doğurdum” dedi. Ve Allah, onun ne doğurduğunu çok iyi biliyordu. “Erkek, kız (çocuğu) gibi değildir. Ben onu, "Meryem" diye isimlendirdim ve muhakkak ki ben, onu ve onun zurriyetini, taşlanmış şeytandan Sana sığındırırım” dedi.” (Âl-i İmrân 3/36)

Bu ismin “istemeyen, bir yerden ayrılan”, “hizmet eden-Hademe” anlamı da vardır İbranicede (Ebûbekr er-Râzî, Muhtâru's-sıhâh I, 112.)
Yeni Ahid'deki adı ise "Mariam", bazen de "Maria"dır.

Hadislerde Meryem aleyhisselâm için “اَلْعَذْرَاءُ الْبَتُولُ” “el-azrâ el-betûl”
( Ahmed b. Hanbel el-Müsned I 202 461 V 291; et-Tayâlisî el-Müsned s. 46; Abd b. Humeyd el-Müsned s. 193.)
tabirleri geçmektedir. Rivâyetlerin bir kısmında bu tabirler “kendisine hiçbir beşer dokunmamıştır-tertemizdir.” (Ahmed b. Hanbel el-Müsned I 461; et-Tayâlisî el-Müsned s. 46; İbn Ebî Şeybe el-Musannef VII 350.)
“İsa aleyhisselâm dışında bir çocuğa hamile kalmamıştır” (Ahmed b. Hanbel el-Müsned I 461; et-Tayâlisî el-Müsned s. 46; Saîd b. Mansûr Kitâbü's-sünen II 228.)
Şeklindeki ilâvelerle açılmış durumdadır.
Bu kelimelerden “el-azrâ”, “bekâr kız”ı ifade ederken
(İbnü'l-Esîr en-Nihâye III 196; İbn Manzûr Lisânü'l-Arab “ب ك ر” mad. (IV 78); “el-betûl” ise “evlenmeyen.. dünyevî lezzetlerden elini-eteğini çekip kendisini Allah'a ve ibadete vermiş kız” (İbn Manzûr Lisânü'l-Arab “ب ت ل” mad. (XI 43); el-Fîrûzâbâdî el-Kâmûs I 1246) gibi anlamlara gelmektedir..

Aleyhumu’s SeLâmu ecmâinn.. İnşâe ALAHu TeÂLÂ..

Resim

CüMMLe cihÂN Resim CİM’indeyiz
BİZ MuhaMMed Resim MÎMindeyiz
Resim“KÂR-ü-BeL” ResimYÜREğimiz
“KİM-de KİM”inResim“kim”indeyiz!.

..aleyhisselâm...

ResimKervÂN DEVesi Resim KIRATım
HaYy DEe!. Ki KervÂN kıtMÎRim
ResimhER NEFes Resim SÛR-u SIRATım
ResimİŞte ÇÖLün!. Resim bUYur PÎRim!.


SÖZün ÖZü Resim
Resim
Resim
Cevapla

“Divanında Muhammedi Tasavvuf” sayfasına dön