GüN-üN S-öZ-ü!...
- Gariban
- Moderatör
- Mesajlar: 2834
- Kayıt: 25 Tem 2007, 02:00
Re: GüN-üN S-öZ-ü!...
"ALLAH celle celâluhu’nun adaleti edebsiz ilimle hareket eden birisini karşılık olarak yolda bırakırken, Rahmeti ise samimi, sabırlı ve sadık olan aciz bir kulunu mukafat olarak Selâmete ulaştırır..."
GaribAN
Kantinden çay alirken.
GaribAN
Kantinden çay alirken.
- tamersah tarik
- Moderatör
- Mesajlar: 779
- Kayıt: 19 Eyl 2008, 02:00
Re: GüN-üN S-öZ-ü!...
Fâni olmıyacak bir izzet ve şeref ister isen fâni olacak bir izzetle aziz olmak isteme!
ATÂULLAH İSKENDERÎ (KS)
ATÂULLAH İSKENDERÎ (KS)
- tamersah tarik
- Moderatör
- Mesajlar: 779
- Kayıt: 19 Eyl 2008, 02:00
Re: GüN-üN S-öZ-ü!...
Hiçbir söz amelsiz ve ihlassız kabul edilmez. Kainatın Efendisinin (S.A.V) yolu İHLAS’tan ibarettir.
ABDULKADİR GEYLÂNÎ K.S.
ABDULKADİR GEYLÂNÎ K.S.
- Gariban
- Moderatör
- Mesajlar: 2834
- Kayıt: 25 Tem 2007, 02:00
Re: GüN-üN S-öZ-ü!...
“Hayatın karşına çıkardığı müşkül hadiselere sabır ve tahammül et. Onları hiç kimseden bilme ve hiç kimseye karşı kalbinde bir adavet besleme; hiç kimseye hiddet ve şiddet gösterme. Bu suretle hareket edersen en büyük müşkülleri bile yenersin ve sen de “insan-ı kâmil” mertebesine erersin. “ [ İmam ALİ (k.v) ]
“Show patience (sabr) to and bear with the difficult events which the life brings about. Do not consider them to be coming from any body, and do not nurture enmity within your heart towards any body, do not show anger and behave harsh towards any body. If you act with this attitude, you will even overcome the biggest difficulties and you too will also reach to the level (martaba) of ‘insan-i kamil’. “ [ Imam ALI (k.v) ]
“Show patience (sabr) to and bear with the difficult events which the life brings about. Do not consider them to be coming from any body, and do not nurture enmity within your heart towards any body, do not show anger and behave harsh towards any body. If you act with this attitude, you will even overcome the biggest difficulties and you too will also reach to the level (martaba) of ‘insan-i kamil’. “ [ Imam ALI (k.v) ]
- der-ya
- Özel Üye
- Mesajlar: 853
- Kayıt: 29 Eki 2011, 07:01
Re: GüN-üN S-öZ-ü!...
İnce sözler keskin kılıca benzer, kalkanın yoksa geri dur.
(Hz. Mevlana (K.s))
(Hz. Mevlana (K.s))
Eğer göğün yedi kat üstüne çıkmaksa niyetin, Aşktan güzel merdiven bulamazsın.
Eğer aşkı bulmaksa niyetin, Aramadan duramazsın. -
Yunus Emre.k.s
Eğer aşkı bulmaksa niyetin, Aramadan duramazsın. -
Yunus Emre.k.s
- alpervahit
- Kıdemli Üye
- Mesajlar: 436
- Kayıt: 17 Şub 2007, 02:00
Re: GüN-üN S-öZ-ü!...
DERvİŞ...
Dervişin Kulağı Sak
Hakk’tan Alır Ol Sebak
Deprenmeden Dil Dudak
SÖZü İŞİTen GELsin!..
Eşrefoğlu Rumî
Kaddesallahu sırrahu
Sak: Sağlam duyucu..
Sebak: Ders, t’âlim-terbiye..
Deprenme: Kıpırdamadan..
Dervişin Kulağı Sak
Hakk’tan Alır Ol Sebak
Deprenmeden Dil Dudak
SÖZü İŞİTen GELsin!..
Eşrefoğlu Rumî
Kaddesallahu sırrahu
Sak: Sağlam duyucu..
Sebak: Ders, t’âlim-terbiye..
Deprenme: Kıpırdamadan..
- kull
- Üye
- Mesajlar: 47
- Kayıt: 28 Haz 2011, 01:10
Re: GüN-üN S-öZ-ü!...
Kalb kör olduktan sonra gözün görmesinde pek fayda yoktur.
Maharet güzeli görebilmektir,
Sevmenin sırrına erebilmektir,
Cihan,alem herkes bilsin ki şunu;
En büyük ibadet sevebilmektir.
YUNUS EMRE
Sevmenin sırrına erebilmektir,
Cihan,alem herkes bilsin ki şunu;
En büyük ibadet sevebilmektir.
YUNUS EMRE
- ecakir07
- Yeni Üye
- Mesajlar: 14
- Kayıt: 08 Eki 2011, 23:41
Re: GüN-üN S-öZ-ü!...
"Olmadı diye sızlandığın duaya, gün gelir olmadı diye şükredersin!"
Şems-i Tebrizi k.s
Şems-i Tebrizi k.s
- Ahmed
- Admin
- Mesajlar: 1134
- Kayıt: 27 Şub 2010, 02:00
Re: GüN-üN S-öZ-ü!...
Sakın ha! Aç durmayı, bazı maddî - dünyevî ni'metlerde kendini mahrûm bırakmayı,
sert kumaşlardan yapılmış eski püskü ve kirli elbiseler giymeyi,
darlık ve yokluk içinde yaşamayı ve kendini salıvermeyi
Allah yolunun yolculuğu sanma!
Zira hiç şüphe yok ki Allah ile ünsiyetsiz ve edeb-i Muhammedî'den nasîbsiz bir açlık, köpeklerin vasfıdır.
Öyleyse edeb-i Muhammedî ile edeblenerek kadrini yücelt.
Es Seyyid Eş Şerif Ahmed Er Rufaî Kaddesallahu sırrahu
sert kumaşlardan yapılmış eski püskü ve kirli elbiseler giymeyi,
darlık ve yokluk içinde yaşamayı ve kendini salıvermeyi
Allah yolunun yolculuğu sanma!
Zira hiç şüphe yok ki Allah ile ünsiyetsiz ve edeb-i Muhammedî'den nasîbsiz bir açlık, köpeklerin vasfıdır.
Öyleyse edeb-i Muhammedî ile edeblenerek kadrini yücelt.
Es Seyyid Eş Şerif Ahmed Er Rufaî Kaddesallahu sırrahu
***"En Kötü KÖRlük, gÖZünü GÖRmeyiştir!.." Kul İhvani
- der-ya
- Özel Üye
- Mesajlar: 853
- Kayıt: 29 Eki 2011, 07:01
Re: GüN-üN S-öZ-ü!...
Eğer göğün yedi kat üstüne çıkmaksa niyetin, Aşktan güzel merdiven bulamazsın.
Eğer aşkı bulmaksa niyetin, Aramadan duramazsın. -
Yunus Emre.k.s
Eğer aşkı bulmaksa niyetin, Aramadan duramazsın. -
Yunus Emre.k.s
- ecakir07
- Yeni Üye
- Mesajlar: 14
- Kayıt: 08 Eki 2011, 23:41
Re: GüN-üN S-öZ-ü!...
Esas kirlilik, dışta değil içte, kisvede değil kalpta olur. Onun dışındaki her leke ne kadar kötü görünürse görünsün, yıkandı mı temizlenir, suyla arınır. Yıkamakla çıkmayan tek pislik kalplerde yağ bağlamış haset ve art niyettir.'
Şems-i Tebrizi k.s
Şems-i Tebrizi k.s
- simurg
- Özel Üye
- Mesajlar: 928
- Kayıt: 01 Haz 2009, 02:00
Re: GüN-üN S-öZ-ü!...
Çok önceden okumuş olduğum bir kitap geçti elime,
her okunmuş kitabın ne çok şeyler hatırlattığına şaştım bir kere daha.
anı bu demekti işte, ANIMSATMAK.
Bir an'ı veya an'ları yeniden yad etmek, anmak demekti.
ve her anmaya bir sebep illaki vardı.
anımsamak için bile sebep gerekirken,
herşeyin bir sebebe bağlanmış olması kuralına riayet ederek
huzuru burada aramamak çok abes olacaktı.
içim huzur duydu.
huzuru ne kadar çok defalar bulmuş ve
ne kadar çok kez yeniden yitirmişim meğer.
ya huzur diye defalarca aldanışlara sığınmışım,
veya gerçekten huzur iklimini solukladığım halde kıymetini bilemediğimden elimden kaçırmışım.
herşey mümkün.
ve herşeyde yine bir sebepten ötürü elbette.
kazandım, buldum dediklerimde
elimden kaçırdım,yitirdim dediklerim de
bir sebepten ötürü idiler.
ve kendileride doğrudan başka bir şeyin sebebi olmaktaydılar.
kitabın en başına bir not düşmüşüm.
"Allah BİR'dir de. Ve sadece dosdoğru yaşa."
Bunu kendime telkin ve nasihat etmişim.
Hatırladığım ise şuydu;
ne kadar çok tasavvuf için kapılar aramıştım,
ve birçok aldanışlarım olmuştu,
nasıl da yeniden yeniden aldanmalardan yorulmuş ve
ne kadar çok tökezlemiştim hiç dermanım kalmadığı bir zamanda ise
işte tam o zamanlarıma şahitlik etmiş olan bu kitabı okumuştum.
daha çok yara bere içerisinde kalmamak için kımıltısız durağan bir hayata teslim etmek istemiştim kendimi.
Benim olan beni bulur, bana gelir.
yapmam gereken tek şey darmadağınıklıkları bir kenara itip,
insana değil, İnsanın sahibine dönmek olmalı, demiştim kendime.
ve zorlamaların bir manası olmayacağına kanaatim ile,
herşeyi daha fazla mahvetmemeyi,
kalbimi hırpalamaktan vazgeçmeyi seçmiştim.
O duygular ile de o satırı not etmişim kitaba,
kalbime de nakşetmiş olmalıyım ki,
bu cümle hiç silinmedi yaşarken kalbimden.
bugün artık aramalar içerisinde değilim şükürler olsun.
ne kadar fark edememiş olsam da,
çok yollardan geçmiş, çok imtihanlar edilmişim meğer.
yol alıp ilerleme kaydettiğimi söylemek değil bu sözlerim,
sadece her şeyin bir sebebi olduğunu anlamak için bile senelerce örs üzerinde demir gibi dövülebiliyor insan,
ve ben bunu anladığımı ifade etmek istedim.
yünleri keçe yapmak için hamam da ıslatıp ıslatıp günlerce dövüyorlar,
öyle bir dövüyorlar ki hem, insan teri yünlerin içine işledikçe yünler yün olmaktan artık vazgeçip iyice iç içe geçip keçeleşmek durumunda kalıyor.
bir belgeselde, keçe döven işçileri izlemiştim.
her yaşadığımız an ise bizi kıvama getirmek gibi bir görevle çalışmakta işte.
her testi talip olduğu suyun yolunda kırılmakta muhakkak,
insanların bütün yükseliyorum zannetmeleri ve buna sevinmeleri de ayrı bir gafillik,
çünkü yine anladım ki,
her yükseliş mutlak bir iniş için.
ne kadar yükseğe çıkarılırsak, o derece yüksekten aşağı düşeceğiz demektir bu.
çünkü her şey bir sebepten ötürü.
çıkmalar ve inmeler sırasında kıvam kazanmak için.
dimağımıza kazınmış huy, alışkanlık ve hastalıklarımızdan başka türlü şifa bulamayacağımızdan dolayı.
nefs benlikten nasıl vazgeçer ki,
ne kadar çaresiz ve acınası olduğunun farkına vardırılmazsa eğer.
nefsin yok olması için değil, terbiye ve islah olması için herşey.
Ruhun hükmünde kul/sultan olabilmesi için.
her nimetin bedeli var dersek,
böylesi bir nimet içinde ömür boyu bedelden bedele birçok imtihanlar yaşamaktayız.
tek seçenekli sınav sorusu gibi bir imtihan da değil üstelik bu yaşadığımız imtihanlar.
Anlayana kadar sürüyor,
anladıysak bu seferde yaşayana kadar,
yaşadık deyince de bitmiyor,artık anladıklarımızı özümüze kattığımız noktaya kadar,
ve yine de bitmeyecek, çünkü ebediyyet için yaratılmış ruhlarımız için bütün bu çabalar.
yolun sonu yok.
yolun kendisi serüven.
her okunmuş kitabın ne çok şeyler hatırlattığına şaştım bir kere daha.
anı bu demekti işte, ANIMSATMAK.
Bir an'ı veya an'ları yeniden yad etmek, anmak demekti.
ve her anmaya bir sebep illaki vardı.
anımsamak için bile sebep gerekirken,
herşeyin bir sebebe bağlanmış olması kuralına riayet ederek
huzuru burada aramamak çok abes olacaktı.
içim huzur duydu.
huzuru ne kadar çok defalar bulmuş ve
ne kadar çok kez yeniden yitirmişim meğer.
ya huzur diye defalarca aldanışlara sığınmışım,
veya gerçekten huzur iklimini solukladığım halde kıymetini bilemediğimden elimden kaçırmışım.
herşey mümkün.
ve herşeyde yine bir sebepten ötürü elbette.
kazandım, buldum dediklerimde
elimden kaçırdım,yitirdim dediklerim de
bir sebepten ötürü idiler.
ve kendileride doğrudan başka bir şeyin sebebi olmaktaydılar.
kitabın en başına bir not düşmüşüm.
"Allah BİR'dir de. Ve sadece dosdoğru yaşa."
Bunu kendime telkin ve nasihat etmişim.
Hatırladığım ise şuydu;
ne kadar çok tasavvuf için kapılar aramıştım,
ve birçok aldanışlarım olmuştu,
nasıl da yeniden yeniden aldanmalardan yorulmuş ve
ne kadar çok tökezlemiştim hiç dermanım kalmadığı bir zamanda ise
işte tam o zamanlarıma şahitlik etmiş olan bu kitabı okumuştum.
daha çok yara bere içerisinde kalmamak için kımıltısız durağan bir hayata teslim etmek istemiştim kendimi.
Benim olan beni bulur, bana gelir.
yapmam gereken tek şey darmadağınıklıkları bir kenara itip,
insana değil, İnsanın sahibine dönmek olmalı, demiştim kendime.
ve zorlamaların bir manası olmayacağına kanaatim ile,
herşeyi daha fazla mahvetmemeyi,
kalbimi hırpalamaktan vazgeçmeyi seçmiştim.
O duygular ile de o satırı not etmişim kitaba,
kalbime de nakşetmiş olmalıyım ki,
bu cümle hiç silinmedi yaşarken kalbimden.
bugün artık aramalar içerisinde değilim şükürler olsun.
ne kadar fark edememiş olsam da,
çok yollardan geçmiş, çok imtihanlar edilmişim meğer.
yol alıp ilerleme kaydettiğimi söylemek değil bu sözlerim,
sadece her şeyin bir sebebi olduğunu anlamak için bile senelerce örs üzerinde demir gibi dövülebiliyor insan,
ve ben bunu anladığımı ifade etmek istedim.
yünleri keçe yapmak için hamam da ıslatıp ıslatıp günlerce dövüyorlar,
öyle bir dövüyorlar ki hem, insan teri yünlerin içine işledikçe yünler yün olmaktan artık vazgeçip iyice iç içe geçip keçeleşmek durumunda kalıyor.
bir belgeselde, keçe döven işçileri izlemiştim.
her yaşadığımız an ise bizi kıvama getirmek gibi bir görevle çalışmakta işte.
her testi talip olduğu suyun yolunda kırılmakta muhakkak,
insanların bütün yükseliyorum zannetmeleri ve buna sevinmeleri de ayrı bir gafillik,
çünkü yine anladım ki,
her yükseliş mutlak bir iniş için.
ne kadar yükseğe çıkarılırsak, o derece yüksekten aşağı düşeceğiz demektir bu.
çünkü her şey bir sebepten ötürü.
çıkmalar ve inmeler sırasında kıvam kazanmak için.
dimağımıza kazınmış huy, alışkanlık ve hastalıklarımızdan başka türlü şifa bulamayacağımızdan dolayı.
nefs benlikten nasıl vazgeçer ki,
ne kadar çaresiz ve acınası olduğunun farkına vardırılmazsa eğer.
nefsin yok olması için değil, terbiye ve islah olması için herşey.
Ruhun hükmünde kul/sultan olabilmesi için.
her nimetin bedeli var dersek,
böylesi bir nimet içinde ömür boyu bedelden bedele birçok imtihanlar yaşamaktayız.
tek seçenekli sınav sorusu gibi bir imtihan da değil üstelik bu yaşadığımız imtihanlar.
Anlayana kadar sürüyor,
anladıysak bu seferde yaşayana kadar,
yaşadık deyince de bitmiyor,artık anladıklarımızı özümüze kattığımız noktaya kadar,
ve yine de bitmeyecek, çünkü ebediyyet için yaratılmış ruhlarımız için bütün bu çabalar.
yolun sonu yok.
yolun kendisi serüven.
- ecakir07
- Yeni Üye
- Mesajlar: 14
- Kayıt: 08 Eki 2011, 23:41
Re: GüN-üN S-öZ-ü!...
Sus gönlüm....
Sus gönlüm. Çok dile getirme. Sen dile getirdikçe gönlün daha da coşuyor, daha meraklanıyor ve beklemek daha da zorlaşıyor.
Sus gönlüm. Çok laf etme. Az söyle ki işimiz olgunlaşsın. Az söyle ki Hakka karşı yanlış kelam çıkmasın.
Sus gönlüm. Bir elif miktarı sus. Az kaldı bahara. Dayan gönlüm. Denizin içinde meydana gelen... Görünmeyen dalgalar gibi yüreğin biliyorum. Beklemekten başka çare olsaydı, seni durdurmazdım... İnan bana... Ama yok. Başka çare yok. Unutma ki ilaç bile beklemeden tesir etmez, çiçek bile vakti gelmeden önce açmaz...
Sus gönlüm. Bu kışın bahara dönünceye kadar. Bu gece gündüz oluncaya kadar. Uzak yollar yakınlaşıncaya kadar. Bu sıkıntının ardından ferahlık gelinceye kadar. Ve yüzümüz vuslat gözyaşlarıyla ıslanıncaya kadar sus...
Sus gönlüm. Seni senden daha iyi bilen Rabbinin hükmü vuk'u buluncaya kadar. Senin nasibin sana ulaşıncaya kadar, ulaşmayanlarınsa senin nasibin olmadığını anlayana kadar sus...
Sus gönlüm. Onun geleceğini görünceye kadar. Acının bala dönüştüğünü farkedinceye kadar. Onun gönlünün senin gönlüne muhabbet düğümüyle bağlandığını görünceye kadar.
Sus gönlüm. Sebepler var edilinceye kadar. Bahaneler oluşuncaya, birbirimizin nasibi oluncaya kadar sus.
Sus gönlüm. Bütün bu susmalarına karşılık her şeyin hayırlısının olacağına inanarak sus.
Sus gönlüm. Her susuşun bir cevap olsun. Her susuşun, sabrın olsun. Her susuşun,duan olsun. İçten yakarışının adı olsun, susuşun. Bekleyişinin, umut edişinin, inancının, sevdiğinin vurgusu olsun, susuşun...
~Şems-i Tebrizi~
Sus gönlüm. Çok dile getirme. Sen dile getirdikçe gönlün daha da coşuyor, daha meraklanıyor ve beklemek daha da zorlaşıyor.
Sus gönlüm. Çok laf etme. Az söyle ki işimiz olgunlaşsın. Az söyle ki Hakka karşı yanlış kelam çıkmasın.
Sus gönlüm. Bir elif miktarı sus. Az kaldı bahara. Dayan gönlüm. Denizin içinde meydana gelen... Görünmeyen dalgalar gibi yüreğin biliyorum. Beklemekten başka çare olsaydı, seni durdurmazdım... İnan bana... Ama yok. Başka çare yok. Unutma ki ilaç bile beklemeden tesir etmez, çiçek bile vakti gelmeden önce açmaz...
Sus gönlüm. Bu kışın bahara dönünceye kadar. Bu gece gündüz oluncaya kadar. Uzak yollar yakınlaşıncaya kadar. Bu sıkıntının ardından ferahlık gelinceye kadar. Ve yüzümüz vuslat gözyaşlarıyla ıslanıncaya kadar sus...
Sus gönlüm. Seni senden daha iyi bilen Rabbinin hükmü vuk'u buluncaya kadar. Senin nasibin sana ulaşıncaya kadar, ulaşmayanlarınsa senin nasibin olmadığını anlayana kadar sus...
Sus gönlüm. Onun geleceğini görünceye kadar. Acının bala dönüştüğünü farkedinceye kadar. Onun gönlünün senin gönlüne muhabbet düğümüyle bağlandığını görünceye kadar.
Sus gönlüm. Sebepler var edilinceye kadar. Bahaneler oluşuncaya, birbirimizin nasibi oluncaya kadar sus.
Sus gönlüm. Bütün bu susmalarına karşılık her şeyin hayırlısının olacağına inanarak sus.
Sus gönlüm. Her susuşun bir cevap olsun. Her susuşun, sabrın olsun. Her susuşun,duan olsun. İçten yakarışının adı olsun, susuşun. Bekleyişinin, umut edişinin, inancının, sevdiğinin vurgusu olsun, susuşun...
~Şems-i Tebrizi~
- ecakir07
- Yeni Üye
- Mesajlar: 14
- Kayıt: 08 Eki 2011, 23:41
Re: GüN-üN S-öZ-ü!...
''Eğer Bir Müminin Kalbin Kırarsan Hak`ka Eylediğin Secde Değildir...''
Yunus EMRE
Yunus EMRE
- hamdolsun
- Kıdemli Üye
- Mesajlar: 496
- Kayıt: 23 Ara 2009, 02:00
Re: GüN-üN S-öZ-ü!...
"Üzerinize bir felaket gibi çöken kitaplar gerek. Bir kitap, içinizdeki donmuş değerleri parçalayacak bir balta olmalıdır. İnsanı ısıran ve sokan kitaplar okumalıyız. Okuduğumuz kitap bir yumruk indirerek bizi uyandırmıyorsa ne işe yarar!"
Franz Kafka
- hamdolsun
- Kıdemli Üye
- Mesajlar: 496
- Kayıt: 23 Ara 2009, 02:00
Re: GüN-üN S-öZ-ü!...
Hem bütün târîh-i hayatı ve neşrettiği şefkatkârâne mekârim-i ahlâkı, kemâl-i şefkat ve re’fetini gösterdiği gibi; ümmetinin hadsiz salavâtına hadsiz ihtiyaç göstermekle, ümmetinin bütün saadetleriyle kemâl-i şefkatinden alâkadâr olduğunu göstermekle, hadsiz bir şefkatini göstermiş. İşte bu derece şefkatli ve merhametli bir rehberin sünnet-i seniyesine mürâât etmemek, ne derece nankörlük ve vicdansızlık olduğunu kıyâs eyle.
Amenna ya ustad.. Rabbim bizi bu nankörlukden muhafaza eylesin.. Bir hadis i şerifde; ummetimden hiçkimse yokturki benim onu duşunduğum kadar o kendini duşunsun. der. Yani bizler kendi akıbetimiz hakkında ya endişelenmiyoruz yada çok az endişeleniyoruz. Efendimiz asv ın tum himmeti ummetinin dunya ve ahiret saadeti içindir. Evet efendimiz asv bizim dunyada ve ahirette çektiğimiz veya çekeceğimiz sıkıntıdan dolayı çok muteessir oluyor. Diyorum ki eğer biz onun nur olan sunnetine tabi olursak, bir nebze olsun sıkıntısını hafifletmiş olmaz mıyız. Yada biz neden ona sıkıntı verenlerden olalım ki ? sunnet i seniyyeye göre amel ederek ona sıkıntı vermeyenlerden olmayalım ki?
İnşallah rabbim sunnet i seniyyeden hissemizi ziyade eylesin. Amin.
Subhâneke lâ ılmelene illema allemtene inneke entel alîmul hakîm ve ahiru de’vehüm enilhamdülillahi rabbil âlemin, el fatiha
Amenna ya ustad.. Rabbim bizi bu nankörlukden muhafaza eylesin.. Bir hadis i şerifde; ummetimden hiçkimse yokturki benim onu duşunduğum kadar o kendini duşunsun. der. Yani bizler kendi akıbetimiz hakkında ya endişelenmiyoruz yada çok az endişeleniyoruz. Efendimiz asv ın tum himmeti ummetinin dunya ve ahiret saadeti içindir. Evet efendimiz asv bizim dunyada ve ahirette çektiğimiz veya çekeceğimiz sıkıntıdan dolayı çok muteessir oluyor. Diyorum ki eğer biz onun nur olan sunnetine tabi olursak, bir nebze olsun sıkıntısını hafifletmiş olmaz mıyız. Yada biz neden ona sıkıntı verenlerden olalım ki ? sunnet i seniyyeye göre amel ederek ona sıkıntı vermeyenlerden olmayalım ki?
İnşallah rabbim sunnet i seniyyeden hissemizi ziyade eylesin. Amin.
Subhâneke lâ ılmelene illema allemtene inneke entel alîmul hakîm ve ahiru de’vehüm enilhamdülillahi rabbil âlemin, el fatiha
- hamdolsun
- Kıdemli Üye
- Mesajlar: 496
- Kayıt: 23 Ara 2009, 02:00
Re: GüN-üN S-öZ-ü!...
SIDK : Doğruluk.
SIDK U SELÂMET : Doğruluk ve selâmetlik için oluş.
SIDK-I CENÂN : Kalplerin sadık oluşu. Sadakatli kalpler.
SIDK-I DERUN : Kalb temizliği
Rabbim sıdkımızı arrtırsın inşAllahuuu muhammedicanlar ya hu illa hu
SIDK U SELÂMET : Doğruluk ve selâmetlik için oluş.
SIDK-I CENÂN : Kalplerin sadık oluşu. Sadakatli kalpler.
SIDK-I DERUN : Kalb temizliği
Rabbim sıdkımızı arrtırsın inşAllahuuu muhammedicanlar ya hu illa hu
- hamdolsun
- Kıdemli Üye
- Mesajlar: 496
- Kayıt: 23 Ara 2009, 02:00
Re: GüN-üN S-öZ-ü!...
TESÂNÜD : Dayanışma, birbirini destekleme.
TESÂNÜD-Ü ADEDÎ : Sayıların yanyana gelmesi.
TESÂNÜD-Ü İSLÂMÎ : İslâmiyetten gelen dayanışma.
TESÂNÜD-Ü MÂNEVÎ : Mânevî dayanışma.
TESÂNÜD-Ü ADEDÎ : Sayıların yanyana gelmesi.
TESÂNÜD-Ü İSLÂMÎ : İslâmiyetten gelen dayanışma.
TESÂNÜD-Ü MÂNEVÎ : Mânevî dayanışma.
- simurg
- Özel Üye
- Mesajlar: 928
- Kayıt: 01 Haz 2009, 02:00
Re: GüN-üN S-öZ-ü!...
Bu resim günün sözü değil ama,
çok şeyler anlatıyor diye düşündüğüm için buraya kaydettim.
Aslında hepsi ördek yavrusu.
Sadece bir tanesi sarı, diğer hepsi siyah ördek.
Yani çoğunluk bir arada,
öz'de aynı olsa bile renginden dolayı sıfatı farklı olan ayrı yerde.
hepsi de ördek.
hepside eşsiz güzel,
dilleride fıtratları da Aynı, yani BİR.
Su gördüklerinde coşacaklar.
Acıkıp susayacaklar.
İnsanlar da böyle.
Ama bazıları bazılarına göre farklı görülecek,
öyle algılanacak hayatta.
Sebebi öz kimlikleri değil,
sadece takındıkları sıfatlar,
ve giyindikleri elbiseler.
İmtihan konusu da burası diye düşündüm.
ÖZ'e bakan sadece BİR tek şey görebilirken,
dış gözle, dışarıya bakan ve dıştan gören hep çokluk ve fark görecek.
benim gördüğüm de hep bu olduğu için, biliyorum bu durumu zaten.
Bugün bir söz dinledim.
Çok düşündürücüydü. Onu da ekleyeyim buraya hemen.
"Toprağın altı ölülerle,
üstü ise delilerle dolu"
Aslında üstünde de sayısız ölü var,
delilik ise pek de öyle çok sayılmaz bana göre,
ama düşünmek için iyi bir fırsat işte.
En son simurg tarafından 18 Eyl 2012, 05:22 tarihinde düzenlendi, toplamda 1 kere düzenlendi.
- Gariban
- Moderatör
- Mesajlar: 2834
- Kayıt: 25 Tem 2007, 02:00
Re: GüN-üN S-öZ-ü!...
"Kalbimi İslâmiyete, hanîf olan dine yönelttiği zaman, Allah'a hamdettim. O din ki, kullarının bütün yaptıklarından haberdar olan; hepsinin iyisini kötüsünü bilen; mâsiyetleri sebebiyle kendilerini açlıktan, susuzluktan öldürmeyip, lutfu ile muamele eden; kudretiyle herşeye üstün gelen Rabbü'l-âlemîn tarafından gelmiştir.
Onun emirleri bize okunduğu zaman, kalb ve akıl sahibi olanların gözlerinden yaşlar boşanır.
Onlar apaçık Kur"ân âyetleri olarak Ahmed'e gelmiştir ki, Ahmed Mustafa içimizde sözü dinlenir ve kendisine boyun eğilir biridir!
Hayır! Vallahi, biz o kavimle aramızdakini kılıçla halletmedikçe, kendisini hiç kimseye vermeyiz! Ona yardımı kesmeyiz!"
Hz.Hamza (r.a)
Onun emirleri bize okunduğu zaman, kalb ve akıl sahibi olanların gözlerinden yaşlar boşanır.
Onlar apaçık Kur"ân âyetleri olarak Ahmed'e gelmiştir ki, Ahmed Mustafa içimizde sözü dinlenir ve kendisine boyun eğilir biridir!
Hayır! Vallahi, biz o kavimle aramızdakini kılıçla halletmedikçe, kendisini hiç kimseye vermeyiz! Ona yardımı kesmeyiz!"
Hz.Hamza (r.a)
- ecakir07
- Yeni Üye
- Mesajlar: 14
- Kayıt: 08 Eki 2011, 23:41
Re: GüN-üN S-öZ-ü!...
Her şey insanoğluna feda iken insanoğlu ise kendine cefa olmuştur.
~ Şems i Tebrizi Hz.
~ Şems i Tebrizi Hz.
- gullale
- Özel Üye
- Mesajlar: 1362
- Kayıt: 16 Oca 2008, 02:00
Re: GüN-üN S-öZ-ü!...
AKIL İPiyle İnsanlar, ağaçları yük ediyorlar sırtlarına,
Gelmiş geçmiş cümle ağaçları taşımak varken TOHUMlarla...
Kul İhvânî
- ecakir07
- Yeni Üye
- Mesajlar: 14
- Kayıt: 08 Eki 2011, 23:41
Re: GüN-üN S-öZ-ü!...
---"Ateş,nasıl odunu yer yutarsa haset de iyilikleri yer yakar ve mahveder."
Efendimiz, Alemlere RAHMET Hz. Muhammed (sallallahu aleyhi ve sellem)
''Allahümme salli ve sellim ve bârik alâ seyyidinâ Muhammedîn abdike (Muhammedîyyeti) ve nebîyyike (Mahmudîyyeti) ve Resûlike (Ahmedîyyeti) ve Nebîyyûl-ümmîyyi (Habibîyyeti) ve alâ âlihi ves-sahbihi ve Ehl-i Beytihi...''
Efendimiz, Alemlere RAHMET Hz. Muhammed (sallallahu aleyhi ve sellem)
''Allahümme salli ve sellim ve bârik alâ seyyidinâ Muhammedîn abdike (Muhammedîyyeti) ve nebîyyike (Mahmudîyyeti) ve Resûlike (Ahmedîyyeti) ve Nebîyyûl-ümmîyyi (Habibîyyeti) ve alâ âlihi ves-sahbihi ve Ehl-i Beytihi...''
- habibi
- Özel Üye
- Mesajlar: 1059
- Kayıt: 26 Eki 2008, 02:00
Re: GüN-üN S-öZ-ü!...
Doğruluğa o kadar aşık olun ki, her sözünüz bir yemin mahiyetine geçsin.
~~Abdulkadir-i Geylanî~~
[img]http://www.muhammedinur.com/resimler/cicekler/hbbi.jpg[/img]