Rasûlullah (sav)'e MEKTUPlar
- Gul
- Moderatör
- Mesajlar: 5155
- Kayıt: 11 Haz 2009, 02:00
Rasûlullah (sav)'e MEKTUPlar
ne zaman bir hasretlik düşse eLLerime,
bir Bulut iner gözlerime.
Yavaş Yavaş süzülür Yaşlar Yüzüme.
O AN bir dua dökülür Secdelerime:
“Hakk’ta Hakk’tan Hakk’a Hakk’la.”
yüzünNüN SUyu hürmetine…
akar gideriM ~içiN içiN~ içiMe.......
"Es-salâtu ve’s-selâmu aleyke Yâ MuHaMMeDullah sallallâhu aleyhi ve sellem!
Es salâtu ve’s-selâmu aleyke Yâ MaHMûDullah sallallâhu aleyhi ve sellem!
Es salâtu ve’s-selâmu aleyke Yâ HaMîDullah sallallâhu aleyhi ve sellem!
Es salâtu ve’s-selâmu aleyke Yâ AHMeDullah sallallâhu aleyhi ve sellem!
Es salâtu ve’s-selâmu aleyke Yâ HABÎBullah sallallâhu aleyhi ve sellem!"
"Allahumme ente es selâmu ve minke es selâm!"
- halimkok
- Özel Üye
- Mesajlar: 3843
- Kayıt: 09 Ağu 2007, 02:00
Re: Rasûlullah (sav)'e MEKTUPlar
Senden önce;
İnsan CAN’ ı ayaklar altında idi…
Senden sonra;
CeSeDi omuzlarda taşınır oldu Yâ Resulullah (Sav).
İnsan CAN’ ı ayaklar altında idi…
Senden sonra;
CeSeDi omuzlarda taşınır oldu Yâ Resulullah (Sav).
Gul yazdı:
"Es-salâtu ve’s-selâmu aleyke Yâ MuHaMMeDullah sallallâhu aleyhi ve sellem!
Es salâtu ve’s-selâmu aleyke Yâ MaHMûDullah sallallâhu aleyhi ve sellem!
Es salâtu ve’s-selâmu aleyke Yâ HaMîDullah sallallâhu aleyhi ve sellem!
Es salâtu ve’s-selâmu aleyke Yâ AHMeDullah sallallâhu aleyhi ve sellem!
Es salâtu ve’s-selâmu aleyke Yâ HABÎBullah sallallâhu aleyhi ve sellem!"
"Allahumme ente es selâmu ve minke es selâm!"
[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/muhammedinurimza.jpg[/img]
- halimkok
- Özel Üye
- Mesajlar: 3843
- Kayıt: 09 Ağu 2007, 02:00
Re: Rasûlullah (sav)'e MEKTUPlar
بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحٖيمِ
لَقَدْ جَاءَكُمْ رَسُولٌ مِنْ اَنْفُسِكُمْ عَزٖيزٌ عَلَيْهِ مَا عَنِتُّمْ حَرٖيصٌ عَلَيْكُمْ بِالْمُؤْمِنٖينَ رَؤُفٌ رَحٖيمٌ
Le kad caekum rasulum min enfusikum azizun aleyhi ma anittum harisun aleykum bil mu'minine raufur rahîm.
Andolsun, size kendi içinizden öyle bir peygamber gelmiştir ki, sizin sıkıntıya düşmeniz ona çok ağır gelir.
O, size çok düşkün, mü’minlere karşı da çok şefkatli ve merhametlidir.
(TEVBE suresi 128. Ayet)
لَقَدْ جَاءَكُمْ رَسُولٌ مِنْ اَنْفُسِكُمْ عَزٖيزٌ عَلَيْهِ مَا عَنِتُّمْ حَرٖيصٌ عَلَيْكُمْ بِالْمُؤْمِنٖينَ رَؤُفٌ رَحٖيمٌ
Le kad caekum rasulum min enfusikum azizun aleyhi ma anittum harisun aleykum bil mu'minine raufur rahîm.
Andolsun, size kendi içinizden öyle bir peygamber gelmiştir ki, sizin sıkıntıya düşmeniz ona çok ağır gelir.
O, size çok düşkün, mü’minlere karşı da çok şefkatli ve merhametlidir.
(TEVBE suresi 128. Ayet)
[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/muhammedinurimza.jpg[/img]
- MINA
- Özel Üye
- Mesajlar: 2740
- Kayıt: 25 Eki 2008, 02:00
Re: Rasûlullah (sav)'e MEKTUPlar
Sevgili, seninle ben pergel gibiyiz:
İki başımız var, bir tek bedenimiz.
Ne kadar dönersem döneyim çevrende:
Er geç baş başa verecek değil miyiz?
Ömer Hayyam...
İki başımız var, bir tek bedenimiz.
Ne kadar dönersem döneyim çevrende:
Er geç baş başa verecek değil miyiz?
Ömer Hayyam...
''Ve Allah'a Sımsıkı Sarılın...''
Hacc / 78
Hacc / 78
- kulihvani
- Site Admin
- Mesajlar: 12887
- Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00
Re: Rasûlullah (sav)'e MEKTUPlar
Yâ RASÛLULLAH
sallallahu aleyhi ve sellem..
Divânâyım DEVR-ÂNdayıM
Pervânâyım SEYR-ÂNdayıM
Giryânâyım CEVL-ÂNdayıM
Hayrânâyım HAYR-ÂNdayıM
Medet Yâ MuhaMMeD MedeT
Altı Yönden SARdı GurbeT
Kor ATAŞ-lı ÖZüm HasreT
ŞİFÂ BUYUR ŞEFÂAT ET
ŞAŞKIN-a Yâ RASÛLULLAH
sallallahu aleyhi ve sellem..
*
BiR Damla Korku UMUTtuM
HaKiKaTım Taşa TUTtuM
HayYaL-leriMle UYuttuM
ZeMZeM Diye ZeHiR YUttuM
KEFİL-i DeNeNDi-mİZ OL
NûR-u MîM MenendimİZ OL
SEV de SEVdir KENDimİZ OL
SALL SELLimİZ BENDimİZ OL
TAŞKIN-a Yâ RASÛLULLAH
sallallahu aleyhi ve sellem..
*
Ne Gökteyim Ne YERdeyiM
BeN de Bilemem Nerdeyim
HeM ELeST HeM MaHŞeRdeyiM
BeN Bende “BEN” e PeRdeyiM
MîM Mazharı MeLâMuLLaH
KûN feyeKûN KeLâMuLLaH
SıRR-ı SEBiL SeLâMuLLaH
Hâl-i Hazır RASÛLULLAH
AŞKIN-a Yâ RASÛLULLAH
sallallahu aleyhi ve sellem..
*
DİLim PASın SİLemediM
DİLim DİLim DİLemediM
UsûL VusûL BİLemediM
KEVSERine GELemediM
CANım VERdim Cefâ ALLdıM
BaŞımı BELÂya SALLdıM
Dünya Deryasına DALLdım
GüL YÜZüne Hasret KALLdım
MEŞKİN-e Yâ RASÛLULLAH
sallallahu aleyhi ve sellem..
*
KuL İhvÂNi SER-ü SERiyiM
Güyâ Ben EREN ERİ-yiM
SIRAT-ta KIRAT TERİyiM
KeMâl-CeMâL-dan BERİyiM
ALİ ŞAH-ımız PÎRi EYle
SEVen SEVilen BİRİ EYle
El HaYY HAKKına DİRİ EYle
KÂRBÂN-ına KITMiRi EYle
KÖŞKÜN-e Yâ RASÛLULLAH
sallallahu aleyhi ve sellem..
12.04.11 16:31
glbşmçltşm..
sallallahu aleyhi ve sellem..
Divânâyım DEVR-ÂNdayıM
Pervânâyım SEYR-ÂNdayıM
Giryânâyım CEVL-ÂNdayıM
Hayrânâyım HAYR-ÂNdayıM
Medet Yâ MuhaMMeD MedeT
Altı Yönden SARdı GurbeT
Kor ATAŞ-lı ÖZüm HasreT
ŞİFÂ BUYUR ŞEFÂAT ET
ŞAŞKIN-a Yâ RASÛLULLAH
sallallahu aleyhi ve sellem..
*
BiR Damla Korku UMUTtuM
HaKiKaTım Taşa TUTtuM
HayYaL-leriMle UYuttuM
ZeMZeM Diye ZeHiR YUttuM
KEFİL-i DeNeNDi-mİZ OL
NûR-u MîM MenendimİZ OL
SEV de SEVdir KENDimİZ OL
SALL SELLimİZ BENDimİZ OL
TAŞKIN-a Yâ RASÛLULLAH
sallallahu aleyhi ve sellem..
*
Ne Gökteyim Ne YERdeyiM
BeN de Bilemem Nerdeyim
HeM ELeST HeM MaHŞeRdeyiM
BeN Bende “BEN” e PeRdeyiM
MîM Mazharı MeLâMuLLaH
KûN feyeKûN KeLâMuLLaH
SıRR-ı SEBiL SeLâMuLLaH
Hâl-i Hazır RASÛLULLAH
AŞKIN-a Yâ RASÛLULLAH
sallallahu aleyhi ve sellem..
*
DİLim PASın SİLemediM
DİLim DİLim DİLemediM
UsûL VusûL BİLemediM
KEVSERine GELemediM
CANım VERdim Cefâ ALLdıM
BaŞımı BELÂya SALLdıM
Dünya Deryasına DALLdım
GüL YÜZüne Hasret KALLdım
MEŞKİN-e Yâ RASÛLULLAH
sallallahu aleyhi ve sellem..
*
KuL İhvÂNi SER-ü SERiyiM
Güyâ Ben EREN ERİ-yiM
SIRAT-ta KIRAT TERİyiM
KeMâl-CeMâL-dan BERİyiM
ALİ ŞAH-ımız PÎRi EYle
SEVen SEVilen BİRİ EYle
El HaYY HAKKına DİRİ EYle
KÂRBÂN-ına KITMiRi EYle
KÖŞKÜN-e Yâ RASÛLULLAH
sallallahu aleyhi ve sellem..
12.04.11 16:31
glbşmçltşm..
- simurg
- Özel Üye
- Mesajlar: 928
- Kayıt: 01 Haz 2009, 02:00
Re: Rasûlullah (sav)'e MEKTUPlar
GÖNLÜMÜN İNCİSİ'ne…
Yazmakla yazmamak arasında uzun süre gidip gelmelerden sonra yazmayı seçtim,
Aslında kalbimde kalmalarını daha çok sevdiğim mektublarımdan bir tânesi bu,
Muhammedînur sitemiz bana kalbini açtığından bu yana, kalbimi burada açmakta sakınca görmüyorum.
Yine de çekinmediğimi söyleyemem,
Sizler okuduklarınızı sâdece okuyun ve geçin inşaALLAH,
Şaşkın, acemi, tuhaf, elle tutulur hiç bir somut başarısı olmayan ve
Kabul görmesi muhtemel hiçbir sıfata da sâhip bulunmayan,
Kendi hâlinde, kendisinden başka derdi olmayan bir kimseyim,
İnsanım diyemiyorum, bir gün bu isim altında anılmayı umut ve duâ edebiliyorum ancak.
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem Efendimize bir mektubum bu benim!.
Evvelâ, Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem Efendimizi
uzun asırlar kadar büyük bir mesâfeden,
coğrafî olarak ta tasavvurlarımı aşan bir uzaklıktan,
getirip kalbimin içine yerleştiren gül Hocam Kulihvâni’ye cân-ı gönlüm ile sonsuz minnetimi
ve teşekkürlerimi sunarım.
ALLAH celle celâluhu ebeden, dâimen, kâimen sizden ve sevdiğiniz herkesten
ve size emeği olan büyüklerimizden râzı ve memnun olsun inşaALLAH.
Âmin!.
Âlemlerin rahmet menbağı, sonsuz NûRun sâhibi,
ALLAH celle celâluhu’ nun Kıymetlisi, Habîbi,
Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem Efendimize bütün zerrelerimle sonsuz salat ve selâm ederim;
Es selâmu aleyke Yâ Rasûlullah!.
Es selâmu aleyke Yâ gönüllerin sultanı, gözlerin nûru, dillerin balı Efendim!
Kimsesizlerin kimsesi olan RABBu’l- Âlemîn'imizi,
önce yetim kalıp kimsesizliği ile bizzat yaşayarak BİLip,
Sonra ALLAHu zu'l celâl'imizin, ihsanı ve ni’met-i ilâhiyesi ile sâhip çıkılan
ve âlemlere rahmet olmak ile bütün kâinâta sâhip çıkan, Güzeller Güzeli Efendim,
NÛRu ilk VARedilen hazîneler hazînesi, kâinâtın gözbebeği Sultanım!.
Hitablarım eksik ve zayıf kalıyor, kelimelerim yeterli değil,
bütün dilleri ve bütün kelimeleri bilseydim de yine yetmezdi
SİZe lâyıkınca hitab edebilmeme,
ve SİZi meth u senâ edebilmeme,
bunu da biliyorum…
Ben şu var gözüken varlığı ile yokluğu arasında hiçbir fark olmayacak; fâkir, âciz, zelil ve alil bir kul iken
SİZi bilmeye ve sevmeye başladığımdan bu yana bayramlar ediyorum.
Tozduman içinde olan, ve şu dişleri çok sivri ve can acıtıcı olan dünyâya da, daha bir tahammül edebiliyorum.
Kavgalarım içimde sürüyor ya, dışımda bitti desem yeri,
Dünyâ benden gitti, ben ondan zâten gitmiştim.
Adınızı bir sebep ile andığımda,
ya salavât-ı şerîfe söylerken,
ya namaz sonrası SİZe içten bir selâm verip rahmetinize muhtaçlığımı yinelerken,
Veyâ sâdece: “Dardayım Yâ Rasûlullah!” diyerek adınıza sığındığımda,
Ellerimi açıp bir avuç suyu yüzüme sürer gibi isminizi yüzüme sürüyorum.
Yüzüme dıştan içe bir şifâ yayılıyor gibi geliyor,
Taa kalbim serinleyip teskin oluyor sanıyorum.
İnsanlar bu zamanda yüzlerine birçok malzemeler sürüyor,
Daha güzel olmak için böyle yapıyorlar, dışları çok güzelleşiyor hem de,
Bakınca herkes resim gibi, hemen herkeste biri birine benziyor zâhiren,
Bâzen gözlerinde bir sönüklük görünce: "kremler insanın içini güzelleştirmeye kâfi değil demek ki!” diyorum,
Birisi bilerek ve kast ile üzüntü verdiğinde affetmeye çalışıyorum.
En azı ile, susup: “RABBim ne edecek seyredeyim” diyorum.
Zâlimliğe zâlimlik ile karşılık vermediniz, rahmet saçtınız hep,
Ümmetinizden olmanın şerefine uygun olsun diye böyle davranmaya çalışıyorum.
Onca zâlimliğe ve müşrikliğe karşı beddua etmeyip affetmiştiniz.
SİZinle kıyas edemem, çünkü benim için dişlerimi sıkıp sabretmek en zor şey,
Yine de sırf SİZ beni sevesiniz, SİZe benzemeye gayret etmemi beğenesiniz diye
davranışlarımı kontol etmeye çalışıyorum.
SİZi bilenin
“anam babam canım sana fedâ olsun” dediği yerde,
Bilmeyenin düşmanlığı ne büyük oluyor.
SİZi bilmek ve bilmemek
Ve
SİZi sevmek ve sevmemek arasındaki fark bu derece büyük işte.
SİZ âlemlere doğdunuz, âlemler güldü,
Sonsuz bir rahmete, en yüksek merhâmete ve kusursuz bir şefkate kavuştu,
SİZ gönlümüze doğdunuz, yüzümüz güldü, bahtımız güldü.
Güller güldü, gönüller güldü,
Elhamdulillah!
RABBimize olan hamdımızın hudûdu yoktur canlar canı Efendim!.
Sonsuz hamdolsun!.
Nasıl iyileştirici ve nasıl güzelleştirici bir şey SİZi BİLmek,
bilmek ve sevmek diye konuşmalarım, ancak böyle ifâde edebilmeyi başarabiliyor olmamdan,
haddim yetmez ne lâyıkınca bilmeye, ne de lâyıkınca sevmeye biliyorum.
Ve ancak böyle bir hissin de çok başındayım,
hiç bilemediğim zamanları düşününce sevincimden böyle söylüyorum,
Adınız geçince burnu sızlayan, gözleri yaşlara boğulan insanları görünce çok imrenirdim,
“ALLAH’ım bu nasıl bir şey, ve nasıl böyle olunuyor!” diye düşünür, hâlime üzülürdüm
çünkü o zamanda çok özel bir şeydi gözümde, SİZin için ağlanılabilmesi,
“Birgün gelecek olan kardeşlerimi özlüyorum” buyurmuştunuz sahâbelerinize,
Onlarda “kendilerinin kardeşiniz olup olmadıklarını” sormuşlardı,
Ve SİZ: “Siz sahâbelerimsiniz, onlar sizden sonra gelecek ve beni görmeden sevecekler!” buyurmuştunuz.
Biz de SİZi özlüyoruz Efendim, hem de çok.
gönlümüze dönüp, SİZe kelimeleri dilde âşikâr olmamış hitablar ile seslenip duruyoruz,
mektublar yazıp SİZe sarılıyoruz, ellerimizi tuttuğunuzun şükrünü ömrümüzce edâ edemeyiz biliyoruz.
ama hasretliğimiz bitmez,
Her ne var ise âlemde güzel ve ANlamlı olan,
sâdece SİZin güzelliğinizden ve SİZ dokundunuz diye,
kalblerimize, gözlerimize, ellerimize, dillerimize devamlı dokunun ki,
varlıklarımız anlam bulup, hallerimiz, huylarımız ve duygularımız güzelleşsin,
güzelleşsin ki, SİZ bizi daha çok sevesiniz,
Çünkü ,
SİZ sevince biz sevebiliyoruz,
SİZ bizi isteyince biz isteyebiliyoruz,
Ve SİZinle isek bir kıymet ifâde edebiliyoruz,
ve hepimiz ancak SİZinle ümmet elbisemizi giyinip BİZ BİR-İZ olabiliyoruz..
Rahmetler kaynağı olduğunuzdan habersiz olduğum zamanlarımda yapmış olduğum
bütün saçmalıklarım için sonsuz özür diliyorum!
Ümidimin kaynağısınız,
selâmetimin tek adısınız,
darlıkta elimi tuttuğundan hiç şüphe etmediğim,
seslendiğimde, ben bilmesem de ses verensiniz,
Hz. Hüseyin Efendimiz'in üzerine elindeki kabı döküp, üzerini ıslatan bir köleye,
gözünüzün nûru Hüseyin Efendimiz:
"ALLAH gadabını yenenleri sever, gadablanmayacağım.
ALLAH affedenleri sever, seni affettim,
ALLAH ihsan edenleri sever ve ihsan eder,
sana ihsan ettim, âzâdsın-hürsün!” buyurmuştu.
SİZin nesliniz böyle ise,
SİZ bizim kabahat ve kusurlarımızı affetmez misiniz hiç.
Benim çok büyük ümîdim var!.
SİZi sevmenin adı bile bambaşka,
Muhabbetin mânâsı SİZsiniz,
âlemlerin biribirine olan iştiyakı SİZsiniz,
Cümle mevcûdatın sevmekle şeref kazandığı SİZsiniz,
kalbleri dirilten,
uyuyanları uyandıran,
ölmüş olan kalbi bile HAYY eden SİZin İsminizdir.
SİZi sevmemizi ihsan eden RABBime ebedî teşekkürler içindeyim,
SİZi bize öğreten, gönüllerimizin içine taşıyan Hocamıza ebedî teşekkürler içindeyim.
Nasıl ki, RABBimizi SİZin dilinizden gönlünüzden bildik, öğrendik, tanıdık,
SİZi ve SİZe muhabbet etmeyi de Hocamızdan ders ve tâlim ediyoruz biz,
Emeğine cömert, kerim ve Lâtif Hocamız hiç sakınmadan esirgemeden
gönlünü SALL edip, içine bizleri koyup SİZ'e taşıyıp duruyor,
bu taşımalar artık meyve bile vermeye başladı,
ben bile SİZe meftun oldum sonunda, elhamdulillah.
Efendim SİZi çook seviyorum demek yetmiyor.
SİZi var edeni,
SİZden haberdâr edeni,
SİZi seven herkesi çok seviyorum.
Sevgi ile kalbimi dirilten RABBime varlığım kurban ola,
Can, baş üzerine emirleriniz ile SİZe yakınlaşmak ve inşaALLAH
ebedî SİZinle olmak duâlarım ile
Kalbimde olan adınıza sonsuz hürmetlerim ile selâm ediyorum.
ES-selâmu aleyke Yâ Nebîler SULTANı, gönlümün incisi Efendim!
Yazmakla yazmamak arasında uzun süre gidip gelmelerden sonra yazmayı seçtim,
Aslında kalbimde kalmalarını daha çok sevdiğim mektublarımdan bir tânesi bu,
Muhammedînur sitemiz bana kalbini açtığından bu yana, kalbimi burada açmakta sakınca görmüyorum.
Yine de çekinmediğimi söyleyemem,
Sizler okuduklarınızı sâdece okuyun ve geçin inşaALLAH,
Şaşkın, acemi, tuhaf, elle tutulur hiç bir somut başarısı olmayan ve
Kabul görmesi muhtemel hiçbir sıfata da sâhip bulunmayan,
Kendi hâlinde, kendisinden başka derdi olmayan bir kimseyim,
İnsanım diyemiyorum, bir gün bu isim altında anılmayı umut ve duâ edebiliyorum ancak.
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem Efendimize bir mektubum bu benim!.
Evvelâ, Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem Efendimizi
uzun asırlar kadar büyük bir mesâfeden,
coğrafî olarak ta tasavvurlarımı aşan bir uzaklıktan,
getirip kalbimin içine yerleştiren gül Hocam Kulihvâni’ye cân-ı gönlüm ile sonsuz minnetimi
ve teşekkürlerimi sunarım.
ALLAH celle celâluhu ebeden, dâimen, kâimen sizden ve sevdiğiniz herkesten
ve size emeği olan büyüklerimizden râzı ve memnun olsun inşaALLAH.
Âmin!.
Âlemlerin rahmet menbağı, sonsuz NûRun sâhibi,
ALLAH celle celâluhu’ nun Kıymetlisi, Habîbi,
Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem Efendimize bütün zerrelerimle sonsuz salat ve selâm ederim;
Es selâmu aleyke Yâ Rasûlullah!.
Es selâmu aleyke Yâ gönüllerin sultanı, gözlerin nûru, dillerin balı Efendim!
Kimsesizlerin kimsesi olan RABBu’l- Âlemîn'imizi,
önce yetim kalıp kimsesizliği ile bizzat yaşayarak BİLip,
Sonra ALLAHu zu'l celâl'imizin, ihsanı ve ni’met-i ilâhiyesi ile sâhip çıkılan
ve âlemlere rahmet olmak ile bütün kâinâta sâhip çıkan, Güzeller Güzeli Efendim,
NÛRu ilk VARedilen hazîneler hazînesi, kâinâtın gözbebeği Sultanım!.
Hitablarım eksik ve zayıf kalıyor, kelimelerim yeterli değil,
bütün dilleri ve bütün kelimeleri bilseydim de yine yetmezdi
SİZe lâyıkınca hitab edebilmeme,
ve SİZi meth u senâ edebilmeme,
bunu da biliyorum…
Ben şu var gözüken varlığı ile yokluğu arasında hiçbir fark olmayacak; fâkir, âciz, zelil ve alil bir kul iken
SİZi bilmeye ve sevmeye başladığımdan bu yana bayramlar ediyorum.
Tozduman içinde olan, ve şu dişleri çok sivri ve can acıtıcı olan dünyâya da, daha bir tahammül edebiliyorum.
Kavgalarım içimde sürüyor ya, dışımda bitti desem yeri,
Dünyâ benden gitti, ben ondan zâten gitmiştim.
Adınızı bir sebep ile andığımda,
ya salavât-ı şerîfe söylerken,
ya namaz sonrası SİZe içten bir selâm verip rahmetinize muhtaçlığımı yinelerken,
Veyâ sâdece: “Dardayım Yâ Rasûlullah!” diyerek adınıza sığındığımda,
Ellerimi açıp bir avuç suyu yüzüme sürer gibi isminizi yüzüme sürüyorum.
Yüzüme dıştan içe bir şifâ yayılıyor gibi geliyor,
Taa kalbim serinleyip teskin oluyor sanıyorum.
İnsanlar bu zamanda yüzlerine birçok malzemeler sürüyor,
Daha güzel olmak için böyle yapıyorlar, dışları çok güzelleşiyor hem de,
Bakınca herkes resim gibi, hemen herkeste biri birine benziyor zâhiren,
Bâzen gözlerinde bir sönüklük görünce: "kremler insanın içini güzelleştirmeye kâfi değil demek ki!” diyorum,
Birisi bilerek ve kast ile üzüntü verdiğinde affetmeye çalışıyorum.
En azı ile, susup: “RABBim ne edecek seyredeyim” diyorum.
Zâlimliğe zâlimlik ile karşılık vermediniz, rahmet saçtınız hep,
Ümmetinizden olmanın şerefine uygun olsun diye böyle davranmaya çalışıyorum.
Onca zâlimliğe ve müşrikliğe karşı beddua etmeyip affetmiştiniz.
SİZinle kıyas edemem, çünkü benim için dişlerimi sıkıp sabretmek en zor şey,
Yine de sırf SİZ beni sevesiniz, SİZe benzemeye gayret etmemi beğenesiniz diye
davranışlarımı kontol etmeye çalışıyorum.
SİZi bilenin
“anam babam canım sana fedâ olsun” dediği yerde,
Bilmeyenin düşmanlığı ne büyük oluyor.
SİZi bilmek ve bilmemek
Ve
SİZi sevmek ve sevmemek arasındaki fark bu derece büyük işte.
SİZ âlemlere doğdunuz, âlemler güldü,
Sonsuz bir rahmete, en yüksek merhâmete ve kusursuz bir şefkate kavuştu,
SİZ gönlümüze doğdunuz, yüzümüz güldü, bahtımız güldü.
Güller güldü, gönüller güldü,
Elhamdulillah!
RABBimize olan hamdımızın hudûdu yoktur canlar canı Efendim!.
Sonsuz hamdolsun!.
Nasıl iyileştirici ve nasıl güzelleştirici bir şey SİZi BİLmek,
bilmek ve sevmek diye konuşmalarım, ancak böyle ifâde edebilmeyi başarabiliyor olmamdan,
haddim yetmez ne lâyıkınca bilmeye, ne de lâyıkınca sevmeye biliyorum.
Ve ancak böyle bir hissin de çok başındayım,
hiç bilemediğim zamanları düşününce sevincimden böyle söylüyorum,
Adınız geçince burnu sızlayan, gözleri yaşlara boğulan insanları görünce çok imrenirdim,
“ALLAH’ım bu nasıl bir şey, ve nasıl böyle olunuyor!” diye düşünür, hâlime üzülürdüm
çünkü o zamanda çok özel bir şeydi gözümde, SİZin için ağlanılabilmesi,
“Birgün gelecek olan kardeşlerimi özlüyorum” buyurmuştunuz sahâbelerinize,
Onlarda “kendilerinin kardeşiniz olup olmadıklarını” sormuşlardı,
Ve SİZ: “Siz sahâbelerimsiniz, onlar sizden sonra gelecek ve beni görmeden sevecekler!” buyurmuştunuz.
Biz de SİZi özlüyoruz Efendim, hem de çok.
gönlümüze dönüp, SİZe kelimeleri dilde âşikâr olmamış hitablar ile seslenip duruyoruz,
mektublar yazıp SİZe sarılıyoruz, ellerimizi tuttuğunuzun şükrünü ömrümüzce edâ edemeyiz biliyoruz.
ama hasretliğimiz bitmez,
Her ne var ise âlemde güzel ve ANlamlı olan,
sâdece SİZin güzelliğinizden ve SİZ dokundunuz diye,
kalblerimize, gözlerimize, ellerimize, dillerimize devamlı dokunun ki,
varlıklarımız anlam bulup, hallerimiz, huylarımız ve duygularımız güzelleşsin,
güzelleşsin ki, SİZ bizi daha çok sevesiniz,
Çünkü ,
SİZ sevince biz sevebiliyoruz,
SİZ bizi isteyince biz isteyebiliyoruz,
Ve SİZinle isek bir kıymet ifâde edebiliyoruz,
ve hepimiz ancak SİZinle ümmet elbisemizi giyinip BİZ BİR-İZ olabiliyoruz..
Rahmetler kaynağı olduğunuzdan habersiz olduğum zamanlarımda yapmış olduğum
bütün saçmalıklarım için sonsuz özür diliyorum!
Ümidimin kaynağısınız,
selâmetimin tek adısınız,
darlıkta elimi tuttuğundan hiç şüphe etmediğim,
seslendiğimde, ben bilmesem de ses verensiniz,
Hz. Hüseyin Efendimiz'in üzerine elindeki kabı döküp, üzerini ıslatan bir köleye,
gözünüzün nûru Hüseyin Efendimiz:
"ALLAH gadabını yenenleri sever, gadablanmayacağım.
ALLAH affedenleri sever, seni affettim,
ALLAH ihsan edenleri sever ve ihsan eder,
sana ihsan ettim, âzâdsın-hürsün!” buyurmuştu.
SİZin nesliniz böyle ise,
SİZ bizim kabahat ve kusurlarımızı affetmez misiniz hiç.
Benim çok büyük ümîdim var!.
SİZi sevmenin adı bile bambaşka,
Muhabbetin mânâsı SİZsiniz,
âlemlerin biribirine olan iştiyakı SİZsiniz,
Cümle mevcûdatın sevmekle şeref kazandığı SİZsiniz,
kalbleri dirilten,
uyuyanları uyandıran,
ölmüş olan kalbi bile HAYY eden SİZin İsminizdir.
SİZi sevmemizi ihsan eden RABBime ebedî teşekkürler içindeyim,
SİZi bize öğreten, gönüllerimizin içine taşıyan Hocamıza ebedî teşekkürler içindeyim.
Nasıl ki, RABBimizi SİZin dilinizden gönlünüzden bildik, öğrendik, tanıdık,
SİZi ve SİZe muhabbet etmeyi de Hocamızdan ders ve tâlim ediyoruz biz,
Emeğine cömert, kerim ve Lâtif Hocamız hiç sakınmadan esirgemeden
gönlünü SALL edip, içine bizleri koyup SİZ'e taşıyıp duruyor,
bu taşımalar artık meyve bile vermeye başladı,
ben bile SİZe meftun oldum sonunda, elhamdulillah.
Efendim SİZi çook seviyorum demek yetmiyor.
SİZi var edeni,
SİZden haberdâr edeni,
SİZi seven herkesi çok seviyorum.
Sevgi ile kalbimi dirilten RABBime varlığım kurban ola,
Can, baş üzerine emirleriniz ile SİZe yakınlaşmak ve inşaALLAH
ebedî SİZinle olmak duâlarım ile
Kalbimde olan adınıza sonsuz hürmetlerim ile selâm ediyorum.
ES-selâmu aleyke Yâ Nebîler SULTANı, gönlümün incisi Efendim!
- mim ile nun
- Üye
- Mesajlar: 48
- Kayıt: 08 Kas 2012, 18:22
Re: Rasûlullah (sav)'e MEKTUPlar
Gel kes diye bekleyen kuzuya dönmüşüm
Muhabbet benliğin en mühim merhemidir ⊙
- mim ile nun
- Üye
- Mesajlar: 48
- Kayıt: 08 Kas 2012, 18:22
Re: Rasûlullah (sav)'e MEKTUPlar
Ey cananım sessiz avazım kuytu köşelerdeki hıçkırıklarım
Ey sevdiğim hem uğrunda yaşamayı hem uğruna ölmeyi istediğim
Ey kerbela günüm
Aşkın eline düştüğümden beri
Tüm kelimeler bir cennet cehennem bir oldu.
Ey aşk makamında oturan
Toprakla su birleşti
Ateş rüzgarla savruldu
İçerdeki yara kurudu
Yaram yarim yarim yaram oldu seni gördüm göreli
Tüm alemler bir dünya ahiret bir oldu.
Cemalleri seyrettim karanlık aynalarda
Biçare dolanıp durdum tüm odalarda
Gözümden gönlüme inince aşkın sarhoşluğunda
Gönlün gönlüm bir bütün gözler bir oldu.
Şikayetinde değilim şimdi hiç bir cefanın
Peşinde koşmam artık tatlı safanın
Ellerine düşsem teri olup bütün cihanın
Tüm insanlar bir düşmanla dost bir oldu.
Sevdiğim her nereye baksam sen oradasın
En uzaklar yakın oldu hep buradasın
İçimde saklarım cemalini aynalardasın
Hücrelerim bir aklım fikrim bir oldu.
Sultanım billur gözlü bin nur edalım
Tebessümün ecel olsun ey günüm sabahım
Pervane aşkına düştü iflah olmazki canım
Düşünceler bir kalbim dilim bir oldu
Zerre boşluk kalmadı her yer sen oldu.
Ey sevdiğim hem uğrunda yaşamayı hem uğruna ölmeyi istediğim
Ey kerbela günüm
Aşkın eline düştüğümden beri
Tüm kelimeler bir cennet cehennem bir oldu.
Ey aşk makamında oturan
Toprakla su birleşti
Ateş rüzgarla savruldu
İçerdeki yara kurudu
Yaram yarim yarim yaram oldu seni gördüm göreli
Tüm alemler bir dünya ahiret bir oldu.
Cemalleri seyrettim karanlık aynalarda
Biçare dolanıp durdum tüm odalarda
Gözümden gönlüme inince aşkın sarhoşluğunda
Gönlün gönlüm bir bütün gözler bir oldu.
Şikayetinde değilim şimdi hiç bir cefanın
Peşinde koşmam artık tatlı safanın
Ellerine düşsem teri olup bütün cihanın
Tüm insanlar bir düşmanla dost bir oldu.
Sevdiğim her nereye baksam sen oradasın
En uzaklar yakın oldu hep buradasın
İçimde saklarım cemalini aynalardasın
Hücrelerim bir aklım fikrim bir oldu.
Sultanım billur gözlü bin nur edalım
Tebessümün ecel olsun ey günüm sabahım
Pervane aşkına düştü iflah olmazki canım
Düşünceler bir kalbim dilim bir oldu
Zerre boşluk kalmadı her yer sen oldu.
Muhabbet benliğin en mühim merhemidir ⊙
- Gariban
- Moderatör
- Mesajlar: 2834
- Kayıt: 25 Tem 2007, 02:00
Re: Rasûlullah (sav)'e MEKTUPlar
EFENDİM
Yürümek için düz yol ararken
Sıratta canbazlık oldu, bahtım Efendim
Mevsim hazan oldu, esti felek rüzgarı
Döküldü yaprağım çıplak, kaldım Efendim
Kuru kütük gibi dikilip kıyama, kapatıp kapımı el-fatihama,
Ne beyhude namazlar AH, kıldım Efendim
Geçiyor seneler, yaş geliyor kırka, ayrılmış ümmet, 73 fırka
OLsun OLmasınla dOL-AN yamalı bir hırka, giydim Efendim
Esfeli safiline dalldı şu aklım, arayıp dururken nerede naklım
Kalmasın artık bir sırrım saklım, cenneti cehennem de, buldum Efendim
Ne yaptıysam zalım nefsim doymadı, benlik elbiselerin bir bir soymadı,
Hasbi hizmetten başka, umut koymadı, Tohum gibi umutla, doldum Efendim
garibAN
Kamiloba-01.03.2013
- mim ile nun
- Üye
- Mesajlar: 48
- Kayıt: 08 Kas 2012, 18:22
Re: Rasûlullah (sav)'e MEKTUPlar
Çaresiz bir takvimden yalnızlığa gün saydım
Bir cezir yaşadım ki, yaşanmamiş, mazide
Dokunduğun küçük bir nakış da ben olsaydim
Bir cezir yaşadım ki, yaşanmamiş, mazide
Dokunduğun küçük bir nakış da ben olsaydim
Muhabbet benliğin en mühim merhemidir ⊙